04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 EKİM 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER AÇIKLAMA Cumhuriyet Gazetesı 'nın 9. 10.1997 tarihli_ nüshasında "Vakıf Arazisi İçin Bakana GözdağT başlığı altında ve 11 Ekım 1997 tarihli nüshasının . 3. sh.de "Türkiye Gazetesiya- ~ zarlannı siyasi baskı aracı ola- rak kullann or. İhlas Vakıf ara- zilerine göz dikti* başlığı ve resmi altında, gerçek dışı bir yayın yapılmıştır. Bu yayım bütünü ile reddediyoruz. Cumhuriyet Gazetesi. ob- "Jektif yayıncılık anlayışından aynlıp. tek taraflı beyanlara il- tifat ederek. müvekkil Ihlas şirketinden meselenin aslını • öğrenmeden, hiçbir araştırma da yapmadan, tapu ve dosya bilgilerine. belgelerine aykın olarak, masa başında yazdığı " gerçek dışı bir haber ile, kışı- lik haklanna saldında bulun- muş,tur. Bu yayını Basın Ka- 'nunu'nun 19. maddesi icabı tekzip ediyoruz. Gerçek dışı yayınlar: Cumhuriyet Gazetesi, ger- ; çek dışı yayın yaprmştır. Işte bundan bazı mısaller: 1- Türkiye Gazetesi hiçbir yazannı, hıçbir haberini sıya- si baskı aracı olarak kullan- _ mamıştır. Kullanmaz. 2- thlas Vakıf arazilerine as- la göz dikmemiştir. Dikmez. 3- Türkiye Gazetesi bahsi geçen arazi üzerine asla O- TEL tNŞAATI YAPMA- . MAKTADIR. ' 4- Mezkur yer üzennde iki jarklı arazi yoktur. Birinci bö- lüm diye adlandınlan yen yap işlet devTet modeli ile almış değildir. 5- Ikinci bölümü 49 yıllıği- na kiralamak istediği yolun- daki ıddia. dosya gerçeklenne aykındır. 6- Hiçbir yazanmızın, hiç- bir bakan veya milletvekili ile alıp veremediği bir meselesi yoktur. 7- Ihlas Yuva Sitesi, kanun- lara uygun olarak ınşa edılmış ruhsath bir yapıdır. Meselenin aslı şudur: Eskı Bayezıd Vakfi Hasta- hanesı senelerin ihmalı neti- cesinde metruk hale gelmışti. Bu hastahane ve bahçesi 17 dönümlük bir alandır. Vakıflar Genel Müdürlüğü, bu hasta- hanenin yerini ihaleye çıkar- mış ve kiralamak istemıştir. tki defa ihaleye çıkan bu yer, onannunın çok pahalı ve uzun olacağı, zaman alacağı gerek- çesi ile ihaleyi alanlann ihale bedellerini yatırmamalann- dan dolayı düşmüştür. Çünkü, hiçbir yatınmcı. metruk hal- dekı bu hastahaneye o kadar masraf ^apmayı göze alma- rruştır. Ûçüncü ihalede, ihale İHLAS üzerinde kalmış ve th- las kira bedelini tam olarak ödemiştir. thlas, ihale üzerinde kaldık- tan sonra, bir buçuk yıl met- ruk haldeki hastahanenin in- şaası için uğraşmış, bütün res- mi mercilerinden gerekli izin- leri almış ve 1992 yılı fiyatla- n ile 55 milyar TL masraf ya- parak, ülkemize güzel ve mo- dem bir hastahane kazandır- mıştır. Bu husus, Vakıflar Ge- nel Müdürlüğü dosyası ile de sabittir. Şu anda, son teknolo- ji imkânlan ile donanmış has- tahane, emsallerine göre çok ucuz olarak halkımıza hizmet vermektedir. Ihlas. halka hiz- met yanşında öne çıkmanın haldı gururunu yaşarken, çe- kemeyenlerin haksız ıthamla- nna maruz kalmaktadır. Ek hastane inşaası Halkımızın yoğun arzusu ve ilgililerin ısrarlı talebi üze- rine, Ihlas, mevcut hastahane- nin yanına ek bir hastahane daha inşa etmeye karar ver- miştir. Ancak, hukuken bunun yapılabilmesi için, kiracı olan müvekkil şirketin lehme, ta- puda kat irtifakının tesisi MK 751. maddesi icabı zorunlu ol- muştur. Bundan dolayı, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden bu izin istenmiş ve yapılan bütün araştırmalar, Malıye Bakanlı- ğı'ndan istenilen yazılar ile bu talebimizin haklılığı ve uy- gunluğu teyit edilmiştir. thlas kanunlara saygıh Meselenin aslı yukanda izah edilen şekli iledir. Cum- huriyet Gazetesi de dahil her- kesin bilmesi gereken husus şudur: Ihlas, kanunlara son derece saygıh bir kuruluştur. Bunlardan dolayı, Cumhu- riyet Gazetesi'nin 11 Ekim 1997 tarihli nüshasında yer alan gerçek dışı ve thlas'ın onurunu rencide eden ve ta- mamı iftira niteliğindeki ya- zısını; Basın Kanunu'nun 19. madesine istinaden tekzip edi- yoruz. Kamuoyuna bilvekale say- gı ile duyururuz. thlas Holding AŞ Vekilleri Av. Abdurrahman Gök - Av. ArifKılıçaslan F-5'lerin modernizasyonu için nihai teklif istenecek Savunma Sanayii helikopter ihalesini Italyanlara verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Savunma Sanayii tcra Komitesi, Sikorsky fırmasının da talip oldu- ğu 49 milyon dolarhk sahıl güven- lik helikopterleri ihalesini ttalyan Agusta fırmasına vermeyı karar- laştırdı. F-5 uçaklannın moderni- zasyonu ihalesinde, kısa lısteye ka- lan Fransız Sagem ile tsrail-Singa- pur konsorsiyumundan nihai teklif istenmesine karar verdi. Savunma Sanayii Icra Komite- si, Başbakan Mesut Yılmaz'ın baş- kanlığında yaklaşık 2 saat süren bir toplantı yaptı. Genelkurmay Baş- kanı Orgeneral İsmail Hakkı Kara- dayı, Milli Savunma Bakanı Ismet Sezgin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlhan Kıhç'ın da katıldı- ğı toplantınm ardından gazetecile- rin sorulanru yanıtlayan Savunma Sanayii Müsteşan Yalçm Burçak, toplantıda uzun süreden bu yana üzerinde çahşılan ve komiteye su- nulan 4 proje hakkında karar veril- diğini açıkladı. Burçak söz konusu kararlan şöyle sır aladı: "F-5 modernizasyonu çerçeve- sinde verüen 4 teküften kısa listeye kalan Fransız Sagem ile İsrail'in IAI ile Elbit flrmalan ve Singapur Technologies firmaiaruun oluştur- duğu konsorsiyumun aralanndan farkuı birbirlerinc çok yakuı olma- a neticesinde bu fırnıalardan tekrar nihai tekliflerin alınması ve fîyat tekliflerinin iyileştirilmesi karan alınmıştır. İkinci olarak sahil güven- lik komutanlığının ihtiyaç duydu- ğu helikopterterin değerlendiriİme- si sonucunda, fiyati uygun olarak görükn İtalyan Agusta firması se- çilmistir. Deniz Kuvvetieri'nin ihti- yaç duyduğu liman ve kıyı römor- körlerinin yapımı için 6 yerli fırma arasında Getni Sanayii'nin verdiği teklifin en uygun olduğu değerlen- dirilmiştir." Çakıroğlu'na hüzünlü uğurlama Karaciğer nakü yapılamadığı için önceki gün ölen gazeteci Nurcan Çakıroglu dün ailesi, arkadaşlan ve meslekdaşlannın kaûldığı törenlerle son yolculuğuna uğur- landL Kim Dergisi Yazuşleri Nİüdürü olan ve 38 yaşında ölen Çakıroğlu için flk tören Türldye Gazeteciler Cemiyeti'nde (TGQ gerçekleştirildi Törende konu- şan TGC Başkanı Nail Güreli, Çakıroğlu'nun bir Türkhe gerçeğinin simgesi ha- line gelerek öldüğünü sö\ledi Organ nakli bilincinin Türkiye'de hâlâ >erleştiri- lemediğinin altını çizen Güreli, bu konuda siyasikr ve yargı kadar medyanın da sorumluluğu bulunduğunu söyledi. Çakıroğlu için Milliyet gazetesinin İkiteüi'de- ki binası önfinde de bir tören düzenlenmesinden sonra Çaluroğlu'nun cenazesi Küçükyalı MezarhğTnda demedikti. (Fotoğraf: KADER TUĞLA) Sendikalar 'ESK yasal zemine oturtulsun' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ekonomik ve Sos- yal Konsey'de (ESK) temsil edilen sivil kesimin temsilci- leri, Başbakan Mesut Yü- maz'a gönderdiklen mek- tupta, konseyin yasal zemine oturtulmasını ve etkin olarak işletilmesini istediler. ESK'de yer alan Türk-lş, DİSK, Hak- Iş, TtSK., TO- BB, TESK ve TZOB'un ge- nel başkanlan, Başbakan Yılmaz'a bir mektup gönder- diler. Sivil toplum kuruluşla- n olarak konseyin çalışma usul ve esaslan hakkında or- tak çalışma gerçekleştirdik- lerini ve kuruluş yasasına ilışkın olarak da önümüzde- ki günlerde hazırlık yapma- yı düşündüklerini Yılmaz'a bildiren genel başkanlar, or- tak mektuplannda "Konsey mümkün olan en kısa süre içinde >asal zemine oturtula- rak istikrarh bir yapıya ka- vustunumahdır. Konseyde, Bao örnekkrinebenzerşekil- de, hükümet dışı sivil toplum kuruluşlan ağiruklı olarak temsil edilmeBdir" denildi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Kemalizmin Mezarcıları Hasan Mezarcı, Atatürk hakkındaki kimi sözleri ve laiklik aleyhindeki konuş- masından ötürü aldığı mahkumiyeti dol- durarak tahliye olmuş. Hem "Geçmiş ol- sun" hem de "Allah ıslah etsin" diyelim. Fakat Sayın Mezarcı'nın "ıslah olmaya" pek niyeti yok gıbi. "Hedefime doğru yü- rürken yolum zindandan geçti, gene de geçebilir" demiş. Insanın aklına, "Acaba bu hedefnedir scnıso geliyor!.. Daha sonra dile getirdikleri, bence bu "hecteHen çok daha ilginç. "Kemalizm bitmiştir" dıyor, "Ben Kemalizmin mezar- cısıyım. TürkiyeAnkara'nınkontrolünden çıktı. Işler artık bilek gücüyle yûrütülüyor. Bileği kuvvetli olmayan eziliyor." Bu sözler arasında doğrular da yar. Bu- gün Türkiye'de işter gerçekten bilek gü- cüyle yûrütülüyor ve btleği güçlü olmayan, arkası sağlarn olmayanlar eziliyor. Fakat bunun nedeni Kernalizm değil, ağzından Kemalizm sözcüğünü düşürmeyen hazin bir "cunta'mn egemen olduğu 12 Eylül yönetimidir. Çünkü "Kemalizm" drye di- ye; hem Kemalizmi tepelediler ve hem de Kemalıstlen tepetedıler. MustafaKemal'in Türkiyesı'nde Çatlı'lann yeri yoktu. Fakat eger Sayın Mezarcı kendisine iş olarak "Kemalizmin mezarcılığını" seç- mişse, çok bekleyecek demektir. Zira Tür- kiye'de, Kemalizmin mezara verilmesıne izin vermeyecek insanlann oranı, Kema- lizmi mezara gömmek isteyen insanlar- dan çok daha fazladır. Şimdilik sokağa döküfmüyoriarsa bunun nedeni sinmiş ya da pısmış olmalan değil, henüz bıçağın kemiğe dayanmamış olmasıdır. Türkiye'de bir "şercephesi" vardır. Yıl- lardan ben yazıp duruyoruz bunu. Aynlık- çılar, Islam şeriatçılan ve "sûper zekâlı" demokratlar; laik cumhuriyetimize saldır- ma ve Mustafa Kemal'i karalama konu- sunda "hain birittifak" içındedirter. Halk- ta PKK ve Islam şeriatçılanna karşı yük- selen tepki üzerine, bu üçüncü grubu oluşturan "süper zekâlı" demokratlar(!) sesierini kısmışlardı. Fakat galıba şeytan dürtüyor. Yenıden karalamalara başladı- lar. "Süperailenin"er\ küçük üyesi, 15 Ey- lül'de Sabah gazetesinde şunlan yazıyor- du: "Silahlı kuıymlan demokratikteştireme- menin temelinde 'demokrasi' yerine 'Ke- malizmi' şiar edinmeniz var... Ordu 'biz demokrauz' demez, 'Atatürk- çüyuz' der... Atatürkçü olunca, Milli Gü- venlik Kunılu öne çıkar, partamento geri- de kalır... Çünkü Kemalizm, diktatöriük dönemindeki tek parti rejiminin ideoloji- sidir ve halk ıradesıne dayanmaz... Kemalizmi unutup demokrasiyi talep etmedikçe, buişlerdüzelmeyecek..." Buyrun bakalım... Yüzlerce kez, binlerce kez yazdık. Ke- malizrn ve demokrasi biribirinin zıddı, bi- ribirinin atternatıfi değildir. Harta tam ter- sine, Türkiye gibi ülkeîerde Kernalizm, de- mokrasiye geçmenin zeminini hazırlayan en mantıklı ve akılcı yönetimdir. Başta Maurice Duverger olmak üzere, dünya- nın bellı başlı tüm sıyasetbilimcilen ve top- lumbilimcilennin altını çizdiklen bu gerçe- ği, bu 'süperzekâlılara" bir türiü anlata- mıyoruz. Bugün Islam Konferansı'na üye 55 ülke var. Bunlardan kımilen. petrol sa- yesinde çok yüksek ulusal gelıre sahıpler. Fakat bu ülkelerin hiçbirinde "Türkıye'de- ki kadar bile" özgürlük yok. Sistemleri "Türkiye'deki kadar bıle" demokratik de- ğil (Buradaki "bile" sözcüğünün altını özellikle çiziyorum). Demokrasi, insanlann "Demokrasiye geçelim" diye arzulannı dile getırmeleriy- le geçilen bir rejim değil. Belli bir "a/fya- pı" oluşturmadıkça, "ne halt edersenız edin" demokrasiye geçemiyorsunuz. Ke- malizm bu altyapıyı bir ök;üde hazırladığı içinTürtaye, cumhurtyetın kurulmasından 23 yıl sonra çok partılı demokrasiye ge- çebildi. Aslında 23 yıl çok kısa bir süre. Za- ten 1946'yı izleyen yanm yüzyılda eğer demokrasimiz istenen düzeye geleme- diyse bunun kusuru Kemalızmde değil, tam tersine Kemalıst çizgiden uzaklaşıl- masındadır. Kemalizm "halk iradesine" dayanmaz- mış... Peki Kemalizm halk ıradesıne da- yanmazdı da neye dayanırdı? Ingilız do- nanması mı getirdi Türkıye'ye Kemalizmi, yoksa Kızıl Ordu mu getirdi? Yoksa ABD izolasyon politikasından vazgeçerek Tür- kiye'ye Kemalizmi getırme mücadelesine mi girişti? Boş laf bunlar. Kernalizm halk iradesine dayanmazdı da Osmanlı yönetımı halk iradesine mı dayanırdı? Osmanlı padişahlan tanhimi- zın hangi döneminde halkın fikrini sor- muşlardı? Yönetim rejimlenni ıçınde yaşadıkları çağa göre değeriendırmek gerekır. O ça- ğın koşullanna göre bakmak gerekır. Ör- neğin Fransa'da kadınlann sıyasal hakla- n, yani "seçme ve seçilme" özgüriükleri, 1947'de kabul edıldi.Yanı halkın yansı si- yasal sistemin dışına ıtılmıştı. Oysa Tür- kiye'de kadınlar seçme ve seçilme özgür- lüklerineçoktan kavuşmuşlardı. Pekı şim- di, "Fransa'da 1947yılına kadar demok- rasi yoktu " diyebılir mıyız? Yukandaki sa- tırlan yazan "süper zekâlılar" bunu söy- leyebilir mi? Hep aynı mantıksızlık, hep aynı düş- manlık, hiep aynı duygusallık... Bunlann babalarına kısa bir süre de ol- sa olmadık zulmü reva görenler; bu zul- mü, Kemalistolduklan ıçın yapmamışlar- dı. Tam tersine, babalan o zamanlar Ke- malizmi savunuyordu. Şimdi artık "ailece" doğru yolu buldular!.. Bundan beş-altı yıl önceydi. Bir do- çentlik sınavında bu "süperzekâlılar" gru- bundan bir adayı gen çevirmıştık. Eski ça- lışmalan çok başanlı olmakla bırtıkte, "fez" olarak sunduğu çalışmanın hiçbir bilimsel yanı, ipe sapa gelır tarafı yoktu. Genel bır- takım ifadelerle Kemalizmi karalamaya çalışıyordu. Yıllarca, "Beni ideolojik ne- denlerle bıraktılar" diye konuştu. Hâlâ ko- nuşuyordur herhalde. Ve şimdi bir üniver- sitede "Atatürk llkeleri" dersi okut'jyor. Zaten Türkiye ünıversrte ve yükseko- kullannda "Atatürk llkelen ve Inkılap Tari- hi" dersıni verenlerin bir bölümu Atatürk'e düşman. Zira suyun başı bunlann elinde. Karamsar değilım ama, bazen "Acaba boşuna mı uğraşıyoruz?" diyorum... "ÇEKİCİ GÜÇM Işte Vestel'den mekanlannızı gerçek temizliğe kavuşturacak, teknolojinin zirvesinde bir ürün daha... Vestel Niagara 1500; halı, parke, perde, koltuk ve sert zemin gibi her türlü yüzeyi süpürür, yıkar, durular... Tam ve etkili temizlik sağlar. Niagara'nın "çekici gücü" karşısmda hiçbir kir tutunamaz. Siz de Vestel'e terfi edin, rahat edjn. Niagara Electronic İşte Niagara'nın üstün özellikleri... • Islak ve kuru temizlik • Üdü liltre sistemi •Zemine göre ayarlanabilir 1500 W motor gürii • Sessiz çalıjma • Gövdeden aynlabilen 4.5 İLİık deterjanlı su tankı • 20 It.lik kirli su tankı • Kolayca takılabilen ve değijtirilebilen aksesuar... VESTEL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle