Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SArFA CUMHURİYET 24 MAYIS 1996 CUM/S
14 KULTUR
8 U L U S L A R A R A S I İ S T A N B U L T İ Y A T R O F E S T l V A L İ
Brecht'ten 'rahatsız edici' sarkdar
Zeliha BerKsov,
Brecht'in ölümünün
40. )ilında,'Kurt
Weill-Bertolt Brecht'
müzikallerl Brecht
şiirleri \e VNeilJ'ın son
bestelerinden oluşan
bir konserie se>irci
karşısına çıkı\or.
Berkso> 'a gore,
Bnecht'in oj unJan
kadar şarkjlan da
hfçbir zaman
eskimnor,
giıncellikJerinden bir
şev yitirmhor.
•Çiinkü bunlar
protest şarkıJar. Ö\ le
olduklan için, her
donemde çeşitii
durumlara vanıt
>erebüecek bir içeriğe
sahipler.
GünceUiklerini
jitirnıemeleri de bu
vii/den. Bugune dair
öjlenet, keskinve
çarpıcı vanıtlar
getirnoıiarki...'
(Fotograf UĞIR
~GL\YUZ>
DLVGUDLRGL'N
Tıvatro »anatçısı Zeliha Berksov, S
l/luslararası Istanbul Tıyatro Festıvalı
kapsamında ve Brechfın olumunun 40
yılında 'Kurt VVeill-Bertoft Brecht' mu-
zıkallerı. Brecht şıırlerı ve VV'eıll'ın son
bestelennden oluşan bir konserle seyırcı
karşısınaçıkıvor Zeliha Berksov "un, bu-
gun ve vann saat 21 30 da Kenter Tıyat-
rosu'nda vercceğı konserlerde sanatçıya.
pıvanoda IDSO şefı Erol Erdinç eşlık
edecek
O) unculuk vaşamı bovunca Brecht ın
tıvatroanlayışı veogretısının ızını suren
19^9da Genco Erkal ıle kotardıkları
•Brecht Kabare' \e 1987 yılında 'Ben
Bertolt Bnecht" kabaresıyle başanlı bir
Brecht vorumcusu olarak belleklerever-
leşen Zeliha Berksoy ıçın. Brecht tıyat-
rosu kadar Brecht muzıgının de çok ılgı
çekıcı çarpıcı bırverı varsanatvaşamın-
da
))k Brecht resıtalmı 1972 vılında şef
FerdiStatzer'ınpıvanosues.lıûınde\eren
Zeliha Berksov Brecht şarkılarının vanı
sıra Kurt YVeıll \e PaulDessau'nun vapıt-
larını da Almanca olarak seslendırmı> ve
bu konserler. Ankara \e Istanbul'da dort
vıl bovunca de\am etmıs. Ancak Berk-
sov "un son konserının. oncekılerden
tarklı bir ozellığı var Brecht'ın gun ışı-
ğına çtkmamış, bestelennın yanı sıra Kurt
V\eıll"ın dahaoncehıçseslendırılmemı:}
s.arkılarını vorumla>aeaksanatçı Buşar-
kılararasında. Ueıll'ın olıınıunden son-
ra bulunan çalı^malar ıle bırlıkte
Brecht ın •Sivri Kapılarve^varlak Ka-
ptlar" aJlı ovunundakı fahışe Nana'nın
şarkısı 'Lç Kuruşluk Opera', "Maha-
gom Kenti", "Happv End' ve "Je ne t'ai-
mepas' gıbı VVeıll şarkıları ver alıvor
Zeliha Berksov "un Weıll ve Brecht şar-
kılannabaglılığı 1968'lerdeBerlınerEn-
sembledakı ogrencılık \ıllarına davanı-
yor O v ıllarda
j VVeıll Brecht bır-
lıktehğınınbaş.arı-
! lı ıırunlennden bı-
rıolan "Lç Kuruş-
luk Opera'nın
I92!s tanhlı plak-
I larını dınlemeve
ba^lamı* Berksov
KendiM ıçın bir
donum noktası
olarak değerlen-
' dırdığı Brecht'ı
;>o\le anlatıvorsaıufçj "Brecht,çok bu-
v uk merakla. ögrenme istegiv le, hiriktire-
rek, dusünm'k. araştırarak bir verlere
ulaşmamı sağladı. Ov unculuk anla> ışımı
tamamen değiştiren bir >eri oldu. Çok du-
şunen, varatan bir adanı Brecht. Sürekli
keşfedivor... Orneğin, daha ortaokulda
hocasıv la takışıvor. Çok zorlu bir dersten
geçmesi gerek. Sapılan sınavda hocası kâ-
gıdmın büv uk bolumunde vanlış olanları
Tolstoy'un derin insan çelişkileri
Kültür Senisi - 8 Istanbul Uluslararası
Tıyatro Festıvalı kapsamında. Şehır Tıv at-
rolan. 1995-96 tı>atro sezonu repertuv ann-
da ver verdığı. yazın tarıhının en onemlı
klasıkJerınden bınnın Tofetov 'un "Sa\aş\e
Banş"mın tı\atro uvarlamasinı bugun saai
20 30. varın ı'se saat 15 00 te Harbıve \1uh-
sın Ertugrul Sahnesi nde sergilıvor Ce%at
Çapan tarafından Turkçeleştırıİen ovunu
sahne>e Burçın Oraloglu kov uvor
Oyun. FransızDevnmı ndeııvenılık de-
mokratık haklar refoımlar adına etkılenen
Rusa>dınının duş kırıklıklarını aktarırken
Rusya"nıntoplumsal sivasal ekonomıkde-
ğışımını sava$ gerçeğınde gozler onune se-
nyor 1957 yılında polıtık tıvatronun oncu-
lennden Er»in Piscator tarafından sdhne-
lenen >apıt ToKtov un sahne teknıgıne \e
tıyatro kullanım olanaklarına sıgamayan
betımlemelerını. ızleyıcıve epık tıv jtro ge-
leneğıvle aktan>or folstov 'un 'destansı bir mman' va-
rattıgını belırten Burçın Öraloğlu'nj gorc yapıt çok
>onlu bir guncellığe sahıp "InsanJann sa»aşı algılama
bıçımi trJf\ı/von ekranında gorttukleri>le sınırlı. O\sa
savaş. gerek \aşanan an gerekst vol açtığı «onuçlar goz
onune alınınca. gununıuz insanının algıladığı bH,-imden
çok daha korkunç bir olgu."
Oraloğlu üvunu sjhnelerken ana kay-
nak olan lomaıu donup zengın karakter
yaratımını veüoıselmotıtleroluşturabıle-
cekavrıntı zengınlığını bellı bırama*. doğ-
rultusundasevırcıvetattııabılınek veovu-
nunanadusuncelerınıestetık veedebı bo-
yutuyla verebılmevı aınaçladıklannı •<o_v-
İuvor
"Biz SaNjj \e B.ırış ıvorunılarkenPis-
cator'un \ u/v tlııı başında vc ortaiinda > a-
şanan iki bmtık dıınva savaşı sonrası so-
ğukluk ve sıniüt'st'llı»i ıle (olsto\ un denn
ınsan çeli^kilen ve sıcacık duvgusaflığını
kanştırarak bambaşka bir vol bulmma
çalışrrk. Ancak bunu vaparken de H'vir-
cıden etkın bir du>unsel ve duvguval
katılım istedik" dıvor Bur(,ın Oraloğlu
"Ssna^ ve Banş". ızlevıcı\ı "Bir gun
gelip ınsanlık uvgarlaşacak. uvgariık da
insanlaşacak vc bov lece akıl: şiddet ve sa>aşı insan çatış-
malannın çuzümu oiarak gorntekten vazgececek mi"
sorusuvla ba> bavi bırakıvot
kırmı/ı kalemle çi/ivor. Brecht de kâğıdt-
nı alıvor ve gerive kalan tum cumlelerin
ustuııii kırmı/ı kalemle çizerek hocasına
geri verivor.. Tabii, hocası bir vanlışlık va-
pıldığını duşünerek Brecht'in notunu
j ûkseltiv or. Ortaokul çağında bile ne den-
İi sakacı. ne kadar hınzıroldugunu gorû-
vorsunu/. Bence Brechfin kişiliğini bu
olav çok gu/el anlatnor."
Berksov a gore Brecht'ın oyunları ka-
dar ^arkıları da hıçbır zaman eskımıyor.
guncellıkleıınden bir şev vıtırmıvor
"Ç unku bunlar pnrtest îfarkılar. O> le ol-
duklan içın. her donemde çe^ıtli ılurunı-
lara va nıt verebilecek bir içeriğe sahipler.
Guncelliklenni vıtırnıemeleri de bu vuz-
den. Bugune daırovle net, keskin ve çar-
pıcı vanıtlar getirıvoıiar ki..."
Ancak o\ le opera gıbı guzel soy lene-
cek. kulağa hoş gelecek eglenmek ıçın
dınlenen sarkılar değıl bunlar Aksine
vuıucu. aykırı lahatsız CJILI bir etkı \a-
ratışor dınlevıcı uzerınde "Çunkii top-
lumun dışına atılmış, duşkiın insanları
anlatıvor. Zaten amaç da vadırgaticı ol-
mak, alav etmek... Içlerindeçok gu?el, > u-
nıuşak melodiler de var a ma temelde öne
çıkan. bir karşı çıkış. Ov ıınculukta, va-
bancılaştırma ttkisini getirebilmek için
nasıl vadırgatıcı duruşlar denivorsanız,
bu şarkılarda da ha/cıı şarkının en melo-
dik verindekulağı tırmalav ıcı bir tona bu-
runmeli sesiniz. l > umlu değii. u> umsuz
olmak zorundasınız."
Brecht sarkılaıını vorumlarken hangı
vorumculardan etkılenmis Berksov ' ~İn-
san diğer vorumculara da havranlık du-
> u>or elbette. Daha çok bir gozlemci ola-
rak.Cathen/ıe Sjtıvage'ı, Lotte Lonva'vı.
Lte Lemper'idinledimamainsansonun-
da kendi sesinı. kendi stilini buluvor. Her-
kesın kendi sevircisı var. Beninı ıneselem,
anlatnıak »tcdıgimi. bir Mman va da
Fransız sev ircisinc değil, kendi scv ircime
aktarmanı."
Turkıve'deBreth! her zaman buvuk ıl-
gı goruvor. o\unlaıı bcgenıvle ızlenıvor
Zeliha Berksov bu ılgıv ı Turkıve nın so-
runlarını hailctmis bir u\kc olmamasina
bağhvor "Turkive buvıık bir kavnaşnıa
vaşavan. toplumsal sorunları son derece
vogun olan bir ulke.. Genç kuşak muthiş,
bir enerjive <<ahip ama bir turlu onu vaşa-
mın ıçıne akıtaııııvnr. Ov le olunca Brecht
ister isteme/çok guncel olabiliv or. Pek çok
soruna vanıt getırebilivor. (, unku ınsan
gerçegini o kadar net anlatıvor kı. İnsan-
ların çatışnıası, çıkar ilişkileıi. insanın me-
talaşması. insanın kendi emegini deger-
lendirememesi. haksı/lıklar. dolandıncı-
lıUar... Bunlar va>atnınıı/ın içinde ve
Brecht de işte bunları anlatıvor."
PeterGreenanav- •Pillovv Book' 'L
f
n Hero Tres Discret* - Jacques Audiard SekizinciGiin-Jaco\-ın ,, . 'Les \oleurs" - \ndre Pechine
Tek istediğimiz, gerçeği anlatmak.Külrür Senisi - "Lzun vıUardır ilk kez
bir tahminde bulunmak bu denli zor."
49 Cannes Fılm Festıvalı nde sonuçlar
yaklaştıkça gunluk gazetelerde bu rurden
başlıklara rastlanıyordu
Sınema dunyasının nefesını tutarak
bekledığı sonuçları belırlevecek unlu
Amenkalı yonetmen Francis Ford Cop-
polabaşkanlığındakıjurı. Cannes"ı kus-
bakışı goren aorkemlı bir vıllada '.-\Jtin
Palmhe', 'Eniyi Kadın O> uncu'. *En İyi
Erkek Ojııncu', 'En İvi \onermen" ve
'JüriOzelÖdülö'nu belırlemek ıçın top-
landı
12 gun bojunca 'Altın PalmıŞe' ıçın
amansız bir rekabete gıren 22 fılm ara-
sında bu\uk odule en vakın duranı da-
ha sonra da odulun sahıbı olan. pek çok
eleştırmenden olumlu puan almıs. Ingı-
lız yonetmen Mike Leigh'ın •Secrets&
Lies' (Sırlar \e Valanları adlı fılmıvdı
kuşkusuz
Fransıztann düşkmklığı
30'lu >aşlardakı sıyah bir genç kadı-
nın. kendısını evlat edınen ebevevnının
olumunden sonra gerçek annesını bul-
mak ıçın gırdığı umarsiz arayısı konu
alan fılmde. bugununu anlamak ıçın ya-
kıngeçmışını araştıran bir insanın oyku-
sü anlarılnor 1993 yılında *\aked' ad-
lı fılmı ıle Cannes'dan zaferle donen Le-
ıgh'ın uç vıl aradan sonra bu kez 'Sec-
rets& Lies' ıle *Altın Pahni\e'\ı kucak-
lamasınakesıngozuylebakılıvordu Le-
ıgh, 'Secrets & Lies'ı "Bir kimlik arayı-
ŞL kendimizi ve başkalarını nasıl algıia-
dıgımızı orfava kovmava çalısan bir ÜV-
kii"dı>etanımlı\or FıİmınınCannesda
buyuk odulu almasını sevınçle karşıla-
yan Leıgh. torenden sonra "sıradan ama
asla basit olmavan insanları, >a>a-
yan'birtakım değerleri aniatan bovlesi
bir filme odul verilmesi. bu turden çalış-
malara verilen onenıli bir destektır avnı
zamanda" dı\e konuştu \ onetmen
fılmlennın ıletı^ım, pavlaşma. umut gı-
bı ınsanı duygulan pekıştırmesinı dıle-
dıfiını de sozlerıne ekledı
insanın sahıp olduğu çelışkılı \onlen
'grotesk* bir mızah anlavı^ıv la komedı-
ye donuşturen Leıgh'e vakın çcvreler
Leıgh'fn Tılmlerindeki karakterler uze-
riıtde sıkı bir otorite kuran. harta onlara
nefes bile aldırmavan. gi/emli' bir ınsan
olduğundan soz edıyorlar Ancak bu y ak-
lasim Leıgh'ı rahatsız edıvor "Filmle-
rinı dumanın pek çok iilkesinde gosteri-
livor. vüz binlerce insan tarafından izle-
ni\or, ama bu rurden bir eleştirKi sade-
ce kendi ulkcmin insanından alıvorum"
dıven Leıgh tılmlerıne konu olan tıple-
melenn toplumdışında va^avan 'başa-
rısız' araviş ıçmde kı^ıler olnıasinı ve-
tbtıklerı koîUİlarabaglıvor "Evei.be'lki
de gerçeğe tumuvlc avkirı olan bir kıır-
gu>u gerçek di>e vufturmava çalışıvor
olabiliriz. Ama tek istediğınıiz, gerçeği
anlatmak... Sanata da bu v uzden gerek-
sinim duv nfaz mı> u zaten.''"
Ozgun ienarvo v aratımında çektıgı si-
kıntılardan "Çoğu zaman Tann'dan ba-
na hemen bir senarvo gondermesini di-
• 49 Cannes Fılm
Festıvalı'nde 'Sırlar ve
Yalanlar' adlı fılmıyle
Altın Palmıye'yı alan
Mıke Leıgh (vanda).
filmını *Bır kımlık
arayışı. kendımızı \e
başkalarını nasıl
algıladığımızı ortaya
koymaya çah^an bir
o\ku" olarak
tanımlıvor Legıh.
fılmlerıne konu olan
tıplemelerın, toplum
dışında yaşayan,
'başansız". arayış
ıçınde kışıler olmasını,
vetiştıklerı koşullara
bağlıyor 'Evet. belkı
de gerçeğe tumuyle
aykın olan bir
kurguyu gerçek dıye
yutturmaya çalışıyor
olabılınz Ama tek
ıstedığımız. gerçeği
anlatmak
Sanata da bu yuzden
gereksınım duymaz
mıyız zaten9
'
lerim" dıye soz eden bu açıksözlu yonet-
menın ılgmç vonlerınden bırısı de fılm-
lennın adının ne olacağına son dakıka-
da karar vermesı Son derece rahat bir ııs-
lubu var Leıgh'nın Acıl bir durum soz
konusiı değılse fılmlerıne "Lntitled'
flsımsız) başlığını vermekten çekınmı-
>or
Cannes Fılm Festıvalı'nın, eleştırmen-
lerın gozuvle. ağır toplarından bırısı de
Joel-EthanCoen'ın 'Fargo'buydu 1991
vılında 'Barton Fink' adlı fılmlerıvle
•Altın Palmiye'yı Amenka'ya goturen
Coen Kardeşler'ın 'Fargo'sunu, surpnz
bırçıkısla Danımarkalı vonetmen Lars
von Trier'ın 'Breaking the \Va\es' adlı
tılmı ızlıyordu Festıvalın 'JuriÖzel Bu-
vukOdiilü'nedeğergorulen fılm. geçır-
dıklen trafık kazasıyla yaşamları altust
olan venı evlı bırçıftın dramatık oykıı-
sunu perdeve tasıvordu Kazadan sonra
felç olduğu ıçın cınsel yaşamını siırdu-
remeven genç kocanın. kansını başkaer-
keklerlc bırlıkte olmava teşvık edıp >a-
şadıklannı ona anlattırmasiyla gclı^en
bırdızı olav lar zıncınnıanlatıvordu "Bre-
aking the \Vaves'( Dalgalara İs.arşı)
'Secrets& Lies', 'Fargo' ve 'Breaking
the Uaves'den sonra. tahmmlerı son da-
kıkada altıist edebılecek uç Fransız fıl-
mınden soz edılıyordu Cannes'da 'l'n
Hero Tres Discret' (Jacques Audiard)
"Le Huiteme Jour' (Jaco Van Dormael)
ve *Les \oleurs' (Andre Techine)
Ancak. Cannes'da havlı ıddıalı olan
Fransa.
%
En İvi ErkekO>uncu Odıiliı'v le
yetınmek zorunda kaldı SÛIIUÇ. tahmın
edıldığı gıbı.Jaco van Dormaerın Fran-
sa-Belçıka ortak vapımı 'Sekizinci
Gün uııden daha buyuk bir odul bekle-
yen Fransizları tatnıın etnıedı
Altman'a 'Legion d'Honneur'
Ele^tırmenlenn festıvalın en kışkır-
tıcı filmı" olarak ılan ettıklcrı kanadalı
yonetmen DavidCronenberg ın "Crash"
adlı fılmının lun Ozel Odulu'nu alma-
sı. torenın en ılgınç anlanndan bırıne
sahne oldu lun Baskanı Coppola'nın
fılmın 'özgunluğıi ve cesur vaklaşımı'
yuzunden odule değer bulunduğunu be-
lırtmesı\le bırlıkte bir grup muhalıf ız-
ley ıcmın odulunu almava gelen Cronen-
berg ı vuhaUdıkları goruldu
Amansız rekabetın son haftasında
'Paris'teSonTango'nun vonetmenı Ber-
toluccı'nın 'StealingBeaurv'veFınlandı-
valı yonetmen Aki Kaurismaki nın
'Drifting Clouds' adlı tılmlerınııı surp-
nz yapabıleceğınden sozedılıvordu
Festıvalın son harta sonu. ılk oduller
de bellı oldu Robert Altman. >arı^ma
hlmlerı ardsında ver JIJII 'Kansas
Cirv'sıyle Fransa nın en onemlı odulle-
nııden 'Legion d'Honneur' sahıbı oldu
Altman'a odulunu. festıvaldırektoruG^
lesJacob verdı Jacob. 71 vaşındakıyo-
netınene odulunu venrken duygusal bir
konu^md \aptı Altman'ı 'gorselbirbu-
vucu'olarak ıııteleven Jacoh Altman ın
bılınmeveıı bir sınema teknığı varattıgı-
niso>ledı Aliman ıse odulunu alırken
yaptığı konuşmada,"Fransa benim cen-
netim. arkadaşım. esin ka> na«ım olmuş-
tur hep" dedı
Festıvalın •AlfernatifOdıılü'ne ise bu
vıl. PeterGreenawa\'ın 'Pillm* Book'ad-
lı tılmı değcr gonıldu *Ln Certain Re-
gard" (BelJi Bir Bakışı adlı varışma dışı
bolumundegostenlentılm 20bındolar-
lık para oduîunun de sahıbı oldu Geçen
avlarda sınemalannıızda gosterıme gı-
ren 'Aşçu Hırsız, Karısı ve Aşığı' adlı fıl-
mıvle anımsavacağımız sıradı^ı vonet-
men Greenauay. kendısının ve aşıklan-
nın bedenlennde kalıgrafı (suslu uazı)
sanatının orneklerını gerçeklestırmevı
saplantıfı bir tutku halıne getırmış genç
bir Japon kadının ov kusunıı aniatan 'Pil-
\m\ Book' ıle vıne havlı ılgı topladı
49 Cannes Fılm Festıvalı'nın en
onemlı ozellığı. buyuk stud^olann yuk-
sek butçelı fılmlerının festıvalde ver al-
mıyorolusuvdu \ansma kapsamındakı
uç Amenkan tılmınden ıkısı. Avrupalı
şırketlerce 1 ınanse edılmıstı Bu vıl. her
festıvaleakıneden Amenkalı vıldızlann
savısı da epev azalmiştı Açıhş gununu
reııklendıren Al Pacino ve Dustin Hoff-
mandı valnızca
Festıval suresince duzenlenen basın
toplantılannda 'Amerikan-Avrupasine-
ması" uzerınde duruldu Jun baskanı
Francis Pord Coppola nın da bulundugu
bırtoplantıda. Kanadalı vonetmen Atom
Ego\an'ın Coppola'va yonelttığı "Bir
/amanlar siz ve sizin gibilerin Holl>"wo-
od'u baştan varatma gibi bir duşû vardı.
Şimdi çok merak edivorum o duşe ne ol-
du?" sorusunun geniinlık )arattığı goz-
lendı
1996 Cannes Fılm Festndh'nde. polı-
tık-epık tılmlenn de adeta resmı geçıt
>aptığı goruldu Jacques Audiard ın.
'Heros tres Discret': Arnaud Desplec-
hin ın. bir grup apolıtık avdının yaşam-
larını değı^tırme uğrasını aniatan 'Com-
mentje me suis dispute (ou ma v ie sexu-
elle) Hou Hsaio Hsein ın 'Goodb\eSo-
uth, Goodbye' Chen Kaige nın 20"lı ve
90*lı yıllann Cını'nı vaıısıtan •Tempt-
ress\îoon u. epık sınemanın başanlı or-
nekleıındendı
Antak Asya-Pasıfık bolgesinden va-
rışmaya katılan uç fılmın de odul alma-
ması. Uzakdoğu sıneması adına beklen-
medık bır.sonuç oldu
AYDINLAIVMA
EMRE KONGAR
Demoknasi Kültürü
Saat sabahın uçu Adamsarhoş Dalıyor mahalle-
ye patlatıyor narayı
"Dur yahu, herkesı uyandıracaksın" dıyorsunuz
Yanıt hanka "Demokrası varabı'"
Adam otomobılını kaldınma park edıyor Tam evı-
nızın gınşmın onune Hem yayaların geçışını hem de
evınıze gırışı onluyor
Uyarıyorsunuz Yanıt aynı "Demokrası var'"
Daha da kotusu devletın bir kurumundakı bir tı-
yatro galasına gıdıyorsunuz Otomobıhnızı uygun bir
yere park edıyorsunuz Başınızda bir "c/eğnekçı "
"Parkparasıpeşın ab/<" Devletın orgutledığı olay-
da mafya denetımı Sokağı parsellemış Sızden res-
men haraç alıyor
Kız/yorsunuz
"Çıkınca verırım" dıyorsunuz Çıktığınızda araba-
nızın çamurluğunu tekme ıle çokertılmış buluyorsu-
nuz (Bu olayı aynen ben yaşadım )
Oysa, sırf kavga çıkmasın dıye "vermem" bile de-
memışsınız Sadece park parası odemenın mantık-
sal sonucunu, yanı bekçının çıktığınızda orada olma-
sını sağiamaya çalışmışsınız
• • •
Turkıye'de on bir - on ıkı mılyon aıle var yaklaşık
olarak
Bunların uçte ıkısınde çocuklar dayakla buyuyor
Yarısında ıse eş dovmek olağan
ilk ve ortaoğretımde "dayak" hâlâ etkın bir "terbı-
ye"yontemı
Ezbercılık, tek kıtaba baglılık sorusormanın araş-
tırmanın tartışmanın yasaklanması gıbı "manevı da-
yak" da "fızıksel dayağı" desteklıyor, pekıştırıyor ve
etkınleştırıyor
• • •
Askerler darbe yapmışlar Bazı sıyasetçılere yasak
getırılmış
Anayasa degışıklıgı gereklı Meclıs bu yetkıye sa-
hıp "Hayır' dıyorlar 'Halka soralım Halk neylerse
guzel eyler'"
Propaganda serbest Sız sırf demokrası uğruna,
vjcdan uğruna, bılıme ve tanhe uygun olduğu ıçın
'Demokrasılerde bu yasak olamaz ' dıyorsunuz
Yanıt, "seçımle" hukumetı kurmuş ıktıdar partısı-
nın gazete ılanlarıyla gelıyor 'Demokrasılerde ço-
ğunlugun dedıgı mukaddestır Sız ne dersenız o olur
Bakmayın bu sozde polıtıkacılara ve onların kuynık-
lan olan bılım adamlanna, sız ne dersenız demokra-
sı odur" dıyorlar
Yanı Turkıye'de çoğunluk olduklan ıçın kahveren-
gı ve sıyah gozluler mavı ve yeşıl gozlulerın oldurul-
mesıne karar verseler bunun adı da "demokrası"
olacak
• • •
Her tanımın bir 'gereklılık koşulu" vardır bir de
'yeterlık koşulu "
"Insan canlı bir varlıktır" tanımı "gereklılık" koşu-
luna sahıp, yeter'//c"koşulundan ıseyoksundur Bu
eksıklıgı onu "yanlış' bir tanım yapar Bu tanım ıle
ınsanı hayvandan ayıramazsınız
Bu tanımda "yeterlık" )<.oşu\u, 'duşunen vekonu-
şan "olma nıtelığıdır
Demokrasının "gereklılık"koşulu da "çoğunlukyo-
netımı" olmasıdır
Ama çogunluğa dayalı dıktatorlukler tanhte pek
çoktur Hatta dıktatorun "seçılerek" goreve geldığı
yonetımler bile vardır
Demokrasının "yeterlık koşulu" ınsanların temel
hak ve ozgurluklerıdır Onu, otekı rejımlerden ayıran
ozellık budur
Demokrasılerde "mukaddes", yanı dokunulmaz
olan kavram "temel hak ve ozgurluklerdır " Çoğun-
luğunbıle ozunedokunamayacagı "temelınsan hak
ve ozgurluklen "
• • •
Demokrası kulturunun temelınde esas olarak,
"kendime ıstedığım ozgurluklen başkasına da tanı-
mak gereklıdır" anlayışı yatar
Demokrası kulturunun temelınde once "kendıne
saygı" sonra bu saygının "ınsana saygı" bıçımıne
donuşmuş halı yatar
Once aılede sonra kıtle ıletışım araçlannda (yanı
moda deyımle "medyada"), sonra okulda, bu ılke-
nın uygulanması ve oğretılmesı gerekır
Konu denn Sapmalar ve saptırmalar çok ilerıde
yenıden bu konuya doneceğım
Herhafta yazının sonunda, "ekran "da gozume ve
kulağıma çarpan yanlışları "not" olarak okuyucula-
nmla paylaşacagım Bu haftanın "/Vofu" şoyle Son
zamanlarda ozellıkle 1 Mayıs mıtınglen dolayısıyla,
pek çok kanalda pek çok spıker arkadaş, "mıtıng"
kelımesmı ılk "/"harfını uzatarak "mıııtıng" dıyete-
laffuz ettı Çok yanlış Sozcuğun aslını fngılızcedekı
"meetıng" sanıyorlar ve ona gore telaffuz edıyoriar-
sa, ıkı kez yanlış Bırıncı olarak, yabancı bir kelıme
Turkçede kullanılıyorsa, onu kendi dılımızın kuralla-
rıyla telaffuz etmek gereklı Yanı televızyona "televı-
jın"yada "f/w"mı dıyecegız ikıncı olarak Ingılızce-
dekı "meetıng" sozcuğu 1 Mayıs gostenlen turu
olaylar ıçın pek kullanılmaz
K Ü L T Ü R • Ç İ Z Î K
KAMİL MASARACI