Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 AĞUSTOS 1995 CUMARTESİ
HABERLER
Sadık Ahmet'in
ailesi Türkiye'ye
getiriUyor
• AINKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
Eski Gümülcine Bağımsız
Mılletvekili ve Dostluk-
Eşitlik Partisi Genel
Başkanı Dr. Sadık
Ahmet'in yaşamını
yitirdiği kazada yaralanan
eşi ve iki çocuğu bugün
Türkiye'ye getiriliyor.
Yaralilar, Gümülcine'dekı
Dcvlet Hastanesi'nden
taburcu edilerek Sağlık
Bakanlıgı'nın ambulans
uçagıyla Istanbul'a
getirilecek ve Koşuyolu
Devlet Hastanesi'ne
yatınlacaklar.
Emekli hâkim
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Yargıtay üyeleri
Mehmet Zekâi Turan ile
Mustafa Aydın'a silahlı
saldında bulunarak ağır
yaralayan emekli Hâkim
Binbaşı Selahattin
Necmioğlu'nun
yargılanmasına. Ankara 3.
Ağır Ceza
Mahkemesi'nde dün
devam edildi.
Dosyada bulunan
delıllerın okunmasından
sonra olayın
mağdurlarından Yargıtay
6. Ceza Daıresi
üyelerinden Mehmet
Zekâi Turan'ın talimatla
alınan ifadesi okundu.
Turan. sanığın kendisine
ve yanındaki aynı daire
üyesi Mustafa Aydın'a
öldürme kastıyla ateş
ettiğini öne sürerek "Ben
şikâyetçi değilim. Dava.
kamu davası olarak devam
etsin" dedi.
CHPilçe
kongreleri
• KIRŞEHİR
(Cumhuriyet) -
Kırşehir'deki CHP ilçe
kongreleri tamamlandı. 7
ilçenin tamamını SHP
kökenli listeler
kazanırken, seçılen ıl
başkanlannın adları
şöyle: Hüseyın Güven
(Merkez). Cemal Er
(Kaman). Süleyman
Atalay (Boztepe).
Hamdı Orkun (Mucur).
Hatem Köremezli
(Akpınar), Zafer
Sorgucu (Ciçekdağ).
Nizamettın Bedır
(Akçakent).
Demokrasi
Platformu'ndan
ziyaret
• ADANA (Cumhuriyet
Güney İİleri Bürosu) -
Dönem sözcüsü
tHD Şube Başkanı
Metin Çelik'ın
başkanlığındaki
Demokrasi Platormu
DYP. CHPveHADEPİ
ziyaret etti. İHD'ye gelen
bir ABD'li uzmanın
"Türkiye parçalanacak"
dedigini belirten Çelik,
"Türk-Kürt halkı
bütünleşip bir araya
gelmezse sorunlan
emperyalistler çözecektır "
dedi.
Belediyeden
atıldıişçi
KIRŞEHİR
(Cumhuriyet)-MHP'li
Kirşehir Belediye
Başkanı Metin
Çobanoğlu işçi çıkaımaya
devam ediyor. 92 işçiden
sonra dün de 6 işçi ışten
çıkanldı. 540olan
belediye personeli sayısı
son işten çıkarmalarla
birlikte 385'edüştü.
Makovsky:
ÇHIer kalıcı
• WASHINGTON(AA)-
Amerikalı Türkiye uzmanı
Alan Makovsky. anayasa
değişıkliklerinin,
Başbakan Tansu Çiller
hükümetine istikrar
getirdiği görüşünde.
Makovsky, Başbakan
Çiller'in. Türk siyaset
sahnesinde
"kalıcı "olduğunu
gösterdiğini de belirtti.
Düşünce ve politika üreten
bir kuruluşta uzman olarak
çalışan Makovsky,
TBMM'den geçen
demokratikleşme
paketinin. Türkiye'nin
Avrupa ile bütünleşme
olasılığını arttırdığını
kaydetti. Makovsky.
"Mısırve Cezayır'in
köktendinciliğe karşı
kuvvet kullanarak
yapmava çalıştığını.
Törkıye aşın dincilen
yalnız bırakarak
parlamentosuyla
gerçekleştirmiştir" dedi.
TOBB'nin Güneydoğu raporunda, TC vatandaşının etnik Türk olmaya zorlanmaması istendi:
Korucu savaşa gîrmeıneKANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye Odalar ve Borsalar Birligi'nce
(TOBB) hazırlanan Güneydoğu
raporunda. koruculuk sisteminin aktif bir
saldın ve savaş gücü olarak
kullanılmaması gerektigi belirtilerek.
koruculuk uygulamasının yetki ve eylem
sınırlarının tam belli oimadığı
vurgulandı.
Raporda. PKK'nın gözdağı vermek
amacıyla korucu köylerine yönelik
düzenlediği saldınlann terörist
örgütlerden beklenen bir davranış biçımi
olduğu kaydedilerek "Ama avnı vöntem
güvenlik güçlerince uygulanıvorsa.
terörizmle mücadelenin en önemli ilkesi
olan halkı kazanma çabası ihmal ediliyor
demektir" görüşü savunuldu. Raporda,
her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının
etnik Türk oimadığı ve buna
zorlanmaması gerektiğine dikkat
çekilerek. Türkiye'de yaşayan herkesin
Türk olmaya zorlanması durumunda
kültürel alanın siyasallaştınlmış olacağı
savunuldu. TOBB adına Prof. Dr. Doğu
Ergil tarafından hazırlanan 168 sayfalık
"Doğu Sorunu. Teşhisler ve Tesphier"
konulu Günevdoğu raporunda, bölgedekı
göç olgusuna aynntılı bir şekilde yer
verilerek göçün **radikal eğifimleri"
tırmandırdığı vurgulandı Güneydoğu"da
federasyon isteyenlerin yüzde 58'ini göç
edenlerin oluşturduğuna yer verilen
raporda, istikrar ve güven duygusunu
yitirenlenn radıkal birtepki sergiledikleri
belırtildı. Raporda. şöyle dendi:
"Bu bulgu, göçün radikalleştirici etkisini
• Halkı kazanma çabasının ihmal edildiği öne sürülen
TOBB raporunda, güvenlik güçlerinin çoğu zaman PKK
yöntemlerini uygulaması eleştirildi.
bir kez daha vurgulamaktadır. Bir başka
olasılık da daha radikal eğilimlerin. resmi
politika sonucu Doğu ve Günevdoğu'dan
Türkiye'nin daha can alıcı bölgelerine
doğru getirilmesidir. Bu. dolu bir silahın.
kıimndan çıkarılıp kalbe doğru
tutulmasına benzetilebilir. PKK
faaliyetlerinin daha şimdiden Adana,
Mersin ve Hatav kırsal kesiminden ses
getirdiğini duymak, yakın bir gelecekte
asaviş sorununun kent ortamına
taşınması konusunda ne derece isabetli
davranıldığını bir kez daha
düşündürmelidir"
Koruculuk
Raporda. bölgede sürüp giden şiddet
ortamının insanlan derinden sarstığı.
insanlann kendilerini güvende \e
güvenlikli hissedemedikleri vurgulandı.
Bölgede insanlann çoğu kez şiddete
maruz kaldığına yer verilen raporda. şu
görüşler dile getirildi:
**Kimi evlatlarını kanlı siyasetin
çarklarına kaptırmıştır. Bu çarklar.
çocuklannı ya öğütmüş, ya da onlardan
çok uzakiara savurmuştur. Kimi bu acıyı
sadece duygusal olarak duymamış,
soruşturmaya. ko\ uşturmaya ve nihayet
bölgenin güvenliği açısından göç naskısına
maruz kalmıştır. Kısaca, bölge halkı
yıllardan beri ağır bir bedel ödemektedir.
Bu bedelin tahsilatını yapan organlardan
biri de koruculardır. Koruculuk
uvgulamasının amaçlan, yetki ve sınırian
tam belli değildir. Korucular kırsal
cemaatlerini korumakla vükümlü
olmalıdııiar. Korucular, başka köylere
yapılan baskınlarda veya güvenlik
operasyonlannda alternatif veva ek silahlı
güç olarak kullanılmamalıdırlar.
Koruculuğu seçen kişilerin bir lusmının
daha önce işlemiş olduklan suçlardan
ötürü ceza görmemek için devletin
kanatlan altında saklanmak istedikleri
bilinmektedir. Bu kişilerin sayısı az da
olsa, söz konusu durum. bölge halkının en
büyük şikâyetlerinden biri olan çift
hukukluluk olgusunu sergilediği için
önemlidir."
Raporda. hıçbir demokratik ülkede çift
hukukluluğun olamayacağına dikkat
çekilerek "Mevcut hukuk kurallarına
olağandışı ekler getirilerek olağan hukuk
sisteminin alanı daraltılırsa. orada temel
hakların ve özgüriüklerin askıva alınması
ve kimi zaman çiğnenmesi kaçınılmazdır.
Zaten teröristler de dev lete bunu
yaptırmak istiyorlar" dendı.
TC vatandaşbğı
Raporda. 12 Evlül'den sonra sakıncalı
görülerek kapatılan. mensuplan hapislere
atılan kültürel ve bazılan siyasal olan
dernek ve kuruluşlann yeniden açılması
gerektigi kaydedilerek " Bunlar kapalı ve
sakıncalı kaldıkça, etnik tenıelli kültürel
ve siyasal belirtiler gereksiz bir baskı
altında ve vasaklı kaiacaklardır. Özellikle
Kürtler. vatandaşlık hukuku düzevinde
olmayan ay nmcılığı. kültür kümesi
düzevinde hissedecekler ve sisteme karşı
protestolarını sürdüreceklerdir.
Yasakçılığın birlik ve bütünlük getirdiği
nerede görülmüştür ki?" görüşü
savunuldu
Türklfik etnik bir olgu
Raporda. Türklüğün siyasal değıl etnik
bir olgu olduğu. bu nedenle her Türkiye
Cumhunyetı vatandaşının etnik Türk
olmaya zorlanmaması gerektigi
belirtilerek, şövle dendi:
"Türkiye'de yaşayan herkes Türk olmaya
zorlanırsa, kültürel alan siyasallaştınlmış
olur. Bu durumda, beklenen bütünleşme
gerçekleşmeyeceği gibü siyasal alan, tek
tipleştirmeye, direncin istikrarsızlaştıncı
etkisine açilmış olacaktır. O halde
bırakalım, aynı siyasi çoğrafyayı paylaşan
insanlan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olmanın dışındaki alt kimliklerini ve
bunlan belirtim biçimlerini kendileri
seçsinler. İçine doğduklan. tevarüs
ettikleri cemaat kimliklerini (dinsel, etnik,
kültürel) korumak ve yaşatmak için ve
yapabildikleri ölçüde onlara bu
özgürtükleri sağlayan sisteme, devlete
daha çok sahip çıkacaklardır. Eğer bu
yapılmazsa, kültürel alanda başgösteren
bir husursuzluk veya anlaşmazlık, hızia
siyasal bir krize dönüşecekrir ve
dönüşmektedir."
TÎP eski başkanlanndan Mehmet Ali Aslan'a göre Türk sosyalistleri Küba, Çin ve
Sovyetler'in sorunlannı tartıştı, kavgalara girdi, ancak Türkiye'nin sorunlanna eğilmedi:
Sosyalizm insanlığın kurtuluşudur
T
ürkiye İşçi Partısi'nin (TİP)
1969-70 yıllan arasında kısa
dönem Genel Başkanlığı'nı
yapan Mehmet Ali Aslan.
Türkiye'de sosyalıstlerin u-
mut olmaktan. seçenek ol-
maktan uzak olmalan nedenıyle halkın,
milliyetçi ve dinsel partilere yöneldığini
söylüyor.
Mehmet Ali Aslan'a göre. Türkiye'de
sol evrensel olamadı. Milliyetçi unsurlar-
dan. anlayışlardan annamadı. Aslan, TİP
hareketi dışında. sosyalistlerin Türkiye sos-
yalistleri olamadıklannı da ılerı sürüyor ve
sözlerini şöyle sürdürüyor "Küba'nın,
Çin'in. Sovyetler Birliği'nin.
Angola'nın, Vietnam'ın so-
runlannı tartıştılar. Bunlar
için yazdılar, çizdiler, üzül-
düler, büyük kavgalara gir-
diler. Ama Türkiye sorunla-
nna ciddi olarak eğilenlerin.
çözüm üretenlerin sav ısıçok
az oldu. Korktular. Hem de
çok korktular. Zindanlar-
dan, işkencelerden, zulüm-
den. işsizlikten. yoksulluk-
tan değil. Kendilerine re-
vızyonist. sosyalızmden
saptı' suçlamalannınyönel-
tilmesinden korktular. Öz-
gür düşünemediler. Yanlış
olduğunun farkına vardık-
lannda bile kalıplara ve mo-
dellere bağlı kaldılar. Sosya-
listlerin; emekçi halk kitlete-
rine ulaştırabildikleri ve
destek sağlayabiklikleri cid-
di, ülke gerçeklerine ve ko-
şullarına uygun bir prog-
ramlan olmadı. Genel ilke-
ler ve genel nitelemelerie ye-
tinildi. Hep muhalif olduİar.
Hep eleştirdiler. Ama ikti-
dar olma arzu ve iradesine
sahip olmadılar."
•Vslan'a göre sol geçmiş-
te bu halaları yaptı. Ama
şımdı; bu hataların telafi
edilme zamanı. Ittıhat ve
Terakki geleneginden de-
ğıl, Marksist gelenekten gelen sosyal de-
mokratlarla, kalıplara bağlı olmayan legal.
banşçıve demokratik yöntemlenbenimse-
yen sosyalistler arasında birlikte çalışmayı
önleyecek önemli temel farklılıklann bu-
lunmadığını vurguluyor Aslan ve hemen
ardından şucümleleri eklıyor. "Bugün sos-
yalistler, sosyal demokratlar, onlara yakın-
İık duyan demokratlar birieşip iktidar alter-
natifi olabilecek etkinlikte bir siyasal hare-
ket yaratabilirier. Yararmaları da gerekir.''
TlP'in Doğu'dapekçokteşkılatını kuran.
1966'da çıkardığı Akış dergisinde ilk kez
"halklar" konusunu gündeme getiren ve bu
nedenle tutuklanan Mehmet Ali Aslan.
"Dünvada ve Türkiye'de sosyalizmin gele-
ceğj" konusundaki sorulanmızı şöyle >anıt-
ladı:
- Dünvada sosyalizmin geleceğini, 2000'K
yıliardaki durumumı nasıl görüyorsunuz?
Aslan-Sosyalizmi. sos>al gelişmenın ka-
pitalizmden sonraki doğal ve zorunlu bir
aşaması olarak görmüyor muyuz? Kuşku-
suz. evet.
Peki. kapitalizm ne zaman sona erecek.
Bunun da yanıtı belli' Kapitalizmin büyük
krize girdiği, kendini veniden üretemez, bu
krizi aşamaz ve toplumun ihtivaçlanna ce-
vap veremez duruma geldiği zaman. Olayın
başka yönleri de var. Sosyalizm sadece ar-
tı degeri kaldıran bir ekonomik düzen de-
ğildir. Sosyalizm bir dünya görüşü, farklı
bir değerler sistemi ve bir yaşam biçımidir.
İnsanların düşüncesinde kapitalıst sistemin
meşruluğunu yitirmeye başlaması ve sos-
yalist değerlerin meşruluğunun kabulüyle
sosyalizm gelir. Kıt kaynaklar ve geri tek-
nolojiye dayanan kısıtlı üretimle sosyalist
düzen kurulamaz. Sosyalizm ancak üretim
teknolojısinin çok ileri birdüzeye ulaştıgı
bir toplumda gerçekleşebılir.
Gerçekçi olalım. Bugün kapıtalizm. içi-
ne düştüğü knzlen aşacak ve kendı.->ini ye-
niden üretecek durumdadır. İnsanların zih-
ninde meşruiyetini sürdürüyor. Bir kısım
Dünvada veTürkiye'de sosyalizmin gelecegi
SOSYALİSTLER
TARTIŞIYOR
SEVI1V1 ERTEMlîR 23
• "Bugün
sosyalistler, sosyal
demokratlar, onlara
yakınlık duyan
demokratlar
birieşip iktidar
alternatifi
olabilecek etkinlikte
bir siyasal hareket
yaratabilirier.
Yaratmaları da
gerekir."
Aslan-Kıt kayiK.,v.,, •, _,:, !ıknokıji>t' ıla\aıuııı kısıtlı un.-timle sosyalist düzen kurulamaz. Sosyalizm ancak üre-
tim teknolojisinin çok ileri bir düzeye ulaştıgı bir toplumda gerçekleşebilir.
ülkeler bilgi toplumu aşamasına gelmekle
beraber, dünyanın büyük kesimi sosyaliz-
min ekonomik altyapısını oluşturacak tek-
nolojik düzeyin çok gerisinde. Kapitaliz-
min toplum ıhtiyaçlanna cevap veremez
duruma gelmesi, insan düşüncesinde ve
toplum vicdanında meşruiyetini yitirmesi,
elverişli ekonomik altyapıyı oluşturacak
teknolojik gelişmenin yaygınlaşması za-
man alacaktır. Bu zaman süresini saptamak
olanaksız. Ama kısa vadede yani 2000'li
yıllardaolmayacağı kesin. Bir başka kesin-
lik daha var. O da sosyalizmin er veya geç
gerçekleşeceğıdir. Bu. belkı bizım öngör-
düğümüz düzenin aynısı olmayabilir. Ama
kabul ettığimiz sosyalist değerlere uygun
olacaktır.
Tarihte çeşitli sınıflann iktidan görülür.
Bunlann ortak özelliği, iktidarda olan sını-
f\n kendi s aran doğrultusunda toplumu de-
ğıştırmesi vedüzenlemesıdır. İşçi sınıfının
ideolojisi olan sosyalizmi diğerlerinden
ayıran özellik. sadece kendi sınıfının kur-
tuluşunu değil. bütün insanlann, genel ola-
rak insanlığın kurtuluşunu sağlayacaktır.
İnsanlığın gelişme düzeyi yükseldikçe,
ev rensel yaran temsil eden sosyalizmin ger-
çekleşmesi de kaçınılmaz olacaktır. Çok
ileri bir bılinç ve kültür düzeyıne enşmış
toplumlar. sınıf yararlannı temsil eden, her
alandaki eşitsizlikleri meşru sayan bir dü-
zende yaşamayı ret edeceklerdir.
- "Sosyalizm çöktü" savlanyla ilgili ne
düşünüyorsunuz?
Aslan -Tarihte hiçbir zaman sosyalist bir
düzen kurulmadı kı sosyalizm çöksün. Ger-
çekleşmeyen. yaşama geçmeyen bir düze-
nin çöküşünden söz edilemez.
Sosyalistolduklannı ileri sürendevletler
vardı. Halen de var. Bunlartotoliter. bürok-
ratik. merkeziyetçi düzenlerdır. Demokra-
sivi de. sosyalizmi de kuracak olan özgür
ınsandır. eleştiren insandır. düşünen insan-
dır. haksızlığa karşı tepki gösteren insandır.
Oysa bu düzenlerde. iktidarda işçi sınıfı
yoktur. emekçi halk kitleleri yoktur. Yöne-
tici kadrolann dışındaki insanlann kararla-
ra katılımı oimadığı gibı eleştirme haklan-
nı kullanmaları da risklidir. Merkeziyetçi
iktıdann kararlanna itaat etmekle yüküm-
lüdürler. Sosyalizmin temel unsurlarından
biri olan demokrasiden yoksun düzenler.
sosyalist olmadıklan gibi olabilme yetene-
ğine de sahip değillerdir. Ama sosyalizmin
varhğı bizım ıstediğimize bağlı değil. in-
sanlığın tarihsel geTişiminın varacağı zo-
runlu ve ileri bir aşama. Bu. toplumsal ge-
lişmenın dınamığinde yaşıyor.
- Dünvada, son vıllarda sosvalizmin alter-
natifi olarak milliyetçilik ile köktendincili-
ğin gelişip güçlenmesi konusunu nasıl de-
ğerlendiriyorsunuz?
Aslan - Sosyalizm. toplumun birleştirici
harcı olan birdeğer. Budeğergeçerliliğıni
koruduğu sürece, bununla çelişen diğer top-
lumsal bağların. değerlerin etkinliği görül-
mez. Ne zaman ki sosyalizm veya benzer
evrensel nitelikteki değerler geçerlilikleri-
ni, etkinlikienni yitirirlerse. toplum dinsel
veya milliyetçilik gibi değerlere sarılır.
Bunlar ise ayrımcılığı. nefreti. düşmanlığı
ve savaşı getırir.
Sovyetler Birliği'nin ve Yugoslavya Fe-
derasyonu'nun dağılmalanndan sonra mey-
dana gelen olay lar bunun ti-
pik örneklerıdir. Bu düzen-
ler, gerçekten sosyalist ol-
masalar da, çeşitli uluslar.
etnik gruplar, dinler, inanç-
lar sosyalist üst kimliğinde
bırleşerek, birlikte yaşama-
yı sürdürüyorlardı. Sosya-
list üst kımlikten ve sosya-
list değerlerden kopuş, onla-
n milli ve dinsel kimlikleri-
ne sanlmaya itti. Yıllardır
unurtuklan etnik ve dinsel
nefreti. düşmanlıkları hatır-
ladılar
- 'Sosyalizm halk için-
dir...' O haldeTürkiye'de ni-
çin halk son vıllarda sosya-
list paıtiter yerine uç sağ
partilere yöneldi?
Aslan - Sosyalizm. Sov-
yetler Birliği'nin dağılma-
sıyla dünya ölçüsünde itibar
kaybına uğradı. Sovyet mo-
delinın başansızlığı. sosya-
lizmin başarısızlığı olarak
algılandı. Türkiye'de aynca
sosyalist partiler v e gruplar.
Türkiye'nin sorunlanna
gerçekçi. doğru ve uygula-
nabi1ır çözümler üretemedi-
ler. Halka umut veremedi-
ler. Yaşamdan ve toplumdan
kopuk olarak varlıklarını
sürdürmeye çalıştılar. Top-
lumu bir arada tutacak ev-
rensel değerlerin etkinliği de yok. Türkiye
bir iç savaşı yaşıyor. Siyasal, ekonomik.
kültürel ve moral krizleri aşamıyor. Baskı-
dan. yoksulluktan, işsizlikten bunalan halk
umudu dinsel ve milliyetçi değerlere sarıl-
makta buluyor. Medyanın önemli kesimi
de halkı bu yönde etkiliyor. Sosyalistler u-
mut olmaktan. seçenek olmaktan uzak. Bu
nedenle halk. millivetçi ve dinsel partilere
yönelıyor. Bu partilerın güçlü parasal kay-
nakları ve bunlan etkin kullanma yöntem-
leri de önemli bir unsur olarak rol oynuyor.
SÜRECEK
YAKINDA GAZETENIZDE
CUMARTESİ YAZILARI
ATAOL BEHRAMOGLL
Nâzım'ın Mezarı
Nâzım Hikmet yaşamı boyunca tartışılan bir insan
oldu. Şiiri, ideolojisi, özel yaşamı tartışıldı. Bu tartış-
malar şimdi de sürüyor. (Şiirinin büyüklüğü konusun-
da herkesçe görüş birliğine varılmış gibi. Fakat ben
bu şiirin herkesçe anlaşılmış olduğundan kuşkulu-
yum.) Ölümünden sonra tartışmalara bir yenisi ek-
lendi: Mezarının yeri. Nâzım'ı sevenler mezarının ken-
di ülkesinde olması gerektiğini söylüyor. Ülkenin bu-
günkü kanşık ve güvenilmez ortamında bu mezann
Türkiye'ye taşınmasının doğru olmayacağını haklı
olarak söyleyenler var. Sağcı kesimden de çeşitli ve
farklı görüşler ileri sürülmekte...
• • •
Bütün insan toplumlarında, bütün kültürlerde me-
zarlar, ölümden sonra da yaşamda kalma arzusunun
anlatımıdır. Mısır piramitlerinden Orta Asya kurgan-
lanna, ölünün yakılarak küllerinin bir nehre savruldu-
ğu geleneklere kadar, bütün bu ölüm sonrası uygu-
lamalarda, farklı biçimlerde de olsa, ölümden sonra
yaşamda kalma arzusunun (ya da inancının) anlatı-
mı vardır... Artık yaşamayan bir ınsandan geriye ka-
lan fiziksel kalıntının ne olacağının, bu kişi insanlığın
yetiştirdiğı büyük bir değer ya da genel olarak top-
lumca önem verilen bir kimseyse, toplumsal, siyasal
anlamlartaşıması da doğaldır. Nâzım Hikmet için söz
konusu olan budur.
• • •
Gördüğüm mezariar içinde beni en çok etkileyen
ya da tek etkileyen, romantik Fransız yazarı Chate-
aubriand ın. doğduğu kent Saınt-Malo'da, Manş
Denizi'nde, kıyıya çok yakın bir deniz mağarasında-
ki mezarı olmuştu... Mezann kendisini görmedim; fa-
kat mağaraya çarpan dalgalar, romantik bir ruha uy-
gundu... Kıyıda, mezar-mağaranın tam karşısında bir
de anıtı vardı Chateaubrıand'ın... Ve çok yıllar önce,
bir otobüsle Anadolu bozkırını geçerken, yan yana
oturan iki köylü delikanlısından birinin söylediği tür-
künün (o zamanlar teyp ya da televizyon yoktu oto-
büslerde, "walk-men"dehenüzicat edilmemişti; in-
sanlar türkü ya da şarkı söylerlerdi) sözleri aklımdan
hiç çıkmadı:
Eğer benim vâdem erken gelirse
Açık koyun mezanmın üstünü...
• • *
Arapça kökenli "mezar" sözcüğü, yine Arapça "zi-
yaret" sözcüğüyle türdeştir. Yunus'un şiirlerinde de
geçen Türkçe "sin" (çukur, oyuk) ya da günümüzde
Türkçe karşılık olarak önerilen "gömüt" sözcükleri-
nin böyle bir anlamla ilgisi yok. Olması da belki zo-
runlu değil. (Ingilizce "grave", kazmak anlamındaki
"grafan"dan geliyormuş... Bu konuda, başka birçok
konuda olduğu gibi, dillerde ve yüzyıllarda kökenbi-
limsel bir gezinti ilginç sonuçlar verirdi. Çünkü böy-
lece, değışık zamanlarda değişik insan toplulukları-
nın çeşitli kavramlara ve olgulara yaklaşımlarını se-
zinleyebılirız...)
Bir taş parçasında, toprak bir tümsekte, bir mozo-
le ya da bir sarayda, bir zamanlar canlılığına doku-
nulmuş ya da hayal edilmiş bir insanı aramak boşu-
nadır. Bu kavramlar gelecekte de tartışılacak; "me-
zar" kavramı ve olgusu da bütün kavramlar ve olgu-
lar gibi anlam ve biçim değiştirecek, ölüm ve sonra-
sının bugün algıladığımız "manevi" anlamı köklü de-
ğişimlere uğrayabilecektir. Bunun örneklerini (organ
bağışı vb.) bugünden görmekteyiz...
• • •
Nâzım Hikmet "Vasiyet" adlı şiirinde. Anadolu'da
bir köy mezarlığına gömülmek istediğinı, üstüne de
bir çınar ağacı dikilirse "taş maş" da istemediğini
söylüyor... Bu sözler, bu istek yeterince açık... Fakat
diriye de ölüye de pek fazla saygısı olmayan bir or-
tamda, Nâzım Hikmet'in mezan konusunda tartışma
ve polemikler, insanca anlamlarından giderek boşal-
tılmakta. güncel siyasetin kıskacına girmiş görün-
mektedir.
• • •
Halk insanlarının mezar ziyaretlerinde dinsel-ma-
nevi anlamlar kadar, bu dünyaya dönük anlamlar, bu
dünyadaki yaşamı zenginleştirici anlamlar ve amaç-
lar da vardır. Aynı şeyi aydınlarımız için söyleyebilir
miyiz? Bir deneme yapalım: Sağdaki aydınlanmızdan
kaç tanesi, sözgelimi Mehmet Âkif ın mezarının ye-
rini biliyor ve bu mezarı sadece "ideolojik" amaçlar-
la değil insanca duygularla da ziyaret etmiştir? Aynı
soruyu, birçok şairimizin. yazarımızın, düşünce yada
siyaset insanımızın (kimileri çoktan kaybolmuş) me-
zarlarıyla ilgili olarak, sağda olmayan aydınlarımıza
da yöneltebiliriz... (Sözgelimi, Reşat Nuri Günte-
kin'in ya da Ömer Seyfettin'in mezarlarının nerede
olduğunu bilenimiz var mı?) Kendimize bu sorulan
sorabildiğimiz ve yanıtlarını verebildiğimiz bir top-
lumsal düzeye gelindiğinde. Nâzım Hikmet'in
"Vasiyet"inin yerine getirilmesi güç olmayacaktır...
Emniyet Müdürü'nden savunma:
Mete Altan: Özel
tiııı çok saghkh
BÜLENT ECEVİT
ANTALYA - Antalya
Emniyet Müdürü Mete Al-
tan, Özel Harekât Birimı
elemanlannın uzun namlu-
lu silahlanyla kent içinde
dolaşmamalan için bu si-
lahlann depoya alındığını
ve görev olduğu zaman
kendilerine verildiğini bil-
dirdı.
Altan. Antalya'da Özel
Harekât Bırimi elemanla-
nnın 152 kışı olduğunu ve
Antalyaya da "rehabilite"
edilmek için gelmedıklen-
ni v urgularken
u
Özel tim
personelimiz çok sağlıklı-
dır" açıklamasını yaptı.
Özel Harekât Birimi'nin
2.5 yıl daire başkanlığı gö-
revinde de bulunan Antal-
ya Emniyet Müdürü Mete
Altan. bu birimin şımdiye
kadar önemli görev ler yap-
tığını ve ülkedeki terörle
mücadelede büyük katkı-
larının bulunduğunu bıl-
dirdi.
Altan. "Bu değerli biri-
mimizin başanlarını gör-
mezlikten gejnıek miinı-
kün değildir. Özel tim ile il-
gili tartışmalann amaçlı ol-
duğunu sanıvorum. Hatta
bizim Antalva'daki arka-
daşlar. tartışıldığı için bı-
vıklarını kendi istekleriyle
kestiler" diyerek "Antal-
ya'da Güneydoğulu ve Do-
ğulu vatandaşlanmızın
oturduğu mahaüelerde bu
birimimiz elemanlannın
sindirme hareketi söz ko-
nusu değildir. Antalya'da
sindirilmesi gereken bir
topluluk yoktur. Bu mahal-
lelerde PKK terörüyk ilgi-
li ciddi faalivctlere de rast-
lanmamıştır" şeklinde ko-
nuştu.
Hepsi sağhkh
Dün düzenlediği basın
toplantısında kentte mahal
ve mahallelerin emniyet
birimlerince kontrol edil-
mekte olduğunu ve bunun
da doğal olduğunu vurgu-
layan Mete Altan. ''Antal-
ya rehabilitasyon şehri de-
ğildir. Bizde rehabilite edi-
lecek hasta da yoktur. Psi-
kolojik tedavi gören özel
harekât elemanı da yoktur.
Siz de göreceksiniz, hepsi
sağlıklıdır" dedi
Mete Altan. "Doğu ille-
rinden Antalya'va geçici ta-
vin edilme gibi bir durum
söz konusu değildir. Bu ta-
vinler 1-2 vıllık diye pazar-
lıkla olmaz" diye konuştu.