28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ARALIK 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET EKONOM Türk tüketicisi, AB ülkelerindeki hayvancılığı teşvik eder duruma düştü GETııiıı ük faturası ete kesfldi • Et ihracatına uyguladıklan destek oranlannı 1.5 yıl içinde ton başına yüzde 44.5'e varan oranlarda düşüren AB üyesi ülkeler. Türkiye'nin aldığı et fiyatlannı söz konusu oran kadar arttırarak Türk tüketici ve üreticisini kendi hayvancılığını destekler hale getirdi. • Türkiye, son bir yılda et ithalatındaki fonlan kasaplık sığırda 800 dolardan 100 dolara ve besi sığırı ithalatındaki fonlan da 800 dolardan sıfıra indirdi. Buna karşılık Avrupa ülkeleri canlı sığırda fiyatlan arttırırken 1018 dolarolan ihracat desteğini 438 dolara kadar çekti. Ekonomi Servisi - Avrupa Birliği'ne (AB) uyum çerçevesınde venlen tavizler. Türk tüketıcısinı. AB üyesi ülkelerdeki hayvancılığı teş\ik eder hale getirdi. Et ihracatına uyguladıklan destek oranlannı 1.5 yıl içinde ton başına yüzde 44.5'e varan oranlarda düşüren AB üyesi ülkeler. Türkıye'n'n aldığı et fiyatlannı söz konusu oran kadar arttırdı. Türkiye. son bır yılda et ithalatındaki fonlan. kasaplık sığırda 800 dolardan 100 dolara ve besi sığın ithalatındaki fonlan da 800 dolardan sıfıra indirdi. Buna karşılık Avrupa ülkeleri canlı sığırda 1018 dolarolan ihracat desteğini 438 dolara kadar ındırdı. AB ulkelen. Türkıye'ye yapılacak ıhracatı desteklerken. hükümet özellikle son bir yılda ithalatta ödenen fonlan alabıldiğine aşağı çekerek AB'nin bu polıtikasına adeta destek. verdi Türkiye Süt. Et. Gıda Sanayicileri ve Üreticıleri Bırliğı (SETBlR). yayımladıâı bildıride. A B ' Topluluğu'nun son üç aydır canlı hay\anlarda ihracat sübvansıyonlannı yüzde 44.5 oranında ındirdiğine dıkkat çekti. Başlangıçta A grubunda bulunan Türkiye'yi. B grubundaki ülkeler arasına dahil eden AB ülkeleri. Türkiye dış pazarlara bağımlı hale geldikten sonra uygulamadan \azgeçerek Türkiye'nin grubunu ihracatı desteklenen ülkelerin oluşturduğu A grubu olarak tekrar degiştirdı. Hazine ise son bır yılda kasaplık sığırdaki ıthalat fonunu 800 dolardan 100 dolara indinrken. besi sığın için 800 dolar olan ithalat fonunu sıfırladı. Ağustos ayında kesımlik lop et ıthalatına ızin venlmesiyle o zamana kadar 250 bin lira olan etın kılosu ithalatla beraber 150 bin liraya düştü. Ancak AB süb\ansıyonlan kaldınnca bu fıyat tckrar 250 bin liraya çıktı. Bu süre içinde Türkiye elindekı canlı hayvan stokunu kaybetmış olduğundan ülkemızin önümüzdekı günlerde kırmızı ette yüzde 50 dışanva bağımlı hale gelmesı kaçınılmaz Et ihracabndaki desteği düşüren AB ülkeleri buııu fnadaıla I urki\e">e yükledi. cörünüyor. 250 trilyonluk 1995 yatmm bütçesinden, Tanm Bakanlığı'na aynlan payın yüzde 1 "ı bile bulamayıp yüzde 0.7'lerde kaldığı Türkiye"de, hayvan üreticisi özellikle son bir yılda yatınm yapamaz hale geldi. Hükümet eylül. ekım ve kasım aylannda ülkedeki tüm üretim miktanna es.it miktarda ete ithalat izni verdi. Bu ıthalat politikasıyla sektörün üretim gücünün yüzde yüzü dış kaynaklara bağımlı hale gelirken Türkiye et. süt gibi temel gıda maddelerini üretim yoluyla değil de dış alıma bağlı bir politıkayla karşılamaya başladı SETBİR tarafından yapılan açıklamada. zaten > ıllardır ihmal edilen hayvancılığın. gümrük bırlığine giderken feda edilen tek sektör olduğu iddiaedildı. Havvancılıkta bu yolda alınan kararlann devleti. üretıciyi ve tüketicıyı ekonomik kayba uğrattığı ıfade edilen bildıride. ithal havvanlann \eba gibi hastalıklan da ülke içine soktuğu savunuldu. Bu yılın şubat ayında üreticınin kalan son teşviği ve yatınm ımkânı olan kavnak kullanımını destekleme fonu ve mayıs ayında da süt-et teş\iklerıni kaldıran hükümet. ağustos ayında kemıksiz et ıthalatına izın verdi. Eylül ayında da kesimlık ve besilik ithalatından alınan fonlar 800 dolardan 100 dolara düşürüldü DUNYA EKONOM1SINE BAKIŞ /ERGÎN YILDIZOĞLÜ Madrid Zirvesi ve Euro'nun Doğuşu C uma günü toplanan Avupa Birliği li- derleri Madnd Toplantısı'nda, çocuk doğmadan ismi kondu: Avrupa Ortak Para Birimi'nın ismi Euro olacak ve 1999'da uygulanmaya konacak. Çocuğun isim babaları gururlu ve iddialıy- dı, "Avrupa Para Birtığı gerçekleşmezse, Av- rupa pazarı çöker" dıyorlardı. Ama gerçek durum oldukça farklı. Birıncisi, bu çocuğun doğum sürecı için- de ölmesi. ya da ağır bir şekılde özürlü ola- rak doğması olasılığı oldukça güçlü. Ikıncisı eğer Euro bugünku koşullardan dolayı ağır bir şekilde özürlü olarak doğarsa, ışte esas o zaman Avrupa Birleşik Pazarı çökecek gi- bi görünüyor. Girmek zor, isteyen de az... Avrupa Para Birliği'ne (APB) girebılmek için, üye ülkelerin bütçe açıklannın ve top- lam kamu borçlarının GSMH'ye oranlannın sırasıyla yüzde 3 ve yüzde 60 olması gere- kiyor. Avrupa Ekonomi Komısyonu'na göre, bugün sadece Almanya ve Lüksemburg bu koşullan yerine getirecek durumda. Bundes- bank'ın bu haftaki uyarısına göre, Almanya bile bu koşullan zorlayacak bir noktaya ge- lebilir (International Herald Tribune 15/12/95) Eğer Euro doğacaksa, Avrupa ülkelerinın, yüksek bütçe açıkları ve kamu borçlarını azaltmalan ge- rekiyor. Ancak, Avrupa'da ış- sizlik oranları, halen çok yük- sek ve çok bü- yük bır olasılık- la önümüzdeki dönemde eko- nomik durgun- luğun etkısi ile daha da arta- cak. Bu yüzden geniş halk kıt- leleri, hükü- metlerinin. APB'ye girmek için gereklı ko- şullara uyma çabasının ken- dilenne çok pa- halıya mal ola- cağını görüyor ve APB'ye kar- şı çıkıyorlar. En son kamuoyu yoklamaları, Almanya'da nüfusun yüzde 75'nin APB'nin. ekonomik koşullarını olum- suz etkileyeceğıni düşündüklerını gösterdi. (Wall Street Journal 15/12/95). Fransa'da ise grevler sırasında halkın en az yüzda 6O'ı, APB'ye uyum tedbırleri olarak gördükleri Juppe planına karşı grevcıleri desteklediler. APB'nin doğum süreci, bır Fınancial Times yazarının söylediği gibi "Avrupa'da liderler- le halk arasında açılmaya başlayan uçuru- mu daha da derinleştirecek gibi görünüyor" (Fınancial Times 16/12/95). Hükümetlerin bu basınca dayanması oldukça zor. Diğer taraftan Alman hükümeti kendi hal- kına APB ve Euro fikirlerinı satabılmek için giriş koşullarını daha da sertleştirdi. Alman- ya, Euro'nun, Alman Markı'nı destekleyen parasal istikrara uygun bir düzeye gelınme- den gerçekleşmesini engellemek istiyor. Ge- çen hafta bu tutumun "Acaba Almanya APB 'yi gerçekten istiyor mu" sorusunu gün- deme getırdiğine değinmıştim. Bu ağır koşullara rağmen eğer Euro doğar- sa, hem oldukça yüksek toplumsal huzur- suzluklar içinde doğacak, hem de çok az sayıda ülkeyi içine alabilecek. O zaman bir başka sorun gündeme geli- yor. Italya, ingiltere, ispanya, Portekiz ülke- lerini dışında bırakarak gerçekleşen bir APB işleyebılir mi? Aşağıda değineceğim gibi bu- na olumlu bir cevap vermek çok zor. O za- man daha esnek bir Avrupa Para Birliği da- ha iyi olmaz mı? Ama bu soruya, Almanya'nın bağlamın- da zaten yukarıda olumsuz bir cevap verme- dik mi? Alman halkını daha şimdiden bir enf- lasyon korkusu sarmış durumda. Bu korku ıle milyonlarca markın isviçre bankalarına kaçtığından söz edıliyor. APB konusu, gele- cek Şansöyle seçımlerinde de adayların yu- muşak karnı olmaya aday. Ortak para, Ortak Pazar'a karşı! Özetle az sayıda üyeli bir Avrupa Para Bir- liği tek olasılık. Işte girışte işaret ettiğım Av- rupa Birleşik Pazan'nın dağılmasına yol aça- bılecek tehlike burada yatıyor. En iyi koşullarda Avrupa Para Birliği; Al- manya, Fransa, Hollanda, Belçıka, Luxem- burg. Avusturya, irlanda ve Finlandiya'dan oluşabilecek. Bu ülkeler, Alman Markı'na bağlı olarak belirlenmiş bır ortak paraya sa- hip olacaklar. Tek bır Merkez Bankası hem para arzını hem defaiz oranlannı saptayacak. Bu koşul- larda tek tek ülkeler bir ekonomik durgunluk sırasında. ekonomilerini canlandırmak için gerekli malı ve parasal politikalardan mah- rum olacak ve tek çareyi ücretlerı azaltma- ya ve üretkenliği arttırmaya yönelik tedbirler- de bulacak. Bu, sosyal gerginlikleri arttıracak. Ayrıca, APB ülkelerınin, Avrupa Pazan içinde olmak- la birlıkte APB dışında kaldıkları için, bır dur- gunluk kapıya dayandığında faızlerı düşüre- bilen, paralarının değer kaybetmesine göz yumarak dış ticarette rekabet güçlerını art- tıran, İngiltere ve İtalya gibi ülkelere karşı el- leri ve kolları bağlı kalacak. Böylece APB, Birleşik Pazar ve toplumsal barış arasında sert bır çelişkiler yumağı olu- şacak. Bu yüzden Ortak Para Birımini koru- mak için yapılacak tek şey APB ülkeleri dı- şında kalanlara karşı korumacılık uygulamak olacak. Bu ıse Birleşik Pazar'dan vazgeç- mek demek. Diğer taraftan, Para Birliği dışında kalan ül- keler ise APB'ye girmek için çaba gösterdik- len oranda Avrupa Merkez Bankası, ama da- ha önemlisı Almanya, Avrupa'nın IMF'si gi- bi görünmeye ve şıddetli bir antipati kazan- maya başlayacak. Bunun yaratacağı düş- manlık da Avrupa Birliği'ne karşı işleyen bir başka basınç olacak. Globalleşmenin etkileri... Tüm bu çelişkılerın global bir malı pıyasa içinde olduğunu düşündüğümüzde durum daha da karmaşıklaşıyor. APB'yı gerçekleş- tirmış ülkeler. dığerlerıne göre daha yüksek bir mali istikrara ve bir olasılıkla bu ıstikrarı sağlayabilmek için de zaman zaman göreli olarak daha yüksek faız oranlanna sahıp ola- caklardır. Bu. uluslararası yatınmcılann ılgisinı çeke- cek, sermaye hareketlerinı Avrupa'nın gerı kalanı lehıne Euro ülkelerine yöneltecektir ve şıddetli bır spekülasyon ortamı yaratacaktır; özellikle APB'nin B Aşaması denen üç yıllık dönemde. Bu B Aşamasf nda, üye ülkelerin paralan sabıt bır oranda birbırine kılitlenmiş olacak. Euro ise henüz dolaşmaya başlamamakla birlikte ortak birim olarak ışleyecek. Avrupa Merkez Bankası (AMB) bu ortamda parasal ıstikrarı sağlamak için toplam para arzını, tek tek ülkelerin paralarının ve AERO'nun emıs- yonunu ve ortak faızlerı saptayacaktır. Eğer bütün paralar tam olarak sabit bır şe- kılde birbirine bağlı. yani bırbırı yerıne tam ıkame edile- bılir durumda değilse, EU- RO'yu yaşat- manın bedeli, bugün E- CU'de oldu- ğu gibi, daha yüksek bir fa- iz oranı ola- caktır. ikincisi, EURO bırçok paranın sen- tezı olduğu için ortak pa- ra politıkası aslında bir- çok paranın birden arzını kontrel etme- ye yönelik. yani hetero- jen bır polıtika olacaktır. Bu- nun yarataca- ğı politik so- runlar bır yana, ABM para polıtıkasının tüm parçaları uluslararası sermaye hareketlerin- den ayn ayrı etkıleneceklerdir. Öyleyse, sermaye hareketleri APB ülkele- rini bırbırinden farklı bir şekılde etkileyecek, böyle bır spekülasyon ortamına yol açacak ve aralannda uyumsuzlukları arttıracaktır. Sonuçta. bir taraftan APB dışındaki ülkeler. bırlığın ıçındeki ulkelehn sıkıntılarına katlan- mayacak, ama Birleşik Pazar'ın olanakların- dan faydalanabılecekler. diğer taraftan ser- maye hareketleri. EURO ülkeleri ile diğerle- rı arasındakı uyumsuzluklar üzerinde bır spe- külasyon ortamı bulacak. bu arada EURO ül- kelerinin her bıri de AMB'nın para polıtikala- rı ve uluslararası sermaye hareketleri arasın- da bir başka tür ıç uyumsuzluklara düşecek- lerdir. Geçen hafta APB ile ilgili olarak "Ortaya, gıttikçe gerçeküstü bir manzara çıkıyor de- miştım." Bu manzarayı lyice gerçeküstü hale getıren ise galiba Ortak Para Bırımı'ne geçışın ortak Birleşik Pazar'ın geleceğıni teh- likeye sokuyor olması. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK "Sınırlı Sorumlu' Demokrasi Genellikle kooperatifleri nıteleyen "sınırlı sorum- lu" deyimi, genel başkanları TV'lerde tartışmaya çıkan siyasal partiler için öncelikle geçerlidir. Partiler, ülkenın sorunlan karşısında tam anla- mıyla kaçak güreştiler. Partilerin bu kaçışlan. so- runlan ağırlaştırmanın, giderek çözümsüz duruma getirmeninötesinde, bir "sorumluluk düzeni" olan demokrasiyı ülkemizde "sınırlı sorumlu'' bırkonu- ma düşüruyor. Sorunlar ağırlaştıkça demokrası- den doğacak sorumluluk da daralıyor. Örneğın TV tartışmalarında parti genel başkan- larına sorulan ılk sorulardan bırı, enflasyonu ne kadar zamanda ve yüzde kaça düşüreceklerı olu- yor. Başkanlar, yeni seçim dönemıne dek enflas- yonu yüzde 10'un altına düşüreceklerini özenle vurguladılar. Enflasyonun "nasıl" düşürüleceğini tartışrnaları gerekirken asıl bundan özenle kaçın- dılar. Özellikle "üretim dışı sermaye kazançları- nın" vergılendırilmesi gereğı konu edilmedı. Ekonomik yaklaşımlardaki belırsizlik, örneğin ış- sızlik, iç ve dış devlet borçları, IMF ile ılişkıler gıbı konularda da sürdü. "Türkiye ekonomisınin önü- müzdeki yıllarda nasıl bir büyüme çizgisı izleye- ceği'' gibi çok daha önemli bir konuya ise hiç mi hiç yer verilmedi. Ülkeyi yönetmeye aday partilerin kanımca en büyük ekonomi politikası açığı bu noktadır. Parti- ler, nasıl bir sermaye birıkimı politikası izleyecek- lerıni belirlemış görünmüyor. Özellikle geçen haf- ta gerçekleşen gümrük birliğıni de göz önünde tu- tarak hangi üretim sektörlerıne öncelik verileceği; gümrük birliğiyle birlikte doğabilecek üretim dü- şüşleri ve işsizlik karşısında alınacak önlemler; pi- yasa koşullanna bırakılmayacak, önemli sayılma- sı gereken teknoloji politıkalan da tartışmaya açıi- madı. • • • Gümrük Birliği Anlaşması'nın onaylandığı gün- lerde Başbakan, International Herald Tribune'e (11 aralık) verdiği bir ilan aracılığıyla "Avrupa Hal- kına Açık Mektup" yazıyor ve Türkiye'nin "çok canlı bır Batı demokrasisi oluşturduğunu" vurgu- luyordu. Gerçekten, seçımlere giderken partilerin de- mokratikleşme konusunda da tam bir "suskunluk uyumu içinde" olduklan görülüyor. Geçtik anayasadan, başlayacak köklü bir de- mokratikleşme tasarımını çok daha kolaylaştıra- bilecek yaklaşımlar da akıllara getirılmedi. Örne- ğin, 10 Aralık Insan Hakları Evrensel Bıldirgesi'nin yıldönümünde yapılan TV tartışmalannda ülkenin, "ınsan haklan bakımından durumu" tartışılmadı. Oysa o günlerde Insan Hakları Vakfı, 1994'te 2814'ü Güneydoğu'da olmak üzere "siyasal ne- denlerle" ölenlerin toplamını 4041 olarak veriyor- du ve bu sayı, 1993'te 3492,1992'de de 2933'ten bu noktaya çıkmış, yani tırmanmış bulunmaktay- dı. Siyasetçiler bu konuda da "Akan kan durma- /»"türünden dilekte bulunmaktan öte somut birçö- züm önermediler. Yabancı basın, Türkiye'nin PKK eylemlerini bas-~ tıımak üzere yaptığı askeri harcamaların yıllık 6-7 milyar dolar dolayında olduğunu yazıyor. Seçım- lere giderken ülkeyi yönetenler ve yönetmek ıste- yenler. halkın cebinden çıkan bu büyük parasal tu- tan ele alma, ınceleme ve tartışma yüreklıliğinı de gösteremedıler. Başbakan'ın bu konu "gizlikalma- lı" görüşünü benimsedıler. Parti başkanları, "asırlık ayıbı", yani "düşünce- nın artık ve kesınlıkle suç olmaktan çıkanlması"r\[ da "geçiştirdiler". Oysa 1994'te tutuklanan gaze- teci ve yazar sayısı 102, kapatılan gazete ve der- gilerin sayısı 24 ve verilen hapis cezalarının topla- mı da448 yıl 6 ay 25 gün tutuyordu. Bu sayılar, bır öncekı yıla göre büyük ölçüde artış göstermışti. Işkence konusu da hiç mi hiç ağza alınmadı. Ge- çen yıl işkence görenlerin sayısını vakıf 1128 ola- rak saptayabilmiştı; bu. bir önceki yıla göre yüz- de 36.4'lük bır artışı gösteriyordu. Ek olarak 1993'te 13 olan gözaltına alındıktan sonra ölenle- rin sayısı, 1994'te yüzde 3.77 kat bir artışla 49'a çıkmış bulunuyordu. Seçıme giderken cezaevle- rinde çıkan olaylan dayanak alan bır "cezaevleri- ne yenı yaklaşım" bile gündeme getırilemedı. • • • Özetle, önde gelen siyasal partiler. seçımlere, "güncel sorunlann varlığını kuçümseyen" ve "ge- leceği göremeyen" bir anlayışla girıyor. Bu noktaların belirtılmesınin amacı, yalnız eski deyımiyle "tarih düşmek" ya da "birilerini" suçla- mak değildir. Vurgulanmak ıstenen. "varolan bo- zukluklarm "üstünde, ne ekonomik ne de toplum- sal gelişmenin, sağlıklı ve kararlı bir çızgi tuttura- mayacağıdır. Eksikleri, yanlışlan "verialarak", "be- nimseyerek" olumluya ve başarıya ulaşmak, nes- nel anlamda olanaklı değildir. Siyasal "dürüstlük". sokaktakı adamın bıldiği bu gerçeğin parti genel başkanlannca açıkça söy- lenmesinı gerektırırdı. Siyasal "sorumluluk", "de- mokrasilerde" sorunlan ve çözümlerini saklama- dan, yutkunmadan, sınırlamadan sergıleme ora- nıyla ölçülür. Siyasal başarı da öyle. TISK yönetiın kurulu belirlendi ANKARA (ANKA)- Türkiye İşveren Sendıkaları K.onfederasyonu'nun (TlSK) 19 Olağan Genel Kurulu'nda yapılan ^eçımlerde yeni yönetım kurulu üvelerı ile denetleme ve disiplın kurulu üyeleri belirlendi. TlSK Yönetım Kurulu şu is.imlerden oluştu Salin Zeki Tcver (Ağaç). Ahmet Ateş (Tühıs). İlhan Karavelioğlu (Armatörler), AB Nafiz Konuk (Cam). Mesut Erez (Çımento), Cafer Fındıkoğlu (Çimento). Alaatin Koşar (Deri). Nazım Düzenli (Gıda). Kenan Maraşoğlu (Gıda). Kava Turgut (İlaç). İbrahim Sencan (întes). NaciOnsal (Kamuis.), Ka\a Turgut (İlaç). RefikBaydur (Kiplas). Tuğrul Kutadgobilik (Kiplas). Erdoğan Karako> unlu (Mess). Bedirhaıi Çelik (Mess), Lraz Tantuğ(Mess). Nizam üluatlı(Mess). Sedat Fenerci(Mess). Hamdi Akın(Mess). Rıza Kutlu Işık(Kâğıt). Sdahattin Hun(Şeker). Necmettin Öztemir(Tekstıl), Nihat Yüksel (Tekstıl). Sadık Oğuz (Tekstil). Sezer Mavituncalılar (Tekstil). Zekai Erez (Toprak), Ahmat L lukış (Toprak). Yılmaz Işıkçı (Turizm). TlSK \önetım Kurulu, başkan. başkanvekilleri ve > ürütme komıtesı üyelenni belırlemek üzere 25 aralıkta tekrar toplanacak. Başkanlık ıçın şimdıkı Genel Başkan Rcfik Baydur ıle Vless Genel Başkanı Erdoğan Karakoyunlu adaylığını açıkladı. HIZU, GUÇLUve . KALITELI Bir bilgisayar için YILIN FIRSATI ESCORT ALARA ECON Hikraiştanci 486 0X4-100 PCI ÖıBellek 128 K BeHek 4 MB SaMt Dlsk 540 MB Ftopn 3 5' 1 44 MB Ekranbrtı 1 MB PCI Ekran 14'0 28dp Non-lmerlaced Dûşuk radvasyon (W 00S 6 22 + Windows 3 11 ESCORT SÜMELA ECON Mikroi^e«ci Pentıum 75 PCI Ön Bellek 256 K Bcllek 8 MB Sabit Disk 850 MB Floppf 3 5' 1 44 MB Ekran Kartı 1 MB PCI Ekraı 14'0.28 dp Non-lrterlaced Dûşük radyasyon (W Wındows95Turkçe ESCORT ASSOS ECON Mikroifleaci Pentium 100 PCI Ön Bellek 256 K Beltsk 8 MB Sabit Dlsk 1 GB Flappy 3 5' 1 44 MB Ekrao Kartı 1 MB PCI Ekrau 14' 0 28 dp Non-lnterlaced Düşük radyasyon 0/S Wmdows 95 Turkçe Escort Multimedia MHır»t$lemcl 486 0X4-100 PCI ÖMIek 128 K Betlek 4 MB Sabit Disk 540 MB F l o m 3 5' 1 44 MB Ekraı Kartı 1 MB PCI Ekran 14'0 28dp Nön-lnteriaced 4 M Mll artınan 7 9M.OO0 Tl'Ac I M n M i sMnriv Tûrtç» M m KII» nrllk Ses Kartı 16 Brl C'eaUve Scurd Blaster CtMtom Drive Quad Speed 0/S DOS 6 22 + Wındows 3 11 1ÛAdet CD Hediyeh Escort Notebook Mikraişlaııci 486 0X4-100 Mlak 4 MB Sabit Disk 340 MB FIOBD» 3 5' 1 44 MB Ekrm Kartı 512 KB Ekna 10 3"STNBenkli Sts Kartı Track poiat 0/S DOS 6 22+ Windows 3 11 21 tyae II ny* 11 tfpe IIIKIKU im Escort Kesintisiz Güç Kaynağı ESC1200A 1200VA, Bıg-Tower 4 Adet PC ıçın ESC650A 650 VA, Minı-Tower Kompakt Kasa 1 PC ve 1 DOT Matrix yazıcı içir ESCOKT• C O M P U T C R S 3 $£ 9° M U M r 53g 53 C BJUUkMLMUJUI 4 ' * X 6' OOT0 2'Z '* "5 M J U f M O r 5~. pç 53UEYl£M 2u ** MmCMHY*M.ÖY ? ^ 55 3. fftKECf *-4 !Lı 3f BUMA 21i V s : MOÂPAZMU 2" 33 -3 rrnOU I t T M H t . *T«ÛT 3,-osJ 56' 39 5* «TOLAfl On^ 69= 48 K. MfiOAT CU EKO < 8 ' 0 M Coûus 5P3 •< 32 Umtir As* 5^0 5' 65 Gfv^- «^3 S3 '5 3ur*^ 5*3 24 '* UTOMIPtfA Bfo^ar 576 V ~- raı- 250 ^ » ITfKIT B*un 2"4 2" 5C KTOĞIU Bu-^"a*= 244 ]f ' - ? E9 yiTAlC* Metetv ' a 9 ?~ 5* F«TW if n 635 3S 33 FEMFRTOIU :i &t 3^S C O 43 3* 28 SUttmUMfA KarOrte- 61 5 *5 2" 6ÛZTEK Oıw* 302 36 W KMMCGT EnOer a « ~Z '3 ^ra«tad 4T8 r- ^2 «*3r,16- ^ 6 54 E2 SaykDm US 31 24 I M M S T Opaı 213 22 52 WTJ1 Atr^aş 353 92 60 LfKWT AftaC- 280 '4 3 ' I mtLTfft Cansad 383 3^ 34 MKMTHAT &x=r- 799*^50 aroDcn^ırfn ?98 6* fc =<\ 2P8 T 96 E t e k r a r i K 33 IWITCT Z*s»n 556 3ı 1$ lâ^âKTHŞİ ACS 24i « 26 SK» 232 89 24 0UKTBA* Kam^t- ^>2 İ2 35 POIOİK Dejtşım 3*5 «0 02 KFM&T c «ft> 599 45 M afeneo 3"2 M 92 JİJMAHE fce- 2X4. -' 14 J^U JTI 234 20 94 IAOm EW^=ew ?& 0* V İ M U M eacomr rmüu SATTcnJuumzı mrnv*ı smsş 222 oc 15 ç*nwTAe«sag 09934- CD **•£ 56 35 0§WRTÎPf ffs* 23 « 33 EMBI Fey*»^ 222 £" 92 SA2IOt«Mni5* L4N « ' Z-9 93 Nebuia 446 *3 2S UVM^DCHE Prjv-a; f 5 16 1:- OZIUtY ^ısasn 431 73 " GırOaa 4-3 74 30 U0ran4-7 33 43 -1 ' =1,-= 4 3* 69 *2 ^»53 418 36-5 Sooç-S3C «4 94 SWWn BMg-çayar t*3rtet 23' Q4 08 4--..2-2ÜHnZ3f3- 32* 52 S4 taatm octmr TTTKIU ıınrn ı r t T «LSMCM BX Sst^n «53 ee 46 Er^ev *& 56 ^ fVfe^n'aea 06 33 USMMC *a-»aş 445 r K ( U U » U e r a m 482 D3 '« Ç*U BC 3^6 ~2 29 IMprMA b r 166 99 91 BMHt Burr-^fc5SS V- »^ *-. 9P H *WT*tl r ^ 4C5 46 26 Û0Qİ|fl4H544 94 97 - 69 S~ Tttf ja^a 5 • 1 »~ IVZAHJCMV M e m » *5G ~F '4 ŞÇTTMIgtf ARrner '43 26 63 JUUDOLU mtCOKTYTTKHJ SJ 33 13 AFYO0 U;n-a - E31 2 39 JUtTALYA **&r- 2<" :-5 4£ AYBtit Ay EMsar24£ 55 C« MWWWW 3jt» - 213 27 1Q mOLU D JZCE z'a 323 58 38 "1 22 ;«yte"25C ' : -•+ W U U FJSD 456 92 90 A Gurtsjz 212 55 "4 LffUT«u 225 17 "3 /UtHtSAM Aritsar 3-2 12 K W/MmW9ln 5e I U T M Ece 227 2i 33 MATMA*»tesr 214 34 ~t TED IJCOT 233 ^ 32 M M M AG8 328 B2 53 ft^Tiai, 220 **Ko^Z'l 5P 50 ÇAMAKKALM ssar ~ ' 1 49 X ÇJUmmiÖZiaş 2*~ 91 12 33 ÇOttLU Deroi =53 C~ 19 Evır 615 5" 05 ÇOHVM tg> 22* 32 93 MNfZLf Ew 264 08 M -*8CO"i '63 30 90 tfVAffaUKJft Ayta 224 X 2~ Mslro 223 &4 96 EDfcM* Jz.r 513 53 '6 tLABA CS 233 '" 36 CHZHfCAN EMI ZTi 2 12 n Z V M M f Qtpfc«m 335 0* 40 Oatp-î ?34 ' ; X OAZİAMTKP EKMT 230 '3 60 OKMZE Nerc^^ 6«6 63 ~4 MM./K Berr 5' MOCmm VW)ya t - 53 Ü^IUIUCdSrr Ksre 676 15 39 AH35 224 "" 0-: KOCAtU RoOC»S 3^* 4C ?5 KAMTAHOmi Laî«. ?14 25 5" KAMAMAM Ear 5 2 ; 69 99 Orrf 2- 2 52 1 H J U S KLJT^JÎ 223 Z~ * U r S C I t f *>"• 232 22 7 MMŞMI Ku* -'4 nr 34 KOttYA 2M 122 6fi 43 E ^ 2^ 3^ 49 KOMYA BW*Lİ Ir^a*. ^2 33 ~3 K&TAtfYA Soğai'Ç' ">» S> S' MALATYA 3ey^ı 323 58 t MAMfSA Eiym Î34Û K aMHDİM İ9»ccm 213 11 21MMZfFOMUen(>T ; T O m MCHMN B**r- 2T ı~ 41HUAL4 MIKTOMV ?I< S.3 34 mtŞ EMtaf 212 2~ *"MCVf«TMMl v«ç,- z<3 14 5i &aşarai ?'l "t T l MMDC Msgaöm 732 24 25 OHOU OOSÜK2Z- n 1 ? SAAttUm .tc 234 -77 SttKT *n. 223 22 "3 *t¥A9 EagÛ? W 50 13 ŞAHLniHFA V«na 2'5 29 99 TAMMU* Cbr- 62* H5 37 TTKMtMlf >r-fyyri tt 25 43 TOKAT S»*eT- 2'2 m '9 nUBZOM Enşar 3?6 6 -7 UŞAK A* tşıh 2?" 02 77 VAMÇüzj'n 2^4 29 *9 rOZO*T-*te( 5'*= 51 34 T*4ttft212 73 ^ Z d
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle