Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 KASIM 1995 ÇARŞAMBA
HABERLER
Turan Dursun'un
üç cilttik yeni
krtabı
I İstanbul Haber Servisi -
Araştırmacı-yazar Turan
Dursun'un öldürûlmesinden
sonra polıs tarafından el
konulan. yayımlanmamış
yapıtlarından ""Kutsal
Kitapların Kaynaklan" adlı
çalışmasının bır kopyası
bulunarak Kavnak
Yayınlannca üç kitap halinde
yayımlandı. Yazann kitabı 4
İcasımda açılacak Kitap
Fuan'nda okuyuculara
sunulacak.
BSP'ye seçim
vetosu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yiiksek Seçim
Kurulu(YSK),Birleşik
Sosyalist Partisi"nin (BSP),
iki beldede örgütlenmesini
tamamlamadığı gerekçesiyle
24 aralıkta yapılacak erken
seçimlere katılamayacaâını
bildirdi. BSP'nin. YSKV
karann bozulması için
yaptığı itiraz kabul edilmedi.
Konunun yeniden
görüşülmesini isteyen BSP,
YSK'ye ikinci bir başvuruda
bulundu.
CHFde görev
dağılımı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHP'nin dün
yapılan Merkez Yönetim
Kurulu (MYK) toplantısında
genel sekreter yardımcılan
atandı. CHP Genel Başkanı.
Başbakan Yardımcısı ve
Dışişleri Bakanı Deniz
Baykal başkanlığında
toplanan MYK"de genel
başkan yardımcılıklanna
atama yapılmazken genel
sekreter yardımcıhklanna
Atilla Sav, Erdogan Yetenç,
Birgen Keleş, Haydar
Oymak. Mustafa Doğan.
Rıza Yılmaz, Sinan
Yerlikaya ve Eşref Erdem
getirildi.
Zana, Zakharov
ödülüne aday
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yargıtay tarafından
cezalan onanan dört
milletvekilinden Leyla
Zana'nın. Avrupa
Parlamentosu tarafından
Zakharov Banş Ödülü'ne
aday gösterildiği belirtıldi.
AP Yeşiller Grubu Gaşkanı
Roth, Misırlı Nobel ödiillü
yazar Necip Mahfuz. Leyla
Zana ve Rus insan haklan
savunucusu Kovalyef'in aynı
ödüle aday olduklannı
belirtti.
Sehavet
Karapars öldü
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Türkiye'nin ilk
kadın pilotlanndan ve
Türkkuşu'nun ilk pilot
öğretmenlerinden Sehavet
Karapars , önceki gün vefat
etti. 1921 yılında Rodos'ta
doğan Karapars. 1937
yıltnda Türk Hava
Kurumu'na bağlı Türkkuşu
Genel Müdürlüğü'nde pilot
olarak göreve başladı. Pilot.
öğretmen pilot. akrobasi
pilotluğu görevlerini yürüten
Karapars, 1972 yılında
emeklı oldu. Karapars" ın
cenazesi. dün Karşıyaka
Mezarlığı'na defnedildi.
• Eski İstanbul
Büyükşehir Belediyesi
Başkanı Nurettin Sözen ile
eski İSKİ Genel Müdürü
Ergün Göknel'in de
aralarında bulunduğu 6
sanık, 1990 yılındaki
ihalede bir firmava 5
milvon dolar haksız ödeme
yapıldığı iddiasıyla açılan
davadan beraat etti.
• ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz. iki haberden
dolayı yanıt ve düzeltme
metinlerinin yayımlanması
için Sabah gazetesıne iki ayrı
ihtarname gönderdi.
• Murat Karavalçın,
"Objektif" programında
kişilik haklarına hakaret
ertiği gerekçesiyle, Kadir
Çelik ve programın
yayımlandığı Kanal 6 özel
teievizyon kuruluşu
hakkında 2 milyar liralık
tazminat davası açtı.
I Almanya Atatürkçü
Düşünce Derneği (AADD).
ADD izmir Şubesi'ne yapılan
bombalı saldınlan kınadı.
• Yargıtay Başsavcılığu
9-10 eylüldeki CHP
kurultayında okunan Kürt
bildirgcsi hakkında eski
Diyarbakır Milletvekili
Hasan Fehmi Işıklar
hakkında dava açtı.
• Seçimlerde görev
alacaklara verileeek
gündeligin tavanı 400 bin
liradan 600 bin liraya
çıkanldı.
B İstanbul'da yasadışı
TKP ML/TİKKO örgütüne
üye oldukları öne sürülen
12 kişi yakalanarak
gözaltına alındı.
TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu raporu TBMM'ye sunuldu
Faili meçhufler MecHs'teANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM
Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komis-
yonu Başkanı Kınkkale Bağımsız Millet-
vekili Sadık Avundukluoğju ile komisyonun
CHP"!i üyesi Malatya Milletvekili Musta-
fa Yılmaz, 40 klasörden oluşan komisyon
raporunu dün TBMM Başkanlığı'nasundu-
lar ve bir an önce Meclis gündemine alınıp
görüşülmesini istediler.
Yılmaz. partisinin grup toplantısında da
konuyu gündeme getirirken "Genel başka-
nımız devletteki kuşatılmışlıktan söz etti.
Kuşatılmışlığı önlemenin yolu bir-iki bürok-
ratın yerini değiştirmek değildir. Bu rapo-
ra sahip çıkmaktır" dedi. S'ılmaz'ın ayn-
ca. yazanmız L'ğur Mumcu'nun katilinin bu-
lunması için meydanlarda "namus sözü"
verdiklerine dikkat çekerek. bu olay üzerin-
de de ciddiyetle durulmasını istediği öğre-
nildi.
• Sadık Avundukluoğlu ile Mustafa Yılmaz, 40 klasörden oluşan raporu TBMM
Başkanlığf na sundular ve bir an önce Meclis gündemine alınıp görüşülmesini
istediler.
• CHP Malatya Milletvekili Mustafa Yılmaz, Uğur Mumcu'nun katillerinin
ortaya çikması konusunda 'namus sözü' verdiklerini anımsatarak CHP lideri ve
Başbakan Yardımcısı Deniz Baykal"dan bu konuda da duyarlı olunmasını istedi.
TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştır-
ma Komisyonu raporu. dün TBMM Başka-
nı İsmetSezgin'e sunuldu. 300 sayfalık ra-
por ile muhalefet şerhlerinin ve eklerinin yer
aldığı 40 klasörlük raporla ilgili olarak.
TBMM Başkanı İsmet Sezgin'in de "Çok
esaslı birrapor" değerlendirmesini yaptığı
öğrenıldi.
Konu. CHP grup toplantısında da günde-
me geldi. Edinilen bilgiye göre Yılmaz.
grup toplantısında şu açıklamalan yaptı:
"Rapor esaslı bilgileri içeriyor. Sayın ge-
nel başkanım, sizin dev tetin kuşatıimışlığı ile
ilgili sö/Jeriniz \ar. Kuşatılmışlık bir iki bü-
rokratı bir yere getirme, yerini değiştirmek-
le ortadan kalkmıyor."
Yılmaz'ın, rapora yazdığı muhalefet şer-
hı konusunda bilgi verirken de mutlaka
kontrgerilla savlannın araştınlmasını iste-
diği öğrenildi.
Yılmaz'ın. CHP lideri Bavkal'a. "Cum-
hurbaşkanlığj yapmış, başbakanlık y apmış
insanlann sözüne dayanıvor bu görüşüm.
Böyle bir örgütün varolduğu anlaşılıyor. Bu
da araştinlmalı. İtalya'da Gladio örgütü or-
tava çıkınca. siz de gerekçeli bir araştırma
önergesi vermiştiniz. "Türkiye'de böyle bir
örgüt varmıdır?" diye.'Böyle birörgüt Kı-
zıldere olaylannda kullanıldı' denryor. Çe-
şitli iddialar var. bunlar araştınlmalı" gö-
rüşlennı aktardığı öğrenildı.
Edinilen bilgiye göre Yılmaz. toplantıda
yazanmız Uğur Mumcunun öldürülmesi
olayını da gündeme getirdi. Yılmaz'ın bu
konuda. "Bu cinayetin üzerinde ciddiyetle
durulmuyor. Parti olarak bu olayı ortaya çı-
karmak. failini bulmak namus borcumuz-
dur diye meydanlara çıktık. Gayri ciddi so-
ruşturnıalar varsa, bunlan ciddi sonıştur-
maya dönüştürmenin çabası içinde olmalı-
yız'"dedığı öğrenildi.
Mustafa Yılmaz'ın. Baykal'dan "Genel
Başkan ve Başbakan Yarduncısr olarak ra-
pora sahip çıkmasını da istediği öğenildi.
Yılmaz. daha sonra raporun bir örneğini
Bavkal'a verdi.
Sebahattin'Kaıiatlı yaşamını yitirdi.
PoUsleıin
ihmaliölüme
neden oldu
İstanbul Haber Servisi - Merdivenlerden
düşerek beyin tra\ması geçiren ve komşula-
nnın ihban üzerine Hasanpaşa Karakolu'na
götürülen Sebahattin Karlatlı'nın (32) cese-
di Fikirtepe Sanayi Sitesı'nde bulundu.
Karlath'nın ölümünde ihmal olduğunu sa-
vunan avukat Serap Kaya. görev lı polisler
hakkında suç duyurusunda bulunacağını söy-
ledi.
Görgü tanıklannın ifadesine göre Seba-
hattin Karlatlı, 28 Ekim 1995 tarihinde saat
00.30 ile 01.00 saatleri arasında Hasanpa-
şa"da oturduğu apartmanın merdıvenlerinde
komşulan tarafından baygm halde bulundu.
Komşulannın 155"ı araması üzerine Hasan-
paşa Karakolu'na götürülen Karlatlı'dan da-
ha sonra haberalınamamış, cesedi sabah 7.30
sıralarında Fikinepe Sanayi Sitesi Bahçe So-
kak'ta bir kaportacı dükkânının önünde bu-
lunmuştu.
Kaya, polislerin Karlatlf yı bir komşusu
ile birlikte Hasanpaşa Karakolu'na götür-
düklerini belirtti. Polislenn bu kişiye "Sizgi-
din biz kendisini hastaneye götürecegiz" şek-
linde açıklama yaptığını savunan Serap Ka-
ya sözlerini şöyle sürdürdü:
"Görev li bu polis memurlanvla konuştu-
ğumda bana KariatlTyı iki saat karakolda
beklettiklerini ve kendisine gddiğinde serfoest
bıraktıklannı sövlediler. Sarhoş muamelcsi
yapmışlar."
Kaya. "Otopsi raponında ölüm nedeni
'Künt kafa trav masına bağlı kafatası kınğı ile
müterafık beyin trav ması" dheacıklanryor. Be-
yin travması geçiren Karlatlı'\ ı hastaneye gö-
türmeyerek görevlerini ihmal eden polisler
hakkında Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı'na
- suç duyurusunda bulunacağım" dedi.
Nusret Demiral, DGM'ye veda ederken MHP'ye göz kırptı
4
Politikadaki yerim ortanın sağmda9
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Yaş haddı nedeniyle görev süresi
sona eren Ankara Devlet Güvenlik
Mahkemesi Başsavcısı Nusret
Demiral. politikadaki yerinin ortanın
sağı olduğunu açıkladı. Bir
gazetecinin sorusu üzerine "MHP,
bir kirle partisidir ve ortanın
sağındadır" diyerek MHP'ye göz
kırpan Demiral, kendisine henüz
hiçbir partiden adaylık önerisi
gelmediğini açıkladı. Başsavcı
Demiral. anayasanın açık hükmü
gereğince görevinin sona erdiğini
anımsatarak "Yanndan itibaren
onursal bir cumhuriyet
başsavcısıvım. Hizmetim süresince
vasalann çizgisinden kesinlikle
av nlmamaya dikkat errim"
diye konuştu.
Özellikle devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğüne
yönelik suç işlevenlerin takibinde
ödün vermediklerini ifade eden
Demiral. sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vasalann gereğini yaptık. Gönül
rahatlığıv la. v icdanımın huzur dolu
ma/iye bakışıvla bugün görev i
noktalıyoruz. Eğer politika çizgisi
istenirse, Sayın İsmet İnönü ortanın
solunda olduğunu söylemişti, benim
politikadaki yerim de ortanın
sağındadır." Demiral. bir gazetecinin
sorusu üzerine **MHP. bir kitle
partisidir ve ortanın sağındadır"
dedi. Kendisine şu ana kadar hiçbir
partiden milletvekilliği önerisi
gelmediğini kaydeden Demiral.
"Beni tabii ki bazı partilerden zivaret
edenler oldu. Belki de çok hassas bir
konumda olmam nedeniyle bövle bir
teklif getirilmemiş olabilir"dedi.
Demiral. şunları söyledi: "Ancak
benim esas yerim ortanın solundan
zivade ortanın sağıdır. Aııcak. benim
için millervekilliği övle ahım şahım
bir şev değil. Ben zaten belli bir yere
gelmişim. Türkiye'de elbiriiği. gönül
birliği ve ulusal birlik için kendimi
adadım. Bundan sonraki çalışmaları
bu hudutlar içinde sürdüreceğim. Bu,
TBMM çatısı içinde olmayabilir."
Demiral. daha sonra emeklilik
yazısını içeren belgeyi imzaladı.
Yakınlan Kaybolmuş Aileler Derneği'nden ikinci girişim
6
Kayıplar köyü' kıınıluyor
KEREM ILGAZ
"İnsan aslında umudunu yitirince
ölüyor" diyor İsmet Özbilici.
Yakınlan Kaybolmuş Aileler Der-
neği (YAKAD) Başkanı Özbilici "umııt
otobüsü" seferini başlattıktan sonra
şimdi de "kayıplar köyü
1
" kuruyor.
İsmet Özbilici, 1992 yılında zihinsel
özürlü oğlu Hamit kaybolduktan son-
ra bütün dünyasının başına yıkıldığını
ve hayatının değiştiğini belirtiyor.
Özbilici. uzun süre Türkiye'yi dola-
şarak oğlunuaradıktan sonra, 1994 yı-
lında Yakınlan Kaybolmuş Aileler Der-
neği'ni (YAKADlkurmaya kararver-
diğini söylüyor. işini bırakıp dükkâ-
nındaki nıakvnelen satarak dernek ku-
ran Özbilici. derneği kurduktan sonra
Türkiye'de birçok kişinin aynı sorun-
ları yaşadığını görmüş.
YÂKLAD'ın kuruluşunda devlet de
dahil olmak üzere kimseden yardım
alamadığını belirten Özbilici. duyar-
sız olduğunu öne sürdüğü insanlara
"Başınıza geidikten sonra mı bize gele-
ceksiniz" diye soruyor.
Içişleri. tnsan Hakları, Adalet ve
Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığf na
da başvurduğunu belirten ve ilgi gör-
mediğini söyleyen Özbilici. son umu-
dunun önümüzdeki eünlerde Cumhur-
YAKAD Başkanı İsmet Özbilici, medvanın kayıplara UgisizJiğinden vakınıvor.
başkanı Sülevman Demirel'i ziyaretet-
mek olduğunu ifade ediyor. Özbilici.
kendisinin yaptığı araştırmaya göre yıl-
da İstanbul'da 450, Türkiye'de 5 bin
kişinin bir şekilde kaybolduğunu belir-
tiyor.
Bugüne kadar dernek olarak 83 ki-
şiyi bulduklarını açıklayan Özbilici,
amaçlannın Türkiye'de kayıplan sona
erdirmek olduğunu vurguluyor.
ismet Özbilici. bir süre önce istan-
bul Büyükşehir Beledivesi'nin kendi-
lerine verdiği ve üzerinde kayıp insan-
lann fotoğraflannın bulunduğu "umut
otobüsü"
1
yardımıyla 5 kişinin buluna-
rak ailelerine teslim edildiğinı açıkJı-
yor. Dernek olarak belediye-
den bir otobüs daha istedik-
lerini belirten Özbilici. bu oto-
büsle Türkiye'yi dolaşarak
kayıp aileleriyle dayanışma-
ya girmeyi planladığını açık-
İıyor. Öte yandan derneğin
"•kayıplarköyü" kurmayı dü-
şündüğünü de belirten Özbi-
lici. bu konuda SEKA'dan des-
tek aldıklannı vurguluyor. Öz-
bilici. zekâ özürlülerin sokak-
lardan toplanıp. ailelerine tes-
lim edilinceye kadar bakıla-
cağı köyün kurulması için ge-
reken paranın okullardan top-
lanacak gazete kâğıtlanndan
sağlanacağını söylüyor.
Medyanın kay ıp olay lan n-
da kendisine başvurduğunu
belirten Özbilici. "Onlar sa-
deceev lerinden kaçarak gene-
leve düşmüş kızlarla ilgileni-
yoriar. Diğer kayiplann ha-
ber değeri yok mu~ diye so-
rııyor.
Bu kadar ilgisizliğe karşın
kayıp ailelerinin umutlannı
hiçbir zaman yitirmediğini
belirten Özbilici. son olarak
gelecekte kayıplann olmadığı
bir dünyada v aşama umudunu
yıtirmeyeceğini vurguluyor.
GLOBAL POLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOGLU
'Bırakımz Yapsınlar,
Bırakınız Geçsinler'
-Dünyayı Yaşanmaz Hale Getirsinler-
Bir Financial Times yazarının yakındığı gibi "Çev-
reyi konımaya ilişkin düzenlemeler, ticaret serbest-
leştirmeye ilişkin düzenlemelerte çatışmaya başla-
dı. "(26.10.1995). Dünya Ticaret Orgütü'nün (DTÖ)
ana görevi "bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler"
serbest ticaret ilkesini global olarak yaygınlaştır-
mak, bunu engelleyen vergileri, destekleri ve kısrt-
lamaları ortadan kaldırmak. Ancak yerküreyi gide-
rek yaşanmaz kılan. çevre kiıienmesi ve ekosiste-
min tahribatı da artık saklanamaz hale geldi. Suçlu
arayan parmaklar giderek daha fazla sanayi ve ti-
çaretin kâr dürtüsü ile yürütülmesine, yani kapita-
list sistemin ta kalbine doğru yönelmeye başladı.
DTÖ'nün de işi giderek zorlaşıyor.
Kapitalist dünya pazarının, "bırakınız yapsınlar,
bırakınız geçsinler" ilkesiyle birlikte gelişmeye baş-
ladığı tarihlerden bu yana olanlara kabaca bir ba-
karsak; gezegenin, özellikle de azgelişmiş ülkelerin
başına gelenlerin ve gelmekte olanlann sorumlula-
rını bulmakta pek bir zorluk çekmeyiz: "Merkez ül-
kelerin "sadece kendi işçilerinin değil, "çevre ülke-
lerin" sırtından zenginleşirken çevrede yarattıklan
tahribat, diğer bir deyişle eşitsiz ve birleşik gelişme
süreci.
Merkez ülkelerin önce gıda maddeleri, hammad-
de, ticaret alanlan ve ucuz işgücü gereksinimleri, çev-
re ülkelerde buna cevap vermek için çabalayan ye-
rel egemen sınıfların işbirliği, bakınız ne gibi sonuç-
lar yaratmış. Afrikalı ekolojist Clestous Jume özet-
liyor:
1) III. Dünya'da ihracata yönelik tarımın hızlı ge-
lişmesi, yerel üretime yönelik çiftçiyi en verimsiz
topraklara sürüp yoksullaştırırken, verimli topraklar
büyük şirketlerin elinde toplandı.
2) Gelişmiş ve azgelişmiş ülkeler arasındaki tica-
ret hadlerinin kötüleşmesi, azgelişmiş ülkeleri a y i
miktarda sanayi malı ithal edebilmek için daha çok
tarım ürünü ve hammadde satmaya zorladılar.
3) Böylece madenler ve toprak daha yoğun işle-
nir, daha çok kimyasal gübre kullanılır, insanlar da-
ha çok ve uzun çalışmaya zorlanır hale geldi.
4) Ihracat tarımının yaygınlaşması, ormanların ke-
silerek tarıma açılmasını hızlandırdı.
5) Kırsal yapıların bu şekilde dağılması iç göçleri
hızlandırdı ve insanlann, yeterli altyapısı olmayan şe-
hirlerde yığılmasına yol açtı.
6) Şehir nüfusunun bu şekilde büyümesi, bu nü-
fusun beslenmesi için zaten verimsiz topraklara sü-
rülmüş olan içe dönük tarım üzerinde baskıyı arttır-
dı; daha fazla kimyasal gübre, yerel bitki örtüsü ile
uyuşmasına dikkat edilmeden kullanılan yeni bitki
türleri toprağı daha fazla aşındırdı, bitki örtüsünü ve
ormanları tahrip etti.
7) Bu sırada şehirlerde kötü yaşam koşullarından
ve yoksulluktan dolayı kolera, malarya, tüberküloz,
dizanteri gibi hastalıklar hızla yaygınlaşmaya baş-
ladı.
Bunlara benzer gelişmeler daha önce merkez ül-
kelerde yaşandığı ve toplumsal muhalefetin baskı-
sı ile artık hükümetlerin tedbir almaya zorlandığı ko-
şullarda; 1) Etrafı kırleten üretim teknolojilerinin kul-
lanımının, tehlikeli kimyasal maddelerin üretiminin,
çevre ülkeleretaşınmaya başladığını. 2) Merkez ül-
kelerdeki sanayinin zehiüi artıklarının, ya yeniden dev-
reye sokulması ya da toprağa gömülüp saklanma-
sı için azgelişmiş ülkelere aktarılması ile azgelişmiş
ülkelerde çevre kirlenmesinin büyük boyutlara ulaş-
tığını ekleyebiliriz.
Zamanla çevre kirlenme etkileri, örneğin ozon de-
liğinin büyümesi ve yağmur ormanlannın yok olma-
sı ile iklimin değişmeye başlaması, bir bölgedeki kir-
li havanın asit yağmurları ile başka bölgelere taşın-
ması, merkezde yaşayanların da çevrede ortaya çı-
kan tahribattan etkilenmeye başladığını gösterdi. Çün-
kü hepimiz aynı gezegende yaşıycruz. Bu yüzden,
merkezden çevre ülkelere doğru bu sefer de orman-
ları kesme, şu veya bu yöntemle üretim yapma gi-
bi bir başka baskı gelmeye başlıyor. Tabii çevre ül-
kelerin yöneticileri de dış borç ödeme zorunluluk-
larının, şehirlerde bırikmiş ntrfusun iş bulma ve bes-
lenme gereksinimin karşılanmadığı takdirde kendi
başına gelecekleri düşünerek direniyor ve "Bunla-
rı istiyorsanız bize tazminat verin" diyor. Merkez ül-
kelerin hükümetleri ise kendi halkına yansıtacağı
vergi yükünü düşünerek buna yanaşmıyorlar.
Sonuç şöyle veya böyle. birtaraftan da kapitaliz-
min gelişmesi gezegenimizi perişan etti ve sadece
doğal çevreyi değil, insan yaşamını tehdit eden sı-
nırlara dayandı. Şimdi ortaya çıkan sorunların hem
günümüzün devletlerarası ılişkileri içinde, hem de
bir veya bir grup ülke tarafından çözülemeyeceğini
görüyoruz. Çoktan miadını doldurmuş bir toplum-
sal ekonomik sistemde mi yaşıyoruz acaba?
52. hükümetin programı, 'seçim' hedeflerine dönükANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DYP ile CHP'nin kurduğu 52.
hükümetin programında. anayasanın
114. ve 116. maddelerinin demokrası
içinde en son başvurulacak çözümler
olarak düşünüldüğü vurgulanarak
*'Bu maddeleri işlermek zorunda
kalmamak. parlamentomuzun
başarısı olacaktır" denıldi. Öncelikli
görev in "24 aralık'ta huzur içinde
seçimlerin yapılmasını saglamak"
olduğu v urgulanan programda.
ülkeyı Avrupa ile gümrük bırliğine
taşıma. yolsuzluklann üstüne
karariılıkla gidilmesi, özelleştirmede
temel ilkenin şeffaflık olması.
tekelleşmenin önlenmesine özen
gösterilmesi ve demokratikleşmeye
ilişkin hedefler sıralandı.
TBMVi'den güvenoyu alamayan
DYP azınlık hükümetinin programı
gibi 52. hükümetin programının
kapağının da kırmızı olması dikkati
çektı. Başbakan TansuÇiller'ın
okuduğu programın başında, 51.
hükümetin güvenoyu alamaması ile
ülkenin kritik bir demokrasi
sorunuyla karşılaştığı belirtilirken
anayasanın 114. ve 116. maddelerini
işletmek zorunda kalınmamasının
önemi vurgulandı. DYP ve CHP'nin
yeniden koahsyon hükümeti
kurmasının. u
demokratik uzlaşma
anlayışının ürünü" olduğuna dikkat
çekilen programda. "Hiçbirimiz 20
HÜkÜmet programindan: • Ülkeyi Avrupa ile gümrük birliğine taşıyacağız. • Yolsuzluk ve
usulsüzlüklerin üzerine karariılıkla gidilecektir. • Doğu ve Güneydoğu Anadolu kucaklanarak yaralann hızla
sanlması hedef alınacaktır. • Özelleştirmede temel ilke şeffaflık olacak, tekelleşmenin önlenmesine özen
gösterilecektir. • Demokratikleşme çabalan sürecektir.
evlülde bulunduğumuz noktada
değiliz. Sadece DYP ve CHP değil.
bütün parlamento 20 evlülde
bulunduğu noktada değildir. Bir
demokrasi sınavı verilmiştir.
Halkımızın oy sandığında
değerlendireceği önemli olaylar
yaşanmışhr" denildı.
Programda.-52. hükümetin
"Anayasanın değişmez hükümlerinde
yer alan cumhurivetin tüm nitelik ve
temel unsurlanv la Atatürk ilkelerine
dav anan demokratik, laik ve sosyal
hukuk devletine büyük bir inançla
sanlarak göreve başladığı"
belirtılerek şu görüşlere ve vaatlere
yer verildi:
- Hükümetimiz, olağanüstü halin
uvgulandığı illerde bir an önce
normal yönetim biçimine geçilmesini
sağlav'acak yasal değişikliklerin
gerçekleşririlmesine. terör
koşullanna rağmen bölgede
demokratik hakların eksiksiz
kullanılmasına ve diğer ekonomik ve
kiiltürcl önlemlere vönelik
çalışmalan hızlandiracaktır.
- Öncelikli görev imız, 24 Aralık
1995 'te huzur içinde genel
seçimlerin yapılmasını sağlamaktır.
Bu hükümet. özü itibanyla. bir seçim
hükümetidir. Ancak hükümetimizin
bu temel özelliği. ülkemizin içinde
bulunduğu hassas dengelere, içeride
ve dışarıda mevcut hayati sorunlara
karşı etkisiz kalınacağı anlamına
kesinlikle alınmamalıdır.
- Demokratikleşme çabalanmızı
karariılıkla sürdüreceğİA Koalisyon
protokolünün hazırlanışından
günümüze henüz on günlük süre
geçmiş olmasına rağmen, hatta
koalisvon hükümetinin henüz resmen
oluşmadığı bir ortamda. koalisvonıı
oluşturan partilerin ortak destek ve
öncülüğü altında. TMY'nin 8.
maddesinin, düşünce özgürfüğünü ve
hoşgörü anlav ışını genişletecek bir
yaklaşımla değiştirilmiş olması
demokratikleşme için kararlılığımızın
güçlü bir kanıtıdır.
- Demokratikleşme çerçevesinde.
Sendıkalar Kanunu. Kamu
Görevlileri Sendikalannın Kuruluş
ve Faaliyetleri Hakkında Kanun,
Dernekler Kanunu, Devlet
Memurlan Kanunu, üniversite
öğretim üyelerinin ve öğrencilerinin
siyasete etkin katılımını sağlayacak
yasalarda yapılacak değişikliklerle
ilgili kanun. milletvekilliği ile
bağdaşmayan görev lerle ilgili kanun.
Kooperatifler Kanunu ile kamu
kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşlanna ilişkin kanunlar da ele
alınacaktır.
- L Ikemizi Avrupa ile gümrük
birliğine taşıvacağız. Bu fırsatı
yakalayabilmek için hükümetimiz.
üzerine düşen bütün v ükümlülükleri
yerine gerirmeve hazırdır. Lyum
vasalarının bir an önce yasalaşması
için çaba gösterilecek.
- Toplumsal banşı sağlamaya ve gelir
dağılımındaki adaletsizliği
ıyileştirmeye yönelik çabalanmızı
sürdüreceğiz. 5 Nisan Kararlarf nın
tavizsız bır şekilde uygulanması ile
son dönemde ekonomik dengelerde
ciddi düzeyde bir iyileşme
sağlanmıştır. Böylece orta vadede
sağlıklı ve sürdürebilir bir
büyümenin gerçekleştirilebilme şansı
dogmuştur.
- 600 bin işçi talep ettikleri 237 trihon
lirav ı makul düzeye çekerek bu
uzlaşmanın gerçekleştirilmesine
gecikmeli de olsa katkıda bulunan
ilgili işçi konfederasyonu ve
sendikalanna teşekkür etmek
istiyorum.
- 15 Kasım 1995 tarihinden geçerli
olmak üzere tüm memurlann ve her
kesimden emeklilerin maaşlarında
önemli boyutlarda artış sağlayan
düzenlemeler yapılmıştır.
- Esnaf ve sanatkârlanmıza 1995
yılında 20 trilyon lira kredi
kullandırmayı hedeflemişken bu
hedef yılın ikinci \arısında aşılmış ve
kredi pn>gram hedefi 25 trilyon liraya
yükseltilmiştir. Bu tutann halen 23.8
trilyon liralık kısmı. ilgili banka
şubelerine tahsis edilmiş
bulunmaktadır.
- Tanmsal venmliliği arttırabilmek
amacıyla. yıl içinde gübre
sübvansiyonu yüzde 30'dan yüzde
50'ye vükselmiştı. bu uygulama
devam edecektir.
- Doğu ve Güneydoğu illerinde
hayvancıhğı geliştirme amacına
yönelik. "onanm projesi"
kapsamında yüzde 20 faizli 2
trilyon liralık kredi. öncelik
dikkate alınarak Türkive
genelinde son günlerde 20 trilyon
liraya çıkarılmıştır.
- Bu kısa dönemde. belediyelere ve il
özel ıdarelerine çeşitli fonİardan
kaynak sağlanacaktır.
- Doğu ve Güneydoğu Anadolu
kucaklanacak, varalartn hızla
sanlması hedef alınacaktır.
Boşaltümış köv lerden güvenlik
yönünden uygun olanlanna
yurttaşlann geri dönüşü sağlanacak.
köylerinde veniden vaşamlarını
sürdürebilmeleri için gerekli destek
sağlanacaktır.
- Yolsuzluk ve usulsüzlüklerin
üzerine karariılıkla gidilecektir.
TBMM denetim mekanizmalannın
etkin biçimde çalıştınlması hedef
alınacaktır.
- Özelleştirme uvgulamalannda,
devletin ve toplumun ortak
vararlarının gözetilmesine.
tekelleşmenin önlenmesine özen
gösterilecektir. Özelleşrirme
uvgulamalannda temel ilke, şefiaflık
olacaktır.
- Altyapı yatınmlan devam
edecektir.
- Dinar'da yaralann hızla sanlması
için özel bir kanun çıkarmak yerine,
bundan sonraki bu tiir afetlerde
hükümetlere daha geniş vetkiler
veren ve çok süratle hareket edilmesi
imkânı sağlayabilecek bir yasayı
gerçekleştirmek kararlıhğınday ız.