22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EKhV1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 ALLEGRO EVİN İLYASOĞLL DÜŞÜNCEYE SAYGI A nkara. cumhuri- A yetin ilanından / \ bu yana kültür ve f I sanat kurumlan- -X. -A. nın filizlendiğ yeni tip ^ürk aydınının şekil- İendiği ?ir kenttir. Özellikle müzik \e sahne sanatlanna ayn bir özen aösterilerek 19401ı -ıllarda Paul Hinde- mith, Kırl Ebert, Ernst Pra- etorius, Eduard Zuckmayer, David Zrkingibi Avrupa'nın önemli nüzikçileri danışman yönetmen ya da öğretmen olarak getirtilmiştir. Musiki MuallimMektebi'ndenbaşlayarakcum- hurıyerir ilk müzik eğitimi kurumlan da Ankara'da kurulmuşrur. Ankara Devlet Konserutuvarı (Hacettepe) ve Bilkent Müzik Okulu'nun yanı sıra son yıllarda Ortadoğj Konservatuvarı da atılımlar içinde Cumhurbaşkanlığı Senfoni Or- kestrası'iın ve Ankara Devlet Opera ve Balesi'n n yıl boyu süren konser vetem- sillerine>on iki yıldır Bilkent Akademik Senfoni Orkestrası'mn düzenli konserle- n de eklendi. Aynca 13 yılına giren An- kara Müzik Festivali ile üçüncü yılına - giren Bilkent Müzik Festivali de bu ken- tin müzik yaşamına renk katan etkinlik- ler. CSO'nun 7 ekimde Hipodrom'da baş- latacağı konser takvimine göz atınca ilk dikkati çeken, bu yıl 21 yeni yapıtın programa alınmış olması. Orkestranın müdürü Hüseyin Ertuğ. nice ekonomik zorluğa karşın. yeni yapıtların notalan- nı getirtmek için hiçbir harcamadan ka- çınmayaeaklannı biidıriyor. Öyle ya. ye- ni yapıtlan çalışmak hem orkestraya ye- ni kan getirir hem de dinleyicilere taze bir soluk Gorecki'nin üçüncü senfoni- si, Sviridov'un Kar fırtınası: Çetin Işı- közlü'nün keman konçertosu: Fazıl Say'ın piyano konçertosu. Respighi'nin Gregoriano konçertosu Jolivet'nin Fagot konçertosu. Bozza'nın klarnet konçerto- su. Goldmark'ın Rustik senfonisi. he- men göze çarpanlar. İlk kez seslendiri- lecek yapıtlar arasında Ertuğ'u en çok düşündüren. 19-20ocak seslendirilecek olan Mahler'ın 2. senfonisi iyi bir Mah- ler yorumu için büyük özen gerekiyor. CSO. bu yıl tüm şefierimizi bağrına basmış. Orkestranın sanat yönetmeni Gürer Aykal. on konser yönetecek: Hi- podrom'da Çaykovski'nin 1812 uvertü- rü ve gerçek toplarla yapılacak açılış konserinden sonra Jolivet, Wiexuteps ve Dvorak'ın 7. senfonisinden oluşan prog- ram (8-9 aralık): Bruckner'in O numa- ralı senfonisini (15-16 aralık): Beetho- ven'in 9. senfonisini (22-23 aralık): Say'ın konçertosu ile R. Strauss'ın Do- mestik Senfonısı'ni (12-13 nisan)yöne- teceği konserler bunların en ilginçleri Rengim Gökmen, Ayşegül Sanca'nın so- listliğınde topluluğu 17-23 ekim arasın- da Makedonya turnesine götürecek. En- der Sakpınar. Copland'dan Bılly the Kidi. Borodin'den 2. senfoniyi yönete- cek. EminGüven Yaşlıçam. devlet çocuk korosuyla birlikte çocuk bayramı konse- rini yönetecek. NaciÖzgüç gençlik kon- serinde iki genç sanatçıya. Kamerhan Turan (piyano) ve Sedat Civelek (obual eşlik edip Handel'in Su müziğini çaldı- racak. Erol Erdinç gitarist Bekir küçü- kay'a eşlik edecek. Cem Mansur parlak bir genç kemancıya. FlorinGalati'ye Sa- int-Saens'in Rondo capriccio'sunda eşlik edip. Elgar'ın ikinci senfonisini yönete- cek. Artık bizden saymaya başladığımız şeflerimizden dört konserle katılan Stnıgala Çaykovski'nin Patetik: Beetho- ven'in 8. senfonisi: Bnıckner'in 4. sen- fonisi ve Mahler'in 2. senfonisi gibi sen- foni dağarcığının güçlü yapıtlannı yö- netecek. İki konserle CSO'ya katılan Ga- lati. Beethoven konserinde bestecinin Eroica senfonisini ve IsraelTriosolistli- ğinde üçlü konçertosunu çaldıracak (8- 9 mart). Antonio Pirolli de iki konser ile CSO'ya katılıyor. Pirolli. piyanist Naka- mura'ya Rahmaninof un 3. konçerto- sunda: klametçi EkremÖztan'aTurgay Erdener'in konçertosunda eşlik edecek. Respighinin Roma Çamlan'nı ve Pro- kofıef in 5. senfonisini yönetecek. Daha önceki konserlerinden tanıdığı- mız değerli Japon şef Komatsu. R. Stra- uss'un Don Quixot'unu ve bir Brahms konserini yönetecek. Polonya Çağdaş Müzik Festivali'nin sanat yönetmeni olan Pijarkowskfnin her iki konseri iki yeııi yapıt kabhyor Gürer Avkal Verda Erman C SO'nun 7 ekimde Hipodrom'da başlatacağı konser takvimine göz atınca ilk dikkati çeken. bu yıl 21 yeni yapıtın programa alınmış olması. Gorecki. Sviridov. Çetin Işıközlü. Fazıl Say. Respighi. Jolivet. Bozza, Goldmark'ın yapıtları hemen göze çarpanlar. Cem Mansur u yıl tüm şeflerimızi bağrtna basmış C SO. Kendi bünyesi içindeki sanatçıları da deeerlendirip. orkestra üyeleri arasından solistler çıkarmış. Ayrıca birçok konsere iki solist yerleştirerek pek çok solistimizi konsersiz bırakmamış. Fazıl Say yılın can alıcı programlannı içeriyor. Us- ta kemancı Serafi Sladler ile birlikte ve- recekleri Şostakoviç. konserinde besteci- nin 2. keman konçerosu ve 7. senfonisi seslendirilecek. (9-10 şubat). Bruch'un klarnet ve viyola konçertosunda Ruşen Giineşve BülentCivelek'e \Vieniawsky konçertoda kemancı Çağıl Yücelen'e eş- lik edecek ve Gorecki'nin 3. senfonisini Ruşen Güneş yönetecek. Bu senfoni son yıllarda bes- telenen çok popüler oldu. Solist ve ya- pıtlar açısından oldukça yüklü bir kon- ser (2-3 şabat). CSO'yu bu yıl yönetecek bir diğer ün- lü şef de Mark Klmkr. Bolşoy Opera ve Balesinin Moskova Filarmoni Orkest- ra'nın şeflennden. EM1 plak şirketınce yayımlanmış pek çok operayı yönetmiş Ayşegül Sanca bir şef. Elmler. Viktor Pikayzen'in ilk seslendinsini yapacağı Işıközlü'nün ke- man konçertosunu Ippolitm Ivanov \e Spridov gibi Rus bestecılerini yönete- cek. Moskova Senfoni Orkestrasf nın bi- rinci şef Konstantin Krimetz de CSO'nun konuk şefleri arasında. Geçen yıl Istanbul ve Ankara konserleriyle ku- laklarımızda çok iyi yankılar bırakan Gülsin Onay 'ın Çeşitlemeler CD si Piyanist Gülsin Onay'ın yeni kompakt diskinin adı Çeşitlemeler. Hannover Kuzey Alman Radyosu'nun işbirliği ile Ars Musici diskleri arasında yayımlandı. Baştan sona piyano için yazılmış çeşitlemeler formundaki yapıtlan içeriyor. Bir temanın (özdek) çeşitlenerek yeni açılımlara ulaşması. bir yapıtın küçücük bir çekirdekten başlayıp ivıne kazanması. müzik tarihinin en eski işçiliklerinden biridir. Besteciler yapıtlara büyüklük kazandırmak için başlangıç motifini sürekli yeni giysileraltında dinleyicinin kulağına sunmuş. böylece tanıdık motiften kopmayan kulak. yapıtta bir bütünlük bulmuştur. 18. yüzyıl çeşitlemelerinde tanıdık nıotif her karşınıza çıkışta fazla bir değişime uğrarrraz. örneğin Haydn ve genç Beethovenin çeşitlemelerinde "işte başta tanıştınlan motif"* şeklinde satır aralannda rahatlıkla bunu okuyabilirsinız. Ancak 19. yüzyılın karmaşık dokusunda başlangıçta sunulan özdek giderek bestecinin kanatlanıp çtuğu düşlem dünya.sının bir ürünü olmuştur. Onıı dilediği gibi işler. tanınmaz hale bile getirebilir Burada I üner yorumcuya kalmıştır. Tanıdık rotifi ayıklayabildiği. oııu bestecinin düşlemi ile özleştirdiği sürece başanlıdır. Gülsin Onay. romantik bestecilerde. Schumann, Chopin. Mendelssohn \ e Medner'de besteciyle özleşmiş. temanın her yeni çeşitlenmesinde romantik ruh halinın yeni açılımlarını keşfetmiş. Haydn ve Beethovenin çeşitlemelerinde de bu bestecilerin romantik yönlerini ortaya çıkartmış. Sonuçta romantik bir çeşitlemeler albümü sunmuş bizlere. Eğertem ve çeşitleme. birçekirdeğin çeşitlenerek zenginleşmesi nedir. hemen duyup örneklemek istiyorsanız Gülsin Onay'ın bu son CD'sini arayıp bulun. Bu CD'yi dinleyerek kendinizi piyano edebiyatındaki çeşitlemeler üstüne rahatlıkla eöitebilırsiniz. Andre Heller'in4 Kristal MURAT SES Brian Eno "»"•^^ uyulara şölen amacı m | '^ e gerçekJeştirilmiş m W miize için bir de ' S "011301 MÜZİğİ' bestelenmiş: "Ambiente Ustasf Brian Eno, kristallerin titreşimlerinden ve ışık dönüşümlerinden kaynaklanan son derecede dingin bir yapıt sunmuş bu bağlamda. LINZ - Geçenlerde. reklamların sığlı- ğı. vahşi pazarlama yöntemleri. tecimsel umutlann bu olguyu hızlandırması, 'X- KuşağT(Generatian X)gibi herbin rahat- lıkla bir yazı konusu olabilecek şeyleri konuşuyorduk. Ünlü sanatçı Andre Hel- ler.'hızırgibi'yetişti ve tüm olumsuzluk- lara karşın en güzel beraberlik örneklerin- den birini sergileyiverdi Avusturya'da... Heller. özellikle Almanya'da. ünlü bir sirk müdürü. fişek. roket ve her türlü ba- rutlu/ateşli görsel öğenin ustası. inanıl- maz etkinlikler düşünebilen. bunları ba- şanyla kotaranyaşama geçiren kişi ola- rak tanınır. (Lagari ne derdi bu işlere aca- ba?) Yurtdişında, en ağır bütçeli projele- rine bile karizması ve inandırma yetene- ği ile parasal destek sağlayabilmesi ün kazandırmıştırona... Acımasızdenebile- cek ağır söylemiyle. özellikle V'iyana'da "kalıcı düşmanlar" yaratması da diğer bir yönüdür. Sığ gülmecesiyle. sığ içerikli filmleriyle ve şarkılarıyla tanınan Peter Alexander hakkındaki görüşüne bakılır- sa: Bu şarkıcının 'eczanderden kusmaila- cı olarak alınabilmesi' gerekir (Irnberger. bkz. \Vien-Monatsheft der Staedte... S 85. Hamburg 11 1990) Birde Viyana'yı 'çirkin. yaşlı bir kadına" benzettiği söyle- nir. Ona hak verirler. ama sevmezler. Bel- ki de "Viyana ortamrnın yazgısıdır bu... Kendini ozan olarak tanımlar. Güçlü bir gazetecilik. radyoculuk, tele\ ızyonculuk ve görsel etkinlikler geçmişi vardır. Ken- disini ilk olarak ekranlarda gördüğiimüz- de. John Lennon ve Yöko Öno ile söyle- şisini banttan yayımlıyorlardı. Sanınm, John Lennon"ın öldürüldüğü haftaydı. ,\abancılarakarşı hereylemin vetutumun karşısında konumlanır. Dünya halkları- nın kültürlerine sonsuz bir saygısı vardır. Unutulmaya yüz tutmuş ya da fırsat ve- rilmemişsanatlara. sanatçılaraözenli sah- nelemelerle destek verir. Hindistan halk- !annın(JagMandirprojesi).Cingenetop- lumlannın (Roma ve Sinti) kültürlerini, unutulmaya yüztutmuş sirk sanatlannı (AkrobatSchön...)temel alan etkinlikle- ri. kendisine uluslararası ün getirmiş ça- lışmalanndan sadece bırkaç tanesidir. Doğayı, sanatı ve işdünyasını en güzcl yönleriy le birleştiren bu çök yönlü sanat- çı (bazılarınca Merlin gibi bir büyücüı. son günlerde Tirol eyaletindeki Wattens kentinde hazırladığı 'Kristal Müzesi* ile gündeme geldi. Yüz yıldır kristal üretip konulannda dünyanın en büyüklerinden biri halinegelenSwarmskiailesi.biryüz- yıllık çalışma dönemini kutlamak için Andre Heller'i görevlendirmiş. Heller de. kendi deyişiyle 'gezilecek, görülecek, şa- şınlacak, meditasyon yapılacak' bir yapıt çıkarmış ortaya... Kristallerin. dağların içinde karanlıklarda oluştuğunu söy leyen sanatçı. ortanı olarak da bir dağın içini seçmiş. Yaşamı boyunca kristallerin gi- zemli dünyasından etkilendığini vurgu- layan Heller, ışık olunca yaşayan bu do- ğal güzelliğin. kendisine çocukluğundan beri. temizliği. berraklığı. doğruculuğu. söylencelerin coşkusunu. masalların gı- zemini. dostluğu anımsattığmı vurgulu- yor. Bu noktada. 6O'lı yıllarda. "'Bir dos- tunı olsun; kardeşten üstün, anadan ya- kın. babadan güvenli... Bir dostum olsun; kristal gibi köşesürengi belli—" diye yazan. şimdi aramızda olmayan sanatçı dostu Dr. Zihni Naci Dslu'yu saygıyla anıyorum... Gerçektende dünya masallanndaki la- netlenmış krallar. gizli defineler. gizem- li güçler. yeraltı nehirleri ve gölleri. ço- cukluk düşlerimizin ortak paydası... Biz- ce buralardan yola çıkmış ünlü sanatçı... Yukandan bakıldığmda. bir park yeri gi- bi görülen ortamda. Keith Haring biçe- nıinde bir iabirentel' dikkati çekiyor. Bu el. sevgiyı. dostluğu ve barışı simgeleme- nin yanı sıra "Merhaba! Kristaî Müze- si'ne hoşgeldiniz!" diyor. Girişe. ağzından sular akan bir dev ka- fası otunulmuş. "Benden u\arması; çok değerli şeylerin olduğu bir yere girmekte- siniz..." der gibi... Hemen başlayan 42 metrelik bir 'Kristal Duvar', konuklara •>eraltının imgeler dünyasında' dolaştık- larını sürekli olarak anımsatma görevini üstlenmiş. 120tonağırlığında. yontulmuş küçük birimlerden oluşan bu duvarda 'V ves Klein Mavisi'egemen... Heller. bö- lümleri insanların çeşitli niteliklerine uy- gun bir şekilde tasarladığını anlatıyor söy- leşilerde: Sesli. sessiz. meditasyon yapı- I genç kemancı VVerthaas'a Prokofief'in 1. konçerto- Romeo Juliet adlı yapıtlan programı tamamlıyor. Bu yıl CSO'nun programlannda bu türbesteci birliğine çok rast- lanıyor. Bir bakıma dinleyi- ciyi ve orkestra üyelerini son derece eğirici bir seçim. Za- man zaman aynı ortamda ve aynı zaman dilimi içinde bir besteciyi işlemek. onun sti- lini özümsemeye yardımcı olan bir etken. CSO bu yıl kendi bünyesi içindeki sa- natçılan da değerlendirip. orkestra üye- leri arasından solistler çıkartmış. Ayrıca birçok konsere iki solist yerleştirerek pek çok solistimizi konsersiz bırakmamış. (Çok solistli konserlerin üst üste gelme- si müsamere havası estirebilen ayn bir nsk olsa da!) Bizim ünlü solistlerimiz- den İdil Biret. Eskişehir Festivali'nde Be- ethoven'in 4. konçertosu ve Ankara'da Rachmanınof "un Paganini Rapsodisi ile iki kez katılıyor CSO'ya Ayşegül Sanca da Beethoven'in üçüncü konçertosunu. | Makedonya turnesinde de Chopin'in 2. | konçertosunu Ankara'da çalacak. Beet- | hoven'in üçüncü konçertosunu Verda Erman da Inönü'yü arima-konserinde seslendirecek. Üç ayn orkestramızda üç ayn yapıtla katılan Gülsin Onay. Anka- ra'da Bartok'un ikinci konçertosunu ça- lacak. Ayhan Baran açılış konsennde ün- lü aryaİarsunacak. Zürich'inTone Hal- leorkestrasındaki viyolocumuz Ahmet Ediz de Ayşe Ediz ile birlikte Haydn'ın viyolo ve çembalo konçertosunu çala- cakIar. CSO'ya katılacak diğer yabancı so- listler arasında piyanist Alcxei Sultanov, çellist JiriBarta,piyanist Jeffrey Biegel ve kemancı Peineman dikkati çekiyor. Türk bestecilennin hemen her kuşa- ğından yapıtlar seçilmiş: Saygun'un Ar- yalannı Murat Göksu seslendirecek. Tanç'ın Yankılar'ını ve FaikCanselen'in Köv Düğünüadlı yapıtını Aykal yönete- cek. Fazıl Say kendi konçertosunu çala- cak. Uıközlü'nün keman. Erdener'in klarnet konçertolan da ilk kez seslendi- recek. Devlet Opera ve Balesi yurda vayılma çabasında Ankara. Istanbul, İzmirve Mersin'den ^onra Samsun Opera ve Bale Müdürlü- jii'nün kııruluş kararının onaylandığını dııymak sevinç verici. Gaziantep ve Van müdürlüklerinin kurulma çalışmalan da >ürmekte. Aynca var olan kuruluşların kendi coğrafya bölgeleri içinde turnele- re çıkmaları için halkın kolayca anlaya- cağı popüler yapıtlar seçilmiş. Opera ve Bale Genel Müdürü Hasan Hüseyin Ak- bulut,en önemli sorunun kadrolardaki tı- kanıklık ve bütçe olduğunu belirtirken emeklilik yasasının bir an önce çıkma- sını ve özel kuruluşlann opera \ e bale sa- hinelerine sponsorluklarını bekliyor. Ankara Dev let Opera ve Balesi. bu kış 12 yeni yapıt sahnelemeyi planlıyor. Bunların arasında en ilginçleri belki de sahneye uyarlannıış, görsellik ve reji ka- zandırılmış klasik müzikler olacak. Ör- neğin OrfTun Carmina Burana'sı reji ile sahnede canlandırılacak. Yaratıcı bir uyarlama ile son derece alıınlı bir şeki- lede boyutlanabilir. Aynı şekilde Mval- di'nin Mevsimler'i veÇaykmski'nin Se- renad'ı gibi müziğini çok iyi tanıdığımız yapıtların bale uyarlaması. koreografi kazanması da dinleyiciye ilginç gelece- kitir.Offenbach'ın La Perichole adlı ope- reti ile Çetin Işıközlü'nün "Dudaktan Kalbe"* başlıklı operası da sahnelerimiz- de ilk kez gösterime girecek etkinlikler. Ankara Operası bu mevsim için yeni pro- düksiyon olarak Verdi'nin Otello'sunu. Giordano'nun Andre Chenier'sini. Puc- cini'nin Toscasını ve Mozartın Sihirli Flüt operalannı sergileyecek. T. Sel- çukun Yunus Emre balesi ve L.Min- kus'un La Bayadere adlı balesi de mev- simin yeni çalışmaları arasında. Ankara Operet Sahnesi de Schmidt'in Fantastik başlıklı müzikalini ilk kez An- kara'da sahneleyecek. J. Strauss'un Ya- rasa'sı ve Dinçer Sümer'in "Ali Ayşeyi Seviyo" adlı müzikli oyunu operet sah- nesinin izileyiciyi müzikli oyunlara. mü- zikallere ve sahneye ısıtma ilkesinin ör- nekleri. MEMET FUAT labilecek ortamlann hemen yanında. in- sanı iten. ürküten ya da güldüren ortam- lar... 'Buz Sokağı' bölümündeki video destekli enstalasyonun devamında. Da- li'nin 'AkıpGiden Zaman'ını. Keith Ha- ring'in 'Gizemli Bir Külrürün Vapırı'nı pırıl pınl taşlar bağlamında izlemek ola- sı... Sonra. yine binlercekristalden üretil- miş zaman zaman kıpırdayıveren. gizem- li masal ve söylence yaratıklarıyla bezen- miş 'Kristal Tiyatro'.akıp giden 'Kristal Yeraltı Suyu' ve ulaştığı 'Kristal Yeraltı Golü'. Yirmi milyon marklık bir bütçe ve sanatsal yönüyle 'dört dörrlük' bir 'imaj tazelemesi'... Unutmadan ekleyeyim. 'duyulara şölen' amacı ile gerçekleştiril- mişmüze için birde 'Ortam Müziği'bes- telenmiş: 'Ambiente l'stasf Brian Eno, kristallerin titreşimlerinden ve ışık dönüşümlerinden kaynaklanan son dere- cede dinain bir vapıt sunmuş bu baâlam- da. "Reklamlann iyice sığlaştığı, vahşi pazarlama yöntemlerinin saldırganlaştığu tecimsel umutlann bu olgulan hızlandır- dtğı, X-Kuşağrnın(GenerarionX)önün- de hiçbir umudun olmadığı bir dönem- dejiz, ne yazık ki»." diyorduk; bu güzel olayla karşıkarşıya geliverdik. Bir yanda Andre Haller ve Brian Eno. diğer yanda onca servetine karşın 'yüzyıllık tutucu imajı'nı bu güzel insanlarla tazeleştiren bir Svvarovski... Bayağı umutlandık... Kitaplarla Savaşımız Savaşların çetini... Savaş Çekiç gene kâğıdından mürekkebine, harfinden boyutuna. herşeysini şeçip tasarlayarak güzel bir kitap yaratmış: Fizil Hiç Üzül- mesin... Sabahattin Ali'nin objektifınden, kızı Filiz'in gözünden bir yaşamöyküsü. Bazılan yalnız anı değeri. bazılarıysa hem anı. hem sanat değeri taşıyan fotoğraflar o günleri bilenlere çok şey iletiyor. Sabahattin Ali'nin yaşamöyküsünü kızı Filiz Ali, daha önce Atilla Özkınmlı ile birlikte yayıma hazırlayıp Cem Yayınları arasında bastırdık- ları kitaptan, bir de doğrudan yazarın kendi yapıtla- rından geniş alıntılar yaparak yazmış. Insant önce tasanm güzelliği, sonra fotoğraflan, daha sonra da içeriğiyle etkileyen kitabın başında kı- sacık bir sunu var. "Anneme ve babalan siyasal, faili meçhul cinayet- lere kurban giden tüm çocuklara..." Son sayfalarda ise Sabahattin Ali'nin 25 Kasım 1947'de "Ali Baba" gazetesinin birinci sayısında çı- kan, öldürülmesinden dört ay bir hafta önce yazdığı şu satırları okuyoruz: "Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer. Bir gün Al- manların pabucunu yalayan, ertesi gün Ingilizlere takla atan, daha ertesi gün de Amerika 'ya kavuk sal- layan soysuzlar gibi olmak istemedik. Yalnız ve yal- nız bir tek milletin önünde secdeye vardık. O da ce- fakeş milletimizdir. Meğer ne büyük günah işlemişiz! Kanunlu, kanunsuz baskılar altında ezile ezile pestl- le döndük. Bugünün ıtibariı kişileri gibi, kese doldur- madık, makam peşinde koşmadık. İç ve dış banka- lara para yatırmadık, han, apartman sahibi olmak, sağdan soldan vurmak ve milleti kasıp kavurmak emellehne kapılmadık. Bütün kavgamızda kendimiz için hiçbir şey istemedik. Yalnız ve yalnız bu yurdun bütün yükünü omuzlannda taşıyan milyonlarca in- sanın derdine derman olacak yollan araştırmak is- tedik. Bu ne affedilmez suçmuş meğer!" Nerdeyse elli yıl oluyor bu sözler söyleneli... Yüzeydeki bunca gelişmenin ardında, derinlerde bir yerde, hiç degişmeyen bir şeyin olduğu gibi dur- duğu ne kadar açık... Bu yurdun bütün yükünü omuzlarında taşıyan mil- yonlarca insanın derdine derman olacak yollan araş- tırmak isteyenler bugün de suçlu sayılıyor... Işçiler. memurlar sokaklarda... Siyasal bir amaçla değil... Çalışmalarının karşılığını alabilmek için savaşım veriyor, paranın sürekli değeryitirmesi karşısında ge- çinemeyecek, çoluk çocuğunu barındırıp besleye- meyecek duruma geldikleri için başkaldırıyorlar. Uygulanmak istenen tutumbilim anlayışı ise ülke- nin girdiği çıkmazdan kurtanlabilmesi için onların da- ha da aşağı itilmeleri gerektiğini savunuyor. Peki, işçiler, memurlar, o köylerinden kaldırıp kent- lerin çevresineyerleştirdiğiniz milyonlarca insan, zey- tin ekmeğe talim edeceklerse, kim tüketecek satmak için çırpındığınız mallarınızı? Dünya küreselleşiyor, aynca gümrük birliğine de gi- riyoruz... Demek ki yayımcılann da artık yabancı dillerde ya- yın yapmaya başlamaları gerekiyor!.. Örnekse bu özenle tasarlanmış, özenle basılıp cilt- lenmiş, dolayısıyla da, ister istemez, pahalı olan ki- tabı kimler alacak? "Pabuç yalayan, takla atan, kavuk sallayan soysuz- lar" mı okuyacak Sabahattin Ali'nin yaşamöyküsü- nü? Hayır, onlar okumayacaklar, ama gene onların çev- resinde, onlarla ilişki içinde, onlar için çalışmak du- rumundaki seçkmler, yani payları biraz daha yüksek tutulan aydınlar, daha doğrusu, o aydınların bir bö- lümü, "bu yurdun bütün yükünü omuzlannda taşı- yan milyonlarca insanın derdine" çare aramanın bir suç değil de, erdem olduğuna inananlar okuyacak... Kaç basıldı Filiz Hiç Üzülmesin acaba. bin mi, bin beş yüz mü? Her neyse, içinde çok az dizgi düzelti yanlışı bul- duğum bu güzel. hem de çok etkili kitapta bir fotoğ- rafın sağı soluna gelmiş. altındaki açıklamasına uy- muyor. İkinci basımda herhalde düzeltilir. Aynı say- fada Filiz Ali ile Korkut Boratav'ın hayvanat bahçe- sindeçekilmişbirçocuklukfotoğrafları varki bakma- ya doyamıyor insan. Sabahattin Ali'nin çektiği bazı fotoğraflar bayağı güzel... Sevgi, acı. savaşım, kaynaşma, umut, çaresizlik, üzüntü, özlem, aynlık... Hepsini saran sanatsal kay- gılar... Anlatlşta, sunuşta... Çok yönlü bir kitap Filiz Hiç Üzülmesin... Bir ara Savaş Çekiç şu Sel Yayıncılık'ın amblemi- ni de bir elden geçirse... Bunları yazıyorum ya, kafamda geri itemediğim bir soru dönüp duruyor: Bakalım önümüzdeki seçimler- de işçilerimiz, memurlarımız. DYP'ye mi. ANAP'a mı, RP'ye mi, MHP'ye mi verecekler oylarını? Alman Kültür'de çarşamba sineması Kültür Servisi - Alman Kültür Merkezi. Türsak'ın işbirliği ile bugünden başlayarak her çarşamba akşamı Alman ve Türk sinemalannın seçkin örneklerini sergileyecek. Bu akşam iki seans lıalinde. saat 16.30 ve 19.00"da gösterilecek ilk film Alman yönetmen Hans W Geissendörfer'in "Adalet"adlı filmi. Çarşamba sineması dizisinin ilk Türk filmi ise Zeki Demirkubuzun "C Blok"u. Film. Ingilizcealtyazılı olarak 11 ekinı günü gösterilecek. Alman Kültür Merkezi'nde 18 ekimde Volker Koepp'ün "Bizmut". 25 ekimde Fehmi Yaşar'ın "Camdan Kalp" adlı filmleri gösterilecek. Müzayede mevsimi başladı İSTAISBUL C\A) - Yaz boyunca ara verilen müzayede mevsimi başladı. Hafta sonu düzenlenecek iki müzayedede 411 eser satışa sunulacak. Sezonun ilk müzayedesi, 7 ekim cumartesi günü Antik AS tarafından gerçekleştirilecek. Antik Palace'da yapılacak müzayedede 150 adet Osmanlı ve Avrupa eseri satışa sunulacak. Maçka Mezat da 8 ekimde Hyatt Regency Otel'de yapacağı müzayedede 261 eser sanatseverlere sunacak. Nlüzayedede değerli ressamların tablolannın yanı sıra çeşitli osmanlı eserleri satışa sunulacak. Altın Koza'da en iyi şiir Mustafa Emre'nin ADANA (A.\)- Adana'da. Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali etkinliklen çerçevesinde düzenlenen Şiir Dosyası Yanşması sonuçlandı. En İyi Şiir Dosyası ödülünü Mustafa Emre kazandı. Pen Yazarlar Derneği'nden Sennur Sezer. Türkiye Yazarlar Sendikası'ndan Metin Cengiz. Edebiyatçılar Derneği'nden Hüseyin Atabaş. llim ve Sanat Eserleri Meslek Birliği'nden Yahya Akengin ile Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğretim göreviisi Çetin Derdiyok'tan oluşan seçici kurul. 69 şiir dosyasını değerlendirdiği yarışmada. En İyi Şiir Dosyası Ödülü'nü Mustafa Emre'ye, Karacaoğlan Özel Ödülü'nü Veysel Çolak'a. Dadaloğlu Özel Ödülü'nü Ercan Atav'a verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle