Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS1993 CUMARTESİ i
12 DIZIYAZI
-2-
zerbaycan'da yasa egemenliğinin
(hukuk devletinin) ırzına geçen
çetenin daha birçok, pek çok et-
kin üyesi vardır; olup bitenler
karşısında hiçbir şey söylemeye-
rek ve hiçbir şey yapmayarak ses-
sizce durduklan için ötekiler ka-
dar suçlu olanlar da cabası.
Fakat bütün bu gülünç dönekler alayında en
rahatsız edici örnek. Itibar Memedov'dur.
1980'lerin sonlannda Azerbaycan'ın tanınmış
R-jim muhaliflerinin başında gelen ve şimdi
Milü İstiklal Partisi'nin başkanı olarak, Azer-
baycan'da bu ne demeye geliyorsa "milli burju-
vazpyi temsıl etmek iddiasında olan İtibar
Memedov.
1992 Mayısında istediği yetkileri genişletil-
miş başbakanhk makamı kendisine verilmediği
için Elçibey'in Halk Cephesi'nden kopunca,
"küçük Napolyon" muhalefete geçti ve rolünü
sorumsuzca denebilecek kadar büyük bir he-
vesle oynadı.
Sonra bu Haziran ayında siyasal gözlemcile-
rin en kötü korkulan gerçekleşince, Memedov
puççu hükümette yüksek bir konum kazanmak
umuduyla, Elçibey'in otoritesinin yıkılmasına
etkinlikle katkida bulundu.
Elçibey'e ihanet
Önce, cumhurbaşkanını Hüseyinov'un asile-
rini silahtan anndırmaya kalkışmakla "carace
soramsuz" davrandığı için suçladı. sonra da
Hüseyinov'un adamlannın şehrin kapılanna
kadar gelmesı üzerine Elçibey'in başkentten
kaçmasıru, başkomutan olarak ödevlerini yeri-
ne getirmemek açısından itham ettı. Cumhur-
başkanının yokluğu nedeniyle, Elçibey hakkı-
nda meclis soruşturması açılmasını önererek.
senaryodaki (İsa'ya ihanet eden Havari) Yahu-
da İskariot rolünü de Memedov'un oynamış
olması ilginçtir.
Puççulardan aldığı ödülse. işe yararhğıru bir
kere fazlasıyla harcadıktan sonra.kamuoyu
önünde tam bir aşağılanma oldu:
Partisinin Elçibey-karşıtı koalisyon içindeki
"payı" nedeniv le ona başbakanlık ya da hıç de-
ğilse. dışişleri. dış ekonomik ilişkiler ve petro-
lün de bağlı olduğu devlet sekreterliği verilmek
şöyle dursun, partisinden bir milletvekilinin
devlet televizyonu müdürlüğüne atanmasıyla
yetinmek ve onun ülkedeki "ana muhalefet"in
gülümseyen bir Aliev tarafindan yok edilmekte
<9zgür
Azerbaycan'ın
Tlîkenişi
Thomas Goltz
Çeviren: Mete Tunçay
Albay Suret Hüseyinov Gence'de kendi birlikienne Baku ve yüniviiş emrini verirken.
eden bir organda, milli mecliste siperlenmiş du-
rumdalar. Bu açmazdan kurtulmanın demokra-
tik yolu. (Leibniz'in deyimiyle) olabilecek dün-
yalann en ıyisınde, erken meclis seçimlen yap-
maktır. Fakat çok ıyi bir sebepten ötürü böyle
olmuyor: İlgililer yeni seçimlerin kendılerinin si-
yasal felaketleri olacağını biliyorlar, meğer ki,
hiçbir şey yapmayarak ülkeyi öylesine istikrar-
dan yoksun hale getirsinler ki halk geçmişe, yani
onlara geri dönülmesi için yalvarmaya baş-
lasın...
Şovu yöneten Parti: SBKP
Bu. Sovyet iktidan ertesi yaygın kargaşanın
bir başka vechesi de, SSCB'nin kuramsal açıdan
çok devletli yapısı. Kağıt üstündeki bağımsızlı-
klanna karşın, Sovyet cumhuriyetlerinin her bi-
rindeki hükümetler sonul olarak, milliyetler-
üstü SBKP tarafindan denetleniyor. onun belir-
lediği politikalar uydu devletlerdeki şubeleri
-yani yerel komünist partileri- eliyle uygulanı-
yordu. Hepsinin her buyruğu onaylamakla gö-
revh parlamentolan ve tanmdan endüstriye de-
ğin her konuda göstermelik bakanhklan olmak-
la birlikte, bu kurumlann hiçbirinin, sözcüğün
alışılmış anlamında herhangi bir gerçek gücü
yoktu. Şovu yöneten partiydi, hem de Mosko-
va'daki parti.
Fakat Moskovada 1991'deki başansız Ağus-
tos puçu girişiminın ertesinde. önce süper devle-
tin, sonra da süper partinin çökmesiyle. bütün
Sovyet cumhuriyetlerinde müthiş bir iktidar
boşluğu meydana geldi. Hemencecik bütün yerel
KP'lerinin merkez komiteleri, kendilerini cum-
huriyet hükümetlerinin yeni yürütme organlan
diye ilan ettiler - amaç. aynı (yerel) KP aparat-
çiİderini yerlerinde tutmaktı. Yeni cumhurbaş-
BağımsızJık kağıtolduğu hakkındakı yapmacık iddialannı dinle-
mek zoruhda kaldı.
Haydar. milli televizyonda. "bu siyasi parti-
lcr meselesi değü" dedi. "Benim de bir si\ asi par-
tim var, ama Bakü'ye yalnız kendimi temsil ede-
rek geldim. İtibar Memedot'a da çeşitli makam-
lar önerdiğim zaman, onu bir siyasi parti önderi
olarak değü, siyasi bir şahsiyet olarak düşün-
dûm. Kimin ana muhalefet parösi olduğunu hiç
kimse bilmiyor, çünkü böyle şeyleri belirleyecek
secimler yapılmadı."
'Rüzgar eken fırtına biçer'
Memedov bundan sonra, Azerbaycan'ın
yeni efendilerinin anayasaya aykın bir askeri
darbe yoluyla iktidara geçtiklerini. tek çıkış yo-
lunun ise eskiden olduğu gibi şimdi de genel se-
çimlere gitmek olacağını söyleyerek dolayısıyla
Aliev'le tamamen anlaşarak, pek sevdiği. ama
artık hayli kuşku ııyandıran "muhalefet" rolü-
ne geçti. Fakat inekler ahırdan çıkalı çok olu-
yordu ve Memedov Azerbaycan'da demokrasi
ve meşruluk meşalesinin taşıyıcısı diye görün-
mek yenne artık acıkh denebilecek kadar mü-
rai görünüyor.
Bir diplomat dostum. Kutsal Kitap'ı alıntı-
layarak "Rüzgar eken fırtına bicer" dedi, "Elçi-
bey yönetimi mükemmel olmamış olabilir, ama
Ofovyet iktidaryapısının çöküşüyle ortaya
O çıkan siyasalbataklığı herkes biliyor.
Bunun en iyi örneğide Rusya Cumhurbaşkanı
Boris Yeltsin ile o ülkedeki tutucugüçler
arasındaki mücadeledir.
hiç değilse meşnı idi. Memedov'la sözüm-ona
muhalefetten diğerlerinin bu döneklikteki mi-
yoplukları ve fırsatçılıklan insanın içini ürperti-
yor. Tevekkeli değil. muhalefete Bakü'nün siya-
sal kerhanesi diyorlar."
Bütün bunlarla birlikte, Memedov'un (ve
Aliev'ın) Elçibey yönetimi hakkındaki temel
eleştirileri haklıdır. Cumhurbaşkanının kendi-
sinden başka. 3 Haziran günü iktidarda olan
tek bir görevli bile kelimenin alışılmış anlamı-
nda halktan yetki aldığını iddia edemezdi. Par-
lamenterler gıbn onlar da kaymaklı konumla-
nnı, Sovyetler Birhği'nin çöküşünden önce
yapılmış seçimlere borçluydular. Böyle olunca
da bunlann belki geçmişin boyasını şimdi ken-
dılenni yok etmeye çalışan neo4:omünıstlenn
hepsinden daha fazla taşıdıklannı söylemek in-
sana çekici geliyor: çünkü gerçek demokratlar
olmaya söz verdikleri halde. hiçbir zaman onun
gereklerini yenne getirmediler ve seçim yap-
madılar.
Sovyet iktidar yapısının çöküşüyle ortaya
çıkan siyasal bataklığı herkes biliyor. Bunun en
iyi örneği de Rusya Cumhurbaşkanı Boris Yelt-
sin ile o ülkedeki tutucu güçler arasındaki mü-
cadeledir. Secimle işbaşına gelmiş olan Yelt-
sin'e karşı saf tutanlar arasındaki neo-komü-
nistler onun istediği yasalan yapmaya ve re-
form tasanlannı gerçekleştirmeye yanaşmaya-
rak Yeltsin'in hayatını penşan etmeye devam
Suret Hüseyinov'un Gence aJayınm askerieri komutanları Mehman için, 'Kanın yerde kalmıyacak. And icerim' diyor.
kanlıklan muhalefetin eline geçinceye kadar me-
sele yoktu. Ama bir kez bu noktaya gelinince.
yürütme organlan kendilerini eskiden içleri boş
olan parlamentolar ve bakanlar kurullanyla
karşı karşıya buldular; bunlann o vakte kadar
her şeye uyum gösteren eski komünist üyeleri
birdenbire gerçek parlamenterler ve gerçek ba-
kanlar gibi davranmak istediler. Durumu daha
da karmaşıkkşuran, açık secık bir yetki bölüşü-
mü olmamasıydı; zira yerel kurumlann hiçbiri
eskiden bağımsız davranmamıştı.
Yine de, bütün eski Sovyet cumhuriyetleri
arasında bir tek Azerbaycan bu ükanıklığı aşmış
gibi göriinüyordu. Geçen yılın Mayısında, ko-
münistlerin egemen olduğu Yüksek Sovyet yasa-
ma yetkisini, kendi içinden çıkan \e milli şura
adını alan 50 kişilik bir kurula devrederek top-
lantılannı süresiz ertelemek zorunda kaldı. Bu
seçkin kurulda Demokratık Blok adıyla tanınan
eski parlamenter muhalefet grubu ağır basıyor-
du ki, o da kendi payına Halk cephesi ile çok
yakın ilişkiler içindeydi.
Amerikan tarzı yönetim
Elçibey'in önderliğindeki cephe, eski KP lideri
ve ilk Azerbaycan Cumhurbaşkanı olan Ayaz
Muttalibov'a karşı. Azerbaycan'ın ilk demokra-
tik seçimlerinin kararlaştınlan tarihte yapı-
lmasını sağlamak için daha yeni bir karşı-darbe
gerçekleştirmişti. Kabaran bir milliyetçilik dal-
gasına binerek Elçibey 7 Haziran 1992'deki se-
çimlerde oylann yüzde 60'a yakınını toplayarak
kesin bir zafer kazandı. Kampanyasınm esas va-
adi "demokrasi"ydi. Gerçek terimlerle bu, yürüt-
me, yasama ve yargılama yetkilerini dengeleye-
rek Âmerikan-tarzı bir yönetim yapısı yaratmak
anlamına geliyordu Eldeki cumhurbaşkanhğı
sadece ilk adımdı. Bundan sonraki adım. cephe
-artı- milli meclisin bütün parlamento üyelikleri
için yeni secimler yaptırması ve böylelikle, ko-
münist milletvekillerinin yasal olarak ebedıyen
tarihin çöp yığıruna süpüriilüp atılması olacaktı.
Bu hiçbir zaman yapılamadı. Bol bol vakit ve
fırsat olduğu halde, askıya alınmış, daha geniş
Yüksek Sovyet'ten kendini ayarmak için "milli
meclis" adını benimseyen milli şura (şura, Sovyet
demektir!) yeni seçimler için hiçbir tarih belirle-
medi. Bunun söylenmeyen birsebebi, (Elçibey'in
kendisi her zaman istisna edilerek) muhalefet
-artı- hükümet önderliğinin iktidann nimetleriy-
le öyle çabuk baştan çıkmış olmalanydı ki, bilgi-
siz ve beceriksiz bir rıalkın karşısına çıkarak bu
nimetlen kaybetmeriskinegirmekten çekinmek-
teydiler. Ve Azerbaycan'da iktidann nimetleri,
lüks makam otomobilleri ve işleyen fakslardan
ibaret değildi. Son derece kârlı hav^ar hasadı-
ndan sızan gelirlere ek olarak (geçen yılın 5.000
tonuna karşılık. bu yılın üretim hedefı 100.000
tondur). inanılmaz bir yağlı lokma olarak Azer-
baycan'ın hemen hiç işletilmeyen Hazar petrol
kaynaklan vardır.
SÜRECEK
POLTTIKA VE OTESI
TÜRKSANAYİİNEİLİŞKİN TEMEL REFERANS KİTABI
İSTANBLXSANAYİ ODASIİSO-SANAYİ REHBERİ
Son baskısı 1983 yılında yayımlanan İstanbul Sanayi Odası Reh-
beri. değişen koşullar ve iş dünyamızdaki gelişrneler sonucu. günelli-
ğini yitirmiş ve elde mevcudu da kalmamıştı. Bu nedenle Türkiye
sanayi ürünlerinin yurtiçinde ve yurtdışında tanıümını sağlamak ve
herhangi bir sanayi ürününü temin etmek isteyen kişı ve kuruluşlara
yardıma oknak amacıyla hazırlanan yeni İSO SANAYİ REHBERÎ
dev bir referans kitabı niteliğinde düzenlenmiş ve tüm ilgililenn ıstifa-
desine sunulmuştur.
Tüm sanayi ürünlerinin adlanmn Türkçe ve İngilizce olarak yer
aldığı tSO SANAYİ REHBERİ sanayiciler ve ihracatçılar için oldu-
ğu kadar ülkemizden sanayi ürünü temin etmek isteyen yabancı kişı
ve kuruluşlar için de ilk başvurulabilecek temel kaynak nıteliğını al-
mıştır.
MADDE BAZINDA TÜRKÇE VE İNGİLİZCE FİHRİST
Türkiye Ekonomisi'nde önemli bir ağırlığı ve saygınlığı bulunan ve
kendi dalmdaki en güçiu ihüsas kuruluşu olan İstanbul Sanayi
Odası'na üye 7400 firma tarafindan üretilen tüm mallann Türkçe-
Ingilizcefihristlerinınyer almasıyla ıstenen ürünlerin imalatçılannın
Basın:
hızla belirlenmesi unkân dahilıne girmiştir.
Üç ana bölümden oluşan İSO SANAYİ REHBERİ'nde Türkçe
ve İngilizce fıhristten başka ararulan malı üreten fırmalann adtesleri,
telefon, fax ve teleks numaralan vb. diğer tüm bilgıler yer almaktadır.
Aynca İSO üyesi fırmalann alfabetik listesine de yer verilen özel bir
bölüm eklenmiştir.
Uzun süren titiz cahşmalar sonucunda haarlanan İSO-SANAYİ
REHBERİ, üyelerimizden temin edilen anket formlan ve kapasite
raporlanndan vararlarulmak suretiyle en yeni bilgilerle güçlendıril-
miştir.
Sanayi ve ticaret dünyamıza sağlıkh bir başvuru ve bilgı kaynağı
sunmak amaayla haarlanan her sahife dört sütun olmak üzere 1200
sahifeden oluşan bu dev rehber İstanbul Sanayi Odası Muhasebe Şu-
besi'nden 250.000.- TL karşıhğı temin cdilebüdıği gibi aynca yaalı
olarak talep edildiğı takdirde ödemeli olarak da talep sahiplerine
göndenlmektedir.
İSTANBUL SANAYİ ODASI
Meşrutiyet Cad. No: 118 Tepebaşı-İstanbul
36798
İLAN
T.C.
ŞANLIURFA 2. ASLÎYE HUKUK
MAHKEMESİ
Esas: 1991 5
Davaa Milli Savunma Bakanlığı vekilı Av. Murat Demirören ta-
rafından davahlar Remzi Yılmaz ve arkadaşlan aleyhine açılan taz-
minat davasının yapılan yargılaması sonunda mahkememizce verilen
4.11.1992 gün 1991 '5 esas, 992 527 sayıh karar ile davanın reddine
karar verilmiş olup, ancak davaa Milli Savunma Bakanlığı vekili Av.
Murat Demirören tarafindan temyiz edilmesi üzerine yukanda tarih
ve numarası yazılı mahkememiz karannın Yüksek Yargıtay 4. Hu-
kuk Daire Başkanlığı'nın 24.6 1993 gün 1993 1013-8292 sayılı ılamı
ile bozulmasına karar verildiğinden. bozma ilamının davahlar Rıfat
Özen. Aydın Hoşver, Ayhan Dinç. Berrah Mehmet Yaşar Kara ve
Ömer Faruk Gürcan'a Yüksek Yarotay 4. Hukuk Daire Başkan-
hğı'nın 24.6.1993 gün 1993/1013-8292 sayılı ilam ile mahkememizce
yukanda tarih ve sayısı yazılı karann bozulduğuna dair ilanen tebliğ
olunur. 29.7.1993
Basın: 50320
MEHMED KEMAL
Memleketi Kim Yönetiyor...
Eskiden büyüklerimiz meydanlarda toplanan kalaba-
lıklara, "Bizden ne istiyorsunuz?" diye sorarlar; aldıkla-
rı yanit da:
"İş istiyoruz, fabrika istiyoruz..." olurdu. Büyüklerimiz
de "Hay hay..." derler. giderler, bir daha, bir seçim bo-
yunca adını anmazlardı. İstedikleri iş büyük sanayi işçili-
ği değil, fabrika da büyük sanayi fabrikası olmazdı. Belki
size gülünç gelecek, istedikleri fabrikalar çimento, şe-
ker, sigara, bira fabrikalarıydı. Yozgat yörelerine bira
fabrikası yapılmak ısteniyor, bir de bakıyorlar ki, bira
için yeteri kadar su yok. Fabrikadan vazgeçiliyor.
O dönemin armağanı olan Menderes'in şeker, çimen-
to, sigarafabrikalarını şimdi haraç mezatsatmak istiyor-
lar. Gerekçeleri de ya özelleştirmedir, ya özerkleştirme-
dir. İkisi de bir kapıya çıkmıyor mu? işçilerin ne kadarı
emekliye ayrılacak, ne kadarı işsiz kalacak, ben bunu
bilirim.
Geçende kara kutunun önüne gelen Tansu Çiller işçi-
leri halka şikayet etti. Sanki işçi ayrı, halk ayrıymış gibi...
Bundan yıllarca önce Cumhuriyetvalilerinden biri, halkı
vatandaşa şikayet etmemiş miydi?
"Halk o kadar denize doluyor ki vatandaş gireml-
yor..."
Ne yapılacak şimdi, kamuoyu yoklaması mı, referan-
dum mu. plebisit mi, düpedüz seçim mi? Bu kargaşada
kim göze alabilir ki? Söylenir. o kadar...
Eskilerden Cenap Şahabettin üstadımız, "Tiryaki
Sözleri" arasında şöyle bir şey der:
"Zavallı surü, çobanı da, çoban köpeğini de, kurdu da
besler..."
Her on yılda bir askeri darbe görmüş ülkelerde, ülkeyi
kimin yönettiği çok kargaşık olur. Buna alışkın olanlar
darbelerden sıyrılırlar, tekeri raya kendilerinin koydu-
ğunu sanırlar. Son koalisyon hükümetinde bu karmaşa-
yı kotaranlar kimlerdir, gün geçtikçe öğreneceğiz.
Gümrüklerden sorumlu Devlet Bakanı Nafiz Kurt'u
çok eskiden tanırım. Karadeniz kıyısının kurt politikacısı,
yumuşak bir adamdır. içkiyi ve kâğıt oynamayı sever.
Gençlik yıllarımızda Park Otel'in barında unutulmaz
gunlerimiz. gecelerimiz olmuştur. Bu eski ve kurt politi-
kacının bakan olmak çoktan beri hakkıydı, nedense ge-
cikiyordu. Bakanlık denilen Anka kuşu başının üstünde
dönüyor, dolaşıyor, birtürlü konmuyordu. Hüseyin Alp'-
le birlikte bu kıyılarda birçok seçim gezilerimiz olmuştu,
birçok anımız vardı. Gümrüklerden sorumlu Devlet Ba-
kanlığına geldiğinde*çok sevindim. Kutlamak için bir
kart atayım derken, şimdi kutluyorum.
Bakan oldu, bakalım ne yapacak diye beklerken, bir
de ne gorelim bu yumuşak başlı adamı çileden çıkardı-
lar. Gazetelerde görmüşsünüzdür:
"Bu memleketi kim yönetiyor? " diye bastı narayı.
Evet kim yönetiyordu bu ülkeyi? Biz de ülkeyi hükümet-
ler yönetir sanırdık, oysa uzaktan kumandalı aygıtlarla
holdingler yönetiyordu. Hükümetler de seyrediyordu.
Bunu gören Nafiz Kurt, şimdi soruyordu:
"Bu memleketi kim yönetiyor?"
Koç'la Sabanct tartışması başlayınca, otomobil konu-
sunda holdinglerin nelere yettikleri görüldü. Nafiz Kurt
btr zılgıt çekme zorunluğu duydu.
"Bu ülkeyi Koç ve Sabancı yönetmiyor. Kimsenin göz-
yaşına bakmayız. Bu tartışmalar kendi aralarmda. Bizi
hiç ırgalamaz. Türkiye'yi Sabancı yla Koç yönetmiyor.
İtalya da çıkan Fiat arabasıyla bizim Fiat'ın durumu bir
mi? Onlar da aynı standardı getirsinler. Kuyruklanna
basınca ağlamasınlar." Sıfır gümrük yüzünden, şimdi
kuyruklanna basılınca ağlamaya, sızlamaya başladılar.
Memleketi yönetiyorum sanan çok kişi vardır ama
perde gerisinden yönetenler olduğunu biliyoruz, bilme-
yenler öğreniyorlar...
BULMACA
8
SOLDAN SAĞA:
1/ Ekvatoral ve tropikal ..
bölgelerde yaygın biçim-
de yetiştirilen bir meyve 2
ağaa... Satrançta bir taş. Q
2/ Leyleğe benzer bir
kuş... Bir şeyi bilme hali. 4
3/ Balıkla beslenen, uzun g
gagah bir deniz kuşu. 4/
Yön göstermek için belli 6
yerlere konulan işaret... 7
Ritim. 5/ Tombul, iri ya-
püı. 6/Kalay oksit katıla-
rak donuklaşünlmış ya
da kemik tozu katılarak
yan donuk hale getirilmiş cam...
Çıplak vücut resmi. 7/ Üst yani
açık boru.... Kaüşıksız. 8/ Hatay
ilinde bir ırmak... Düşünce. 9/
Şimşek... Bedri Rahmi Eyuboğlu'-
nun bir şiir kitabı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Orkestra ve askeri bandolarda
kullanılan en tiz sesli tahta nefesh'
çalgı... " — kaldım, susuz kaldım/
Terk etmedi sevdan beni" (Ahmed
Arif). 2/ Aritmetik hesap yapmak-
ta kullanılan, birçok devingen parça dizisiyle donatılmış düze-
nek... Suyu alınmış her tür yiyecek maddesinin artığı. 3/ Bir
tarikat ya da sanatın ilk kurucusu... Arap abecesiyle yaalan bir
yazı türü. 4/ Çobanlann çaldığı ıslık. 5/ Herhangi bir biçimde
edinilen deneyimlerin ve bilgilerin toplamı. 6/ Argoda cinsel
doyumsuzluk içinde yaşayan kimseye verilen ad. 7/ Bir testin
öğesi ya da sorusu... Bulunulan yerden daha yüksekte kalan
düzlük. 8/ Büyük ve süslü balıkçı kayığı. 9/ İstem dışı yapılan
hareket... Söz gecirme.
T.Ç.
SASON ASLİ\ E HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1993/12
Davaa Sason ilçesi Orta Mahalle'den Selahatün Argunhan ta-
rafindan davalılar Hazine ve Belediye Başkanhğı aleyhlerine açmış
olduğu tescil davasının yapılan açık duruşmasında;
Dava konusu. Sason ilçesi Orta Mahalle'de Adliye Lojmanlan
karşısında bulunan doğusu Selahattin Argunhan tarlası, baüsı Hüse-
yin Çelik tarlası. kuzeyi Hüseyin Çelik ve Selahattin Argunhan'ın
tarlalan, güneyi yol ile çevrili bir adet taştan yapılmış ahşap bina ve
bahçesinin tumü.
Medeni Kanun'un 639. maddesı uyannca davacı Selahattin Ar-
gunhan adma tapuya tesciline karar verileceğjnden, bu yerle ilgjsi
olanın kanuni 3 aytak süre içerisinde mahkememize iürazlan ilan olu-
nur. 19.7.1993 Basın: 50207
İLAN
T.C.
AYRANCIASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
Sayı:I993,5Esas
Davaa Kerim Demir tarafindan davalı Hüseyin Sat aleyhine açıl-
mış bulunan alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargıla-
ması sırasında verilen ara karan uyannca,
Davah Halil oğlu. 1959 D.'lu, Konya ili, Karapınar ilçesi, Kale
köyü nüfusuna kayitlr Hüseyin Sat'ın açık adresi belli olmadığından
ve tüm aramalara rağmen de bulunamadığından, duruşma günü olan
15.9.1993 tarihinde saat 09.05'te mahkememizde hazır bulunması ve-
ya kendini bir vekille temsil etürmesi, adı geçen gelmedığinde yargıla-
manın yokluğunda yapılarak karar venleceği daveüye yerine geçmek
üzere ilanen tebliğ olunur. 27 7.1993
Basın: 50266