27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28MAYIS1993CUMA 12 DIZIYAZI Özal ailesi bilgi vermeyegelmedi O Ü H H M H j H B Özâl ailesinin bilgi ztûrk: Herkes bUeivermeveeeldi.buaileneden ^ ^ ^ ^ ^ H vermek uzere komis- DOSHSI T U N C A Y Ztûrk: Herkes bilgi vermeyegeldi, bu aile neden gelmedi?Özalailesibütünçağnlanmıza rağmen komisyona bügi vermekiçingelmedi. Özal'ı karalayan ben değitim ki. ÖzaVı karalayan kendi bürokratlan ve bürokratlanmn verdiğiifadesi. Bu komisyon, özal için de kurulmadt. ayali İhracat Komisyonu Başkanı Mah- mut öztürk, komisyonun kimseye karşı bir önyargısı olmadan hareket H ettiğini kaydederek Turgut özal ve ailesi konusunda peşin hükümlü olmadıklannı söyle- di. öztürk, Turgut ve Yusuf Bozkurt özal'ı karalamak gibi bir durumun söz konusu ol- madığını da kaydederek "Özal'ı karalayan kendi bürokratlan, bürokratlannın ver- diği ifadeler. Bu ko- misyon, özal için kurulmadı, hayali ihracat için kuruldu" Mahmııt öztürk Ağabeyme çamuratmakisâyortov OSMANAYDOĞAN ANKAJRA - TBMM Hayali Ihracatı Araştırma Komisyonu'na ifade veren pek çok kişi tarafından ağabeyi 8. Cumhurbaşkanı Turgut özal ile bırlik- te hayali ihracat olaylannın sorumlusu olarak suçlanan Yusuf Bozkurt özal, kendisine yöneltilen suçlamalann altı- nda yalnızca, 'siyaseten lekelemek ve çirkef göndermek' amacının yattığını söyledi. Hayali ihracat olayında hiçbır so- rumluluğu olmadığını ileri sûren Özal, suçlanan bürokratlar ve hayali ihracat- tan yargılanan pek çok kişinin de akla- nacağınainandığınısöyledi.Özal,"Esa- sen, Turgut Bey'in ûzerine gitmek isti- yorlardı. Merhum ağabeyim Turgut Bey'in ûzerine çamur sürmek istiyor- lardı" diye konuştu. 'tşler yürümez hale geldi' Hayali îhracatı Araştırma Komisyo- nu raporlannda ve komisyona verilen ifadelerde, hayali ihracata yol açmakla ilgili suçlamalann ağabeyi 8. Cumhur- başkanı Turgut özal ile üzerinde yo- ğunlaşüğı Yusuf Bozkurt özal, Cum- huriyet'in sorulannı yanıtladı. Tûrkiye'de işlerin yürümez hale gel- diğini ve iküdann eski bakanlan 'Yüce Divan'a göndermekle, muhalefetin de Ilksan gibi dosyalarla uğraştığmı söyle- yen özal, bürokrasinin "benim hakkımda da dava açılır" endişesiyle çalışmadığmı ileri sürdü. Bunun sonu- cu olarak kendiJerine yöneltilen suçla- malann normal olduğunu belirten özal, "Aynı işin devamıdır. Bunlar, iş yapmamak için gündemi doldurmak için hep bu işlerle uğraşıyorlar. Yani si- yasi muanzlanru, siyaseten karşuanna alıp, memlekete hizmet mesekleriyle baş edemedıkleri zaman, çirkef gön- dermek, siyasi olarak yenemedikleri ki- şıleri lekelemekle uğraşıyorlar. Bun- lann hepsi budur" dedi. Yusuf Bozkurt özal, Cumhuriyet'in sorulanna şu yanıtlan verdi: - Yani size yöoeJtilen suçlamalann te- • YMHf BtzkHPtftztl:Siyasi muanzlannı, siyaseten karşılanna alıp, memJekete hizmet meseleleriyle baş edemedikleri zaman, çirkefgöndermek, siyasi olarak yenemedikleri kişileri lekelemekle uğraşıyorlar. Yusuf özal: Açık söylüyonım biz hazınz. meiinde sadece bu nedeoier nü yaüyor? ÖZAL: Kesinlikle budur başkahiç- bir şey değiidir - Hayali ihracat olayında sizin ber- hangi bir sonımhıluğumız yok mn? Sa- dece sizi karalamak mı istiyorlar? ÖZAL: Sız inanıyor musunuz hayali ihracat olayında, o bürokraüann her- hangı birisinin auçu olsun? Hiç mim- künmü? - Büemiyonım mümkûn değil mi? Si- ÖB bürokratlara baskı yaptığınız söyle- niyor. ÖZAL: Değil efendim, kesinlik- le mümkün değil. Bakın, ben size çok daha güzel bir misaJ vereyim. Bırakın hayali ihracatı. vergi kaçakçılıgı çok daha kesin, çok daha netleşmiş bir ha- dise değil midir? Adamın vergi kayıtlan vardır, ödememiştir vergısini trilyon- larca liralık. Vergi affını yapülar. 635 kişidir zannediyorum. isimleri halen belli değildir. 16 trilyonun üzerinde ödenmemiş borç. Bunlar artık kesin Halbuki hayali ihracat da davalann gı- dip mahkemede suçlu bulunması Iazım her şeyden evvel ki, bürokratlar ondan sonra suçlanabılsin. Benim bıldiğım bu davalann çoğu, beraat etmiştir. Bura- da vergi borcu kesinleşmiştir, adamın vergi kaydı vardır. ödememiştir. Birik- miştir, bunlan affettıler. 16 trilyon li- rayı affettiler. Bunun hesabını kim verecek? Burada hayali ihracat gibi adam yapmış mı, yapmamış mı, suçu kesinleşmiş mi, kesinleşmemiş mi diye bir durum da yok. 16.5 trilyon lirayı vermediler. Devletin kesesinden bu pa- ra verildi bu insanlara. Soruyorum, eğer bu suç değil de öbür tarafta daha davası görülmemiş ya da görülüyor şu anda. Suçu ortaya çıkmamış birtakım hayali ihracatlaıia ilgili konularda 'efendim siz bürokrat oîarak görevinizi ihmal ettiniz' diyorlar. En ağır şey o zannediyorum. - Hayali ihracat yapan firmalarm araştınlînamasını istediniz, sonımlusu- mız defiiyor kısaca. ÖZAL: Yani görevinizi ihmal ettiniz deniyor. Hayaii ihracat yapmış denilen kişilerin mahkemelerinde çoğu beraat etmiş, bir kısmı daha mahkeme karan verilmemiş, bunlann daha suçlu oldu- ğu belli değil. Yani ortaya herhangi bir suç çıkmadan bürokratlara yalnız be- nim için değil, şu anda davası görülen bürokratlar var. Benim üzerimegelme- lerinin, aslında onlar bürokraüann ûzerine gitmiyorlar. Onlar siyasi mu- anzlannın ûzerine gidiyorlar. Esasen Turgut Bey'in üstune gitmek istiyor- lardı. Merhum ağabeyime, Turgut Bey'e bir yerden çamur sürmek istiyor- lardı. Bütün yapılan budur. - Bürokratiann ûzerine neden gidili- yor o zaman? ÖZAL: Gidiyorlar. Aslında bun- lann hiçbir suçu yok. Hiçbir suçu ola- maz. Yani bugün adam hırsızlık yapü diye polis mi suçludur? Adam vergi kacırdı diye vergi memuru mu suçlu- dur? Adam hayali ihracat yaptı diye 'Planlama'daki adamlar mı suçludur? Böyle nasıl mantıktır bu? Yani bu ka- dar kötü bir dönem gelmemiştır daha. Bakın açık sebebini, tekrar ifade ediyo- nım. Siyaseten karşımıza çıkamadıklan için fikirlerimize fikirle karşı dura- madıklan için yapılan işleri ve bizi kö- tülemeye çabşıyorlar, söyleyeceğim. Açık söylüyonım, biz buna hazınz. Bize daha çok iş düşüyor O N B I N L E R ICIN YAZDI Uğur Mumcu'nunfizikivarlığı ortadan kalkmakla, hırsızlann, talancılann. Menemen artıklannın, asri Vahdettinlerin korkulu rüyası bitmedi; sadece kabusa dönüştü. Korkuluriiyaasıl diğerleri, yani Mumcu'nun yolunda olanlar için başlıyor. AvramHabib Bize daha cok iş düşüyor. Söfeynuuı Gümüş Laik, cumhuriyetçi, milliyetçi, şeriatsız bir dünya istedik hor gördüler. Susturduk sandılar ama susturamadılar. Uğur Mumcu seninlecumhuriyet ve sevgiyle büyüyoruz. Kanın yerde kalmayacak. EknasCan Uğurlar olsun. Sevgili güzel insan, çağdaş insan. Biz buraya senin unutulmayacağının ifadesi için gelmiş bulunuyoruz. Içim yanıyor. Yazacak kelime bulamıyorum. Yiğit, ödün vermeyen ve çocuklannın taksidini biledüşünecek kadar dürüst insan; özün temiz için gibi nur içinde yat. Senin fikirlerin hiçbir zaman ölmeyecek ve ölmesine hiç müsaade etmeyeceğiz. Özgürlük timsali yiğit insan, sen bir ışıksın, hiç sönmeyeceksin. Can insan, yiğit insan. Sükyman Şenyazar, MnşerrefErdem , Hatice Erdem, Nuran Erdem, Kemal Erdem, Celal Erdeın, Ataner Gökhan, Oraır Gökhan SÜRECEK Özal ailesinin bilgi vermek üzere komis- yona defalarca çağ- nldığını, ancak aıle- nin bilgj vermeyi red- dettiğini kaydeden öztürk şunlan söyle- di: "Herkes bilgi ver- meye geldi, bu aile neden gelmedi? özal ailesi bütün çagn- lanmıza rağmen ko- _, bilgi vennek için gel- medi. özal'ı karalayan ben de- ğilim ki. özal'ı karalayan ken- di bürokratlan ve bürokrat- lannın verdiği ifadesi. özal'ı karalayan insan ben değilim. Bu komisyon, özal için de ku- rulmadı. Bu komisyon hayali ihracat için kuruldu" dedi, 'Peşin bükümle hareket etmedik' Peşin hükümlü olma suçla- malannı reddeden öztürk, ken- dilerinin kimseye karşı bir ön- yargılannm bulunmadığını söyledi. Mahmut öztürk, ko- misyonda ANAP'Iı milletvekil- lerinin de bulunduğunu ifade ederek bu konuda şunlan dile getirdi: "Herhangi bir peşin hükümle hareket etmedik. Yalnız, bilgi- sine başvurduğumuz herkes, hayali ihracat olaylannda, bü- tün bu olaylann gelişmesinde Turgut özal'ın bilgisi olduğunu söyledi. Biz neden onu karalayalım? Hakkında bir şey uydurmadık ki. Komisyona ifade verenler onunla ilgili şeyleri söylediler. Diğerlerine olduğu gibi, bu aile- ye de yazı yazdık. Gelmediler. 'Siz peşin hükümlüsünüz' dedi- ler. Ben peşin hükümlü değilim ki. Komisyonda üyeler de var ANAP'h O komisyonda ANAP'b üye- ler de var. Onlar da mı peşin hükümlü? Peşin hükümlü olan- lar, onun yanında çalışanlar ve onunla birlikte olanlar." Kendilerine ifade verenler ile ellerindeki belgelerin, hayali ih- racatla ilgili işlemler hakkında Özallann bügi sahıbi olduğunu kanıtladığını dile getiren öz- türk,"87'l 1237,87/11509 sayılı genelgeler var. Ortada bir pro- tokol var Kaya Erdem'in yaası var. Bûleot öztûrkmen'in yaası var. 7-8 tane yazı var. Bunlann hepsi özal'ın bilgisi dahilinde" diye konuştu. BİTTİ Mumcu'yu uğurlarken Seni vurdular, ama bizi canlandırchlar Senisusturdular, bizim dilimiziaçtûar Seni uyuttular, ama tümümüzü uyandırdılar Ardındayız Uğur Mumcu, izindeyiz insanlığın Uğur'u Sana değilhepimizepatladı o bomba Seni ayırdılar bizden, bizi birleştirdüer ama Senin gözüniiyumdular 60 milyonun gözünii açtılar Seni toprağa veriyoruz 60 milyon birdenfışkmyoruz Doğruluğım, dürüstlüğün simgesisin sen Korkusuzluğun, bilinçliliğin neferisin sen Sana Sakmcah Piyade demişlerdi Senden sakındılar Uğur Fikirler bomba ile yok edüemez Kara sesler bunu bilemez Sana vuran eller kahrolsun Nice insanlara bilinç verdin aşkolsun Sen göklereyükseldin Şehitliğin doruğuna erdin Senin altın kaleminikırdılar Nicesine tükenmeyen kalem verdiler Tüm yurdu birleştirdiler Görülmemiş bir heybetti arkandan gelenler Bundan sonra daha korkusuz daha inançlı Amageri düşüncelere hınçh mı hmçlı Geçit vermeyeceğiz kara düşüncelere Aramızda yer yok karapeçelilere Onlar bir, biz ezeceğiz bin kere Senfikirlere kurtuluş savası açtuı Rahat uyu kabrindegörevinitam yaptın Seni kalbimizegömdükgiderken Uğur yalnız çok erkendi çok erken Maide İnceoğhı/Emekli Öğretmen-Balıkesir ÇALIŞANLARIN SORÜLARl/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Kıdem tazminatımı alabilir miyim? sendikadan l-Ben, 2 yıl 9 ay Emekli Sandığı'na prim ödeyerek bir beiediyede memur olarak çahştun. Memuriyetten kendi isteğimk istifa ederek aynldını. Daha sonra bir sendikada SSKTı ve sendikanın kâdrolu personeli olarak halen caln şmaya devam ediyorum. öğrenmek istediklerim: 1-Emekli ohırken, memuriyette gecen 2 yıl 9 ayük kıdem tazminatımı, çaltşmış olduğum sendikadan alabilir miyim? 2-Endfistri MesJek Lisesi'ne gjden son sınıf öğrencisj oğlum var. Büyük bir fabrikada haftanın beürti gunleriiMİe gküp stajuu yapıyor. Çahştığı işyeri onu SSKIı yapm, bir öğreoci SSK kartı da çıkarmış. Oğlum, ileriki yıllarda çaltşma hayatmda aynı karb kuUanabiür mi? A.U. YANTT: 2829 sayılı 'Çeşitli Sosyal Güvenlik Kurumlanna Tabi Olarak Gecen Hizmetlerin Birleşûrilmesi Hakkında Kanun'un 12. maddesi ve aynı yasanın uygulama esaslanyla ilgili yönetmeli- ğinin 8. maddesinde, çeşitli sosyal güvenlik kurumlannda cahşmış olanlara, emekli ikramiyesinin ve kıdem tazminatının hangi koşullarda verileceği açıklanmaktadır. Çeşitli sosyal güvenlik kurumlannda geçen çahşma sürelerini birleştirip. birleştirilen hizmet süreleri üzerinden ve sosyal güven- lik kurumlannın herhangi birinden aylık bağlananlara, sigorta primi veya emekülik keseneği ödemeİc suretiyle geçen sürelerin toplamı üzerinden emekli ikramiyesı ödenebilmesi için, son kez TC Emekli Sandığı'na bağlı bir görevden emeküye aynlmalan gerekmektedir. Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ-Kur ya da yasa ile kunıhnuş özel emekli sandıklanndan emekliye aynlanlara, Emekli Sandığı kapsamında geçen süreler için ikramiye ödenmesi söz konusu de- ğildir. Bunun yani 'birleştirilen hizmet süreleri üzerinden son 7 yıllık sürenin yansından fazlasının TC Emekli Sandığı'nda geçmiş ol- ması nedeniyle bu kurumca emekli aylığı baglanmış olsa dahi, son defa TC Emekli Sandığı'na tabi görevden emekliye aynlma- yanlara emeklilik ikramiyesi ödenmez." 1475 sayılı iş yasasının kıdem tazmınaünı düzenleyen 14. mad- desi uyannca da, "TC Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigorta- lar Kanunu'na veya yanüz Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi ola- rak aynı ya da değişjk kamu kuruiuşlannda geçen hizmet süreleri- nin birleştirilmesi suretiyle Sosyal Sigortalar Kanuna'na göre yaşlılık veya malüllük ya da toptan ödemeye hak kazanan işçiye, bu kamu kuruiuşlannda geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üze- rinden son kamu kuruluşu işverenince kıdem taaminatı ödenir." 2 yıl 9 aylık Emekli Sandığı'nda geçen süre için emekli ikra- miyesi ya da kıdem tazminatı ödenebilmesi için bir kamu kuru- munundan emekliye aynlmak gerekir. Aynca, bazı yargıtay kararlan, 'istifa ile son bulan memuriyette geçen süreler için kıdem tazminatı ödenemeyeceği" yönündedir. 2) Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü'nün 16 sayıh genelgesin- de (sayfa 10) stajyer öğrencilerin sigorta durumlan açıklanmak- tadır. "(...) eğitim imkaru sağlayan müessese statüsü gereği tatbiki stajın dışında öğrendyi kendi işyerinde stajyer sıfatıyla de olsa çalışürdığı takdirde, bu öğrenciler sigortalı sayılacaklardır." Oğlunuz ileriki çalışma yaşammda da aynı kartı ve aynı sigorta numarasını kullanacakur. AJNKARA...AJNKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU Nazmiye Demirel'in Yeşil Ceketi Cumhurbaşkanı Demirel ve eşi Çankaya Köşkü'ne yerleşmeden konuk ağırlamaya koyuldular. Hollanda Başbakanı gitti, Ispanya Kralı Juan Carlos ve Kraliçe Sofia geldi. Cumhuriyet tarihinde ilkkez Ispanya'dan bir devlet başkanı geliyor ülkemize. Akdeniz'in batı ve doğu ucundan iki ülkeyiz, ama ilişkiler çok yoğun değildi şim- diye kadar. Çankaya Köşkü'ndeki akşam yemeğinde yapılan konuşmalarda iki ülke arasında yakın işbirliği dileği vurgulandı. Ispanya tahhnın çok zarif bir kraliçesi var. Sadeliğrni seyretmeye doyamadım. Siyah bluz, bej ûzerine siyah desenli bir etek giymiş, desenleri üniü ressam Gustav Klimt'in çizgilerine benzettim; sanatsever bir kraliçeye yaraşır bir sadelik. Cumhurbaşkanı Demirel de beiirtti, zarif kraliçenin sanata büyük tutkusu var. Madrid'de, başta Picasso, modern ispanyol sanatçılarından yapıt- ların sergilendiği müzede onun adını taşıyan bir sanat merkezi var. Kral Juan Carlos konuşurken düşündüm, Isyanya'da neler yaşandı yıllar boyunca, iç savaş, Franco dönemi, Franco sonrası, terorizm ve giderek gûçlenen demokra- si. Juan Carlos'u demokrasiyi savunan bir kral olarak seviyor haikı. Masada yanımda oturan İspanyol işada- mı, terörün demokratik gelişmelerle gerilediğini anlaö- yor bana. Biraz önce Nazmiye Demirel'in elini sıkarken söyledikleri çınlıyor kulağımda Zümrüt rengi ceketi için, banş yeşersin diye yeşil gıydim, dedi bana. Barış umu- dunun solduğu bir akşam için güzel bir başkaniçe yakla- şımı değil mi? Çankaya Köşkü'nde çok yemeklerde, resmi kabuller- de bulundum. Ama böylesine karmaşık, çelişik duygu- landığımı anımsamıyorum. Çevreme bakınca iyimserlik duyuyorum. Akdeniz'in öteki ucundan gelen konuklarla güzel bütünleşen bir kalabalık. Dışişleri bürokratlan arasında konuklanna anadilleriyle seslenenler var. Kimi zaman kan kusup da kızılcık şurubu içer görün- mek bir sanat doğrusu. Çankaya Köşkü'ndeki yemekte bu sözün gerçeğini de yaşadı Türk konuklar. Büyük sa- londa pembe masalar, pembe çiçekler, mumlar ve altın takımlarla krallara yaraşır bir görüntü, servis güzet, ye- meklerTürk mutfağını yansıbyor, salonun bir köşesinde yaylı sazlar dörtlüsüyle klasik Batı müziği. Sesi çok du- yulmuyor, programında bir de İspanyol besteci yer ala- bilir diye düşünülebilir, ama vaktile tanık olduğumuz alaturka konserlerden sonra olumlu bir gelişme. Onur masasında ofuşan tablo da çok hoş. Boykot, protesto yok artık. Protokolde boşluk göze çarpmıyor. Meclis Başkanı Cindoruk, ana muhalefet partisi başkanı Mesut Yılmaz, SHP lideri ve Başbakan Vekili Inönü, Genelkur- may Başkanı, Dışişleri Bakanı, Devlet Bakanlan veeşle- ri yan yana oturuyorlar. Konuklarla konuşuyorlar. Inönü Kraliçe'yle Picasso'dan söz ediyor belki de. Hikmet Çe- tin ve eşi Danimarka'dan o gün dönmüşler. Dışişleri Bakanımız değişik yakalı smokin gömleğiyle göze car- pıyor, galiba yeni bir gömlek çok rahat görünmüyor, ama gömlekten mi acaba? Sanırım Danimarka'dayken ülkemizde gelişen olaylardan! Banş umudu yeşerme- den soluverdi değil mi? Benim karmaşık duygularım da burdan kaynaklanıyor. O yemekte hepimiz daha mutlu olabilirdik. İspanyol konuklarımızla yüreğimizdeki dike- ni hissetmeden konusabilirdik. Bir gün önce açıklanan karartar banş yoKınu açarken doğuda yollar kana bu- landı yeniden. Asker kesimin de desteğıyle gündeme gelen bir af tasarısı havada kaldı yine! Geride kalmama- sını diliyorum. Yaşayarak biiiyoruz, dünyada da çok ör- neği var, barış kan dökerek üremiyor! Bir umudu, açma- dan solduranlar da bilir bunu. Onlara karşı duyarlı olmalıyız. Çankaya Köşkü'nden dönüşte Büyükelçi Ergun Sav'ın arabasıyla geldim eve. Bir gece önce Devlet Operası'- nda izlediğimiz Mahagoni'den söz ettik yolda. Brecht'in bir yapıtı ilk kez sahneleniyor Devlet Operası'nda, ünlü tiyatrocumuz Rutkay Aziz yönetiyor. Kuşkusuz güzel bir aşama. Kimi sahneler cağrışımlarla çok etkiliyor seyir- cileri. Büyükelçi Ergun Sav da tiyatro dalında ünlü bir yazar. Hangi dalda olursa olsun karamsarlığı yakıştırmı- yor yazarlara. Mahagoni'nin Çöküşü'nü karamsarlığı derinleştiren bir oyun olarak düşünüyor. Kuşkusuz hak- kı var, paranın en yüce değer olduğu birtoplumdainsanı yücelten değerler tükeniyor!.. Rutkay Aziz de AST'in bi- rikimiyle hayli acımasız bir yorumla sergiliyor Brecht'i. Yine de umut var, çöküntüden sonra bir dirilme, kalkırv ma başlar değil mi? Iniş yokuşa dönüşür, yanlışlar doğ- ruya, çirkinlik güzelliğe, savaş banşa. İnsan doğasının gereği bu, insan umudunu yeşerterek boyverir. Nazmiye Demirel'in yeşil ceketini düşünüyorum yeni- den. Çankaya tepesinde bir kadın, Cummurbaşkanı'nın eşi, barış yeşersin, diyor. Yak/n tarihimizde neler gör- müş, nelere tanık olmuş bir kadın Bayan Demirel. Başta eşi, Süleyman Demirel, herkesi barış umudunu soldur- mamak için göreve çağırır gibi. Çankaya Köşkü'nde karşılaştığım İspanyol gazeteci kadınlar da, masada yanımda oturan isadamı ve eşi de, yeni başbakan kim, diye sordular bana. Biri Hüsamettin Cindoruk'u gösterdi. Ama ben ters bir izlenim edindim o yemekte. Cindoruk un kararsız görüntüsü de peşin bir karardan kaynaklanıyor bence. DYP'nin yokuşlarında düzlüğü bulmak kolay değil! Oysa toplumda düzlüğe varmak beklentisi var. Bu nedenle, DYP Başkanı, baş- bakan kim olursa olsun görevi kolay değil. Umut üreten, barış üreten, topluma acı faturalar ödetmeyen bir politi- ka bekleniyor ondan. Bu da bir kişinin değil, bir kadro- nun, demokratik kurumlar ve kuruluşfarla sağlıklı bir diyalog kurarak başarabileceği bir görev elbet. BULMACA SOLDANSAĞA: 1/ Munis Faik Ozansov- un iki perdelik manzum tragedyası... Üstün bir yetkinin gücünü simgele- yen değnek. 2/ Boksta dövüşemeyecek dunıma gelen sporcunun karşılaş- mayı bırakması. 3/ Bir iskambil oyunu... Yılmaz 6 Güney'in bir fılmi. 4/ Ke- man yayı... Konut. 5/ Kan ile kocadan her bi- ri... Çanakkale'nin bir ü- çesi. 6/ Kendini beğenmiş kimseler için kullanılan bir alay sözcüğü. 7/ Sıcağa ve soğuğa karşı dayanıklılığı kukürtle artınlmış kauçuk... Tavlada bir sayı. 8/ Bir nota... Öküz yemliği. 9/ Destan... Bir işi vaptırabilme gücü. YUKÂRIDAN AŞAĞIYA: 1/ Anton Çehov'un tanınmış bir oyunu... Kabadayı. 2/ Oyunda ce- zalı çocuk... Yaylı bir çalgı. 3/ Çoğunlukla döşemelik olarak kul- lanılan bir tür kumaş. 4/ Bir cins yabanmersini... Siyasi birpartinin simgesi. 5/ Şöhret... Batı ta- raflannda Araplann giydikleri hasırdan öriilmüş başlık. 6/ Aşı- n şişmanbk. 7/ Temel, esas... Iran'ın plaka işareti... Bir nota. 8/ Bolu'nun bir itçesi... Eski dilde baş. 9/ Kötü bir işteki yardıma- lar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle