Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 MAYIS1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çöp faciasından sonra evleri göçük altında kalanlar ile "tehükeü" olacağı için boşaltdan gecekonduların sakinleri, Kızılay'ın kurmuş olduğu çadırlarda yaşıyor. Çadır sakinkri "Aşnnızı kestiler. En son dün
akşam yemek verdiler, bir daha venneyeceklerini söylediler" diyorlar. Ancak, yaşam ber şeye karşın sürüyor. Anneler Günû'nde Ebnı dünyaya gelmiş. Çadırdaki erkekkr, doğum masrafmı karşüamış.
Hekimbaşı ÇöpKiğü'nde kmk hayatkor
Ümraniye'deçöplüğün patiamasından buyana 21 gün geçti. 12ceset çöp altında. Umutlarkesilmiş. Çadırlarda
kabyor insanlar. 5 nîlyon lira verilerek çadırlan terketmeleri istenmiş. Nereye gidecekler, bu bilinmiyor.
HÜRRİYETUYMAZ
Ümraniye Hekimbaşı Çöplüğü'nde
tüm zorluklara karşın yaşam sûrûyor.
Facianın ûzerinden 21 gün geçti. Fela-
ketzedeler hala çadırlarda ya da yakınla-
nnın evlerinde yaşıyor. Kriz merkezi ise
faciadan bu yana yaptıjn yemek servisini
önceki gün kesti. Hekımbaşılılar son bir
haftadır da yetkililerin çadırlan boşalt-
malan için kendılenne baskj yaptığmı
anlatıyorlar.
Yakınlan hala göçük altında olanlar
da, kendilerine beşer milyon lira verildi-
ğini ve bu parayla bir ev kiralayarak
çadırlan boşaltmalannın istendiğini söy-
lüyor. Facia sonrasında "tehükeü" ola-
cağı için boşalulan ve çadırlarda yaşa-
malan istenen civardaki gecekonduların
sakinleri ise, evlerine dönmemekte dire-
niyor. Yetkililere ateş püsküren çadır sa-
kinlerinin kimisi pasaport çıkanp Bul-
garistan'a geçmeyi ve Bulgar pasapor-
tuyla Türkiye'ye gelerek kendilerine ko-
nut verilmesini sağlamayı planlarken,
kimisi de mülteci olrnak için ülke anyor.
Hekimbaşı Çöplüğü'nde göçük altın-
daki 12 kişiyi kurtarma çabşrnalan ta-
mamen durdu. Cesetlerin çıkanlması
için 5-10 gün önce açılan çukurlar, çöp-
lüğün sızıntı sulanyla küçük göllere dö-
nüşmüş durumda. Çöp dağının altında-
ki 12 kışinin çıkanlmasına artık olanak
yok. Ölenlerin yakınlan da bu gerceği
kabul etmiş göriinüyor. Gelini. eşi ve iki
kızı göçük altında kalan Mustafa Ayan,
10 gün önce öfkeyle yetkililerin karşısma
çıkıp cesetlerin çıkanlmasında ısrar
ederken, yetkililer tarafından kendisine
verilen 5 milyonla nerede nasıl bir ev ki-
ralayabileceğinin telaşına düşmüş du-
rumda.
Çadırda yaşayanlara göre. faciada ya-
kınlan göçük alnnda kalanlara ev kira-
layarak çadırlan boşaltmalan için bir-
kaç milyon lira verilmiş. Ayan, 5 milyon
lira aldığıru söylerken, çadır sakinlerin-
den biri söze İcanşıp, "Ölü başına 500
bin lira verildi. Ayan 5 milyon aldı, çün-
kü o biraz torpilli" diyor.
"Aşunızı kestfler"
Ordulu Hatke Taşkm. sinirli sinirli'
Saglık Bakanhğı tarafından çadırlann
önünde kurulan seyyar hastaneyi şika-
yet ediyor. "'Biblo diye. süs diye getirdi-
ler bu hastaneyi buraya. Gittiğimizde
bakmıyorlar. Acil bir olay olması gereki-
yormuş bize bakmalan için" diyor. Gö-
çük altında 12 kişinin kaldığı çöplüğün
"Şehitler Parkı" olacağı konusunda ise,
"Sosyal bir afettir bu. Komşulanmızı,
arkadaşlanmızı çıkaramadüar. çöplerin
altında .bıraktılar. Utanmadan bir de
orayı Şehitler Parkı yapacaklar. Yapsın-
lar, utanmadan ölülerimizin üzerinde
köfte yesinler, çay içsinler, piknik yap-
sınlar'"diyeek!iyor.
Üzüntü, öfke ve tepkinin kontrol edi-
lemediği bölgede. tüm zorluklara karşın
arada bir güzel olaylann da yaşandığı
görülüyor. Çadırlann önünde çevremizi
kuşatan kadın, erkek ve çocuk kalabalı-
ğı, bir ara sevinçle, "Çadırlarda 87 kışiy-
dik, geçen hafta 88 olduk. Bir bebeğirruz
oldu" müjdesini veriyor. Daha sonra
son derece kirli, tozlu bir çadınn içinde
gülümseyen bir kadın karşılıyor bizi.
Kucağındaki bebeği göstererek, "Anne-
ler Günû'nde doğdu. Kurulan seyyar
hastanede doğum yapamadığım için ge-
ceyansı minibüsle Ümraniye'ye, oradan
da taksi tutarak Zeynep Kamil Hasta-
nesi'ne götürdüler. Adını Ebru koyduk"
diye anlatıyor. Çadırdaki erkekler, has-
taneden doğum için istenen 400 bin lirayı
kendi aralannda toplayıp verdiklerini
söylerken, Nursen Gütdü ise kaldığı çadı-
nn tam karşısındakı seyyar hastanedeki
doktor ve hemşirelere kırgınlığını şöyle
dile getiriyor: " Bebeğımı doğdukıan
sonra hiç muayene etmediler. Bumumu-
zun dibındeler, ama bir kez olsun kızımı
merak edip görmeye bile gelmediler."
'Maden-lş'in devrimci geleneği inkar ediliyor'
Metal işkolundabirieşmetartışması Maden-İşileOtomobil-İşsendikasının kongresi öncesinde tartışmalar şiddetlendi
İstanbul Haber Servisi - DİSK'e bağlı Maden-lş
SeiKİikası ıle bağımsız Otomobil-tş Sendikası'nın
22 mayısta yapılacak 'Birleşme Kongreleri' önce-
sinde özellikle Maden-tş taban ve delegeleri arasın-
da oldukça yoğun tartışmalar yaşanıyor. Maden-
lş yöneticilerinin çoğunluğu birleşmeyi savunur-
ken Maden tş Genel Başkan Vekili Mehmet Se-
vfen'in de aralannda bulunduğu delegelerin bir ke-
simi birleşmeyi "DÎSK'in ve onun temel sendi-
kalanndan biri hatta birincisi olan Maden-lş'in
devrimci geleneklerinin inkan" olarak niteliyor ve
birleşmeye karşı çıkıyorlar.
Birieşmeye nasıl bakıyorlar
Kemal Daysal (DİSK. Yönetim Kurulu üyesi)
Benim için önemli olan iki sendikanın DİSK bün-
yesinde, DİSK'in programıyla birleşmesidir.
DİSK tabanının güvenini yenıden kazanabilmek
için altematif bir güç olarak onlann karşısına çık-
mak gerekiyor. Önemli olan metal işçilerine böyle
bir alternatifın sunabılmek ve bir çekim merkezi
haline gelebilmektir. Bu iki sendikanın birleşmesini
bu nedenk olumlu buluyorum. "Yeni sendikayı
Türk-lş'e taşımaya çalışıyorlar" eleştirilerini de
yersiz buluyorum. DISK'e katılma, genel kurulda
taruşılacak ve karara bağlanacak. Benim için
önemli olan DİSK'tir. Birleşik Sendikamn da
DİSK'i tercih edeceğini düşünüyorum.
Cetal Knçük (Lastik-lş Genel Sekreteri) Birleş-
me, Otomobil-tş ve Maden-lş sendikalannm yöne-
tim kurullannda çoğunluk karanyla alınmıştır
Mehmet Sevim'in açıklamalan doğal olarak onun
kendi yorumudur. Nihai karan da delegeler vere-
cektir zaten. "Kurulacak yeni sendikayı Türk-lş'e
götûrmeye çalışıyodar" iddialanna da katılmıyo-
rum. DISK'te örgütleneceklerdir. Kongre gün-
demkrinde DİSK'e kaülma karan var.
Rıdvan Bodak (TeksUİ Sendikası Genel Başkanı)
Bu birleşmeye nasıl karşı çıkarsınız? Mümkün de-
ğil bu. Aynca sendikalann sağlıkb altyapılan varsa
birleşme her iki sendikanın da yarannadır. Türk-
lş'e gideceklen düşünceleri külliyen yalan ve yan-
lıştır. Böyle bir şeyden kimsenin endişesi olmasın.
Bu birleşmeye karşı çıkan arkadaşlann açıklaması-
nı da son derece duygusal buluyonım. Maden-tş'i
Maden-tş yapan kadrolarla birleşme karannın
uzun uzun tartışılması gerekiyordu. Belki de bir ay
süreyle kongre ertelenmeli.
Hulusi Karb (Bank-Sen Genel Başkanı) Bu bir-
leşme geçmişin inkar edilmesidir. Küçümsemiyo-
rum, ama DİSK'e bağlı büyük bir sendikanın Öto-
mobil-tş'e gjtmesıni anlamıyorum. Maden-lş adı
değişmemeli. Maden-İş'in Otomobil-tş'e gitmesi,
Maden tş in ılkelerini değıştıreceğı kuşkusunu da
doğuruyot.
fsmail Hakkı Önal (Genel-tş Genel Başkanı)
Birleşik Sendika DİSK'in ilkelenni kabul ederse bu
birleşme metal işçisinin yaranna olacaktır. Ben
Birleşik Sendika'nın DİSK'e geleceğini ve sınıf ve
kitle sendikacılığı anlayışını savunacağına inanıyo-
rum. Yöneticileri zan altında bırakmak istemiyo-
rum, ama niyetleri farklı bile olsa her iki sendika-
nın tabanının buna izin vermeyeceğine inanıyo-
rum.
Mustafa Karadayı (Petkim-tş Genel Başkanı)
Sendikamız her zaman işçi sınıfırun birliğjni savun-
du. Ancak bu birleşme DİSK çatısı altında, Oto-
mobil-lş'ın Maden-İş'e katılmasıyla olmalıdır.
Yıimaz Özdemir (Basın-tş Genel Başkanı) Bu
birleşme değil iltihaktır. Maden-lş'in tüzel kişiliği
yok oluyor. 12 Eylül'ün bile kapatamadığı sendi-
kayn bunlar kapatıyorlar.
Çetin Uygur (Yeraltı Maden-lş Genel Başkanı)
Metal ışkolunda işçilerin sendıkal birliği hedefle-
nen, sendikanın tüzüğünde yer alan ve gerçekleş-
mesi gereken bir olgudur. ' •'<"•'''' • ^"
IKTISAT
BAINKASI
İKTİSAT BANKASI T.A.Ş.
Sayın Pay Sahiplerine
Rüçhan Hakkının Kullanılması İçin Duyuru
Bankamızın 18.5.1993 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplan-
tısında, banka ana sözleşmesinin 6. maddesi değiştirilerek üç yüz milyar
lira (300.000.000.000.- TL) olan bankamız sermayesinin üç yüz milyar lira
(300.000.000.000.- TL) arttınlarak altı yüz milyar liraya (600.000.000.000.-
TL) çıkartılmasına ve arttınlan tutarın doksan altı milyar üç yüz bir mil-
yon altı yüz yedi bin dört yüz doksan lirasımn (96.301.607.490.- TL) sabit
kıymet yeniden değerleme fonundan, on milyar yedi yüz otuz dört milyon
üç yüz doksan iki bin beş yüz on lirasının (10.734.392.510.- TL) iştirak his-
selerinin satış kazançlarının esas sermayeye dönüştürülmesinden, doksan
iki milyar dokuz yüz altmış dört milyon lirasının (92.964.000.000.- TL) fev-
kalade ihtiyatlardan karşılanmasına ve anılan her iki tutar karşılığında pay
sahiplerimize mevcut katılmalar oramnda bedelsiz hisse senedi verilmesi-
ne, geri kalan yüz milyar lirasının (100.000.000.000.- TL) ise pay sahiple-
rince nakden ve peşin olarak ödenmesine karar verilmiştir. Genel
kurulumuzun bu kararı gereğince yönetim kurulumuz pay sahiplerimizin
yüz milyar lira (100.000.000.000.- TL) tutarındaki bölümü için, TTK'nın
394. maddesi uyarınca halen sahip bulundukları pay oranında, yeni pay
alma haklarını kullanabilmeleri için duyuruda bulunulmasına karar ver-
miştir.
Bu karar uyarınca, -
1- Rüçhan hakkını kullanacak pay sahiplerimizin 7 Haziran 1993 Pazartesi
günü çalışma saati sonuna kadar bankamız Genel Müdürlüğü'ne başvura-
rak yeni pay alma haklarını kullanacaklarını bildirmeleri ve rüçhan hakla-
rına tekabül eden sermaye bedellerini yatırmaları,
2- Aksi takdirde rüçhan hakkını kaybetmiş sayılacakları,
3- Süresinde kullanılmayan rüçhan hakları karşılığı hisseleri diğer pay
sahibi veya kişilere satmaya Yönetim Kurulumuzun yetkili bulunduğu,
Ana sözleşmenin 25. ve TTK'nın 394. maddesine göre ilan olunur.
İKTİSAT BANKASI T.A.Ş.
Yönetim Kurulu
Balıkesir Emniyet
Müdürluğü'nden almış
olduğum pasaport, evlenme
cüzdanı, bazı değerli
evraklarımı kaybettim.
Hukumsuzdur.
HAKAN EREL
939773 Nolu ehliyetimi
kaybettim. Hükümsüzdür.
V.SUPHİNURİİLERİ
SATILIK
Çok acele PETROKENT/SİDE (Tip 4) MAVt DÖNEM
Gündüz (4) 467 11 90 / 35
Cumartesi ve akşam (4) 467 76 47
YOL KESEN IRMAK
Hıfzı V. Velidedeoğlu
4. bası 20.000 lira (KDV ıçmde)
Çağdaş Yayıniarı Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloglu-tstanbul
Ödemeli gonderilmez.
ALEVİLERDENKAMUOYUNA DUYURUBız aşağıda adları bulunan kuruluşlar olarak, 12.05.1993 Çarşamba gûnü HBB Televizyonunda ya-
yınlanan Alevi'leri kötüleyen açık oturumu nefrelle kınıyofuz. Inançlar ve Kültürier mozayığı olan,
Laik ve Demckrat olduğu ıddia edilen ülkemızde insanların inançlarını ve kültürterini özgûrce yaşa-
ma hakları vardır. Hasan Mı Buldan ve onun gtbı dCışünenler bu geroe$ kabullenmek zorundadırtar.
Bu konulardaki dûşünceterirrnz şunlardır:
1- Uzun yıllardtr iktidarı ellerinde lutanlar güzel toplumumuzu yanlış yönlendirmekte Laisizimden,
Demokraa ve insan hakJarından habersiz gorûnmektedirier
2- Bu uygulamatar toplumumuzu adeta bir kardeş kavgasına doğru sürûklemektedır.
3- 21 yüzyıla btrkaç yıl kala çağdışı değertendirme ve davranışları ile bu zihniyetı sûrdûrenleri u-
yanyor ve lekrar kınıyoruz.
4- Tûm Demokrat, Laik ve insan haklarından yana olan, her türlü kuruluş ve kişıleri, lop-
tumumuzun bu acil ve hayatı sorunlarına eğilmeyetoplumumuzasahip çıkmaya çağınyoruz.
5- Iktidar erkini elinde bulunduranlardan bütün bu çağ dışı değerlendirme ve davranışları acil ola-
rak kaldırmasını istiyooız
6- Çağdaş ve Laik olduğunu iddia edenler binlerce geocimize zorunlu din dersi adı altında Or-
taçağ karanlıgının mezhep ve doğma degerlerinı nasıl yükleyebilmektedirter?
Zorunlu 0in Oerslerinin dertıal kaldırılmasını. bu yıldan İtibaren din derslerı notlarının de-
ğerlendırmelere sokulmamasmı acılen isöyoruz. Eğıtım sıstemımizi bozan, Tevhidi Tedrisat ya-
sasını yıkan bu uygulamaları. Aievi'leri iç tehdit unsuru olarak görenlerin uygulamaya koyduğu
bütün çıplaklıgıyla ortaya çtkmıştır. Eğıtım yapımızın kanayan bu yarası derhal sarılmalıdır
7- Dıyanel tamamen kaldırılmalı herkes dıni ıbadet ve inançlarında serbest bırakılmalı, dınsel dû-
şünce ve ınaoçlanndan dolayı bu memleketin evlatları herhangi bir değertendirmeye tabi tu-
tulmamalıdır.
8- Bizi; beynini dogmalardan kurtaramayan,*bir cahilin TV'den söylediğı saçmalık ve ıftiralardan
çok, devletirr bu kişilerin yelışmesıne ortam hazırlayan hertürlü ekonomik ve yasal destek sağ-
layan tutum ve davranışları yaralamaktadır.
9- Ayrıca, bütün aydın, dûrüst ve demokrat kamuoyunun, toplumu nereye götürmek istedığıni ale-
nen ortaya koyan kara tehlikenin arkasındakı ekonomik desteğin nerden geldiği ve hangi bo-
yutlara ulaştığı konusunda dikkatle düşünmeye davet ediyoruz.
10- Bizler inançlarımızı her yerde, her zâman çağdaş yöntemlerle gururla tartışmaya hazırız.
11- Sayın Cumhurbaşkanı'nı, Hükümeti, Siyası Partilen ve basınımızı duyarlı olmaya çağınyoruz.
Aziz Kamuoyuna tekrar duyuruyoruz Bu sorunlar sadece Alevi'lerin sorunları değildır. Bunlar. top-
lumumuzu seven, onun üyesı olmaktan gurur duyan, tüm demokrat, laik gelecek kuşaklara karşı
kendini borçju sayan. yaşamın sorurrduluklarını algılayabilen güzel insanlarımızın sorunlandır.
Tüm vatandaşlanmızı din, dıl, ırk, mezhep ayrımı yapılmayan demokfatık, çağdaş, laik, uygar top-
lumumuzun oluşturulmasında sorumluluğa davet ediyor, saygılarımızı sunuyoruz. 16.01.1993
Muriazı Oamir
Pv Sullan ACda) Kuliur ve
Tanıima Der Gnl 8şk
Ali Eğer
Haabekıaş Bö Bşk
Vtysol Karababa
Nalkdeıe Alevı Bekiaşı
Kûltufûnu Tanıtma Def
Safa Eraslan
Kûmbet Koyu Kultur ve
Yardımlaşma Derneğı
Stlahıttın Ozal
Izmır Hacı Beklaş Kjttuf
veTur Der Gr Sşk
D«rya Çelebi
Hacı Beklaş liçesı
Haa Beklaş Kulıûr ve
Tut.zm Derneğı
Vaysel Kaymak
Aşık Veysel
Kültür Demejı
Abıdin Ö*d«mır
Ortakoylüler Sosyal
YardımlaşmaDerneğı
Celal Çalik
AKKAV
Ismail Yıldırım
Kervan Dergsı
CalgrGok
Haa Bekiaş
Deme§ı
Hıdır Adıyaman
Emlek Höyukıutef
Sosyal Oayanışma
ve Kultur Dernegı
AhmdŞahın
Arkara Hao Bektaş
Kultur Demejı Bşk
Hakkı Takin
AnadoluErenlen
Yardımlaşrm Derneğı
HlkmalÖzkan
Sataç Koylüter KûKur
DayanışmaDemeğı
Haydar Aslan
Izmtr Pır SuBan Abdal
Kuliuc ve TanıtfTB Def
ŞbBşk
Sabrı Çiftçı
Tuncelı
DayanışmaVakfı
Abdutlah Kaygusuz
Egn-Der
Başten YaKlıması
Sütoyman Çam
Sıvralan Kulîut ve
DayarışmaDernegı
Ali Balkii
Pır Suflan Abdal
Kullur Sana! De'gısı
ARAYIS
TOKTAMIS ATES
19 Mayıs'ı Doğru Anlamak
19 Mayıs yaklaştıkça farklı şeyler gelir insanlarımızın
aklına. Çoğunlukla gazetelerde bir 'şort kavgası' başlar.
Kimi tutucu gazeteler, 'din elden gidiyor' kaygısıyla kız
öğrencilerin şortla spor yapmalarına karşı çıkarken; ki-
mi liberal gazeteler Atatürkçülüğü kısa şort giymeye
bağlarlar. Aslında çocuklarımızın en rahat ve göze hoş
gelen kıyafetlerle spor yapmaları elbette çağdaşlığı ya-
kalamaya çalışan Atatürkçülüğün bir gereğidir, ama
kimi gazetelerimizin bir sayfasında bu savunulurken di-
ğer bir sayfasında tarikatçılara göz kırpılması, insanı
düşündürür.
Hele 19 Mayıs sabahları Samsun'da tam bir komedi
yaşanırdı. "Yaşanırdı" diyorum. Zira memnuniyetle
duyduğuma göre bu işten bir ölçüde vazgeçilmiş. Kayık
la bir Atatürk büstü getirilir ve iskeleden kıyıya
çıkartılırdı. Kıyıda bekleyen askeri ve mülki erkan' esas
duruşa geçer, askerler selam durur; siviller saygı için-
de, geçen büstü izlerlerdi. Daha sonra önde büst, arka-
da erkan', onlann arkasında da öğrenciler, cümbür ce-
maat tören alanına gidilirdi. Hıristiyanların haç taşıma
törenlerine benzeyen bu tören, insanların içindeki Ata
türk sevgisini yaralardı.
Oysaki19 Mayıs, tarihimizde çok önemli bir döneme-
cin ilk adımıydı. Tarihimizde ilk kez 'halk e*gemenliğine'
dayanacak olan bir girişimin başlangıcı idi 19 Mayıs
1919.
Gerçekten, Osmanlı imparatorluğu'nda padişahlar,
yüzyıllarca mutlak egemen olarak hüküm sürdüler. Kayı
aşiretinin yönetici ailesi olan Osmanlı ailesi, kısa bir sü-
re içinde 'hanedan' niteliğine büründü. Her ne kadar ön-
celeri, 'beyliğe' Osmanlı ailesinden kimin geçeceği bir
'kurultay' tarafından belirleniyor idiyse de; bu yöntem,
2. Mehmet zamanında tümüyle kalktı ve Bizans hane-
dan yasasma benzer bir yasa uygulanmaya başlandı.
Buna göre padişah öldüğü zaman yerine en büyük oğlu
geçiyor ve diğer erkek kardeşlerini öldürtüyordu. Çok
sonraları bu yöntem de değişecek ve daha uygar bir ha-
nedan yasası kabul edilecektir. Bu yeni hanedan yasası-
na göre bir padişah öldüğü zaman, tahta Osmanlı ailesi-
nin en yaşlı erkeğinin geçmesi ilkesi getiriliyordu. Hane-
dan içindeki diğer erkek üyeler kelleyi kurtarmışlardı.
Ama bütün iş Osmanlı ailesi çerçevesinde dönüyor-
du. 1517de unvanlarına bir de 'halifelik' sıfatını ekleyen
Osmanlı padişahları, tarihte görülebilecek en geniş yet-
kileri olan yöneticiler arasında sayılmaktaydı. Ama hiç
kimse Osmanlı halkına padişahtan memnun olup olma-
dığını sormamıştı. Padişahlar açısından önemli olan şey
'ulufeyi' bol tutmak ve yakın çevreyi mutlu etmekti. Za-
ten eğer.bu becerilemezse işin sonu kötü olurdu.
Gerçekten, sonsuz yetkilere sahip görünen Osmanlı
padişahlarından önemli bir bölümü, yakın çevresi tara-
fından alaşağı edilmişti. Hem de çoğu kez, utanç verici
biçimlerde.
Osmanlı halkı, padişahın kulu idi. Kaderleri tümüyle
padişaha bağlıydı. Aynr husus, en üst düzeyden yöneti-
ciler için de söz konusuydu. Ama padişahın dengeleri iyi
kollaması koşuluyla...
öünyanın diğer yörelerinde ve Avrupa'da da durum
bundan pek farklı değildi. Hatta belki biraz daha kötü idi.
Avrupa'da dinsel ve siyasal baskıdan bezenler; bu bas-
kılardan kurtulmak ve kendi kendilerine egemen olmak
için kapağı yeni kıtalara atmaya çalışıyorlardı. Ama tn-
giltere, Fransa, Ispanya, Hollanda vs. krallannın kolları
oralara da uzanıyordu. Ve bu nedenle ne topluluk uJus-
laşabiliyordu' ne de insanlar 'vatandaş' olabiliyordu. Ta
ki aydıntanma'nın ürünü Olan Amerikan bağımsızlığı ve
Fransa Devrimi'ne kadar.
Aydınlanmanın ışığı Osmanlı Imparatorluğu'na ulaşa-
mamıştı. Her ne kadar 1839Tanzimat ve 1856 Islahatfer-
manlarıyla Osmanlı padişahları kendilerine bazı sınırla-
malar getiriyor idiyseler de; bu aşağıdan gelen taleple-
rin değil, dışardan gelen baskıların sonucuydu. Kimileri-
nin Türk Magna Carta'sı diye isimlendirmeyi pek sevdik-
leri Sened-i Ittifak da imparatorluğun ufak bir bölümünü
kapsıyordu.
Namık Kemal'lerin, Mithat Paşa'ların ne derecede
halk oldukları tartışma götürür, ama 1. Meşrutiyet kıs-
men aşağıdan gelen baskılarla ilan edildi. Egemenlik
halka geçmemişti, fakat hiç olmazsa halk adına yeni
sesler duyulmuştu.
2. Meşrutiyet çok daha geniş bir tabana dayandı. Fa-
kat yıllar süren savaş sonrasında çöktü. Ve Türk halkı ilk
kez Ulusal Kurtuluş Mücadelesi sırasında ve sonrasın-
da kendi egemenliğine kendisi sahip çıkabildi. Ve 19
' Mayıs 1919, bu gelişmenin başlangıç noktasıdır.
Gerek Ulusal Savaş sırasındaki 1. Meclis gerekse 2.
Meclis ve diğer meclisler dönemindeki siyasal katılım',
elbette günümüz özgürlükçü demokrasileriyle karşılaş-
tırılamaz Ama o günlerin nesnel koşulları içinde daha
fazlasını beklemek de hayaldir.
Namık Kemal'in manevi öğrencisi, Enver Paşa'nın en
ciddi rakibi, Talat Bey'in en yakın arkadaşı Mustafa Ke-
mal ve O'nun örgütleyici niteliği olmasaydı Anadolu ha-
reketi boğulur giderdi. Ingiltere, Yunanistan, Fransa,
Italya'nın payiarı yanı sıra; Ermenistan ve Kürdistan'dan
geri kalan bir avuç sırtlan payı' üzerinde Osmanlı hane-
danı bir süre daha hüküm sürerdi, ama bu da çabuk
sona ererdi. (Bizim, Mustafa Kemal düşmanı 2. Cumhu-
riyetçilerimiz o zaman ne yaparlardı bitemem.)
19 Mayıs'ı iyi anlamak ve doğru değerlendirmek
gerekir.
ürta tûnelerfide iş dvdu
ŞAÎVLRIRFA (Cınnhuriyet)-Uzan'lann çimento vermeyerek işleri
aksattığı Urfa tünellerindeki 850 i%çi, ücretlerinin ödenmemesıni
protesto için önceki gün sabahtan iübaren işi durdurdular. İşçiler
25 milyar liralık alacaklanru vermeyen Akpmar fırmasırun işçi
parasiyla Antalya'da turizm yatınrruna yöneldiğini öne sürdüler.
GAP'ın önemli ünitelerinden olan Urfa tünellerinde çabşan 850
işçi, önceki gün sabahtan itibaren işi süresiz olarak durdurdular. 5
aydır maaşlan ilevergi iadelerinin ödenmediğini gerekçe gösteren
işçiler, tünel inşaatında oturma eylemi yapıyorlar. İşçiler firmanın
kendi maaşlanyla Antalya'da turizm yatınrmna yöneldiğirıi
savlayarak. "Maaşlarödenmeden işbaşı yapmayacağız. Hükümet
bu projeye umut bağlamışken biz 5 aydır sefıl yaşıyoruz. Firma
maaşlanmızı ödemeyip yaünm yapıyor" dediler. Firma yetkilileri
işlerin tamamen durduğu Urfa tünellerindeki gelişmelerle ilgili
konuşmak istemediler.
Kağıthane Belediyesi işçileri
• ANKARA (Cumfauriyet Bürosu) - İstanbul Kağıthane
Belediyesi'nden aülan işçilerin Ankara'daki hak arama
direnişi veaçbk grevi, ikinci haftasına girdi. İşlerineson verilen
340 işçi adına Ankara'da iki haftadır mücadele veren belediye
işçileri. dün bazı demokratik kitle örgütleri temsilcilerinin de
katıldığı bir forum düzenlediler. Türk Harb-İş Sendikaa'nda
düzenlenen ve değişik sendika temsilcilerinin katıldıö forumda,
işçilerin hak arama mücadelesine demokratik kitle
örgütlerinin ne şekildedestek olabileceği ve sorununsomut
olarak çözümüne ilişkin öneriler dile getirildi.
ÖSS sonuçlan bugün açiklanıyor
• ANKARA (AA) - Üniversiteye Giriş Binnci Basamak Sınav
(ÖSS) sonuçlan bugün açıklanıyor. ÖSYM yetkililerinden
alınan bilgiyegöre 18 Nisari 1993 günüyapılan ve 1 milyon 157
öğrencinin katıldığı ÖSS sonuçlan bugün saat 10.00'da
düzenlenecek basın toplanUsı ile açıklanacak. Başanlı
olanlann numaralan ise 21 mayıscuma günü Sınav Sonuç
Gazetesi'nde yayımlanarak adaylara duyurulacak.