23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 MAYIS1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çöp faciasından sonra evleri göçük altında kalanlar ile "tehükeü" olacağı için boşaltdan gecekonduların sakinleri, Kızılay'ın kurmuş olduğu çadırlarda yaşıyor. Çadır sakinkri "Aşnnızı kestiler. En son dün akşam yemek verdiler, bir daha venneyeceklerini söylediler" diyorlar. Ancak, yaşam ber şeye karşın sürüyor. Anneler Günû'nde Ebnı dünyaya gelmiş. Çadırdaki erkekkr, doğum masrafmı karşüamış. Hekimbaşı ÇöpKiğü'nde kmk hayatkor Ümraniye'deçöplüğün patiamasından buyana 21 gün geçti. 12ceset çöp altında. Umutlarkesilmiş. Çadırlarda kabyor insanlar. 5 nîlyon lira verilerek çadırlan terketmeleri istenmiş. Nereye gidecekler, bu bilinmiyor. HÜRRİYETUYMAZ Ümraniye Hekimbaşı Çöplüğü'nde tüm zorluklara karşın yaşam sûrûyor. Facianın ûzerinden 21 gün geçti. Fela- ketzedeler hala çadırlarda ya da yakınla- nnın evlerinde yaşıyor. Kriz merkezi ise faciadan bu yana yaptıjn yemek servisini önceki gün kesti. Hekımbaşılılar son bir haftadır da yetkililerin çadırlan boşalt- malan için kendılenne baskj yaptığmı anlatıyorlar. Yakınlan hala göçük altında olanlar da, kendilerine beşer milyon lira verildi- ğini ve bu parayla bir ev kiralayarak çadırlan boşaltmalannın istendiğini söy- lüyor. Facia sonrasında "tehükeü" ola- cağı için boşalulan ve çadırlarda yaşa- malan istenen civardaki gecekonduların sakinleri ise, evlerine dönmemekte dire- niyor. Yetkililere ateş püsküren çadır sa- kinlerinin kimisi pasaport çıkanp Bul- garistan'a geçmeyi ve Bulgar pasapor- tuyla Türkiye'ye gelerek kendilerine ko- nut verilmesini sağlamayı planlarken, kimisi de mülteci olrnak için ülke anyor. Hekimbaşı Çöplüğü'nde göçük altın- daki 12 kişiyi kurtarma çabşrnalan ta- mamen durdu. Cesetlerin çıkanlması için 5-10 gün önce açılan çukurlar, çöp- lüğün sızıntı sulanyla küçük göllere dö- nüşmüş durumda. Çöp dağının altında- ki 12 kışinin çıkanlmasına artık olanak yok. Ölenlerin yakınlan da bu gerceği kabul etmiş göriinüyor. Gelini. eşi ve iki kızı göçük altında kalan Mustafa Ayan, 10 gün önce öfkeyle yetkililerin karşısma çıkıp cesetlerin çıkanlmasında ısrar ederken, yetkililer tarafından kendisine verilen 5 milyonla nerede nasıl bir ev ki- ralayabileceğinin telaşına düşmüş du- rumda. Çadırda yaşayanlara göre. faciada ya- kınlan göçük alnnda kalanlara ev kira- layarak çadırlan boşaltmalan için bir- kaç milyon lira verilmiş. Ayan, 5 milyon lira aldığıru söylerken, çadır sakinlerin- den biri söze İcanşıp, "Ölü başına 500 bin lira verildi. Ayan 5 milyon aldı, çün- kü o biraz torpilli" diyor. "Aşunızı kestfler" Ordulu Hatke Taşkm. sinirli sinirli' Saglık Bakanhğı tarafından çadırlann önünde kurulan seyyar hastaneyi şika- yet ediyor. "'Biblo diye. süs diye getirdi- ler bu hastaneyi buraya. Gittiğimizde bakmıyorlar. Acil bir olay olması gereki- yormuş bize bakmalan için" diyor. Gö- çük altında 12 kişinin kaldığı çöplüğün "Şehitler Parkı" olacağı konusunda ise, "Sosyal bir afettir bu. Komşulanmızı, arkadaşlanmızı çıkaramadüar. çöplerin altında .bıraktılar. Utanmadan bir de orayı Şehitler Parkı yapacaklar. Yapsın- lar, utanmadan ölülerimizin üzerinde köfte yesinler, çay içsinler, piknik yap- sınlar'"diyeek!iyor. Üzüntü, öfke ve tepkinin kontrol edi- lemediği bölgede. tüm zorluklara karşın arada bir güzel olaylann da yaşandığı görülüyor. Çadırlann önünde çevremizi kuşatan kadın, erkek ve çocuk kalabalı- ğı, bir ara sevinçle, "Çadırlarda 87 kışiy- dik, geçen hafta 88 olduk. Bir bebeğirruz oldu" müjdesini veriyor. Daha sonra son derece kirli, tozlu bir çadınn içinde gülümseyen bir kadın karşılıyor bizi. Kucağındaki bebeği göstererek, "Anne- ler Günû'nde doğdu. Kurulan seyyar hastanede doğum yapamadığım için ge- ceyansı minibüsle Ümraniye'ye, oradan da taksi tutarak Zeynep Kamil Hasta- nesi'ne götürdüler. Adını Ebru koyduk" diye anlatıyor. Çadırdaki erkekler, has- taneden doğum için istenen 400 bin lirayı kendi aralannda toplayıp verdiklerini söylerken, Nursen Gütdü ise kaldığı çadı- nn tam karşısındakı seyyar hastanedeki doktor ve hemşirelere kırgınlığını şöyle dile getiriyor: " Bebeğımı doğdukıan sonra hiç muayene etmediler. Bumumu- zun dibındeler, ama bir kez olsun kızımı merak edip görmeye bile gelmediler." 'Maden-lş'in devrimci geleneği inkar ediliyor' Metal işkolundabirieşmetartışması Maden-İşileOtomobil-İşsendikasının kongresi öncesinde tartışmalar şiddetlendi İstanbul Haber Servisi - DİSK'e bağlı Maden-lş SeiKİikası ıle bağımsız Otomobil-tş Sendikası'nın 22 mayısta yapılacak 'Birleşme Kongreleri' önce- sinde özellikle Maden-tş taban ve delegeleri arasın- da oldukça yoğun tartışmalar yaşanıyor. Maden- lş yöneticilerinin çoğunluğu birleşmeyi savunur- ken Maden tş Genel Başkan Vekili Mehmet Se- vfen'in de aralannda bulunduğu delegelerin bir ke- simi birleşmeyi "DÎSK'in ve onun temel sendi- kalanndan biri hatta birincisi olan Maden-lş'in devrimci geleneklerinin inkan" olarak niteliyor ve birleşmeye karşı çıkıyorlar. Birieşmeye nasıl bakıyorlar Kemal Daysal (DİSK. Yönetim Kurulu üyesi) Benim için önemli olan iki sendikanın DİSK bün- yesinde, DİSK'in programıyla birleşmesidir. DİSK tabanının güvenini yenıden kazanabilmek için altematif bir güç olarak onlann karşısına çık- mak gerekiyor. Önemli olan metal işçilerine böyle bir alternatifın sunabılmek ve bir çekim merkezi haline gelebilmektir. Bu iki sendikanın birleşmesini bu nedenk olumlu buluyorum. "Yeni sendikayı Türk-lş'e taşımaya çalışıyorlar" eleştirilerini de yersiz buluyorum. DISK'e katılma, genel kurulda taruşılacak ve karara bağlanacak. Benim için önemli olan DİSK'tir. Birleşik Sendikamn da DİSK'i tercih edeceğini düşünüyorum. Cetal Knçük (Lastik-lş Genel Sekreteri) Birleş- me, Otomobil-tş ve Maden-lş sendikalannm yöne- tim kurullannda çoğunluk karanyla alınmıştır Mehmet Sevim'in açıklamalan doğal olarak onun kendi yorumudur. Nihai karan da delegeler vere- cektir zaten. "Kurulacak yeni sendikayı Türk-lş'e götûrmeye çalışıyodar" iddialanna da katılmıyo- rum. DISK'te örgütleneceklerdir. Kongre gün- demkrinde DİSK'e kaülma karan var. Rıdvan Bodak (TeksUİ Sendikası Genel Başkanı) Bu birleşmeye nasıl karşı çıkarsınız? Mümkün de- ğil bu. Aynca sendikalann sağlıkb altyapılan varsa birleşme her iki sendikanın da yarannadır. Türk- lş'e gideceklen düşünceleri külliyen yalan ve yan- lıştır. Böyle bir şeyden kimsenin endişesi olmasın. Bu birleşmeye karşı çıkan arkadaşlann açıklaması- nı da son derece duygusal buluyonım. Maden-tş'i Maden-tş yapan kadrolarla birleşme karannın uzun uzun tartışılması gerekiyordu. Belki de bir ay süreyle kongre ertelenmeli. Hulusi Karb (Bank-Sen Genel Başkanı) Bu bir- leşme geçmişin inkar edilmesidir. Küçümsemiyo- rum, ama DİSK'e bağlı büyük bir sendikanın Öto- mobil-tş'e gjtmesıni anlamıyorum. Maden-lş adı değişmemeli. Maden-İş'in Otomobil-tş'e gitmesi, Maden tş in ılkelerini değıştıreceğı kuşkusunu da doğuruyot. fsmail Hakkı Önal (Genel-tş Genel Başkanı) Birleşik Sendika DİSK'in ilkelenni kabul ederse bu birleşme metal işçisinin yaranna olacaktır. Ben Birleşik Sendika'nın DİSK'e geleceğini ve sınıf ve kitle sendikacılığı anlayışını savunacağına inanıyo- rum. Yöneticileri zan altında bırakmak istemiyo- rum, ama niyetleri farklı bile olsa her iki sendika- nın tabanının buna izin vermeyeceğine inanıyo- rum. Mustafa Karadayı (Petkim-tş Genel Başkanı) Sendikamız her zaman işçi sınıfırun birliğjni savun- du. Ancak bu birleşme DİSK çatısı altında, Oto- mobil-lş'ın Maden-İş'e katılmasıyla olmalıdır. Yıimaz Özdemir (Basın-tş Genel Başkanı) Bu birleşme değil iltihaktır. Maden-lş'in tüzel kişiliği yok oluyor. 12 Eylül'ün bile kapatamadığı sendi- kayn bunlar kapatıyorlar. Çetin Uygur (Yeraltı Maden-lş Genel Başkanı) Metal ışkolunda işçilerin sendıkal birliği hedefle- nen, sendikanın tüzüğünde yer alan ve gerçekleş- mesi gereken bir olgudur. ' •'<"•'''' • ^" IKTISAT BAINKASI İKTİSAT BANKASI T.A.Ş. Sayın Pay Sahiplerine Rüçhan Hakkının Kullanılması İçin Duyuru Bankamızın 18.5.1993 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplan- tısında, banka ana sözleşmesinin 6. maddesi değiştirilerek üç yüz milyar lira (300.000.000.000.- TL) olan bankamız sermayesinin üç yüz milyar lira (300.000.000.000.- TL) arttınlarak altı yüz milyar liraya (600.000.000.000.- TL) çıkartılmasına ve arttınlan tutarın doksan altı milyar üç yüz bir mil- yon altı yüz yedi bin dört yüz doksan lirasımn (96.301.607.490.- TL) sabit kıymet yeniden değerleme fonundan, on milyar yedi yüz otuz dört milyon üç yüz doksan iki bin beş yüz on lirasının (10.734.392.510.- TL) iştirak his- selerinin satış kazançlarının esas sermayeye dönüştürülmesinden, doksan iki milyar dokuz yüz altmış dört milyon lirasının (92.964.000.000.- TL) fev- kalade ihtiyatlardan karşılanmasına ve anılan her iki tutar karşılığında pay sahiplerimize mevcut katılmalar oramnda bedelsiz hisse senedi verilmesi- ne, geri kalan yüz milyar lirasının (100.000.000.000.- TL) ise pay sahiple- rince nakden ve peşin olarak ödenmesine karar verilmiştir. Genel kurulumuzun bu kararı gereğince yönetim kurulumuz pay sahiplerimizin yüz milyar lira (100.000.000.000.- TL) tutarındaki bölümü için, TTK'nın 394. maddesi uyarınca halen sahip bulundukları pay oranında, yeni pay alma haklarını kullanabilmeleri için duyuruda bulunulmasına karar ver- miştir. Bu karar uyarınca, - 1- Rüçhan hakkını kullanacak pay sahiplerimizin 7 Haziran 1993 Pazartesi günü çalışma saati sonuna kadar bankamız Genel Müdürlüğü'ne başvura- rak yeni pay alma haklarını kullanacaklarını bildirmeleri ve rüçhan hakla- rına tekabül eden sermaye bedellerini yatırmaları, 2- Aksi takdirde rüçhan hakkını kaybetmiş sayılacakları, 3- Süresinde kullanılmayan rüçhan hakları karşılığı hisseleri diğer pay sahibi veya kişilere satmaya Yönetim Kurulumuzun yetkili bulunduğu, Ana sözleşmenin 25. ve TTK'nın 394. maddesine göre ilan olunur. İKTİSAT BANKASI T.A.Ş. Yönetim Kurulu Balıkesir Emniyet Müdürluğü'nden almış olduğum pasaport, evlenme cüzdanı, bazı değerli evraklarımı kaybettim. Hukumsuzdur. HAKAN EREL 939773 Nolu ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. V.SUPHİNURİİLERİ SATILIK Çok acele PETROKENT/SİDE (Tip 4) MAVt DÖNEM Gündüz (4) 467 11 90 / 35 Cumartesi ve akşam (4) 467 76 47 YOL KESEN IRMAK Hıfzı V. Velidedeoğlu 4. bası 20.000 lira (KDV ıçmde) Çağdaş Yayıniarı Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloglu-tstanbul Ödemeli gonderilmez. ALEVİLERDENKAMUOYUNA DUYURUBız aşağıda adları bulunan kuruluşlar olarak, 12.05.1993 Çarşamba gûnü HBB Televizyonunda ya- yınlanan Alevi'leri kötüleyen açık oturumu nefrelle kınıyofuz. Inançlar ve Kültürier mozayığı olan, Laik ve Demckrat olduğu ıddia edilen ülkemızde insanların inançlarını ve kültürterini özgûrce yaşa- ma hakları vardır. Hasan Mı Buldan ve onun gtbı dCışünenler bu geroe$ kabullenmek zorundadırtar. Bu konulardaki dûşünceterirrnz şunlardır: 1- Uzun yıllardtr iktidarı ellerinde lutanlar güzel toplumumuzu yanlış yönlendirmekte Laisizimden, Demokraa ve insan hakJarından habersiz gorûnmektedirier 2- Bu uygulamatar toplumumuzu adeta bir kardeş kavgasına doğru sürûklemektedır. 3- 21 yüzyıla btrkaç yıl kala çağdışı değertendirme ve davranışları ile bu zihniyetı sûrdûrenleri u- yanyor ve lekrar kınıyoruz. 4- Tûm Demokrat, Laik ve insan haklarından yana olan, her türlü kuruluş ve kişıleri, lop- tumumuzun bu acil ve hayatı sorunlarına eğilmeyetoplumumuzasahip çıkmaya çağınyoruz. 5- Iktidar erkini elinde bulunduranlardan bütün bu çağ dışı değerlendirme ve davranışları acil ola- rak kaldırmasını istiyooız 6- Çağdaş ve Laik olduğunu iddia edenler binlerce geocimize zorunlu din dersi adı altında Or- taçağ karanlıgının mezhep ve doğma degerlerinı nasıl yükleyebilmektedirter? Zorunlu 0in Oerslerinin dertıal kaldırılmasını. bu yıldan İtibaren din derslerı notlarının de- ğerlendırmelere sokulmamasmı acılen isöyoruz. Eğıtım sıstemımizi bozan, Tevhidi Tedrisat ya- sasını yıkan bu uygulamaları. Aievi'leri iç tehdit unsuru olarak görenlerin uygulamaya koyduğu bütün çıplaklıgıyla ortaya çtkmıştır. Eğıtım yapımızın kanayan bu yarası derhal sarılmalıdır 7- Dıyanel tamamen kaldırılmalı herkes dıni ıbadet ve inançlarında serbest bırakılmalı, dınsel dû- şünce ve ınaoçlanndan dolayı bu memleketin evlatları herhangi bir değertendirmeye tabi tu- tulmamalıdır. 8- Bizi; beynini dogmalardan kurtaramayan,*bir cahilin TV'den söylediğı saçmalık ve ıftiralardan çok, devletirr bu kişilerin yelışmesıne ortam hazırlayan hertürlü ekonomik ve yasal destek sağ- layan tutum ve davranışları yaralamaktadır. 9- Ayrıca, bütün aydın, dûrüst ve demokrat kamuoyunun, toplumu nereye götürmek istedığıni ale- nen ortaya koyan kara tehlikenin arkasındakı ekonomik desteğin nerden geldiği ve hangi bo- yutlara ulaştığı konusunda dikkatle düşünmeye davet ediyoruz. 10- Bizler inançlarımızı her yerde, her zâman çağdaş yöntemlerle gururla tartışmaya hazırız. 11- Sayın Cumhurbaşkanı'nı, Hükümeti, Siyası Partilen ve basınımızı duyarlı olmaya çağınyoruz. Aziz Kamuoyuna tekrar duyuruyoruz Bu sorunlar sadece Alevi'lerin sorunları değildır. Bunlar. top- lumumuzu seven, onun üyesı olmaktan gurur duyan, tüm demokrat, laik gelecek kuşaklara karşı kendini borçju sayan. yaşamın sorurrduluklarını algılayabilen güzel insanlarımızın sorunlandır. Tüm vatandaşlanmızı din, dıl, ırk, mezhep ayrımı yapılmayan demokfatık, çağdaş, laik, uygar top- lumumuzun oluşturulmasında sorumluluğa davet ediyor, saygılarımızı sunuyoruz. 16.01.1993 Muriazı Oamir Pv Sullan ACda) Kuliur ve Tanıima Der Gnl 8şk Ali Eğer Haabekıaş Bö Bşk Vtysol Karababa Nalkdeıe Alevı Bekiaşı Kûltufûnu Tanıtma Def Safa Eraslan Kûmbet Koyu Kultur ve Yardımlaşma Derneğı Stlahıttın Ozal Izmır Hacı Beklaş Kjttuf veTur Der Gr Sşk D«rya Çelebi Hacı Beklaş liçesı Haa Beklaş Kulıûr ve Tut.zm Derneğı Vaysel Kaymak Aşık Veysel Kültür Demejı Abıdin Ö*d«mır Ortakoylüler Sosyal YardımlaşmaDerneğı Celal Çalik AKKAV Ismail Yıldırım Kervan Dergsı CalgrGok Haa Bekiaş Deme§ı Hıdır Adıyaman Emlek Höyukıutef Sosyal Oayanışma ve Kultur Dernegı AhmdŞahın Arkara Hao Bektaş Kultur Demejı Bşk Hakkı Takin AnadoluErenlen Yardımlaşrm Derneğı HlkmalÖzkan Sataç Koylüter KûKur DayanışmaDemeğı Haydar Aslan Izmtr Pır SuBan Abdal Kuliuc ve TanıtfTB Def ŞbBşk Sabrı Çiftçı Tuncelı DayanışmaVakfı Abdutlah Kaygusuz Egn-Der Başten YaKlıması Sütoyman Çam Sıvralan Kulîut ve DayarışmaDernegı Ali Balkii Pır Suflan Abdal Kullur Sana! De'gısı ARAYIS TOKTAMIS ATES 19 Mayıs'ı Doğru Anlamak 19 Mayıs yaklaştıkça farklı şeyler gelir insanlarımızın aklına. Çoğunlukla gazetelerde bir 'şort kavgası' başlar. Kimi tutucu gazeteler, 'din elden gidiyor' kaygısıyla kız öğrencilerin şortla spor yapmalarına karşı çıkarken; ki- mi liberal gazeteler Atatürkçülüğü kısa şort giymeye bağlarlar. Aslında çocuklarımızın en rahat ve göze hoş gelen kıyafetlerle spor yapmaları elbette çağdaşlığı ya- kalamaya çalışan Atatürkçülüğün bir gereğidir, ama kimi gazetelerimizin bir sayfasında bu savunulurken di- ğer bir sayfasında tarikatçılara göz kırpılması, insanı düşündürür. Hele 19 Mayıs sabahları Samsun'da tam bir komedi yaşanırdı. "Yaşanırdı" diyorum. Zira memnuniyetle duyduğuma göre bu işten bir ölçüde vazgeçilmiş. Kayık la bir Atatürk büstü getirilir ve iskeleden kıyıya çıkartılırdı. Kıyıda bekleyen askeri ve mülki erkan' esas duruşa geçer, askerler selam durur; siviller saygı için- de, geçen büstü izlerlerdi. Daha sonra önde büst, arka- da erkan', onlann arkasında da öğrenciler, cümbür ce- maat tören alanına gidilirdi. Hıristiyanların haç taşıma törenlerine benzeyen bu tören, insanların içindeki Ata türk sevgisini yaralardı. Oysaki19 Mayıs, tarihimizde çok önemli bir döneme- cin ilk adımıydı. Tarihimizde ilk kez 'halk e*gemenliğine' dayanacak olan bir girişimin başlangıcı idi 19 Mayıs 1919. Gerçekten, Osmanlı imparatorluğu'nda padişahlar, yüzyıllarca mutlak egemen olarak hüküm sürdüler. Kayı aşiretinin yönetici ailesi olan Osmanlı ailesi, kısa bir sü- re içinde 'hanedan' niteliğine büründü. Her ne kadar ön- celeri, 'beyliğe' Osmanlı ailesinden kimin geçeceği bir 'kurultay' tarafından belirleniyor idiyse de; bu yöntem, 2. Mehmet zamanında tümüyle kalktı ve Bizans hane- dan yasasma benzer bir yasa uygulanmaya başlandı. Buna göre padişah öldüğü zaman yerine en büyük oğlu geçiyor ve diğer erkek kardeşlerini öldürtüyordu. Çok sonraları bu yöntem de değişecek ve daha uygar bir ha- nedan yasası kabul edilecektir. Bu yeni hanedan yasası- na göre bir padişah öldüğü zaman, tahta Osmanlı ailesi- nin en yaşlı erkeğinin geçmesi ilkesi getiriliyordu. Hane- dan içindeki diğer erkek üyeler kelleyi kurtarmışlardı. Ama bütün iş Osmanlı ailesi çerçevesinde dönüyor- du. 1517de unvanlarına bir de 'halifelik' sıfatını ekleyen Osmanlı padişahları, tarihte görülebilecek en geniş yet- kileri olan yöneticiler arasında sayılmaktaydı. Ama hiç kimse Osmanlı halkına padişahtan memnun olup olma- dığını sormamıştı. Padişahlar açısından önemli olan şey 'ulufeyi' bol tutmak ve yakın çevreyi mutlu etmekti. Za- ten eğer.bu becerilemezse işin sonu kötü olurdu. Gerçekten, sonsuz yetkilere sahip görünen Osmanlı padişahlarından önemli bir bölümü, yakın çevresi tara- fından alaşağı edilmişti. Hem de çoğu kez, utanç verici biçimlerde. Osmanlı halkı, padişahın kulu idi. Kaderleri tümüyle padişaha bağlıydı. Aynr husus, en üst düzeyden yöneti- ciler için de söz konusuydu. Ama padişahın dengeleri iyi kollaması koşuluyla... öünyanın diğer yörelerinde ve Avrupa'da da durum bundan pek farklı değildi. Hatta belki biraz daha kötü idi. Avrupa'da dinsel ve siyasal baskıdan bezenler; bu bas- kılardan kurtulmak ve kendi kendilerine egemen olmak için kapağı yeni kıtalara atmaya çalışıyorlardı. Ama tn- giltere, Fransa, Ispanya, Hollanda vs. krallannın kolları oralara da uzanıyordu. Ve bu nedenle ne topluluk uJus- laşabiliyordu' ne de insanlar 'vatandaş' olabiliyordu. Ta ki aydıntanma'nın ürünü Olan Amerikan bağımsızlığı ve Fransa Devrimi'ne kadar. Aydınlanmanın ışığı Osmanlı Imparatorluğu'na ulaşa- mamıştı. Her ne kadar 1839Tanzimat ve 1856 Islahatfer- manlarıyla Osmanlı padişahları kendilerine bazı sınırla- malar getiriyor idiyseler de; bu aşağıdan gelen taleple- rin değil, dışardan gelen baskıların sonucuydu. Kimileri- nin Türk Magna Carta'sı diye isimlendirmeyi pek sevdik- leri Sened-i Ittifak da imparatorluğun ufak bir bölümünü kapsıyordu. Namık Kemal'lerin, Mithat Paşa'ların ne derecede halk oldukları tartışma götürür, ama 1. Meşrutiyet kıs- men aşağıdan gelen baskılarla ilan edildi. Egemenlik halka geçmemişti, fakat hiç olmazsa halk adına yeni sesler duyulmuştu. 2. Meşrutiyet çok daha geniş bir tabana dayandı. Fa- kat yıllar süren savaş sonrasında çöktü. Ve Türk halkı ilk kez Ulusal Kurtuluş Mücadelesi sırasında ve sonrasın- da kendi egemenliğine kendisi sahip çıkabildi. Ve 19 ' Mayıs 1919, bu gelişmenin başlangıç noktasıdır. Gerek Ulusal Savaş sırasındaki 1. Meclis gerekse 2. Meclis ve diğer meclisler dönemindeki siyasal katılım', elbette günümüz özgürlükçü demokrasileriyle karşılaş- tırılamaz Ama o günlerin nesnel koşulları içinde daha fazlasını beklemek de hayaldir. Namık Kemal'in manevi öğrencisi, Enver Paşa'nın en ciddi rakibi, Talat Bey'in en yakın arkadaşı Mustafa Ke- mal ve O'nun örgütleyici niteliği olmasaydı Anadolu ha- reketi boğulur giderdi. Ingiltere, Yunanistan, Fransa, Italya'nın payiarı yanı sıra; Ermenistan ve Kürdistan'dan geri kalan bir avuç sırtlan payı' üzerinde Osmanlı hane- danı bir süre daha hüküm sürerdi, ama bu da çabuk sona ererdi. (Bizim, Mustafa Kemal düşmanı 2. Cumhu- riyetçilerimiz o zaman ne yaparlardı bitemem.) 19 Mayıs'ı iyi anlamak ve doğru değerlendirmek gerekir. ürta tûnelerfide iş dvdu ŞAÎVLRIRFA (Cınnhuriyet)-Uzan'lann çimento vermeyerek işleri aksattığı Urfa tünellerindeki 850 i%çi, ücretlerinin ödenmemesıni protesto için önceki gün sabahtan iübaren işi durdurdular. İşçiler 25 milyar liralık alacaklanru vermeyen Akpmar fırmasırun işçi parasiyla Antalya'da turizm yatınrruna yöneldiğini öne sürdüler. GAP'ın önemli ünitelerinden olan Urfa tünellerinde çabşan 850 işçi, önceki gün sabahtan itibaren işi süresiz olarak durdurdular. 5 aydır maaşlan ilevergi iadelerinin ödenmediğini gerekçe gösteren işçiler, tünel inşaatında oturma eylemi yapıyorlar. İşçiler firmanın kendi maaşlanyla Antalya'da turizm yatınrmna yöneldiğirıi savlayarak. "Maaşlarödenmeden işbaşı yapmayacağız. Hükümet bu projeye umut bağlamışken biz 5 aydır sefıl yaşıyoruz. Firma maaşlanmızı ödemeyip yaünm yapıyor" dediler. Firma yetkilileri işlerin tamamen durduğu Urfa tünellerindeki gelişmelerle ilgili konuşmak istemediler. Kağıthane Belediyesi işçileri • ANKARA (Cumfauriyet Bürosu) - İstanbul Kağıthane Belediyesi'nden aülan işçilerin Ankara'daki hak arama direnişi veaçbk grevi, ikinci haftasına girdi. İşlerineson verilen 340 işçi adına Ankara'da iki haftadır mücadele veren belediye işçileri. dün bazı demokratik kitle örgütleri temsilcilerinin de katıldığı bir forum düzenlediler. Türk Harb-İş Sendikaa'nda düzenlenen ve değişik sendika temsilcilerinin katıldıö forumda, işçilerin hak arama mücadelesine demokratik kitle örgütlerinin ne şekildedestek olabileceği ve sorununsomut olarak çözümüne ilişkin öneriler dile getirildi. ÖSS sonuçlan bugün açiklanıyor • ANKARA (AA) - Üniversiteye Giriş Binnci Basamak Sınav (ÖSS) sonuçlan bugün açıklanıyor. ÖSYM yetkililerinden alınan bilgiyegöre 18 Nisari 1993 günüyapılan ve 1 milyon 157 öğrencinin katıldığı ÖSS sonuçlan bugün saat 10.00'da düzenlenecek basın toplanUsı ile açıklanacak. Başanlı olanlann numaralan ise 21 mayıscuma günü Sınav Sonuç Gazetesi'nde yayımlanarak adaylara duyurulacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle