Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 MAYIS1993ÇARŞAMBA
10 DIZIYAZI
DOSMSI
TJL u
T LJ IM O K ISI
uran Çevik'e 'Sen bu işi nasıl
yapıyorsun' diyince güldü, 'Başkan, biz
yapıyoruz' dedi. Kendisiyle görüştüm, ama
hiçbir şey söylemedi, küçümser ifadeler
kullandı. Bir şey söylememe eğilimindeydi.
Herkesle görüştüm. O sırada iş
İstanbul polisiyle ne kadar ilişkiliydi,
onlan bile kulağımla duydum. Kuşkusuz
bunlan söylememe gerek yok.
fğer gümrüklerden, emniyetten hiç
kimseyi tanımıyorsanız, bürokraside
kimseyi tanımıyorsanızhayali ihracat
yapamazsınız. Bu bir ağdır.
Bürokratlafın haberi olmadan kuş üçmaz.
Gümrük ayarlanmıştır, emniyet
ayarlanmıştır. Bu adamlar, böyle hayali
ihracat yaparlar. Bunlardan hükümetin
haberi yok diye düşünemezsiniz.
Canver: KayaErdemişiküçümsedi
Eskimilletvekili
hayali ihracatçılarla
bilgi sızdırmak
amaaylailişki
kurduğunu söyledi
~^r -^^-ayali İhracat Araşürma
M m Komisyonu'na ifade vereneski
m^mm
J mıUetvekıh Cüneyt Canver,
m g milletvekılliği döneminde
M M hayali ihracatçılarla ilişki
•^*- kurduğunu, bunlardan Ertan
Sert ile bırlikte gezdiğini, dostluk yaptığınj ve
ödünçaldığı arabasıyla kaza yaptığınj açıkladı.
Canver, Kültür Bakanı Fikri Sağlar ile geçmiş
dönemde hayali ihracat olayını ilk kez
kendisının gündeme getirdiğıni, Sağlar'ın
kendisiyle birlikte bir kez kacakçı Ertan Sert ile
görüşmeye geldiğini, daha sonra herhangi bir
ilışkisinin bulunmadığıru ifade ederek "Fikri
Sağlar'ın işlevi bu kadardı" dedi.
Canver, seçim gezileri için Ertan Sert'in şirketine
ait otoyu alıp almadığı yolundaki bir soruya
yanıt olarak komisyon ifadesinde şunlan
anlattı:
"Ertan Sert'e 'Sen arabanı bana ver, Adana'ya
gidiyorum' dedim. Cumhurbaşkanhğı
Köşkü'nün yanında kaza yaptım. Dostluk
kurdum, beraber gezdim, saklamıyonım ki.
Başka türlü bir şey öğrenemezsiniz. Ertan Sert
de bana, işine gelenleri anlattı. Anlattıklan
yalan çıkmadı."
Eski milletvekili Cüneyt Canver, komisyon
tutanaklanna yansıyan ifadelennde şunlan
açıkladı:
BAŞKAN: Sayın Canver, 1986 yılında
Marmaris Limanı'nda yapıldığı tespit edilen
hayali ihracat olayının bir numaralı planlayıcısı
ve uygulayıcısı olduğu anlaşılan Ertan Sert ve
ortağı Necdet Ulucan isimlı şahıslar, geçiyor.
Şimdı, burada orada bir sekreterin verdıği
ifadede de zatı alinizin ismi de. bugün bakan
olan bir başka arkadaşımızın da ismi geçiyor.
Tabii olay nedir, bilemiyoruz. Şimdi bu Necdet
Ulucan kım, Ertan Sert kim, bunlarla ilgili
tanışmalannız nasıl oldu, bilgilerinizi rica
edeceğız.
Ertan Sert'le görüşme
CÜNEYT CANVER: Olay şu; biz arkadaşım
Fikri Sağlar ile birlikte hayali ihracat
araştırmasını gazete haberlerinden sonra
kamuoyu gündemine Meclis vasıtasıyla taşıdık.
Fikri Sağlar birinci imza idi, ben ıkincı imza
idim ve ikimiz konuşuyorduk... Bu çerçevede
önce Kaya Erdem'den randevu istedik. Kaya
Erdem bize randevu vermedi. Turgut özal'a rica
ettik, Başbakan bize randevu aldı. Biz Kaya
Erdem'e gittik, konuştuk. Kaya Erdem bu işi
küçümsedi, "Uç beş milyar liralık bir kaçak var
bu işte" dedi. Oradan çıktık Fikri Sağlar'la
Imdat Akmermer'e gittik. Akmerrner de bize
doğru dürüst bilgi vermedi ve biz ikinci
araştırma önergesini vermek hazırlıklanna
giriştik. Bu arada, benim bir arkadaşım
vasıtasıyla ben Ertan Sert'e ulaşmaya başladım.
Anadolu Bankası'nın o sıradaki Genel Müdürü
Halil Ata'nın Ertan Sert'in Başak Grubu'nun
iflas halindeki şirketine 22 milyar lira kredi
verdiğini duyuyoruz. Zaman zaman gazetelerde
de adı geçiyor. Ertan Sert'e gitmek istedik.
İlk kez Ertan Sert'e gazeteci arkadaşım, şimdi
Hürriyet Gazetesi'nden Nurcan Akad beni
götürdü. O ara Nokta'da çahşıyordu. Gittik
beraber. Bir sürü şey anlattı bana. Sonra Fikri
Sağlar'ı bir kez ben götürdüm. Fikri Sağlar ile
bana Ertan Sert, ünlü altın kaçakcılığı dosyasını
Hep 'alttakiler
9 Türkiye'de hayali ihracatın yaygınlaştığı ve bazı girişnnkrui ortaya cıkarddtğı 1986-
_ 1987 yıIlarırKİa vargılanan vehakkındasoruşturmaaçılanlaruıçoğu memur dözeyindey-
di. Açüan soruşturmalar hayali ihracatlann yapıldığı küçûk gümrüklerin müdürü düzeyinden yukan çıkmadı. Marmaris hayali ihracatmda da
gümrük müdürü Ruhi Akabn, kontrolörler ve hayali ihracaü organize eden kişflerin iş takipcileri yargılandı.
anlatü. Bu, Erol Aksoy'lan falan, zaman zaman
Star Televizyonu'nda duyuyoruz, yeniden o
dosyayı kaşıyorlar ve Türkiye'nin de ilk hayali
ihracat operasyonu da odur.
Fikri Sağlar'ın işlevi bu kadardır. Yani, ben
götürdüm, iki üç saat bize bilgi verdi, kendi
istedigi konularda genellikle ve Fikri bir daha
gjtmedı, ben devam ettim, ben ilişki kurdum...
Oya Demir Hanımefendi Ertan Bey'in sekreteri
idi, onu tanıyorum, sonradan olay açığa çıktı ve
şu hale dönüştürülmek istendi:
Benle Fikri Sağlar'ın, Ertan Sert ve Necdet
Ulucan'ın üzerine gitmediğimiz, gitmemek için
onlarla pazarhk yaptığımız bıçımınde basında
iki gün çıktı. Sonradan sanıklar DGM'ye
çıkülar, en sonunda da Altan öymen yazdı,
Izmir Emniyet Müdürlüğü'nds 11 gün süreyle
sorguiandım. Emniyet MudipğjjHtfü Tora»% ..,
bana sürekli olarak Cüneyt Canver, Fikri "
Sağlar, Ertan Sert ve Necdet Ulucan'ın
uyuşturucu kaçakçıhğı yaptıklannı ve bunu
hangi yollardan yaptıklannı anlatmamı istedi.
Tomuş bu yolda savcı beyle birlikte hayatlannı
ortaya koyduklannı söyledi...
BAŞKAN: Buradaki hadise şu: Emniyetin
raporunda Sağlar'ın, Demir'in, Çevik'in,
Sert'in, Ulucan'ın ve sizin isimleriniz geçiyor. Siz
de bir araştırmayla gittiğinizi ifade ediyorsunuz,
olayı detayı ile araştırmak istediğinizi ve bunun
karşılığında dostluklar kurduğunuzu
belırtıyorsunuz. Bir olay var; bu Turan
Çevik'ten para alınması için Ertan Sert ve
Necdet Ulucan'la teklif götürdünüz mü, böyle
bir olay var mı?
CANVER: Hayır, sadece bir şey söyledim.
"Şunu bana çağınn da görüşeyün" dedim.
Turan Çevik ile daha sonra görüştük, "Sen bu
işi nasıl yapıyorsun" dedim, güldü "Başkan, biz
yapıyoruz" dedi. Kendisiyle görüştüm, hiçbir
şey söylemedi, küçümser ifadeler kullandı, yani
bir şeyi söylemek eğiliminde değil de
söylememek eğilimindeydi, herkesle görüştüm.
O sırada iş, tstanbul polisiyle ne kadar ilişkiliydi,
onlan bile kulağımla duydum. Kuşkusuz onlan
burada söyleme gereği yoktur.
Devletle ilişki
BAŞKAN: Onlar devletle ilışkili miydi
diyorsunuz?
CANVER: Bir hayali üuacat,eğer siz
gümrüklerden hiç kimseyi tanunıyorsanız,
emniyetten hiç kimseyi tanımıyorsanız,
bürokraside kimseyi tanımıyorsanız siz hayali
ihracat yapacaksınız öyle mi, yapamazsınız. Bu
birağdır. Oyüzden şimdi bazı bürokratlardiye
düzelttiğınize sevindim. Bürokratlann haberi
olmadan kuş uçmaz. Marmaris'teki gümrük
ayarlanmamışmıdır. ayarlanmıştır. Emniyet
ayarlanmamışmıdır. ayarlanmıştır. Bu
adamlar, böyle hayali ihracat yaparlar.
Bunlardan hükümetin haberi yoktur, yani böyle
düşünürseniz. Bir bakanın haberi olur mu
bundan; diyelim ki göz yumulur sonradan işte
bu protokolde olduğu gibi, şu tarihe kadar olan
hayali ihracat dosyalannı yok saydık, yani
hedefı doğru seçmek lazım. Hedef beÛi. Adâm
gelsin de bedeli ne olursa olsun diye hükümet
karar alır. Şimdi bundan bir sürü namuslu adam
da, namussuz adam da yararlanacakür.
BAŞKAN: Seçim gezileri için Oya Demir
üzenne kayıtlı şirkete ait, yani Ertan Sert'in
şirketine ait oto alıp almadığmız; oto ile kaza
yapıp yapmadığınız; yapıldıysa bu kaza nerede
yapıldı; kaza sigortası alabilmek için Oya
Demir'den noter vekaletnamesi isteyip
istemediğıriLz konulanna da lütfen açıklama
getıriniz.
CANVER: Sayın Başkan bu doğrudur. Izmir
yakınlannda bir kaza yaptım. Ertan Sert'e,
"Sen arabanı bana ver, Adana'ya gidiyorum"
dedim. Cumhurbaşkanbğı Köşkü'nün yanında
kaza yaptım. Ertan Sert'in değil,
kayınbiraderinin arabasıydı, kazadan sonra
yüzdeyüzsucsuzçıktım, adam 'U' dönüşü
yapıyordu. Arabasını yapnrdım ve iade ettim.
Dostluk kurdum, beraber gezdim,
saklamıyorum ki. Bu iş böyle. Başka türlü bir
şey öğrenemezsiniz, hiç kimse ifade vermez.
Ertan Sert de bana işine gelenleri anlatü, ama
bana anlatılan bölümleri ıse doğru idi.
Hiçbiri yalan çıkmadı, ne gizli protokol yalan
çıktı ne de ünlü altın kaçakcılığı dosyası yalan
çıktı.
BAŞKAN: Protokolden Sert'in haberi var
mıydı?
CANVER: Vardı. O söyledi.
Hayali ihracatattan trilyonlar kazanan 58 firma
Başbakanlık Teftiş Kurulu, DPT emriyle
yaptıklan hayali ihracattan haksız vergi iadesi
alan ve bu yolla devleti trilyonlarca lira zarara
sokan 58 firmayı saptadı. Firmalann adJan
şöyle:
Akfa Paz. thr. ve tth. AŞ (8^.1987/13806),
GünaJ Dış Tic. AŞ (&5.1987/13804X MOD Dış
Tic. AŞ (13.5.1987/14176), DarcaTekstil San.
Tk. AŞ (13.5.1987/14174), An Tur. San. Tic
Ltd. Şti. (203.1987/14936), Boğaziçi Bflgisayar
San. ve Tic. AŞ (223.1987/16340), Mesa Dç
Tic. AŞ (223.1987/16340), Atias Lluslararası
Paz. AŞ (273.1987/16618), Temel Paz. İth. İhr.
AŞ (63.1987/134İ8), Al-Paz. Tanm ve San. Ür.
Paz. Ltd. Şti. (23.6.1987/20582), Alemdar
Enternasyonal Paz. AŞ (25.6.1987/20810),
Gergin Elektronik Ltd. Şti. (26.6.1987/20932),
Demir tta. İhr. Paz. AŞ (26.6.1987/20906), Üç
Kıta Tur. San. Dış Tic. ve Paz. AŞ
(26.6.1987/20906), Armasan ArmatürSan. ve
Tic AŞ (30.6.1987/21570), ArslanlarTekstil
tth. İhr. San ve Tic AŞ<20A 1987/28326),
Boğaziçi Bilgisayar San. ve Tic. AŞ ve Mesa Dış
Tic AŞ (26.8.1987/28820), Atias Ulusl. Paz.
AŞ (3.9.1987/29548), Boğaziçi ve Mesa Dış Tic
AŞ (3.9.1987/29548), Erel İç ve D^ Tic Ltd.
Şti. (8.9.1987/30010), Lnhersal Dış Tic Paz.
AŞ (15.10.1987/34634), Akfa Paz. İhr. İth. AŞ
(15.10.1987/34636), GünaJ DışTk. AŞ
(15.10.1987/34636), Alemdar Ent. Paz. AŞ
(20.10.1987/35332), Hasat Paz. tth. thr. Paz.
AŞ (4.11.1987/37086), Delta Dış Tic AŞ
(2.11.1987/36772), Eral Oş Tic AŞ
(12.11.1987/38684), Me-Aş.Dış Tic AŞ
(18.11.1987/39502), Menteks-Zafer Drç Tic
AŞ., Erel tç ve Dtş Tic. AŞ., Gergin Elektronik,
Perşembeler Çırçırcılık (7.12.1987/42054),
Akbaş Makina-Vasfî Barman Sedat Akkaya,
Mustafa Faik Toygar, Mehmet Güven
(8.12.1987/42468), Can-Ek Dış TK. AŞ
(8.12.1987/42470), Şirzat Doğan
(31.12.1987/45816).
BİTTİ
4
Katillemıiıı yakalaıuııası en büyük dileğiınizdir
9
O N B I N L E R
ICİN YAZDI
Bu sinsice suikasti kınıyorum.
öğrendn tlker Duman
Sevgili Uğur Mumcu,
Hedefiniz hepimizin hedefiydi.
Varhğınızı ve bedeninizi yok
oldu sanmayın. Düşüncenizen
güçlü varlığınızdn-. Insan
olduğuma ve şu anki bir şey
yapamamanın aasını yaşıyor
ve utanıyonım. Hep
güçlüsünüz. Varsınız.
Düşünceler engellenemez.
Kurşun geçmez.
Nevin Altun
Parçalanan vücudunun her
zerresi çağdaş demokratik laik
beyinler olarak yeniden vücut
bulacaktır.
Arman Arstan
Sevgili Uğur Mumcu. seni hiç
. unutmayacağız. Kalbimızde
yaşayacaksm. Katilkrinin
yakalanıp adalete teslim
edilmesi en büyük dileğimizdir.
ömer Börekçi
Sevgili Uğur Mumcu,
Çok trajik ve çaresiz bir panik
içerisindeler. Suya yazı
yazmaya çabalamak gibi...
Tamam seni yok ettiler.
Tamam yoksun artık. Ama ya
bugüne dek (hani seni hedef
almalanna neden olan)
oluşturduğun toplum olan
kitaplann, köşe yazılann ve
bundan nasiplenen bızler...
Hadi senden geriye kalanlan da
yok etselerya! Yaşıyorsun sen.
Sema Efe Büyüksungur
"Uğur Amca"
Seni öldürenler karşılannda
onbinlerce demokrasi savunu-
cusunu gördüler.
Bilmelisin ki, senin gibi bir
"yılmaz demokrasi savunucu"-
sunun ölmediğuü yeni anladı-
lar! Sen rahat uyu.
Uğurlar olsun!
Cem Topdemir
Kalemi ve bileğj kuvvetli Uğur
amca:
Kıydı sana kahpe eller
Tannnın yerine geçtiler
Şapkalılar
Sakalblar
Durdurduklanru zannettiler
Susturduklannı zannettiler
Ama biz susmayacağız
Atatürk'ün ve senin yolunda
yürüyeceğime ve Cumhuriyet'i
hiç kimseye teslim etmeyeceği-
me söz veriyorum.
AYLtN AKPIN
Orhan Demirhan Orta 1. sınıf
Hasandede/KIRDÜCALE
SÜKECEK
Adın barış
olsun senin
Sen doğduğımgün öldün
küçüğüm.
Sırplı babanı hiç tanunayacak,
Bosnalı annenden tatlı tûnnüer
Dinleyemeyeceksin.
Ana bir evladmı nasıl nefretle
anar,
Göğsünden süt yerine nasûkan
akar,
Dünya bunu görecek.
Senin yaşamın hiç obnayacak;
Çünkü:
Sen doğarken öldün küçüğüm.
Sevgiyi, "Barış"ı öldürdüler.
Süheyla Tilki
Hamamözü hköğretim Ok.
Türkçe Oğretmeni
Hamamözü/AMASYA
En büyük insan
Kanm yerde kalmayacak
Gözlerimizde kin
Ediyoruz yemin
Sen ölmedin ölmeyeceksin
Hep kalbimizde yaşayacaksm
Uğur Mumcular bir ölür
Bin doğar
Gözlennde umut parlar
Bir ölür bir mtiyon doğar
Yurdun her köşesinde var
Sizin gibi
UĞUR MUMCUlar.
Kadriye Atça
POLTTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Çankaya'ya Çıkarken...
Mustafa Kemal Paşa Ankara'ya geldiğinde, ilk karar-
gâhı Keçiören bağlarında "Ziraat Mektebi" olur. Halide
Edip Hanım anlatır, geceleri şehrin çevresinde dolaşan
eşkıyalara karşı kadınlı erkekli nöbet tutarlarmış. Mus-
tafa Kemal Paşa ve erkân-ı harbiyesi bir süre burada
kalırlar, sonra Etlik Palas'a taşınırlar. Daha güven verici
bir yer aranırken Çankaya'daki Ermeni bağı bulunur.
Adı bilinmez bir Ermeni bağını tarihe sokan Mustafa Ke-
mal Paşa'dır.
Çankaya adı "Çankayası"ndan bozmadır. Zamanla
iki harfi düşüyor, Çankaya oluyor. Burada birçan, tapın-
ma sırasında durmadan çalarmış. Yanında bir de papa-
zın bağı varmış.
Ankaralı Ermeniler, kavurucu bozkır sıcağından serin
bağlara sığınırlarmış. Ankara Kalesi'ni merkez olarak
alırsanız kentin çevresi bağlarla cevrilidir: Çankaya,
Dikmen, Ayrancı, Esat, Ayvalık, Etlik, Keçiören, Solfa-
sol... Incesu övezlik sayılır. Bu bağlardan günümüze
değin geleni Çankaya dır.
Çankaya, Atatürk döneminde sofraları ile ünlüdür. Bu
sofraları Falih Rıfkı Atay, iki cilt olarak "Çankaya" adlı
kitabında yazmıştır. Sabaha değin süren sofralara kimin
geldiği, kimin gittiği ayrıntılarıyla yazılıdır.
Kapıda bir nöbetçi subay varmış. Kimin saat kaçta
geldiğini, kimin saat kaçta gittiğini yazarmış. Bu defter-
ler daha sonra "Atatürk'ün Nöbet Defteri" adıyla yayım-
landı.
Bu sofralardan sadece kimin gelip gittiğini değil, neler
konuşulduğunu da öğreniyoruz. Atatürk devrimleri de-
diğimiz düşünceler ve kararlar burada kotarılmıştır. Er-
tesi gün görürüz ki burada gecen söyleşiler ve öneriler
kâğıda dökülmüştür.
Bu sofralarda, not tuttuğu, konuşulanları yazdığı için
Falih Rıfkı Atay başta gelir. Atay, Atatürk'ü Balkan Sa-
vaşı'ndan beri tanır; Izmir'in alınışında rıhtım üzerindeki
karargâhında görür, 1923"te Bolu Milletvekili'dir (Ata-
türk'ün gazetesi Ulus'un başyazandır), ölümüne değin
15yıl hep yakınında olur.
Ulus alanından başlayıp Çankaya'ya değin uzanan
tozlu topraklı yola "Bulvar" denir. Ağaç bulunmazsa da
bu yola şairler "Hıyaban" derler. Daha sonra da Atatürk
Bulvarı olacaktır. Çankaya için hemen her sofrada bir
şiir yazan Behçet Kemal Çağlar'dır, ama Faruk Nafiz
şöyle der:
Bu hıyaban ebediyet yoludur
Gider Allah'a kadar burdan ucu
Atatürk'ten sonra Çankaya'ya Ismet Paşa taşınmışttr.
Ismet Paşa'nın hemen Çankaya'ya bitişik "Pembe
Köşk"ü varsa da Paşa, Çankaya'ya taşınmayı yeğler.
Artık o sabahlara kadar süren "sofralar" yoktur. İkinci
Dünya Savaşı gelip çatmıştır ismet Paşa köşke çekilir,
keman ve ingilizce derslerine merak salar. Kimya ders-
leri için bir laboratuvar kurduğu da söylenir.
Ismet Paşa'dan sonra köşkün sahibi Celal Bayarolur.
On yıl Ismet Paşa ileçekişerek köşkte oturur. Tek mera-
kı radyo sanatçılarını köşke çağırarak eğlenmedir. Bu
masum eğlenmenin dedidokuları da köşkün dışına ta-
şar. İki de tekerleme vardır: "Geldi Ismet, kesildi kıs-
met", "Geldi Bayar, bozuldu ayar."
Çankaya'ya çıkışının hemen ertesinde inme inen Ce-
mal Gürsel, Çankaya'nın tadını çıkaramamıştır. Sonra-
dan askeri darbelerle Çankaya'da oturan generaller
Çankaya'yı kışlaya çevirmişlerdir.
Diyebiliriz ki alaturka bir zevkle köşke oturan, Ozal ol-
muştur. O da eğlencelerini köşkün dışına taşırmış, piya-
sa sanatçıları ile arabesk bir beğeniyi sürüklemiştir.
Çankaya, bunca yıl başbakanlık etmiş Demirel'in geli-
şiyleyitirdiği ağırlığını bulacaktır. Dileriz, iyicesivilleşir.
BULMACA
1
2
3
4
5
1
-
t
2 3 4 5 6 7
l_j ı | ı
•
• I
8 9
I H•
SOLDANSAĞA:
1/ İlk önemli Türk balesi.
2/ Tuzağa düşürülen
şey... Uygur hükümdar-
lanna verilen san. 3/ Tüt-
sü ile kurutulmuşu ol-
dukça sürümlü olan,
uskumnı iriliğinde bir ba-
hk... Kaüşıksız. 4/ Binek
hayvanlannın sırûndaki
oturmalık... Haberci. 5/
Beyaz ve parlak pulcuk-
lann belirmesiyle ortaya
çıkan bir deri hastalığı. 6/
Nâzım Hikmet'in bir ti-
yatro yapıtı... Baryumun simgesi.
7/ "Çok sarhoş" anlamında argo
sözcuk... Pay, hısse. 8/ Erzincan'ın
bir ilçesi. 9/ Rütbesiz asker... Me-
melilerde ana ile dölüt arasında
kan alıp verme işini sağlayan or-
gan.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Halide Edip Adivar'ın bir roma-
nı. 2/ Bulaşık yıkanan musluk tek-
nesi... Aşıboyası. 3/ Bir kimseye
yardım eden ve onun yanında bu-
lunan kadın arkadaş. 4/ Yanm baş ağnsı... Eylemleri olumsuz
yapmakta kullanılan ek. 5/ Borç ödeme.-Arabozucu. 6/ Bizmu-
tun simgesi... Sürülmemiş tarla. 7/ Bir pamuk türü... Kurnaz ve
cin fikirli kimse. 8/ Danışma kurulu... Genellikle giysinin yaka,
kol, etek çevresine kendi kumaşmdan ya da başka kumaştan
gecirilen ince şerit. 9/ Bir kölenin ya da cariyenin azat edildiğini,
özgür olduğunu belgeleyen yazı.
Sevgilim
MERAL ERÇOK
ÖRGE
bir trafik cinayeti sonu dünya
hayatına allahaısmarladık dedi.
Kendisini tüm sevgi ile
hatırlayanlara ve
İNNALİLLAHİ VE İNNA
İLEYHİ RACİÛN sözünü
yaşamamda kalbimde olanlara
, medyûn-u şükrânım.
tamer örge
TALAŞGÜNÜ
Çamlıca Kız Lisesi mezunlan,
23 Mayıs 1993 Pazar günü saat 13.00'de "TALAŞ
GÜNÜ"nde buluşalım.