27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 MAYIS1993ÇARŞAMBA 10 DIZIYAZI DOSMSI TJL u T LJ IM O K ISI uran Çevik'e 'Sen bu işi nasıl yapıyorsun' diyince güldü, 'Başkan, biz yapıyoruz' dedi. Kendisiyle görüştüm, ama hiçbir şey söylemedi, küçümser ifadeler kullandı. Bir şey söylememe eğilimindeydi. Herkesle görüştüm. O sırada iş İstanbul polisiyle ne kadar ilişkiliydi, onlan bile kulağımla duydum. Kuşkusuz bunlan söylememe gerek yok. fğer gümrüklerden, emniyetten hiç kimseyi tanımıyorsanız, bürokraside kimseyi tanımıyorsanızhayali ihracat yapamazsınız. Bu bir ağdır. Bürokratlafın haberi olmadan kuş üçmaz. Gümrük ayarlanmıştır, emniyet ayarlanmıştır. Bu adamlar, böyle hayali ihracat yaparlar. Bunlardan hükümetin haberi yok diye düşünemezsiniz. Canver: KayaErdemişiküçümsedi Eskimilletvekili hayali ihracatçılarla bilgi sızdırmak amaaylailişki kurduğunu söyledi ~^r -^^-ayali İhracat Araşürma M m Komisyonu'na ifade vereneski m^mm J mıUetvekıh Cüneyt Canver, m g milletvekılliği döneminde M M hayali ihracatçılarla ilişki •^*- kurduğunu, bunlardan Ertan Sert ile bırlikte gezdiğini, dostluk yaptığınj ve ödünçaldığı arabasıyla kaza yaptığınj açıkladı. Canver, Kültür Bakanı Fikri Sağlar ile geçmiş dönemde hayali ihracat olayını ilk kez kendisının gündeme getirdiğıni, Sağlar'ın kendisiyle birlikte bir kez kacakçı Ertan Sert ile görüşmeye geldiğini, daha sonra herhangi bir ilışkisinin bulunmadığıru ifade ederek "Fikri Sağlar'ın işlevi bu kadardı" dedi. Canver, seçim gezileri için Ertan Sert'in şirketine ait otoyu alıp almadığı yolundaki bir soruya yanıt olarak komisyon ifadesinde şunlan anlattı: "Ertan Sert'e 'Sen arabanı bana ver, Adana'ya gidiyorum' dedim. Cumhurbaşkanhğı Köşkü'nün yanında kaza yaptım. Dostluk kurdum, beraber gezdim, saklamıyonım ki. Başka türlü bir şey öğrenemezsiniz. Ertan Sert de bana, işine gelenleri anlattı. Anlattıklan yalan çıkmadı." Eski milletvekili Cüneyt Canver, komisyon tutanaklanna yansıyan ifadelennde şunlan açıkladı: BAŞKAN: Sayın Canver, 1986 yılında Marmaris Limanı'nda yapıldığı tespit edilen hayali ihracat olayının bir numaralı planlayıcısı ve uygulayıcısı olduğu anlaşılan Ertan Sert ve ortağı Necdet Ulucan isimlı şahıslar, geçiyor. Şimdı, burada orada bir sekreterin verdıği ifadede de zatı alinizin ismi de. bugün bakan olan bir başka arkadaşımızın da ismi geçiyor. Tabii olay nedir, bilemiyoruz. Şimdi bu Necdet Ulucan kım, Ertan Sert kim, bunlarla ilgili tanışmalannız nasıl oldu, bilgilerinizi rica edeceğız. Ertan Sert'le görüşme CÜNEYT CANVER: Olay şu; biz arkadaşım Fikri Sağlar ile birlikte hayali ihracat araştırmasını gazete haberlerinden sonra kamuoyu gündemine Meclis vasıtasıyla taşıdık. Fikri Sağlar birinci imza idi, ben ıkincı imza idim ve ikimiz konuşuyorduk... Bu çerçevede önce Kaya Erdem'den randevu istedik. Kaya Erdem bize randevu vermedi. Turgut özal'a rica ettik, Başbakan bize randevu aldı. Biz Kaya Erdem'e gittik, konuştuk. Kaya Erdem bu işi küçümsedi, "Uç beş milyar liralık bir kaçak var bu işte" dedi. Oradan çıktık Fikri Sağlar'la Imdat Akmermer'e gittik. Akmerrner de bize doğru dürüst bilgi vermedi ve biz ikinci araştırma önergesini vermek hazırlıklanna giriştik. Bu arada, benim bir arkadaşım vasıtasıyla ben Ertan Sert'e ulaşmaya başladım. Anadolu Bankası'nın o sıradaki Genel Müdürü Halil Ata'nın Ertan Sert'in Başak Grubu'nun iflas halindeki şirketine 22 milyar lira kredi verdiğini duyuyoruz. Zaman zaman gazetelerde de adı geçiyor. Ertan Sert'e gitmek istedik. İlk kez Ertan Sert'e gazeteci arkadaşım, şimdi Hürriyet Gazetesi'nden Nurcan Akad beni götürdü. O ara Nokta'da çahşıyordu. Gittik beraber. Bir sürü şey anlattı bana. Sonra Fikri Sağlar'ı bir kez ben götürdüm. Fikri Sağlar ile bana Ertan Sert, ünlü altın kaçakcılığı dosyasını Hep 'alttakiler 9 Türkiye'de hayali ihracatın yaygınlaştığı ve bazı girişnnkrui ortaya cıkarddtğı 1986- _ 1987 yıIlarırKİa vargılanan vehakkındasoruşturmaaçılanlaruıçoğu memur dözeyindey- di. Açüan soruşturmalar hayali ihracatlann yapıldığı küçûk gümrüklerin müdürü düzeyinden yukan çıkmadı. Marmaris hayali ihracatmda da gümrük müdürü Ruhi Akabn, kontrolörler ve hayali ihracaü organize eden kişflerin iş takipcileri yargılandı. anlatü. Bu, Erol Aksoy'lan falan, zaman zaman Star Televizyonu'nda duyuyoruz, yeniden o dosyayı kaşıyorlar ve Türkiye'nin de ilk hayali ihracat operasyonu da odur. Fikri Sağlar'ın işlevi bu kadardır. Yani, ben götürdüm, iki üç saat bize bilgi verdi, kendi istedigi konularda genellikle ve Fikri bir daha gjtmedı, ben devam ettim, ben ilişki kurdum... Oya Demir Hanımefendi Ertan Bey'in sekreteri idi, onu tanıyorum, sonradan olay açığa çıktı ve şu hale dönüştürülmek istendi: Benle Fikri Sağlar'ın, Ertan Sert ve Necdet Ulucan'ın üzerine gitmediğimiz, gitmemek için onlarla pazarhk yaptığımız bıçımınde basında iki gün çıktı. Sonradan sanıklar DGM'ye çıkülar, en sonunda da Altan öymen yazdı, Izmir Emniyet Müdürlüğü'nds 11 gün süreyle sorguiandım. Emniyet MudipğjjHtfü Tora»% .., bana sürekli olarak Cüneyt Canver, Fikri " Sağlar, Ertan Sert ve Necdet Ulucan'ın uyuşturucu kaçakçıhğı yaptıklannı ve bunu hangi yollardan yaptıklannı anlatmamı istedi. Tomuş bu yolda savcı beyle birlikte hayatlannı ortaya koyduklannı söyledi... BAŞKAN: Buradaki hadise şu: Emniyetin raporunda Sağlar'ın, Demir'in, Çevik'in, Sert'in, Ulucan'ın ve sizin isimleriniz geçiyor. Siz de bir araştırmayla gittiğinizi ifade ediyorsunuz, olayı detayı ile araştırmak istediğinizi ve bunun karşılığında dostluklar kurduğunuzu belırtıyorsunuz. Bir olay var; bu Turan Çevik'ten para alınması için Ertan Sert ve Necdet Ulucan'la teklif götürdünüz mü, böyle bir olay var mı? CANVER: Hayır, sadece bir şey söyledim. "Şunu bana çağınn da görüşeyün" dedim. Turan Çevik ile daha sonra görüştük, "Sen bu işi nasıl yapıyorsun" dedim, güldü "Başkan, biz yapıyoruz" dedi. Kendisiyle görüştüm, hiçbir şey söylemedi, küçümser ifadeler kullandı, yani bir şeyi söylemek eğiliminde değil de söylememek eğilimindeydi, herkesle görüştüm. O sırada iş, tstanbul polisiyle ne kadar ilişkiliydi, onlan bile kulağımla duydum. Kuşkusuz onlan burada söyleme gereği yoktur. Devletle ilişki BAŞKAN: Onlar devletle ilışkili miydi diyorsunuz? CANVER: Bir hayali üuacat,eğer siz gümrüklerden hiç kimseyi tanunıyorsanız, emniyetten hiç kimseyi tanımıyorsanız, bürokraside kimseyi tanımıyorsanız siz hayali ihracat yapacaksınız öyle mi, yapamazsınız. Bu birağdır. Oyüzden şimdi bazı bürokratlardiye düzelttiğınize sevindim. Bürokratlann haberi olmadan kuş uçmaz. Marmaris'teki gümrük ayarlanmamışmıdır. ayarlanmıştır. Emniyet ayarlanmamışmıdır. ayarlanmıştır. Bu adamlar, böyle hayali ihracat yaparlar. Bunlardan hükümetin haberi yoktur, yani böyle düşünürseniz. Bir bakanın haberi olur mu bundan; diyelim ki göz yumulur sonradan işte bu protokolde olduğu gibi, şu tarihe kadar olan hayali ihracat dosyalannı yok saydık, yani hedefı doğru seçmek lazım. Hedef beÛi. Adâm gelsin de bedeli ne olursa olsun diye hükümet karar alır. Şimdi bundan bir sürü namuslu adam da, namussuz adam da yararlanacakür. BAŞKAN: Seçim gezileri için Oya Demir üzenne kayıtlı şirkete ait, yani Ertan Sert'in şirketine ait oto alıp almadığmız; oto ile kaza yapıp yapmadığınız; yapıldıysa bu kaza nerede yapıldı; kaza sigortası alabilmek için Oya Demir'den noter vekaletnamesi isteyip istemediğıriLz konulanna da lütfen açıklama getıriniz. CANVER: Sayın Başkan bu doğrudur. Izmir yakınlannda bir kaza yaptım. Ertan Sert'e, "Sen arabanı bana ver, Adana'ya gidiyorum" dedim. Cumhurbaşkanbğı Köşkü'nün yanında kaza yaptım. Ertan Sert'in değil, kayınbiraderinin arabasıydı, kazadan sonra yüzdeyüzsucsuzçıktım, adam 'U' dönüşü yapıyordu. Arabasını yapnrdım ve iade ettim. Dostluk kurdum, beraber gezdim, saklamıyorum ki. Bu iş böyle. Başka türlü bir şey öğrenemezsiniz, hiç kimse ifade vermez. Ertan Sert de bana işine gelenleri anlatü, ama bana anlatılan bölümleri ıse doğru idi. Hiçbiri yalan çıkmadı, ne gizli protokol yalan çıktı ne de ünlü altın kaçakcılığı dosyası yalan çıktı. BAŞKAN: Protokolden Sert'in haberi var mıydı? CANVER: Vardı. O söyledi. Hayali ihracatattan trilyonlar kazanan 58 firma Başbakanlık Teftiş Kurulu, DPT emriyle yaptıklan hayali ihracattan haksız vergi iadesi alan ve bu yolla devleti trilyonlarca lira zarara sokan 58 firmayı saptadı. Firmalann adJan şöyle: Akfa Paz. thr. ve tth. AŞ (8^.1987/13806), GünaJ Dış Tic. AŞ (&5.1987/13804X MOD Dış Tic. AŞ (13.5.1987/14176), DarcaTekstil San. Tk. AŞ (13.5.1987/14174), An Tur. San. Tic Ltd. Şti. (203.1987/14936), Boğaziçi Bflgisayar San. ve Tic. AŞ (223.1987/16340), Mesa Dç Tic. AŞ (223.1987/16340), Atias Lluslararası Paz. AŞ (273.1987/16618), Temel Paz. İth. İhr. AŞ (63.1987/134İ8), Al-Paz. Tanm ve San. Ür. Paz. Ltd. Şti. (23.6.1987/20582), Alemdar Enternasyonal Paz. AŞ (25.6.1987/20810), Gergin Elektronik Ltd. Şti. (26.6.1987/20932), Demir tta. İhr. Paz. AŞ (26.6.1987/20906), Üç Kıta Tur. San. Dış Tic. ve Paz. AŞ (26.6.1987/20906), Armasan ArmatürSan. ve Tic AŞ (30.6.1987/21570), ArslanlarTekstil tth. İhr. San ve Tic AŞ<20A 1987/28326), Boğaziçi Bilgisayar San. ve Tic. AŞ ve Mesa Dış Tic AŞ (26.8.1987/28820), Atias Ulusl. Paz. AŞ (3.9.1987/29548), Boğaziçi ve Mesa Dış Tic AŞ (3.9.1987/29548), Erel İç ve D^ Tic Ltd. Şti. (8.9.1987/30010), Lnhersal Dış Tic Paz. AŞ (15.10.1987/34634), Akfa Paz. İhr. İth. AŞ (15.10.1987/34636), GünaJ DışTk. AŞ (15.10.1987/34636), Alemdar Ent. Paz. AŞ (20.10.1987/35332), Hasat Paz. tth. thr. Paz. AŞ (4.11.1987/37086), Delta Dış Tic AŞ (2.11.1987/36772), Eral Oş Tic AŞ (12.11.1987/38684), Me-Aş.Dış Tic AŞ (18.11.1987/39502), Menteks-Zafer Drç Tic AŞ., Erel tç ve Dtş Tic. AŞ., Gergin Elektronik, Perşembeler Çırçırcılık (7.12.1987/42054), Akbaş Makina-Vasfî Barman Sedat Akkaya, Mustafa Faik Toygar, Mehmet Güven (8.12.1987/42468), Can-Ek Dış TK. AŞ (8.12.1987/42470), Şirzat Doğan (31.12.1987/45816). BİTTİ 4 Katillemıiıı yakalaıuııası en büyük dileğiınizdir 9 O N B I N L E R ICİN YAZDI Bu sinsice suikasti kınıyorum. öğrendn tlker Duman Sevgili Uğur Mumcu, Hedefiniz hepimizin hedefiydi. Varhğınızı ve bedeninizi yok oldu sanmayın. Düşüncenizen güçlü varlığınızdn-. Insan olduğuma ve şu anki bir şey yapamamanın aasını yaşıyor ve utanıyonım. Hep güçlüsünüz. Varsınız. Düşünceler engellenemez. Kurşun geçmez. Nevin Altun Parçalanan vücudunun her zerresi çağdaş demokratik laik beyinler olarak yeniden vücut bulacaktır. Arman Arstan Sevgili Uğur Mumcu. seni hiç . unutmayacağız. Kalbimızde yaşayacaksm. Katilkrinin yakalanıp adalete teslim edilmesi en büyük dileğimizdir. ömer Börekçi Sevgili Uğur Mumcu, Çok trajik ve çaresiz bir panik içerisindeler. Suya yazı yazmaya çabalamak gibi... Tamam seni yok ettiler. Tamam yoksun artık. Ama ya bugüne dek (hani seni hedef almalanna neden olan) oluşturduğun toplum olan kitaplann, köşe yazılann ve bundan nasiplenen bızler... Hadi senden geriye kalanlan da yok etselerya! Yaşıyorsun sen. Sema Efe Büyüksungur "Uğur Amca" Seni öldürenler karşılannda onbinlerce demokrasi savunu- cusunu gördüler. Bilmelisin ki, senin gibi bir "yılmaz demokrasi savunucu"- sunun ölmediğuü yeni anladı- lar! Sen rahat uyu. Uğurlar olsun! Cem Topdemir Kalemi ve bileğj kuvvetli Uğur amca: Kıydı sana kahpe eller Tannnın yerine geçtiler Şapkalılar Sakalblar Durdurduklanru zannettiler Susturduklannı zannettiler Ama biz susmayacağız Atatürk'ün ve senin yolunda yürüyeceğime ve Cumhuriyet'i hiç kimseye teslim etmeyeceği- me söz veriyorum. AYLtN AKPIN Orhan Demirhan Orta 1. sınıf Hasandede/KIRDÜCALE SÜKECEK Adın barış olsun senin Sen doğduğımgün öldün küçüğüm. Sırplı babanı hiç tanunayacak, Bosnalı annenden tatlı tûnnüer Dinleyemeyeceksin. Ana bir evladmı nasıl nefretle anar, Göğsünden süt yerine nasûkan akar, Dünya bunu görecek. Senin yaşamın hiç obnayacak; Çünkü: Sen doğarken öldün küçüğüm. Sevgiyi, "Barış"ı öldürdüler. Süheyla Tilki Hamamözü hköğretim Ok. Türkçe Oğretmeni Hamamözü/AMASYA En büyük insan Kanm yerde kalmayacak Gözlerimizde kin Ediyoruz yemin Sen ölmedin ölmeyeceksin Hep kalbimizde yaşayacaksm Uğur Mumcular bir ölür Bin doğar Gözlennde umut parlar Bir ölür bir mtiyon doğar Yurdun her köşesinde var Sizin gibi UĞUR MUMCUlar. Kadriye Atça POLTTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Çankaya'ya Çıkarken... Mustafa Kemal Paşa Ankara'ya geldiğinde, ilk karar- gâhı Keçiören bağlarında "Ziraat Mektebi" olur. Halide Edip Hanım anlatır, geceleri şehrin çevresinde dolaşan eşkıyalara karşı kadınlı erkekli nöbet tutarlarmış. Mus- tafa Kemal Paşa ve erkân-ı harbiyesi bir süre burada kalırlar, sonra Etlik Palas'a taşınırlar. Daha güven verici bir yer aranırken Çankaya'daki Ermeni bağı bulunur. Adı bilinmez bir Ermeni bağını tarihe sokan Mustafa Ke- mal Paşa'dır. Çankaya adı "Çankayası"ndan bozmadır. Zamanla iki harfi düşüyor, Çankaya oluyor. Burada birçan, tapın- ma sırasında durmadan çalarmış. Yanında bir de papa- zın bağı varmış. Ankaralı Ermeniler, kavurucu bozkır sıcağından serin bağlara sığınırlarmış. Ankara Kalesi'ni merkez olarak alırsanız kentin çevresi bağlarla cevrilidir: Çankaya, Dikmen, Ayrancı, Esat, Ayvalık, Etlik, Keçiören, Solfa- sol... Incesu övezlik sayılır. Bu bağlardan günümüze değin geleni Çankaya dır. Çankaya, Atatürk döneminde sofraları ile ünlüdür. Bu sofraları Falih Rıfkı Atay, iki cilt olarak "Çankaya" adlı kitabında yazmıştır. Sabaha değin süren sofralara kimin geldiği, kimin gittiği ayrıntılarıyla yazılıdır. Kapıda bir nöbetçi subay varmış. Kimin saat kaçta geldiğini, kimin saat kaçta gittiğini yazarmış. Bu defter- ler daha sonra "Atatürk'ün Nöbet Defteri" adıyla yayım- landı. Bu sofralardan sadece kimin gelip gittiğini değil, neler konuşulduğunu da öğreniyoruz. Atatürk devrimleri de- diğimiz düşünceler ve kararlar burada kotarılmıştır. Er- tesi gün görürüz ki burada gecen söyleşiler ve öneriler kâğıda dökülmüştür. Bu sofralarda, not tuttuğu, konuşulanları yazdığı için Falih Rıfkı Atay başta gelir. Atay, Atatürk'ü Balkan Sa- vaşı'ndan beri tanır; Izmir'in alınışında rıhtım üzerindeki karargâhında görür, 1923"te Bolu Milletvekili'dir (Ata- türk'ün gazetesi Ulus'un başyazandır), ölümüne değin 15yıl hep yakınında olur. Ulus alanından başlayıp Çankaya'ya değin uzanan tozlu topraklı yola "Bulvar" denir. Ağaç bulunmazsa da bu yola şairler "Hıyaban" derler. Daha sonra da Atatürk Bulvarı olacaktır. Çankaya için hemen her sofrada bir şiir yazan Behçet Kemal Çağlar'dır, ama Faruk Nafiz şöyle der: Bu hıyaban ebediyet yoludur Gider Allah'a kadar burdan ucu Atatürk'ten sonra Çankaya'ya Ismet Paşa taşınmışttr. Ismet Paşa'nın hemen Çankaya'ya bitişik "Pembe Köşk"ü varsa da Paşa, Çankaya'ya taşınmayı yeğler. Artık o sabahlara kadar süren "sofralar" yoktur. İkinci Dünya Savaşı gelip çatmıştır ismet Paşa köşke çekilir, keman ve ingilizce derslerine merak salar. Kimya ders- leri için bir laboratuvar kurduğu da söylenir. Ismet Paşa'dan sonra köşkün sahibi Celal Bayarolur. On yıl Ismet Paşa ileçekişerek köşkte oturur. Tek mera- kı radyo sanatçılarını köşke çağırarak eğlenmedir. Bu masum eğlenmenin dedidokuları da köşkün dışına ta- şar. İki de tekerleme vardır: "Geldi Ismet, kesildi kıs- met", "Geldi Bayar, bozuldu ayar." Çankaya'ya çıkışının hemen ertesinde inme inen Ce- mal Gürsel, Çankaya'nın tadını çıkaramamıştır. Sonra- dan askeri darbelerle Çankaya'da oturan generaller Çankaya'yı kışlaya çevirmişlerdir. Diyebiliriz ki alaturka bir zevkle köşke oturan, Ozal ol- muştur. O da eğlencelerini köşkün dışına taşırmış, piya- sa sanatçıları ile arabesk bir beğeniyi sürüklemiştir. Çankaya, bunca yıl başbakanlık etmiş Demirel'in geli- şiyleyitirdiği ağırlığını bulacaktır. Dileriz, iyicesivilleşir. BULMACA 1 2 3 4 5 1 - t 2 3 4 5 6 7 l_j ı | ı • • I 8 9 I H• SOLDANSAĞA: 1/ İlk önemli Türk balesi. 2/ Tuzağa düşürülen şey... Uygur hükümdar- lanna verilen san. 3/ Tüt- sü ile kurutulmuşu ol- dukça sürümlü olan, uskumnı iriliğinde bir ba- hk... Kaüşıksız. 4/ Binek hayvanlannın sırûndaki oturmalık... Haberci. 5/ Beyaz ve parlak pulcuk- lann belirmesiyle ortaya çıkan bir deri hastalığı. 6/ Nâzım Hikmet'in bir ti- yatro yapıtı... Baryumun simgesi. 7/ "Çok sarhoş" anlamında argo sözcuk... Pay, hısse. 8/ Erzincan'ın bir ilçesi. 9/ Rütbesiz asker... Me- melilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan or- gan. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halide Edip Adivar'ın bir roma- nı. 2/ Bulaşık yıkanan musluk tek- nesi... Aşıboyası. 3/ Bir kimseye yardım eden ve onun yanında bu- lunan kadın arkadaş. 4/ Yanm baş ağnsı... Eylemleri olumsuz yapmakta kullanılan ek. 5/ Borç ödeme.-Arabozucu. 6/ Bizmu- tun simgesi... Sürülmemiş tarla. 7/ Bir pamuk türü... Kurnaz ve cin fikirli kimse. 8/ Danışma kurulu... Genellikle giysinin yaka, kol, etek çevresine kendi kumaşmdan ya da başka kumaştan gecirilen ince şerit. 9/ Bir kölenin ya da cariyenin azat edildiğini, özgür olduğunu belgeleyen yazı. Sevgilim MERAL ERÇOK ÖRGE bir trafik cinayeti sonu dünya hayatına allahaısmarladık dedi. Kendisini tüm sevgi ile hatırlayanlara ve İNNALİLLAHİ VE İNNA İLEYHİ RACİÛN sözünü yaşamamda kalbimde olanlara , medyûn-u şükrânım. tamer örge TALAŞGÜNÜ Çamlıca Kız Lisesi mezunlan, 23 Mayıs 1993 Pazar günü saat 13.00'de "TALAŞ GÜNÜ"nde buluşalım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle