Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9MİSAN1993CUMA CUMHURİYET SAYFA
11
İstanbul katalogu
•Haber Merkezi -Kültür Bakanlığı
acnna "1993 İstanbul Yıh"nın
eşgüdümünü üstlenen Türkiye
Elonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı,
stanbul'un belli başh kültür
kurumlanna ilişkin temel bılgilenn yer
aldığı birkataloghazırladı. Istanbul'un
kültür yaşamına ıhşkın önemli bir
boşluğu doklurmak amacıyla haarlanan
katalogda belli başh kültür merkezleri,
mûzeler, kütüphaneler, sanat galerileri,
tiyatrolar, sınemalar. kültür etkınhkleri
iledoğrudan ilgjlı vakıf, demek, birlik ve
benzeri kuruluşlara ilişkin temel bilgiler
yer ahyor.
Sting festivalde
• KültûrSmisi-Buyıl 13haziran-31
temrauz tanhleri arasında 21 .'si
düzenlenen Uluslararası İstanbul
Festıvali,8aynmekândatoplam 1286
sanatçırun katılımıyla gerçekleşecek.
Ünlü şarkıa Sting'in konser vereceği
festivale, müzık dünyasının efsanevi
ısimleri Bob
Dylan ve Neil
Young'ın
katılması için
yazışmalann
sürdüğü
bildiriîdi.
Festival ön
prograrranın
açıklandığı
basın
toplantısında
konuşan
İstanbul
Kültür ve
Sanat Vakfı
Yönetim
Kurulu
Başkaıu Nejat Eczacıbaşı, festıvalin 20
yıldır başanyla düzenlendiğını
vurgulayarak "Gelmez denilen
sanatçılan getirerek konser verdirdik,
bundan sonra da en iyısini yapacağız"
dedi. Eczacıbaşı. festıvalin sanat
danışmanlıgını bundan sonra, Salisbury
Fesüvali'nin başkanhğım yürüten Sir
John Tootey'in yapacağııu açıkladı.
Tanrıkorur'un
besteleri
• BURSA (AA) -Bursa Büyükşehir
Beledıye Konservatuvan İcra Heyeti,
1992-1993 sezonunun son konserini 10
nisan çarşamba günü verecek. Uludağ
Üniversıtesı Kültür Merkezi'nde
gerçekleştırilecek konser 3 bölümden
oluşacak. Şef Erdinç Çelikkol
yönetimmdekı koro, konserin ilk
bolümünde "cargâh" makamındaki
bestelerdenörnekler sunacak İkinci
bölümde son günlenn sevilen şarkılan
seslendirilecek. Son bölümde ise yurtiçi
ve yurtdışmda verdiğı resitallerle ve aldığı
ödüllerle tanınan Çiauçen Taımkonır,
uduyla kendi bestelerinden örnekler
sunacak.
Kerim Afşar
Bandırma'da
• KûltûrServisi-Bandırma Belediye-
kültür sanat etkınlikleri kapsanunda
Kerim Afşar yann Kültür Merkezi'nde
ikı ayn gösteri sunacak. Afşar'ın, saat
17.00'de başlayacak Uğur Mumcu
anısına gerçekleştireceği ılk gösterisi,
"Sönmeyen Mum Uğur Mumcu" adını
taşıyor. Afşar daha sonra saat 20.00'de
gerçekleşti-
receği
gösteride
Orhan
Veli'nin
şiirleri iie
Sait Faik'in
öykülerind-
enbazı
seçme
bölümlen
dramatik
bicimde
sahneleye-
cek. Ünlü
tiyatro
şanatçısı Kerim Afşar 193O'da
İstanbul'da doğdu. Ankara Devlet
Konservatuvan'nın yüksek bölümünü
bıteren Afşar, tiyatro yaşamında başanh
pek çok role imzasını attı. Çeşitli
filmlerde de oynayan Afşar, seslendirdiği
şıirlerle de ayn bir ün kazandı.
Nur Gökbulut'un
pesim sergisi
• ANKARA (ANKA) -Nur
Gökbulut'un ream sergisi bugün
OluşumSanatevi'ndeaçıhyor. Ressam
NurGökbulut, 1954yılinda Ankara'da
doğdu. 1975 yıhndaGazi Eğitim
Enstitüsü'nü bitirerek 1981 yıhnakadar
ortaöğretimdeçahştı. 1981 yılında
sanatta yeterlilik alan Nur Gökbulut,
1989 yılında da yardımcı doçent olarak
Gazi Üniversıtesi Gazı Eğitim Fakültesi
Resim Iş Bölümü'nde öğretim üyesi oldu.
Karma ve kişisel olarak 20 sergisi
bulunan ressam Nur Gökbulut'un 5 de
ödülü bulunuyor. Sanatçının sergisi 29
nisana kadar görülebilir.
Gary
Deloatch öldö
•NEW YORK (AFP) -Alvin Ailey
Amerikan DansTiyatrosu
dansçılanndan Gary Deloatch öldü.
Grubun üst düzey yöneticilerinden
Midıael Kaiser'in yaptığı açıklamaya
göre 40 yaşında ölen dansçı uzun bir
süreden beri hastaydı. Mükemmel bir
dansçı olarak nitelenen Deloatch, dansla
ilk olarak Philadelphia'da tanıştı.
Harlem Dans Tiyatrosu ile dansetmek
için New York'a taşınan sanatçı daha
sonra birçok toplulukla dans etti. 1978
yılında Alvin Ailey Dans Tiyatrosu'na
katılan Deloatch, çoğunlukla dramatik
rollere çıktı. Sanatcı, ünlü caz müzisyeni
Charlie Parker için Alvin Ailey
tarafından koregrafisiyapılan"For
Bird: With Love" adh gösteride başrolü
oynadı.
Yönetmenliği oyunculuğunun gerisinde kalan Danny De Vito ile haşin ve sert Jack Nicholson "Hoffa"da
Snrakadem basan sendikacınınHoffa / Yönetmen : Danny De
Vito j Senaryo: David Mamet j
Kamera: Stephen H.Burum / Mü-
zik: David Newman / Oyuncular:
Jack Nicholson, Danny De Vito,
Armand Assante, J.T.Walsh, Ro-
bert Prosky I 1992 ABD(Fox)
yapımı (Ozen Film)/ Beyoğlu
Dünya, Osmanbey Site, Çemberli-
taş Şafak, Bakırköy Incirli sine-
malarında.
SUNGUÇAPAN
Hollyvvood sineması, ABD'nin yakın ta-
rihinin karanhkta kalmış noktalannı aydı-
nlatmayı, esrarh olaylara kamera tutmayı
sürdürüyor. öteden beri bu misyonu üstle-
nen Hollyvvood'un, son yıllardakı
"Bugsy", "JFK", "Mıssissıppı Yanıyor".
"Malcolm X"vb. gibi göstenşli yapımlar-
dan sonra, son ilgj odağı da. zamanının en
tartışmalı ve karizmatik sendikacılanndan
biri olan, Amerikalı işçi önderi Jimmy
Hoffa. Festivalın koşuşturmacası ıçınde.
genellikle "Avrupa işı" fılmlerin tadına ba-
kan seyircinin, bana olduğu gibi, Jack Nic-
hoison'un "dayanılmaz çekiciliğine" kapı-
larak, birara kaçamak yaptığı" Hoffa",
hayli uzun tutulmuş, yer yer sıkıcı, ağır. bı-
yografık bir üstünyapım. Evet, konumuz
Amerikan ışcı tarihi...
Gözflkara bir halk kahramanı
1957- 71 arasında başkanhk ettiği Kam-
yon Sürücüleri sendikasını, ABD'nin en
büyük işçi sendikası haline getiren, 1913
doğumlu, Indıana'h kömür ışcisi Jimmy
Hoffa, 1930'larda başladığı sendıkacıhkta
gıttikçe parlayarak sendika başkanı seçil-
miş 1957'de. Istediğini koparan, zorlu, çe-
tin kişiğiyle ünlenen Hoffa'nın yeraltı dün-
yasıyla sürdüregeldiği "kirh" ilışkılennin
de desteğiyle gıttikçe palazlanarak yükse-
lişinı, hakkında açılan kovuşturmlalar da
engelleyememiş ve Robert Kennedy'yle
ölümüne "kapışmış". Ama 1967'de jüriyı
yanıltmak, sahtecüik ve komplo suçlan-
ndan 13 yıl hüküm giymiş, cezaevindeyken
de sendika başkanhğından aynlmayı red-
detmiş. Yaygın kanıya göre, sendika hare-
ketinde yeniden nüfuz kazanabihnek için
gizü gizli çahşırken, 30 Temmuz 1975'te
Detroıt yakınlanndaki "birileriyle" rande-
vulaştığı bir restoranda esrarengiz bir bi-
çimde ortadan kaybolmuş...(Bu ansiklo-
pedik bilgiler filmden değıl, Ana Britannı-
ca'dan).
"Oyun Evi"nin başanh senarist-yönet-
meni David Mamet'in imzaladığı fılmin se-
Sendikalideri 'Hoffa'ya çok benzetüen Jack Nicholson ve onun arkadaşı Bobby Ciaro rolündeki Danny De Vito.
naryosu, yer yer özgün ama genelde Hof-
fa'nın yaşamına ana haüanyla sadık kalı-
yor.
Senaryolannda ve fılmlerinde hep erke-
ğe özgü şiddeti, ABD'deki sınıflan birbi-
rinden ayıran uçurumlan sürükleyia gen-
lım serüvenlenne yedirerek göstermeyi se-
ven David Mamet için, Hofla'nın yaşamı
harika bir malzeme olmuş! Yıllarca "grev-
ler, mitingler, adam öldürmeler, çekişme-
ler. çatışmalarla " dopdolu karrnakanşık
bir ortamda, komünist olmakla bile suçla-
nan örgütünün ve "yoldaş"lannın hak-
lannı sonuna dek savunup koruyan, se-
venleri kaaar yığınla nefret edeni de olan
Hoffa karaktennı, nerdeyse halkın bağn-
ndan kopup gelmış bir kahramana çevir-
mış Mamet Şevket Yılmaz'dan çok bızim es-
kilerden Halıl Tunç' anımsatan bu Amenkalı
ünlü sendikaa, dönemin güçlü politikacısı
Robert Kennedy'yle amansız bir savaşıma
tutuşacak kadar gözükara bir halk kahra-
manı olarak çizilirken, Robert Kennedy de
adeta "şımank bir zamane veledı" gibi
karşımıza geliyor fılmde.
Mamet'in özgür, serbest senaryosu, ger-
çeklere bağh kalmakla birlikte, sık ak öy-
künün açıkseçik anlaşılrnasını engelleyen
ban boşluklara düşüyor, ileri sürülen tezle-
n sonuna dek doğnılamakta başansız kalı-
oyküsuyor. ^
FBI'ın, çeşith gazetecilerin araşürma-
lanna göre, bırbınnden ürkütücü "ölüm
senaryolanyla" ortahktan yokedilen Hof-
fa rolündeki, sendika liderine acayip ben-
zetılmış Jack Nicholson'u tanımakta güç-
lük çekenler, 2 saat 20 dakıka kadar süren
fılmde gıderek üstada ısınıyor hatta "teh-
dıt edıci" bakışlanna bile ahşıyorlar.
Güç ve iktidar susuzluğu
Yıllarca en önde saf tutup örgütünün ge-
lişmesine başkanhk eden, heranhükümet-
le, pohtikacılarla çatışmaktan kaçınmayan
ama işçi maaşından yüzdesını alan rüşvet-
çi, suç örgütkriyle, mafyayla ışbirliğine
girişen, uluslararası sendikalann kardeşhği
birliğını keyfınce yöneten, hakkında sü-
rüyle yolsuzluk, usulsüzlük davası açılan
ve sonunda Robert Kennedy'nin bastı-
rmasıyla içeri düşen, kaba saba, hoyrat bir
Hoffa'yı, ahşıhruş taşkınhğından sıynlmış,
daha bir düz çizgide gıden renksiz, donuk
bir yorurnla canlandınyor Nicholson. Ta-
biı ki, yine de fılmin "motoru" o. Hoffa'-
nın kabalığma. dangıl- dungul tavırlanna
dayanan Nicholson'un oyunu gıderilemez
bir güç ve iktidar susuzluğundan muzda-
rip, haşin ve sert bir Hoffa portresı çiziyor.
Hoffa'nın gölgesinde, şoförü, yardımcısı
ve arkadaşı olarak yaşlanan Bobby Ciaro
rolündeki "bücür" Danny De Vito da tipik
ve beylik bir ikinci kahraman olmuş fılm-
de Nedenini, niçinini bile sormadan ha-
yatını "ustasına" adamış, hep Hoffa'nın
iki adım gerisinden gemıiş bir Bobby Cia-
ro- Danny De Vito izliyoruz. Filmin yö-
netmeni de De Vito. Ne var ki, "Güllerin
Savaşf'nda zehir zemberek bir ton yakala-
mış üslubunu bu kez tutturamıyor hazret.
Dersine çok çalıştığı belli oluyorsa da, bu
kez yönetmenliği, oyunculuğunun gerisin-
de kahyor. Yine de zaman zaman "alaycı
ve gelgeç hevesü stihnden" panltılar sezili-
yor.
Gerçekle efsane arasındaki çizgi
Bu ağır ve kasveth "sendikaahk des-
tanf'nda bazı başanh kalabahk sahnelerle
Armand Assante'nin de sivnldiğı kadronun
oyunculuk gösterisi dıkkaü çekıyor. Tarih-
ten "hesap soran" bir Hollywood yapunı
ve yıllarca medyanın dolduruşuyla yanlış
aksettinlmiş bir sendika ağasının öyküsü-
nü. Hoffa'dan yana tavır alarak aktaran
bir "destan" olarak seyredilen "Hoffa",
başta belirttiğimiz gibi yer yer izleyiciyi
sikıntılara garkediyor. Bildik Hollyvvood
yaklaşımıyla "gerçeklerle efsane arasında-
ki o ınce çizgide" seyreden bu fılme, festi-
val maratonunda "takıbnak", ancak
kayıtsız şartsız Jack Nicholson tutkunlan-
na mahsustur herhalde.
S^îrciyi s^ondaiî kaçırtân bir öncü yönetttîen
Yıflardır sinetna severier için adeta baharia
da özdeskşerek, çagdaş dünya sinemasına iriB-
ufaklı pencereler açan film festivalimizin birin-
d haftasmı devirdik.
Her yıl daha da zenginleşerek Türk vedünya
sineınasının son "mamolleri" arasmdan ayı-
klamuş seçmece rılmterden oiuşan programıy-
la, merakltsmı 15 gfiniük bir maratooa sokan
12. Uluslararası İstanbui Fflm Festivali, bu yd
"okkalı bir lngliz entelektneü^nin yoğun ve
zoriu görüntü bombardntanıyla açddı. l ç yıl
öncesüıin festivalinde en çok ses getirmiş filnv
krinden " Aşçı, Hırstz. Kana ve Aşığın
yla ken-
dine "iflah olmaz \e aznnsannıayacak sayıda"
hayran edinen,ressamlıktangelme Peter Gre-
enaway'in, değme sinemaseveri salondan kaçn
rtacak denii yoğun, çetin ve "kavramsal" sine-
masmın son ürünüydü "Prospero'nun Kitap-
lan".
Beyaz perdede şûndiye dek altsönlageldiği-
miz tüm anlah kuraÜarmı, bildik her şeyi,
klasik çerçevelefneleri bozup, değiştiren, kimi
zaman da soyut resim tadına ulaşan karmaşık
göriinhî buiamacına ve rengârenk bir karma-
caya çe\iren "'koyıı entel knamındalti" üshı-
bu>la ortalama se>irciye ters gelen Greena-
way'in son yapıtı "Prospero'nun Kitaplan",
Shakespeare'in "Fırtına" oyunundan >ola çı-
karak bütün Rönesans kültürünü 135 da-
kikaya boca eden, inanıbnaz ve yer yer
dayanılmaz bir denemeydL
Bir kaç kez tdemenin kesinükle yetmeye-
ceği, kitap gibi okunabflecek, zor ve aynksı
Prospero'nun kitapian'nm ardından, Greena-
«vay'in, klasik öjçülcre nispeten daha yakın du-
ran eski fılmlerinden "Hayvanat Bahcesi - A
Zed and Two Noughts"da bu >önetmenin ttıt-
kunlannı bir hayli dovurdu, tatmin etti.
Böyiesi aynlisı filmleri klasik "beğendim,
beğenmedim"" edebiyatıyla yargılamak ucuz-
hığu, dbette Greenawa> "e layık görüunemeliy-
di. Çünkü şimdive kadarki tüm bildik knral-
ları, optik kuramları. malum anlatim > oUarını,
çerçeveyi. ışığı >e bizzat görüntünün kendisini,
"supen»7e"lerie, şaşırocı efektleıie değiştirip
bozarak yenileyen, görünrüye yeni anlamlar
yökleyerek "kavramsal"' bir sinema\a gidecek
yeni yoflan açan ve arayan, "Amerikan anti-
etrtelektüalizıninin ve sanatı imha eden Holly-
wood sineınasının'' azdı karşıtı Peter Greena-
way, son ydlarda ender rastladığıınız turden
çarpıcı bir "sanat uç bcyi", büyük bir resim,
fotoğraf ve grafik esteti kammızca. "Yedikleri-
miz" hakkındaki "Aşçı, Hırsız. Kansı ve
Aşığı**ndan sonra bu kez okuduklanmıza ve
kitapiara ilişkin, "Prospero'nun Kitaplan" ve
"Hayyanat Babçesi"yle bağrunıza bastığımız,
geçtiğbniz ydlarda yine festivalde izlemiş oMu-
ğumuz "Mimarm Göbeği",u
Ressamın Anlaş-
ması", "Drowning By Numbers" gibi son dere-
ce özgün ve tuhaf isimli fıhnleriyie "düzenie
arasındaki kühürd farkı ghtikçe açan" deney-
sel, öncü ve benzersiz bir sinemacı kimügiyle
beiirginleşti Peter Greenawa\.
Fransız süıemasmın, 1980lerin sonundaki
"Oğlan Kıza Rastlar", "Kötü Kan" filmle-
riyie admdan sözettirmiş, son kuşak "harika
çocuk "lanndan Leos Carax'n "Les
12. ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ
RosseliııTdeıı
4
aııtifaşisf bir başyapıt
AÇK
ŞEHIR
ROMA -
Sadece öy-
küsü ve içe-
riğiyledeğil,
biçimi ve
yapısıyla
da, gerçek-
leştirildiği
koşullarla neredeyse özdeşleşmiş, ünlü Ro-
berto Rosseum klasiğı "Roma Citta Aperta
- Açık Şehir Roma" , Yenıgerçekçilik
akımınm yolunu açan ve bu çok önemli
akımın amblemı gibi sinema tarihine geçen
bir başyapıttır.
Nazı çızmesı altındaki 1944'ün Roma'-
sında Aünanlarla Italyan direnişçılerin sa-
vaşımlannı, gercekten yaşanmış olay ve
öykülere dayanarak aktaran fılmde, belge-
sele yaklaşan gerçekçi tavn ve "görüntü"-
ye verdiği önemle dıkkat çekmişti yönet-
men Rosselini. Kurmaca bir senaryoya,
yapay stüdyo çekimlerine, klişelere, yüdız
oyunculara rağbetetmeden, "cumburlop"
yaşamın göbeğine dalarak, yıkmüya dö-
nen ülkesindekı kargaşayı, yılgınhğı, boz-
gunu, "yerinde saptanmış görüntülerle"
venneye girişiyor ve bu karanhk dönemin
tüm çöküntüsünü yoksunluğunu, acısını
yansıtıyordu, yalın, irkiltici görüntüler eş-
liğinde.
Bugünün "cilalı imaj"lanna koşul-
landınbnış seyircinin belki de burun kıvı-
racağı türden siyah-beyaz fotoğraflanna,
yetersiz tekniğine karşın, sinemanın "anti-
faşist" doruklanndan biri sayılan bu baş-
yapıtı sinema tarihi merakhlanna kesinkes
sahk veririz.
TATLIHAYAT - Çağdaş sinemanın adı
"fırma"ya dönüşmüş, yaşayan en büyük
yönetmenlerinden Feffini bugün de ünlü
"La Doke Vita - Tath Hayaf'ıyla hayran-
lannın karşısma çıkıyor, festivalin "ustala-
ra saygı" bolümünde. Fellini efsanesini
başlatan "Tath Hayat". sahte değerlenn
peşinde sürüklenen giderek yozlaşan bir
çevrenin eleştirisine dönüşen okkalı bir
fihndir, "skandal avası" acar bir muhabi-
Pupi Avatinin "Erkek Kardeşler, Krz Kardeşler"i bugün gösterfliyor.
rin (MarceOo Mastroianni) ve muhabir
kahramanımızın ış tuttuğu, haber kova-
ladığı, Roma aristokrasisinin gözde or-
tamlannın, adeta tüm yaşama gücünü Via
Veneto'nun uçuk ve çılgın gecelerinden
alan bir kesimin öyküsüdür.
Tanınmış film yıldızlannın, zevk-sefa
peşindeki para babalannın, şık sosyete dil-
berlerinın, aristokrasi artığı züppelerin "yi-
yeh'm-içehm-yatahm"a yeni zenginlenn
ve burnu skandal kokusu almış, uyanık ga-
zetealerle aman vermez '•Pâparazzı"lenn
cint atüğı Via Veneto'ya ve Roma'nın bu
ünlü caddesırun lemsil ettiği o "tath hayat"
tarzına kamera tutan FeUini, başta Vati-
kan olmak üzere çoğu tutucu çevreyı bir
hayli rahatsız ve tedırgın etmiştir, keskin
hicvinin oklanyla, 1960'ın İtalya'sında.
Bütün bu kaymak tabakanın yanısıra,
karamsar entelektüelleri, fahişeleri,jigolo-
lan, sevicileri, papazlan, turistlen ve muci-
zelere tutkun halkıyla bütün bir Roma'nın
da (Marcello Mastroıanni'yle birhkte) baş-
rolü üstlendiğı "La Dolce Vita" kimı unu-
tulmaz bölümleriyle bunca yıl sonra yeni-
den keyifle seyredilecek türden bir klasik,
dahası gerçekle hayah kaynaştırarak mo-
dern Roma'daki bütün "inforno"lan
yansıtan önemli bir Felliniyen seyirliktir.
ERKEK KARDEŞLER, KIZ KARDE-
ŞLER - "Aıle kurumunun zayıflaması,
toplumsal değerlerin erozyona uğraması
ve gençlerin çevrelerine uyumsuzluğu".
İtalyan yönetmen Pupi Avati'nın 1%8'de
"Balsamus" adh fıbnle başladığı "sinema"-
sı o günden beri bu temalar üzenne kurulu.
Avati (d. 1936) 22. uzun metrajh fılmi
"Erkek Kardeşler Kız Kardeşler"de bı-
kmadan, aynı yolda bir adım daha aüyor.
Filmde Gloria 22 yılhk evlılikten sonra
kocasının, 20 yaşında bir kızla ilişkisi oldu-
ğunu öğreniyor. O çevreden uzaklaşmak
için ıki oğluyla birhkte 15 yıl önce ABD'ye
yerleşmış kızkardeşınin yanına gidiyor.
Kızkardeşi iki çocuklu bir adamla evlen-
miş.
Gloria ve oğullan için bu yeni topluma
uyabümek hiç de kolay görünmüyor. Glo-
ria üstüne üstlük kızkardeşıyle de anla-
şamıyor. Çocuklardan 18 yaşındaki ağa-
bey Matteo, Amerikan toplumuna uyum
sağlar gibi gözüküyor, ama Francesco gün
geçtikçe ıçine kaparuyor, kuruyor..
Erkek Kardeşler, Kız Kardeşler, Pupi
Avati'nin "Bix"ten (1990) sonra Ameri-
ka'da çektiği ikinci fılmi.
Avati, birçok senaryosunda olduğu gibi
özgün mekanlarda çahşmayı bu fılmde de
sürdürüyor.
Filmi Amerika'da yapmasının birincil
nedeni konunun St. Louis'de geçmesi.
İkincisi, fılmlenn olanaklar çerçevesinde
"naklen" çekihnesini istiyor Avati. Aynen
bir tiyatro oyununun TV'den canh yayımı
gibi ekip hazırlanıyor, bir kez "motor"
dendikten sonra hatasıyla sevabıyla o sah-
ne sonuna dek sürüyor ve bir daha geri dö-
nülmüyor. Bu "zor" çekim tekniğine kar-
şın fılmin oyunculan çok başanh. Yıllann
aktörü Fraııco Nero aynı çizgisinde. Asıl
sürpriz, sorunlu küçük kardeşi canlandı-
ran Ludano Federico.
Ancak, Erkek Kardeşler Kız Kardeşler'-
de Pupi Avati sorunlara "tavır alırken"
yine beklenen neşteri vuramtyor, çözüra
bulmayı denemiyor. Film "hüzünlü" ama
sosyal sorunlan kaşımaktan uzak. Baştan
sona herkes ınutsuz, o kadar.
Senaryonun dikkat çeken yönü, amaç ne
olursa olsun ABD'ye göçün ardında bü-
yük sorunlann yattığını, küçük yerleşim
merkezlerinde nasıl yaşandığını abart-
masız anlatması.
Amants du Pont-Neuf, Köprüöstü Aşıklan"
da, ilk haftanın bizde iz bırakan nimlerinden
biriydi. Chabrol'ün Flaubert uyariamaa
"Madam Bovary" ve Eric Rohmer'in "Dohı-
nay Geceleri" de Fransız sineması meraklı-
lannı hoşnut bırakan fibnknü. Ama Ca-
ra\'ın 1990'larda "aşkın keyfi ve sefaleti"
üstüne yapılmtş filmler arasında, şimdiden
kendine özgü bir yer edinen "Köpröüstü AŞH
klan", kimi unutufanaz, çügmca böhlmleri,
oynak ve esrik ritmi, dokunakb sahneieri ve
görsei düzeyiyle, heyecanmı yitinnemiş bir
yönetmenin seyre ve ilgiye defer "imkansu
aşk" çeşrüemesiydi.
İtalyan usta EBo Petri'nin raerakla bek-
lenen 1972 yapmu "İşçi Snıfı Cemete Gi-
der - La Classe Operaia Va in Paradiso"su
ise yıUann biraz eskitmiştiğine karşm, yine
de baştan sona ilgiyle izknen >e başroldeki
gencecik bir Gian Maria Volonte'nin usta
oyunuyla sürüklediği, esprfli ve alaycı bir
yergiydi.
İlk haftanın bende hayal knklığı yaratan
filmterinjıı başına, İriandalı Neü Jordan'n
"The Miracle - Mucize"si yerieşti. "Muci-
zen
kadar olmasa da, Andre Techine'nin " J'-
embrasse Pas - Öpme" sini de pek seveme-
dim.
Eskidea görmüş oMuğum İtalyan klasflt-
kriyle Rainer VVemer FassbinderTeri mec-
buren es gectJğün ilk haftadan, onca isteme-
me karşn "Tuıme", "Rossini RosânT, "So-
kak Çocuklan", "tkinci EdwanT, "Amigo-
lar", "Venedik, Venedik". "Ayaktakmu"
vb. gibi Kkaladtğm filmler de oldu tabü.
FestivaUn ikinci haftası daha dolu geçeceğe
benzer!
FESTİVALDE BUGÜN
Beyoğhı Emek: Onüç Ayh Bir Yıl (12.00
-18.30), Elveda Erkeklik (15.00 - 21.30)
Beyoğlu Sinepop: Roma, Açık Şehir
(12.00-18.30). Doğanın Çocuklan (15.00-
21.30)
Beyoğlu Atlas: Genç Ası Ruhlar (12.00 -
18.30), Doğum Günün Kutlu Olsun (15.00
-21.30)
Beyoğlu Beyoğhı: Zıkkımm Kökü
(12.00), Denize Hençer Düştü (15.00), Qu-
erelle (18.30), İki Kadın (21.30)
Şişti Kent: Gece ye Gündüz (12.00 -
18.30), Evvel Zaman İçinde Sinema (15.00
-21.30)
Kadıköy Reks: Kahcı tzler (12.00),
Kayıp Ülke (15.00), Erkek Kardeşler Kız
Kardeşler (18.30), Tath Hayat (21.30)
FESTİVALDE YARIN
Beyoğhı Emek: Querelle (12.00 - 18.30),
Napoli'h Bir Matematikçinin Ölümü
(15.00-21.30)
Beyoğhı Sinepop: Kınk Kalp (12.00),
Rahibe ve Haydut (15.00), Domuz Besicisi
Leon (18.30), Okoge (21.30)
Beyoğlu Atlas: Babam ve Ustam (12.00 -
18.30), Casablanca (15.00-21.30)
Beyoğhı Beyoğhı: Yaşamdan İzinli
(12.00 - 18.30), Mutlu Günler (15.00 -
21.30)
ŞişJİ Kent: İnekler (12.00 -18.30), İlkba-
harOyküsü (15.00-21.30)
Kadıköy Reks: Mucize (12.00), Ha-
yatımın Erkeği (15.00), Oaire'in Dizi
(18.30). Leopar (21.30)