27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK1993 ÇARŞAMBl OLAYLAR VE GORUŞLER Çağdaş Olmanın Bedeli Çağdaşhk; en dokunulmaz sanılan tabulan sorgulamak, aklm ve vicdanın süzgecinden geçirerek çözüm üretebilmek yürekJiliğini gösterebilmektir. Selam size silahsız yürekli çağ- daşlar. Doç.Dr. ŞERMÎNTEKİNALP L aiklik ve hukukun üs- tünlüğünün yılmaz sa- vunucusu. yeri asla dol- durulamayacak araştır- maa yazar Uğur Mum- cu, demokraşi düşman- lan tarafından katledildi. Ölümünden bir gün önce kaleme aldığıın bu yaayı onun aziz ruhuna adıyorum. 20 ocak gecesi HBB kanahnda Istanbul Üniversitesi Kadın Araştır- malan Merkezi Başkanı Sayın Prof. Dr. Necla Arat ile Mektup Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Sayın E.ö. Şenliklioğlu'nun kadın ve çağdaşbk konusundaki taruşmasını Lzkdim. Sayın Şenliklioğlu'nun gerek tartışma bıçımıne gerekse kendi Müslümanlığı ile sınırlı sığhğına ve bağnazlığına daha önce yine benzer bir programda hayretle tanık olduğum için zaman za- man 21. yüzyılda hala ncleri lartışıyo- nız diye hayıflanmak dışında pek de şaşırmadım. Sayın Şenlıklıoğlu, ken- dısi de açıkça ifade ettiğı gıbi, zorunlu ilkokul cğilımi de dahil hiçbir eğıtim görmemış. dolayısıyla içinde yaşadığı dünyaya, kendisine tann buyruğudur dıye aşılanan dogmalann ışığında kın ve öfkeyle bakıyor, kendı dünyasını eleştiren ya da içinde olmayı kabul etmeyen herkese cihat ilan ediyor. Eği- tımsizlığin ve bağnazlığın yarattığı dar görüşlülüğünün sonucu olarak ortaya attığı görûşler ve sergılediği davraruş- lar birbiriyle çelişiyor. Etemokrasiye karşıyım diyor, ama konuşmalannda demokrasinin nimetlerini sergiliyor. Namahreme inanıyor, ama yüzünün kadınca kıvnmlannı milyonlarca er- keğe sergiliyor. Batıya kökten karşı- yım diyor, ama Hıristiyan icadı bir elektromanyetik kutunun içinden ver- diği resımkrle cismıni putlaştınyor. Türk kimliğine karşıyım diyor, ama Türkiye Cumhuriyeti snırlan içinde yaşayıp Türk vatandaşhğı haklann- dan yararlanıyor. İslam en iyi ve tek dünya dinidir diyor, ama Cemalettin Kaplan'ın izinde cihat özlemiyle tutu- şarak sevgi dolu banş yanlısı Müslü- manlan da ürkütüyor. Bu hanım ve onun gibı düşünenler aslında moral çökûşe karşı savaşmı- yorlar, aksine çağın yanlışlanna ve kendılerine sunulan olanaklara dort elle sanlarak, İslamın dokunul- mazlığını da kalkan yaparak, ezilen, eğitımsiz kitleleri kendi buyurganhk lan ile dize getirmek istiyorlar. Isyan eden insanlan kaskaü kurallann içine hapsedip, huzur ve kurtuluş vaat edi- yorlar. Ortaya attıklan şeriat görüşü, eşitsizliğin ve haksızlığın çığ gıbı büyü- düğü günümüz elektronık sömürgeci- lik çağının bir antıtezı değıl. aksine yeni dünya düzensizliğinın kendi ola- naklan ve yanlışlanyla yarattığı imaj değiştirmış dinsel bir tutsaklık tezi. Yaratmayı düşledikleri dünyada, ken- dileri gıbi düşünmeyen ve davranış sergilerneyen Müslümanlara yer yok; inanmayaniara ya da başka dinlere inananlara hiç yer yok. Bu dünyada demokraşi yok, insanın kimliğı yok, inançta çoğulculuk ve eşitlik yok. Tek tıp, tornadan geçinlmiş gibi aynı düşü- nen, kara çarşaflarla sanlıp sarma- lanmış ikinci sınıf kadınlarla, bu kadın- lardan yüzeysel ve yapmacık bir bi- çimsellikle aynlan egemen bir erkek toplumu var. Bu robotik yaratıklar, efendüerinin Kuran'dan aJdıklannı iddia ettiklen buyruklarla yönlendin- lip, denileni yapmak zorundalar; aksi takdırde yaşam haklan yok. Efendile- rinin elinde ise çok etkili bir silah var: Din. Bu güçlü silahla eğitımsiz ve ezil- miş ınsanlan etkilemenin kolaylığını bulmuşlar bir kez, bırakırlar mı? Bu ayncalığın ve dokunulmazhğın zırhı altında her türlü yanhşlannı ve dünye- vı ihtiraslannı örtbas edip, bir kur- tana kimliği altında kıtlelere tepeden bakıp cenneun anahtarlannı sunuyor- lar. Ancak benim burada asıl değinmek ıstediğım nokta, bu dincilcr karşısında savunma durumunda kalan laiklik ve demokraşi yanhlannın dincilerin ken- dilenne yönelttikleri din silahı karşı- sındaki ürkeklikleri. Dinciler ve laiklik yanlılannın tarüşmalannda dinciler, ellerindeki silahın gücünün farkında olduklanndan daha atak ve cesur bir biçimde, tutarsızlıklarla da dolu olsa, düşüncelerini açıklayabilirken, laiklik yanlılan köklü ye sorgulayıcı sorulan soramıyorlar. örneğin, bugün tüm dünyada dinler, çağlann değişimiyle, tıpkı insanlar gibi (Mercedes ve bilgi- sayar kullanan blucinli sıkmabaşlar da dahil) değişime uğramışlar, inanç düzeyleri ve ibadet bıçimlen farkh in- sanlar ortaya çıkmışür. İnanç açısın- dan bir toplumun insanlan genel ola- rak 8 grupta incelenebilir: 1. fslami ku- rallann katı bir bıçımde uygulanmasın- dan yana olup. toplumun tüm birey- lerinin bu kurallarla idare edilmesini isteyen antıdemokratik, şeriatçı kök- tendinciler. 2. İslamın gerekleriyle çağın gereklerini içgüdüsel bir sentezle birleştirip ibadet eden, kendi halinde, demokratik ve banş yanlısı Müslü- manlar. 3. İslamda yeni bir yorumla reformasyon yapılabilir görüşünü sa- vunan demokrat İslam aydınlan. 4. Hiçbir dine inanmayan maddeciler. 5. İslama ve hiçbir dıne inanmayan, an- cak yaşadığı sürece ailesine. vevresine ve inananlara saygısızlık etmemek, toplumla uyumlu olmak ve rahat et- mek için gerektiğinde toplumsal gele- nekler hafine dönüşmüş bazı dini ku- rallan yenne getıren insanlar. 6. Başka dinlere ınanıp toplumsal baskılar ne- denıyle dınlerini değiştiremeyenler. 7. Dinini değiştirenler. 8. Başka dinlerde- kı vatandaşlar. %98'ınin nüfus cüz- danında İslam yazılı olan toplumu- muzda bu tür insanJar yıMardır banş içinde yaşamaktadırlar. Yalnız bizim toplumumuzda değıl, demokratik her toplumda dunım böyledir. Şimdi şeri- atçılara sorulacak sonı şu: Sen, de- mokratik Müslümanlar ve inanma- yanlardan biçimsel bir riyakarlık mı sergilemesini ısteyeceksin ya da bu in- sanlara Hıristiyanhğm ve Islamiyetin doğuşunda inananlara yapılan maddi ve manevi işkenceleri mi yapacaksın? O da fayda etmezse, onlan ortadan mı kaldıracaksın? Neresinden bakarsanız bakın, bu tür ortaçağ kalıntısı şeriatcı- lar toplumsal banşı bozmak için var güçleriyle çalışıyorlar. Laikliğin öne- mini bu sorulan sorarken ve onlann olası iç ürpertici çözümlerini düşünür- ken daha bir kavnyor insan. Yıllarca dinsel bir banşın hüküm sürdüğü ül- kemizde ne yazık ki, çıkarcı ya da sığ pobtikacılar sayesınde laiklik sallanü- dadır. Dinciler, laik rejimin, inanan- lan ezdiğıni söylerken olayı çarpıt- maktadırlar. Ezilen. inançlar ve ina- nan insanlar değil, kendileri gibi dü- şünmeyen insanlan ezmek için cihat ilan eden bağnaz. ulus düşmanı, çıkarcı, dincı buyurganlardır. Laiklik, bu tür düşünenlerin yönetimı ele geçir- memesi ve toplum banşı için getirilen bir dünya görüşüdür. Laikiiğe düş- manhklan da buradan kaynaklan- maktadır. Çağdaş insan, kendılerine din silahını doğruîtup baskı kurmaya çalışan bu tür insanlan. geleneksel ür- kekliğini terk edip kökten sorgulama- hdır. Avrupa'da. ortaçağ sonrası, dinsel dogmalar korkusuzca sorgulanmıştır, ama bugün Hıristiyanlar kilisede vaf- tiz olur ve evlenir, inansa da inanmasa da ABD Başkanı yeminini Incil üzeri- ne el basarak yapar. Bütün bunlar tö- rensel bazı dini gelenekler olmanın dışında bir şey ifade etmez. Bunlan ya- pan kişiler laiktir ve din devleti kurma- yı akıllanndan bile geçirmezler, akılla- nndan geçirenlere de kapılan açık tut- mazlar. Bizdeki bazı halk dalkavuk- lan ve köktendınciler Hıristiyanlann bu geleneklerini örnek olarak gösterir- ken de olayı çarpıtırlar. Henüz orta- çağı aşamadığı için kafalanndaki zin- cırleri kıramamış Islamcılann resmi kurumlara bu tür dini gelenekleri niçin sokmak ıstediklenni anlamamak için insanın ya çok aptal ve dar görüşlü ya da çıkarcı ve duyarsız olması gerekir. Çağdaşhk yalnızca çağın gerekleri- ne göre yaşamak değil, çağın yanhş- lannı da görebilmektedir Çağdaşhk; ulusal ve ulusötesi politikacılann de- mokraşi ve insan haklan masallanyla kurtancı rolüne soyunmalanm, med- yalar aracılığı ile beceriksizliklerini ve haksızlıklannı örtbas etmelerini, eği- timsızliğe çanak tutup sonra da eği- timsiz kitlelerin sırtından yükselişleri- ni sezebilmek ve onlara karşı baskı gruplan oluşturabilmektir. Çağdaşhk; en dokunulmaz sanılan tabulan sor- gulamak. aklın ve vicdanın süzgecin- den geçirerek çözüm üretebilmek yü- reklihğinı gösterebilmektir. Selam size silahsız yürekli çağdaşlar. PENCERE Mum... TARTIŞMA Çağdaş geleceği yaratalım S ongûnJerde gazetelerde yer alsuıMilü Eğitimimizin uypulamalanyU ilgıli haberier tüykr ürpertici)d. Birincsi sanatçı Viüjdat Gezen'in actığı okulun kapatılmak istenmesi, diğeri de Ise edebiy at kitaplarmda 'düzenleıne' yapılniak istenmesiydi. Bu , dü/enlemc Pir Sultan Abdal, Ziva Gökalp >e Höseyin Rahmi Gürpınar'ın ders kitaplarmdan d çıkarılnB»)lisajyanacaJitı. Her iki olaym da aynı zamana rastlaması ayn bir şanssızlık. MiHi Eğitim Bakanlığı'nda ovnanmak istenen oyunun sâdece kûçük bir perdesi. Eğitim alaıumızda kimferin söz sanıbi oldu^unun da bir eöstergesidir. Eğitim acısından bir ayıp, ıve ı çok önemli bir örneğidir. Mfijdat Gezenln Nokta dergisindeki gözleri bantlı resmi, böyle karaıiar aUnlara atfedibniş deştirinin doruğudur. Yıllardır Târk iıalkma emeği üesajtao iie hizmet veren, > eni > eni değerti sanatçılar yetiştiren saygıdeger sanatçı VIiijdat Gezen'in okul açma girişimi eğitime bü> ük bir hizmettir. Nitelikli insanlar yetiştirmeve vönelik. çağdaş, bilincli gencler \etistirmesi amacı da ötgü>e değerdir. Eleştiriye, yok etmeve değil. Gericiliğini tutuculuğun, Atarürk düşmanlığmın kol gezdiği bir ortamda ülkemizin bu şekildeki eğitim kunımlanna daha çok ihti\acı>ardır. Bırakın da Müjdat Gezen gibi \urtsever insaalar bunu gerçekleştirsin. Hasan Âli Yiicelieri harcayan zihni\etten lütfen artık kurtulalım. Diğer ikinci Ozücfi konumuz lise edebiv at kitaplanna getirilmek istenen dü/enleme ile ilgilijdi. Ancak basında >er almasından sonra bu karardan vazgecilmesi üzüntümü hanfletmiştir. Toplumun her kesimınden insanlara seslenme> i \e onlan eğitmeyi, yol göstermeyi ilke edinmiş, üc değerli isim Pir Sultan Abdal. Ziva Gökalp ve Hüsey in Rahmi Gürpınar'ın ders kitaplanndan çıkarılması büyük bir yanlışlık olacaktı. Ziya Gökalp'in 20'nin üzerindeki gazete \ e dergilerde çıkan > azıları. Pir Sultan Abdal'ın de> iş ve şiirlerini, Hûseyin Kahmi Görpınar'ın 30'u aşkın roman. 70'e > akın hikâye >e 2 oyununu basit bir kararla silip atntak mümkün değildir. Geçmişteki vanlışJanmızı iyi değerlendirip sonudar çıkaralun. Artık iyıye. doğruya, güzele vönelik Atatürkçü gencler v etiştireüm. Geleceğj genclere, gencieri geJecefe' hazıriayalun. EğiOm konusunda boşhıklar yaratmayalmı. Çünkü o boşluklan dolduracak çıkartan uğruna gençleri kuUanacak hain gücler me\cuttur. Onlara lütfen fırsat vermeyclim. Ülkemizin aydın, çağdaş, gerçekçi >e Atatürkçü gençlere her zamankinden daha çok ihtiyacı vardır. ZELİHADOĞAN YEŞÎL --; T"^ Edebiyat Öğretmertî ; * •• Mum yanıyor. Ermişlere, velilere, ululara mum yakmak, ateşe ta- panlardan kalma birtöreymiş.. İslam demiş ki: - Günahtır. Başedememiş.. Ateşe tapınmanın inancı, insanın yüreğine öylesine işlemiş ki, hiçbir yeni din üstesinden gelememiş; mum, bütün dinlerde törelere sızmış, gönüllere işlemiş. Şeyh Sadi diyor ki: "- Ateşe tapan, bin yıl ateş yaksa, içine düştüğünde ateş yine onu yakar." Mum yanıyor.. Mumun yanında bir kırmızı karanfil.. Mum birden dile geldi: -Eskiden bir pervane bana âşıktı. Ay'ın dünya çevre- sinde dolandığı gibi çevremde dönenirdi. Bir gün aşkın- dan bıkıp yaktım onu. Pervane ölmeden önce dedi ki: Ey sevgili!.. Sen yalnız beni değil, kendi kendini de yaktığı- nın bilincinde misin? Bak fitilindeki alev seni yavaş ya- vaş eritiyor, bir gün sen de yok olacaksın, benim gibi.. Mum yanıyor.. • Mumun yanında bir kırmızı karanfil.. Arkasında Uğur Mumcu'nun resmi.. Ermişlere, velilere, ululara, evliyalara mum yakmak ateşe tapanlardan kalma bir töreymiş.. İslamın türbesinde de mum yanar. Sevdiğini kaybedince, insanın yüreğinde kırk mum yanarmış; Sonra her geçen günde mumlardan biri sö- nermiş. En sonunda geriye bir mum kalırmış. O tek mum, yaşam boyu sönmezmiş, insan ölünceye dek için- de yanarmış.. Uğur Mumcu öJdü.. Kişinin yüreğinde kırk mum yanıyor, on kişinin yüre- ğinde dört yüz mum yanıyor, on bin kişinin yüreğinde dört yüz bin mum yanıyor, yüz bin kişinin yüreğinde dört milyon mum yanıyor, bir milyon kişinin yüreğinde kırk milyon mum yanıyor, on milyon kişinin yüreğinde... Herkesin yüreğinde mum yanıyor.. Yanmayan mum beyazdır, soğuktur, cansızdır, ölü- dür. Bir kibritçakımı, mumun içindeki gizilgücü devindi- rir; yanmaya başlayan mumun alevinde tinselliğin gize- mi parlar, insanın gözünü alır, gönlünü ısıtır, sevginin şavkı ortalığı aydınlatır, aşk dönencesinin çekim gücü ateşlenir. Uğuröldü.. Ülkede yaşayan en güzel insanların yüreklerinde, sa- yısız mum alevi titriyor. • ÖlümAllahınemri, . ' Ayrılık olmasaydı.. İnsan yaşadıkça ölüme katlanmak, ayrılığa dayanmak zorundadır, yüreklerde mum yanacak Uğur için.. Yalnız Uğur için mi? Yüreğimizdekı mum insanlık için yanıyor, laiklik için yanıyor, demokraşi için yanıyor.. Cumhuriyet için yanıyor.. öztemlerimizin, ülkülerimizin, amaçlarımızın, hedef- lerimizin adına yanıyor mum; çağımızın evltyaları, er- mişleri. uluları, özğürlük ve demokraşi uğruna can verenlerdir; onlara mum yakmak, laik Türkiye Cumhuri- yeti'nin kutsal kitabına göre farzdır. mtArkası19.Sayfttda) H»j"*•' AKTİF (MİLYON TU KASA VE BANKALAR BANKALARARASI PARA PJYASAS1 MENKUL DEĞERLER CÜZDANI MEVDUAT MUNZAM KARŞ1UKLAR1 KREDİLER TAKİPTEKİ ALACAK1AR (NET) FAtZ VE GELİR TAHAKKUK REESKONTLAR1 İŞTİRAKLER (NET) SABtT KIYMETLER (NED DİGER AKTlaER 31.12.1991 837.183 169.721 384XM2 235.473 2^99.638 _ 206465 184.735 180.417 76.779 31.12.1992 2.194.454 289.963 440.602 348.053 4.588.590 288.717 378.916 306.821 175.444 E S B A N K 1 9 9 2 B İ L A N Ç O S U PAStF (MÎLYONTL) 31.12,1991 31.12.1992 MEVDUAT BANKALARARASI PARA PtYASASl KULLANILAN KREDİİER FAÎZ VE GİDER REESKOOTLMU İTR TEMÎNATLARI VE TR.ANSFER EMIRLERJ ÖDENECEK VERGt, RESlM, HARÇLAR MUHTELİF BORÇLAR KARŞIUKLAR DİGER PASIFl£R ÖZXAYNAKLAR ÖDENM1Ş SERMAYE KANUN1 YEDEK AKÇELER İHTİYARİ YEDEK AKÇELER YENİDEN DEGER ART1Ş FONLAR1 DÖNEMKÂRI VERGİ KARŞ1UÛI NETKÂR da yükseğe TOPLAM GİDERLER (MİLYON TL) FAIZ GİDERLER1 FAİZ DIŞI GtDERLER TAKİPTEKİ ALACAKLAR KARŞIUĞI K1DEM TAZMİNAT1 KARŞ1LIĞI DÖNEMKÂRI ' VERGİ KARŞIUĞI NETKAR TOPLAM 4.374A53 31.12.1991 476379 526J34 23.345 4X)t3 72.759 8.719 64A40 I.1O3J3O 9.013. 560 31.12.199Z 831.234 888.980 38.935 5.000 159.656 39.037 120.619 1.923.S05 TOPLAM 2.257.178 95.050 635J61 99^76 1&166 26.426 454X)06 9X113 34İ042 372^95 300.000 2O284 7.2 II 45200 71759 (8.719) 64.040 4.374^53 3.463.497 153.040 2.446.234 180.020 50.181 74.592 674.936 14.013 1.064.085 772.343 650.000 30.564 7.211 84.568 159.656 120619 9.013.560 GEÜRLER (MİLYON TL) 31.12.1991 31.12.1992 FAİZGEÜRLERİ FAİZ D1ŞI GELİRLER 831844 270.486 1.478.217 445.588 TOPLAM 1.103J30 1.923^05 Esbank, her yıl daha da yükseklerde belirlediği hedefleri, 1992'de de gerçekleştirdi. Esbank'ın 1992 yılı bilançosu, bu başannın göstergeleriyle dolu: Toplam Aktifler %106 artışla 9,014 trilyon TL, Likit Değerler %101 artışla 3,273 trilyon TL, Menkul Kıymetler Hacmi %154 artışla 120 trilyon TL, Nakdi Krediler %119 artışla 4,589 trilyon TL, Gayri Nakdi Krediler %101 artışla 4,912 trilyon TL, Özkaynaklar %107 artışla 772 milyar TL, Kâr %119 artışla 160 milyar TL Esbank, bu başanlı performansını daha uzun yıllar sürdürmeye, çok daha yükseklerdeki hedefleri gerçekleştirmeye kararlıdır. ESBANKT E D B I R L I V E K A R A R L I"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle