27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel İmtivaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönctnıcni: Özgen Acar •Gencl Yayın koordiniUörü: Hikmet Çetinka>a • Yazıİşlen Müdürü: Celal Başlangıc • Haber Merkezi Müdürü: Muslafa Balbay Giirscl Ycnctmen. Ali Acar • Düzenleme: Mustafa Sağlamer Ankara Temsilcısi: Cüneyt Arcavürek #Haber Müdurlen: Işık kansu. Hf , Mücssese Müdür V : Erol Erkırt • K.oordina- • Isianbul Haberlen Şena> Kalkan «Dij Haberler: Ergun Bakı Erdem Z.Gökalp Blv İnkılap S. 'No:19 4. Tel: 4331 141-47. Telex: 42344. i~ax: tör: Ahmet Konfcan • Muhasebe Kfcnt Ye- • U • Ekonomı: Dinç Tayanç «Yurt Haberlen: Metanet Saraç (4>4330565«İzmır Temsiici V'.: Serdar Kızık. H.Ziya Blv. 1352S.2 3 Tel:83I230. ner »fdare: Hüseyin Girer •fşletme önder • Makaleler: Sami Karaören »Spor Abdülkadir Yiicebnan »Dü- Telex: 52359.Fax: (51)895360 • Adana Temsılcisi: Çetin Yiğenoğlu İnönü Cd. Çelik • Bılgı-lşlem: N«ü Inal •Bilgisayar Sis- zeltme: AbduBah Yaocı 1I9S. No: I Kat: 1. Tel: 59 37 52(4hat).Telex: 62155, Fax: (71) 59 25 78 tem: Mürüvet Çüer •Reklam Reh» lşrtman Ysyı&Uvur Yenı Gün Haber Ajansı. Basın\c Yavıncıiık A.Ş. BasnuCumhunyct Maıbajcıiık \cGa/ctcc!İik TAŞ Türkoca£ Cad 3941 Cağaloğlu 34334 İsl. PK J46 Istanbul Tel 51: 05 05 Tclev 22246. Fa\: 11) ?t 38595 TAKV1M26OCAKI993 Imsak:5.44 Güneş:7.13 Oğle:12.2! Ikindi: 14.56 Akşam: 17.19 Yatsı: 18.42 Okuyuculargazete binasındasabahladı puşunce ölmez...'• Televizyondan, radyodan duyduklan tek cümlelik haberdi onlan buraya çeken, "Uğur Mumcu öldürüldiT. Yaşlan ve cinsıyetleri sınır tanımıyordu. Bir üzüntüyü dile getirmekten öte, sahip çıkılmasına inandıklan düşünceler için burada olduklannı söylüyorlardı.Altı yaşlanndaki bir kız çocuğu gazetenin duvanna tebeşirle, "Uğur Mumcu Ölümsüzdür" yazdığında ise karar verilmişti. Gazetede gecelenecekti. / stanbul Haber Servisi - Mumlar. kitaplar. karanfiller ve bir fotoğraftı yüzlerce kişıyibirıraya getiren. Mumlann sönmesine. rüzgann her csinüsinde birgölgelenip bir aydınlanmasına izin verilmiyordu. Mumlann sönmeye yüz tutuşu engclleniyor. sessiz bir dayanışma. ışıkla fotoğraf arasındaki bağı kuvvctlendirivordu. Televizyondan. radyodan duyduklan tek cümlelik haberdi onlan buraya çeken. "Uğur Mumcu öldüriildü". Yaşlan vecinsiyetleri sınır lanımıyordu. Bir üzüntüyü dile getirmekten öte. sahip çıkılmasına inandıklan düşünceler için burada olduklannı söylüyorlardı. Önce bilmiyorlardı ne yapacaklannı. bu ölüme nasıl karşı çıkacaklannı. Alıı yaşlanndaki bir kız çocuğu gazetenin duvanna tebeşirle. "Uğur Mumcu Ölümsüzdür" yazdığında ise karar verilmişti. Gazetede gecelenecek. gcrekirsegünlerce kalınacak, duyulan tepki devletinden. hükümetinc. bölünmüş. bölünmemiş tüm siyasi partilere iletilecekti. Bunun için birde "Okur Komisyonu" oluşturacaklardı. Bu komisyon. bu ölümün de diğerleri gibi zamana yayılmasına. faili meçhul cinayetler dosyasına girmesine izin vermeyecekti. Mumcu'nun fotoğrafı ve kitaplannın yanmda. önce imza kampanyası başlattılar. ardmdan. birer birer düşüncelerini dile getirmeye: "Sadece kınıyoruz deyip gitmeyeceğiz. Mumcu'yu katledenler bilsinler ki gerekirse her gün Cumhuriyet'in kapısında bekleyerek gazetemizi koruruz." "Ben ilkokul öğretmeniyim. Trakya'dan geldim. Çiçek istemiyorum artık. Sadece içim yanıyor." "Artık beklemek. susmak istemiyorum. Daha kaç kişiyi öldürecekler?" Saatlerilerliyorama onlar gazeteden av nlroak istemiyorlar. Geceyi gazetede geçirmeye karar veriyorlar. Bir kaç saat sonra ilk metin yetersiz kalıyor. ikinasi hazırlanıyor. Yine imzalar, imzalar...Bu kezparti programlannda iaikliği koruma ilkesine yer vermeyen, verse de oy kaygısıyla uygulamayan partilere mesaj: " Yeri doldurulmaz büyük aydın. büyük savaşçı. Uğur Mumcu'ya düzenlenen menfur suikasti esefle karşılıyoruz. Kısırpolitik çekişmelerle birbirini hırpalayan politik partilerin bu konuda bugüne kadar gösterdikleri tepkisizlik ve duyarazlık artık demokratik halk toplumlan tarafından kaldınlamaz hale gelmiş ve Cumhuriyet düşmanlan bu boş bulduklan alanda küstahlıklannı arttırarak dış güçlerindeyardımıyla etkilerini giderek yaygın hale getirmeye başlamışlardır.Biz demokratik halk toplumu olarak laik demokralik hukuk devleti ve Cumhuriyelinin artık tek bir gün geçirmeden ciddi olarak savunulmasını ve Atatürkçülüğe yönelik saldınlan derhal son verilmesini istiyoruz. Demokrasi içinde demokrasi düşmanıcaniierin banndınlmamasını istiyoruz. Bunun için tüm politik partileri. tüm demokratik kitle örgütlerini, tüm sendika ve gazeteleri. bu konuda acil göreve da vet ediyor. Uğur Mumcu olayının bu hazin şehitler dizisinin sonuncusu olmasını diliyoruz. Artık vakıt birleşme vakti ve beraber güç birliğine gitme vaktidir." V 1 • ıJ 1m •• • 1 Uğur Mumcu'nun ölümünü kabul etmiyorlar. Ölüm sözcüğünü uzak tutuyorlar dillerindcn. Ressam Bedri Baykam tetiği çeken elin bir aynntı olduğunu anımsatıyor. "Uğur Mumcu nücadelesiyle birhedefhalinegeldi. Her birimiz bir hedef haline gelirse kimse hedef olamaz"" di yor. Topluluktan ortak sesler yükseliyor aydınlan çağınyorlar "nerede onlar?" Ökur. kendine verdiği sözü tutuvor. Sabaha kadar aynlmıyor gazeteden. Uğur Mumcu"yuaydınlatan iTiumlann sönmesine izin verilmiyor. Fotoğrafını çevreleyen karanfıller yeniden yeniden şekil değiştiriyor. Kimileri bir köşeye cekilip usul usul ağlıyor. kimileri mınldanıyor: "Ankara'nın taşına bak / gözlerimin yaşına bak..." Gün ışırken evlerine, işlerine doğru yola koyuluyor Okur, yerine yeni okurlar bırakarak... ACLNIN TARİFİ VAR MI? - Adı ne bunun, nasıl söylersiniz, ne yaparsınız... Kelimeler gelip boğazınıza takı ur, elinizi nereye kovacağınızı bilemezsiniz. Tarifi yok... 'Can garip, can paramparça'. Mumcu'dan Mezarcı 'ya: Anıtkabir'i yıkmaya gücünüz yetmezb k i H B B Cumhuriyet gazetesinin merkezi CağaJoğlu'nda bir gün. Tarihi boyunca nelere îanıkhk etmiş yaşlı, ahşap bina. Yunus Nadi Bey'in Cumhuriyet gazetesini ilk çıkarmaya başla dığı günden beri duruyor. Anne ve babasının elini tutup Uğur Mumcu amcasının amsı için gelmişler.Biri tebeşir eünde yazıyor, öteki çiçekler sarmış sarmalamış. Söz bıttı artık. Ölüm gelmiş sözeükler tükenmiş• Cumhuriyet okurları, dostları, çok sayıda yurttaş, Mumcu'nun öldürüldüğü yere gelip, kırmızı karanfiller bırakıyorlar. Özgür ve Özge'nin sınıf arkadaşlan oradalar. Çocuklar, çukurun önünde... EUerindeki karanfilleri usulca bırakıp, saygı duruşu yapıyorlar... Kırmızı karanfıllerin ardı arkası TÜREYKÖSE j NKARA-Uğur jM Mumcu'nun /U katledildiği £^k yerde, şimdi / • mumlar yanıyor. -A- -A\- "Susturamaya- caklar" başlıklı Cumhuriyet gazeteleri ve Mumcu'nun fotoğrafının yanına kırmızı karanfiller atılıvor. Mumcu'yu yok eden bombanın açtığı çukur, karanfillerle dolmuş... Gaziostnanpaşa Karlı Sokak'taki 65/9 numaralı ev, dolup dolup boşalıyor. Telefonlar susmuyor. Okurlar, aile dostları, politikacılar, gazeteciler. Mumcu'nun eşi Güklal Mumcu'ya başsağlığı dilekierini iletiyorlar. Ziyaretçilersuskun... Güldal Mumcu suskun... Ölüm gelmiş, sözcükler tükenmiş... Mumcu'nun lise birinci sınıf öğrencisi oğlu Özgür ile ortaokul hazırlık sınıfında okuyan kızı Özge'yi komşuları. akrabaları oyalamay a çalışıvor... Cumhuriyet okurları, dostları, çok sayıda yurttaş, Mumcu'nun öldürüldüğü yere gelip, kırmızı karanfiller bırakıyorlar. Özgür ve Özge'nin sınıf arkadaşlan da geliyorlar. Çocuklar, çukurun önünde... EUerindeki karanfilleri usulca bırakıp, saygı duruşu yapıyorlar... Kırmızı karanfıllerin ardı arkası kesilntiyor. Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti üyesi gazeteciler geliyor öğle saatlerinde.Mumcu'nun öldürüldüğü yerde toplanıp saygı kalmadı" diyerek karanfilleri, çukura bırakıyorlar. Bir kadınhaykınvor, çukurun başında: "Susturamayacaklar!" Gün boyu karanfiller atılıvor Mumcu'yu karieden bombanın açtığı çukura, mumlar yakılıyor... Bombanın çukuru, karanfillerle dolup taşıyor... Şimdi Uğur Mumcu'nun öldürüldüğü yerde, mumlar vanıvor... W M televizyonunda 15 günde bir m^^m yayımîanan Erhan Akyıldız'ın F^^g hazırlayıp sunduğu "Yüksek M m Tansiyon" adlı programda bir M M süre önce Uğur Mumcu ve RP'lı Milletvekili Hasan Mezarcı karşı karşıya geldi. Programda RP İstanbul Milletvekili Mezarcı, Atatürk'ün bir diktatör olduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürüyordu: "Meclisi feshetmiştir ve kendi döneminde milletvekili öldürülmüştür. Çankaya'nın bahçesinden çıkmıştırcesedi. Ve sonra tek partiyi kurmuşıurikinci Meclisi tayinetmiştir ye milletin meclisi yokken Lozan Anlaşması'nı Ismet Paşa'ya imzalatmış ve arkasından tayin ettiği meclise onaylatmıştır. 1950'ye kadar işte bu tek parti diktatörlüğü vardır." Mumcu. konuşmasına Mezarcı'nın bir milletvekili olduğunu, milletvekilliğine başlarken de "Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı kalacağına namus ve şerefı üzerine" yemin ettiğjni hatırlatarak bugün milletvekili dokunulmazlığından yararlanarak konuşmasının dürüstlükle bağdaşmadığmı söylüyordu. "Türkiye'de bilgi sahibi olmadan fıkir sahibi olma hastalığı" olduğunu belirten Mumcu, Mustafa Kemal tarafından işlendiği iddia edilen cinayetin Ali Şükrü cinayeti olduğunu hatırlatarak bunun tamamiylegeîçek dışı olduğunu sözlerine ekliyordu. Mumcu "Ali Şükrü'nün cesedi de Çankaya'da çıkmamıştır. Bugün Papazınbağı diye bilinen bir yerdeçıkmıştır. öldüren de Topal Osman'dır. Hatta bir miras veya toprak kavgası bile ileri sürülmüştür. O tarihleki yayınlan izlesebunlan bulabilir. Mustafa Kemal'de hiç bir cinayet yoktur." diyor ve Atatürk'ü diktatörlüİcle suçlayan Mezarcı'ya Humeyni'ye karşı olup olmadığını soruyordu. Mezarcı, Mumcu'nun yemin konusundaki eleştirilerini yanıtlarken 'Biz Müslümanız, sadece Allah adına yapılan yemin, yemin sayılır. Bir kere kesinlikle söylüyorum, Islama göre mecliste yapılan yemin, yemin sayılmaz." şeklinde konuşuyordu. Mezarcı. Humeyni'nin İran halkı tarafından iktidara getirildiğini belirterek İran halkı neyi secmişse ve neyi istemişse ona saygı duyduğunu ve Humeyni'ye duyduğu saygınında bu anlamda olduğunu vurguluyordu. Mezarcı "Laikligi anayasaya. 'Sılah zoruyla Selanikli Mustafa sokmuştur" diyorsunuz. Laik sistem sizce nedir ve neden laik sisteme karşısınız?" sorusunu yanıtlarken de şunlan söylüyordu: "Medeni olmak için, büyük devlet kurmak için, büyük millet olmak için laiklik olmaz, şart değildir. Bunu vurgulamak istiyorum...Laiklik • Uğur Mumcu geçtiğimiz günlerde RP İstanbul Milletvekili Hasan Mezarcf yla HBB Televizyonunun yayınladığı "Yüksek Tansiyon" programında karşı karşıya gelmişti. Programın konusu Atatürk ve Atatürkçülüktü. demekle enflasyon düşmüyor. etnik ve dini problemler halledilmiyor. Devlet yıkıldığı gün Osmanlı devleti, biz 6. sıradaydık. Bu gün 76. sıradayız Laiklik, din ve devletin birbirinden aynlmasıdır. Şimdi siz din ve devleti birbirinden ayınrsanız dinsiz devlet olur. Ve yüzde 99'u müslüman olan bir millete dinsiz bir devleti kabul ettirmek mümkün değildir. Laiklik dinsizlik değil diyorlar, dindarlık mıdır?..." Mumcu, Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda Hazreti Muhammed'in torunu olduğunu ileri süren MekkeŞerifi Hüseyin'in İngilizentelejan servisinin ajanı olduğunu belirterek konuşmasını söyle sürdürüyordu: "Mustafa Kemal ve silah arkadaşlan bu savaşlarda dinin nasıl emperyalist güçler tarafından kullanıldığını gördü ve o nedenle din duygulannı ve dince kutsal kavramlar üzerindeki siyasal ve ticari amaçlari ortadan kaldırmak istediler. Gerçekte vicdan özgürlüğü, gerçekte demokrasi laik toplumda meydanagelir.Çünküantilaik toplumda dince kutsal kavramlar tıpkı sayın Mezarcı'nın yapüğı gibi siyasal amaçlarla hergün sömürülür ya da burda tek kelimeyle karşı çıkamadıklan Arapsermayesi tarafından Türkiye'de kurduklan bankalar araalığıyla. banker sistemleri araalığıyla sürdürülür, mali çıkarlan sürdürülür...Şimdi ben şaşınyorum bir milletvekili sanki önemli tezlerduymuşgibi Ali Şükrü olayı getiriyor, Mustafa Kemal'in kabrini bir türbe olarak görüyor. O Türk ulusunun simgesidir, Kurtuluş Savaşı'nın simgesidir. Bir türbe değildir. Birtapınak değildir. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın simgesidir. Emperyalizme karşı verilen savaşın simgesidir. O savaşın simgesi olduğu için Anıtkabir'e gidilir. Bir de Müslümanlıkta ölüleri rahmetle ve saygıyla anmak diye bir ilke vardır. Arkadaşımız din adamı.Bu ilkeyi bile bilmiyor. Mezarcı ise bu konuyla ilgjli olarak, tekke ve türbelerin yıkılmasıyla ilgili kanunun Mustafa Kemal tarafından çıkartıldığıru belirterek milletin değer verdiği insanlann türbelerinin yıkıldığını ve bir türbe dikilerek insanlann zorla oraya götürüldüğünü iddia ediyor ve şöyle diyordu: "Ben şunu söyledim. Ya bu kanunu değiştirin, hala anayasada var bu ilkel türbe yı v an kanun. Ya bunu kaldınn, ya o türbeyi de yıkın. Ben bunu söyledim. Mutlak yıkın demedim." Mumcu ise cevaben Anıtkabir'i yıkmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini belirterek" Bir kere Mustafa Kemal'i kimse eleştirmesin demiyoruz. Özgür bir toplumda Mustafa Kemal de eleştirilir. Kemalizm de eleştirilir, faşizm de eleştirilir, Humeyni de eleştirilir, İslamcı bankerlerle ortaklık kuran milletvekilleri de" demişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle