Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
şmlSMİ 1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
"Sevgiyle Yaşama
Merhaba"
KüMtür Servisi-Cüzzamla Savaş Vakfı ile
Be>- men Status Dergisi'nın işbirliğiyle
dör~t yıldırsürdüriilen "LeprasızBir
DüJiya İçin Elele'" kampanyası
çerçevesinde 11 Nisan Cumartesi günü Ce-
ma 1 Reşit Rey Konser Salonu'nda bir
etkinlikgerçekleşü'rilecek. Beymen
Sta l u s Dergisi'nin önderliğinde
hazarlanan "Sevgiyle Yaşama Merhaba"
konulu etkinlik, Cüzzamla Savaş
Vakfi'nın dûzenlediği ilk ve orta öğrenim
geı*çliğine yönelik resim yanşmasının
ödCil töreni ile başlayacak. Hüsamettin
Koçan'ın 15 öğrencisinin, cüzzama ilişkin
duygulanru konuklann önündedile
getiLrecekleri ortak resim çalışmasından
son r a Gülsen Tuncer ve Müştak Erenus
çeşi tli şairlerden sevgi şürleri
okıayacaklar.
Yapı Kredi sergileri
Kül«ürServisi-Yapı Kredi Beyoglu Sanat
Galerisi'nde Kaya Tanyeri'nin resim
sergisi sürerken. Kaam Taşkent Sanat
Galerisi'ndeki UmurTürker resim sergisi
de bugün açılıyor. 1930 doğumlu Kaya
Tanyeri Eczacılık Fakültesi'ni bitircükten
sonra Bedri Rahmi Eyüboğlu ile resim
üzerineçahştı. Resmin yamnda fotoğraf
ve kısa film çalışmalan da yapan
Tanyeri'nin Beyoglu Sanat
Galerisi'ndeki yedinci kişisel sergisi 24
Nisan'da sona erecek.Yapı Kredi Kaam
Taşkent Sanat Galerisi'nde bugün sergisi
açılan UmurTürkerise 1945'te
Umîırbey'dedoğdu.
Akgenç Dergisi
kuhfir Servisi-Akbank'ın gençler için
vayımladığı Akgenç dergisinin nisan
sayısı çıkü. Iki ayda bir yayımlanan
derginin bu sayısında Martika,
Salt'n'Pepa, Nirvana, Hakan Pekerile
söyleşi, Quenn efsanesi, süper pop
festeleri, sanat, moda ve spor konu
ftiihyor-
Scyarslanlar'ın
sergisi
külriir Senisi-Resim sanatçılan Asiye ve
llvı Soyarslan, son dönem yapıtlannı
Ne^hir Devlet Güzel Sanatlar
Gakrisi'nde bugünden itibaren
ergıliyorlar. 17 Nisan'a dek açık kalacak'
>:rgide Ulvi Soyarslan 35, Asiye
Soyarslan ise 15 yağlıboya peyzaj ve
latürmort çalışma sergileyecekler.
Can'dan yeni kitaplar
Kiftür Servisi-Can Yaymevi.bayram ön-
ces 6 kitap yayımladı. Yayınevinin
vikardığı çeviri yapıtIar,Arrabarın
Ekbil'in Ce2ası'(çeviren:Abidin Emre),
Virginia VVoolf un 'Perde Arası'(Çevi-
rer. Tomris Uyar),Goethe'nin 'Seçme
VIfktuplar'(Çeviren:Melahat Togar)
ıdknnı taşıyor.Can Yayınevi'nden
filun yerli yapıtlar ise Selim İleri'nin
Ohennem Kraliçesi' romanının ikincı
•jaamı,Süreyya Berfe'nin,I99I Cemal
Sîreya Şiir Ödülü'nü kazanan 'Şiir
Çaişmalan' ve Erdoğan Tokmakçıoğ-
'Zurna Çalan Kuş' adlı kitaplan.
DıganKardeş'in
nisan sayısı
İtünir ServKi-Yapı Kredi Yayınlan'nın
t
ıkırdığı Doğan Kardeş çocuk
de-jisinin nisan sayısı yayımlandı. Her
3k;yucuya bedava süt kuponunun
•erldiği derginin bu sayısında,çocuk
Jibyasından haberler,Tuncay
sajbeki'nin resimlediği "Paranın
Serüveni' başlıklı çizgi-öykü,yeni çıkan
nûzik kasetleri üzerine bilgiler, alıyor.
Vırlık'ın nisan sayısı
Kültür Servia-Varkk
Dergisi'nin mitolojiyi
konu edindiği nisan
sayısı çıktı.
"Mitologyanın
M
İzinde" başlığını
taşıyan özel bölüm
içinÜnsalOskay,
MazharCandan,
Güven Turan,
Gülseli İnal, Hulki
VLunç, İsmet Zeki Eyüboglu, Erdoğan
\Jtan ve Konur Ertop, insanoğlunun
biıerce yıldır süren serüvenine ışık tutan
raologyalan ve mitologya kavramını
jrctlediler.Derginin diğer ürünleri
arsında Sulhi Dölek'in Habis'in
Serivenleri, İsmet Özel'den Ataol
fceramoğlu'na Mektuplar, Ender
Hcun'un Marksizm ve Hıristiyanlık
\j3Sinda Eşcinsel Bir Filozofbaşlıklı
>adan yer alıyor.
•2000li Yıllarda
fiPkiye"
KJtürServisi-Uran Kültür ve Sanat
V^rkezi'nin "2000'li Yıllara Girerken
Tiıkiye" başbğı iledüzenlediği dizi
k«ıferanslann bugünkü konuğu mimar
ve azar Aydın Boysan olac. k.
&«?san'ın "2000'li Yıllara Girerken
Gfc£ceğinCjörünüş.ü"adlı konferansı
ıradcezin Üsküdar'daki adresinda saat
I~0'de başlayacak.
İDOB bu yıl operanın önemli örneklerinden birini, Nabucco'yu sahneliyor
İstanbul'da bir Verdî klasiği
EVİN
İLYASOĞLU
"Opera" deyince derin ve büyülü
bir dünyanın tanımı da birlikte
gelir: İçinde bütün sanat dallan-
nın katkısı olan, baleden edebiya-
ta resimden orkestraya şandan ti-
yatroya, hele bugünün teknolojik
olanaklan da eklenince sahnede
yeni bir dünya yaratmaktır opera
sergilemek.
Rejisöründen en küçük roldeki oyuncu-
suna kadar operanın yazıldığı dönemin
müzik tarihi, zamanın müzjk stili, besteci-
sinin karakteri ve öykünün geçtiği döne-
min tarihsel özellikleri gözetilmelidir. Sine-
ma, vıdeo gibi görselliğin hızlandığı, zen-
ginleştiği bir dönemde yaşıyoruz. Klasik-
leşmiş kalıplardaki operalan, bu yeni or-
tamlara karşın alımlı kılmak için en kusur-
suz, yetenekli ve özüne bağlı yorumlarla
ayakta tutabiliriz! İstanbul Devlet Operası
bu yıl çok iddiah bir yapıtı. Verdi'nin, Na-
bucco'sunu sahneliyor. İlk kez 1842'de Mi-
lano'da oynanmış, İsa'dan önce 586
yılında geçen ve büyük İtalyan bestecisi
Verdi'nin üçüncü operası oİarak ortaya
çıkan bir yapıt. Efsanevi panolann altın-
larla bezenrniş, koyu kırmızılıkla süslen-
miş etkinliği; mabetteki gerçek atlar, gor-
kemli heykeller, merdivenler, asma bahçe-
leri, heyecan veren bir dekor düzenlemesi.
Tutsaklar korosu Fırat Nehri'nin kıyısı bo-
yunca değil de "ağlayan duvar" gibi kul-
ianılan AKM sahnesinin yangın perdesi
önünde söylüyor ünlü ezgisini. Koro ger-
çekten iyi çalışmış, tonlaması ve duygusal
etkinliği yerinde. Orkestra, şef Palumbo'-
Nabucco'da cengâver kahraman kadın Abigaille'\ i Leyla Demiriş; (solda), Zaccaria
rolünü de bir din adamının bilgeliği içinde Attila \lanizade yommJuyor.
nun titiz değneği altında çok dengeli. gere-
ğinde solistlerin ses hacmıne göre pıanissi-
mo bir yorum getirmeyi başanyor. Solistle-
re gelince, herbiri dramatik niteliğe sahip
sesler beklenirken, sesinin özelliği kadar
oyunuyla müziğe ve sahneye egemen ol-
ması beklenirken. İDOB'un operada yer
alan tüm sanatçilannın bu beklentilere ce-
vap verdiği söylenemez. Opera dünyasının
en zor rollerinden birini, cengâver. kahra-
man kadın Abigaille'yi üstlenen Leyla De-
miriş. nc kadar bu rolün kimliğine büriin-
müş. ne kadar dışında kaimış; sesi yüksek
tonlara ne kadar dramatikçe ulaşabiliyor,
alt tonlarda ne kadar kayboluyor ne za-
man kin dolu ne zaman soylu bir oyun scr-
giliyor. hepsi tartışılabilir. Nabucco.rolün-
deki Mete Uğur, oyunuyla çok başanlı. an-
cak sesinden beklenen daha denn bir bas-
bariton rengi yerine uçan bir baritontenor
rengi egemenliğini sallantıya düşürüyor.
Elena Kenber. Fenena'yı hem sesi hem de
oyunuyla çok başanlı canlandırmakta.
Oyunun bir diğer başanlı karakteri de Zac-
caria rolünü yüce bir din adamının bilgeliği
içinde yorumlayan Attila Manizade.
Annmış. güven verici bir kişiliği sesindeki
gizemli tonla birleştiriyor. Gerçekten de
İsa'dan önce 586"ya götürüyor dinleyiciyi.
hem de romantik italyan operasının gerek-
tirdiği biçem içinde. Öte yanda pürüzsüz
bir delikanlı saflığını Ender Anman'ın
(İsmalle) ne sesinde ne de oyununda bul-
mak mümkün. Bazı rollere neden ikinci
kast çalışmamış. zira böylesi yüklü bir
yapıtı tek kast oynamak büyük cesaret işi...
Konuk rejisör Grzesiknİci'nin sahneye
koyduğu Nabucco genelde etkileyici, is-
tanbul izleyicisi için önemli bir opera. An-
cak bazı aynntılara özen gösterilirse onca
emek daha bir değerlenerek ortaya çıka-
cak.
Bir kora konsari
Yeşua Aroyo, korosunun kuruluşuhun
onuncu yıhnı kutladı geçen hafta. On yıl
önce kurduğu oda korosunu hiçbir mali
destek almaksıan, yeterli nitelikte eleman-
lan sürekli elinde tutamadan, ama her tür
zorluğa göğüs gererek bugüne dek koru-
muş bir müzik neferi.
Programlanna her dönemden, değişik
uluslardan yapıtlar alıyor. Kimi eşliksiz
koro için kimine son üç yıldır eklediği
küçük çalgı topluluğu eşlik ediyor. "Deği-
şik döncmler ve değişik ülkelerden seçme
yapmam bireğitim olayı. Hem koro üyele-
rini hem de dinleyiciyi eğitmek için" diyor.
"Ne yazık ki konservatuvarlarda oda mü-
ziği ağırlıklı koro çalışması yok. Operatik
yorum değil. oda korosunun kendine özgü
dünyevi konulan işleyen bir coşkusu
vardır.
Ne oratoryo ne de requiem. Madrigalin
getirdiği dünyaya bağlılıktır bu coşku."
Aroyo korosunda yaş ortalaması 17-25
arası idealist gençler. Yeşua Aroyo için ko-
roda disiplinin önemi her zaman ön plan-
da. "Herkese aynı hacimde iş yaptırmak.
tek bfr ses gibi söyletmek. aynı renkte ses
üretmek söz konusu" diyor. Ve titizliğinı
bu yıl verdiği ilk konserde bazı ezgileri ke-
sip, baştan çaldırtmasıyla da ortaya koyu-
yor. "Yanlışlarla sürdüremeyiz müziği.
müzik adına saygısızlık olur" diyerek. veni
yıla hazırlanırken korosuna mutlaka bir
sponsor bulması gereğini vurguluyor.
Yusuf Taktak'ın resim sergisi Garanti Sanat Galerisi'nde 28 nisana dek açık kalacak
Derleyen, yukan doğru fırlayan üçgenler
FATMAORAN(fstanbul)-1951 Bol-
vadin doğumlu Yusuf Taktak,
1969-74 döneminde İstanbul
Devlet Güzel Sanatlar Akademisi
Adnan Çoker atölyesinde eğitim
gördü. 1974 yılında akademison-
rası Salzburg Yaz Akademisi'ne
devam etti. Bugüne kadar birçok
karma sergiye katılan sanatçı ilk
sergisini 1981 yılında İstanbul
Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'-
nde gerçekleştirdi.
Sanatçının Antalya, Atina ve İstanbul'-
da duvar resimleri buiunuyor. Yusuf Tak-
tak'ın özel koleksiyonlarda. İstanbul Re-
sim ve Heykel Müzesi ileGaleri Larcade-
deresimleriyer alıyor.
Beyoglu Garanti Sanat Galerisi'nde al-
tıncı kişisel şergisini gerçekleştiren Yusuf
Taktak'a, "Öncelikle soyadınız tlgimi çeki-
yor" diyorum. "Çok neşeli bir soy'adı. Bir
öyküsü var mı?" "Var tabii", diyor gülme-
sini sürdürürken ve anlatıyor: "Babamın
babası, büyük dedem helvacılık yapıyor-
larmış: helva döverken de hep tak tak seslc-
ri çıkıyormuş. Bir süre sonra tak tak olayı-
dan uzaklaşılmış, adeta başka bir kavrama
dönüşmüş tak tak; sanki böyle bir 'taktak'-
lar sülalesi oluşmuş. Soyadı Kanunu çıkın-
ca da Taktak'ı soyadı olarak almışlar."
Yusuf Taktak'ın Garanti Sanat Gale-
risi'nde 7-28 nisan tarihleri arasında sergi-
leyeceği resimleri "91-92 yıllannı" içeriyor.
Yusuf Taktak sergjlerine belli bir isim ver-
mek yerine, yıllan ön plana çıkardığını söy-
lüyor. Isim vermeyi resimlerini izleyenler-
den, resim için düşünenlerden bekliyor
daha çok...
Yusuf Taktak bugüne kadar açtığı tüm
sergilerinde mekânın büyük rol oynadığı-
nı. sergi öncesinde mekâna çok gidip geldi-
ğini hatta mekânın kendisini çağırdığını
belirtiyor. Garanti Sanat Galerisi'nin bir
zamanlar 'hamam" olması fikrinin de ken-
disine^ilginç geldiğini söyleyen Taktak.
"Mekânın bana verdiği izlenimlerle oluştu
bu sergi" diyor.
Sergideki tüm resimler öyle bir yerleşti-
rilmişler ki. birbirleriyle bakışıyorlar sanki.
Taktak resimlerin bakışma olayını da son
derece önemseyip benimsiyor; resimlere bir
bakıma canlı muamelesi yapıyor burada
Taktak. "Çünkü" diyor, "hepsinin büyük
bir hatırası var bende. Boşluklar. doluluk-
lar her şey aslında sergi alanında oluşmalı,
diye düşünüyorum."
Yusuf Taktak'ın bu sergisindeçoğunluk
orta ve açık tonlardaki yüzey; genelde sağ-
dan sola bölünerek. giderek yükselmeyi
kuvvetlendiren üçgen formlarladestekleni-
yor. Üçgen formu çok sevdiğini söylüyor
sanatçı. Başkaldıran bir form üçgen. İn-
sanlann başkaldırmalannı simgeliyor.
Toplumsal mesajı olan bir form. Grev ça-
dırlannı getirin gözlerinizin önüne. İnsan-
lann direnişlerini ve başkaldınlannı büyük
beton mimarilerin önüne kurduklan beyaz
çadırlarla simgeledikleri günleri getirin.
Yusuf Taktak'ın üçgen formu o günlerden
geliyor işte, Taktak'ın çadırlan soyutlanı-
yor, daralıyor, üçgenimsi bir forma ulaşı-
yor. Çağdaş, mekanikleşen dünyaya gön-
dermeleri oluyor Taktak'ın bu formlan.
Üçgenin çağdaş dünyanın simgesi olduğu-
na inanıyor Taktak. Ilerleyen, yukan doğ-
ru fırlayan bir form, üçgen; füze gibi. Üç-
gen, Yusuf Taktak'ı da ifade ediyor resim-
lerinde...
Yusuf Taktak, resme başladığından beri
akriiik kullanıyor; tual üzerinde akrilik.
ama sadece onunla da kalmıyor. çeşitli
malzemeler degiriyor resminin içine. Orne-
ğin. üç boyutlu bisiklct formunu kullanı-
yor; böylelikle resmin içinde yapay da olsa
bir hareket kazanmış oluyor. Işık kullanı-
Yusuf Taktak üçgen formlan kullanıyor. Başkaldıran bir form üçgen, toplumsal mesajı var." diyor. (Fotoğraf: İbrahım Günel)
yor sonra. kimi zaman resim yaptığı malze-
meleri sokuyor resmin içine. çevresinde il-
gisini çeken. çağdaş yaşamı ilgilendiren ci-
simleri de resmine so'kmaktan kaçınmıyor.
Resimierinde derinliği, görünürkdeki de-
rinliği aramadığını söyleyen Yusuf Tak-
tak, yüzeye çok sadık kalıyor.
Grinin tonlannı kullanmayı seviyor. ta-
bii bunun kişiliğiyle de ilgisi var. Bu sergi-
sinde. grilerle renkliler atbaşı gidiyorlar.
Askerlik sonrası oluşan karamsar bir alış-
kanlıkla renkleri numaralandınyor Yusuf
Taktak ve tek rakamlardan yararlanıyor.
"İ>i de bir plastik malzeme oluyor benim
için" diyor.
Üçgen formlanndan çok, merdivcn
formlannın ağırlığı görülüyor Taktak'ın
bu sergisinde. Resimlerinin hemen hemen
çoğunda sağ aşağıdan başlayıp sol yukan
doğru yükselen bir biçimler yumağı var ve
bunlar bir gerilim yaratıyorlar kendi içle-
rinde.
Kompozisyon iki aşamada. karşılıklı iki
biçimde gerçekleşiyor. Merdiven; yüksel-
me. gelişme ve ilerlemeye duyulan özlemi
simgeliyor.
Soyutta temellenivor. diyebilir miyiz
Yusuf Taktak"ın resimlerine? Evet. öğren-
cilik yıllannda fıgüratif resimler de yapan
Taktak. bisikletten çadır formuna oradan
işaret formuna. üçgenden de merdiven for-
muna vanyor.
Evet. soyut formlan çok sevdiğini söy-
lüyor Yusuf Taktak.
Her mekanda değişik düzenlemelerle re-
simlerini sergileyen Yusuf Taktak'ın bu
sergisinde. galerinin eskiden hamam oldu-
ğuna gönderme yapacak bir düzenleme de
yeralıyor.
Yusuf Taktak, plexiglas bir fanus içerisi-
ne kömür. ortasına çanak ve koni koyarak
o mekanlaflgilibir gönderme yapıyor..
Mehmet L ygun'un bir çalışması.
Cinleşen
insanlar
Kültür Servisi-Türk resminin gerçek üs-
tücü temsılcilerinden Mehmet L'ygun'-
un son dönem çalışmalannı kapsayan
sergisi Vakko Beyoglu Sanat Galerisi'n-
de bugün açılıyor.
Resimierinde görülmeyen. ancak ha-
yal edilebilen figürlere yer vcrcn Meh-
met Uygun'un yapıtlannda cinler. pcri-
ler. şeytanlar insan'la sürekli yerdeğişti-
riyor. Kendine özgü bir figür ve mekan
anlayışı olan sanatçının büyük boyutlu
tuval çalışmalarının yanısıra sürekli zen-
ginleşen birdesen dosyası. gravür. kolaj
ve heykel işleri de buiunuyor.
Kendini tekniklc sınırlamak istcmedi-
ğini söyleyen Mehmet Uygun. Marma-
ra Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Ergin İnan ve Mustafa Pilevneli Atölye-
leri'nden I989'da mezun oldu.Haİcn
Anadolu Üniversitesi üygulamalı Gü-.'
zel Sanatlar Yüksek Okulu'nda öğrctim
görevlısi olarak çahşan Uvgun ilk kişisel
resim sergisini 1988'deaçtı.l990ve 1991,
yıllannda iki başarı ödülü kazanan sa- •
natçının Vakko Beyoglu Sanat Galeri- ,
si'ndeki sergisi 30 Nisan'a dek izlenimc
açık kalacak.
Cazın yarattığı
yapıtlar
Kültür Servisi-Türkiyc'dcki ilk sergisini
geçen yıl İstanbul"da açan Bulgars;ınatçı<*
Vladimir Chukich. ülkemizdckı ikinci t
sergisini yann Vakko Ankara Sanal Ga-*
lerişi'nde açıvor. **
Özgün baskı çalışmalan ile izlcyiciyi
lanımlanamayan zaman vc mckanlara
götürmeyi amaçlayan Chukich. işlerinde
özelliklc cski Çin ve Mısır'dan izlere ycr
venyor.Caz müziğine dc ilgi duyan sa-
natçı sergisinde vcr alan Manavishnu vc
Saxuality dizilcrini. bu müziğin ctkısindc
oluşturmuş.
Sergidc liıograti vc gravür çalışma-
lannı sunan sanatçı. bu özgün baskı ıck- ~
hiklcrinin vanısıra The Drcam of The- •
Pyramids dizisinın rölycllne dc çalı-
şmasında yer vcriyor.
I958'dc Hasköy'de doğan Vladimir
Chukich. Güzel SanatlarAkadcmisi'ni
bıtirdikten sonra grafik sanatlar dalında
uzmanlaşlı.
Chukıch'in yapıtlan I987"dcn başlava-
rak Japonya. İlalva. Yugoslavva. Ku-
veyl, Macaristan \c Bulgarislan'da gcr-
çcklcşlirilen Uluslararası Gratik Sanal-
lar Bienallerinc kabul edildi. Bir vapılı
1987 Varna Grafik Bicnali birincilik odü-
lüne dcğer bulunan sanalçının. Hollan-
da. Belçika. Almanya. ABD. Finlandıya.
İtalya \c Fransa'daki sanat galcrilerindc
ve özel koleksiyonlarda yapıtlan buiu-
nuyor. Sanalçının Vakko'dakı scrgısı 30
Nisan"da sona erecek.
Tiyatro Tiyatro'nun
nisan sayısı
Kültür Ser>isi-Avlık Tivalro Tivatro
Dergisi bu avki konusunu. 23 Nisan Ço-
cuk Şenliklcri ncdeniylc Çocuk Tiyaıro-
lanna ayırdı. Dergjde, Üniver-
site öğrctim görevlileri Prof.Dr.Scvinç
Sokullu. Metin Balay ve Çetin Etilf nın
yazılan ile İstanbul'da Muhsin Ertuğ-
rul'un 100. Doğum Yılı nedcni ile bu yıl
genişletılerek yapılacak Çocuk Şenlikİc-
rine ait bilgiler buiunuyor.Derginin ka-
pağında ise Doğan Kardcş Dcrgisfnin
dûzenlediği yanşmalardan seçilmış bir
resim yer alıyor.
Derginin bu sayısında. 27 Marl Dün-
ya Tiyatrolar Günü'nde A.Turan Ofla-
zoğlu'nun hazırladığı ulusal bildirinin
tam metni ile derginin 27 Mart günü üze-
rine görüşlerini açıklayan bir yazı da bu-
lunuvor.
Fotoğraf'özgün' sanatsal mesaja ulaşma yolunda
Kültür Servisi-Mimar Sinan Üniversitesi*
Güzel Sanaılar Fakültesi Fotoğraf Ana
Sanat Dalfnca. ilki Aralık 1989'da gerçek-
leştirilen "Deneysel Fotografı Oğrenci
Çalışmaları Sergisi"nin ikincisi bugün Mi-
mar Sinan Üniversitesi Osman Hamdi Ser-
gi Salonu'nda açılıyor. 1990-91 eğitim dö-
neminde "Deneysel Fotografi" disiplinini
izleyen 27 öğrencinin 60*a yakın siyah
beyaz baskı ve renkli baskı çalışmalan-
ndan oluşan sergi 22 Nisan'a dek izlenime
açık olacak.
Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanat-
lar Fakültesi FotoğrafAna Sanat Dalı "De-
neysel Fotografi" disiplini öğretim üyesi
Doçent Ahmet ÖnerGezgin tarafından ta-
sarlanan ve gerçekleştirilen serginin bir
özelliği de, sekiz öğrencinin katılımıv la ger-
çekleştirilen ve "Fotograffnin Gerçeklik
Boyutlan"nın irdelendiği proje. Proje. se-
kiz adet öz portrenin bulunduğu gerçek in-
san boyutlannda (1:1) siyah'beyaz baskı-
lardan oluşuyor.
Proje kapsamındaki 1:1 baskılar. sergi
salonunda bulunduklan mekanlann nes-
nelyapısı ile bütünlük de içeriyor.
Ülkemizde belgesel fotografi'nin "yüzey-
sel görsellik" ya da "düz-anlamsal" fotog-
Altın Gürler'in sergide ver alan 'Öz Portre 1990' adlı çalışması.
rafik göstergelerini. sanata yaklaşımında yan.disiplinlerarasıiletişimingerçekleşme-
yetersiz bulan. düşünce temeline dayalı sa- sini hedefleyen Denevsel Fotografı'nin.
natsal dıli ile fotografi'nin sınırlannı zorla- kuram ile uvgulama arasında sürekli bir
ilişkiyi gündemde tutmayı amaçladığinı .
belirten Ahmet Öner Gezgin. sergi ile ilgili
şu bilgileri veriyor:"Eğitim içinde Deneysel
Foıografı'nin amacı, fotograffnin vc diğer
plastik sanatlann tüm teknolojik veestctik
olanaklannı kullanarak "özgün" sanatsal
mesaja ulaşmaktır.Eğıtim. içerik açısından
beş ayn özelliği kapsar.I-Kişisel görüşlerc ,
ağırlık verilir.
2-Kesin bir değerlendirmc vc yargıdan . ,
kaçılır.3-Bclli bir plana bağlı kalınmaz.4- '
Belli bir düşünce veya anlayış kabul cttiril-
meye çalışılmaz.
5-Uİaşılmak istcnilen sanatsal dilin te-
mel ilkesi. tez hipotez veya düşünü olarak
belirlenmiş yaratıcı fıkirdir.
Fotografi. çok boyutlu nesnel gerçekli-
ğin iki boyutlu belgesel birsaptavımı oldu-
ğuna göre. sergilenen çalışmalardaki dc-
neysellik iki ayn düzlemdc değerlcndirilc-
bilir.-Birincisi. fotografi nesnel görüntünün
nesnelliğini aşarak, aracın tüm tcknik este-
tik,semantik ve pragmatik olanaklannın
kullanıldığı soyut dışavurumcu düzlcm.
ikincisi ise. fotografi'nin temclde bir alt-
yapı elemanı olarak muhafaza edilerck
kullanıldığı "konzept"c davalı kavramsal
düzlcm"".