15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
şmlSMİ 1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 "Sevgiyle Yaşama Merhaba" KüMtür Servisi-Cüzzamla Savaş Vakfı ile Be>- men Status Dergisi'nın işbirliğiyle dör~t yıldırsürdüriilen "LeprasızBir DüJiya İçin Elele'" kampanyası çerçevesinde 11 Nisan Cumartesi günü Ce- ma 1 Reşit Rey Konser Salonu'nda bir etkinlikgerçekleşü'rilecek. Beymen Sta l u s Dergisi'nin önderliğinde hazarlanan "Sevgiyle Yaşama Merhaba" konulu etkinlik, Cüzzamla Savaş Vakfi'nın dûzenlediği ilk ve orta öğrenim geı*çliğine yönelik resim yanşmasının ödCil töreni ile başlayacak. Hüsamettin Koçan'ın 15 öğrencisinin, cüzzama ilişkin duygulanru konuklann önündedile getiLrecekleri ortak resim çalışmasından son r a Gülsen Tuncer ve Müştak Erenus çeşi tli şairlerden sevgi şürleri okıayacaklar. Yapı Kredi sergileri Kül«ürServisi-Yapı Kredi Beyoglu Sanat Galerisi'nde Kaya Tanyeri'nin resim sergisi sürerken. Kaam Taşkent Sanat Galerisi'ndeki UmurTürker resim sergisi de bugün açılıyor. 1930 doğumlu Kaya Tanyeri Eczacılık Fakültesi'ni bitircükten sonra Bedri Rahmi Eyüboğlu ile resim üzerineçahştı. Resmin yamnda fotoğraf ve kısa film çalışmalan da yapan Tanyeri'nin Beyoglu Sanat Galerisi'ndeki yedinci kişisel sergisi 24 Nisan'da sona erecek.Yapı Kredi Kaam Taşkent Sanat Galerisi'nde bugün sergisi açılan UmurTürkerise 1945'te Umîırbey'dedoğdu. Akgenç Dergisi kuhfir Servisi-Akbank'ın gençler için vayımladığı Akgenç dergisinin nisan sayısı çıkü. Iki ayda bir yayımlanan derginin bu sayısında Martika, Salt'n'Pepa, Nirvana, Hakan Pekerile söyleşi, Quenn efsanesi, süper pop festeleri, sanat, moda ve spor konu ftiihyor- Scyarslanlar'ın sergisi külriir Senisi-Resim sanatçılan Asiye ve llvı Soyarslan, son dönem yapıtlannı Ne^hir Devlet Güzel Sanatlar Gakrisi'nde bugünden itibaren ergıliyorlar. 17 Nisan'a dek açık kalacak' >:rgide Ulvi Soyarslan 35, Asiye Soyarslan ise 15 yağlıboya peyzaj ve latürmort çalışma sergileyecekler. Can'dan yeni kitaplar Kiftür Servisi-Can Yaymevi.bayram ön- ces 6 kitap yayımladı. Yayınevinin vikardığı çeviri yapıtIar,Arrabarın Ekbil'in Ce2ası'(çeviren:Abidin Emre), Virginia VVoolf un 'Perde Arası'(Çevi- rer. Tomris Uyar),Goethe'nin 'Seçme VIfktuplar'(Çeviren:Melahat Togar) ıdknnı taşıyor.Can Yayınevi'nden filun yerli yapıtlar ise Selim İleri'nin Ohennem Kraliçesi' romanının ikincı •jaamı,Süreyya Berfe'nin,I99I Cemal Sîreya Şiir Ödülü'nü kazanan 'Şiir Çaişmalan' ve Erdoğan Tokmakçıoğ- 'Zurna Çalan Kuş' adlı kitaplan. DıganKardeş'in nisan sayısı İtünir ServKi-Yapı Kredi Yayınlan'nın t ıkırdığı Doğan Kardeş çocuk de-jisinin nisan sayısı yayımlandı. Her 3k;yucuya bedava süt kuponunun •erldiği derginin bu sayısında,çocuk Jibyasından haberler,Tuncay sajbeki'nin resimlediği "Paranın Serüveni' başlıklı çizgi-öykü,yeni çıkan nûzik kasetleri üzerine bilgiler, alıyor. Vırlık'ın nisan sayısı Kültür Servia-Varkk Dergisi'nin mitolojiyi konu edindiği nisan sayısı çıktı. "Mitologyanın M İzinde" başlığını taşıyan özel bölüm içinÜnsalOskay, MazharCandan, Güven Turan, Gülseli İnal, Hulki VLunç, İsmet Zeki Eyüboglu, Erdoğan \Jtan ve Konur Ertop, insanoğlunun biıerce yıldır süren serüvenine ışık tutan raologyalan ve mitologya kavramını jrctlediler.Derginin diğer ürünleri arsında Sulhi Dölek'in Habis'in Serivenleri, İsmet Özel'den Ataol fceramoğlu'na Mektuplar, Ender Hcun'un Marksizm ve Hıristiyanlık \j3Sinda Eşcinsel Bir Filozofbaşlıklı >adan yer alıyor. •2000li Yıllarda fiPkiye" KJtürServisi-Uran Kültür ve Sanat V^rkezi'nin "2000'li Yıllara Girerken Tiıkiye" başbğı iledüzenlediği dizi k«ıferanslann bugünkü konuğu mimar ve azar Aydın Boysan olac. k. &«?san'ın "2000'li Yıllara Girerken Gfc£ceğinCjörünüş.ü"adlı konferansı ıradcezin Üsküdar'daki adresinda saat I~0'de başlayacak. İDOB bu yıl operanın önemli örneklerinden birini, Nabucco'yu sahneliyor İstanbul'da bir Verdî klasiği EVİN İLYASOĞLU "Opera" deyince derin ve büyülü bir dünyanın tanımı da birlikte gelir: İçinde bütün sanat dallan- nın katkısı olan, baleden edebiya- ta resimden orkestraya şandan ti- yatroya, hele bugünün teknolojik olanaklan da eklenince sahnede yeni bir dünya yaratmaktır opera sergilemek. Rejisöründen en küçük roldeki oyuncu- suna kadar operanın yazıldığı dönemin müzik tarihi, zamanın müzjk stili, besteci- sinin karakteri ve öykünün geçtiği döne- min tarihsel özellikleri gözetilmelidir. Sine- ma, vıdeo gibi görselliğin hızlandığı, zen- ginleştiği bir dönemde yaşıyoruz. Klasik- leşmiş kalıplardaki operalan, bu yeni or- tamlara karşın alımlı kılmak için en kusur- suz, yetenekli ve özüne bağlı yorumlarla ayakta tutabiliriz! İstanbul Devlet Operası bu yıl çok iddiah bir yapıtı. Verdi'nin, Na- bucco'sunu sahneliyor. İlk kez 1842'de Mi- lano'da oynanmış, İsa'dan önce 586 yılında geçen ve büyük İtalyan bestecisi Verdi'nin üçüncü operası oİarak ortaya çıkan bir yapıt. Efsanevi panolann altın- larla bezenrniş, koyu kırmızılıkla süslen- miş etkinliği; mabetteki gerçek atlar, gor- kemli heykeller, merdivenler, asma bahçe- leri, heyecan veren bir dekor düzenlemesi. Tutsaklar korosu Fırat Nehri'nin kıyısı bo- yunca değil de "ağlayan duvar" gibi kul- ianılan AKM sahnesinin yangın perdesi önünde söylüyor ünlü ezgisini. Koro ger- çekten iyi çalışmış, tonlaması ve duygusal etkinliği yerinde. Orkestra, şef Palumbo'- Nabucco'da cengâver kahraman kadın Abigaille'\ i Leyla Demiriş; (solda), Zaccaria rolünü de bir din adamının bilgeliği içinde Attila \lanizade yommJuyor. nun titiz değneği altında çok dengeli. gere- ğinde solistlerin ses hacmıne göre pıanissi- mo bir yorum getirmeyi başanyor. Solistle- re gelince, herbiri dramatik niteliğe sahip sesler beklenirken, sesinin özelliği kadar oyunuyla müziğe ve sahneye egemen ol- ması beklenirken. İDOB'un operada yer alan tüm sanatçilannın bu beklentilere ce- vap verdiği söylenemez. Opera dünyasının en zor rollerinden birini, cengâver. kahra- man kadın Abigaille'yi üstlenen Leyla De- miriş. nc kadar bu rolün kimliğine büriin- müş. ne kadar dışında kaimış; sesi yüksek tonlara ne kadar dramatikçe ulaşabiliyor, alt tonlarda ne kadar kayboluyor ne za- man kin dolu ne zaman soylu bir oyun scr- giliyor. hepsi tartışılabilir. Nabucco.rolün- deki Mete Uğur, oyunuyla çok başanlı. an- cak sesinden beklenen daha denn bir bas- bariton rengi yerine uçan bir baritontenor rengi egemenliğini sallantıya düşürüyor. Elena Kenber. Fenena'yı hem sesi hem de oyunuyla çok başanlı canlandırmakta. Oyunun bir diğer başanlı karakteri de Zac- caria rolünü yüce bir din adamının bilgeliği içinde yorumlayan Attila Manizade. Annmış. güven verici bir kişiliği sesindeki gizemli tonla birleştiriyor. Gerçekten de İsa'dan önce 586"ya götürüyor dinleyiciyi. hem de romantik italyan operasının gerek- tirdiği biçem içinde. Öte yanda pürüzsüz bir delikanlı saflığını Ender Anman'ın (İsmalle) ne sesinde ne de oyununda bul- mak mümkün. Bazı rollere neden ikinci kast çalışmamış. zira böylesi yüklü bir yapıtı tek kast oynamak büyük cesaret işi... Konuk rejisör Grzesiknİci'nin sahneye koyduğu Nabucco genelde etkileyici, is- tanbul izleyicisi için önemli bir opera. An- cak bazı aynntılara özen gösterilirse onca emek daha bir değerlenerek ortaya çıka- cak. Bir kora konsari Yeşua Aroyo, korosunun kuruluşuhun onuncu yıhnı kutladı geçen hafta. On yıl önce kurduğu oda korosunu hiçbir mali destek almaksıan, yeterli nitelikte eleman- lan sürekli elinde tutamadan, ama her tür zorluğa göğüs gererek bugüne dek koru- muş bir müzik neferi. Programlanna her dönemden, değişik uluslardan yapıtlar alıyor. Kimi eşliksiz koro için kimine son üç yıldır eklediği küçük çalgı topluluğu eşlik ediyor. "Deği- şik döncmler ve değişik ülkelerden seçme yapmam bireğitim olayı. Hem koro üyele- rini hem de dinleyiciyi eğitmek için" diyor. "Ne yazık ki konservatuvarlarda oda mü- ziği ağırlıklı koro çalışması yok. Operatik yorum değil. oda korosunun kendine özgü dünyevi konulan işleyen bir coşkusu vardır. Ne oratoryo ne de requiem. Madrigalin getirdiği dünyaya bağlılıktır bu coşku." Aroyo korosunda yaş ortalaması 17-25 arası idealist gençler. Yeşua Aroyo için ko- roda disiplinin önemi her zaman ön plan- da. "Herkese aynı hacimde iş yaptırmak. tek bfr ses gibi söyletmek. aynı renkte ses üretmek söz konusu" diyor. Ve titizliğinı bu yıl verdiği ilk konserde bazı ezgileri ke- sip, baştan çaldırtmasıyla da ortaya koyu- yor. "Yanlışlarla sürdüremeyiz müziği. müzik adına saygısızlık olur" diyerek. veni yıla hazırlanırken korosuna mutlaka bir sponsor bulması gereğini vurguluyor. Yusuf Taktak'ın resim sergisi Garanti Sanat Galerisi'nde 28 nisana dek açık kalacak Derleyen, yukan doğru fırlayan üçgenler FATMAORAN(fstanbul)-1951 Bol- vadin doğumlu Yusuf Taktak, 1969-74 döneminde İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Adnan Çoker atölyesinde eğitim gördü. 1974 yılında akademison- rası Salzburg Yaz Akademisi'ne devam etti. Bugüne kadar birçok karma sergiye katılan sanatçı ilk sergisini 1981 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'- nde gerçekleştirdi. Sanatçının Antalya, Atina ve İstanbul'- da duvar resimleri buiunuyor. Yusuf Tak- tak'ın özel koleksiyonlarda. İstanbul Re- sim ve Heykel Müzesi ileGaleri Larcade- deresimleriyer alıyor. Beyoglu Garanti Sanat Galerisi'nde al- tıncı kişisel şergisini gerçekleştiren Yusuf Taktak'a, "Öncelikle soyadınız tlgimi çeki- yor" diyorum. "Çok neşeli bir soy'adı. Bir öyküsü var mı?" "Var tabii", diyor gülme- sini sürdürürken ve anlatıyor: "Babamın babası, büyük dedem helvacılık yapıyor- larmış: helva döverken de hep tak tak seslc- ri çıkıyormuş. Bir süre sonra tak tak olayı- dan uzaklaşılmış, adeta başka bir kavrama dönüşmüş tak tak; sanki böyle bir 'taktak'- lar sülalesi oluşmuş. Soyadı Kanunu çıkın- ca da Taktak'ı soyadı olarak almışlar." Yusuf Taktak'ın Garanti Sanat Gale- risi'nde 7-28 nisan tarihleri arasında sergi- leyeceği resimleri "91-92 yıllannı" içeriyor. Yusuf Taktak sergjlerine belli bir isim ver- mek yerine, yıllan ön plana çıkardığını söy- lüyor. Isim vermeyi resimlerini izleyenler- den, resim için düşünenlerden bekliyor daha çok... Yusuf Taktak bugüne kadar açtığı tüm sergilerinde mekânın büyük rol oynadığı- nı. sergi öncesinde mekâna çok gidip geldi- ğini hatta mekânın kendisini çağırdığını belirtiyor. Garanti Sanat Galerisi'nin bir zamanlar 'hamam" olması fikrinin de ken- disine^ilginç geldiğini söyleyen Taktak. "Mekânın bana verdiği izlenimlerle oluştu bu sergi" diyor. Sergideki tüm resimler öyle bir yerleşti- rilmişler ki. birbirleriyle bakışıyorlar sanki. Taktak resimlerin bakışma olayını da son derece önemseyip benimsiyor; resimlere bir bakıma canlı muamelesi yapıyor burada Taktak. "Çünkü" diyor, "hepsinin büyük bir hatırası var bende. Boşluklar. doluluk- lar her şey aslında sergi alanında oluşmalı, diye düşünüyorum." Yusuf Taktak'ın bu sergisindeçoğunluk orta ve açık tonlardaki yüzey; genelde sağ- dan sola bölünerek. giderek yükselmeyi kuvvetlendiren üçgen formlarladestekleni- yor. Üçgen formu çok sevdiğini söylüyor sanatçı. Başkaldıran bir form üçgen. İn- sanlann başkaldırmalannı simgeliyor. Toplumsal mesajı olan bir form. Grev ça- dırlannı getirin gözlerinizin önüne. İnsan- lann direnişlerini ve başkaldınlannı büyük beton mimarilerin önüne kurduklan beyaz çadırlarla simgeledikleri günleri getirin. Yusuf Taktak'ın üçgen formu o günlerden geliyor işte, Taktak'ın çadırlan soyutlanı- yor, daralıyor, üçgenimsi bir forma ulaşı- yor. Çağdaş, mekanikleşen dünyaya gön- dermeleri oluyor Taktak'ın bu formlan. Üçgenin çağdaş dünyanın simgesi olduğu- na inanıyor Taktak. Ilerleyen, yukan doğ- ru fırlayan bir form, üçgen; füze gibi. Üç- gen, Yusuf Taktak'ı da ifade ediyor resim- lerinde... Yusuf Taktak, resme başladığından beri akriiik kullanıyor; tual üzerinde akrilik. ama sadece onunla da kalmıyor. çeşitli malzemeler degiriyor resminin içine. Orne- ğin. üç boyutlu bisiklct formunu kullanı- yor; böylelikle resmin içinde yapay da olsa bir hareket kazanmış oluyor. Işık kullanı- Yusuf Taktak üçgen formlan kullanıyor. Başkaldıran bir form üçgen, toplumsal mesajı var." diyor. (Fotoğraf: İbrahım Günel) yor sonra. kimi zaman resim yaptığı malze- meleri sokuyor resmin içine. çevresinde il- gisini çeken. çağdaş yaşamı ilgilendiren ci- simleri de resmine so'kmaktan kaçınmıyor. Resimierinde derinliği, görünürkdeki de- rinliği aramadığını söyleyen Yusuf Tak- tak, yüzeye çok sadık kalıyor. Grinin tonlannı kullanmayı seviyor. ta- bii bunun kişiliğiyle de ilgisi var. Bu sergi- sinde. grilerle renkliler atbaşı gidiyorlar. Askerlik sonrası oluşan karamsar bir alış- kanlıkla renkleri numaralandınyor Yusuf Taktak ve tek rakamlardan yararlanıyor. "İ>i de bir plastik malzeme oluyor benim için" diyor. Üçgen formlanndan çok, merdivcn formlannın ağırlığı görülüyor Taktak'ın bu sergisinde. Resimlerinin hemen hemen çoğunda sağ aşağıdan başlayıp sol yukan doğru yükselen bir biçimler yumağı var ve bunlar bir gerilim yaratıyorlar kendi içle- rinde. Kompozisyon iki aşamada. karşılıklı iki biçimde gerçekleşiyor. Merdiven; yüksel- me. gelişme ve ilerlemeye duyulan özlemi simgeliyor. Soyutta temellenivor. diyebilir miyiz Yusuf Taktak"ın resimlerine? Evet. öğren- cilik yıllannda fıgüratif resimler de yapan Taktak. bisikletten çadır formuna oradan işaret formuna. üçgenden de merdiven for- muna vanyor. Evet. soyut formlan çok sevdiğini söy- lüyor Yusuf Taktak. Her mekanda değişik düzenlemelerle re- simlerini sergileyen Yusuf Taktak'ın bu sergisinde. galerinin eskiden hamam oldu- ğuna gönderme yapacak bir düzenleme de yeralıyor. Yusuf Taktak, plexiglas bir fanus içerisi- ne kömür. ortasına çanak ve koni koyarak o mekanlaflgilibir gönderme yapıyor.. Mehmet L ygun'un bir çalışması. Cinleşen insanlar Kültür Servisi-Türk resminin gerçek üs- tücü temsılcilerinden Mehmet L'ygun'- un son dönem çalışmalannı kapsayan sergisi Vakko Beyoglu Sanat Galerisi'n- de bugün açılıyor. Resimierinde görülmeyen. ancak ha- yal edilebilen figürlere yer vcrcn Meh- met Uygun'un yapıtlannda cinler. pcri- ler. şeytanlar insan'la sürekli yerdeğişti- riyor. Kendine özgü bir figür ve mekan anlayışı olan sanatçının büyük boyutlu tuval çalışmalarının yanısıra sürekli zen- ginleşen birdesen dosyası. gravür. kolaj ve heykel işleri de buiunuyor. Kendini tekniklc sınırlamak istcmedi- ğini söyleyen Mehmet Uygun. Marma- ra Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Ergin İnan ve Mustafa Pilevneli Atölye- leri'nden I989'da mezun oldu.Haİcn Anadolu Üniversitesi üygulamalı Gü-.' zel Sanatlar Yüksek Okulu'nda öğrctim görevlısi olarak çahşan Uvgun ilk kişisel resim sergisini 1988'deaçtı.l990ve 1991, yıllannda iki başarı ödülü kazanan sa- • natçının Vakko Beyoglu Sanat Galeri- , si'ndeki sergisi 30 Nisan'a dek izlenimc açık kalacak. Cazın yarattığı yapıtlar Kültür Servisi-Türkiyc'dcki ilk sergisini geçen yıl İstanbul"da açan Bulgars;ınatçı<* Vladimir Chukich. ülkemizdckı ikinci t sergisini yann Vakko Ankara Sanal Ga-* lerişi'nde açıvor. ** Özgün baskı çalışmalan ile izlcyiciyi lanımlanamayan zaman vc mckanlara götürmeyi amaçlayan Chukich. işlerinde özelliklc cski Çin ve Mısır'dan izlere ycr venyor.Caz müziğine dc ilgi duyan sa- natçı sergisinde vcr alan Manavishnu vc Saxuality dizilcrini. bu müziğin ctkısindc oluşturmuş. Sergidc liıograti vc gravür çalışma- lannı sunan sanatçı. bu özgün baskı ıck- ~ hiklcrinin vanısıra The Drcam of The- • Pyramids dizisinın rölycllne dc çalı- şmasında yer vcriyor. I958'dc Hasköy'de doğan Vladimir Chukich. Güzel SanatlarAkadcmisi'ni bıtirdikten sonra grafik sanatlar dalında uzmanlaşlı. Chukıch'in yapıtlan I987"dcn başlava- rak Japonya. İlalva. Yugoslavva. Ku- veyl, Macaristan \c Bulgarislan'da gcr- çcklcşlirilen Uluslararası Gratik Sanal- lar Bienallerinc kabul edildi. Bir vapılı 1987 Varna Grafik Bicnali birincilik odü- lüne dcğer bulunan sanalçının. Hollan- da. Belçika. Almanya. ABD. Finlandıya. İtalya \c Fransa'daki sanat galcrilerindc ve özel koleksiyonlarda yapıtlan buiu- nuyor. Sanalçının Vakko'dakı scrgısı 30 Nisan"da sona erecek. Tiyatro Tiyatro'nun nisan sayısı Kültür Ser>isi-Avlık Tivalro Tivatro Dergisi bu avki konusunu. 23 Nisan Ço- cuk Şenliklcri ncdeniylc Çocuk Tiyaıro- lanna ayırdı. Dergjde, Üniver- site öğrctim görevlileri Prof.Dr.Scvinç Sokullu. Metin Balay ve Çetin Etilf nın yazılan ile İstanbul'da Muhsin Ertuğ- rul'un 100. Doğum Yılı nedcni ile bu yıl genişletılerek yapılacak Çocuk Şenlikİc- rine ait bilgiler buiunuyor.Derginin ka- pağında ise Doğan Kardcş Dcrgisfnin dûzenlediği yanşmalardan seçilmış bir resim yer alıyor. Derginin bu sayısında. 27 Marl Dün- ya Tiyatrolar Günü'nde A.Turan Ofla- zoğlu'nun hazırladığı ulusal bildirinin tam metni ile derginin 27 Mart günü üze- rine görüşlerini açıklayan bir yazı da bu- lunuvor. Fotoğraf'özgün' sanatsal mesaja ulaşma yolunda Kültür Servisi-Mimar Sinan Üniversitesi* Güzel Sanaılar Fakültesi Fotoğraf Ana Sanat Dalfnca. ilki Aralık 1989'da gerçek- leştirilen "Deneysel Fotografı Oğrenci Çalışmaları Sergisi"nin ikincisi bugün Mi- mar Sinan Üniversitesi Osman Hamdi Ser- gi Salonu'nda açılıyor. 1990-91 eğitim dö- neminde "Deneysel Fotografi" disiplinini izleyen 27 öğrencinin 60*a yakın siyah beyaz baskı ve renkli baskı çalışmalan- ndan oluşan sergi 22 Nisan'a dek izlenime açık olacak. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanat- lar Fakültesi FotoğrafAna Sanat Dalı "De- neysel Fotografi" disiplini öğretim üyesi Doçent Ahmet ÖnerGezgin tarafından ta- sarlanan ve gerçekleştirilen serginin bir özelliği de, sekiz öğrencinin katılımıv la ger- çekleştirilen ve "Fotograffnin Gerçeklik Boyutlan"nın irdelendiği proje. Proje. se- kiz adet öz portrenin bulunduğu gerçek in- san boyutlannda (1:1) siyah'beyaz baskı- lardan oluşuyor. Proje kapsamındaki 1:1 baskılar. sergi salonunda bulunduklan mekanlann nes- nelyapısı ile bütünlük de içeriyor. Ülkemizde belgesel fotografi'nin "yüzey- sel görsellik" ya da "düz-anlamsal" fotog- Altın Gürler'in sergide ver alan 'Öz Portre 1990' adlı çalışması. rafik göstergelerini. sanata yaklaşımında yan.disiplinlerarasıiletişimingerçekleşme- yetersiz bulan. düşünce temeline dayalı sa- sini hedefleyen Denevsel Fotografı'nin. natsal dıli ile fotografi'nin sınırlannı zorla- kuram ile uvgulama arasında sürekli bir ilişkiyi gündemde tutmayı amaçladığinı . belirten Ahmet Öner Gezgin. sergi ile ilgili şu bilgileri veriyor:"Eğitim içinde Deneysel Foıografı'nin amacı, fotograffnin vc diğer plastik sanatlann tüm teknolojik veestctik olanaklannı kullanarak "özgün" sanatsal mesaja ulaşmaktır.Eğıtim. içerik açısından beş ayn özelliği kapsar.I-Kişisel görüşlerc , ağırlık verilir. 2-Kesin bir değerlendirmc vc yargıdan . , kaçılır.3-Bclli bir plana bağlı kalınmaz.4- ' Belli bir düşünce veya anlayış kabul cttiril- meye çalışılmaz. 5-Uİaşılmak istcnilen sanatsal dilin te- mel ilkesi. tez hipotez veya düşünü olarak belirlenmiş yaratıcı fıkirdir. Fotografi. çok boyutlu nesnel gerçekli- ğin iki boyutlu belgesel birsaptavımı oldu- ğuna göre. sergilenen çalışmalardaki dc- neysellik iki ayn düzlemdc değerlcndirilc- bilir.-Birincisi. fotografi nesnel görüntünün nesnelliğini aşarak, aracın tüm tcknik este- tik,semantik ve pragmatik olanaklannın kullanıldığı soyut dışavurumcu düzlcm. ikincisi ise. fotografi'nin temclde bir alt- yapı elemanı olarak muhafaza edilerck kullanıldığı "konzept"c davalı kavramsal düzlcm"".
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle