28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 NtSAN 1992 ÇARŞAMBA 10 DIŞ HABERLER Atina Valisi öldû • CUMHURÎYET (Atina) - Yunamstan'ın başkenti Atina'nın 55 yaşındaki dinamik Belediye Başkanı AndonisTritsis, lOgün öncegeçirdiği beyin kanamasmdan sonra girdiği ağır komadankurtulamadı. Dünakşamüstü tedavi edildiği yoğun bakımda son nefesini veren Tritsis'in ölümü tüm Yunanistan'da üzüntü yaratü. PASOK hükümetleridönemindeeğitinı veçevre bakanlıklan yapan mimar-mühendis Tritsis daha sonra dönemin başbakanı Andreas Papandreu ile arasında çıkan görüşaynhklanndanötürü PASOK'tan aynlmıştı. 1990yılının ekim ayında yapılan belediye başkanlığı seçimlerinde PASOK'un desteklediği aday Melina Merküri'ye karşı tek başına rakip olan Tritsis, sağeğilimli YDP hükümetinin ve komünist partilerin verdiği destekje belediye başkanlığmı kazanmışü. lki yılı aşkın bır zaman içinde Atina'nın trafıği ilehava kirliliğine karşı savaş veren Tritsis, aynı zamanda sp>ortif bir yaşam sürdürmekte olan fanatik birsigara düşmanıydı. Öğrencilik yıllannda Balkan dekatlon ve uzun atlama şampiyonu da olan Tritsis'in bu şekilde can vermesı Aünahlar arasında şok etkısıyaratu. İsrail'den gözdağı • AA(Kudüs)-Güney Lübnan'da güvenlik bölgesınde önceki gün iki Fsrail askerinin ölümüyle spnuçlanan saldınnın ardından İsrail, İran yanlısı Hizbullah örgütünü uyararak misılleme tehdidinde bulundu. Israil ordusundan bir yetkili, radyodan yaptığı açıklamada, "Saldınyı gerçekleştırenler bunu çok pahalıya ödeyeceklerini çok iyi biliyorlar ve harekete geçme zamanımız kendimiz belirleyeceğız" dedi. Rumlar silahlanıyor • AA (Lefkoşa) - Kıbns Rum yönetimi, 1992yılındasilahlanmaya günde 64 milyon 890 bin TL harcayacak. Rum Temsilciler Meclısi Savunma Komitesı 1992 silahlanma bütçesini 2.3 trilyon TL olarak belırledi. Rum yönetimi Savunma Bakanı Andreas Aloneftis, bütçenin kabülünden sonra yaptıgı açıklamada bu yıl 133.9 milyar TL'lik yeni silah ithal edeceklerini açikladı. Akayev Bonn'da • AA (Bonn) - Kırgızıstan Devlet Başkanı Asker Akayev, dört günlük bir resmi ziyarette bulunmak üzere Bonn'a gıttı. Akayev'i cumhurbaşkanlığı konutunda askeri törenle karşılayan Almanya Cumhurbaşkanı Rıchard von NVeizsaecker, Almanya ile Kırgızistan'ın ışbırliği yapmasıru önerdi. Mültecilerden sorumlu İçişleri Bakanlığı Müsteşan Horst NVaffenschmıdt i!e görüşen Akayev, müsteşardan Kırgızistan'da yaşayan 100 bine yakın Alman kökenli yardım sözüaldı. Müsteşar aynca Kırgızistan'a 1 milyon markhkübbi malzeme yardımı yapılacağını da açıkladı. Akayev, Bonn'da Başbakan Kohl ve Dışişleri Bakanı Genscher ile degörüşücek. Arnavutbaşkan • AA (Tiran) - Arna vutluk Parlamentosu başkanlığı naeski bir siyasi tutuklu olan Pjeter Arbnori'nin atandığı bildınldi. Arnavutluk televizyonundan edinüen bilgiye göre, 55 yaşındaki Arbnori, parlamentoda sandalyelerin yaklaşık üçte ikisine sahip olan Demokrat Parti miÜetvekiliydi. Aynı zamanda yazar ve şair olan Arbnon, 25 yılıru Burrel Cezaevi'nde ve Spac bakır madeni çalışma kampında geçirdikten sonra 2 yıl önce özgûrlüğüne kavuşmuştu. Fransa, AT ve BAB'a girmesi mümkün olmasa da Türkiye'yi Avrupa'dan koparmayacak birçözümden yana Türkiye-Avrupa ilişkisine ara fonnülMtNE G. SAULNIER(Paris) - Fransa Cumhurbaşkanı François Mitter- rand'ın nisan ayının 13'ünde Türkiye'ye yapacağı üç günlük resmi zi- yaret öncesi, 'Türkiye teması' Paris'in diplomatik çevrelerinde günün İconusu haline geldi. Bu çeyrelerden Ankara'ya iletilen mesaj, Türki- ye'nin AT ve BAB üyeliğinin şimdilik mümkün olmadığı, ancak Tür- kiyesiz bir Avrupa düşünülemeyeceği biçiminde. Fransız Senatosu'na bağlı, Türkiye- Fransa Dostluk Derneğı, geçen cuma günü Luxembourg sarayında Türkiye konulu bir panel ve yemek verdi. "Yeni veriler ve yeni amaçlar" adını taşıyan panelde, Fran- sız Dışişleri Bakanlığı eski Genel Sekreteri François Scheer, Türkiye'nin Avrupa ve Fransa ile olan ilişkilerini irdeleyen çok önemlı bir konuşma yaptı. François Scheer, Fransız diplomasisinin en büyük adlanndan biri. Habbaş skandalı sırasında hükümeti kurtarmak ıçin kurban edilen bu yüksek devlet görevlisi, halen Dı- şişleri BakanlığVnda Türkiye gibi dikenli konularda 'bilgelik' yapıyor. Scheer'in Türkiye'ye verdiği mesaj özetle şöyle: "Tûrkiye'nin şimdilik, ne Avrupa Top- luluğu ne de Batı Avrupa Savunma Bir- liği'ne girmesi mümkündür. Fakat, Tür- kiye'yi Avrupa'dan dışlamak, bu sakıncalı ve kritik bölgede Avrupa'yı büyük tehlike- ye atar. Dolayısıyla Avrupa, Türkiye'yi tam olarak bünyesine almadan ama kendi- sinden de koparmadan bir ara formül bul- malı ve bu formülü derhal uygulamaya koymalıdır." Scheer'in mesajı, Türk diplomatik mis- yonlan tarafından 'acık sözlü' olarak de- ğerlendiriliyor ve önerilen "ara formül', za- ten Türk yetkililerinin 'gerçekten umduk- lan' tek olanak. Bu ara formül büyük bir olasılıkla. Türkiye'yi AT'nin içinde ol- madan bu kurumun doğal bir müttefiki saymaya yönelik özel bir anlaşma biçimin- de gerçekleşecek. Scheer'in mesajındaki ikinci önemli nok- ta, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinin De- mirel hükümetine yönelik bazı kuşkular taşımasıydı. örneğin Scheer, konuşması- nın bir yerinde "Demirel kabinesinin Kürt politikası yeterince açık seçik değil" dedi. "Neresi açık değil anlatır nusınız? Kürt- lere kültür özgûrlüğüne evet diyorlar. Fa- kat ülkenin bütünlüğünü de korumak zo- rundalar" sorusu, Scheer'in biraz da aba altından sopa gösteren biçemine sinırlenen dinleyıciler tarafından alkışlandı. Fransız hükümeti ve diğer Avrupa ülke- len, genelinde ANAP hükümeünin ikti- dardan düşmesine, gizlemeye çahştıklan bir üzüntüyle bakıyorlar. Demirel, Batılıla- nn gözünde çok daha milliyetçi bir politi- kacı. Panelin diğer konuşmacılan; Fransız Dış İlişkiler Enstitüsü Başkanı Thierry de Montbrial, "Türkiye'ninjeopojitik zorluk- lan" konulu bır konferans verdi. Dış Ilişkiler Enstitüsü Başkanı Montbri- al, Tûrkiye'nin tüm komşulanyla bozuk olan ilişkilenni incelerken Kıbns konusun- da Yunanistan ile mutlaka bir uzlaşmaya vanlmasının gereği üstünde durdu. Avru- pa Topluluğu'na gınş konusunda ise Tûr- kiye'nin AT koşullanna geçişten çok sarsı- lacağını ve AT'ye girişin şu sıra Türkiye ıçin hiçbir avantajı olmadığını ileri sürerek Yunanistan'ın bu AT şokundan hâlâ kur- tulamadığına ışaret etti. tktidar olması beklenen İşçi Partisi'nin Kıbns ve Kürt politikası Türkiye'ye ters düşüyor Londra-Ankara dostluğu telılikede EDİP EMtL ÖYMEN (Load- ra) - İngiltere'nin, 1979- 1990 döneminde Marga- ret Thatcher ve 17 ay sü- reyle John Major'ın baş- kanlığında Türkiye'ye yö- nelik olarak istikrarlı bi- çimde sürdürdüğü dosta- ne ve anlayışlı tavn, yann yapılacak seçimden sonra değişmeye aday görünü- yor. Kamuoyu yoklamalan, ana muhalefet îşçi Partisi'nin tek başına olmasa bile 'dışandan destekli' bir aanlık hükümeti kuracak kadar milletvekili çıkar- tacağını ya da Liberal Demokrat Parti ile bir koalisyona gidebile- ceğini gösteriyor. Yoklama so- nuçlan oya dönüştüğü takdirdc Muhafazakâr Parti'nin, dördün- cü kez iktidan alamayacagı an- laşılıyor. Ana muhalefet Jşçi Partisi, 1980'lerle birlikte soldan merke- ze doğru kaydıysa da, Türkiye'- ye ilişkin baza göriişlerinde eski dönemınden kalma katı tutum- lannı değiştirmiş değil. Partinin yeni hükümeti kurması du- rumunda dışişleri bakanlığına getirilmesi beklenen Gerald Ka- ufmann, özellikle Kıbns konu- sunda Rum tezine yakınlığı ile biliniyor. Dış yardım bakanlığı- na getirilmesi beklenen bayan üye Anne Clywd ise özellîkle Kürt sorunu hakkındaki 'katı ve genellemeci görüşleri' ile tanını- yor. Yeni hükümeti İşçi Partisi'- nin kurması durumunda, Türki- ye'yi yakından ilgilendiren bir- çok hassas dış siyaset konusun- da İngiltere'nin, 13 yıldan sonra Türkiye'nin karşısına geçme olasılığı var. Partinin Kıbns konusundaki tutumu, secim bildirgesinde şu şekilde yer aldı: "Kıbns'ın meşru hükümeünin de savunduğu bir federal temel üzerinde, Kıbns'ın banşçı biçimde birleşürilmesıni sağ- lamak amacıyla Birleşmiş Milletler, İngiliz Uluslar Topluluğu, Avrupa Topluluğu ve NATO ile birlikte çalı- şmak." Secim bildirgesinde Kıbns'ta tek bir meşru hükümet olduğu, 'Kibns bölündüğü için' birleştirilmesi gerek- tiği vurgulanıyor, ancak iki ayn top- luma değinilmiyor. Aynca sorunun çözümü için iki toplumun çaba gös- termesi yerine çok yönlü ve çok ta- raflı ele ahnması önerilmekte. Bu ise Türkiye'nin çözüm için savunduğu teze aykın. Müstakbel Dışişleri Bakanı Ge- rald Kaufmann, birçok konuşmasın- da Kıbns Türk toplumundan 'azın- lık' diye söz etmiş, "50010 çözülme- den Türkiye'nin AT üyeliğine mutla- ka karşı çıkacağız' demışti. Seçim bildirgesinde ise "Kıbns, Avusturya, İsveç ve Finlandiya'nın AT üyelikle- rinin hızla gerçekleşmesine öncelik vereceğiz" deniliyor. Seçim bildirgesinde aynca, "İngil- tere'nin dış yardımlan ve silah satış- lan, ülkelerin insan haklanna olan tutumlanna bağb olacaktır. Büyü- kelçiliklerimıze bırer insan haklan temsilcisı atanacak, bu görevli, ülke- dekı insan haklan uygulamalannı denetleyecek ve bu konuda her yıl parlamentoya bir rapor sunacaktır" deniliyor. Bu açıdan bakıldığmda, Türkiye ile İngjltere arasında da aynen Al- manya ile yaşanan bir tür çekişme olasılığı artmış durumda. Avrupa Topluluğu dönem baş- kanlığını temmuz-aralık aylannda İngiltere üstleneeek. Avrupa Tek Se- nedı'nin yürürlüğe gırmesi öncesinde bu konuda alınacak birçok hayati karara, dönem başkanı sıfatıyla İn- giltere öncülük edecek. Türkiye'nin AT üyeliğinin yeniden gündeme ge- leceği böyle bir dönemde, Türkiye'- nin AT forumlannda, 'geleneksel' addedilen İngiltere desteğinı bula- maması artık olası Yabancılara saldınlar arttı Almanya'da faşLst terörtırmanıyor DİLEK ZAPTÇIOĞLU (Beriin) - Aşın sağ partilerin seçimlerde kazandığı başan, AJmanya'daki ya- banalar ve Türkler arasında huzursuzluğu arttırdı. Hükümetin atadığı yabancılar görevlileri, 'aşın sağın başansından sonra yabancılara yöne- lik neofaşist saldınlann artacağınf belirtiyor. Nitekim önceki gün Beriin "Yabancılar kadınlanmızı ra- yakınlannda bir Bulgar mülte- bıçaklanmış olarak bulun-a du. Almanya'nın çeşiüi yerle- rinde mülteci yurtlanna saldınlar sürüyor. Baden-Württemberg eyale- tinde yüzde 1 l'lik oy oranıyla meclise giren ve on beş mil- letvekili kazanan aşın sağ 'Cumhuriyetçiler Partisi (REP) Genel Başkanı Franz Schönhuber'ın hedefi, 1994 ge- nel seçimleri. Programını milli- yetçilik ve yabana düşmanhğı üzerine kuran parti, pazar gün- kü seçimlerde tanhının en bü- yük başansını elde etti. Şimdi- ye kadar aşın sağın en büyük başansı. 1968'de aynı eyalette yüzde 9.8 oranında oy alan ne- ofaşist Nasyonal Demokratik Parti'nin (NPD) olmuştu. "Cumhunyetçiler" yuzde ll'le Federal Almanya'nın kurul- duğu 1949'dan bu yana bir aşın sağ partiye verilen en yük- sek desteğe ulaşülar. Almanya, aşın sağın tır- manışının nedenlerini tartı- şıyor. Partinin seçmenleri ara- sında yapılan anketler, bu kitlenin baa ortak noktalarda birleştiğini ortaya koydu. Aşın sağa kayan Alman seçmenler, büyük partilere ve eski politi- kaalara güvenmiyor. Ne Baş- bakan Helmut Kohl liderliğın- deki muhafazakârlann, ne de Sosyal Demokrat Parti'nin 'memleket meselelerini' çöze- bileceği kanısında. Bu mesele- ler ise şöyle sıralanıyor: Aşın sağa kayan kıtleye göre Almanya'nın en büyük sorunu yabancılar ve iltica yasasını is- tismar eden mülteciler. Buna göre 'siyasi mülteci sıfatıyla ge- lip aslında paradan başka bir şey düşünmeyen yabanalar, Almanya'dakı sosyal devlet anlayışını istismar ediyor.' Aşın sağın seçmeni, birçok Al- man gibi 'ülkede fazla yabana olduğunu' düşünüyor. "Biz çahşırken yabanalar yan gelip yatıyor", "Yabanalar pis", hatsız ediyor" gibi yerleşik ön- yargılan "Yabanalar ve mül- teciler dışan!" talebi izliyor. Uzun süredir yürütülen araşürmalar, Almanya'da yalnız aşın sağa oy veren seç- menin değil tüm halkın yüzde 64'ünün bu görüşleri savun- duğunu ortaya koyuyordu. Fakat seçimlerde bu ğörüsteki seçmenlenn oldukça büyük bir bolümünün aşın sağa kayma- sı, siyasi partileri alarma ge- çirdi. Kohl liderliğindekı Hıristi- yan Demokratlar, uzun süre- dir Alman anayasasında siyasi iltica hakkını güvenceye alan 16. maddeyi değiştirmek isti- yor. Sosyal Demokrat Parti, anayasanın değişnıesine ve si- yasi iltica hakkının kısıtlan- masına karşıydı. SPD'nin de bu seçimlerde büyük oy kaybı- na uğraması, partinin 'sağa kayma' ve muhafazakârlann taleplerine yaklaşma tehukesi- ni beraberindegetirdi. 1994'e kadar Almanya'da seçim olmayacak. Bu iki yılda Almanya'da ekonomik koşul- lann düzelmek yerine sertİeş- mesi bekleniyor. Doğu Al- manya ve Avrupa'ya akıülan dev krediler ve yardımlar, Al- man hükümeünin bütçesini daha da kısmasmı beraberin- degetirecek. Bu koşullar aşın sağın oy potansiyelini arttırmasını sağ- layacak. Uzmanlar 1994 yılında yapılacak genel seçim- lerde Schönhuber'in aşın sağ 'Cumhuriyetçiler' partisinin Federal Meclis'e gjreceğine neredeyse kesin gözüyle bakı- yorlar. Eğer REP bunu ba- şanrsa, Almanya'da federal düzeyde temsil edilen ilk aşın sağ parti unvanına kavuşacak. Aşın sağın başansı, diğer par- tileri popülist yaklaşımlarla sağa kaydırma tehlikesi taşıdığı için Almanya'da si- yasi kültürü uzun vadeli olum- suz yönde etkilemeye aday. FOTOGRAF SERGISI İtalya, hem hükümetsiz hem de alternatifsiz Sandıktan kaos çıktı STOP SADDAM 'TEK ADAM' YOKEDİYOR Sponsor: Irak insan Haklan Derneği DERGINK! ISTANBUL 9-12 Nisan 1992 Divan Oteli ANKARA 14- 18 Nisan 1992 TÜR-SER Salonu NtLGÜN CERRAHOĞLU (Roma) - İtal- ya'da 5-6 nisanda yapılan seçimlerde sandıktan "kaos" çıktı. 45 yıldır ülke politikasınahâkim olan Hıristiyan De- mokratlann kurduğu "düzene" karşı oy kullanan İtalyanlar, pazartesi ak- şamı belli olan sonuçlara göre karma- şık bir biçimde "değişim" istediklerini ortaya koydular. Hükümet partilerinden geniş oranda desteği geri çeken İtalyan secmenJeri; oylan yüzde 29. 5'e düşen Hıristiyan Demokratlara 5 puanlık bir gerileme ile tarihi bir yenilgi yaşattılar. İtalyan politikasının siyasi hakemi ve Hınstıyan De- mokratlann en önemli koalisyon ortağı Sosya- listler de bir puana yakın bir gerilemeyle yüzde 13.6 düzeyinde kaldılar. Mevcut koalisyonu oluşturan 4 parti (Hıristiyan Demokratlar, Sos- yalıstler, Sosyal Demokrat ve Liberaller) yüzde 50'vı bulamadılar. Fakat işin garibi İtalyanlaryalnız hükümetten değil, ana muhalefetten de desteklenni cektiler. Hıristiyan Demokratlardan sonra ülkenin ikinci büyük partisi konumunda olan eski komünist- ler de 10.5 puanlık bir gerileme kaydettiler. Sov- yet sıstemınin çöküşünden sonra isim değışüren ve "EJemokratik Sol Parti" adıyla yeniden vaftız olan İtalyan komünistleri, dünden bugüne yara- tılan sosyal demokrat fızyonomi ile seçmene ınandına gelmedı. İtalya'nın en saygın siyasi düşünürü Norbertö Bobbio'nun "İtalyan sısteminin anormalliği" olarak altını çızdiği bu durum, şu anda İtalya'yı "hem hükümetsiz hem alternatifsiz" bırakmış görünüyor. "Herhangı bir hükümet koalisyonu darbe yediği zaman" diyor Bobbio. "muhalefet kazanır. Bızde böyle değil. İtalyan Komünist Partisi'nin (İKP) güçlü bir ana muhalefet oluş- turduğu günlerde bir 'sol alternatiften bahset- mek söz konusuydu. Bugün böyle bir alternati- fin hiçbir anlamı yok. Zaten böyle bir alternatif de yok. İtalya'da şu anda alternatifi oluşturabi- lecek hükümet karşıtı partiler öylesine bölün- müş ve parçalanmış durumda ki bunlann her- hangi bir ciddi seçenek oluşturması beklenmi- yor..." Nitekim belli başb İtalyan gazetelerinin man- şetlen hep siyasi panoramadakı bu bölünmüşlü- ğü vurguluyor. "İtalya paramparça" diyor ör- neğin II Tempo gazetesinin manşeti. La Stampa ve Corriere della Sera'nın ise "Seçim zelzelesi" başlığıru yeğlediği görülüyor. Eski İKP, yeni DSP'nin yaym organı L'Unita, "Hıristiyan De- mokrat rejim sona erdi" diyor. La Repubblica da eski düzenin sonunu "İtalya'da da 'Duvar' -Hıristiyan Demokratlann duvan- çöktü" diye- rek haber veriyor. Hâlâ komünist kalmakta di- reten II Manıfestocular ise "Asıl serüven şimdi başlıyor" başlığını yeğliyorlar. Bundan sonra İtalya'yı nasıl bir "serüven"in beklediği henüz belli değil. Şu anda hiç kimse ne tip bır hükümet kurulacağı hakkında bir tah- minde bulunamıyor. Seçim sistemınin değişürilmesi, kurumsal re- form. GSMH'nin yüzde 11 'ineeşıt boyutlardaki kamu açıklannın indirilmesi, mafyayla mücade- le gibi ivedilik taşıyan bir dizi ciddi sorunun üs- tünden gelebilecek koalisyon formülleri üzerin- de kafa yorulurken ülkenin dördüncü siyasi gücü konumuna yükselen yerelci Kuzey Birliği (KB) parüsinın başansı da birdiğer istikrarsızlık unsuru oluşturuyor. 1990 yerel seçimlerinde Mi- lano civanndaki Lombardiya bölgesinde Lom- bardıya Birliği (LB) adıyla beliren ve bu seçim- lerde hâkım siyasi güç Hıristiyan Demokratlarla başabaş bir başan sağlayan LB etrafında odak- laşan Kuzey Birliği, İtalya için "federasyon" isti- yor. Tam ttalyan usulü bir anarşiyle 45 yıl iktidan yönlendiren düzenı "protesto eden" italyanlar, Yeşiller gibi diğer Avrupa ülkelerinde ideolojile- rin çökmesinden yararlanan yeni partilere de yüz vermiyorlar. Yeşillerin Fransa ve Alman- ya'da kaydedilen başansı Çizme'de prim yapmı- yor ve bu partinin oylan yüzde 2.8'de kahyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle