18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 TEMMUZ 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 YÖK Başkanı Dogramacı yeni çıkan Mütevelli Yönetmeliği'ni değerlendirdv Özel statülü üniversite bu yıl Zamana Karşı Cezayir... Bakan Akyol, "ODTÜ ve îstanbul Üniversitesi de istekli ama ilk olarak İTÜ ve Malatya Üniversitesi özel statülü olacak" dedi. HAKAN AYGÜN ANKARA Yükseköğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. thsan Doğramacı, bazı üniversitelere önümüzdeki öğretim yılından itibaren "özel statü" verilebileceğini söyledi. özel statülü üniversitelerin, üniversite dışından kişilerden oluşacak "üst yöactim kuıuln" tarafından yönetilmesinin "biiyük bir atılım" olduğunu ifade eden Dogramacı, "Bütün diinyada üniversiteler bu yolu seçiyor" diye konuştu. Prof. Doğramacı, yeni çıkan üsl yönetim kurulunun görev ve yetkilerine ilişkin yönetmelikle ilgili olarak Curahuriyet'in sorulannı yanıtladı: Özel statii verilecek üniversiteier ne zaman belirlenecek? DOGRAMACI Büiyorsunuz yasaya göre Bakanlar Kurulu karar verecek, fakat YÖK'ün belirlenecek üniversitelere 'evet' demesi lazım. Hangi üniversiteier düşünüliiyor? DOGRAMACI Henüz hükümetten bir öneri gelmedi. ODTÜ, Bofcaziçi, İTÜ, Çukurova ve KTÜ'nün adlan geçiyor. DOGRAMACI Biz şöyle düşünüyoruz. Hukümetten öneri gelince, ilgili üniversitelerle otunıp konuşacağız. Onlann arzusu yönünde bir karar almaya caüşacağız. Bazı üniversiteier bu konuda çalışıyorlar ve sıcak baktıklanna inanıyoruz. Fakat henüz bir temas olmamıştır: Önümüzdeki öğretim yılında denenebilir mi? DOGRAMACI Tahmin ederim ki denenebilir. Mütevelli heyete mali konalarda resen, idari konularda ise üniversite organlanna danışmak suretiyle tüm karar yetkisi benziyor. Öğretim ekmanlan biverilmiş durumda. raz daha zor yükseüp kadro alaDOGRAMACI Bu sistem caklar. DOGRAMACI Bu, düntngiltere'de daha çok da ABDde uygulanıyor. Başanyla da yü yanın ileri üniversitelerinde darüyor. Ancak uygulamada bu ima böyledir. Hatta bir adaya yetkilerin çoğu üniversitenin yet 'evet' denilmesi için aradan aykili organlarına devredilir. Yani lar hatta yıllar geçebiliyor. Özel araştırma profesörlükendileri kullanmazlar. Rektöre ve üniversite yönetim kuruluna ğü yeni bir uygulama olacak. devrederler. Yetkiler kullanıldık Nedir, anlatır mısınız? DOGRAMACI Mesela bir ça onlar denetleme fonksiyonunu görürler. Senede beş altı de profesör belli bir konu için atafa toplanan bu heyet, elbette ki nır. Belli bir dersten ziyade bazı bu aynntılarla meşgul olmaz. konularda araştırma yapmak Mali konularda da mı yet üzere anlaşmalı da yapılabilir. Bu uygulama dünyanın birçok kilerini devrederler? üniversitesinde var. DOGRAMACI Hepsinde. Sözleşmeli öğretim eleraa Devlet üniversitelerinin he nı uygulamasından ne fayda saplan denetleniyor. Mütevelli bekliyorsunuz? beyet mali konularda bütün kaDOGRAMACI O da derarlan alıyor, yasalar karşısında nenmiş, başarılı bir uygulama. sorumluluklan ne olacak, nasıl ODTÜ'de denendi. llk kuruludenetlenecek? şunda da ODTÜ'nün en başarüı DOGRAMACI Sayıştay, dönemi o zamandı. Profesörler bunları da aynen denetler. Fark belli bir anlaşma ile atanırlar. eden bir şey yok. Eğer memnun kalınırsa devam Aday degeriendinne komi edilir. Mevcut üniversitelerdeki tesi hayli tartışma yaratacağa öğretim üyelerine ise zaten dokunulmuyor. Onlar üniversitelerin özel statüye gecmesi durumunda bife emekliliklerine kadar mevcut statüde görevlerini sürdürebilirler. Rektörlerde rahatsızlık oluştu. Bu sizce dogal değil mi? DOGRAMACI Hayır, hiç olmaması lazım. Bu, ABD'de denenen bir sistemdir. Ingiltere buna yakındır. Avrupa da giderek bu yola gidiyor. Bu çalışmayı, başarıyı teşvik amacıyla yapılmıştır. Mütevelli heyet üyelerinde devlet memurlannda aranan şartlar aranıyor. Bu yeterli mi? DOGRAMACI llkokul mezunu olmak yeterlidir. Bunda sakınca yoktur. Bir Vehbi Koç, Sabancı oraya destek olurlar. Üniversiteye sahip çıkarlar. Başarı sağlarlar. Harçlar geçen yıl fazla arttınlmamıştı. Paralı öğretim uygulaması bu yıl yaşama gecirilir mi? DOGRAMACI Bakanlar Kurulu saptıyor biliyorsunuz. Ama sanırım enflasyon oranında artış yapılır. Özel statü verilecek üniversitelerde barçlan mütevelli öneriyor. Bu üniversitelerde astronomik artış söz konusu olmaz mı? DOGRAMACI Bu konu yine hukümetten geçiyor. ALİStRMEN DUN1ADA BUGUN AkyoFun açıklaması öte yandan Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, özel statülü üniversite uygulamasının başlatılacağını açıklayarak "ODTÜ ve İstanbul Üniversitesi de istekli, ama ilk olarak tstanbul Teknik Üniversitesi ile Malatya Üniversitesi özel statülü olacak" dedi. AJcyol, ODTÜ diploma töreninde, gazetecilerin konuyla ilgili sonısu üzerine özel statülü üniversiteler için gerekli planlama çalışmalarının DPT ve YÖK temsilcilerince yapıldığını bildirdi. Bazı üniversitelerin de özel statü için istekli olduklannı belirten Milli Eğitim Bakanı, bunların da ikinci etapta özel statüye kavuşturulacağını kaydetti. Yugoslavya, daha gevşek bir çerçeyede de olsa, birliğini korumak için zamana karşı yarışını gittikçe krttikleşen birgelişme çizgisi içinde sürdürürken, Akdeniz'in güney yakasında Cezayir de aynı doğrultuda bir çabanın içinde görülüyor. Cezayir'in savaşımı Yugoslavların zaman zaman savaşa dönüşen çabasından farklı. Bir zamanlar, Ûçüncü Dünya ülkelerinin en şanslısı, gizilgüç açısından en avantajlısı durumunda görünen Cezayir, Yugoslavya gibi bir ulusal birliğini koruma savaşı içinde degil. Cezayir kimliğini arıyor, sivil toplumunun temellerini, nasıl hangi yöntemlerie hangi ilkelerie ohısturabilecegini bulmaya çalışıyor. İlhan Selçuk, perşembe günkü mutlaka okunması gereken yazısında, Cezayir'in kimlik sorununa özgün ve yetkin bir bakış açısı getiriyordu. Şu anda Cezayir'de gelişmeler, Ulusal Kurtuluş Cephesi ile Islami Selamet Cephesi arasında sıkışıp kalmış demokratik güçlere umut verecek bazı ipuçlarının varlığını gösteri XJAZİNO CîNAYETİ Gorgu tanığı anlatıyor Avcılar Seyisoğlu Müzikholü'nde önceki gece komiser Ilyas Kaya'nın iki kişiyi öldürmesiyle sonuçlanan olayın görgü tanığı Kubilay Yavuz "Savcıya her şeyi anlattım" dedi. İstanbul Haber Servisi Avcılar'da Kemal Karatay ve Ali Haydar Alkan adlı iki kişinin ölumune neden olan olayın en yakın görgü tanığı Kubilay Yavuz (30), polisin olaydan sonra kendisini susturmaya çalıştığını, bunun için polise ifade vermekten kaçınarak olayın tamamını savaya verdiği ifadede anlattığını söyledi. Dün, Küçükçekmece Adliyesi'ne sevk edilen Komiser îlyas Kaya, 'adam öldürmek' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Avcılar Karakolu'nda grup amlri'olan Komiser tlyas Kaya'nm masasında 78 kişi olduğunu söyleyen Kubilay Yavuz, kendi masalannda birlikte oldukları "Veysel" adlı kişinin hepsini tanıdığını beürterek "Veysel, olaydan sonra kaçtı. O bulunursa olay daba iyi anlaşüır. Komiser, lokantaya hazırlıklı gelmişti. Mermiler tabancasının namlusundaymış. Tabancasını çeker çekmez kurşun yagdınnaya başladı" dedi. Insan Haklan Derneği tstanbul Şubesi'nde dün bir basın toplantısı düzenleyen ölenlerin yakınları, Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'na başkomiser hakkında suç duyurusunda bulu Komîser hazırhldı gelmîşti TİKKO davasından bir süre yattığını ve Pişmanhk Yasası'ndan yararlanarak çıktığını söyleyerek "Belki bu yüzden polisle başı derde girsin istemiyordu" dediler. Kemal Karatay'ın ağabeyi Zeki Karatay, olayın bir komplo olduğunu öne sürerek "Polisler, tüm çabalanyla olayı örtbas etmeye, başka bir kılıfa burundürmeye çalışıyortar. Kardeşimizin cesedini gördük. Üç kurşun, başından. kalbinden ve kann boşluğundan girmiş. Hedef alınarak ateş edilmiş. Komiser zaten demokrat insanlar olduğumuz için bizleri sevmiyordu. Özellikle Kemal, haksızlıklara tahammul edemediği için polis tarafından hiç sevilmezdi" diye konuştu. Zeki Karatay, olayda bir ölünün daha olduğunu, biri hamile kadın çok sayıda yaralı bulunduğunu da öne sürerek "Polis bunu giztfyor" iddiasında bulundu. öte yandan Esenyurt Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan yazılı bir açıklama yaparak şu noktalara dikkat çekti: "Dün Avcılar'da iki yurttaşımız bir komiser tarafından öldüriılmuştür. Can güveniiğimizi saglayacak olan polisin bu davranışı çok duşundurucüdür. AntiTerör Yasası'nın sonuçlarının meyvelerini topluyonız. Bu yasa ile Türkiye'de kimin başına ne geleceği belli degildir. Insanlanmızuı yaşama hakkına bir anda son verilen günümüzde yetkililerin daha duvarlı olmalan ve adil davranmalan gerekmektedir." Komiser tlyas Kaya tarafından öldürülen Kemal Karatay (solda) kardeşi Zeki ile birlikte askerlik yapmıştı. nacaklarını bildirdiler. Avcılar Seyisoğlu Müzikholü'nde önceki gece meydana gelen ve iki kişinin ölümüyle sonuçlanan olayın en yakın görgü tanığı Kubilay Yavuz, olaydan sonra polisin konuşmasına engel olmaya çahştığıru öne sürerek "tfademi çarpıtmalanndan korktuğum için polise ifade vermedim. Daha sonra savcıya her şeyi anlattım" dedi. Olayı Cumhuriyet'e de anlatan Kubilay Yavuz, polisin kendisini yıldırmaya çalıştığını belirterek "Olaya siyasi bir goriintü venneye çalışıyorlardı. Olaydan sonra şahitlik yapacağımı söyleyerek karakola kendim başvurdum. Önce beni başlanndan savmak istediler. Israr edince de beni bir otoya bindirip dolaştırmaya başladılar. Otoda bana, 'Sen de komünist misin? Konya'dan komünist çıkmaz ama' demeye başladılar. Ben de onlara komünistliklemomünistlikle ilgim olmadığını söyledim*' diye konuştu. Kubilay Yavuz, olayı şöyle anlattı: "Saat 23.30 sıralannda Kemal, Ali Haydar ve Veysel'le Melita Bira Salonu'nun öniinde karsdaştun. Veysel, 'Bir yere gidip oturalım' diyerek Seyisoğlu 'na gitmeyi teklif etti. Dördümüz Veysel "in minibüsüne binip gittik. Otnrduğumuz masanın sağ yan tarafındaki masada tek kişi oturuyordu. Kemal ler 70lik rakı söylediler. Karnımız tok olduğu için yemek söylemeyip ortaya meze aldık. Ben içki kullanmadığım için içmeyeceğimi söyledim. Az sonra bir polis ekibi gelerek sağ yan masadaki kişiyi dışan çağırdı. Bir sure konuştuklan sonra tekrar gelip yerine oturdu. Yarım saat kadar sonra da komiser gelip aynı masaya oturdu. A>akta sallanıyordu. Birkaç kişi daha aynı masaya oturdu, 78 kişi oldular. Kemal, Ali ve Veysel'le bir ara Kiirtçe konuşmaya başladı. Hatta ben, 'Ben anlamıyorum. Ya Turkçe konuşun ya da bunu bana da öğretin' dedim, giiluştük. O sırada Kemal komiserin masasına gitti. Birden komiser silahını çekip ateş etmeye başladı. Silahı hazırmış. Agzına mermi sürmeden, çekerçekmez ateşe başladı. Ben fırladun, Kemal'i tutmak istedim. Baktım, Ali yere duştü. Ali'ye yöneldim. Ortalık kanştı. tnsanlar yere yattüar. Bizim çocuklan vurduktan sonra sağasola ateş etmeye başladı. Bir kişi bacağından vurulup yere düştü. Mennisi kalmadı. Kısa bir süre sonra da olay yerine polis ekipleri geldi." Olayda ölen Kemal Karatay'ın yakınları ise Veysel'in KARATAYLAR'IN EVİNDE YAS İslami Selamet Cephesi'ni oluşturanlar, demagog ve köktenci iki önder, Abbas Madani ve Ali Benhadi'nin tutuklanmasından sonra özgür seçimlere gidecek ılımlı ve demokratik yolu yeğleyeceklerini belirtir açıklamalarda bulunmuşlar, demokratik sureç içinde diyaloga girebileceklerini ima etmişlerdir. Kuşkusuz, köktencilere göre geri adım sayılabilecek bu davranış sagduyuludur. Ama köprülerin altından bunca su aktıktan sonra yeni tutumun tabanı yatıştırmaya ve Cezayir'i gerçek sivil toplum demek olan demokrasinin yoluna sokmaya yetip yetmeyeceği konusunda bir yargıya varabilmek için vakit erkendir. Yıllarca, kaba bir dikta altında yasamış olan, ekonomik kalktnması yetersiz, gelir dağılımındaki adaletsizliği giderememiş, refahı tabana yayamamış, baskıyla yabancılaşmanın at başı gittiği bir toplumda şimdi sokaktaki adamın, tüm kötülüklere karşı tek sığınma noktası olarak gördüğü İslam radikalizminden vazgeçerek, demokrasinin güç, azgelişmiş toplumlara çok soyut gelen ve meyvelerinin toplanması için zamana ihtiyaç duyulan yolunu yeğlemesi o denli kolay degil. Cezayir'in dramı, ulusal kurtuluşu başarmış olan Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin, günlük yaşamı düzenlemenin ötesinde, kalkınmayı, yapıya uygun kültür politikasını, sokaktaki adama yöneleceği bir amacı vermeyi becerememiş olmasıdır. Cezayir'deki demokratların çıkmazı, her ikisi de sivil toplumun karşrtı, demokrasinin antitezi olan iki güç arasında sv kışmış bulunmalarıdır. Şu gerçeği görmemiz gerek: Cezayir'de de Mısır'da da Tunus'ta da, İran'da da, islami köktenciliğin yükselmesi, güçlenmesi haklı toplumsal tepkilerin ürünüdür. Toplum baskıya, yabancılaşmaya, yoksulluğa karşı tepkisini, bu yolla dile getirmiş bulunmaktadır. Eğer, Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin yıllar süren yanlışlarım görmeden olaylara yaklaşırsak o zaman İran'da Humeyni z\Amüne ve gericiliğine bakıp Şah'ı geçmişe etkili olarak aklayan, sanki o da aynı baskının, zulmün temsilcisi değilmiş gibi bir düşünceye kapılmak yanılgısına düşeriz. islami köktenciliğin yükseldiği ülkelerde toplumsal düzenin sivil çözümleri üretemediği ve köktenciliği kendi umarsızlığının sonucu olarak doğurduğunu görmek gerek. Cezayir'in yeri başbakanı Sid Ahmed Gazali bu gerçeği görmüş bulunuyor. Bir yandan köktencilerin şiddet eylemlerine karşı kararlı bir tutum alırken öte yandan da Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin yöntemterine karşı mesafeli durup demokratik süreci başarıya ulaştırmaya çalışıyor. Ancak Sid Ahmed Gazali'nın bu çabalarının Ulusal Kurtuluş Cephesi Başkanlığı'ndan ayrılmasına karşın, eski bjr üyesi olduğu ordu ite sıkı ilişkilerini sürdüren Devlet Başkanı Şadli'nin de desteklemesi zorunludur. Yoksa Gazali'nin başarı şansı yok denecek kadar azdır. öte yandan salt tavandan gelecek desfeğin de yeterli olmadtğı acıktır. Gazali demokratikleşme sürecini başarıya eriştirme yolunda Şadli'nin desteğini sağlasa bile yeterli olanaklara kavuşmuş sayılamaz. Gazali'nin de öbür demokratik sivil toplum yanlılannın da halkın kendilerine belirli bir süre vermelerine gereksinimleri var. Bunca ezilmiş, horlanmış, küçümsenmiş bir topluluğun, öfkesini boşaltmaya bir tür katarsisi yaşamaya yardım eden, ama sonucu çıkmaz olan köktenciliği bir yana bırakıp baldan tatlı öfkeden vazgeçip, sağduyunun yolunu tutması Kolay mı? Zamana karşı yarışını yitirmek üzere olan Ante Markoviç1 ten bir parmak daha şanslı görünüyor Gazali. Ama aşırı iyimserliğe de gerek yok. Akdeniz'in iki yakasında da zamana karşı yarışanlar güç durumdadırlar. y°r Ağabeyinin yanına gitmek için Fransa vizesi bekliyordu BEHZAT ŞAHİN "Gecen yıl 4 yasındald oglumla alışverişe çıkmıştım. Bir markette alışveriş ederken baktım çocuk yok. 1.5 saat sonra Kemal «ımMignııı kucagında sen şakrak döndü. Ben gönneden almış, götürmüş, 1^ saat oynamışlar, oğluma oyuncak, çikolata, şeker almış. 'Korkudan öldürdün bizi. Vanmız yoğumuz o. Götürüp sattığını zannettik' diye şakalaştık. O kadar iyi bir insandı ki büyükküçük ayırmaz, küçücük bir çocuğa bile selam verirken egilirdi. Çevresi geniş, tüm arkadaşlan tarafından da sevilirdi." Bu küçük hoş anı önceki gece Avcılar'da komiser tlyas Kaya tarafından öldürülen Kemal Karatay'ın amcasının oğlu Cengiz Karatay'ın belleğinde. Avcılar Polis Karakolu'nun arka sokağındaki Karataylar'ın evinde, yasın ağır havası hakim. Ev dolup dolup boşalıyor, her gelenin ağzından aynı sözcükler: "Çok iyi bir insandı. Kimseye zaran yoktu. Herkesin yardımına kosardı? Nasıl öldnrürler onu; ' 1983 yıhnda Kırklareli'nde birlikte askerlik laf atmış." Ali Haydar Alkan geçen ayın 29*unda, mem yaptığı ağabeyi Zeki Karatay, onu şöyle tanımZeki Karatay, kardeşiyle aynı masada oturan leketi Ağrı'dan Jstanbul'a kuyumculuk yapan hyor: "Düriist, namuslu, kendi halinde, karar Veysel adında bir kişi daha olduğunu, ancak yakınlarının yanına gelmişti. Ağabeyleri, onu lı, haksızlıklara tahammülü olmayan, haksız olaydan sonra kaçtığını söyleyerek "Veysel'in Ağn'dan "Burada insanlar vurulup ölüyor. ts lığa uğrayanlann yanında." bulunmasını istiyoruz. Olayın en yakın görgü tanbul'a git de senin de başına bir şey gelmesin" tanıklanndan biri. Aynca o, komiserin masadiye göndermişlerdi. O da gelip Avcılar'da ku"Bunun için polisler onu sevmezlerdi. Polis sında oturan diger kişileri de Unıyordu. Polis yumculuk yapan diğer kardeşlerinin, amca ço lerin haksızlıklanna da karşı çıkar, onlarla tar onu bulmak için hiçbir şey yapmryor. Olayı örtcuklannın yanına yerleşmişti. Burada Kemal üşır, kendini ezdirmezdi. Bu yüzden bir komp bas etmeye çalışıyorlar. Starl'de bile aksam haKaratay'la tanışıp çok iyi dost ohnuşlardı. Ali loya kurban girmiş olabilir" diyen Zeki Kara berlerinde polisin verdiği bilgiye dayanılarak Haydar Alkan da aynı komiserin kurşunlanna tay, "adaletin tecellisi" için sonuna kadar uğ kardeşim terörist ilan edildi. Kardeşimin Ustünhedef oldu. 1 hafta önce "başına bir şey raşacaklarını söyleyerek sözlerini şöyle sürdü de silah bile yoktu. İşi başka bir yöne çeviren gefancsin diye onu tstanbul'a gönderen ağabey rüyor: "Olayın tanıklan var. Gerçi polis bun rek komiseri kurtannaya çataşıyorlar. Bu isin peleri, 1 hafta sonra cenazesini memleketlerine gö lan baskı altina almaya, gönnezden gelmeye ça şini bırekmayacagız" dedi. türduler. lışıyor, ama bunu başaramayacaklar. Kemal Karatay'ın diğer kardeşleri de üzgün. Kemal Karatay, ailenin 9 çocuğundan Kardeşimle aynı masada oturan Kubilay Yavuz, Kemal, Fransa'da yaşayan ağabeyi Osman'ın ya4'üncusü. 1958 Kars, Göle Yanath Köyü doğum savcıya her şeyi anlattı. Komiserin masası kalu. 15 yıl önce ailesiyle birlikte tstanbul'a göç labalıkmış. Olay sırasında da komiserin taban nına gitmek için pasaport çıkarmış, vize almaetmiş. Milli Eğitim'in açtığı sınavı kazanarak cası ateşe hazırmış. Silahı belinden çıkanr çı ya uğraşıyormuş. "Verselerdi şu vizeyi de böy1978'de öğretmen olarak göreve başlamış. Son karmaz ateş etmeye başlamış. Demek daha ön le bir şey olmasaydı" diye yakınıyorlar. olarak Firuzköy Ortaokulu'nda görev yapıyor ceden bunu planlaraıştı. Bizimkiler Kürtçe Karatay ailesinin bireyleri, "Yasımız ancak du. türkü isteyince de bunu bahane ederek onlara adalet yerini bulunca biter" diyorlar. KlSA KISA • \ton'ın Çatak ilçesınde, yol yapımı için patlatılan dinamitin fırlattığı taşlardan yaralanan geçici köy korucusu Aziz Ertaş (35) kaldınldığı hastanede öldü. • THY ile Aeroflot arasında İstanbulMoskovaTokyo güzergâhında uçak seferleri yapılması ile ilgili anlaşma Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. • Romanya Genelkurmay Başkanı TUğgeneral Dimitri Cioflina dün Antalya'da tarihi ve turistik yerleri gezdi. • Artvln'den Yusufeli'ne gelen Fazıl Gümüş yönetimindeki 08 AN 378 plakalı özel otomobil, Demirkent Köyü Köprübaşı mevkiinde aşuı hız ve dikkatsizlik sonucu Çoruh Nehri'ne uçtu. Olayda, sürücü dahil otomobilde bulunan 4 kişi nehrin sulanna kapüarak kayboldu. • Bakırköy'de Melek Durmuş (19) adh genç kız, evlendiği ilk gün Bakırköy Camii Sokak Yasin Apartmanı'nın üçüncü katmdaki dairesinin balkonundan atlayarak, intihara teşebbüs etti. Vücudunun çeşith" yerlerinden yaralanan genç kız, hastaneye kaldınlarak yoğun bakıma alındı. Yakınlan, Durmuş'un sevdiği genç yerine başka biri ile zorla evlendirilince bunalıma girdiğini ve bu yüzden intihara kalkışmış olabileceğini ileri sürdüler. • Burea'mn Gemlik ilçesine bağlı Küçük Kumla kasabasında yanlışhkla askeri bölgeye giren bir otomobile ateş açıldı, otomobilde bulunan bir kadın yaralandı. Mehmet öztekin adh bir kişi, içinde eşi ve çocuklannın bulunduğu 34 SET 46 plakalı otomobil ile Küçük Kumla yakınlannda yolunu şaşırdı ve yanlışhkla Şahintepe mevkiinde bir radann bulunduğu askeri bölgeye girdi. Nöbetçi askerlerin "dur" uyansuu duymaması nedeniyle yoluna devam eden otomobile nöbetçi askerlerce ateş açıldı. • Dlyarbakır'ın Kulp ilçesinde işyerlerinin bir bölümü dün açılmadı. Yetkililerden AA'ya yapılan açıklamaya göre Uçede durum sakin. Herhangi bir olayın meydana gelmediği, ilçe merkezinde önceki akşam bölücü bir örgütün, işyerlerinin açılmaması için bildiri dağıttığı öğrenildi. • Nakşlbendi tarikatı şeyhlerinden Hacı Salih Bilgin'in Erzurum Esatpaşa Camii bahçesinde bulunan mezannı açarâk cesedini Cogender köyüne götürdüğü beürlenen Sait Tiryaki, Salim Pamukçuoğlu, Salih Pamukçuoğlu, Abdülkadir Demir ve Halit Demir'in gözaltına alındığı bildirildi. Yetkililer olayla ilgili soruşturmamn sürdürüldüğünü beürttiler. • Şırnak'ın Silopi ilçesi yakınlannda önceki gün yapılan operasyonlar sırasında karşılaşdan ve komşu bir ülkeden Türkiye'ye girmek isteyen bir grup terörist ile çatışma çıktı. Bir terörist uzun namlulu silahı, teçhizatı ve bol miktarda mermi ile ölü olarak ele gecirildi. Bölgede yapılan operasyonlarda Habur sınır kapısı yakınlannda bir terörist de sağ olarak yakalandı. Uzun süredir kırsal alanda kaldığı anlaşılan bir terörist ise önceki gün Şırnak Güvenlik Komutanhğı'na gelerek teslim oldu. tstanbul'dan sonra Adana'da Modern gazete büfelerine ilgi Kentin işlek olmasına karşın gazete satış yeri bulunmayan bölgelerine ilk aşamada 10 büfe kuruldu. ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri BUrosu) GAMEDA ve Hür Dağıtım Genel Müdürlüğü işbirliğiyle tstanbul'dan sonra Adana'nın çeşitli kesimlerine yerleştirilen gazete satış büfeleri ilgi gördü. Kentin işlek olmasına karşın gazete satış yeri bulunmayan bölgelerine ilk aşamada 10 büfe kurulduğu, sayımn talep doğrultusunda arttırılabileceği bildirildi. GAMEDA Genel Müdürü Haluk Anğ tarafından açılışı yapılan büfeler aracüığıyla kent içerisindeki gazete u<t^iLiuıımn daha düzenli ve hızlı biçimde gerçekleştirilmesi amaçlanıyor. Söz konusu çalışma sırasında Anakent Belediyesi'nin de yakın ilgisini gördüklerini belirten GAMEDA Bölge Müdürü Mehmet Göllü, "Amaçlanmızdan biri de kente güzel bir görünüm kazandınlmasının sağlanması. tstanbnl ve Adana'da başlayan bu uygulama diğer kentler için de örnek oluşturacak" dedi. Büfelerin Istanbul'daki bir firma tarafından cam elyaftan yapıldığı öğrenildi. GAMEDA Genel Müdürü Haluk Anğ tarafından açılışı yapılan büfeler kent icerisinde düzenîi gazete dağıülması amaçlanıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle