21 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 TEMMUZ 1991 HABERLER CUMHURÎYET/3 Bakarv Anayasa Mahkemesi suç işliyor ÖzderuHukukçu bakanın bilgisi yetersiz DU1VYADA ŞekerÖzden tartışması Ş e k e r Anayasa Mahkemesi'nin kendisini yasama organı yerine koyma yetkisi yok. çesinin, bu hafta sonuna kadar yazılması durumunda pazartesi gunu toplanacak Anayasa Mahkemesi Kurulu'nda görüşülerek yayımlanmak üzere Resmi Gazete'ye gönderileceğini belirten yetkililer, önümuzdeki hafta içinde yururlüğe girebileceğini belirttiler. Öte yandan, gazetemizi arayan çok sayıda hükümlu yakını ve avukat, tutuklu sanıklann serbest bırakılmasına karşın hükümlülerin tahliyeleri için karann Resmi Gazete'de yayımlanma koşulu tepkiyle karşılandı. "Magduriyetin" tutuklusu ya da hukumlüsu olamayacağını belirten aileler ve avukatlar, özetle, "Anayasa Mahkemesi'nin kararlan herkesi bağlar. Bunun yerine getirilmesinden dolayı kimse sorumlu (utulamaz, kimseden de hesap sorulamaz" diyerek hukümlülerin de ıptal karannın Resmi Gazete'de yayımlanmasım beklenmeden serbest bırakılmasını istediler. Adalet Bakanlığı'nca bu konuda herhangi bir çalışma yapılmadığı öğrenildi. Ankara Büromuzun haberine göre Askeri Yargıtay yetkilileri, dosyalan kendilerince incelenen ve şartlı tahliyeden yararlanabilen sanıklann, henuz serbest bırakılmamasından rahatsızhk duyduklarını belirttiler. Birçok daire üyesinin tatilde olması nedeniyle şartlı tahliyeler konusunda karar vermenin zorlaştığını beürten yargıtay yetkililerinin, sorunun çözümü için çaba gösterecekleri öğrenildi. Askeri Yargıtay'dan bir yetkili, "Tutuklunun durumu hangi aşamadaysa, ister savcılık, ister yerel mahkeme, ister yargıtay, konuyu inceleyecektir" diye konuştu. Bu arada.cezaevlerindeki tutukluların tahliye işlemleri devam ediyor. MLSPB davası sanıklarından Hasan 'Şensoy ve Ayşe Hülya Özzümrüt Bartın Cezaevi'nden, DevSol, MLSPB ve Eylem Birliği davası tutuklulanndan 30'u aşkın kişi de Istanbul Bayrampaşa Cezaevi'nden dün ve önceki gece yarısı serbest bırakıldılar. AUSIRMEN BUGUN Akıl Erdirmesi Güç Bir Olay Perşembe akşamı, Starl'i izliyorum. Hanedan'ın televizyonunda yine Deniz Baykal var. Ahmet oğlumuzun korsan televizyonu nedense SHP'nin iç gelişmelerine fazlaca ilgi gösteriyor. Deniz Bey her fırsatta, Starl'de boy gösteriyor ve SHP'yi nasıl düze çıkaracağını, nasıl iktidara getireceğini açıklıyor. Bu arada pek suya sabuna dokunmadan ANAP'lı yılları da eleştırıyor. Konunun özüne girmese, ANAP'lıları incitmemeye özen gösterse de 'keşke aynı özeni kendi partisi için de gösterebilse'. Turgut Bey'in iktidarını eleştiriyor Baykal. Acaba Ahmet Bey oğlumuz, neden SHP ile bu kadar ilgileniyor? Neden peder beyin iktidarına eleştiriler yönelten, kendisini ve başına geçebildiği takdirde partisini seçenek olarak sunan Deniz Bey'e böylesine olanak sağlıyor? Acaba Ahmet Bey oğlumuz, SHP'nin kurultaydan daha güçlü çıkmasına neden bu denli önem veriyor? Akıl erdirmesi güç bir olay ve yanıtlanması güç sorularla karşı karşıyayız. Bakıyorum basında çarpıtılmış haberlerin yanı sıra özal'ı destekleyen, hatta kimileri, kimilerince yağdanlık olarak nitelenen bir sürü köşe yazarı, Deniz Bey'i desteklemek için cephe oluşturmuşlar. Özal destekçilerinin hepsi, SHP'nin Deniz Baykal yönetimı ile güçlenıp iktidar olmasını ve Türkiye1 deki gidişi değiştirmesini mi istiyorlar dersiniz? Akıl erdirmesi güç bir olay ve yanıtlanması güç sorular yine. Bakıyorum, Deniz Baykal, Ahmet oğlumuzun da Köşk yazarlarının da yağdanlık olarak nitelenenlerın de desteğinden çok hoşnut, ANAP ve destekçilerinin koltuklamalarıyla parti içinde genel başkanlık koltuğuna oturmaya çalışan adam görüntüsünden hiç çekinmiyor. Deniz Bey, SHP gibi bir partide bu davranışın uyandıracağı tepkiyi hiç mi hesap etmiyor? Yoksa Deniz Bey'in parti dışı destekleri parti içi kamuoyundan daha etkili, daha güven verici mi? Alın size akıl erdirmesi güç bır olay ve cevaplaması güç iki soru daha. Bütün gelişmeler, Türkıye'de artık seçimın kaçınılmazlaştığı bir döneme rastlıyor. Bılemedınız en geç bir yıl içinde seçim olacak. Kaçınılmaz bu. Bu seçim ortamına girerken Deniz Bey'in iddialarının tersine kamuoyu yoklamaları SHP'nin hâlâ birinci parti durumunda olduğunu gösteriyor. SHP, ikı başlılığına ve kabahati ne Deniz Bey'e ne de Erdal İnönü'ye yüklenebılecek olan Türkiye'nin durumundan doğan yapısal bozukluklanna karşın birinci parti durumunda. SHP ile DSP'nın kamuoyunun gösterdiği toplam desteğine bakarsanız, sosyal demokratlar %42'yi aşar bir tabana sahipler. Yanı partinın küçulmesi söz konusu değil. Belki iki başlılıktan gelen huzursuzluk, yapısal sorunların doğurduğu hoşnutsuzluk, bir ölçüde SHP'den DSP'ye kayma doğurmuş. Yine kamuoyu yoklamalarına bakarsanız, DYP ikinci parti konumunda görünüyor. Her şey, yeni seçımde ANAP ıktıdarının sona ereceğini ve 12 Eylül 1980'de başlayan sürecın bitip Türkıye'nin sorunlarının özgür ve daha sorumlu bir ortamda tartışılacağı yeni bir dönemin açılacağını gösteriyor. Yeni dönem, 12 Eylül partisi olmayan kuruluşlardan birinin iktidara gelrrresini da sağlayabilir, ortasağ, ortasol, ama demokrasinin asgari müştereklerinde bırieşmiş, Türkiye'yi yenıden yapılanmaya götürecek temel önlemleri alabilecek geniş bir tabanı temsil eden bir koalisyona da yol açabilir. Yeni dönemin bu formüllerden hangisinı getıreceği bilinmiyor. Ama bilinen tek şey, yeni dönemde 12 Eylül partisi ve Bush"un manevi evladı ANAP'a ıktidarda yer olmayacağı. Gelişmeler kaçınılmaz olarak bu doğrultudadır. ANAP'ın içinde meydana gelen değişiktik ya da bu iktidara dışarıdan şırınga edilecek bir güç de durumu değiştiremıyor ve değıştıremeyecek görünüyor. Tam bu sırada, devletçılığe karşı çıkarken, "Kore modeli" ne övgüler düzen, ayağına blucinini geçirdiği gibi Mesut Bey ile pikniğe gıdebileceğini ve onunla sorunları uygarca konuşabileceğını ıleri süren, Mesut Bey'e "Genscher modeli"ni anımsatan Deniz Bey çıkıyor ortaya ve ne hikmetse hem Hanedan'ın illegal televizyonunun hem de Köşk'ün yazarlarının desteğinı sağlayıveriyor. Olaylar, Türkıye'nin gerçeklerı ve gelişme zinciri içine oturtulunca birden saydamlaşıyor, akıl erdirılmesı güç gibi görünen olgular, yanıtlanması güç sorunlar aydınlığa kavuşuyorlar. Mehmet Barlas dostuma... Sevgılı Mehmet, Salı günkü yazımda 'kendımce' sana takılmak değildi amacım. Yazının hedefı, kendi halkına Ingilızce seslenen Özal : ın onurumuza dokunan davranışıydı. Davet ise sadece bir ayrıntıydı ve Özal'ın ne denlı telaşlı olduğunu göstermek için oraya alınmıştı. Yoksa senınle dostça polemiğe girişmek niyetinde de değildim. Yıllardır, demokrasi, ınsan hakları, hakca bir düzen için yazmaya çalışıyorum. Son 11 yılda da, bu çözümün önünde, devlet ve demokrasi anlayışları birer engel olarak görünen Kenan Bey ve Turgut Özal ile mücadele veriyorum. Ayrıntılarla uğraşmıyorum. Bütün bunlann geçeceği, ülke çapında dostluk çiçeklerinın daha da gür açacağı günlerin geleceğine de inanıyorum. bakanın yeterli bilgiye dayanmayan görüşlerini tebessümle karşıhyorum. Tahliyeler dün de sürdü. MLSPB sanıklarından Hasan Şensoy, Ayşe Hülya Özzümrüt ve DevSol Eylem Birliği davasından 30 kişi salıverildi. Haber Merkezi Anayasa Mahkemesi'nin şartlı tahliyeye ilişkin iptal kararı, Adalet Bakanı Şakir Şeker ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Giingör Özden arasında tartışmaya yol açtı. Adalet Bakanı Şeker, ıptal kararı alan Anayasa Mahkemesi'ni "kendini yasama meclisi yerine koymakla" suçladı. Şeker'i yanıtlayan Anayasa Mahkemesi Başkanı Ozden, "Bakan, aaayasayı, yasalan, karar ve uygulamalanmızı öğrendiği zaman gereksiz ve zararsız konuşmasına uzulecektir" dedi. Bu arada, ıptal kararı sonrası cezaevlenndeki tutuklu sanıkların tahliyeleri surüyor. Cezaları onanmış hukumluler ise tahliye için iptal karan gerekçesinin bır an once Resmi Gazete'de yayımlanmasını bekliyor. İptal karan gerekçesinin pazar tesi gunune kadar yazılıp Anayasa Mahkemesi'nde göruşuleceği ve önümuzdeki hafta Resmi Gazete'de yayımlanabileceği belirtiliyor. Adalet Bakanı Şakir Şeker dun UBA'ya yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararını eleştirdi. Bu karar la Anayasa Mahkemesi'nin kendini yasama meclisi yerine koyduğunu öne suren Şeker, "Ba Özden Genç GflngörenOrtaolndu'ıııınçe>ıtlisınıflarındaöğreninıgoren4oğyasadlşlorgutimzalıbUdiridağıtüklangerekçesiyleDGMSav. cıhğı'na çıkarıldılar. Gungoren'de pazartesi akşamı saat 22.30 sıralannda gozaltına alınan G.D. (15), O.P. (15), E.D. (13) >e H.P. (15), olay gunu da> ılarının evine giderken > olda çeşitli bildiriler gorduklerini, ancak onlan kendilerinin dağıtmadıklannı soylediler. Ögrenciler, bildirilerin y asadışı bir orgutun imzasını taşıdıgını ve uzerinde de "Haksız işten çıkarmalara son" yazısı bulundugunu, ancak soz konusu orgutun adını daha ence hiçduymadıklannı kaydettiler. tstanbul DGM Savcılığı'nca ifadeleri alınan ogrenciler serbest bırakıldılar. renciı a suçlann kapsam dışı tutulması, eşitlik ilkeâne aykın olsa bile bu suçlan şartlı tahliye kapsamına almak Anayasa Mahkemesi'nin kendisini yasama organı yerine koymasıdır. Onların böyle bir yetkisi yok" dedi. 74 affındaki sınırlamalann iptaliyle Anayasa Mahkemesi'nin aynı tutumu sergilediğini beürten Şeker, "Aynca, Anayasa Mahkemesi. iptale ilişkin gerekçesini yazmadan kısa kararı açıklayarak anayasa suçu işlemiştir. Başkalan anayasaya uy mayınca suç, kendileri uymazsa bir şey yok. Bu ne biçim anayasa anlayışı" diye konuştu. Şeker, geçen hafta sonu Sıvas'ta yaptığı açıklamada da Anayasa Mahkemesi'nin ıptal karannın Meclis'in çalışma yılına başlamasıyla ele ahnarak duzeltileceğini soylemişti. Adalet Bakanı Şakir Şeker'in suçlamalarını yanıtlayan Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Gungör Ozden, Bakan'ın Anayasa Mahkemesi'ni anayasayı çiğnemekle suçlamasının "acı bir durum" olduğunu soyledı. Özden, UBA muhabirinin konuyla ilgili sorularını yanıtlarken şöyle dedi: "Genç hukukçu ve yeni bakanın yeterli bilgiye dayanmayan goruşlerini şimdilik tebessümle yanıtlıyorum. Bir Adalet Bakanı'nın, karanyla bağlı bulundugu mahkemeyi, anayasayı çiğnemekle suçlaması acı bir goriinumdur. Soylenecek çok sozu, duzeyimi, konumumu duşunerek ve iyi niyetli konumumu değiştirmemek için sonraya bırakıyorum. Anayasayı, yasamızı kararlanmızı ve uygulamalanmızı öğrendiği zaman herhalde gereksiz, zamansız ve zarariı konuşmalarına kendisi de uzulecektir." Adalet Bakanı Şeker, akşam yaptığı yeni açıklamada, "sözlerinin yanlış anlaşümamasım" isteyerek, "Mahkemenin karanna saygılıyız" dedi. Şeker, anayasadaki açık hukum gereğince, gerekçe yazılmadan kararın açıklanmasının anayasaya uygun olmadığını yineledi. AA'nın habenne göre Anayasa Mahkemesi yetkilileri iptal karan gerekçesini hafta sonuna yetiştirebilmek için yoğun biçimde calışıyorlar. Karar gerek Ozbek ve Kazaklar $8V?ttler Birliği'ndeki' 'yumuşama ve dtşa*'*'*^1 açüım" rüzgârlarının, İstanbul'a kadar sürüklediği Özbek ve Kazak Türkleri beraberlerinde her türden mal getirmişler. Kazaklar, Iran üzerinden gelmişler. MUHARREM AYDIN Uzun suredir Beyazıt Meydaaı'nda ülkelerinden getirdikleri her türden malı satan Yugoslav, Rumen ve Bulgar "ithal işportacılar"a Özbekistan ye KazakisUnhlar da katıldı. Özbek ve Kazak Türkleri yerel giysileriyle meydana yeni bir 'renk' katarken, kırmızılı, morlu, sanh ve yeşilli elbiseleriyle çantalanndan çıkartUklan mallan satmaya çalışan "soydaş kadınlar" Beyazıt Meydam'ndaki yeni "ilgi odagı oldu. Erkekler ise başlanndaki "takke" ve uzunbeyaz çarşaftan oluşan özgün kıyafetleriyle meraklüann arasında gezerek muşteri bulmaya çahşıyorlar. öbek öbek biriken Türk müşteriler de, Özbek ve Kazaklann çantalanndan çıkarttıklan mallar için pazarlık yapıyorlar. Sovyetler Birliği'ndeki "yumuşama ve dışa açüım" rüzgârlarının İstanbul'a kadar sürüklediği özbek ve Kazak Türkleri beraberlerinde her türden mal getirmişler. Kazaklar, Iran üzerinden gelmişler. Yolculuk otobüslerle yapılmış, İstanbul'a 40 kişi olarak geldiklerini söyleyen genç ve güzel bir Kazak kızıyla konuşurken, yolculuklanmn 4 gün surdüğünü öğreniyoruz. Ürkek ve çekingen Kazak kızı bizimle konuşurken ara sıra annesine bakarak "on«y" ahyor. özbekler ise Ukrâyna üzerinden 46 kişilik bir grup olarak 3 günde İstanbul'a ulaşmışlar. Anlataklanna göre özeUikle Özbekler, Bulgaristan'daki yakınlarının "taysiyeleri" üzerine İstanbul'a gelmişler. Bunlar gelişgidişlerini deniz yoluyla günu birlik olarak yapıyor. "Katamar" denilen küçük gemiler Istanbul Boğazı'ru geçerek Bulgaristan üzerinden Sx>vyetler Birhği'ne vanyor. Gemi yolculuğunun, 34 gün süren kara yolculugundan daha "emin ve rahat" olduğunu söylüyorlar. özbekler gemilerle Karaköy'e bırakıhyor, sonra çantalanyla Beyazıt Meydanı'na geliyorlar. özbek ve Kazak Türkleri kazandıklan paralarla dönüşte Rusya'ya uğrayıp tül ve deri mont almayı tercih ediyorlar. Beyazıt'taki alışveriş ortamına hareket katan özbek ve Kazaklar satmak için en çok dürbün getirmişler. "Binokol" adlı bu dürbünler, diğer mallarda olduğu gibi ABD Doları üzerinden işlem görüyor. Bir Binokol durbun 15 dolar. özbekistan ve Kazakistan'dan Fpjoğraf makinesi 20, dürbün 15, ütü 8 dolar gelenlerin satışını yaptığı bazı mallar ve fiyatlan şöyle: Ütü: 8 dolar, saatler: 56 dolar, ceviz kırma aleti: 1 dolar, demlik: 1 dolar, Zenith marka fotoğraf makineleri: 20 dolar. 2 adet orijinal özbek tahta kaşığı: 2 dolar. Bahk konserveleri: 2 dolar, Hint çayı: 2 dolar... Bunlann dışında kalem, tişort, biblo ve oyuncak bebeklere de rastlamak mümkun. Meydandaki diğer satıcılarla hemen uyum sağladıkları gözlenen özbek ve Kazaklar, ara sıra kendilerini uyaran zabıta memurlanndan oldukça urküyorlar. Kimisi fiyatta anlaşabilecek kadar Türkçe konuşurken, kimisi de el işaretleriyle satış yapmaya çalışıyor. Bazı müşteriler, özbekistanh ve Kazakistanb satıcılarla, "Siz de bizden sayılırsınız, siz de Türksunuz. Biraz inn dirim vapın" diye pazarlık yapı EL KOL VE AZ TÜRKÇE Beyazıt Meydam'ndaki diğer satıcılarla hemen uyum sağlayan Özbek ve Kazaklar zabıta memurlarınyorlar. dan oldukça ürküyorlar. Kimisi Turkçe konuşurken kimisi de el işaretleriyle satış yapıyor. (Fotoğraf: MUHARREM AYDIN) Cumhuriyet Kitap Kulübü Migros Şişli Golden Plaza'da İmza ve Söyleşi Günleri İNDİRİMDEN YARARLANIN NIKE'IN BÜYÜK İNDİRİMİ DEVAM EDİYOR. ŞİMDİ BÜTÜN NIKE ÜRÜNLERİ, TÜM NIKE BAYİLERİNDE İNDİRİMLİ. MÜJDAT GEZEN RDAT ILGAZ AZİZ NESİN 28 Temmuz Pazar Saat: 16.0020.00 BUGÜN 26 Temmuz Cuma YARIN 27 Temmuz C tesi Saat: 15.00 19.00 Saat: 16.0020.00 Cumhuriyet kitap kulübu t> Hergün: 9.0022.00 Pazar: 10.0020.00 CLMHLRİYKT KİT\P KLLÜBL, ŞİŞLİ GOLDEN PLAZA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle