22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MAYIS 1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/U Gürcistan'da deprem: 117 ölü • MOSKOVA (AA) SSCB'nin Gurcistan Cumhuriyeti'nde geçen pazartesi günü meydana gelen ve sarsıntılan devam eden şiddetli depremde 117 kişinin öldüğü, 70 kişinin hâlâ kayıp olduğu açıklandı. Deprem sonrasındaki kurtarma ve yardım çalışmalarını koordine etmek amacıyla Tiflis'te bulunan • Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin temsilcisi, düzenlediği basın toplantısında, depremin toplam 67 bin kişinin de evsiz kalmasına neden olduğunu belirtti. ö t e yandan, Gurcistan Parlamento sözcüsü, dün sabah meydana gelen yeni sarsıntıda üç kişinin daha hayatını kaybettiğini söyledi. ABD'li ayduıların Kürt atağı UFUK GÜLDEMİR ^ WASHINGTON ABD'nin resmi tutiımu, bir an önce Kürtlerin can giivenliğini sağlayıp Kuzey Irak'tan çekilmek. Bu politika büyük ölçüde Amerikan kamuoyunun da desteğine sahip. Çünkü Amerikalılar her ne kadar son haftalarda televizyonlarında Kürtlerin acıklı görüntülerini izledilerse de temel olarak Kürtlerin kim olduğunu bilmiyorlar ve bilmedikleri insanlar uğruna Amerikan askerinin kanının dökulmesini istemiyorlar. Amerikan kamuoyunun bir kesimi ABD'nin Kurtler konusunda daha "özlü ve kalıcı" politikalar izlemesinden yana. Bu kesimi aydınlar, sanatçılar, liberal politikacılar, gazeteciler oluşturuyor. Ancak bu çevrenin görüşleri geniş kitleleri anında etkileyemiyor, zaman gerekiyor. Amerikan halkı özetle "bir an önce Ortadoğu'dan çekilelim" havasında. Amerikan aydınları "bir an önce çekilmeye" karşı çıkmıyor, ama diğer yandan da yönetimin Kürtlor L,^nncıınrla Haha "özlü' nolitikalar uyler konusunda daha "Ü7İİİ" politikalar MVgulamasını arzuluyor. William Safîre, Peter Galbraith, Henry Kissinger gibi isimler Amerikan kamuoyuna Kürtleri anlatıyor, Amerikahların bir bölümü, tanımadıkları Kürtler uğruna Amerikan kanının dökulmesini istemiyor. Ancak aydınlar, sanatçılar ve gazetecilerin oluşturduğu diğer bir bölüm, Kürt konusunda "özlü ve kalıcı" politika izlenmesinden yana. Yko William Safire, Kürtler konusunda "siyasi çözümün" göz önünde bulundurulması gerektiğine işaret ediyor. Henry Kissinger'ın Kürtlere duyduğu sempati sır değil. Ekonomist Galbraith'in oğlu da Kürtlerin en güçlü dostu konumunda. Kürtler konusunda daha "özlü" politikalar izlenmesini savunanlar içinde unlü bazı isimler var. Bu isimler aynı zamanda Kürt davasının Amerika'daki başlıca hamileri. New York Times'ın saygın yazarı VV'illiam Safire, bunlardan birisi. Safire, geçenlerde "Barzani bana ölüm döşeğinde 'Kürtlerin dostu yoktur' demişti. O günden beri Kürtlerin dostu olmaya çalışıyorum" diye yazdı. Safire gerçekten de Amerikan 4camuoyunu yönetimin Kuzey Irak'a müdahale etmekten kaçınamayacağı noktaya getiren yazarlar içinde başı çekti. Şimdi de Kürtler konusunda "siyasi çözümün" goz onünde bulundu ETKİN tStMLERKissinger ve Kennedy. lI Schwarzkopfa tehdit yağıyor • LOUISVILLE (AA) General Norman SchwarzkopPun ülkesine dondüğünden beri ölüm tehditleri aldığı ve çok sıkı koruma altında yaşadığı bildirildi. Yıllık Kentucky Şenlikleri sırasında düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevaplandıran Schwarzkopf, Genelkurmay Başkanı Collin Powell ile anlaşmazlıkları konusunda, "Bir plan kabul etmek için kendimi hiçbir baskı altında hissetmedim. Bir asker olarak üstlerinizle anlaşmazhk edemezsiniz" dedi. General, basın toplantısında alınan çok sıkı güvenlik önlemlerinin nedenini soran gazetecilere, "evet, yaşamım tehdit altında" dedi. rulması gerektiğini savunan makaleler yazı ğil. Kürt konusunda "siyasi çözüm" isteyen yor. Bir başka etkili isim eski Dışişleri Bakanı bir başka isim de Senatör Kennedy. Liberal Henry Kissinger. 1970'li yıllarda Barzani ile demokratik bir gelenekten gelen Kennedyler, Kissinger arasında özel bir dostluk bağı ku ABD'nin "siyasi aristokratlan" sayıhyorlar. rulmuş, hatta Kissinger evlendiğinde Barza Senatör Kennedy geçen yıllarda ABD Kongni geline mücevher yollayacak kadar yakın resi'nde Fransa cumhurbaşkanının eşi Danilaşmışlardı. Bu tabii Kissinger'ın ABD'nin elle Mitterrand'ın da katıldığı gayriresmi ulusal çıkarlarını Kürt konusunun önünde Kürt toplantısının gerçekleşmesine destek vetutacağı anlamına gelmiyor. Nitekinı Kissin renler arasındaydı. Kennedy ayrıca Irak ger ABD'nin 1970'lerde Kürtlerin Irak tara Kürtlere karşı saldırıya geçtiğinde alarm zifından ezilmesine göz yumduğu dönemde line basan siyasi şahsiyetler arasında yer alıABD dışişleri bakanıydı. Ama Kissinger'ın yordu. Bu isimlere yeni eklenen Peter Galbraith, Kürtlere özel bir sempati beslediği de sır de belki Türk kamuoyunca yeterince tanınmıyor, ancak Kürt konusunda son yıllarda en çok öne çıkan şahsiyetlerinden birisi olma unvanını taşıyor. ÜnlU ekonomist John Kenneth Galbraith'in oğlu olan Peter Galbraith, Senato Dışişleri Komitesi'nin parlak uzmanlarından birisi. Bu isimler gösterdikleri tüm çabalara karşın Kürt konusunu mülteci boyutunun ötesinde Amerika'nın gündemine sokabilmiş değil. Ama çabaları Kürt mültecilerin acıklı görüntülerinin Amerikan kamuoyunda yarattığı tepkilerle bir arada değerlendirildiğinde Amerikahların Kürt konusuna bundan on yıl öncekinden daha fazla ilgi duyduğunu ileri sürmek mümkün. Ancak yine de bu ilgi düzeyinin Amerikan yönetimini Kürt sorununa "köklü" bir şekilde eğilmek noktasına getirebileceği kuşkulu. Ayrıca bunun mUmkün olabilmesi için sadece Amerikan kamuoyunun Kürtler uğruna Amerikan kanı dökulmesini kabullenebilecek bir düzeye gelmesi değil, ABD'nin bir süper güç olarak NATO'nun güney kanadı, Ortadoğu ve Güneybatı Asya'da büyük denge değişikliklerini göze alması gerekiyor. Saddam'ın yazhğında müttefik askerleri Zaho'nun 120 km doğusundaki tmadiye kentine ulaşan müttefik askerleri 'güvenli alan'ın sınırlarını genişletiyor. ABD Başkan Yardımcısı Quayle, "Hâlâ Saddam'ın devrilmesini istiyoruz. Yakında Bağdat'ta yeni bir lider göreceğimize inanıyorum" dedi. Dış Haberler Servisi Kuzey Irak'ta bulunan müttefik askerleri, Kürtler için oluşturulan "güvenli alan"ın sınırlarını genişletmek üzere doğu ve güneye doğru başlattıkları ilerlemeyi sürdürüyorlar. ABD, lngiliz, Fransız ve Hollanda askerlerinden oluşan müttefik birlikleri dün Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in El Abmediye kenti yakınlanndaki yazhk sarayına girdiler. ABD Başkan Yardımcısı Dan Quayle Fransız Le Figaro gazetesinin dünkü sayısında yayımlanan demecinde, Washington'un hâlâ Saddam'ın devrilmesini istediğini, Irak ordusunun bunu başaracağım söyledi. ; Müttefik askerterinin dün ge. ce Saddam Hüseyin'in lrak'ın kuzeyindeki El Ahmediye kentinin batısında bulunan yazhk sarayına girdikleri bildirildi. Askerlerin sarayda ağır silahlar bulunup bulunmadığını kontrol ettikleri, binaya ve içindekilere zarar vermedikleri belirtildi. Sarayın "dinamitlenmesini" emreden Saddam'ın daha sonra kararını değiştirdiğî bildirildi. Amerikan askeri sözcüsü Albay Bob Flocke, müttefik birliklerin Zaho'nun 120 km doğusundaki tmadiye (Amadiya) kentine ulaştığını açıkladı. Albay Flocke, birliklerin son hedeflerine ulaşmak için tmadiye'nin 10 km doğusuna kadar ilerleyeceklerini bildirdi. Albay Flocke, "Burada kamp kuracağız ve bir ileri ikmal üssü oluşturacağız. Ayrıca bölgede bulunan havaalanının savaşta bombalanarak tahrip edilen pistini onaracağız. Bu pisti kullanarak sabit kanatlı uçaklarla bölgeye malzeme sevk edeceğiz" diye konuştu. Müttefik birliklerinin son ilerleyişleriyle sınırları genişletilen "güvenli alan", böylece nisan ayında ilk oluşturulduğu andakinden iki kat bir büyüklüğc ulaşmış bulunuyor. ElAhmediye kentindeki saruy, müttefıklerin eline geçti SırpHırvat çatışması: 16 ölü I UGOSLAVYA ABD'ye kolera bulaştı • ATLANTA (AA) Latin Amerika'da baş gösteren kolera salgınının ABD'ye de yansıdığı, Florida ve New Jersey'de 10 kişinin hastalığa yakalandığı bildirildi. Yetkililer, ABD'de görülen kolera olaylarınm çoğunun ülkeye Latin Amerika'dan kaçak olarak sokulan gıda Kaynaklandığını, fesmi " ' " " olarak yapılan ithalattan dolayı hastalanan kimsenin bulunmadığını bildirdiler. Ayrıca iki hastalık olayında da, hastaların daha önce Latin Amerika ülkelerinde bulundukları ve hastalığa orada yakalandıkları belirlendi. Quayle: Saddam devrilecek ABD Başkan Yardımcısı Dan Quayle, muhafazakâr eğilimli Fransız gazetesi Le Figaro'nun dünkü sayısında yayımlanan röportajda, ABD'nin hâlâ Saddam Hüseyin'in devrilmesini istediğini ve Irak ordusunun bunu başaracağına inandığını söyledi. "Yakın zamanda Bağdat'ta Saddam'ın yerine yeni bir lider göreceklerine inandığını" belirten Quayle, Bush yönetiminin Mücahitlere bomba • PEŞAVER NEW YORK (AA) Afganistan hükümet birliklerine ait uçakların, ülkenin doğusunda bulunan ve 31 martta mücahitlerin eline geçen Host kentini önceki gün yoğun şekilde bombaladığı bildirildi. Afgan mücahitlerine yakınlığıyla bilinen ANA Ajansı'nm Peşaver'den verdiği haberde, hükümet birliklerinin bombardımanının, mücahitlerin eline geçmesinden bu yana kente düzenlenen en önemli saldırı olduğu kaydedildi. liderlerini değiştirmedikçe Irak'la üişkilerini normaüeştirmeyeceğini kaydetti. Quayle, ABD'nin Saddam'ın devrilmesi için askeri güç kullanmayacağını, bunu bizzat Irakhların gerçekleştirmesi gerektiğini söyledi. Quayle şöyle konuştu: • "Irak'ta durum biraz daha istikrar kazanınca bu ülkenin yurttaşları, hepsinden önce de ordu, barış ve uluslararası ilişkilerin geliştirilmesi için Saddam' ı iktidarda tutmanın yararlı olmadığını anlayacaklardır. tşte o zaman başka birini seçeceklerine eminim." Dan Quayle, ABD'nin General Manuel Antonio Noriega'yı devirmek için Panama'yı işgal etmesiyle MÇöl Fırtınası" harekâtı arasında kurulan benzerlikleri de reddetti. Quayle, Saddam'ı devirmenin yollarını belirleyecek konumda olmadıklarını belirterek, "Noriega'yı devirmek için Panama'ya girdiğimiz gibi, Saddam "ı devirmek için Bağdat'a girmeyeceğiz. Bu gerçekçi olmaz. Askeri güç kullanmayacağıımzı söylüyoruz" dedi. Amerika'nın Arap müttefiklerinin ve Birleşmiş Milletler'in Saddam'ın devrilmesi için askeri güç kullanılmasına karşı çıktığını anımsatan Quayle, "ABD askerleri Bağdat'a girip Saddam'ı iktidardan uzaklaştırmış olsaydı, Arap müttefiklerimiz Irak'a karşı oluşturulan koalisyondan çekilebilirdi" yorumu ÇOCUKLAR Panik, korku ve sonrasında gelen açlık ve susuzluğun insanları insanlıktan çıkarnu yaptı. dığı, çirkinleştirdiği yerde, yalnız çocuklar güzel kaldı. (Fotoğraf: Reuter) Dış Haberler Servisi Yugoslavya'nın Hırvatistan Cumhuriyeti'nde bulunan Borovo Selo köyünde Hırvat polisler ile silahlı Sırplar arasında çıkan çatışmalarda 16 kişinin öldüğü, 20 kişinin de yaralandığı biidirildi. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Sırplarla Hırvatlar arasındaki 'en büyük çatışma' olarak nitelendirilen olaylardan sonra bir televizyon konuşması yapan Hırvatistan Devlet Başkanı Franjo Tudjman, olaylardan Sırbistan'ı sorumlu tuttu. Başkent Belgrat'ın 130 kilometre kuzeybatısında bulunan Borovo Selo'nun ise tanklarla ve zırhlı araçlarla gelen ordu birliklerince çevrildiği bildiriliyor. Önceki gün Yugoslavya'nın Hırvatistan Cumhuriyeti'nin doğusunda bulunan Borovo Selo köyünde, Sırp sivillerle Hırvat polisler arasında birkaç saat süren bir çatışma çıktı. Birkaç gün önce iki polisin kaçırıldığı Borovo Selo köyüne güvenlik kuvvetlerinin sevk edilmesi üzerine çtkan olaylar, ordu birliklerinin mudahalesiyle son buldu. Yugoslavya televizyonu, olaylarda 15 polis ile 20 sivilin öldüğünü bildirirken yerel bir güvenlik görevlisi, 17 polisin öldüğünü, 17 polisin de yaralandığını açıkladı. Olaylar üzerine biı televizyon konuşması yapan Hırvatistan Devlet Başkanı Franjo Tudjman, çatışmalarda dokuz polisin öldüğünü, üç polisin de kaçırıldığını açıkladıktan sonra çatışmalardan komşu Sırbistan'ı sorumlu tuttu. 'BM Yasası yeniden yoruınlanmalı' lrak'ın kuzeyi için önerilen BM Polis Gücü'nün dünyada örneği yok. Urquhart, bunun için BM Yasası'nın 2. maddesinin 7. paragrafının hükümetlerce "ulusal egemenlik ve insan hakları" ikilemi açısından yeniden ele ahnmasım istiyor. ŞEBNEM ATtYAS NEW YORK Birleşmiş Milletler'de Kuzey Irak'taki kriz nedeniyle atılacak adımlar konusunda zorlu günler yaşanıyor. Bu zorluklar Kuzey Irak'ta göçe zorlanan Kürtlerin güvenliğinin sağlanması için BM yasası konusundaki farklı yorumlardan kaynaklanıyor. ABD ve lngiltere'nin başını çektiği müttefiklere göre, insan haklannın korunması açısından Irak sınırları içine müdahale edilmesi BM yasası kapsamında meşru bir girişim. Sovyetler Birliği ve Çin başta olmak üzere iç sorunları olan ülkeler açısından, BM yasasının bu şekilde yorumlanm. sı, ilerisi için 'kötü örnek' olarak değerlendiriliyor. Son olarak tngiltere ve Avrupa Topluluğu'nca ortaya atılan, lrak'ın kuzeyinde BM polis gücü bulundurulması fikri, 'ulusal egemenlik ve insan hakları' ikilemiyle genel sekreterliği zor durumda bıraktı. Genel Sekreter Cuellar Güvenlik Konseyi'nden emir almadan böyle bir adım atmaya niyetli olmadığını belli edince, iş, Ingiltere başbakanının emrivaki yaratan mektubuyla sonuçlandı. Bütün bu gelişmeleri genel sekreter eski yardımcısı, BM uzmanı Brian Urquhart ile görüştük. Urquhart, kısa bir süre önce 'The New York Times' gazetesinde 'insan hakları, ulusal egemenlik karşıtiıgı' üzerine tartışmalara yol açan bir makale yayımladı. Genel sekreter eski yardımcısı ve danışmanı, sorularımızı şöyle yanıtladr. tngiltere'nin önerdiği türden genel sekreterlik kararı ile bölgeye gönderilecek, tutuklama ya da silah kullanma yetkisine sahip olmayan bir polis gücünün KUrtleri ikna edebilecek bir güvenliği sağlayabilmesi mümkün mü? URQUHARTAlelade polis gücü, ancak büyük çaph bir yasal düzenleme içinde anlam kazanabilir, mahkemeler, hapishaneler ve benzeri. Uluslararası polis gücünün bu bağlamda, özellikle yabancı bir ülke içinde yer alarak ne tür bir fonksiyonu olabileceğini bilemiyorum. Sanırım bütün bunlar konuşuluyordur. Kuzey Irak'ta güvenliği sağlayabilecek türden bir BM polis gücü mevcut mu şu anda bir yerde? URQUHARTBu tür bir polis gücü hiçbir yerde olmadı. Kıbrıs'ta grup içinde bir polis öğesi mevcut. Insanları korumak amacı gutmuyor bu. Özellikle son derece somut bir görevleri var, iki toplum polisi arasındaki kopukluğu gidermeyi amachyor. Oradakilerin kimseyi korumak gibi görevi yok. Benim sorduğum soru, bir polis gücünün nasıl koruma görevi üstleneceği. Eminim bütün bunlar düşünulüyordur. Ancak, ne duşünuldüğünü bilmiyorum. Ayrıca Kıbrıs'a polis gücü Kıbrıs hukumetinin davetiyle gitmişti, dışandan bir empoze durumu yoktu, daha doğrusu ulusal butunluğün tehdidi gibi bir durum yoktu. Genel sekreterin eğilimi, Güvenlik Konseyi'nden polis göndermesi yolunda bir jetki almak ve bundan sonra hareket etmek gibi görünüyor. Genel sekreter açısından bu adımı atmak için ne gibi bir yasal engel mevcut? URQUHARTKtbrıs'ta genel sekreter polis gücu için Güvenlik Konseyi'nden yetki almıştı. Polis barış gücünün bir parçasıydı. Cualler, muhtemelen bir yetki alması gerektiğini hissediyor. Fikir ortaya atıldığında, bunun her şeyi çözeceği inancı yaygındı, ama anladığım kadarıyla, üzerinde durulan şey, Sadruddin Ağa Han'm Irak'la yaptığı anlaşmanın genişletilmesi ve polis gücünu de içermişti. BM yasasının ikinci maddesinin yedinci paragrafında kesinlikle 'ulusal egemenliği tehdit eden' konulara BM'nin kanşmasına izin vermediği öne sürülüyor. Bu konuda çeşitli yorumlar var. Sizce ikinci maddenin yedinci paragrafı nasıl yorumlanmalı? URQUHART Birleşmiş Milletler, yasasının 2. maddesinin yedinci paragrafını yeniden gözden geçirmelidir. Özellikle insan hakları ve insani yardım konusunda. Şu ana dek son derece sınırlayıcı bir maddeydi bu. Şu an Irak'ta herkes bu maddeîeri gözardı ediyor. Acil durumlar karşısında üyelerin bunu oturup tartışmaktan başka çaresi yoktur. BugUnkü koşullarda 2. maddenin yedinci paragrafının getirdiği kısıtlamalar ne olmalıdır? Tabii başka ilginç şey ler de oluyor. Mesela birkaç kez BM'den ulusal seçimleri desteklemesi istendi. Böyle bir istek ulusal egemenlik konusuna son derece ters düşen bir durum. Daha önce hiç böyle bir şey olmadı. Salvador Anlaşması'nda BM'nin insan haklannı denetlemesi için bir madde bulunuyor. Bu da yepyeni bir şey. Dolayısıyla bu durumları değerlendirmek için hükümetlerin başbaşa vermesi son derece ilginç olacaktır. Hükümetlerin 2. maddenin yedinci paragrafının nasıl yorumlanacağı konusunda anlaşmaya varmalan gerekmektedir. BM Genel Sekreter Eski Yardımcısı Urquharfın Cumhuriyefe demeci 3. öğrenci de kenditıi yaktı • SEUL (AA) Güney Kore'de, geçen hafta bir öğrencinin polis tarafından dövülerek öldürülmesini protesto eden bir öğrenci daha kendini yaktı. Olayı protesto için kendini yakanlann sayısı böylece 3'e yükseldi. Songnam kentindeki Kyongwon Üniversitesi'nde, Sohn Se Yong adh öğrenci bugun kendini yakarak üniversite kampusünün ikinci katından atladı. Daha sora hastaneye kaldırılan öğrencinin öldüğü bildirildi. BM, KARARI İLGİU ÜLKELERE BIRAKTI lrak'ın mal varlığı serbest Dış Haberler Servisi BM Güvenlik Konseyi Yaptırımlar Komitesi, isteyen ülkelerin, lrak'ın bankalarda dondurulmuş durumdaki mal varhğının serbest bırakılmasına ilişkin karar alabileceklerini açıladı. Komite Başkanı Petre Hohenfellner, komitenin basına kapalı toplantısından sonra dün gazetecilere yaptığı açıklamada, "687 sayılı kararın 20. paragrafı, lrak'ın dondurulmuş mal varlıgının yiyecek ve tüketim maddeleri ithali için serbest bırakılmasına izin veriyor" dedi. Irak, 28 nisanda ABD, lsviçre, tngiltere ve Japonya'da dondurulmuş durumdaki yaklaşık bir milyar dolarlık mal varlığının yiyecek ve tıbbi malzeme alımı için serbest bırakılmasını istemişti. Komite, lrak'ın yiyecek maddeleri almak için bir milyar dolarlık petrol satmasına izin verilmesi için yaptığı başvuru konusunda ise herhangi bir açıklama yapmadı. Arabistan'a ve Irak'ın 2 Ağustos 1990'da Kuveyt'i işgalinden önce Kuveyt'te çalışan yabancı işçilere savaş tazminatı ödemesini kararlaştırmıştı. Tazminatın Irak'tan tahsili bazı güçlükler taşıyor. Birleşmiş Milletler raporunun önerdiği bir seçenek, Irak petrolünün bir bölümüne el konulmasım, bunun satılması ile sağlanan gelirin bir fona dahil edilmesini öngörüyor. BM'nin bu konudaki 22 sayfalık raporu, kurulması Öngörülen fonun BM Güvenlik Konseyi'nin 15 üyesini temsil eden birer temsilci tarafından yönetilmesini, fonun yönetim İcararlarının Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olmayan en az dokuz üyenin oyu ile ahnmasım öngörüyor. Nano yeniden Başbakan • VtYANA (AA) Arnavutluk Devlet Başkanı Ramiz Alia, Fatos Nano'yu yeniden başbakan olarak atadı. Alia, parlamentoda okunan bir mektupla Nano'nun yeni hükümeti kurmakla görevlendirildiğini açıkladı. Nano, 31 mart tarihinde yapılan serbest seçimler sonucu oluşan yeni parlamentonun Alia'yı yeniden devlet başkanı olarak seçmesinin ardından istifa etmişti. Arnavutluk yasalarına göre, Nano'nun yeni kabineyi 15 gün içerisinde parlamentonun onayına sunması gerekiyor. Yarın, sizin için, Savaş tazminatı BM, lrak'ın savaş tazminatını ödemesini sağlamak için uygun yolları araştınrken Genel Sekreter de Cuellar, lrak'ın petrolünun ne kadarına el konulacağı konusunda açıkhk getirmedi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından belirlenecek olan bu oranı, ABD yetkilileri • 1030 oranında tahmin edi% yorlar. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, lrak'ın 700'e yakın petrol kuyusunu ateşe vererek verdiği zarara karşılık Kuveyt'e, Basra Körfezi'nin temizlenmesi çahşmaları için Suudi Bir ... Yaşam III Gereği sunuyoruz. Bütün avantajlanyla,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle