25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 MAYIS 1991 KÜLTURSANAT CUMHURİYET/7 TÎYATRO Fosforoğlu için tören • Kttltiir Servisi Geçen cuma günü yitirdiğimiz tiyatro ve sinema sanatçısı Renan Fosforoğlu için dün İstanbul Şehir Tiyatroları Haldun Taner Sahnesi'nde bir tören gerçekleştirildi. Törene, aralarında MUşfik Kenter, Müjdat Gezen ve sanatçının oğlu Enis Fosfproğlu'nun da bulunduğu tiyatro çevresinden çok sayıda kişi katıldı. Fosforoğlu'nun cenazesi önünde saygı duruşunda bulunan tiyatrocular ve yakınları "Renan ağabey"lerini kaybetmekten büyük üzüntü içindeydiler. Fosforoğlu'nun cenazesi Moda Camii'nde kılınan öğle namazından sonra toprağa verildi. Tıyatro, radyo oyunu değildir' • Kültür Servisi 3. İstanbul Tiyatro Festivali çerçevesinde Moliere*in 'Tartuffe' adlı oyununu üç gün sahneleyecek olan Royal National Theatre, ülkemize geldi. Hintli yönetmen Jatinder Verma'nın yönettiği ve Ingiltere, tspanya ve Irlanda'da sahnelenen 'Tartuffe", bu kez 17. yüzyıl Hindistanı'nda geçiyor. Sponsorluğunu British Petroleum'un yaptığı oyunla ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan yönetmen Jatinder Verma, tiyatro oyununun sadece söze dayandınlmasını eleştirerek "Tiyatro, radyo oyunu değildir. Sadece kulağa seslenmemelidir. Hareket ve müzik de en az söz kadar önemlidir. Ve tiyatro aynı zamanda eğlenceli de olmalıdır" dedi. Bir Fransız yazarın oyunun Hintliler tarafından sahnelenmesinin farklı tepkiler yarattığmı söylediğini belirten Verma, oyun başladıktan 45 dakika sonra soru işaretlerinin süindiğini ve izleyicilerin salondan memnun ayrıldıklarını söyledi. 1 •Tartuffe bugün, yarın ve perşembe günü saat 20.30'da Taksim Sahnesi'nde sunulacak. Serginin tek "erkek" heykelciği, cam bir kutuya hapsedilmiş. Bu küçük adam, cumhurbaşkanhğı sırasında bir sergideki resmi "müstehcen" bularak kaldırtan Kenan Evren'e bir gönderme. AHU ANTMEN Kanatlı kadınlar korosu Tüğrul Selçuk heykellerini Sanfa Sanat Galerisi'nde stergiliyor Yüdız'da fotoğraf • Kültür Servisi Yıldız Üniversitesi Yüksel Sabancı Sanat Merkezi'nde Mehmet Bayhan'ın duzenlediği bir karma fotoğraf sergisi 4 haziran günü açılacak. 20 yabancı fotoğraf sanatçısının yapıtlarını bir araya getiren sergi, 21 haziran tarihine dek izlenebilecek. Sergide yer alan bu 20 fotoğrafçı, Ansel Adams, Marley Baer, Henri Cartier Bresson, Robert K. Byers, Paul Caponigro, Linda Connor, VVilliam A. Garnett, Richard Garrod, Henry Gilpin, Francisco Hidalgo, Bela Kalman, Lajos Keresztes, Donald Ross, Fred Scheel, John Sexton, Aaron Siskind, Jerry N. Uelsmann, Christian Vogt, Brett Neston ve Don Worth. A.Nesin Anadolu Lisesi'nde • Kültür Servisi Milli Eğitim MUdUrlüğü ile Milli Eğitim Vakfı tarafından ortaklaşa düzenlenen İstanbul Liselerarası Tiyatro Şenlıği'ne Kadıköy Anadolu Lisesi Aziz Nesin'in 'Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz' adlı yapıtıyla katıldı. Okulun Ingilizce öğretmenlerinden Melahat özay'ın yönettiği oyunun, Kadıköy Anadolu Lisesi tiyatro salonundaki sahnelenişine oyunun yazarı Aziz Nesin de katıldı. Daha sonra Atatürk Fen Lisesi tiyatro salonunda da kalabalık bir seyirci kitlesine sunulan 'Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz' ile Kadıköy Anadolu Lisesi, Kocaeli Kültür Müdürlüğü'nce bu yıl ikincisi düzenlenen Marmara Bölgesi Liseleri Tiyatro Festivali'nde İstanbul ilini temsil edecek. Kadıköy Anadolu Lisesi, aynı festivale geçen yıl da Güngör Dilmen'in 'Midas'ın Kulakları' adlı oyunuyla katılmış ve birincilik ödülüne değer görülmüştü. Geniş kalçalı, dolgun göğus lü, göbekli kadın. "Evrensel analığın" simgesi Kybele. Yalnızca tanrıların değil, doğanın, insanın, hayvanın da anası. Benliğini Kybele*ye adayan rahipler, kendilerini hadım ederlermiş. Bir de efsane var: Kybele'nin âşığı Attis, erkeklik organını kesip kanını akıtarak ölmüş. Değişik biçimlerde birçok "evrensel ana" şu sıralar Sanfa Sanat Galerisi'nde sergileniyor. 8 hazirana dek sürecek sergisinde Tuğrul Selçuk izleyicisini yontma taş devrine götürüyor, Kybele'yle tanıştırıyor ya da kendisinin adlandırdığı gibi "Kapadokyalı Kadınlar KorostT'yla, "Ihlaralı Kadınlann Akşam Koroşu"yla, "Kanatlı Kadınlar", " Ü ç Zaman Üç Kadın"la... Sergi salonunun bir köşesinde yine Kybele formunda sanatçının kendi anası duruyor, bir başka köşede serginin tek erkek heykelciği, cam bir kutunun içinde, "hapsedilmiş" bir biçimde izleyiciye bakıyor. Bu küçük adam, cumhurbaşkanhğı sırasında bir sergideki resmi "ayıp" du. Fırın çok pahalıydı, iyi bir atölyenin kirası çok yüksekti, bir yaşam standardı tutturmak için gerekli para kazanılamayacaktı. Çanak çömlek yapmak da benim işim değildi." Sanat dışında her şeyi yapmış Selçuk. Tabelacıhk, çanta, kemer, bakırdan kolyeler vb. Kısaca ticaret. Bu arada yarışmalara katıhyor, öduller alıyordu, ama geriye dönüp baktığında, yalnızca birkaç heykel göruyordu, iki yıl öncesine kadar. Tokat'a gittiği gün, "geçmiş vaşamım" reddediyor ve yeniden başlıyor. Bu yeni başlangıç, sanatının kaynağı oluyor: EVRENSEL ANA KYBELE Son iki yıldır çauşmalannı Tokat'uı Erbaa flçesinde surduren luğrul Selçuk, Sanfa Sanat Galerisi'ndeki sergisinde "evrensel analığın" simgesi Kybele'nin değişik biçimlerini sunuyor. (Fotoğraf: tbrahim Günel) bularak kaldırtan Kenan Ev larca ürettiğinin iki katını üre adam yetiştiriyorlardı. Sen Ecren'e, sanatın sınırlandırılama tiyor... Birçok sanatçının kendi zacıbaşı'na calışırsın, sen Kütahyacağına ilişkin bir gönderme sini soktuğu o "kristal fanus"u ya'ya iyi kulp yaparsın, hocalaaslında. her gün ilişkiye girdiği halkla kı rın tavrı buydu. Ben ne zaman Tuğrul Selçuk'un iki yıllık bir rıyor... heykel yapmaya başlasam, aldı"yaşam" serüveni var. Bu ya1983'te Mimar Sinan Üniver ğım yanıt, 'hayır, katiyen' oldu. şam, sanatın kendisi, sanatçının sitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Zaman içinde buyük bir özveelinden tutup uretkenliğe doğru Seramik Bölümü'nden mezun riyle kırdık bunu, birkaç arkasanki kendiliğinden alıp başını olan Tuğrul Selçuk, akademiden daş. Seramik malzemesi ile sagitmesi gibi... Tuğrul Selçuk, ça önce birkaç yıl, "sanatla ilk de natsal düşünce boyutuna ulaşalışmalarını iki yıldır Tokat'ın Er fa karş ılaştığı yer" olarak tanım bileceğini ispatladık." baa ilçesinde sürdürüyor. Daha ladığı arkeolojide okumuş. Aka"Seramik ile sanat yapılabilir, önce yaşamını sUrdürdüğU, sa demiye ilk girdiği gunü anımsı ama sanat yaparak para natını sürdürmeye çahştığı ts yor: kazanılamaz" da olayın bir baştanbul'u terk edip, "Israrla, "Seramik Bölümü'ne girdi ka boyutu... Anlatıyor: "Mezuinatla ama hiçbir zaman da ka ğim gün pişman oldum. Çünkü niyetten sonra seramik yapmak ramsarlığa duşmeden, yapaca o ana kadar kafamda sanatla il istedim, vapamadım. Öğrenciyğım" diye gittiği Erbaa'da, ken gili yarattığım butün her şey yı ken sorun yoktu, okulda yapıdi deyimiyle "gerçek anlamda kıldı. Bir zanaatçı formuna gir yorduk. Ama yaşama atılınca sanat" yapıyor... lstanbul'da yıl dim çünkü insanlar endüstriye karşdaştığımız ük sorun para ol "Ben ilkel bir insanım. Taş devrinde yaşıyorum ve yontma taş devri başladı dedim kendime. Bir insan elindeki çekiç ve murçla en güzel biçimiyle insanı yontar ilk. Olayın idol kısmı bu ve idolun gelişiminde Kybeleler var. Ben yaptığım işin başlayıp bitmesini istemiyorum. Başlayan sanatın sonuna kadar gitmesini istiyorum. Bunun tek yoiu da bu figürlerle başlamak." Heykelciklerini ahşapla kaynaştırarak "sıcaksoğuk", "doluluk boşluk" gibi zıtlıklardan bir bütünlük oluşturması da Tuğrul Selçuk'un bir başka özelliği. Heykelciklerini içine gömdüğü nişler, "sonsuzluğa açılan boşluğun kapılan"... Bu sonsuzluk, aşk, sanat, belki de yaşamın kendisi. Form olarak, camilerdeki mihrap olayını, ya da Hıristiyanlıkta Çocuklu Meryem'in içinde yer aldığı nişi andırıyor: "Ben o kutsallığı sanatımda sürdürmek istedim." Ayın fotografları • Kültür Servisi İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatorleri Derneği'nin (İFSAK) her ay duzenlediği "Ayın Fotografları" yarışmasının mayıs ayı sonuçları belirlendi. "Portre / Mutluluk" konulu yarışmada siyah beyaz baskı dahnda tek seçiciliği Doç. Güler Ertan yaparken saydam dahnda tek seçiciliği Irfan Yönaç üstlendi. Siyah beyaz baskı dahnda Yüksel Ersertel ve Cemil Ağacıkoğlu'nun çalışmaları derece alırken saydam dahnda yine Yüksel Ersertel ve Cemil Ağacıkoğlu'nun yanı sıra Engin Kaban'ın fotoğrafları derece aidı. Dansla özgürlüğe yolcıduk Koregrafisini Aydm Teker'in gerçekleştirdiği "Ağulos" yarın Yıldız Sarayı Silahhane ve Hasbahçe'de iki değişik biçimde sunulacak. ŞEBNEM AKSAN Ağulos, hareket birimi dışında bütün öğelerin değişimini öngören koregrafik bir çalışma. Dans dışmdaki elemanlann dansa olan etkisini, seyirci ile paylaşarak canlı bir biçimde araştıran, geleneksel koregrafi anlayışı dışında bir yapıt. Seyirci, iki bölümden oluşan bu gösteride yapıtın sadece o günkü görüntüsune tanık olacaktır. Yapıt her yinelenişinde farklı mekân, farklı ses, kostum, dansçı ve ışık düzeni ile oynanacağı için hareket aynı olmakla beraber seyirci üzerinde değişik etki yapacağı düşüncesi ile gerçekleştirilmiştir. Bu amacla iki değişik gösteri art arda seyirciye sunulacak. Yarın Yıldız Sarayı'nda izlenecek iki bölüm sonuçta yinelendikçe gelecekteki bilinmeyen bütünlüğüne doğru seyreden yapıtın bir parçası. Hiçbir zaman aynı eleman grubu ile tekrarlanmayacak olan parça her gösteriye çıkışında önceden tahmin edilmesi söz konusu olmayan boyutlar kazanarak yeni bir yolculuğa çıkacak. Yarın Hasbahçe'de Bach'ın " B Minör Mess"i eşliğinde, tek kişi ile ve Silahhane'de saksofon doğaçlaması eşliğinde bir erkek, bir kadın dansçı tarafından canlanabileceği gibi bundan sonraki yinelemelerinde belki bir kumsalda, bir ormanda veya balçık çamurda dört beş dansçı ile doğanın sesi eşliğinde de olabilecek. Ağulos, Aydın Teker'in özgürlüğe, denemeye, sorgulamaya açık yaratıcı ve cesur kişilığinin tipik bir örneği. Hatta otobiyografisi denebilir. Genelde otobiyografiler yazıldığı anda biter, gelecekteki etkileşimlerle değişecek kişiliği içeremez. Oysa bu otobiyografi dans sanatının kendine özgü, ancak oynandığı sırada var olan özelliği ile değişen ortamı bir araya getirmesi açısmdan çok ilginç bir yaklaşım içeriyor. Bir yıllık bir çalışma sonucunda ortaya çıkan bu parça Aydm Teker'i sürekli aradığı özgürlüğe bir adım daha yaklaştırıyor. 29 mayıs günu Uluslararası Tiyatro Enstitüsü (ITI) 24. Dünya Kongresi çerçevesinde 2. kez yinelenecek olan Ağulos'a bu seferki yolculuğunda Aydın Teker'in yanı sıra dansçı Ebru Anıt Ahunbay, Oktay Keresteci, saksofoncu Ric. . . . . . . . . . j •.• hard Hemmer, tasarımcı Zepür cSONSUZ GELECEĞE AÇILIR GİBt "Ağulos" bundan sonra da farklı biçimlerde sahneleneHanımyan ve Ayşegül Alev eş e k Kumsalda, ormanda ya da balçık çamurda. "Ağulos" belki de doğanın sesi eşliğinde sonsuz w r ük ediyor. geleceğe açılırcasına yepyeni ortamlarda kendini deneyecek. (Fotoğraf: Yaşar Saracoğlu) Ağulos' dans gösterisi yarın Yıldız Sarayı Silahhane ve Hasbahçe'de 'Bilgisayarla çizgi film> • Kültür Servisi 8. Türkiye Bilgisayar Kongresi'nde bugün saat 9.45'te "Bilgisayarlarla Çizgi Film Üretimi" anlatılacak. Bu konudaki bildirileri Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nden araştırma görevlisi Cemil Şinasi Turun ile Bilkent Üniversitesi Bilgisayar ve Enformatik Mühendisliği'nden Prof. Dr. Bülent Ozgüç sunacaklar. Atatürk KUltür Merkezi Konser Salonu'ndaki kongrede, pahalı olmayan donanıma dayalı olarak tasarlanan üç boyutlu film üretme yazılımı da anlatılacak. SERGI ~~~ UGUN • Uzuner okuyor Atatürk Kıtaplığı'nda düzenlenen okuma günlerine bu kez Buket Uzuner son kitabı 'İki Yeşil Su Samuru' ile katılacak. Atitla Birkiye'nin yönetiminde düzenlenen okuma günü saat 14.30'da başlayacak. • Asena ve Bezirci Anakent Lisesi Şenliği kapsamında saat 11.30'da Duygu Asena, 13.00'te ise Asım Bezirci'nin söyleşileri lisede yer alacak. Veli Sapaz'ın resimleri • Kültür Servisi 1942 yılında Çorum'da doğan Veli Sapaz'ın resim sergisi cuma gününden itibaren Üsküdar'daki Uran Kültür ve Sanat Merkezi'nde görülebilecek. Sanatçının sergisi 22 hazirana dek sürecek. 1968 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Iş Bölümü'nü bitiren Sapaz, 1978 yılında İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'ne öğretim görevlisi olarak atandı. Eğitim Enstitüsü'nün fakülteye dönüştürülmesinden sonra lisansını tamamladı ve 'sanatta yeterlik' belgesi aldı. Bugüne dek 59 karma sergiye katılan Veli Sapaz, 12 de kişisel sergi açtı. Yurtiçi ve yurtdışında özel koleksiyonlarda resimleri bulunan ressam, halen Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim Iş Eğitimi Bölümü Resim Ana Sanat Dalı'nda öğretim görevlisi olarak çalışıyor. (Fotoğraf: Veli Sapaz'ın 'Bereketin Doğuşu' başlıkh tuval üzerine yağlıboya resmi). öküm öneriyor: Mavitan Finlandiya'ya gidecek • İZMÎR (ANKA) Ressamheykeltıraş Bihrat Mavitan, Finlandiya hükümeti tarafından heykel sergisi için davet edildi. Mavitan, Finlandiya hükümetinin davetiyle ilgili yaptığı açıklamada ağustos ayında açacağı 15 günlük serginin Finlandiya'nın heykel adası olarak bilinen Ruissalo'da gercekleştirileceğini belirtti. Izmirli ressam ve heykeltıraş Mavitan, daha önce Almanya, ABD ve Romanya'da sergiler açtığını hatırlatarak şunları söyledi: "Bu kez yine Finlandiya'nın bir heykel adası olan Ruissalo'daki etkinlîk dünyanın dört bir yanından çağrılı heykeltıraşların katılacağı bir olay, malzeme kullanımında da özgürüz, ancak ben deri ve özellikle de kösele heykellere insanların bir başka sıcaklıkla yaklaştıklannı gözlemledim. Adadaki çalışmalarımda da malzemem kösele olacak" °Ö N Ü S' at kaloriferînde t coğunluğu izleyin. Yıllardır Türkiye'nin en çok satan Kat Kaloriferi Demirdöküm markasını taşıyorsa bunun sağlam nedenleri var. Demirdöküm'ün kazanı dökme dilimli. Bu özellik hem uzun ömür sağlıyor hem de doğalgaza geçüğinizde kazan degiştirme zorunluluğunuzu ortadan kaldırıyor. Yarın pişman olmamak için bugün tercihinizi doğru yapın; Kat kaloriferlerinde de • Kazanı dökme dılımlı Sağlam, çok uzun ömurlu Ustelık "Doğalgaza Dönuşum Belgesi" nesabıp • On tsttıcılt bruloru her ıklıtn kosulunda yakıtın en yuksek venmle yanmastnı sağlıyor • Kapalı genleşme deposu kendi içinde, ek testsat gerektırmiyor • Uzman veyaygtn servisi Türkiye'nin her yerınde • Demırdöküm'e özel "Güven Sözleşmesı" ile ctbazıntztn perıyodık bakımı kolayca gerçekleştyor • 7 m ye kadarpanel radyatör ıbtıyactnızda da taksıtle ödeme avantajından yararlanıyorsunuz RESTORASYON ~~ Demirdöküm Kat Kaloriferi neden 1 numara? Tarîhi esv para bekliyor • ÎSTANBUL (İÜHA) Sultanahmet Akbıyık'taki Hammamizade Ismail Dede Efendi'nin tarihi evjnin müze olarak düzenlencbilmesi için 1986 yılında başlatılan restorasyon ça'rnaları, gerekli olan 300 milyon liranın sağlanamaması yüzünden tamamlanamıyor. Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği'nin 32 yıldır sahibi olduğu tarihi ev, derneğin restorasyon için yeterli maddi desteği sağlayamaması yüzünden aksayarak devam ediyor. Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği Başkanı Perihan Balcı şunları söyledi: "Restorasyon çalışmaları zaman zaman gerekli paranın sağlanamaması yüzünden durdu. Bu yüzden 1986 yıhndan beri restorasyon çalışmaları tamamlanamamaktadır. Restorosyona bugün için ayrılan para % milyon liradır, fakat bu miktar yetersizdiıf DEVREN KİRALIK DÜKKÂN Üst Göztepe'de hedlyelik eşyaoyuncakkırtasiye1000 kasetlik video kulübü Demirdöküm'den şaşmayın,.. (3D Demirdöküm T ü f k i y e ' n i n Tel: 350 75 59 Dogalgaz vc Isı Danışma Mcrkezlcrı istanbul (1) 542 00 08 583 92 24 Ankara. (4) 167 87 78 118 2100 Am(r(51) 22 02 61 Bursa. (24) 23 10 99 Samsun (36) 15 10 52 Genel Satıct Merkez Tıc A.5 Talat Paşa Cad Harmano Sok Danişşafaka To^an lş Ham No 3 Levenl 80640 İSTANBUL . ^ „ Tel (1) 17927 20(7Hat) Faks (1) 179 27 29 C0VMÇ Ankara BolgeMudııHügu Tel (4) I25 43 2O 22 Faks (4) 118 70 44
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle