25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HAVA 1)1 Kl \H Meteoroloji Genel Müdurluğu'nden alınan bilgiye göre; yurtta yağış bektennnyor. Bölgelerimiz az bulutlu ve açık geçecek. HAVA SICAKLIĞI; Biraz daha artacak. HÜZGÂR: Kuzey ve batı yfjnlerderı haftt ara sıra orta kuvvette esecek Denizlerimizde rüzgâr: Karadeniz'de gündoğusu ve keşişleme, dijer denızierimizde gün batısı ve karayelden 35 yer yer 6 kuvvetinde saattB 1021 yer yer 27 deniz mili hızla esecek. DENİZ: Mutedi dalgalı. dalga yuksekliği 0.515 m, aptdarda zaman zaman 2 m. göruş uzaklığı 10 km dolayında bulunaMana Mapazan Mıyaman Atyon Ajn Antara Ariakya Antalya Artvin A 34° 21° Dîyartalor A 30" 17° Edtrne A 37° 17° Erancan A 30° 13° Erzuoım A 30° 10° EsUşeNr A 32°tt°Ga»nlep A 30" 17° Sresun A 32"20°GumuşIıaneA A 2«° 14° Hakkâri A 36° 17° Isoarta A 31° 15° tetanbu! A 29° 14° bnw A 30° 18° Kare A 30° 15° Kastamonu A A 30° 12° Kayseri A 32° 14° Kırktareti A 28° 17° Konya A 29°10°KuWıya A 33° 15° Mdatya 36° 17° Manrsa 29° 14° K Maraş 31° 12° MefSin 29° 5°Muğla 30P12°Muş 35° 18° Niğde 29°20°0r*ı 2B°12°Rİ2I! 33° 15 Samsun 31° 12° Siırl 28° 18° Smop 34° 17° Sıifls 31° W lekırdaO 29° 11° Trabzon 29° 10° Tunceü 28°18°U5ak 32° 12° Van 30°14°Ytasat 34° 14° Zongutok A A A A A A A A A A A A A A A A A A A HABERLERİN DEVAMI TURKIYE DE BUGUN 35° 17° 36° 20° 32° 22° 32° 16° 3T°13° 32° 12° 28° 19° 27° 17° 29° 18° 36° 20° 28° 17° 30°1T° 27° 17° 29° 20° 32° 12° 29° 12° 30° 12° 33° 15° 28° 17° 4 EYLÜL 1989 DÜNYADA BUGUN B 20° A 38° B 27° A 37° B 27° Y 23° B 22° Bdgral Y 21° Bertın B 21° Bcum B 20° Bruksel Budapeşte ¥ 21° Y 23° Cee B 34° Ce2ayir A 40° Cidde A 40° Dutıyı Y 20° FranMurt A 35° Gime A 19° Hefcâıto B 36° KaMre Kbpenlag A 25° B 22° KÖKl A 34° Lefloşa AmslBfdam Amman ADna Bajda; Barceicia B 21° A 21° B 28° Y 20° B 18° B 20° Y 20° A 22° A 24° B 26° Y 24° A 39° Y 28° B 24° A 37° A 32° A 34° Tunus B 23° Y 26° Vıyana Y 18° Wastnrvgton A 24° Zurih Y 24° Unmgrad Londra Madnd Milano Montreai Moîkova Münıh New Vtn» Oslo Paris Prag Rıyad Roma Sotya $am & ' 7 POLİTİKA VE OTESİ MEHMED KEMAL Atfın cak Van Gölü'nde Mava: Az bulutlu ve açık geçecek Ruzgâr kuzey ve batı yönlerden nafif ara sıra orta kuvvette esecek. Göl kucük dalgalı olacak. Göruş uzaklığı 10 km dolayında bulunacak. Y3Ç . BaMassif Büecik BingM Bıtlıs Bolu Bursa ÇaruHole Çonjm Oerazli Solun Gizli Tarihi... Komünist Partisi'ni Ankara'da bulamayıp da yurtdışında aramaya çıkan Fahri Erdinç on yıl sonra Sofya'da bulduğunu 'Kardeş Evi' adlı romanında tatlı tatlı anlatır. Gerçi Nâzım'ı bulmasa, partiyi de bulamayacaktır ya, o da işin bir başka yanı. Garda Nâzım'ı uğurlarken "Üstat, bizim iş ne olacak?" diye sorar. "Hangi iş?" "Hani partimizi bulacaktık?" "Siz şimdi birer dilekçe yazm." "Ne dilekçesi?" "Partiye giriş dilekçesi." Ziya Yamaç'la birlikte oracıkta yazarlar. Aradan epeyce bir süre geçtikten sonra haber gelir, onu arayacaklardır. Günü gelince ararlar. Fahri şöyle anlatır: "Vasil Drumev sokağının köşesinde bir siyah araba duruyordu. Mavi perdeliydi araba. Yaklaştık. Şoför, arka bolmenin kapısını açtı. Beni, içerde, dipte, ilkin meşin paltosu gözüme çarpan adamın yanına buyur ettiler. Kendisini tamtmıyordu. Bana merhaba, dedi." Arabanın içinde Sofya'nın çevresinde iki saat kadar dolanıyorlar. Belli ki konuştuğu adam İ. Biten diye bilinen ismail'dir. Fahri, görenek olarak saklıyor, ama şimdi her şey açıkça biliniyor, Bulgaristan'a kaçan Fahri'nin ve iki arkadaşının serüveni uzundur. TKP'nin yurtdışı bürosu yıllarca saklanmıştır. Son yıllarda üst üste anılar yazılıyor. Solun gizli tarihine, her yazan bir şeyler katmak istiyor. Son çıkan kitaplardan biri Vartan İhmalyan'ınkidir. Verip veriştiriyor. Parti içinde birçok adı olan i. Bilen'e Laz ismail diyoruz, bu adı en ünlüsüdür. Herkes kendine göre bir şey yazıyor. Hangisi doğru, hangisi eğri ilerde anlaşılacaktır. Bütün gizli partiler için böyle değil midir? Son günlerde açık ve kapalı sol için birçok kitaplar yazılıyor dedim. Elimin altında şimdi ikisi var Rafet Balh'nın 'Sosyalist Sol Konuşuyor' ve Ömer Nida'nın 'Yarın Biz Konuşacağız' adlı kitaplar. Rafet Ballı, solda kiminle konuşabilmişse, bu konuşmaları bir kitapta toplamış. Elberte sol bu konuştukları kadar degildir, Ballı konuşabildiklerini almış. Mehmet Ali Aybar'ın TİP'in tarihıni anlatan üç ciltlik bir kitabı var. Burada, önce işçiler tarafından kurulan, sonra başına getirildiği partiyi Sayın Aybar, eldeki belgelere ve yaşananlara göre inceden inceye anlatır. Bir partinin oluşumunda, gelişiminde görev yapmış bir kişinin elindeki belgeler bizi doğrulara yaklaştırır. TİP'in tarihini inceleyecek olanların ilk okuyacakları kitap Aybar'ın tarihi olabilir. Sonra ötekiler gelir. Şair Ömer Nida partinin ilk kademelerinde bulunmus, ilçelerde görev almış, kendine göre açlık, işsizlik, izlenmek gibi acılar çekmiş bir militandır. Tanırım Ömer Nida'yi. Şairdir, yazardır, tiyatrocudur, her anlamda solcudur. Kitabında macerasını okudum. Ancak TİP'in doğuş, yüteetiş ve çöküş dönemlerinin bütün suçunu Mehmet Ali Aybar'a yüklemesi bana biraz insafsızlık gibi geldi. Solun, TKP ile ilgili olan bölümü gizlidir. Açıkta yapılan sol savaşımının da birçok bölümleri örtülüdür. Bir özgürlük ortamına kavuşulamadığı için de çoğu kişi susmaktadır. Susanlar konuştuğunda da kapalı kalmış birçok olayı öğrenmiş olacağız. Ozgürlükleri kısık, geleneksiz bir toplum olduğumuzdan solun tarihi hep örtülü kalmıştır. Zaten sol, bizde hâlâ eski deyişle bir 'zabıta vakası' bir polisiye olay değil midir? Resmi ağızlarca hâlâ Vali Nevzat'ın gerekırse biz yaparız' öğüdünden öteye geçmemiştir. On yılı aşıyor, 'Sol Kavgası' diye bir kitap yazmıştım. Belki bir çözüm bulunur sanıyordum. Solda kavga hâlâ sürüyor. Bundan da kirr..er yararlanıyor belli değil mi? Her eline kalemi alan solda kavgayı savunuyor. Yazgısında var, benimki doğru, seninki eğri... Bir kavga yılardır sürüp gidiyor. ı: • 6 5u .• . .25. Kihıte • BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Sürekli olarak kalan, daimi. 2/ Sarhoş, mest... Akarsu kıyısında bulunan çalılık. 3/ Şaşma belirten bir ünlem... Eskiden hükümdara ayrılan gemi. 4/ Donatı, teçhizat. 5/ Afrika'da bir ülke... Üzeri toprak ya da otla örtülmüş saman yığını. 6/ Büytik erkek kardeş... Argoda "çok sarhoş" anlamında kullarulan sözcük. 7/ Ses... Ustü kapaiı olarak anlatma... Bir nota. 8/ Divan edebiyatında kullanılan en uzun nazım şekli. 9/ Eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatmakta kullanılan deyim sözü... Turnabalığı bü>üklüğünde eti lezzetli bir balık. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Su bulunmayan yerde su niyetiyle toprak, kum gibi şeylerle aptes alma. 2/ Japonya'da bir kent... Ortaçağ'da Okyanus'ta kullanılmış yelkenli büyük gemi. 3/ Kriptonun simgesi... Bir bağlaç... Bir nota. 4/ Ufak bahçe çapası. 5/ Sonuçsuz, başarısız... Kütahya'nın bir ilçesi. 6/ Köpek için hazırlanan yiyecek... Bankada hesabı olanlara gönderilen ödeme ya da çekme mektubu. 7/ Ağır, sert ve siyah renkli bir tahta... Küçük mağara. 8/ Hiç, sıfır... Yunan mimarlığının üç biçeminden biri. 9/ Erıtilmiş ve biraz yakılmış şekerle yapılan şekerleme. Zor gündem Dış Haberier Servisi Bağlantısız Ülkeler Zirvesi bugün Yugoslavya'nın başkenti Belgrad'da başlıyor. 102 iilkenin katıldığı zirve dört gün sürecek. Konferansta ele almacak konulann başlıcalannı 3. Dünya ülkelerinin borçlan, bu ülkelerde süren çatışmalar, açhk ve yokluk oluşturuyor. Belgrad'daki konferansa, aynca Bağlantısız Hareket'e üye olmayan bir dizi ülke ve örgüt de "gözlemci" olarak katılıyor. Bunlar arasında ilk kez Varşova Paktı üyesi Polonya ile Macaristan da bulunuyor. Filistin de bağlantısız ülkeden hareketine üye olarak toplantıya katılırken, Arap Birliği ile Güney Afrika'daki ırkçı beyaz azınlık yönetimine karşı savaşan Afrika Ulusal Kongresi (ANC), gözlemci statüsü ile zirvedeki yerlerini alacaklar. Zirveye katılmak üzere Belgrad'a gelen ünlüler arasında Hindistan Başbakanı Rajiv Gandi, Küba lideri Fidel Castro, Arjantin Devlet Başkanı Carios Menem, Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe ve Mısır Devlet Başkanı Hiisnü Miibarek bulunuyor. Belgrad Konferansı'nda 64 devlet ya da hükümet başkanı yerlerini alacak. hareketinin geleceği üzerinde durulacak. Yunanistan ise Yugoslavya'nın daveti üzerine zirveye "lconuk" statüsü ile katılıyor. Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yorgo Papulyas ulkesini temsil etmek üzere dün Belgrad'a gitti. Papulyas böylece Bağlantısız Ulkeler Zirve Toplantısı'na katılan ilk Yunanlı Dışişleri Bakanı Yardıması sıfatına sahip oldu. Yugoslavya, Bağlantısız Ülkeler Dönem Başkanı olarak Yunanistan'dan başka lspanya ve Portekiz dışişleri bakanlarını da Belgrad'daki toplantıya konuk olarak davet etti. Papulyas'ın Belgrad'da BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar ile de görüşeceği bildirildi. Yunanistan, zirve sonunda Kıbrıs konusunda Yunan ve Kıbrıs Rum görüşlerine yakm bir açıklama yapılarak, adadaki tüm yabancı askerlerin çekUmesi, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin çözum gayretlerinin desteklenmesi ile her türlü tek taraflı hareketlerden kaçınılmasının istenmesiııi arzuluyor. nistan'ı geçici mücahit hükümetinin temsil etmesi gerektiğini belirtti. Müceddidi, mesajında zirvede Afganistan'ın Kabil yönetimi tarafından temsil edilmesinin adil olmadığına değindi. Yugoslavya (Baftarnft I. Sayfada) "Bizi genel sekreterin önerilerini reddettik diye eleştirmelerinden anlıyoruz ki, Rum propagandası Yugoslavlan da kandımuş ve ortada genel sekreterin onerileri vardır zannına sokmuştur. Böyle bir öneri veya belge bulunmadığını genel sekreter de vurguladığına göre, bizi ağır şekilde suçlayan Yugoslavya'nın halkımızdan öziir dilemesi beklentimizdir." Rumların, Kıbrıs'ta iki eşit özerk halktan oluşan cumhuriyeti 1963'te silah zoruyla yıkarak Türkleri hükümetten dışladıklannı ve Kıbns Türklerini kolonize etmek için 11 yıl süreyle ellerinden geleni yaptıklarını anlatan Denktaş, "Çeşitli curahuriyetlerden oluşan federal ülkelerde azınlıkçogunluk olmadığını, eşitlik olduğunu vurgulayabilecek bir ülke olan Yugoslavya'nın, Kıbns Rumlannı meşnı hükümet olarak desteklemeyecegine inanmak istiyoruz" şekli nde konuştu. KKTC Cumhurbaşkam, Bağlantısızların, Rum tarafıru tüm Kıbns'ın meşnı hükümeti olarak benimsemesınin, Bağlantısızlıkla bağdaşmayan bir dunım olduğunu belirtti. Denktaş, Bağlantısızlar zirve toplantısına katılacak olan Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiüu'nun tek bir Kıbrıslı Türk adına söz söyleme hakkı bulunmadıgıru, sadece Kıbrıslı Ruralar adına konuşabileceğini bir kez daha anımsattı. Rauf Denktaş, "Ümidimiz, bu konferanstan çıkacak kararın, 1983'teki karar gibi görüşme yolunu ükayan ve Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak için yeni atılımlara zorlayan bir karar olmamasıdır." 28 yıl önce kuruldu 'Baglantıaz Ülkeler Hareketi" 28 yıl önce Belgrad'da kuruldu. Dünyanın bloklara bölünmesine karşı çıkmak, tüm ülkelerin eşit olması ve banşın korunması amacıyla 1961'de 25 üye ile kurulan bağlantısızların bugün 102 üyesi bulunuyor. Hareketin kurucuları arasında Yugoslavya Devlet Başkanı Maresal Tito bulunuyor. Ancak, özellikle son yıllardaki DoğuBatı yakınlaşmasıyla, Bağlantısız Ülkeler Hareketi gücünü büyük ölçüde yitirmiş bulunuyor. Dünyadaki hızlı gelişmelere ayak uyduramayarak, bu gelişmelerin pasif seyircisi haline gelen bağlantısızlar halen "var oluş nedenlerinin güncelliğini kornyup kornmadığının şüphesini" yaşıyor. Kıbns Rum kesiminde geçen yıl yapılan zirve toplantısmda alınan kararlardan biri de Bağlantısız Ülkeler Hareketi'nin ideoloji ve uygulama açısından yenilenmesi ile varlığının gerekli olduğunu kanıtlayacak nedenlerin bulunmasıydı. Bağlantısız Ülkeler Hareketi başkarüığını Zimbabve'den devralan Yugoslavya'nın dönem başkanlığı süresi içinde, ABD, AT ve Japonya'ya yaklaşarak, Üçüncü Dünya ülkelerine daha fazla ekonomik yardım yapılmasını sağlamaya çalışması bekleniyor. Mücahitlerin iste^i Afganistan yönetimine karşı mücadele eden mücahitler, Kabil yönetiminin yasadışı olduğunu ileri sürerek, yarın başlayacak Bağlantısız Ülkeler Zirvesi'nde Afganistan'ı kendilerinin temsil etmesi gerektiğini bildirdiler. Mücahitlere bağlı haber ajansına göre, geçici mücahit hükümetinin Devlet Ba$kanı Sibgetullah Miiceddidi önceki gün Yugoslavya Devlet Başkanı Janez Drnovsek'e gönderdiği mesajda, Afga 60YBLONCE Cumhuriyet 1929 Türkiyv Güzeli Pertev müessesesi tarajından Semine Hamma ihta edilen hediyeleri almak üzere kendisinin idarehanemize uğramasını buradan ayrıca duyuruyoruz. Müsabaka esnasında hakem Bu bitmeyen işierden biri, heyetine dahil olan ve birinci çıkan güzele rey veren olmayan bütün Avrupa ve kahlerimizin mükafatları Amerika gazete muhabirleri meselesi idi. Bu mükafatları dün idaremize müracaat tevzi için evvelâ Feriha ederek güzellik kraliçesi ile Tevfık Hamma rey vermiş arkadaşlarının fotoğraflarını olan karilerimizin isimlerini ve intihap esnasında çekilen tasnif etmek, sonra da resimlerini istediler. aralarında kura çekmek Ecnebi meslektaşlarımızın lazımdır. Bugünden itibaren gösterdiği bu alakaya Feriha Tevfık Hamma rey teşekkür ederiz. vermiş olan karilerin istmterini rey varakalarından Muvaffakiyetle biten Türkiye Güzellik Kraliçesi bulup çıkaracağız. Tasnif Müsabakamızın bir hatırası biter bitmez kurayı da çekerek Güzellik Kraliçesini olmak üzere birinci, ikinci ve üçüncü çıkan nefis kağıda beğenmiş olan karilerimize itina ile basılmış bir kazandıkları mükafatları resimlerini hediye olarak tevzi ve takdim edeceğiz. karilerimize takdim edeceğiz. Resimler ihzar edilmekte Dtin VâNu Bey olup bir iki güne kadar aziz biraderimizin Güzellik Kraliçesinin intihabına karilerimize meccani ilave hasrettiği yasıztnda, olarak takdim edeceğiz. güzellerin yalnız tstanbuldan olduklarını yazmış olduğunu gördük. 4 EYLÜL 1929 Cüzellik Kraliçesinin intihabmdan sonra, bu işin en mühim kısıtıı bitti ise de, henüz bitmeyen cihetleri vardır. Halbuki güzeller arasında Ankaradan, İzmirden, Bursadan, Karadeniz Ereğlisinden, İzmitten, A dapazarmdan, Karahisardan, Samsundan hatta Paris ve Brükselde bulunan Türk kızlarmdan iştirak edenler oldu. Bunlardan fazla rey alarak hakem heyeti huzuruna çıkmalan lazım gelenterden bazdarı itiraz ettiler. Bursalı Yıldız Hanım ise hakem heyetine çıkmak için îstanbula geldi ve pazartesi gunii müsabakaya iştirak etti. Çemberlitaşta kolonyacı Mehmet Kazım Bey ile Etem Kıbns konusu Belgrad zirvesinde Kıbrıs'ı Yorgo VasilİD ile onun Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu temsil ederken, toplantıda KKTC'den kimse bulunmuyor. Kıbrıs sorununun da ele alınacağı toplantıda ancak bu konunun geri planda kalacağı bildiriliyor. Zirvede öncelikle bağlantısızlık Sofya'ya karşı destek (Baştarafı I. Sayfada) Türkiye'nin zirveden önce Bağlantısızlar hareketinin belli başka üyeleri nezdinde diplomatik girişimlerde bulunarak bu iki konudaki görüşlerini anlattığı bildiriliyor. Zirve sonunda Kıbrıs konusunda kabul edilmesi beklenen deklerasyonda, Türkiye dolaylı olarak hedef alınarak, "Adadaki tüm yabancı güçlerin geri çekilmesinin" isteneceğine kesin gözü ile bakılıyor. Bunu "kaçınılmaz" olarak değerlendiren Ankara, yine de deklerasyonun BM Genel Sekreteri gözetimindeki toplumlararası görüşmelerin sürmesinin önemini vurgulamasıru da bekliyor. Başka bir ifade ile Kıbns Rum kesiminin zirve öncesindeki yoğun girişimlerine rağmen Türk tarafının "uzlaşmaz" olarak suçlandığı ifadelere yer verileceği zannedilmiyor. BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın da zirveye katılıyor olmasının Kıbrıs Rum kesimini "frenlejen" bir faktör olacağı belirtiliyor. Bu bağlamda de Cuellar'ın zirveden hemen önce verdiği bir demeçte sürmesini istediği toplumlararası görüşmelerde kendisi tarafından masaya herhangi bir bağlayıcı belge konmadığını açıklaması "anlamlı" bulunuyor. Öte yandan Belgrad'da Kıbrıs Rum lideri Yorgo Vasiliu ile görüşecek olan de Cuellar'ın, KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş ile daha sonra görüşmeyi kabul etmesinin de zirvede göz önünde bulundurulacağı tahmin ediliyor. Görüşlerine başvurduğumuz Dışişleri çevreleri bu konudaki düşüncelerini şöyle dile getirdiler: "Kıbns, Bağlantısızlar hareketinin krruculanndandı. O zaman Türklerin de iştirak ettikJeri bir hükümet söz konusuydu. Bugün durumun farklı olmasına rağmen, harekete mensup ülkeler Rum kesimini halen adanın temsilcisi olarak kabul ediyorlar. Bu çerçevede kurucu üyelerden biri olarak görülen Rum kesiminin bdli bir "seropati kredisi" olduğu söylenebılir. Ancak hareketin önemli üyelerinden Yugoslavya, Mısır, Cezayir ve Hindistan gibi ülkelerin son yıllarda Kıbns konusunda daha dengeli bir yaklaşıma yöneldikleri gözleniyor. Bu ülkeler üst düzeyli açıklamalannda sorunun BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet görevi çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğini açıklamış bulunuyorlar. Böylece kendi aralarında uzlaşmaları gereken iki ayrı toplumun mevcudiyetini kabul etmiş oluyorlar. Aynı yaklaşımı Belgrad'da da göstermeleri beklenebilir. •' Aynı çevreler Kıbrıs konusunun Bağlantısızlar zirvesinin "marjinal konulanndan" birini oluşturacağına da işaret ederek şunları eklediler: "Bu aslında olumlu olarak göriiniiyorsa da, bazı tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Rum tarafı, dikkatleri yoğun olarak üzerinde bulundurmayan bir konuda çıkacak muhtemel bir deklcrasyona koyduracağı bazı ifadelerle uzlaşmaz tutumuna zemin oluşturmaya çalışabilir. L'manz harekete üye ülkeler bu tuzağa düşmezler." Öte yandan katılan çok sayıda Müslüman ülkeye rağmen Bulgaristan'ın ismi zikredilerek Sofya1 nın kınanması beklenmiyor. Ancak, zir\rede ele alınacak önemli konular arasında insan haklanrun da yer aldığına işaret eden bu çevreler şöyle konuştular: "Genel ifadelerle de olsa, insan haklan konusunda kabul edilecek tasan veya deklerasyonda, azınlık haklanna yer verilmesi, Türkiye açısından önemli bir gelişme olacaktır. Özellikle dini ve kültürel haklann korunmasının önemini vurgulaysn ifadeler beklentilerimiz dogrultusunda olacaktır." Söz konusu çevreler, genel ifadelerle de olsa azınlık haklarını içerecek böyle bir deklerasyonun Bulgaristan'a karşı sürdürdüğü uluslararası kampanya çerçevesinde Türkiye*ye "ek destek", sağlayacağını doğruladılar. Silah zoruyla tütün (Baştarafı I. Sayfada) Aynı haberde, Türklerin yoğun pasaport vermeyişinden kaynak olduğu Derbnitsa Blatska köylelandığım beh'rttiler. rinde grev etkin ve yoğun bir şeHaberde, Türkiye'nin Bulgaris kilde devam ederken, Türk köyletan'dan vizesiz girişleri durdurma rinden 30 km. uzakhktaki, genelsından bir hafta önce, Hvostyane de Pomakların yaşadığı Kornitsa, köyündeki Türklerin greve başla Breznitsa ve Lerzhnitsa'da da dığı ifade edildi. Söz konusu ko Türkiye'ye gitmek isteyen Pomakyün, Bulgaristan'm zengin tütün ların da benzer eylemleri sürdürsanayiinin merkezi olduğu belir dükleri anlatıldı. tilerek, Türk ve Pomak tütün işGrevin bütün şiddetiyle devam çilerinin greve gitmesinin "sallan etmesi karşısmda, Bulgaristan hütıdaki Bulgar ekonomisini olum kümetinin özel güvenlik gücü suz yönde etkiledigi" anlatıldı. "Vertrishti Voynitsi" birliklerini, Hvostyane kö>^ KP Sekreter Türk ve Pomaklann grevde bulunLazar Prichkarpo>'un "Tütün ha dukları köylere sürdüğü, sokaksadı bitmeden hiç kimse Türkiye^ larda kurulan barikatlara ek olaye gidemez, hapisbaneler dolsa bi rak, birliklerin köye giriş ve çıkışle hasat yapılacakbr" şeklindeki lannı denetim altında tuttuklan ve açıklamasımn ardından, köy sa grevdeki köylüleri ürkütrnek amakinlerinin tütün balyalanm köy cıyla bu bölgelere tank birliklerimeydanına atarak çalışmayı dur nin gönderildiğı ve Türklerle Pomaklann silah zoruyla tarlalara durduklan kaydedildi. götürülerek hasat >apmaya itildikleri belirtildi. ÇALJ3ANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Babam, SSK Emeklisiydi" 1977 yılında T.C Emekli Sandığı'ndan emekli oldnm. Dulum. Babamla birlikte otunıyorduk. Yakın bir zaman önce babam vefat etti. Babara, SSK emeklisiydi. Onun emekli aylıgından yararlanabUir miyim? H.E. YANIT: Sosyal Sigortalar Yasası'nın 68. maddesi, ölen sigortalının eş ve çocuklanna hangi koşullarda aylık bağlanacağına ilişkindir. ölen sigortalmm kız çocuklanna, SSK'ca yetim ayhğı bağlanabilmesi için, öncelikle kız çocukların evli olmaması koşuldur. Bunun yanı sıra "evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocukların her birine" aylık bağlanmaktadır. Yasa, kız çocuklara aylık bağlanabilmesi için, evli olmamalannı, T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, BağKur'dan gelir ya da aylık almamaJannı öngörmektedir. Buna karşılık, Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan ve kendi çalış. masından dolayı yaşlıhk aylığı alan ve evli olmayan kız çocuklann babalan T.C. Emeklisi ise, babalarının ölumünde kendilerine yetim aylığı bağlanabilmektedir. T.C. Emekli Sandığı'ndan emekli aylığı almanız, ayrıca SSK'dan emekli aylığı almakta iken ölen babamzdan size yetim aylığı bağlanmasına engeldir. SORU: HAYA. HAVA Toplımıda çürüme HADİ ULUENGİN VARŞOVA Anna konuşuyor: "Yaşadığımız ekonomik sıkıntı ve istikrarsızlıklann yanı sıra, Polonya'nın en önemli ve yeni tragedyasını" moral değerlerimizin "tamamiyle çöküntüye ugraması oluşturuyor." Ashnda Anna'mn "tuzukuru" Çalıştığı resmi basın kurumunda ayda 180 bin ziloti (20 dolar) kazanıyor. Ama diplomat olan babası ve kocasının Amerika'daki ailesi sayesinde Polonya standartlarının çok üstünde yaşıyor. Bilgisayar mühendisi olan eşinin "Polonez" otomobili, kendisinin ise bir "PolskT'si var. Yılda iki defa "yeni dünyaya gidiyor." Hafta sonlarını ise yüksek Tatra Dağlan'ndaki "küçük kulübede" geçiriyor. Tereyağının kilosunun temmuz ayında 1000 ziloti, ağustos başında 1800 ziloti, bir hafta sonra 3000 ziloti, şimdi de 4800 ziloti olduğunu bilmiyor. Şekerin mağazalarda hiç bulunmadığını da bilmiyor. Anna'mn "moral değerler çöküntüsü"nden bahsedebilecek lüksü var. Ancak genç kadının bu lüksü Polonya'daki "moral degerler çöküntüsünün" gerçek olmadığı anlamına da gelmiyor. Anna'mn sözünü ettiği "moral degerler çöküntüsünden" birisini artık yalnız uluslararası otellerin lobilerinde degil, sokaklarda da yabancılara kanca atan "gündüz ve gece güzelleri" oluşturuyor. Bunlar, mesai saatlerinde LOT Havayolları'nda yer hostesi olanlar. Hastanelerde doktor olanlar. Üniversiteyi bitirip ayda 20 dolara çalışmak istemeyenler. Polonya'daki "moral degerler çöküntüsü", yalnız dünyanın en eski mesleği ile de sınırlı değil. Taksilerde ziloti almayı reddedip müşterilerini yol onasında indiren şoförler, çeteler oluşturup kadın çantası kapmaya yeltenen öğrenciler, mesai saatlerinde bilmece çözen memurlar, rüşvet almadan musluk tamir etmeyen işçiler, yurtdışındaki akrabalarına hep acıklı mektuplar yazıp hep para isteyen aileler, söz konusu genel "moral degerler çöküntüsünün" öteki parçalarını oluşturuyorlar. Halbuki Polonyalılar için "moral degerlerin" diğer ülke halkla Evren: Utanç verici Cumhurbaşkam Kenan Evren, tstanbul'da bugün başlayacak olan Avrupa bölümü 6. Cerrahi Konferansı'nın dün akşam yapılan açılış töreninde yaptığı konuşmada, Bulgaristan konusuna da değindi. Evren, Bulgaristan'm bu ülkede yaşayan Türk azmhğma karşı 1984 yıhndan başlayarak, baskı ve asimilasyon politikası uyguladığına işaret ederek şunları söyledi: "Bulgaristan'm bu politikası, 1989 yılında zonınlu göçe döniişmüştür. 310 bine yakın soydaşımız, Türkiye'ye gönderilmiştir. Soydaşlanmız, yakınlarını. sahip olduklan her şeyi Bulgaristan'da bırakarak Türkiye'ye gelmişlerdir. 21. asrın eşiğinde, insanlann göçe zorlanması utanç verici bir olaydır." Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, soydaşlanmızın çocuklarının ücretsiz olarak sünnet ettirilmesi amacıyla İstanbul Gülhane'de düzenlenen şölende yaptığı konuşmada, Bulgaristan'm göçe zorladığı soydaşlarımızdan bazılarına mahiyeti bilinmeyen aşı yapma işlemine son verdiğini açıkladı. Mahiyeti bilinmeyen aşı yapıldığı yolundaki ihbarlar üzerine Dünya Sağlık Örgütü'nü uyardıklannı hatırlatan Bakan, "Bulgaıiar, meselenin uluslararası platforma kayması üzerine, mahiyeti belli olmayan aşı yapma işine son verdiler" dedi. ,SAT»E=Vantüâtörleri 30 YBL ONCE Cumhuriyet Kaçakçılarla mücadele 4 EYLÜL 1959 Güney hududumuzda devam edegelen kaçakçılık hadiselerini tamamen önlemek için hükümetçe alman tedbirlerin tatbikatına devam edilmektedir. Yeni tedbirler Içişleri Bakanlığınm son yaptığı Güney gezisinde hudut valileri toplantısmda tespit olunmuş ve daha sonra tatbikine Hükümetçe karar verilmiştir. Tedbirlerin arasında Güney hududu boyunca ve baştan sona kadar inşa edilmekte olan Devlet yolunda günün her saatinde motorize gümrük muhafaza ve jandarma ekiplerinin kontrolleri vardır. Ayrıca sabit karakollardan başka seyyar karakollar faaliyete geçmiştir. Hududun girişe müsait olan yerlerini tamamen kapatmak üzere Hataydan başlayarak Türk tran sınırına kadar üç sıra tel örgü çekitmektedir. Ve gene 350 metre derinliğindeki saha üç sıra olarak mayınlanmaktadır. Ifade edildiğine göre, tatbikatın ilk neticeleri çok müspettir. Ve kaçakçılık nıspeti gün geçtikçe azalmaktadır. rındakilerden daha önemli olduğunu söylemek mümkün. Tarih boyunca hep "rnagrur ve roraantik" sıfatıyla nitelendirilen ve bunu da çok büyük bir iftihar vesilesi sayan Lehistanlılar, öncelikle, bir "ahlaki degerier bürünü" oluşturan Katolik dinine mensuplar. Üstelik kendilerinin durmadan övündükleri diğer noktayı da, ezeli düşmanlan Ruslardan farklı biçimde, hür iradeji ve şartlara isyankâr insanlar olmalan oluşturuyor. Tıpkı Ladislav'ın söyledikleri gibi. Emekli bir ögretmen olan Ladislav, Türk olduğumu öğrenince, "Hepimiz Latiniz" diyor. Ben, Türklerin UralAltaylı, Polonyalılann da Slav olduğu karşılığını verince de, Ladislav, küplere biniyor. Bunlann gerçek ohnadığını bilmediğinden değil. Kendisinin Rus ırkıyla özdeşleştirilmesine şiddetle karşı çıkıyor. "Slav, esir anlamına gelen 'esclava' kelimesinden kaynaklanır. Biz Ruslar gibi hiç esir olmadık. Biz hürüz" diyor. Ladislav ayda 17 dolar olan eraekli maaşıyla yaşamıyor. O da hem Fransa'daki oğlunun gönderdiği parayı alıyor hem de "küçük işler" yapıyor. "Küçük işler", Polonya'da, Güneyli İtalyanların "Combinazione"sine benziyor. Dostlar aracılığıyla Federal Almanya'dan otomobil yedek parçası getirtmek ve bunu karaborsada satmak, "küçük işlere" dahil. Türkiye'yi çok iyi tanıyan Witold'un "küçük işleri" her yaz yaptığı İstanbul yolculuğu, önce Çekoslovakya'da karaborsadan dolar bozdurup Bohemia kristali edinmek, sonra bunu İstanbul'un Lalelisi'nde satmak, karşılığında Kapalıçarşı'dan deri palto almak, sonra da bu paltoları Varşova'da dolar karşılığında satmak. Witold'un "küçük işini" oluşturuyor. Abraham Gewrinski, üniversitede öğrenim üyesi ve "Dayamşma" nın kendi fakültesindeki ilk öncülerinden biri. "Küçük işler" olmadığı takdirde fiilen Polonyahların yaşayamayacağını söylüyor. Şu andaki ekonomik durumdan en çok taşrada çalışan işçi sınıfının mağdur kaldığını ve onların durumunun çok kötü olduğunu belirtiyor. Aykut sert vurdu luculuk yapmaya hazır olduğunu (Baştarafı 1. Sayfada) göre öyle bir düzenleme olmaz. kaydetti. Öte yandan, Bağımsız Çeliktş Bizim toplu pazariık hukukumuzda çeşitli uzlaşma yolları vardır. Sendikası Genel Başkanı Metin Bunlardan bir tanesi de özel ha Türker, AA muhabirine yaptığı kemdir. Ama bunlar hep anlaş açıklamada, Devlet Bakanı Cemil mayla olacak hususlardır. İki ta Çiçek tarafından önerilen 7 kişiraf mutabık kalacaktır. Taraflar lik heyetin, çelik işçisine karşı hiçeger uygun görürlerse o yolu da bir sonımluluğu olamayacağını kullanabilirler. Çeliktş ile söyledi. MESS'in mutabık elması lazım." Böyle bir heyete çelik işcisinin Bakan Aykut, grevin sona er kaderini terk etmenin sendikal andirilmesi için güişimlerinin hiç ke layışlanyla bağdaşmayacağım bilsilmediğini de ifade ederek şöyle diren Türker şöyle dedi: "Sendikal hak ve özgüriükleri devam etti: "Ama hem 'Özgür toplu pazar ve grev hakkını tahkim usalüyle iık düzeni' diyecegiz, hem 'Sendi ortadan kaldıran bu öneriyi kabul ka hürriyeti' diyecegiz, hem de etmek mümkün degikür. Taraflann bulunmadıgı ve göoraya bakan olarak baskı kurup müdahale edeceğiz. Bu olmaz. riiş bildirmediği heyetlerie yapılaEğer özgür toplu pazariık diizeni cak müzakerelerin çelik işçisine ne ve de özgür sendikacılıga hep hiçbir yaran yoktur. Bu heyetin birlikte mutabıksak, o zaman ben YHK tesekküiünü andıran bir yamüdahale edemem; sadece şuna pıya sahip oldağu bilindiği balde bakan m, yasaya aykırı bir biçim 'son çare' olduğunun söyleamesi de götürüyorlar mı, yasaya aykı tamamen bir oyundur." nlık var mı. Benim bütün göreSöz konusu önerinin, MESS vim, onlan yasal sınıriar içinde bu yetkililerinin, toplusözleşme mapazarlığı götürmeleri, bu grevi sasından "kaçmalannı kamufle sürdürmeleri ve anlaşmaya da ya etmek" amacıyla ortaya atıldığısanın belirledigi mekanizmalar nı ileri süren Türker, "MESS, 4 içinde gitmeleri. aylık grevi de telafi edecek ciddi tşyeri kamuya ait oldağu için, bir teklif getirirse, çelik işcisinin bu iş adına, istese de istemese de kabul edebüeceği ücret ve sosyal bir hükümet üyesi, işveren konu haklarda her zaman anlaşmak munda hareket etmek zonında mümkündür. MESS'i sozleşme kalıyor. O kişi de şu anda Cemil masasına davet ediyoruz" diye Çiçek. Öyle belirlendi. Çalışma konuştu. Türker, okullann açılmasının Bakanı'na bu görev verilse dahi, işveren olarak harekel edemez. yaklaştığı bu dönemde yeni bir eyBen iki tarafı da kollamak duru lem biçimi olarak işçilerden çomundayım. tşçi kanadını tabii ki cuklannı okula göndermeme dogbiraz daha fazla kollamak dunı rultusunda istekler geldiğini ifade ederek, bu önerilerin değerlenmundayım. dirileceğini ve önümüzdeki günBugün ben işveren sendikasına lerde gündeme getirilebileceğini baskı yaparsam, yann bir başka bildirdi. yönetim işçi sendikasına baskı yaÇeliklş Sendikası, Devlet Bapar. " kanı Cemil Çiçek'in, DemirÇelik Aykut, işv'i ve işveren kesimleri grevini çözmek için önerdiği hakabul ettiği taktirde, demirçelik kem heyetini reddettiğini, Bakan grevini sona erdirmek için arabu Çiçek'e yazılı olarak bildirdi. GEÇEN YBL BUGUN Cumhuhyet SHP'liler coplandı 4 EYLÜL 1988 Irak'tn kendi sınırları içinde Kürt vatandaşlarına karşı kimyasal silah kullanmasmı protesto amacıyla Irak'ın tstanbul Başkonsolosluğu önüne siyah çeienk bırakmak isteyen SHP tstanbul il ve ilçe yöneticileri polis tarafmdan dağıtıldı. Bazı partiliter, olayı görüntülemeye çalışan arkadaşımız Uğur Saner, Hürriyet ve Günaydın gazetesi muhabirleri bir süre gözaltına alındı. SHP Kars Milletvekifi Vedat Altan ile tstanbul II Başkanı Ercan Karakaş, olaydan sonra Şişli Emniyet Amirliği'nde ifade verdiler. (Baştarafı 1. Sayfada) puanlandı, 22 adedi otel, 4 adedi pansiyon, 3 adedi lokanta olan 29 belgeli tesisten 14'ü niteliğini korurken 12 adet tesis bir yıldız alta indi. Belgesi bir yıldız aşağı inen otellerden bir tanesinin 4, iki tanesinin 3, dokuz tanesinin de 2 yıldızlı olduğu belirtildi. Sınıflandırma heyetinin yeniden puanlandığı tesislerin 13'ünün Kuşadası, 8'nin Didim, 6'sının Selçuk, birinin Aydın, birinin de Nazilli'de olduğu bildirildi. Sınıflandırma heyetince yapılan puanlamaya göre, asgari puan barajını aşamayan üç adet tesis ile ilgili karar, bakanhğın belge komisyonunca verilecek. Bu karar, uyarma, para cezası veya belge iptali olabilecek. Bu üç tesisten birinin otel, birinin pansiyon, diğerinin de lokanta olduğu kaydedildi. 12turistik
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle