Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 AĞUSTOS 1989 HABFRLER CUMHURİYET/15 4 Cezaevindeki iki ölümden Adalet Bakanı sorumlu tutuldu Sımgurlu Yüce Divana' kimleri Birliği Genel Sekreteri Tayfun Demiralp ile Türk Eczacılar Birliği Yönetim Kurulu üyesi Atilla Uzgören de yaptıklan yazılı açıklamada, olayı "Hiçbir gerekçe arkasına saklanılamayacak bir insanlık suçu olarak gördüklerini ve büyük üzüntüyle karşıladıklannı" belirttiler. Açlık grevi yapanları başka cczaevİPrine nakletmenin mantığını anlamanın mümkün olmadığına yer verilen ve "35 gündür açlık grevi yapanlan saatlerce süren bir yolculuga zorlamamn onlan ölürae mahkum edecegini yetkililer bilmiyoriar mıydı?" denilen açıklamada, su gorüşlere yer verildi: "Anayasa güvencesi altında olan 'sağlıklı yasam hakkı'nın hem de devletin sorumluluğunda yilirilmiş olması, demokrasi, insan haklan ve hukuk adına son derece kaygı vericidir. Benzer olaylann tekrar yaşanmaması sorumlulann yargı önüne çıkanlma•siyla sağlanabüir. Kuşkusuz olaylan 'hukuk' çerçevesinde ve 'insancıl' yaklasımlarla çözemeyen ve kamuoyunun tedirginlikle beklediği olum noktasına getiren anlayışın sonımlulan istifa etmelidir." Açıklamada olaylara neden olan 1 Ağustos Genelgesi'nin bir inatlaşma konusu yapılmaması da istenerek cezaevlerindeki sorunlara siyasi bakıştan vazgeçilmesi istendi. Ankaralı SHP'li kadmlar da bilmeleri için tam teşekküllü bir rapor gerekliydi. Ancak böyle bir rapor kesinlikle yoktur. Türk Tabipler Birliği Genel Sekreteri Uğur Celasun'dan doktor raporu olmadığını, Eskişehir Devlet Hastanesi'nden bir hariciyeci ve bir dahiliyecinin naklin doğru olmadığını belirttiklerini resmen öğrendik. Devlet sorumluluğu ve görevi olan insanca yaşama şartlannı derhal yerine getirerek acılara haksızlıklara çağdışı davraruşlara son vermeliyiz. Derhal tarafsız bilirkişi heyetıyle ve Tabip Odası katkılarıyla otopsi tekrarlanmalı, öteki mahkumlann sağlık durumlan incelenerek aileleri.ne kamuoyuna bildirilmelidir. Adalet Bakanlığı'nda mahkum aileleriyle ilgili bir birim oluşturulmalı, aileler polis baskısından ve itilip kakılmadan kurtanlmalıdır. PROF. DR. MUAMMER AK SOY (Türk Hukuk Kurumu Başkanı) Eskişehir Cezaevi'nde başlayan ve Aydın Cezaevi'nde bir kısmı sonuçlanan hukuksal facia, yalnız bütün Türk hukukçulannın değil, tüm Türk aydınlarının üzüntü duymasını ve sorumluluk yüklenmesini gerektiren bir olaydır. Türk adaletinin, Türk halkının ve dünyanın gözünde damgalanması istenmiyorsa sorunu ciddiye almak gerekir. Çünkü adaletin dağıtıiması yalnız mahkeme kararıyla bitmez, hükümlulerin ve tutukluların durumu, bir ülkede hukukun ve insan haklannın mı. İSTANBUL TABİP ODASI Tutuklu ve hükümlulerin yasamı devlet güvencesi altında olmalıdır. Devlet güvencesi altında ölümlerin meydana gelmesi ise tüm kamu kurum ve kuruluşlarının ve halkımızın üzerinde bir kez daha düşünmeleri gereken bir olaydır. llgililerin anarşi ve terör suçluları diye beyana başladıkları bu tutuklu ve hükümlulerin hayatlannın bu kadar ucuz olmaması gerektiğini tüm kamuoyuna duyururuz. Nakil emrini veren kişî kadar nakil öncesi tutuklu ve hükümlulerin muayenesini yapan doktorlar ve nakil sırasında araçlarda bulunan doktorların sorumlulukları olup olmadığı konusunda ilgili Tabip Odalannca soruşturma açılmalıdır. tSTANBUL DİŞ HEKİMLERİ ODASI Bu insanlık dışı uygulamalar bitmeli. İnsanın ruhsal ve fiziksel iyilik hali için çaba gösteren biz diş hekimlen, yaşanılan olayiardan hekimîik adına, insanlık adına utanç duyuyoruz. Hiç kimsenin toplumda onanlmaz yaralar, kinler açmaya hakkı yoktur. Hiç kimsenin en insani hakları gasp etmeye hakkı yoktur. Cezaevlerindeki sağlıkla bağdaşmayan uygulamalardan bir an önce vazgeçilmeli. Sağlıklı, onurlu ve insanca yaşam koşulları oluşturulması için Sağlık Bakanı'm, Adalet Bakanı'nı ve tüm siyasi partilerı diş hekimlen olarak göreve çağınyoruz. TAYAD Daha dün iki devrimci tutsak ölmuşken bu tutukluların ölüraOnden birinci derecede sorumlu olan Adalet Bakanı, "Aynı tehlike, tedavi kabul etmeyeııler için de soz konusudur" diyebilecek kadar insanlık dışı bir tavır almaktadır. Soruyoruz, 35 gün açlık grevinde olan tutsaklara, "Sağlık koşullan sevk edilmeye uygundur" raporunu veren doktor ya da doktorlar kimlerdir? Bu yeni "Mengele"lerin bir an önce isimlerinin açıklanarak doktorluk mesleğinden ihraç edilmeleri gerekmektedir. V*'* f İ l i ı i M f İ A o o n i n f l o k S v e o l r i n r o l ı Inkılap Dal, yaşamının en guzel yıllannda kan kanserine yakalanmış Sakıncalı, tedavi olU I U I I I U U 9 C 5 J I H U C U l l S M l m l l v C l l l m ak jçin yurtdışına gidemiyor. Dokuz Eylül Ûnıversıtesı Nörolojı Bölümü'nde tecrit edilmiş bir odada kalıyor. Kapısında "ziyaretçi girmesi yasak" uyarısı var. Çünkü Inkılap, mikrop kaparsa yaşamsal tehlike içine girecek Abiası Sevgi Akpınar, İnkılap'ın refakatçisı, Ona dokunamıyor, öpemiyor, koklayamıyor, ağzı bumu maskeyle örtulü; "Hıç olmazsa odanın lambasını tamır etsınler..." diyor. Öte yandan Yeşiller Partisi Izmir İl Başkanı Savaş Emek ve tabıp, eczacı, veteriner hekim ve diş hekimlen odaları temsilcilerinden oluşan Izmir Sağlık Meslek Odalar Danışma Kunjlu, yurtdışında tedavi edikJiğinde yaşama şansı yuzde 15 olan Dal'a hemen pasaport verilmesi ıçin Içişteri Bakanı Abdulkadir Aksu ya telgraf çektıler. (Fotoğraf: Zafer Aknar) CÛHEYT A R C A Y O R E K yanyor İnsanlık ANKARA Devlet, devtet olmaktan, hükümet hükümet eylemekten ne zaman çıkar? Sorunun yanıtı yıllardır askıda. Enflasyon geçen ay toptan eşya fiyatlanna göre yüzde 5, tüketiciye göre yüzde 57. Hukümetin, hükümet eylemekteki aczi, ağustos ayındada sürup gideceği anlaşılan enflasyon rakamlarıyla mı anlaşılır, yoksa Doğu sorunundaki aczinden kaynaklanan yeni olaylarta mı ya da devlet çarkını açmazlara itecek cumhurbaşkanlığı inadını sürdürmesiyle mi? Her biri belli başlı sorular, sorunlar. Son örnek hepsine tüy dikiyor. Hukümetin, hükümet eylemedeki çaresizliği, bırakalım çeşitli büyük sorunları, insana insan gibi yaşamak ve ölmek hakkını vermediği anda başlıyor ve bitiyor. Eskişehir'den Aydın Cezaevi1ne nakledilen iki hükümlü açlık grevi sonunda yaşamlarını yrtirdi. Açlık grevi günlerdir sürüyordu. Hükümlüler, aç biilaç on beş saat yollarda. Eller, ayaklar bağlı. ANAP palavralarıyla her gece beyin yıkayan TRT, geceki haber bülteninde ölüm haberini verirken, Adalet Bakanlığının açıklamasını yayımlıyor: "Hükümlü ve tutukJuların sevk edilmelerine ilişkin doktor raporları alındıktan sonra" yola çıkanldıklarını bildiriyor. Türk Tabipler Birtiği Merkez Konseyi adına İkinci Başkan Kazım Türker'in açıklaması şöyle: "Yapmış olduğumuz incelemede devlet hastanesinden bir dahiliyeci, bir de cerrah davet edilerek hasta hükümlüler muayene ettirilmiştir. Her hekim meslektaşımız, bu kişilerin nakledilemeyecegi hususunda ihtar etmişlerdir. Fakat bunlara karşı çikılarak, 'ne pahasına olursa olsun nakledilecektir' denilmiştir." Hekimlerin öteki r.ağlık önerileri ne ölçüde yerine getirildi bilinmryor. Ama herhalde hapishane doktorunun rapoaıyla "ne pahasına olursa olsun" hükümlüler naklediliyor ve iki insan, su ve tuz yitmesiyle ölüyor. Açlık grevierinin bir yerde acı sonlara varacağı, yetkililerin vurdumduymazlığıyla daha baştan belliydi. Grevin sürdüğü günlerde Adaiet Bakanı Oltan Sungurlu, "Kendi bıleceklerı iş. Eğer ölüm olayiarı olursa sorumluluk kendilerirte ait" diyebilmişti. Açlık grevine giren insanın ölmesi, bir çatışma, silahlı vuruşma sonucu yaşamlannı yitirmesirtden çok daha ötede bir insanlık dramı. Silahla ölen veya 61dürme olaylarında yaşanan gerçeğin içeriği elbet önemsenir, ama sonuçta karşılıklı silaha davranışın veya tek başına ateş açmanın getirdiği yargılar, kanılar tartışılabilir. Son olayda insan aklını zoıiayan tartışılmaz öğeler yatıyor. Açlık grevinin ölümlere yol açabileceği bıliniyor. Türk Tabipler Birliği, devlet hastanesinden bir dahiliyeci, bir cerrahın, hükümlülerin nakledilemeyeceğini bildirdıklerini açıklıyor. Yetkililer ise "ne pahasına olursa olsun" kararı yerine getirmek peşinde. Bir üstünkörü rapor, gerekli sağlık onlemleri alınmadan, tam on beş saat elleri, ayakları bağlı, aç ve biilaç insanlar, kızgın sıcağın alttndayollara sürülüyor. Nazilerin ölüm kamplarına insani an gönderdikleri gibi... Nazilerin ölüm vagonlannda yaşanan dramlar gibi... Bakan Oltan Sungurlu peşin kararlı. Madem ki açlık grevi yapıyorlar, ölüıierse sorurnluluğun hükümete ait olmayacağını beyan buyuruyor. Baştan gelen buyruktan sonra hapishane yetkilisi, savcı, doktor u,"ne pahasına olursa olsun" hükümluleri naklediyor. Oysa iki ölünün tüm sorumluluğu hukümetin sırtında. Çeşitli derneklerden, kuruluşlardan dün bildiri üstüne bildiri yayımlanırken, Başbakan Özal'dan ne ses, ne nefes. öğle saatleri. Çıt yok. Adalet Bakanı nerede; Gümüşhane'de... Başbakan nereye gtdiyor Gümüşhane'ye... Bakanlık Müstesarı Arif Yüksel Beyefendi ile görüsebilmek ne mümkün. Evinde yok, makamında telefona çıkmıyor, not bırak, aramıyor. Yooo, Başbakanımızdan gazete bürolarına resmi bir açıklama geliyor. Bulgaristan'dan göçen manevi kızlan Aysel Özgür'ün ajan olduğu yolundaki haberlere fena halde bozulmuş Başbakanımız. Kötü amaçlı bu yayınlara... Gerekli dersi veriyor. Ya iki ölü... "Boşver, açlık grevi yaptılar, öldüler." Açlık grevi neden başlıyor? Son olaylar kaynaktaki masum nedenleri unutturabilir. Kısaca hükümlulerin istekleri şunlar Havalandırma gün boyu olmalı. Bloklar arası üç kişilik ziyaretler yapılmalı. Telefonla görüşülebilmeli. Gerı alınan ocaklar, ailelerin getirdiği yemekler verilmeli. Mektup ve yazışmalardaki sınırlılıklar kaldırılmalı. Dış kantin açıtmalı. Çay fiyatlan yüksek. Hastanede eller ve ayaklar zincirleniyor, su istenince verilmiyor, tuvalet ihtiyacı zamanında yerine getirilmiyor. Açlık grevinin temel öğeleri bunlar. Akıl aimayacak, sağduyuya sığmayacak ne var bu isteklerde? Hükümet, düzeltmeyi düşüneceği yerde, direniyor ve açlık grevi başlıyor. Sonunda su ve tuz yitmesinden, zorla yollara sürüklenen iki insan ölüyor. Başka ülkelerde otsa, hükümetler düşer. Bizde ise neredeyse "doğal" olayiardan. Doğuda insana dışkı yedirihyor. Işkenceyle insanlar yakılıyor. Batıda insanlar canlı canlı mezar gibi kamyonlara tıkılıp on beş saat yollara sürülüyor. İki insan ölüyor. Devlet ve hukümetin kılı kıpırdamıyor. İnsanlık dramı dün, enflasyonu bile solluyor. Başka ülkelerde olmazlar, Türkiye'de oluyor. Bütün dünyada insan hakları gundemin tek maddesi iken, AT'ye aday Türkiye'de insanlık aranıyor... Haber Merkeri İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Nevzat Helvacı, cezaevlerindeki ölüm olayından Adalet Bakanı Oltan Sunguriu'yu sorumlu tutararak Sungurlu'nun Yüce Divan'a sevk edilmesini, olayiardan haberi olmasına karşın çözüm konusunda hiçbir şey yapmayan Başbakan hakkında da "cezai ve siyasal denetim yollannın işletilmesi"ni istedi. Açlık grevlerinin 35. gününde Eskişehir Cezaevi'ndeki tutuklu ve hükümlulerin Aydın ve Nazilli cezaevlerine nakilleri ve bu nakiller sırasında Hüsejin Hüsnü Eroğlu ile Mehmet Yalçınkaya'nın ölmelerine gösterilen tepkiler sürüyor. SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, nakiller sırasında meydana gden ölüm olaylan karşısmda yetkililerin çelişkili açıklamalar yapUğııu belirtip oiayın bir an önce aydınlanmasını isterken, DYP Genel Başkaıu Süleyman Demirel, cezaevlerinde süren açlık grevlerinde ölüm olmaması için her türİU önlemin alınması gerektiğini soyledi. Demirel, tnönü'nün "tek çözüm aT' önerisi konusunda da "Af Türkiyede gerekli, ama bu oiayın çözümü mudür. değil midir ona bilmiyorum" dedi. Sosyalist Parti Genel Başkanı Ferit tlsewr de Adalet Bakanı Oltan Sungurlu ve Müsteşar Arif Yüksel hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Olaydan SHP'yi de sorumlu tutan SP açıklamasında, "Bu parti bir yandan haklı istekleri duymazlıktan gelirken, diğer yandan açlık grevlerini şiddet eylemi olarak suçlayarak adeta devletin şiddetini devam ettirmiştir" görüşüne yer verildi. SP, sorunun köklü çözümü için genel af çağnsında bulundu. Türk "Rıbipler Birliği Merkez Konseyi, olaylann basına yansıyış biçimi ve resmi açıklamalar arasında "kuşku" bulunduğunu belirterek bu kuşkularm giderilebil sevk sırasında iki kişinin ölümünmesi amaayla açlık grevi nedeniy den Adalet Bakanı Oltan Sungurle öldüğü öne sürülen iki kişinin iu'yu sorumlu tuttular. Bakan otopsisine Tabip Odalan'ndan bir Sungurlu'ya bir telgraf çeken hekimin "gözlemd" olarak katıl SHP'li kadınlar, "2 ağustos gecemasını önerdi. TTB Merkez Kon si gerçekleştirilen ölüm yolculuseyi 2. Başkanı Prof. Dr. Kftzun ğundan tarih sizi sorumlu Türker, Aydın Cezaevi'ne nakle tutacakür" dediler. SHP'li kadındilen hükümlulerin sağlık durum lar dün yaptıklan basın açıklamalarının nakledilmeye elverişli ol sında da işkenceyi, kötü cezaevi madığmı soyledi. Türker, devlet koşullarını ve 1 Ağustos Genelgehastanesinden bir cerrah ve bir da si'ni şiddetle kınayarak sevk olahiliyecinin tutuklulan muayene et yına onay veren doktorlan ve tüm tiğini belirterek, hekimlerin yöne yetkilileri protesto ettiklerini beticilere bu kişilerin nakledilmeye lirttiler. "Eskişehir Cezaevi'ndeki ceği konusunda ihtarda bulundu açlık grevinin 35. günü gençleriğunu bildirdi. Kâzun Türker, dok mizin elleri ayaklan zincirienerek tor raporlarına karşın hastaların bir geceyansı ölüm yolculuğuna nakil işlemlerinin gerçekleştirildi çıkanlmasını protesto ediyoruz" ğini vurgulayarak şunlan soyledi: diyen SHP'li kadınlar, kamuoyunu ve kadmları bu konuda duyarlı "bgili meslektaşlanmız, bu ki olmaya çağırdılar. şilerin. ancak ve ancak hasta nakli için her türlu olanağa haiz ambiılanslarta naklinin yapılabiteceği ve Öteki tepkiler yaalannda mutlaka hekim bulunCEVDET SELVt (SHP Genel ması zorunluiugu iızerinde ısrar Sekreter Yardımcısı) Açlık greetmişlerdir. Fakat hastalar kam vindeki tutuklu ve hükümlülerle yonlarta, ambıilanslar tedarik Eskişehir'deyken bizzat görüşrae edUmeden nakledilmişlerdir. An imkânı bulmuştum. Taleplerinicak bu kamyonlarda doktor bu tespit ettik. Talepleri, yetersiz beslunup bulunmadığı hakkında bilgi lenmeden dolayı evlerinden gelen edinilememiştir." yemek ve öteki viyecekleri yiyebilTTB 2. Başkan Prof. Dr. Tür mek, parayla yiyecek alabilmek, ker, TMMOB Genel Sekreteri ts haberleşebilmek, gazete ve derginuil Kulaksızoglu, Türk Diş He lerden yararlanabilmek biçiminkimleri Birliği Genel Sekreteri Yil deydi. Sorunların çözümü yerine maz Bilgin, Türk Veteriner He nakil işlemine gidildi. Nakledile Cevdet Selvi Sorunların çözümü yerine nakil işlemine gidildi. Rapor gerekliydi. Prof. Aksoy Tüm Türk aydınlarının üzüntü duymasını ve sorumluluk yüklenmesini gerektiren bir olay. Adalet Agaoglu 2 kişinin ölümüne neden olan hükümeti şiddetle kınıyorum. yoksa haksızlığın mı egemen olduğunun en çarpıa göstergesidir. Gereken önlemler alınmazsa hukuk alanında çok daha büyük facialar ya da cinayetler bugünleri izleyecektir. ADALET A G A O C L U (tHD kurucu üyesiyazar) Cezaevlerindeki insanlanmız hayatlarını savunabilmek için ölümü sececek kadar baskı altındadırlar. Baskı ve terörü bu boyutlara vardıran 1 Ağustos Genelgesi'nin kaldınlmasını istiyor, direnen tutuklu ve hükümlülerle ailelerinin insanlık dışı tutumlara karşı mücadelelerini destekliyor, çağdışı uygulamalarla Eskişehir Cezaevi'nde 2 kişinin ölümüne neden olan hükümeti şiddetle kınıyorum. SABRİKURT (tzmir Baro Başkanı) Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülere yapılan insanlık dışı davranışlar son bulmadığı takdirde daha çok olaylar olacaktır. Yetkililer yıllardır yapılan uyarılara aldırmamış, bu feci sonu hazırlamışlardır. Tutuklu ve hükümlüler, cezaevlerinde devletin güvencesindedir. Devlet yetkilileri bu sorumluluklarını bilmeli ve bunun gereğini yapmalıdır. Başta Adalet Bakanı olmak üzere yetkililerin cezaevi koşullarını insanca yaşanılır duruma getirmelerini bir kez daha hatırlatır, buna gücü yetmeyenleri istifaya davet ederim. TÜRKtYE DEMOKRASİ ve İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEC1 9 yıldan beri cezaevlerinde politik tutuklu ve hükümlülere yönelik imha politikasuıı ve bu son katliamı şiddetle kınıyoruz. Tüm demokrat ttlkeleri, insan hakları savunuculannı, politik tutuklu ve hükümlülerle dayamşmaya ve aşağıdaki taleplerin hayata geçmesi için gerekli girişimlerde bulunmaya çağınyoruz: 1 Cezaevlerindeki her türlü işkence ve baskıya son verilmelidir. Cezaevlerindeki son ölüm olay lar ını yerinde încelemek üzere Avrupa İnsan Haklan Komisyonu tarafından bir heyet gönderilmelidir. l ağustos genelgesi kaldırılmalı, tutukluların istemleri kabul edilmelidir. Cezaevlerinde sağlık koşullarını yerinde incelemek üzere BM Sağlık Örgütü tarafından bir delegasyon acilen gönderilmelidir. Cezaevlerindeki koşullan asgari standartlara kavuşturulmalı, BM İnsan Hakları Komisyonu sorumluluğunda İHD, TTB ve Barolar Birliği temsilcilerinden oluşan bir "izleme komitesi" kurulmalıdır. 12 Eylül rejiminin yargılmamaları tüm sonuçlanyla iptal edilmeli, genel af çıkarılmalıdır. TİP Kayseri Eski İl Sekreteri, GençOncü Derneği Genel Sekreteri Barış, demokrasi, bağımsızlık ve sosyalizm mücadelesinin örnek insanlarından, avukatımız KAMUOYUNA CAGRI 12 Eylül yânetıminın çağdışı düşüncesinin ve onun devamı olan günümüz sıyasal ıMidannın ürunü olan 1 Ağustos Geneigesı'nı ve cezaevterindekı hukuk dışı keyfı uygulamalan sonucu 2 kışının ölümu ıle sonuçlanan nakıllerı kıntyonjz Eskişehır ve dığer cezaevlerındekı açlık grevlerıne kamuoyunun dikkatinı çekiyor, deınokrasıye mananlan d •yarlı olmaya çağınyoruz. SHP Kağıthane ilçesi adına SHP KAğrthane ilçe Başkanı Av. ZEYNEL OZTURK Yönetlm Kunjlu: DURSUN DELIOĞLU (Sekreter), SABHİ DOĞAN (Sayman), AZÂM DEVECİ, ŞEVKET GÜNCÜ, NUSRET CAN, ZULFİKAR BAKIR, ZEKİ ALİ ATİK, ALİ ASGAR SEKME. DUYURU VE ÇAĞRI Hükümet cezaevlerindeki tünelleri bahane ederek devrimci tutuklulara karşı saldırı politikasına devam etmektedir. En yetkili ağızlarca birçok kez "1 Ağustos Genelgesi"nrn uygulanmayacağı sözü verilmesine rağmen bir kez daha Eskişehir Cezaevi'nde devrimci tutuklulara yönelik akıl almaz faşist baskılar yeniden gündemleştirilmiştir. Bu baskılara karşı başlatılan açlık grevi direnişinde arkadaşlarımız Hüseyin Hüsnü Eroğlu ve Mehmet Yalçınkaya şehit düşmüşlerdir. Ayrıca birçok arkadaşımız da şu anda ölümle yüz yüzedir. Bizler bu faşist uygulamalan protesto ediyor, tüm cezaevlerini, yurtseverleri, devrimcileri, demokrat ve duyarlı kamuoyunu bu ölümlerin sorumlulanndan hesap sorulması için insanlık adına seslerini şehit düşen arkadaşlarımızın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz ve 4.8.1989 gününden itibaren açlık grevine başlıyoruz. yükseltmeye çağınyoruz. Verilen onurlu direnişte 1 AĞUSTOS GENELGESİ YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMALIDIR! 1 Ağustos Genelgesi'ne dayanılarak sürdürülen ve cezaevlerinde insanlık onuru ile bağdaşmayan baskıların yol açtığı ölümleri kınar ve bu nedenle iki güniük açlık grevine başladığımızı tüm demokratik kamuoyuna duyururuz. MESUT VURAL'm yakalandığı amansız hastahk sonucu öldüğünü büyük bir üzüntü içinde öğrenmiş bulunuyomz. Ailesine ve tüm dostlarına başsağlığı diliyoruz. NİHAT SARGIN HAYDAR KUTLU ANMA İnsanlara ve insan haklarına düşman taşıst zihniyetlerin estirdiği insanlık dışı baskı, terör ve katlıamcı politıkaya karşı Eskişehır Cezaevı'nde yükselen soylu diremşje ıkı can yoldaşımızı yitırdık. Acımız büyük, öfkemiz büyüktür. HUSEYİN HUSNU EHOGLU ve MEHMET YALÇINKAYA yoldaşlarımızı ve kahramanca direnışlenni çizdikleri yolda yürüyerek sonuna kadar yaşatacağız. Dırenmek yaşamaktır. DİYARBAKIR 1 NOLU CEZAEVİNDEKİ PKK'LI DAVA ARKADAŞLARI ADINA FETHİ YILDIZ ÇAGRI Cezaevlerindeki insanlık dışı uygulamalan kınıyoruz. Tüm demokrasi yanlılarını Kartal'da başlatılan açlık grevini desteklemeye çağınyoruz. KARTAL YURTSEVER DEVRİMCİ HALKEVİ'CİLER ADINA OKTAY ÖZKAP Yer: SP Kartal itçe binası 4.8.1989 saat 10.00 (üç gün) SALİH KARAKAYNAK EMİNÖNÜ ADIMLAR TEMSİLCİLİĞİ KAMUOYUNA Eskişehir Cezaevi'nde 35 gün süren açlık grevine karşı Adalet Bakanlığı, hükümet ve tüm devlet yetkililerinin duyarsızlığ» sonucu iki ölüm olayı ortaya çıkmıştır. Ülkemizde bugün cezaevleri hukuk bir yana atılarak intikam ve inatlaşma duygularıyla yönetiliyor. Bu politika sürdükçe sorunlar bitmeyecektir. Ölüme neden olan bu uygulamaların sorumlulan derhal ortaya çıkarılmalı ve hesap sorulmalıdır. 1 Ağustos Genelgesi kaldırılmalıdır. Politik cinayetlere son verilmelidir. İlgililere bir daha sorumluluklarını hatırlatıyor, partileri ve demokratik kamuoyunu duyarlılığa davet ediyoruz. KAMUOYUNA Egemen güçlerin yaşamın her alanında olduğu gibi cezaevlerinde de baskı, işkence, zulüm ve yıldırma politikalarına karşı Eskişehir Cezaevi başta olmak üzere tüm cezaevlerindeki direnişi desteklemek ve şehitlerimiz H.Hüsnü Eroğlu ve Mehmet Yalçınkaya'yı anmak için halkevimizde 3 güniük protesto açlık grevine başlıyoruz. 1 Ağustos Genelgesi kaldırılsın. HALKEVLERİ EŞENLER ŞUBESİ ADINA HAŞİM DEĞİRMENCİLER ŞERAFETTİN ŞİRİN DİYARBAKIR 1 NOLU CEZAEVİNDEKİ PKK DAVASI TUTUKLULARI ADINA FETHİ YILDIZ, TKPML DAVASI TUTUKLULARI ADINA MÜSLÜM ELMA, DEVRİMCİ YOL DAVASI TUTUKLULARI ADINA İBRAHİM ULUTAŞ, TDKP DAVASI TUTUKLULARI ADINA ABBAS SÖYLEMEZ, KAWA DAVASI TUTUKLULARI ADINA ŞEFİK GÜLAŞTI, KUK DAVASI TUTUKLULARI ADINA BEDRİ AKALIN KAMUOYUNA Yürümek Dost omuzbaşlannı Omuzlarının yanında duyup Kelleni orta yere Yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek BİZLER 1 Ağustos Genelgesi'ni protesto ediyor, insanlık ve kişitik onurunu korumanın son örneği olan Eskişehir ve diğer cezaevindeki siyasi tutuklu ve mahkumlann açlık grevini destekliyoruz. KAMUOYUNA Eskişehir'dekı açlık direnişini kırmak için 35. günde yapılan sürgün vahşeti, Mehmet Yalçınkaya ve Hüseyin Eroğlu arkadaşların canını aldı Açlık grevindekılere, ailelere karşı takınılan gayri insani muameleleri kınamak, ölümlerin sorumlularını protesto etmek, direnenleri desteklemek için 5 ağustostan itibaren açlık grevine başlıyoruz. Eylemımızin süresi gelışmelere göre belırlenecektir. Kanlı 1 Ağustos Genelgesı hepimize kefen olmadan kaldırılmalıdır! Ölümlerin sorumlusu Adalet Bakanı istıfa elmeli! Kamuoyunu yeni ölüm ye sakatlanmalara seyirci kalmamaya çağırıyoruz! BURSA ÖZEL TİP CEZAEVİ TÜM OEVRİMCİ TUTUKLULARI VE AİLELERİ ADINA GÜLDEN ASLAN Bir ozan "Benim memleketimde insan kanı sudan ucuz" derdi. Bu Eskişehir direnişinde bir kez daha kanıtlandı. Tüm işkençecileri lanetliyoruz. ALİ ŞAHİN, AHMET AYDOGAN, SUAT BAYRAKÇI, SEREN BAYRAKÇI NİHAT SARGIN HAYDAR KUTLU HAVZA'dan METİN TOK ve ARKADAŞLARI