25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
. CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER toplumda korunmasının iyi olacagını nu savunmak istiyonım? Hayır, Ziya Gökalp'in de öyle bir dileği yok; bütün sorun, yeni bir edebiyata temel olacak bir "ağız"ın "ses"ini yakalamak. Bildiğiniz gibi, bu ses, çok sonraları yakalandı ve şiirimiz yüz çiçek açtı. Burada ise "cana can katar" deyimi dile getiritstanbul a|zının yeni edebiyatımıza temel alınliyor. Ama onunla bitmiyor iş, "söyleyiş"e yeni bir masını yadırgayanlar, dahası buna kızanlar vardır. "ağız" katıhyor, sanki bir "yer"e bağlaruyor şiir. Şiirle belli bir bölge ağa arasında karşılıklı bir Bilindiği gibi Anadolu'muzda çeşitli ağızlar konuşulur, bunlara yerel ağızlar diyoruz. tmdi ayn ayetkileşim oluşur, örneğin, Nedim'in. rı tatlar taşıyan ve çok değişik anlatım olanakları Estikçe bâdi subh perişansın ey gönül içeren bu yerel ağızlar yanında tstanbul ağzımn ne Benzer esiri turrai canansın ey gönül gibi bir üstünlüğü olabilir? Şiirlerimizi neden tsdiye başlayan gazelinin, tanbul ağzı ile yazıyoruz? Oyunlanmızı neden fcaGul mevsiminde tevbei meyden benim gibi Zannım budur ki sen de peşimansın ey gönul radeniz ağzı ile yazmıyoruz? Tartışma buna benbeyti, o "ağız"ın gelişmelerini yaratmağa yönel zer sorulara kadar dökülmüştür. ("Şive" değil de "ağız" terminini kullamşım, "şive"nin daha bümiştir. Nitekim, yük dil kolları için geçerli olmasındandır.) Ben şairim o kameti mevzunu doğrusu Sevmem desem de belki yalan söylerim sana Dünyadaki bütün edebiyat dillerinin belli bir bölbeytinde artık tstanbul konuşması ile karşı karşı ge ağzına dayalı olarak geliştiğini söylemek, sanıya gibiyizdir. nm, sözu geçen tartışmaya kestirip atıcı bir çözüm Nedim ile Şeyh Galip gelmeselerdi bu "ağız"ı bu getiremez. Çünkü o zaman, "Neden o ağızla değil lamayacakük. Galip'in uıılü Tardiyye'sinin son kı de bu ağızla?" sorusu yamtsız bırakılmış olur. tasını okumadan geçmeyelim: Elbet tstanbul ağzına tanınmış bu üstünlüğü yanDil hayyeti gamla lâl kaldı bş bulanlann düşüncesinde, tstanbul'un başkent olGalip gibi bimecâl kaldı ması da körükleyici bir rol oynamıştır. Padişahın Gönderdiğim arzi hâl kaldı ve yakınlarının, vezirlerin, paşalann, zenginlerin El'an bir ihtimâl kaldı yaşadığı bu kent, gerçekte Anadolu'nun emeğini Insafın o yerde namı yok mu? sömüren bir düzenin merkezidir; öyleyse burada Tanzimat şairlerinin, Divan şiirindeki (hele on oturanlann "konuşması" neden örnek alınsın? sekizinci yüzyıl Divan şiirindeki) bu Türkçe sesi anGerçi bu tür siyasal karşıkomalann, bir dilin edelamamalan bağışlanır gibi değildir. Oysa romanın, tiyatronun, gazetenin başladığı bir dönemde en çok biyat olması sorununda geçerli etkiyi göstereceği gereksenen, konuşma dili olmalıydı. Türk yazarı söylenemez. Neden derseniz, edebiyat, gelişmek için ve ozanı, ne kadar sonra ve ne kadar güçlükle bu demokrasiyi beklememiştir ve kırsal bölge büyük labildi onu! Ziya Gökalp, en iyi tstanbul Türkçe' kentte gelişen edebiyaü öğrenmeyip kendi şiirini yasini, Fatihli cahil hanımlann konuştuğunu söyler. ratmıştır. Bu durum, yerel ağızlann yerel şiirleri yaNeden? Fatih halkı öz be öz Türktür ve değişme rattığı, büyük kent şiir ve edebiyatırun ise daha gelere kapalıdır. Peki, neden cahil? Çünkü nel bir nitelik taşıdığı biçiminde özetlenebilir. Za"okumuşluk" yabancı etkilere açılmak demektir manla büyük kent edebiyatı, kırsal şiiri etkisi altıve bu da dili az çok değiştirir. Bir dilin, kapalı bir na alır ve bu iki kol uyumlu bir beraberlik içinde yaşayıp gider. Türk halk şiirinde, Divan edebiyatı mazmunlannın karşılıklarını kolayca bulabiliriz. Ama konumuzdan uzaklaşmayalım. Bir "tstanbul ağzı" olması için bir "tstanbul halkı" bulunması gerekmez mi? Soralım şimdi: Var mıdır böyle bir tstanbul halkı? Varsa ne zamandan beri? Fatih Mehmet Istanbul'a girdiğinde tenha bir kent buldu. Bizanslı Rumların çoğu Ege adalanna kaçmıştı. II. Mehmet onlara haber saldı, evlerine, işlerinin başına dönmelerini salık verdi. Bunun yanında tstanbul'a Anadolu'dan nüfus göçünü özendirmeği de hiç savsamadı. örı eğin, bugün tstanbul'da Aksaray dediğimiz mahalle, işte o zaman Konya Aksaray'ından gelen halkm yerleştirildiği yerdir. Böylece tstanbul, Anadolu illerinin mahallelerinden oluşmaya başladı ve öyle geüşti. İşte tstanbul Türkçe'si bu taşralı büyüme içinde olgunlaşmanın yolunu anyordu. Elbet bütün başkentlerde ve büyük kentlerde olduğu gibi, burada da aydın kesım dilini okulda kitaptan öğreniyordu. Yazılı edebiyata başka yöntemle varılamazdı. Bir az da yabancı örnekler üzerinde duralım ve Avrupa'nın ilk başyapıtlaruun hangi bölge dillerinden doğduğunu görelim. "Tannsal Komedya" adlı 100 bölümlük büyük yapıtını Dante (12651321) ekonomik gelişmesine uygun olarak kültür yaratımlarına hazır duruma gelmiş olan Toscana lehçesi ile yazdı. "Bu lehçe, yumuşaklığ] ve mükemmelliği ile milli ve edebi dilin temeli durumuna geldi." Cervantes, eşsiz Don Quijote'sini Castilla lehçesinde yarattı. Elbet başka lehçeler de vardı o zaman. Yalnız lehçeler ve ağızlar yapıtlan değil, yapıtlar da o lehçeleri ve ağızları yaratırlar. "tstanbul ağzı"nın her gün biraz daha bozulmakta olduğunu, aa çekerek görüyorum. Kimbilir, sevinenler de vardır belki. 7 TEMMUZ 1989 Istaııbul Ağzı MELİH CEVDET ANDAY Divan şairi Osmanzade Tâib'i hem biliritn hem bilmem, hem öğrenirim, henı unuturum da ondan, 1660'da doğmuş, 1724'de ölmüş, Nedim'in çağdaşı, çok ünlü bir şair. Dönemin padişahı III. Ahmed ona "Reisi şairan" payesini vermiş. Taib, sadnâzam Damat Ibrahim Paşa'run beğenisini ve korumacılığını kazanmış. Peki, Nedim gibi bir büyük şair yaşarken nasıl olmuş butün bunlar? Bildiğime göre, Nedim, onun yanında uzun süre gölgede kalmış, neden sonra tanıtmış kendini, göze girmiş, sevilmiş, ünlenmiş. Biz, 18. yüzyıl başlangıcı deyince Nedim'i düşünurüz, onun gazellerini, şarkılarını hatırlanz. Taib'le ne zaman karşılaşsam, ondan bir beyit bile kalmaz belleğimde. İşte "Hem bilirim, hem bilmem" deyişim bundan. Şiirin gücüne bakın siz, ister "Reisi şairan" deyin, ister "Şairi âzam", adamın şürinde o güç yoksa unutulur gider. Kim&e kurtaramaz onu. Saym Mustafa Yatman'ın büyük bir emekle derlediği "Osmanzade Taib Divaru'ndan Seçmeler" adlı yapıt (Kültür Bakanlığı Yayınlan) dolayısiyle bu konuyu açtım. Okuduğum şiirler gene de belleğimde iz bırakmadan aktı geçti. "Bir beyit olsun bulamadın mı?" diye soracak olursanız, Taib'in Mısır Kadısı iken Istanbul özlemi ile söylediği şu beyti anabilirim: Nice vakt oldu Taib biz ki mehcurı Stanbuluz Hayâli dîdede â bü havâsı artar eksilmez. O yüzyıl Divan şiirinin ilginç yönlerinden biri, tstanbul ağzımn şiirde işlenmesi ya da yaratılmasıdır. Taib'in de tstanbul'u özlerken "artar eksilmez" sözünü etmesi bunu gösteriyor. Nedim'in, unlü kasidesine başlarken söylediği beyti düsünelim: Bak lstanbul'un şu Sa'dabadi nevbünyanına Ademin canlar katar a bü havâsı eanına. PENCERE İlhan Selçuk, yıllık iznınin bir bölümünü kullanmakta olduğundan yazılarına bir süre ara verecektir. BAŞSAĞUĞI Balıkesir Barosu olarak biz rahmetli Hasan Esat Işık'tan çok dersler aldık. Tum çalışmalanmızda, ya katılarak ya da usanmadan gönderdiği mektup ve tebliğleri ile, Hukukun üstünlüğünü, çağdaş Demokrasi ve Devlet anlaşıyını, yurttaşın Devlet karşısında yeri ve önemini ciddi tutarh ve onurlu Devlet adamhğını büyük oranda ondan öğrendik, onun kişiliğinde gördük. Şükran borçluyuz. Zarif yurtsever, engin kültür ve bilgi yüküyle eşsiz bir siyasa adamı olan HASAN ESÂT IŞIK'ı yitirmenin derin acısı içindeyiz. Yakmlanna ve ulusumuza başsağlığı dileriz. AVUKAT TURGUT İNAL BALIKESİR BAROSU BAŞKANI ARADABffi FAKİR BAYKURT OKURLARDAN Öğretmene yok mu? olumsuzluklara karşı durmaya çalışıyoruz. Başımızdan geçen bir olayı anlatarak ilgili kurumdan Mardin'in Cizre ilçesinde açıklama bekleyeceğiz. görev yapan ilkokul Halk Bankası 'mn öğretmenleriyiz. Birçok memura kredi zorluklara rağmen görevimizi verdiği duyuruldu. Bankanm sürdürüyoruz. Örneğin: Bekâr Cizre şubesine giderek olduğumuz için kiralık ev müdürden kredi koşullannı bulamıyoruz. Kültürel öğrendik. Koşulları uygun etkileşimden uzağız. bulduğumuzu, kredi almak istediğimizi söyledik. Bunka Yaşantımız kısıtlı. Bütün bu kredi Moskova'daki Ev Sadeevmi? Birdemezar. Orada, haziran 1963'ten beriyatıyor. Türkçenin seçkin şairi Nâzım Hikmet, her insanınki gibi saygıdeğer olan vasiyetini bir şiirinde açıklamıştı: Anadolu'da birköy mezarlığınagömülmek... Vedat Dalokay, Ankara Beledıye Başkanı iken " Bu isteği yerine getireceğiz" demişti. Sonra kimseler sözünü edemez oldu. Bırakınmezan.evi 1951 'de, içlerinde yazıntarihiprofesorü Fuat Köprülü ileyazarSamet Ağaoğlu'nun bulunduğu Bakanlar Kurulu'nca, suçu sorulmadan, savunması alınmadan, evik çabukyurttaşlıktan çıkanldı da bugüne değin o yanlış karar biledüzeltilmedi. Türkiye'yi çıkmazdan çıkmaza sürerek yönetenler ne derse desin.dışartarda, ister sanat, ister politika toplantılarındaTürkümdedin mı Nâzım Hikmet soruluyor. Onu görüp tanıdığını söyledin mi saygınlığınartıyor. Şairler.büyüksanatçılarhalklarındankopmaz, koparılamaz asla! Lorca Ispanyollardan. Neruda Şili halkından, Hugo Fransızlardan, Puşkin Ruslardan koparılabilir mi? Belki nüfusta yazılı bile olmadığı halde nasıl Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Nasrettin Hoca,MimarSinan koparılamaz, NamıkKemal.Yahya Kennal koparılamazsa Nâzım Hikmet de koparılamaz. Türkiye, her haide kendini er geç daha saygınlık kazanabileceği düzeye aktarmayı başaracaktır. Kendini her onyılda bir darbeler altına atarak yoksulluk, işsızlık, ilaçsızlıkateşlenndeyakan, oğlunu kızınıyagurbetlere salan yacezaevlerine dolduran insan hakları dışı durumlardankurtaracaktırergeç. Biracıdönümnoktasınabenzeyeno 1951tarihliBakanlarKurulukararındansonraparamıznerdeyse dolarlaeşdeğerdeikenmarktanüstünken.düştükçedüşmüştür. 0 zaman olimpiyatlarda güreşçilerimize aJtın madalyalar sunulurdu. Yabancı sınırlarbugünkü gibi yüzümüze kapalı değildi.Paramizla birlikte düşe kalka nerelere geldik bir bakın. Toplam 17 yıl tutan cezaevi yaşamından sonra, 195063 arasını Sovyetler Birliği'nin başkentindegeçirdi Nâzım Hikmet. Orada yaşadığı, çalıştığıev.görenlerinanlattığına göre bugün bir gemiyle Istanbul'ataşınabilsesadece biz yurttaşları değil, dışardan gelen gezginler, kapısının önünde bitip tükenmez kuyruklar oluşturur. Dünyanınpekçokülkesindenderlenmişeşya, kitaplarvetablolar; Abidin Dino'dan Renato Guttuso'ya, Pablo Picasso'ya kadar 10O'den fazla resim hem de birbirinden değerli arşiv belgeleri... Çeyrekyüzyıldırbunları orada birtek insan, son eşiVeraTulyakova Hikmet korumaktadır. Her insan gibi onun daömrü sınırlıdır oysa. Ne zamana kadar sürecektir bu durum? Pekçok Sovyet insanı ve sanatçısı gibi Vera Hikmet de bu evin Sovyetler Birliği'nde geçici olarak öurduğunu biliyor. Her şey bir yana o birbirinden değerli resimler için galericiler, simsarlar sık sık merdivenleri aşındırıyorlar. Vera Hikmet, Nâzım'la yıllarını, o yılların birbirinden ilgi çekici anılarını.sıcağısıcağınayazıpçeyrek yüzyıl beklettikten sonra ilk olarak Türkçede yayımladı. Bugüne değin uzaktan göregeldiğimiz bir büyük insanın yüz çizgilerını, gözlerinm, kirpiklerinin oynayışını, tıpkı sinemadaki yakın çekımler gibi bıze gösteriyor Vera Hikmet. Ne yazık bu yakın çekimlerden elımizde yeterı kadar yok. Bu tanıklıklar, yer yer çok kişisel de olsa değerlidir. Vera Hikmet, bir yandan Nâzım'ın Moskovayıllarına, onun çalışmaözelliklerine, yapıtlannın dayandığı temellere, bir yandan da Fransa, İtalya, Mısıryolculuklarına saygı ve hayranlıkla ışıktutuyor. Bu anılan okurken biz, aynaya bakan eşinin ardına "altın birdüş gibi" yaklaşan büyük şaireâdetaelimızledokunabiliyoruz. Evinin içinde, hele konuklargelince sofra başındaele avucasığmayan o büyük insan bizim gözlerımizin önünde konuşuyor, devıniyor, masanınçevresini dolduran konuklarla birlikte bıze detekerteker, "Buyursanacancağızım!"diyor. Türkçe yazımakinesinintuşseslerini.sayfalarboyu sürekli duyuyoruz. Gün, erkenden günlük gazeteleri okuyarak başIryor. Sonraİstanbul'daki gibi çayit bir kahvaltı yapılıyor. Nâzım, masayageçiyor ya oturup oyunlar yazıyor ya şiirlerini temize çekiyor yadagününyakıcısorunlarındanbiriüstünegazeteyemakaleyetıştiriyor.TürkçedenRusçayaçeviriyaprrtakiçinTürkologEkber Babayef ile kimi zaman bir şair de orada oluyor. Evin sabahtan açılan kapısı gece yarılarına kadar kapanmıyor. Konuklar geliyor Genç şairler, sanatçılar sorularınayanıt istiyorlar. Yüreğınden hastaşairin nasıl saniyelerisayasayayaşadığınınayırdınavarıyoruz. Tıpkı Moskova'daki gibi örneğin Paris'te Abidin Dino' ların çatı katındakievıneyükselen merdivenleri "sakıngan"çıkar Nâzım. (Ata01 Behramoğlu'nun güzelçevrisineteşekkürler.) Yukarda sofra hazırdır. Dino, yıllardıryurtözlemiyleyananarkadaşı için yemekleri Istanbul'dan ayarlamıştır uçakla. O Dino ki geçinebilmek için 10 yıl Paris'te sadecebezelyevehavuçlayaşamıştır. Vera Hikmet zaman zaman gözyaşlarına boğar okuru. Zaman zaman da kırar güldürmekten. Kahire'de, tatlıcının camında baklavaları görünce, "Veracığımtutmabeni!" diye atılan Nâzım' ı, bir Cervantes ustalığıylaöyleçoşkun.öylegüzelkonuştururki, çoğu zamangünügününe tutulmuş notlara dayanan bu tanıklıkların doğruluğuna yürekten inanırız. Bu tür kitaplarda bol ayrıntı anlatımazarar verir. Ama Vera Hikmet elinin kararını bilir. O, zaman zaman yurttan gelen toprakların serpildiği mezarın üstünde, orada badem şekerieri, hatta Türkiye paraları bulur. Onları "Türkiye okurlarının geciken telif hakları olarak" gösterir bize. Uzatmaya gerek yok; sonuna 30'dan fazla fotoğrafın eklendiği 440 sayfalık kitabı kaparken sıradanlığın çok üstünde bir tanıklığı okuduğumuzu duyumsarız. Bu Türkçe basımınbaşınayazdığıönsözü.'Türkler büyükşaırleriolmadan geleceğe nasıl gidecekler?" diye bitiriyor VeraTulyakova Hikmet. Duraklıyoruz. Derr.ek uluslar geleceğe büyük şaırleriylegiderler?Niçindüşünmedik bunu bugüne değin? Taonu 1951 'de yurttaşlıktan çıkarıp attığımızdan beri, başımıza gelenlerın, getırilenlerin nedenlerini bir daha anlıyoruz. Bir daha anlıyoruzonsuz, onlarsız değil geleceğe, şuracıktaki Avrupa Topluluğu'nabilegidemeyeceğimizi. .Atadede,ananinesözününaydınlığı gıbi gerçeğin ışığı düşüyor önümüze: Zararın neresinden dönülürse kârdır. Nâzım'ın yurttaşlığı gerı verilmeli, Moskova'daki evlemezarda bir an önceyurda taşınmahdır. mudürü, faizin yüksek olduğunu, ödemekte güçlük çekeceğimizi, birçok işlem gerektiğini, uzun zaman alabileceğini söyleyerek bizi kararımızdan caydırmaya çalıştı. Kararlı olduğumuzu görünce isteğimizi ilgili yerlere ileteceğini ve bize telefonla haber vereceğini söyledi. Aradan uzun zaman zaman geçtiği halde bir haber alamadık. Bankaya giderek durumu sorduk. Banka mudürü bize kredi veremeyeceklerini, bu krediyi yüksek aylıklı (78 yüzbin) memurlara verdiklerini söyledi. İşte böyle aylığımız yüksek olmadtğmdan kredi alamadık. Kusura bakmaym öğretmenim size kredi yok. NECATİ AKBAY EJDER DEMİR Cizre \ Y e t e n e k 1 i Tel 17 08 66 MfiRA'OH LTD ST! sn TEŞEKKUR Tel 8« BESTKOPI LTD S T Tl Tel ' 2 6 2 9 34 ANTMTA GUNEYMAK TICARET Tel 17C1 12 AOTALYA BORANA.5 Tel 12 26 51 Op.Dr. SELAM BIRGENW Bir dostun aguşunda, bir dostun koşuşunda, sevgiliyi yitirdik. Doğadan bir şamardı, yandık ve de irkildik. ÇevTemizi sarmıştı dosttan şefkat halesi. Acı bir gerçekti bu, yok ölümün çaresi. Açüan bir aguş, hüzyn dolu bir koşuş, tören ve konuşmalar, kuruluş ve dostlardan gazetede yazılar, gelişler, seslenişler, o sımsıcak ilgiler, bağışlar ve çiçekler, bizi ayakta tutan çevTemizde dost fertler. Bizden size saygı, şükran Sağolun! Varolun! Can akraba, can dostlar. lel 15 5312 RKOMLTD ŞTl Tal 22 24 42 KONYA DARBAZLAR OTOMOTİV A.Ş lel 11 70 20 " 3 2 61 Eşi: AZADE BİRGEN Kızı:Dr.NURBÎRGEN 35 yıtonberi,DAKTİLO.MUHASEBE ve İNGİLİZCE kuriarımızıbitiren Orta ve İlkokul mezunlarına bile ly ÇOK ', E L c M A N YOK . I İCE M E 7 I I M I ADI I Üniversiteye giriş sınavlarını LldC IVltLUNLAKI • kazansanızda kazanamasanız da m BUPO MAKİNALAR1 TİC VE SAN LTD ŞTl BCryükdefe Cod Solıh Tozon Sc*. Polat Apl No 2,17 Goyrettepe IST Tel 1 7 5 7 0 8 9 * 1 7 5 7 0 9 0 * 1 7 4 2 3 9 4 ( 6 H a 1 ) f a x 1 7 2 0 4 6 8 * 1 7 5 1 0 7 3 T U 26765elıett INF®R*14TEK Turkıye Distribütörü BOŞ BEKLEMEYİN! ZAMANINIZI DEĞERLENDİRİN; Hiç olmazsa BİLGİSAYAR ÖĞRENİN . . . GÜNDE DEĞİL; HAFTADA DEĞİL; AYDA 15 BİN LİRA TAKSİTLE; BONOSUZ, TAAHHÜTSİJZ, herhangı bir baelayıa odeme zorunluğu yerine HER TLRI.Ü ÖDKME KOLAYL1KLARI ve 6 avda oğrelip İŞE YERLEŞTİRME GARANTİSİYLE: Hem Mekanik ve Elektrikli Daktilografi; Hem de Elektronik ve BİLGİSAYARLA DAKTİLOGRAFİ. AMPİVON Tçlefcr.a başvuıu B'3021 30 Hala sonu 8001900 Halta sonu 6 0021 30 Cumaıtesı 8 '3021 30 Hafta sonu Bilgisavarla Muhasebe; BASIC, COBOL, FORTRAN, PASCAL; İngilizce, Fransızca, Almanca dilleri. Merketı : Beyaıı; Mılhj: F«3 Cad H 1 Kadıkoy Attıyol Kujdılı Caddesı ü Beykaş Ç ı n S n b ı n t t C K l î ' I l Ş15I1 Abld«hllıny«l C Hua! Sok 15 Tel Tel Tel Tel 527S5 338 09 158 24 130 90 25S2J 42 33ü 97158 37175 21 11 24 43 06 S0 98 14 (Halta (Hatla ıHafıa ıHilu ıçı ıçı ıçı ıçı 8 00 19 00) 800 1900) 8001900) 8 0019 00) A !/•(«. a/ SA1TUK PIAK VE KASETCİLİK TİC. SAN. ITO. STİ. İMC 6 BIOK 6517 UNKAPAN' İS Eskişehir Ünv. kimlik ve SSK sicil kanımı kaybettim. Hukümsuzdur. BAYRAM İÇİN BULUNMAZ FIRSAT MURAT SARIOĞLV 160.000 TL. Kişi başına 8 gün yarım pansiyon konaklama paketi TOLGA ÇAIİDAR BODRUM Cumhuriyet Kitap Kulübü Temsilciliği hizmetinizde Adres: Ataturk Cad. Ezgi Pasajı 85 MAHPUSANE TIJRHUSL (GeteTO*! s E«L£MEDIR«OCAKAVM A)*n) CEEW HARMAN K A S E T C I L E R D E VAYINCIUK VE MÜZİK TİC. LTD. ŞTl. Istenbul IMÇ SBIOkNo 6322 UnkapanıTei 513 00 64 Ankara Zaler Çars.sı Nc 27 Yenısehır Tel 13150 63 CACTUt ..<• HOJEl MANAVGAT Rezervasyon: 174 28 54 Hergun 19.00 02 00 arası APO ve SÜHEYLA'nın aceleci bir oğlu oldu Kız babası dostlarımız ajansımızdan randevu alabilirler. ^ ; DIŞ DOKTORU BAYAN ELEMAN Taksim'de şirketin muhabebe bölümüne seri dakilo bilen lise mezunu bayan eleman aranıyor. Adres: Feridiye Cad. No: 82 Yavuzcan Han TAKSİM Dr. SUHEYLA RENK THY ve İş Bankası ile anlaşmalıdır. Millet Cad. Başpınar Apt. No: 58/1 Haseki/İST. Tel. (Mua.): 525 89 67 532 94 51 (Ev): 525 33 04 ÇAN AJANS MEHMET ERYILMAZ Ntıfus cu/daııınıı k.ı\K*ııım luıkıımsu/üııı \L'RSE.\ L'\ \l MARTIBAR CAFE c Coa No 70 kat 3 Ortatıuy 195 36 76 160 78 28 N'ufus cuzdanımı kaşbettim. Hukumsu/dur. CEMAL ŞAHtX
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle