18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 MAYIS 1989 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR ÎSMAİL GÜLGEÇ CUMHURİYET/5 Hititlerden çağımıza Kiiltnr Servisi Ataköy'de bir heykel, sahibini anyor. Arna heykel deyip de geçmeyin. Sözünü ettığimiz yaprt, Ataköy 9. Kısım Üniteleri arasında yer alan, 13 metre boyunda, 6,5 metre yüksekliğinde bir anıtheykel. Handan Börüteçene'nin yapımına 1987 hazıranında başladığı, 1988 şubattnda tamamladığı çalışma aradan bir yılı aşkın bir zaman geçmesine karşın sanatçısından devralınroadığı gibi heykelin çevre düzenlemesi de yapılmadı. Heykel, Börüteçene'ye 1987 yılında, Ataköy'de modern yeni mahalleler gerçekleştiren, o sıradaki adıyla Türkiye Emlak Kredi Bankası, şirndiki adıyla Türkiye Emlak Bankası ve yapımcı şirket MESA tarafından sipariş edildi. Heykeün tamamlanmasına yakm bir dönemde Türkıye Emlak Kredi Bankası'nın yönetimi değiştirildi, bu bankayla Anadolu Bankası birleştirilerek Türkiye Emlak Bankası'na dönuştürüldü. Heykel tamamlandıktan sonra banka tarafından sanatçıya bir açılış düzenleneceği ve heykeli tanıtan bir broşür haznianacağı bildirildi. Ancak bir süre sonra bunlardan vazgeçildiği gibi, yapıtın sanatçıdan devrahnması da gerçekleşmedi. Börüteçene'ye, bölgedeki yapıtlann Bakırköy Belediyesi'ne bırakıldığı, belediye yönetimiyle görüşmesi gerektıği bildirildi. Bunun ttzerine Börüteçene, o sıradakı Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Nad Ekşi'ye başvurdu. Ama yerel seçim öncesinin telaşı içinde Bakırköy Belediye Başkanhğı da olayla ilgilenmedi. Şimdi, yaklaşık 50 milyon liraya mal olan anıtheykel, kendisiyle ilgilenecek bir "Ogfli" bekliyor. Handan Börüteçene'nin Ataköy'deki heykeli sahibini arıyor KtM KÎME DUM DUMA BEHlç AK Çevre d&ZMİeaesinl bekliypr Handan Börüteçene'nin Ataköy'deki heytelı 1988 şubatında tamamlandı Ancak, Ataköy'deki çağdaş kenöeşme dokusu ıçine yerleşunlen heykel, bir yılı aşkın bir süredır çevre düzenlemesının yapılmasını bekliyor Börüteçene, beton konstrüksiyonu geleneksel mavinin, türkuvazın tüm tonlannı yansıtan sırlı tuğlalarla kaplayarak gerçekleştirdiği yapıtında, heykelin yer aldığı Ataköy'ün adını Hitit çivi yaasıyla yorumladı. Sanat eleştirmeni Beral Madra, Börüteçene'nin çahşmasını şöyle değerlendirdi: "Antik çağlardan baslayarak kentlerin odak noktalanna yerîeştirilmiş, dindarhk, vatanseverik, kahramanlık ve gizem çağnştıran heykeller, modern sehircüik anlayışmda sanatın mimarlığa katkısı kapsamında ele alınıyor. Çağımıza özgü tUmel sanat kavramı, özellikle kent dokusu içine yerleştirilmiş sanat yapıtlanyla topluma en cabuk ve kolay ulaşraa olanağına kavuşuyor boylece. Handan Börnteçene'nin Ataköy'de 9. Kısım blokları arasına yerleştirilmiş olan, geleneksel mevinin, türkuvazın tüm tonlaruu yansıtan sırlı tuğlalarla kaph yapıtını bu bağlamda çağdaş bir anıt olarak nitelendırmek gerekiyor. Tarihsel kentin sımnnda, bir uydukent olarak kurulan ve ilk bakışta geleceğin yoğun yerleşme yerlerinden birisi dedirten Ataköy'de, MESA'mn modern ve yalın mimarlığı, birbirini ayru biçirnde kesen yollan arasında, beklen PİKJSİK medik bir sürpriz noktası yaratı • ısı yaratıyor bu amt. l/|JSB Börüteçene, tarihsel sanatlara/ ^AT^D ( olan ilgisi ve bu konulardaki bil gisi dogrultusunda, Hitit çivi ya' \ ıt cıvı va !•/> zısından yola çıkıyor ve bu kentin adının harflerinden olusau, simgesel bir çivi yazısı bireşimi kuruyor. Sıra bu simgeyi somutlaştırmaya gelince, Börüteçene yapıtı uygulamak için bir yapı ustası gibi de çalışıyor. Beton bloklar olarak ayn bir yerde dökülen yapıtın parçaları konulacağı yerde birleştiriliyor. Sırlı tuğlalar ise Bozuyük'te hazırlanıp getiriliyor ve titiz bir işçilikle anıt kaplanıyor. m , PtYALE MADRA ,MEMMUN LLEJ2. İSTİ/OCLAR • rmwwm^ri insaıtuhayvansı flgürter Sanfa Sanat Galensı nde açılan sergisınde Ayfer Kalsın, ınsansıhayvansı figur soyutlamalarını sunuyor Yapıöarında hareketın dınamızmı ve yalın bir lırizm göze çarpıyor.(Fotoğraf. Yıldız Üçok) Ayfer Kalsıriın semmik sergisi Sanfa'da Kiliıı ozgürluğu soyu var oldukça farklı biçim ve içerikle de olsa surecek olan toprak heykellere ya da çağdaş tanımıyla plastiklere isteT sanatçı, isteı sanat tarihçisi, isterse eleştirmen olsun, bir kez daha analitik gözlemlerle yaklaşmalarını öneriyonım. Bu gibileri, toprağa dokunmasalar bile gözlemleriyle de olsun onun, kendisinı bilgi, beceri ve duygularla ışleyenin elinde ne denli uysal, sıcak ve çok yönlü niteliklerle dopdolu olduğunu, başka malzemelerle duyumsanamayacak heyecan ve gerilimleri birlikte yasattığını canlı olarak göreceklerdir. Ayfer Kalsın bu özellikleri, kılın plastikliğinde yasamın ve kendi dinamizmini bulma ve ıç benliğın sesıne kulak verme diye tammlarken, sanat yaşamının daha ılk adımlarında "lurk yıllık" sanatçıları rahatça omuzlamaktadır. İnsan ister istemez düşünuyor, henuz yeterli sanatsal geçmişı ve deneyimi olmasa bile, gençlerin de bu kurtlar sofrasında var olduklannı duyurabümek için acaba onların da yaşlanmalannı mı beklemek gerekiyor. TÜLİN AYTA "Hiçbir nuüzeme kil kadar sonsuz imkânlara sahip olamaz .... Kilin yuzeyine dokuoduğumuz ve biçimlendirdiğimiz zaman ona duygu ve diışancelerimizi aktannz. Eflerimizin araahgı üe kile aktarabttecegimiz anlatım, yuzeyde sonsuza kadar kişiligimizin ve duyarlıgımızın bir belgesi olarak kalacakür" diye başlıyor ve şöyle sürdürüyor genç sanatçı ya da sanatçıların en genci Ayfer Kalsın: "Çünkii, kfl özgurlugun ta kendisidir. Onun özgürlügiine uynlarak yapılan isler sonuçta yalınhğa, plastiklige, gnzdliğe, yani estetige ulaştı." Ayfer Kalsın, insansıhayvansı figür soyutîamalanyla hereketin dinamizmini yalın bir lirizmin çoksesli sekanslannda yakalayıp, yaşama özgü karelerde anlatımın ayrıntılarını vermekte. Daha yakm zamanlara kadar, seramiğin heykeli mi olur diye ısrarla direnen bazı tutuculara, ilk çağdan Ayfer Kalsın'a kadar süren ve insan niş bir yeşilliğe çapraz bir biçimde yerleştirilmiş olan anıtın tek sirnetrik noktası bir açıklık. Bu açıklıktan batarl guneşin ışınlan NE •ZAMbtj °. sızarak kente doğru uzanıyor. ME*t£N *" ' Arut hiçbir tabana oturmadan topraktan kendiliğinden çıkıyor sanki ve insanlarla, özellikle çocuklarla uzlaşan boyutlan var. Börüteçene kuşkusuz ülkemizde siyasal, tarihsel amaçlar için hazjrlanmış yapıüar dışında kalan varatılaruu uygulama olanağı bulan az sayıda sanatçıdan biri ve bu ayrıcalığın sorumluluğunu taşıyor. Herbert Read, 'Çanak çomlekten sonra yok olması en guç sa i i . i v , nat yapıtı olan heykel modern Ç I Z G I U K KAMJL çağda çeşitli usluplann yaygınlaşmasında ana etken olmuştur' dıyor. Neolitik çağdan günümüze değin evrensel gelişımdeki süreklilik ve zaman içinde toplumlann erekleri, düşgörüleri, düşlemleri ve esin kaynakları hakkında sağlam ölçütler vennesi heykele bugünkü önemini kazandırmıştır. Börüteçene özellikle bu kavramın üstünde duruyor yapıtında. Hitit çivi yazısı, geleneksel çini sanatı ve çağunıza özgü soyuüamayı seçmeci bir anlayışla, öz bir biçimde ve zamanın yıpratıcı etkilerine karşı dayarukh bir yapıtta bütün Apartman bloklan arasında ge H1ZLJ G AZLTECINECDET ŞEN MIMOZA K4fi$l /VEPSV BU KAPAZ ZAİlFtM ? A/£PfW UIÇ MASARACI Börüteçene, tüketim A Ğ A Ç Y A Ş K E N EĞİLİR KEMAL GÖKHAH GÜRSES ekonomisinin anlamsız ve yapay değer ölçülerine karşı, insanı çevreye, tarihsel geçmişe ve sanata yabancüastıran etkilerine karşı sanatçımn yol gösterici, umut verici niteliğini ve sanatın en temel geeksinım olduğunu vurgulayıa bir anıt sunuyor lstanbul halkına." Duvarda yer arayan karikatür Gürbüz Doğan Ekşioğlu, ınsanlarm oturduğu mekânlar için karikatür yapıyor. Karikatüre, resmin yerleştiği duvarlarda yer arıyor. Karikatürü sanat borsasına kabul ettirmeye çalışıyor. TURGUT ÇEVtKER Basın akışı içinde sanat karikatüru hep ıhmal edilmiştir. Profesyonel galerilerde Semih Bakıoglu, Tnrhan Seiçuk, Selcuk Demirel, Necati Abacı ve Gurbüz Doğan'ın dışında sergi açan karikaturcu yok gibi. Oysa Türk karikatürünün buna gereksinmesı var. Şimdi orta yaşına ulaşan 1974 kuşağında bu alanda cıddi bir ilgisizJik hukum süriıyor. Bu konuda duyarlı ve atak olmaları gerekiyor. Bu yıl açılan Öznnr Kalender ve Ohannes Şaşkal'm sergileri örnek çalışmalardı. Geçenlerde Gürbüz Doğan Ekşioğlu da bu çabaya katıldı. 17 mayısa kadar AKMVe Gürbüz Doğan EkşiDTGSYO/Grafık Sanatlar mezunu olan oğlu nun sergisi lstanbul Atatürk Kültür Merkea Sergı Gürbüz Doğan (1979), 1981'de ayru okulda öğ. Salonu'nda 17 mayıs gününe kadar açık kalacak retim uyeliğine başladı; 1986'da sanatta yeterlilik sınavını kazandı. 1985 ve 1988'de Anka onların aynı zamanda birer karikatür olarak ra ve tstanbul'da iki kişisel karikatür sergisi da değerlendirilmelerine engel değü elbet" (2) gerçekleştirdı. Ulusal ve uluslararası bir çok diyordu. karma sergiye katıldı, toplam on beş ödul Bu karmaşık gibi görunen olgunun altınkazandı. da, sanatlararası iletışim ve işbirlıği yatıyor. G. Doğan'ın resimsel değerlerin öne alındığı Sanatlar, artık bıleşim çağıru yaşıyor. Adolf yapıtlan için grafik resim, grafik mizah gibi Born, kendisi için de geçerlı olan bu olguyu tanımlar söz konusu edilmış, tartışümıştı. Se şöyle açıklıyor: "(...) şu anda resimle karikamih Poroy, Ekşioğlu'nun yapıtlarıru mizah tür arasındaki sınır bir karmaşa halinde. Doyüklü grafik resimler olarak değerlendiriyor layısıyla grafik mizah, grafik resim, kara mive "Gurbüz neden yapbklanna karikatür de zab gibi tanımların arasındaki sınır da ortamekte bunca ısrar ediyor?" (1) diye soruyor dan kalkıyor. Hepsi iç içe gecmiş durumdadu. Kaya Özsezgin ise "(...) grafik mizah ağır lar. Aynca karikaturde bu tur kategorist adbklı desenleri (...) belki birer karikatur kokenli lar koymak istcmiyorum, önemli olan plastik çizgi değil, özgiın birer resim. Ama bu durum kalitenin saglanması." (3) G. Doğan'ın yapıtlanna Born'un açısından bakmak gerekiyor. Bu tanığa gerek bile duymuyor, sanatçının yapıtları. Çunkü karikatüriın üç temel özelliğıni taşıyor. Espri, konu ve çizgı (burada plastik malzeme), G. Doğan'ın yapıtlannda yer alıyor. Bu çalışrnalar salt çizgiyle yapılmış olsaydı, o zaman kimse karikatur dışına çıkamayacaktı. Karikaturcu, bir ressam tavnyla neden çalışamasın? Bunun dunyada örneği çok. G. Doğan, insanlann oturduğu mekânlar için karikatur yapıyor. Bu yolda bir ressamın tavnyla karikatüre, resmin yerleştiği duvarlarda yer arıyor. Karikatüru sanat borsasına kabul ettirmeye çalışıyor. Bu kutlanacak bir davranış olarak görunüyor bana. G. Doğan'ın yapıtları Topor, Zabraıtski, Folon ve Gnnneline gibi ustalann dünyasına yakın. Bu kara mızahçılardan sut emmiş olan sanatçının, bıçim ve bıçem konusunda özgun bir söyleme ulaştığı açık. Ne ki, biçımsel devinime pek elverişli bir yapı değil bu. Kullandığı teknik, biçemınin belirleyıci öğesı olmuş. Yapıtlann 'ten'i olarak da tanımlanabilecek yuzeye yayılmış grafık doku, rahatlıkla >winde saydıran bır öğe niteliğini de ustlenebilir. Yapıtlann şıirsel atmosferini güçlendıren taramalardan oluşturulmuş bu dokuyu değiştinnek, yeni bir karikatüre başlamaktan farklı olmayabilir! Ne ki, belirtmek gerek biçimsel arayışlar sonsuzdur. Sanatçı, çıkmazlannı kendi yaratır; onu aşmak ise varlık nedenidir. Karikaturcu için bu çaba daha da çetindır. İç dünyalara duşkun karikaturcu, biçimsel gelişmede her zaman şanslıdır Bu olgu Gurbüz Doğan için de geçerlıdır. 1 Gosteri, Eylul 1985. 2 Milliyet Sanat Dergisi, 15 Mayıs 1988. 3 Hurriyet, 16.1.1988 GürbüzDoğan Ekşioğlu'nun sergisi Atatürk Kültür Merkezi'nde GARFIELD mt DAVIS TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 6 Mayıs 1937'P£ 8utSUN/ ALJAAAI ZEHIUİ HfNDENBUR6, AMEBlKA'ÛAKİ MEU/ JeeSEy HAVAAlAN/NPA YANAKAC &ÜŞMUŞTÜ. HtN£>£Afsaee, DAHA ÖMCE HIÇ&R AKSAKUK OLMADAH, A77AS OKYANUSu'NU 3? KEZ AŞMlÇTf. SBSSIZCB YOL AlA/V OEV MAl/A SEMtSl, YOLCOLA&NA,0 GUNLCRIH EA/ LUfcS KOŞULLAKtNI SUNMAieTAYtH. FIKtfNAU 8tg HAI/ADA, ALANPAKl tU/C£YE BAĞL4NM4y* ÇA/IÇ(/eK£N OEUA/e/V ZEPLİMIN IÇIMOEKI HtP&OJEN 6AZI ANIDEN PATUYAeAK >»NUAyA BAŞIAM/Ç, BUNU &ÜYU/CB/R FELÂKET IZLEMIÇTI YOCCU VE AtuesrrEBArrAN 34. &£/, B/SKAÇ İ KAOA YAfAMlNI Yirt£MlÇT/'(. N/NDENBURG fACIASIt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle