Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER gilendiren bir konu olacak, ama federasyonun "özel hukuk hükümlerine tabi" bir tüzel kişiliğe sahip olması ne demek? Hukukta tüzel kişiliklerin çerçevesi bellidir. özel hukuk alam denince, bundan dernekler ve vakıflan ilk planda hatırlamak gerekir. Federasyon bir dernek mi yoksa bir vakıf mı? Bunlann hiçbirinin olmadığı ortada. Federasyon, futbol hizmeti gören bir kamu tüzel kişilik olarak belirtilmek gerekir. Yasanın öteki kurallarından da anlaşıldığı gibi federasyonun özel hukuk ile hiçbir ilgisi yoktur. davranışlarından ötürü cezalandınlmışlardır. Oysa düşünmek gerekirdi ki demokratik sistemlerde, seçimin öngörüldüğü durumlarda, bir mücadele ortamı içinde düşünceler açıklanabilir, oylarla sonuçlara ulaşıhr. Futbol adamlan da ilk tecrübede, bazı hatalar yapmış olabilirler. Bunu onlann "acemilik"lerine vermek uygun olurdu. Yazık ki çok ağır bir ceza uygun görülmüştür. Yöneticisini seçme özgürlüğü ellerinden alınmıştır. özerk futbol düşüncesinin belkemiği kırılmıştır. özerklik, sosyal bir topluluğun kendi seçtiğı kurullar ve kişiler aracüığı ile kendisini yönetmesi ise futbol alanında özerklikten söz etmek mümkün değildir. Futbol kulüpleri ile futbolculan bekleyen bir başka karabulut, federasyonun örgütlenmesi içinde yer alan tahkim kurulu ve bunun görevi ile ıJgiüdir. Bu kurul hukukçulardan oluşmakta, uyuşmazlıklan çözmek yetkisi ile donatılmış bulunmaktadır. Fakat kurulun kararlan kesindir. Bunun yanı sıra kulüpler federasyona tescil edilecekler ve tahkim kurulunun kararlanna uyacaklanna dair taahhütname imzalayacaklardır. Bu taahhütlerini yerine getinnedikleri takdirde, tescilleri iptal edilecek ve karşılaşmalara iştirak edemeyeceklerdir. 5 NİSAN 1989 Özerk Futbol nıu Dediniz? Futbol adamlarının bir ölçüde serbest iradeleri ile futbolun başını belirleyebilme olanakları da bugün ellerinden ahnmıştır. Yasanın bu yazımda belirtilen kuralları değiştirilmiş, dört yıllık süre için başkanı atama yetkisi Başbakana verilmiştir. Demek ki Başbakan, profesyonel futbolun patronu olmuştur. Futbol adamları ise ilk genel kuruldaki davranışlarından ötürü cezalandınlmışlardır. Oysa düşünmek gerekir ki demokratik sistemlerde, seçimin öngörüldüğü durumlarda, bir mücadele ortamı içinde düşünceler açıklanabilir. Prof. Dr. ERDENER YURTCAN Istanbul Futbol, bugünlerde günceüiğin doruğunda. Galatasaray'ın Avrupa'daki başansı ülkeyi sevince boğmuş durumda. Dışa açılma ve tanıtma konusunda ele geçen fırsatı futbol yoluyla en i>i biçimde kullanmaktayız. Aslında futbol, çagırnızın milyonları peşinden sürükleyen terael spor dalı olarak nitelenebilir. Özellikle profesyonel futbol, zaman zaman önemli olaylar tablosu içinde birinci yeri almaktadır. Bunun sonucu olarak ANAP iktidan bu alana da el atmış ve geçen yılın ilkyaz (bahar) aylannda Başbakan Özal'ın uyansı doğrultusunda bir kavram, spor gündemjne getirilmiştir. Bu kavrarn "özerk futbol" kavramıdır. PENCERE Uygarlığın Mayası Salman Rüsdü'nün "Şeytan Ayetleri" adındaki romanı bütün dünyada kıyamet kopardı; olay Batı ile "Şark" arasındaki uygarlık uçurumunun denektaşına dönüştü; iki dünya arasındaki derin ayrımın altını çizdi. "Şeytan Ayetleri" ne? Bir söylenceye göre Kuran Peygambere nazil olurken, Hazreti Muhammed Lat, Uzza ve Menat adlarındaki üç tanrıçanın "şefaati"n\ üstlenmiş; bir başka deyişle bu uçputa sahip çıkar gibi olmuş; ama daha sonra yanılgısını anlayarak demiş ki: Vahiy sırasında şeytan devreye girtii." Kuran'da "Necm Suresi"nin 19 ve 20'nci ayetlerine ilişkm söylenti budur "Vahiy" Tanrı buyruğunun peygambere duyurulmasıdır. Şeytan, bu anda nasıl araya girebilir? Kuran'a şeytanın ayetleri nasıl sızabilir? Tepkiyi bu sorular doğuruyor. * Ne var ki söyience yeni değil; "şeytan ayetleri" yüzlerce yıldan beri tartışılıyor. Hint asıllı Ingiliz yazar Salman Rüsdü'nün günahı, söylenceyi son yazdığı romana yansıtmasıdır Kitabın yayımlanmasryla, Doğu'da yükselen Islam radikalızmi zamanlama bakımından çakışınca yazann başı belaya girdi; Humeyni de fırsat bu fırsat, fetvayı verdi: Katli vaciptir. İngiltere, yurttaşını korumak için gerekli konumu aldı; Avrupa Topluluğu örgütün temelini oluşturan insan hakları açısından karara yoneldi; Batı dünyası Voltaire'in yaklaşımını benimsiyordu; filozof, 250 yıl önce ne demişti: ' Fikirierinize katılnvyorum; ama fikirierinizi söytemek hakkınızj sonuna kadar savunacağım." Ne yazık ki vbttaire'in 250 yıl önce vurguladığı fikir özgürlüğünü İslam dünyasında açıkça savunabilen bir devlet ya da hükümet adamı çıkmadı. Çünkü "Şark" Batı'da büyük çilelerie yaşanan uygarlık asamalarından geçmemişti. * Batı uygarlığı ne demek? Soruyu yanrtlamak için en çarpıcı örneklerden birisini Friedrich Nietzsche'de bulabiliriz. 19'uncu yüzyılda yaşamış bu Alman filozofu, kimilerine göre, emperyalizme ve faşızme çanak tutan fikirleriyle ünlenmiştir; kadınlara yaklaşımı da gericidir. Bertrand Russell, Nietzsche'nin bu yanını gırgıra alıyor: ' Friedrich Nietzsche kadınlara lanet okumaktan bıkmamış. usanmamıştır" Alman filozofu dine de karşıydı ve bu alanda dolu dizgin coşkuluydu. Mahkum ediyorum Htristiyanlığı; ona şimdiye dek heriıangi bir savcının ağzından çıkan en kon\unç suçlamayı yöneltiyorum. O benim için duşünülebUir yozluklann en yükseğidir, olanaklı en son yozluğun istemi olmuştur. Hıristryan Kilisesi yozluğunu bulaştırmadık hiçbir şey bırakmamıştır, her değeri bir değersizlik, her hakikati bir yalan, her durüstlüğü bir ruh alçaklığı haline sokmuşturf' (Deccal, sayfa 100, çeviren: Oruç Aruoba, Hil Yaymlan.) Nietzche bu kadarla da kalmıyor, bir de "Hıristiyanlığa Karşı yasa" düzenliyor. Bu yasanın ikinci maddesi: Herhangi bir Tannya tapınma ayinine katılmak, kamu ahlakma tecavuzdür." Doğu'da fikir ve vicdan özgürlüğünün sınırlarını kavramak, belki bu yuzden güçleşiyor; Nietzche de HıristiyanGrek kültüründen kökenlenen Batı uygarlığının bir ürünüdür; kitapları serbestçe satılır; "imha" etmeyi kimse düşünmez. Başbakanın iki dudağının arasında... Yasada daha sonra örgütlenme düzenlenmiştir. özellikle genel kurulun oluşturulmasında, geniş bir çerçeve içinde "futbol adamlan" hatırlanrnıştır. Fakat bir anda başbakanın bu genel kurulu olağanüstü genel kurula çağırabileceği, bu toplantıda tüm yönetim seçiminin yenileneceği kuralı bomba gibi patlamaktadır. Bunun anlamı şudur: Ülkedeki futbol yönetimi, başbakanın iki dudağı arasındadır, o istemediği anda yönetim devrilir. Bunun dışında, yasanın ilk biçiminde, sözü edilen genel kurulda seçilen üç başkan adayından birinin başbakan tarafından başkanlığa atanacağı kuralı yer almaktaydı. Bu kural, başbakanın özerk futbol olarak tanıtılan tablo içinde en etkili rolü üstlendiği biçiminde yorumlanabilirdi. Yasanın yiirürluğünden sonra yapılan ilk genel kurulda seçilen adaylar arasından biri, başbakan tarafından atanmamış, yasanın değiştirilmesi yönüne gidilmiştir. Futbol adamlannın bir ölçüde serbest iradeleri ile futbolun başını belirleyebilme olanakları da bugün ellerinden alınmıştır. Yasanın bu yazımda belirtilen kuralları değiştirilmiş, dört yıllık süre için başkanı atama yetkisi başbakana verilmiştir. Demek ki başbakan, profesyonel futbolun patronu olmuştur. Futbol adamlan ise iik genel kuruldaki Üniversitesi fesyonel futbolun, futbolun içinde yer alan kişi, grup ve örgütlere bırakılması, futbolun, futbol adamları tarafından yönetilmesi idi. Özerk futbol sloganı ile yola çıkanlar, yasal düzenlemede de bu amacı ortaya çıkaran kurallara yer vermeliydiler. Oysa bu alanda bugün içinde bulunulan hukuksal durum hiç de belirtilen amaçla bagdaşmıyor. Bazı sonuçlara ulaşmadan önce, ilkin Futbol Federasyonu Yasası'nın genel bir değerlendirmesini yapmakta yarar vardır. Sonuç Demek ki bugün için futbolu yönetenler, yaptıkları işlemler ve aldıkları kararlara karşı yargı denetirninden rahatsızdırlar. Kararların kesin olması, taahhütname imzalamak başka biçimde yorumlanamaz. Ancak bu noktada anayasanın 36. maddesini hatırlatıyorum: Hak arama özgürlüğünü düzenleyen bu madde karşısında, yasanın bu kuralları açıkça anayasaya aykındır. Anayasanın tanıdığı bir özgürlüğü, yargı organları önünde iddia ve savunma hakkına sahip olmak olanağmı kısıtlayan kurallar, anayasamızla bağdaşmaz. Bunlann anayasal yargı denetimi yoluyla iptali gerekir. Yoksa kulüplerin ve futbolculann federasyon karşısında boynu bükük kalmalan kaçınılmaz bir sonuçtur. Temel yanılgı, futbol olayına, profesyonel amatör futbol ayrımı içinde bakmaktır. Yasa, amatör futbolu bir yana itmiş, yazgısı ile baş başa bırakmıştır. Oysa bilinen bir gerçek şudur ki profesyoHukuksal durum nel futbolun kaynağı amatör futboldan geçer ve baamaçla bagdaşmıyor şarının temelini de burada aramak gerekir. BeşikSayın Başbakanın zihninde oluşan düşünce doğ taş Kuliibü örneği ortada. Kurulan futbol okulu rultusunda, ülkemizde profesyonel futbolun özerk meyvelerini futbol pazarına sunmuş durumda. Bu hale getirilmesi ile bu alanda daha başanlı oluna bakımdan futbol adına bir yenilik arayışı olarak cağı vaısayılmıştır. Acele ile hazırlanan bir tasarı yapılacak bir degerlendirmede, yasanın amatör futile Futbol Federasyonu, Beden Terbiyesi örgütü bolu safdışı bırakması affedilmez bir hatadır. nün dışına çıkanlrruştır. Bundaki amaç, ülkede protkinci nokta, belki biraz teknik hukuk alanını il EVET/HAYIR OKT^YAKBAL OKURLARDAN pfirleh £ Urnu 1i\jnilnmfilnr Mjgu^fiiMfuı dÜZeltUsİn <KI ,a,r ı w • nı, > Bızler 1987 yılında 2 yüük EskişehirAçık öğretim FaküUesi EÖL programını bitiren öğretmenleriz. tntibaklanmız yaptldığında gördük ki bizden önce, bizimle aynı ayarda tahsü yapan öğretmen arkadaşlanmız (2 yıUık Eğitim mezunu) bizlerden farkh maaş almaktadırlar. Yani ben 3.derecenin 2.kademesinden maaş aürken, onlar 2.derecenin l.kademesinden maaş almaktadırlar. düşündüm. Dizide yayımlanmamtş bir Yatıda "Delilci, Cem damının açıklamada da bulunmak aydınlatılmasıyla görevli istiyorum. Dede bir evin (meşhur mum söndürme kapısına geldiği zaman aile olayını o başlatıyor demek ki)" reisine "Ey Talip helal lokman deniyor. Yazı ne kadar gerçekçi (helal kazancın) var m? Kınğın, çıkığm (cinayet, v e doğru o b i r s a o l s u n b u c ü m l e tecavüz, yüz kızartıa olaylar) s o n ğgrece üzucü, çünkü mum söndürme olayuu açıkhk var mı? diye sorduktan sonra getirihnediği gibi Alevilikte cevap hayırlı ise dede "özüne "eline, beline, dttine" sahip P«* dara dur hakkın divana" düşüncesi belirtildiği der, hal hatır sorulup kapı oyna / ^ / ^ s ö z d e m u m söndürme kontfuya köy ve köylere peyk olayından nasıl (haberci) salmır "şu evde cem bahsedilebiUniyor? Son 1520 olacak" denir. Herkes y,ı öncesine kadar çoğu gönUnden kopanı (lokmasım) köylerimizde elektrik yoktu. getirir cem evinde toplanıhr. o,.mm ^^uL^ti*.;,^ O yıUarda Alevi vatandaşlann %^?™*y™% Cem yapüacak bir evde S S ^ J H S Î «**«, toplanıp "sevgi, insanhk ve de j * " * > * B f ^ ^ T l ^ ^ H eline, diline, beline sahip olma ^ ^ a l d Z k ^ l ^ k birbirimize karşı daha saygılı olalım. Saygılanmta. tSMAİL TURAN Ankara A^Lprp rn&rılnn ^»Kere ÇOgruan ÖğrenCİlerİn P UlirUftlll L'zun zamandır gazeteniz okuriarındanım. Aynı zamanda A.Ü. Açık Öğretim FaküUesi tş İdaresi 1. sınıf öğrencisiyim. "Iktisada Gİ1İ4 " dersinin dönem sonu vizesine giremediğim için 198719SS öğretim yılı döneminde bu dersten atılma durumuna geldim. Ancak, konuyla ilgili kanun değişikliği olması nedeniyle, okula tekrar kabul hakk ™ d°İdu •* 4VRektörlüğü'ne dilekçe ile' Acıların Hesabı Kimde? ANAP'lı bir bayan milletvekili 31 Ocak 1986 günü bakın ne demiş: 'Avrupa'da, Amerika'da, Demirperde ülkelerinde işkence görenlerde yara bere olmuyor. Bizde oluyor. Çunkü bizim zavallılar henüz eski yöntemleri kullanıyorlar." Evet, doğru bir söz bu! Bizim işkenceciler, daha yeterince usta değil, iz, yara bere bırakıyorlar! Ne yapsın hekimler, çaresiz "işkence gördü" diye rapor vermek zorunda kalıyorlar. Bir milletvekilinden böyle bir söz bekler misiniz? Hem de bir kadın milletvekilinden!.. İşkence yapılsın, ama iz, bere bırakılmadan yapılsın demek istemiyor mu bu sayın bayan! İz bırakmayan işkence nasıl yapılır, son moda yöntemler nelerdir, bunları da açıklasalar da öğrensek! Halil Nebiler "Ben Devletim" dizisini sürdurmekte... "Ben Devletim" her şeyi yaparım. Oysa devlet kendi başına bir anlam taşır mı? Yoksa devlet insanlar için midir? Önce bu ayrımı yapmak gerekmez mi? Devlet, insanların yararı için vardır, yoksa tek başına "devlet" hiçbir anlam, hiçbir değer taşımaz. Nebiler, kitabına Attila İlhan'ın dizeleriyle başlamış: "Yumrukları demirden delikanlılar iştvan'a onları sormuşlar İştvan gülmüş söylememiş zincire vurmuşlar İştvan susmyş söylememiş gözlerini oymuşlar." İnsan Hakları Derneği'nin, 12 Eylül 80'den eylül 88'e kadar derlediği şu sayıların korkunçluğuna bakınız: Gözaltına alınanlar: 650 bin. Açılan dava sayısı: 210 bin. Pasaport alamayanlar: 400 bin. 1402 sayılı yasayla görevinden atılanlar: 9.400. Yurttaşlıktan çıkarılanlar: 14 bin. Yurtdışında yaşamak zorunda kalanlar: 30 bin. İdam edilenler: 48. TBMM'de (Arkast 17. Sayfada) AleVlhk ÜSerine tato» **«*,*« Sayın Şenay Kalkan <ın "AleviUr ve Cem törenleri" ile ilgili yazısmı okudum, yalnız bazı eksiklikler olması nedeni ile ben de birkaç satır yazmayı Aynı seviyede ohnamıza inancından kaynaklanarak Z'J^^^ı.îtZrL başvuruda bulundum. Salman Rüşdü'ye karşı içimizden yükselen çoğu seste Ortaçağ rağmen bu farkU durumun yaptıklan dini toplantüara Î K b ^ A H t t . * arada « * ' " ?<#"'»"' M.Eğ. Bakanhğı ilgitilerince giremeyen birtakım gerici, £££2JEZftİL durumum ortaya çıkmıştv. titreşimleri duyumsanıyor; inançlarımıza ters düşen fikırlere katlanamıyoruz. düzeltileceğini dileriz. gayri müslüm insanlann Asva'dan töcÜD Anadolu'va Konuyu A.Ü. Rektörlüğü'ne Saygüarımla çıkarmış olduğu çirkin bir ™," hi, TürkUrh,tdnn, açmama rağmen bana ve benimDemokrasınin D'sinden bile ne kadar uzakta yaşadığımızı, dün [ ibi olan MEHMET DELİORMAN V«»uhr. sözde mum söndürme % S £ * 2 T ^ « öğrencUere yardıma kü gazetelerde yayımlanan haberler kanıtlamıyor mu? Ülkemizde i Öğretmen ^^ amuâyle, bacısıyla, 3?^JwTfc»« w «ut olamayacaklanm açıkladüar. 1980'den bu yana 7000 idam istenmiş; bunlardan 49'u gerçekleş i j , . f 1 . ' akrabasıyla ile bir arada olan E E T % £ ? 5 l S L * 8Bu kanşıkhğın giderilmesi için miş; yargılamalar sürüyor; siyasal suçlular cezaevlerini dolduruyor; besleyeceklen hangı ınsanhğa, vicdana yakıştr? Bu tür kötü iftiralan çıkartanlann amacı aynı ailede, aynı memlekette yaşayan insankvn içten ve dıştan parçalamaktv. °S^Z^£ ^^Û^J^hl^dinbdn »?** T*lZ,,îZl??%? ? ^ 1 * ' yumuyuruz. Anayasamızda belirtilen din ve vicdan özgürlüğüne sahip olup g aze,enizde yer\ereceğinizbir *«' b a n a v e b e n i m durumumda olan diğer ÖğrencUere de ışık Lacakttr. tlginize şimdiden teşekkür edîyorum. Saygılanmla. ÖZCAN TOR bu durum doğal sayılıyor. Demokrasiyi benimsemek istiyorsaR birinci madde şu: Fikirlerimize ters düşen kişilerin özgürlüklerini tanımak, uygarlığın mayasıdır. VesteFlere "peşin para" ve "özel indirinfavantajlanyla sahip olun! Yapı Kredi'den Vestel ürünleri için Ferdi Kredi Yapı Kredi'den Ferdi Kredi alarak, şimdi Vestel ürünlerine daha uygun koşullarla, kolayca sahip olabilirsiniz. İşte Vestel ürünleri için Ferdi Kredi'nin size sağladığı avantajlar: Peşin para: Yapı Kredi'den 5 milyon liraya kadar Ferdi Kredi alabilir, peşin para ödeyerek bir ya da birden fazla Vestel ürününe sahip olabilirsiniz. Taksitli satışlann büvük vade farkından etkilenmeden ihtiyacınızı ekonomik yoldan karşılar. tasarruf sağlarsınız. özel indirim: Vestel ürünlerini Ferdi Kredi ile aldığmızda, size ayrıca özel indirim uygulanır. 18 aya kadar vade: Aldığınız Ferdi Kredi'yi 3,6,9,12,15 ya da 18 aylık vadelere böler, gelir düzeyinize göre aydan aya ödersiniz. Vestel'den 13 benzersiz ürün: Yapı Kredi'den alacağınız Ferdi Kredi ile bu kampanya için özel olarak seçilmiş, hepsi ileri teknoloji ürünü Vestel'lere sahip olabilirsiniz. Mucize televizyon Multivision'dan düz kare ekran televizyonlara, compact disc player'lı müzik setinden videolara, klimadan mikrodalga fınnlara dilediğiniz Vestel ürünleri sizin olabilir.* Kolay başvuru, hızlı cevap : Bir Vestel Yetkili Satıcısından Vestel ürünleri için Ferdi Kredi Başvuru Formu alın. Formu doldurup, Yapı Kredi Şubesine teslim edin. Başvurunuz değerlendirilecek ve size çok kısa sürede kesin cevap bildirilecektir. (Ferdi Kredi almak için Yapı Kredi'de hesabınız olması şart değildir.) Hemen teslim: Kredi talebiniz Yapı Kredi tarafından onaylandığında, Vestel'lerinizi hemen teslim alabilirsiniz. Ferdi Kredi'den yararlanın, Yapı Kredi desteğiyle Vestel'lere daha kolay sahip olun. Bugün "yeni bir hayat"a adım atm. YVESTEL M * TELEVİZYON •Multivisıon 63 • Multivision 55 • Siyah Ind55 • Comfort39 VİDEO • Akai Video • Vestel Tam Otomatik Video MÜZİKSETLERİ • Midi85 • Midi47• TWP8102 • TSR940 MİKRODALCA • 7kademeli • Dıgital Panellı KLİMA • Vestel Coldstar YAPI^CKREDi "hizmette smır yoktur"