Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 NÎSAN 1989 CUMHURİYET/15 Yves Saint Laurent modelleri Modacılar ilkyaza aldırmaksızın sonbahar ve kış aylannın modellerini sergilerpeyi sürdürüyor. Ünlü Fransız modacı Yves Saint Laurent'ın imzasını attığı triko takımı fes benzeri bir şapka süslüyor. (Fotoğraf: AP) gelecek İki hükunüiıniın cezaları kaklırıldı ANKARA (AA) tki hükümlü hakkmdaki ceza karan, sürekli hastalıklan nedeniyle kaldınldı. Resmi Gazete'de yayımlanarak yürurlüğe giren kararlara göre hırsızlık suçundan, Merzifon Asliye Ceza Mahkemesi'nce üç yıl hapis cezasına çarptınlan Mustafa Uçar (30) ile ırza geçmek suçundan Osmaniye Ağır Ceza Mahkemesi'nce 4 yıl 10 ay hapis cezasına çarptınlan Mehmet Özer (31) adh hükümlülerin bu cezalan, surekli hastalıklan dolayısıyla kaldınldı. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Başbakan Turgut Özal ve Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'nun imzasını taşıyan metinlerde, ceza kaldınlmasının, "Aoayasa uyannca uygun görüldüğü" belirtildi. Uç ayda 160 ehliyete iptal ANKARA (ANKA) Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Needel Adıbdli, trafik ceza puanı uygulamasının, ilk 3 aylık sonuçlarını açıkladı. Adıbelli, üç aylık dönemde, 100 ceza puanını dolduran 160 surucünün belgelerinin iki ay süreyie geçici olarak iptal edildiğini soyledi. Adıbelli uç aylık dönemde 382 bin 893 siinicünün toplam 527 bin kural ihlali yaptığını ve bu sürücülere ceza puanı yazıldığını belirtti. Hesaplamalara göre 3 ayda Türkiye'deki her 13 surücüden bîri, ceza puanı uygulamasıyla karşı karşıya geldi. Kutlama ve düğün Fransız çift Phıllıpe Chalıer ve Jacqueline Bastian geçen cumartesi günü gerçekleşen düğün törenlerıne devrim giysilerı ıçerisinde geldiler. Fransız devnminin 200. yıldönümüne denk düşen düğünde davetliler ve Chalıer çıfti çıfte muüuluk yaşadılar. (Fotoğraf: AP) Avustralya'nın özetlikJe kuzey kesimlenni etkiliyen son haftaki yağışlar birçok yerleşim bölgesinin dünyayla bağlannı kopardı. Avustralya'dakı VVatles bölgesinin kuzey kesimındeki Coraki kasabası da sular altında kalınca bölge sakinleri çareyi kasabanın Club Hotel'inin verandasına sığınmakta buldular. (Fotoğraf: AP) Avustralyaftiasel, Ceza puanı yazılan araçların yuzde 80'ini, (E) sınıfı suriıcü belgesine sahip kamyon ve TIR'ların oluşturduğunu bildiren Adıbelli, ceza puamnın, beklenen "caydıncı" etkisini gösterdiğıni deanlattı. HABERLERİN DEVAMI Köşk'ün havası seçim (Baştarafı 1. Sayfada) "Yorum yapmakta serbestsiııiz. Bendeki izkaim Sayın Cumhtırbaşkanı'mn bu seçim sonuçlannı mnhalefetin nasü degerlendirdiğini ciddi olarak anlamak istedigidir ve bu değerlendirmeyi de dikkatle dinledi. Kendi görüşünün ne oMugunu soylemedi. Ama, kamuoyunda beliren göriişe aykın bir havası yok Sayın Cumhurbaşkaoı'nın" Inönü, Cumhurbaşkanı ile Iran, Yunanistan ve Bulgaristan'la ilişkileı gibi dış politika konulannı da görüştüklerini bildirerek görüşme hakkında şu bilgiyi verdi: "Sayın Cumhurbaşkanı ile olağan görüşmemizi yapük. Yerel seçim sonuçlanna ilişkin degerlendinnemizi istedi. Kendisi göruş belirtmeyeceğini, ama muhalefet liderlerinin düşiincelerini öğrenmck istedigini belirtti. Ben de düşnncelerimi anlattım. Seçimin genel konular uzerinde geçtiğjni, hukümetin yolsuzluklara özendirdigini, haksızükiann ortadan kalkmadığım, demokratik eksikliklerin giderilmediğini, geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı, işsizlik ve enflasyon yükunün surdugunü, vatandaşlann buna göre karar verdiklerini söyledim. Şimdi 'milli irade yamlnuşür, halk yanılmışbr' diye tşi geçiştirmeye çalışmak dayanılacak bir davranış değildir. Yapılacak iş, Başbakan'm bu durumu kabul etmesi, bir erken seçimi düşıindıikierini, buna götürecek işlemlere başlayacaklannı söylemesi. zamanını ilan ettikten sonra Seçim Yasası'nı değiştinnek ve erken seçimi ve erken seçimin bütiin hazırlıklannı yapmak dogrultusunda davranmaklır. Bundan kaçımlamaz. Eninde sonunda bu yola girilecektir. Tabii daha iyisi seçim sonuçlan açıklanır açıklanmaz Sayın Özal'ın istifa etmesi, Cumhurbaşkanı'nın kendisine ya da başka bir millervekiline yeniden görev vermesi ve onun da seçime gölürecek yeni bir geçici hükümet olarak göreve başlamasıydı. Bu, eninde sonunda yapıiacakür. Bu yapılmadıkça vatandaş buzura kavuşamaz, siyaset hayatımız normal mecrasına oturamaz. Bunlan anlattım Sayın Cumhurbaşkam'na ve öniimüzdeki günlerde bunlan beklediginıizi söyledim. Aynca Sayın Özal'ın seçimin ilk günlerinde belediyeleri adeta karşısına alan, muhalefetin adaylanıu seçen vatandaşlan cezalandıracak bir tavıra girmesini de son derece yanlış buldnğumuzn söyledim. Bu tavnn belediyelerie hnkümet arasındaki ilişkilerde kaygı uyandırdığını ifade ettim. Bu açıdan da dunımun açıklığa kavuşması, seçime gittiğimizin söylenmesi beklediğimiz sonuç diye anlattım. Yaptıgım yorumun vatandaşın iradesine saygıdan kaynaklandıgını anlattım. Beni dinledi, kendi bir şey soylemedi." DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, dün Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Kenan Evren'le yaptığı görüşmeden sonra, cumhurbaşkanının halk tarafıudan seçilmesi konusunda Evren'le görüş birliği içinde olduklannı söyledi. Demirel, gazetecilerin sorularını cevaplarken, hazıran ayında erken seçime gidilmesini isteyerek, "Halkın yüzde 78.25'i siyasi iktidann karşısındadır. Bu tablo siyasi iktidann reddidir. Bunun ustune bir bardak suyu kimse içemez" dedi. Demirel, "en geç eylül ayında erken seçim ile birlikte cnmhurbaşkanlığı seçimi de yapılabileceğini" soyledj. Demirel, Başbakan Turgut Özal için "Artık dagıtn, dağıtırken devleti de dagıttı" diye konuştu. DYP hderi dün Çankaya Köşkü'ne çıkarak, Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile bir saat 15 dakika görüştü. Görüşmesinden sonra gazetecilerin sorulanm yanıtlayan Demirel, erken seçim ve ülkenin siyasi tablosunu dile getirdiğini ve bunların Cumhurbaşkanı Evren tarafından Başbakan Turgut Özal'a da iletilmesini beklediğini ifade etti. Demirel, "Başbakan ile görüsecegini tahmin ediyorum" dedi. "Görüşmede erken seçim gündeme geldi mi" sorusuna, "Evet" karşılığını verdikten sonra Demirel, Cumhurbaşkanı'nın dinleyen durumunda olduğunu, ancak çarenin seçimden geçtiğıni anlattığını ve "mnmkünse hemen seçim olmasını istedigini" anlattığını bildirdi. Demirel, "Ben haziranda seçim taraftanyım. Ama mutlaka sonbahan, eylülü, ekimi geçmemelidir" dedi. Demirel, Evren'in erken seçim konusunda bir yorumda bulunmadığını, ancak Evren'in bu konudaki izlenimlerini de anlatmasımn "mtimkün olmadığını" belirttikten sonra, "Bizden aldıklannı tahmin ediyorum Başbakan'a aktaracakür" diye konuştu. Ozal: Karan Meclis verir Yasin Bozkurt, OnuralŞeref Bozkurt, Raşit Daldal ve Ülkü Gökalp Güney, ANAP Grup Başkanvekili oldular. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Turgut Özal, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in muhalefet liderleriyle yaptığı görüşmeden sonra Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamayı değerlendirirken, "Türkiye Cumhuriyetinin anayasası var, kanunlan var. TBMM bu karan verir, ama gayet tabii zamanı ve zemini geldigi zaman" dedi. özal ANAP grubunu birlik ve beraberliğe, muhalefet liderlerini de TVde açıkoturuma çağırdı. Başbakan Özal dün ANAP grubu toplantısından aynhrken gazetecilerin Cumhurbaşkanlığı'nın açıklamasına ilişkin sorulannı yanıtladı. Özal bu açıklamayı değerlendirirken, ANAP grubunda yaptığı konuşmayı kastederek şunlan söyledi: "tşte gördünüz cevabımı, orada var. Türkiye Cumhuriyeri'nin anayasası var, kanunlan var, şu anda söyleyecegim başka bir şey yok. Meclis bu karan verir. Ama gayet tabii zamanı, zemini geldiği zaman. Yoksa şimdiye kadar yuzde 65 oyla da bizi aynı şeye davet ediyoriardı." Özal, Cumhurbaşkanı'nın partilerarası diyalog isteğinin hatırlatılması üzerine de "Her şey diyalogla çözüKir, yani bir taraf illa seçim istiyorsa seçimin ne zaman olacağını onlar dikte ettiremez" karşılığını verdi. Başbakan Turgut özal, grupta yaptığı konuşmada, muhalefetin yerel seçimi "bahane" ederek erken seçime zorladığını, vatandaşın ANAP'a 1992'ye kadar yetki verdiğini söyledi. Muhalefetin 1987 seçimlerinden sonra "Yüzde 36 ile iktidar olmaz" kampanyası başlattığını anımsatan Özal, "Aslında çok bir şey fark elmiyor yüzde 60 karşımzdadır veja yuzde 70 karşınızdadır demekle. Önemli olan anayasa ne diyor, kanunlanmız ne diyor? Bunu bilmektir" dedi. lem içine sokmayalım" diye seslendi ve 17. donem Meclisinin "tarihi bir görev üstlendiğini" anımsattı, "Türkiye kim ne derse desan çağ atlamıştır. Bunu her zaman herkesle miinakaşa ederim. Şimdi artık seçim geçti, inşallah televizyonda da miinakaşa ederim" dedi. Güvenoylamasını da bu iartışma için istedigini belirten özal, "Seçim bitmiştir. Gelin farklı görüşleriniz varsa söyleyin. Biz de karşılığında ne yüptığımızı soyleyelim. Onun için güvenoylamasını vermek TRTnin işi, ama verirse memnun oluruz" biçiminde konuştu. ref Bozkurt, Alpaslan Pehlivaniı, Ahmet Karaevli, Mükerrem Taşçıoğlu, Haydar Özalp ve Pertev Aşçıoğlu aday oldular. Yapılan ilk tur seçimlerinde genç isimlerden Kars Milletvekili Yasin Bozkurt 157 oy alarak grup başkanvekili seçildi. Bozkurt'a ittifak ile doğulu milletvekilleri destek oldular. tlk turda Raşit Daldal 136, Ülkü Gökalp Güney 135, Onural Şeref Bozkurt 132, Alpaslan Pehlivanlı 117, Ahmet Karaevli 116, Mükerrem Taşçıoğlu 109, Haydar özalp 99 ve Pertev Aşçıoğlu 58 oy aldılaı. tkinci tur seçimde ise ittifakçılar ÖzaJ'la yakmlaşma içinde olan ve Bakanlar Kurulu'nun oluşumunda etkili bulunan Mükerrem Taşçıoğlu'nun admı silme karan aldılar. tttifak, Taşçıoğlu yerine Onural Şeref Bozkurt'a destek verdi. İkinci tur seçimde de "gençler" grubundan Niğde Milletvekili Raşit Daldal 135, Ankara Milletvekili Onural Şeref Bozkurt 134 oy alarak grup başkanvekili seçildiler. tttifakın önde gelen ısimlerinden Mustafa Taşar, Onural Şeref Bozkurt'u desteklemelerinin gerekçesini soran gazetecilere, "Ağzı iyi laf yapıyor, bem soyadı da Bozkurt" karşılığını verdi. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor daki eğilimıni sormamalarını gazetecilerden istiyof gibiydi. İnönü, Kenan Evren'e dün saat 11.00'e değin kamuoyuna yansıyan düşüncelerini yeni baştan anlattığını açıklıyordu. Sozlerinin sonuna doğru, sanki fazla üzerinde durmuyormuşçasına ve olağan ses tonuyla "Cumhurbaşkanı, erken seçim için hangi tarihi düşünüyorsunuz, diye sordu" dedi. Gazeteciler sustu, neredeyse soru yanıt bitiyordu. Oysa, görüşmenin anahtar cümlesi buydu. Yavaşça öne doğru ilerledim, "Sayın Inönü, seçim sonuçlarıyla ilgili düşüncesini söytemeyeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı, sizden erken seçim tarihini niçin öğrenmek istedi" dedim. İnönü, yüzüme baktı, hafifçe gülümsedi, işte o sırada, Çankaya'nın havası nı özetleyen tek cümleyle yanıt verdi: "Cumhurbaşkanı'nın kamuoyunda beliren görüşe aykırı bir havası yoktu" dedi. Demek ki, Cumhurbaskanı'nda da erken seçim havası", vardı. Gerçekten Çankaya görüşmesinde Cumhurbaşkanı Evren, daha sözün başında "düşünce ve fikir belirtmekten çok dinleyeceğini" ifade etmişti. Anayasal konuma toz kondurmamaya özen gösterdiğinden bu yolu seçtiği Özal'ın siyasal bunalımı yarattığı ilk günden beri biliniyordu. Kuşkusuz, Cumhurbaşkanı ortaya çıkıp "Bu sonuçlardan sonra erken seçim şu tarihte yapılmah" diyemezdi. Ama Cumhurbaşkanı'nın da bugün Meclis'te sayı bakımından ANAP yeterli görünse bile aldığı yüzde 21.75 oydan sonra "demokrasinin gelenek ve göreneklerine ANAP'ın karşı çıkmaması" düşüncesinde olduğunu, erken seçime yan tuttuğunu biliyor ve yazıyorduk. Nitekim İnönü, Cumhurbaşkanı'ndan daha görüşmenin başında gelen saptamadan sonra, SHP'nin seçim sonuçlarıyla ortaya çıkan duruma nasıl baktığını Evren'e açıklamaya başladı. Ulusal irade, iktidarı yüzde 35'ten 21.75'e düşürerek artık desteklemediğini göstermişti. Ulusal irade, bu iktidar ve Özal yerine "yeni bir iktidar ve yönetim aradığını" açıkça vurgulamıştı. Başbakan bakanları istifa ettirmekle anayasanın yazdığı "sorumluluktan" kurtulamazdı. Pahalılık, işsizlik, yönetimdeki sakat gidiş yeni ve erken seçinil zorunlu kılıyordu. Oysa, Başbakan bunu görmek istemiyordu. Doğai olanı sonuçların ilanından sonra Özal'ın istifa etmesi, Cumhurbaşkanı'nın atayacağı yeni bir Başbakanın partilerle "istişare ettikten sonra" bir erken seçim kabinesi kurmasıydı. Özal'ın yerinde kalmakta direnmesi, hem ulusal iradeyi zedeliyor, hem de ulusal iradeye dayanmayan bir Meclis çoğunluğu ile güvenoyu almaya gidiyordu. Cumhurbaşkanı, Erdal inönü1 nün söylediklerine "ne itiraz ediyor ne araya giriyprdu". Tersine Cumhurbaşkanı, Inönü'nün açıklamalarınj "basıyla onaylıyordu". Erdal İnönü, "neden erken seçim" dedi ve açıkladı. Olağan koşullar sürseydi bir yıllık sürede seçime gidilmesi belki kabul edilebilirdi. Fakat, erken seçimden önce yapılması gereken daha önemli ikinci bir seçim vardı. Kasım'da Cumhurbaşkanı seçilecek, ancak bu seçim ekim ayında başlayacaktı. Oyleyse, ulusal iradeyi tam anlamıyla gösterecek yeni bir Meclise gereksiniliyordu. O yüzden erken seçim gerekiyordu. Cumhurbaşkanı, işte bu aşamada "seçim için hangi tarihi düşünüyorsunuz?" diye sordu. İnönü, Cumhurbaşkanı seçimi nedeniyle ve anlattığı öteki gerekçelerte erken seçimin eylül ayında yapılması gerektiğini Çankaya'ya bildirdi. Erdal İnönü, Çankaya'ya şun(Baştarafı 1. Sayfada) ları da duyurdu: Cumhurbaşkanı'nın erken seçim tartışması içinde konumu gereği kesin tarih söyleyerek vaziyet alamayacağını biliyordu. Fakat "bunalımın tırmanmaması için anayasal kurumların üzerterine düşen görevi yapmaları" gerekiyordu. Erken seçim ilanında iktidarın başını "ikna" edebilirdi. Hiç değilse "konumu belli olan Cumhurbaşkanı 'kendi görüşlerini söyleyen bir şeyler yapabilirdi'". İnönü, arabasına binmiş, Meclise doğru giderken, "bir değil, birkaç kez her fırsatta vurgulayarak eğilimini söylemesinde yarar var" diye mırıldanıyordu. Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmeyi baştan sona gözden geçiriyor, "Köşk'teki havanın Özal'ın davranışlarına yan tutmadığını" görüyordu. Cumhurbaşkanı ne yapacak, eğilimini kamuoyuna nasıl duyuracak, elbette kesin bilgisi yoktu. En azından muhalefet in söylediklerine karşı çıkmayan bir tutum içindeydı, liderlerden edindiği ızlenimi Başbakan Özal'a yansıtacak, belkı de kamuoyuna şu veya bu yoldan eğilimini duyuracaktı. (Baştarafı 1. Sayfada) vasyonu olmayanı almıyor... Kimi Eyüp'ten Aksaray'a giden bir otobüse, taksiye atlayıp Romanya sınınna dayanmıştı; kimi de yer ayırttığı otelin teleks notuyla... Kapıkule'deki Turing Bürosu da vizesiz ve fonsuz çıkışı Bükreş'teki deplasman maçına gitmekle karıştıranlan "karanmzı bir daha gözden geçirin" diye uyarıyordu. Çünkü bir aracın sınırdan çıkıp Bulgaristan'ı boydan boya geçerek tekrar geri dönmesi sigorta ve benzin harcamasıyla yanm milyonu geçiyordu. önümüzde iki engel vardı. Birincisi Bulgaristan'ı aşıp Bulgar sınınndan Romanya tarafına geçebilmek, ikincisi ve en zoru da elbetteki Romanya'dan içeri girmekti. Türk ve Bulgar görevlilerin umulsuz uğurlamalannı arkamızda bırakıp Romanya sınınna değin yaklaşık 350 kilometrelik yola koyulduğumuzda tek güvencemiz ayınlan maç biletlerimiz. Haber Merkezi Müdürü Yalçın Bayer Yazı Işleri'nde görevli Sekreter arkadaşlarımız Adnan Akgünd ve Mustafa Sağlamer'in yapılmış rezervasyonlan ve mesleğin verdiği rahatlıkla yola çıktığımızda, kilometrelerce asfaltı çepeçevre saran erik, kiraz ve elma ağaçlannın dal dal açmış çiçeklerine güneş doğmuştu bile. BulgaristanRomanya arasındaki yolun kıyısında henuz budanmış düzenli bağlan şaşkın şaşkın seyreden iki tip Türk vardı. BirincileT, Romanya sınınndan geri çevrilip "Bari televizyondaki naklen yayına yetişelim" telaşında olanlardı. İkinciler de "acaba Romanya cephesini yanp bu maçı izleyebilir miyim?" heyecanını yaşıyorlar dı. Giden ve dönen Türklerin arasında Bulgaristan'ı boydan boya geçince ilk engel, Bulgar polisi olmuştu. Romanya'yı gösterip "Karşıdan istemiyorlar" diyordu görevliler. Gazeteci olduğumuzu öğrenince on dakika beklememiz gerektiğini söylediler. 10 dakika geçmeden bir Bulgar görevli gelip "Bir probiem mi var, neden geçmiyorsunuz? Sizin bizimle bir sorununuz yok" deyiverdi. Romen kapısına doğru giderken de "Lütfen" dedi. "Gazetenize yazın, 'Bulgarlar bırakmıyor, 100 leva istiyor' diye söylentiler çıkmış. yok öyle bir şey. Almayan Romenler. Yapnklannı bize yıkıyorlar" ANAP'ta "ağır toplann" çekişmesi genç ekibin grup yönetimine gelmesine yol açtı. Halkçı Parti'den grup başkanvekili seçilemediği için ayrılan Onural Şeref Bozkurt, ANAP'a grup başkanvekili seçildi. Seçimi ilk turda kaybeden Haydar Özalp, ANAP'ta politika yapmanın uzun vadede çözum olmadığını belirterek "Grup başkanvekili olarak kalsaydım kendimi belli kalıplar içinde olmaya mecbur hissedecekÜçüncü turda Mükerrem Taştim. Şimdi daha rahatım" dedi. çıoğlu'nun seçilemeyeceji görülGenel Başkan Turgut Özal baş dü. tttifakçılar, Bakanlar Kurukanlığında toplanan ANAP gru lu değişikliğinde Taşçıoğlu'nun bunda, dün istifa ile boşalan grup özal'a etkide bulunduğu gerekçebaşkanvekillikleri için seçim ya siyle<desteklememe karan aldılar. pıldı. Başbakan Özal'ın aday gösDörduncü tur oylamada Gütermediği dort grup başkanvekili müşhane Milletvekili Ülkü Göiçin Yasin Bozkurt, Raşit Daldal, kalp Güney 108 oy alarak grup Ülkü Gökalp Güney, Onural Şe başkanvekilliğine seçildi. Pemirel'deki hava ~ Saat 16.00'da başlayan EvrenDemirel görümesinden sonra DYP liderinin Çankaya bahçesini göstererek "Buraya bahar gelmiş, bakın söğütler açmış, ağaçlar çiçeklenmiş" cümlesıni birkaç kez vurgulamasının bir nedeni yok muydu? Vardı! Demirel, "siyasette konuşma ahlakına sığmadığı" gerekçesiyle, Cumhurbaşkanı'ndan edindiği erken seçim eğilimini vermek istemiyor olabilirdi. Ancak kapı önündeki şözlerine bakılırsa, Demirel de İnönü gibi, Köşk'ten erken seçim yanlısı bir vaziyet aldığı, bunu Özal'a açıkça söyleyeceği iztenimini edinmişti. Demirel kapalı görüşmede içinde bulunduğumuz durumu Evren'e anlatırken, "bu sonuçları içeren tabloyla devlet işlemez" dedi. Ona göre, Cumhurbaşkanının bugünkü anayasaya göre, seçim konusunda "yapabıleceği fazla bir şey yoktu". Bunu da söylemişti. Ancak; Demiret, Evren'e 'Buna rağmen halk, sizden bir şeyler bekliyor" diyerek kamuo yu eğilimini dile getirdi. Evren, bu sözleri dinledi, hafifçe gülerek karşıladı. Evren, DYP liderine de bu eğilimleri Başbakana ileteceğini bildirdi. Demirel'in Çankaya'da bahar havası koklamasına yol açan bir başka neden, Evren'in DYP liderine erken seçim tarihi sormasıydı. Tabii, Demirel'e göre haziranda yapılmalıydı, ne var ki "koşullar" eylül ayını zorluyordu Sinirler gergin mactan iki saat önce açıklayacağım söylemekle yetindi. Galatasaray'ın sakatlan olup olmadığı sorusunu ise Denizli, "Evet sakatlanmız var. Fakat yann Galatasaray sahaya 11 kişiyle ve tam kadro olarak çıkacakür" dedi. Bu arada belki de en ilginç soru " S P O R T U L " gazetesinden Ovidiu Ioanitoaia'dan geldi. Bu gazeteci Avrupa Kupalan'nda sürpriz bir takım olan Galatasaray'ın başansımn ne kadannın kendi çalışmasından ne kadannın Tanrının lutfundan doğduğunu sordu. Doğallıkla bu soruya da doyurucu bir yanıt gelmedi. Kısacası dün Bükreş Orduevi'nde hiçbir soruya açık yanıt verilmeyen karşıhklı şişinmelerle geçen garip bir basın toplantısı izledik. Zaten böylesine garip engellemelerle dolu gelişmelerden ve böylesine Allah'a emanet bir zihniyetten sonra doğru dürüst bir basın toplantısı beklemek de güçtü. Evren'in yetkisi İnönü, "Cumhurbaşkanı'ndan Başbakan'ı uyarraasını istediniz mi?" sorusuna ise "Durumu açıkça söyledim. Bir erken seçime götürecek davranışlara gitmek şarttır. Bunu yapmadan mevcut durumu devam ettirmeye çalışmak bunalımlara götürör. Aynca da siırdüriılemez. Hükümete içerde ve dışarda giiven olmayacakür. Şimdi isteyecegi güvenoyu da yapay bir güvenoyudur. Bunlan anlattım" diye yanıtladı. İnönü, Cumhurbaşkanı'nın muhalefet liderleri ile görüştükten sonra Başbakan'la da konuşacağını söylediğini bildirdi. înönü, "Cumhurbaşkanı'ndan erken seçim için girişimde bulunmasını istediniz mi?" sorusu üzerine de Cumhurbaşkanı'nın böyle bir yetkisi olmadığını beürtti ve "Ancak durumu değerlendirmek, anayasal kurumlann görevlerini yapmasını gözetmek, kendi fikirlerini söylemek elbet yapabilecegi şeyler" dedi. (Baştarafı I. Sayfada) ticilerinin salı günü saat 15.00'te Bukreş'in en görkemli ve en lüks binalanndan biri olan Orduevi'nde duzenledikleri basın toplantısı alışılmışın dışında, gergin bir Demirel, cumhurbaşkanının hava içinde geçti. halk tarafından seçilmesinden yaBilindiği gibi Steaua Bükreş, na olduğunu, bu nedenle yapılaRomanya ordusunun takımı. Gücak erken seçim sırasında cumnunüz Romanyası'nda her şeyde Başbakan Özal, ANAP grubu olduğu gibi burada da Nikolay hurbaşkanlığı ile birlikte iki sandıkta oy kullanılabUeceğini belirt na, "Birligimizi, beraberliğimizi Çavuşesku'nun adıyla karşılaşıti. devam ettirelim, memleketi prob yorsunuz. Romanya'da her iyi şeyin ardında Çavuşesku'nun olduğu söyleniyor. Bu kulübü de o kurmuş. Orduevi'ndeki basın toplantısı, once Romenler adına konuşan bir generalin sözleriyle açıldı. Steaua Bukreş'in şanlı geçmişinden çok(Baştarafı 1. Sayfada) ca söz edildi. Sonra, Galatasaray Bu kodlardan 03, bütçedeki kesimi, 309 faaliyet projesini, 900 Kulübü Başkanı Ali Tannyar konuşmadan önce Romenlere sorude harcama kalem sayılarını gösterir. lacak sorulara sıra geldi. Türk ga1988 yılı Bütçe Yasası'nda "Diğer Transferter ile İlgih Ödemeler" zetecisi Çetin Özcan, seyircilerimibaşlığı altında "Vfede/f Ödenek" bölümü yer alıyor. ze ve arabayla gelen basın menBu "yedek ödenek" 1 trılyon 100 milyar TL.. suplanna sınır kapılannda neden Bu kodlardan 900 ve 309 sa/ılarının karşısında ayraç içine kötu davranıldığını, Turkiye'den alınmış küçük bir bölüm var. gelenlerin neden serbestçe RoBu bölümü okuyalım: manya'ya sokulmadıklannı sor Bu ödeneğin 250 milyar lıralık kısmı belediyelere yardım du; "Bunlan yapanlar da sırtlaolarak kullanmaya Malıye ve Gümrük Bakanı yetkilidır.. nnda uniformalar olanlardı. NeAnlasılıyor kı Özal, Maliye ve Gümrük Bakam'na bırakılmış den böyle davranıldı? Yoksa Gabu yetkiyi kullandırmayacak. latasaray seyircisinden korkuluDevlet adına kullanılacak yetkiler sınırsız değildir. Bu yetkiyor m a î " UCUR MUMCU GOZLEM İnönü, "Görüşmede bu parlamentonun cumhurbaşkanını seçemeyeceği göriişünüzü ilettiniz mi?" sorusuna da şu yanıtı verdi: "Cumhurbaşkanı benden erken seçim için hangi tarihi düşündüYa Köşk'ün söyledigi ğümüzü sordu. Ben de en geç eylül ayı olarak söyledim. Çünkü Köşk, görüşmeleri Ali Baran eylülde yapmak Cumburbaşkansel'in "her zamanki ince üslubu lığı seçiminden önce erken seçimi içinde" özetliyordu. Baransel'in sonuçlandırmak imkânını veriyor. açıklaması Cumhurbaşkanının Cumhurbaşkanını parlamento seÖzal ve liderierle konuştuktan çecegine göre TBMM'nin milli sonra yerel seçim sonucunda iradeye uyan bir yapısı olması el"ortaya çıkan eğilimin dikkat bet tercih edilen durumdur. Erken çekici" otduğu noktasında birle seçim kaçınılmaz olarak yapılacaşildiği kanısına vardığını" bildiri ğına göre bunu cumhurbaşkanlıyor, iktidar siyasal partiler ve ana ğı seçiminden önce yapmak noryasal kuruluşların yetki ve so mal davranıştır. Dolayısıyla eylül rumluluklarını zoriamadan "de en geç tarihn'r diye söyledim." mokratik parlamenter sistemin gerek ve geleneklerine uygun bir tnönü MYICnın >aklaşık 3 J saanlaşmaya varmalarını" istiyor. at süren toplanüsından cıktıktan Buna göre, Evren de iktidarla muhalefetin erken seçimin kaçınılmazhğında birleştiklerini açıklıyor. Ancak tarih konusunda herhangi bir bildirime girmeden "demokratik gerek ve geleneklere" uyularak anlaşmaları çağrısını yapıyor. O gerek ve geleneklerse, yüzde 21.75 oy alan iktidarın erken seçime gıdileceğini tarihıyle açıklamasını ıçeriyor. Baransel'in açıklaması Evren1 in de erken seçim zorunluluğuna inandığını bir kez daha ortaya koyuyor. Perşembe günü Özal, demokrasinin gerek ve geleneğini ne biçimde gözardı edecek ya da etmeyecek, göreceğiz. sonra da gazetecilerin soruları ile karşılaştı, tnönü "Biz göriişlerimizi söyledik. Sayın Cumhurbaşkanının iyimser yaklaşımı iyi bir isabet. Demek ki, demokratik parlamenter sistemin gereklerine uygun bir sonucun alınacağına göriişmeler sonucunda inanıyor. Biz erken seçimin kaçınılmaz olduğunu söyledik. En demokratik çözüm odur" dedi. tnönü "Cumhurbaşkanının kamuoyuna aykırı görüşii olmadığı intibaını aldım dediniz, Curahurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklama ile bu sözleriniz uyuyor mu?" şeklindeki soruya karşılık verirken de "Bu da onu dogruluyor, kamuoyuna aykın bir görıişü olmadığı intibaını aldım" dedi. lerin nasıl kullanılacakları yasalarla belirlenmiştir. Bu yetkinin ne amaçla kullanılması gerektiğini de ç.arektiğinde Idari yargı ti; Sorunun biçimi belki biraz sertama özu doğruydu. Aynı gadenetler. zetecinin beş yıl kadar önce, aynı Bir kamu yetkisinin siyasal amaçla kullanılması idare hukusoruyu isterse daha hafıf bir bikunda "yetki saptırması" olarak bilinen sakatlığı doğurur. çemle olsun, kendi ülkesinin üniBu nedenle, Bütçe Yasası'nda yer alan bir ödeneğin yalnızca formahlanna sorup soramayacağı "ANAP'lı belediyeler" için kullanılmasına günlük dilde ayrı bir konuydu. Ama ne olursa "partizanlık" denir. Bu partizanlığın hukuk dilindeki adı "yetki olsun Çetin Özcan, çok haklı bir saptırması"öır. Aynı eylemin ceza hukukundaki adı da "görevin noktaya parmak basıyordu. kötuye kullanılması" olarak bilinır. Romenlerin, basın toplantılaANAP'lı belediyelerın sınırları içinde yaşayan yurttaşlar "ana nnda gazetecilerden böyle sorular vatandaş", muhalefet partilerine geçen belediyelerın seçmen gelmesine ahşık olmadıkları heleri "üvey vatandaş" değillerdir men anlaşıldj. Yetkiüler yanıt verBelediyelere yapılacak yardımların nesnel koşulları olmalımeyip, başka soru olup olmadığını sordular. dır Sözgelişi, altmış yedi il içinde ANAP'ın kazandığı iki belediDaha sonra söz alan Galatasaye başkanlığından bin Malatya Belediye Başkanlığı'dır. Maliye ray Kulübü Başkanı Ali Tannyar ise, önce gayet diplomatça girdi ve Gümrük Bakanı, Bütçe Yasası'nın kendisine tanıdığı yetkiyi konuya. Gecmişte çok kez Rokullanarak, Malatya Belediyesi'ne 2 mityar gönderir, Ankara, manya'ya geldiğini, hiçbir zaman İstanbul ve İzmir belediye başkanlıklarına hiç para göndermezşikâyet edilecek bir davranışla se, burada "yetki saptırması" söz konusu olur. karşılaşmadıklanm, bundan böyBütçe Yasası'nın uygulandığı 1 Ocak 1989 gününden bu yale de bu tip olaylann olmayacana belediyelere bu 250 milyarlık ödenekten ne kadar para gönğını ümit ettiğini vurguladı. Ama derildi? nedendir bilinmez o andan başlaYerel seçimlerden önce ve sonra hangi belediyelere ne kayarak gerginlik şeytanının okları dar para yardımı yapıldı? Tanrıyar'ı da buldu galiba ki, o Ve hangi ölçülerle yapıldı bu yardımlar? da sesini yükselterek "Dünyada 250 milyarlık ödeneğin ne kadarı harcandı? Ne kadarı durubir esi daha olmayan" Galatasayor? ray Kulübü'nün büyük başarılaGeçen yıl belediyelere bu ödenekten 27 milyar TL'lık yardım nndan söz ederken 16 dalda etyapıldığı ileri sürülüyor. kinliği olduğunu (oysa biraz önBu yıl, bu "yedek ödenek" nasıl kullanıldı ve bundan sonra ce Romenler Steaua Bukreş'in nasıl kullanılacak? Hangi belediyelere, hangi ölçülerle ve natam 20 dalda etkinlik gösterdiğisıl dağıtılacak bu para? ni söylemişlerdi) belirttikten sonra, Galatasaray'ın "Allah'ın Öncelik ve ıvedilikle, bu 250 milyar liranın dökümünü yapyardımıyla" yan finale kadar gelmak gerekir. diğini söylerken salonu çınlatıyorPerşembe günü güvenoyu görüşmelerinde Başbakan Öza/'ın yanıtlaması gereken en önemli sorular bu "yedek ödenek" ile du. ilgili sorulardır. Sıra Romen gazetecilerin soruUmarız, büyük belediyelerın birine ayrılacak yedek ödenek, lanna gelince Bükreşli bir meslekSayın Başbakanın özel uçaklannın alımı için harcanan milyartaşımız, Galatasaray'ın maç kadlardan az otmaz! rosunu sordu. Denizli. kadroyu Bir engel daha aşümıştı. Sıra en güç olan sonuncusuna gelmişti; Romen sınınnı aşmak... • Tuna üzerindeki köprüyü aşıp Romanya tarafına geçtiğimizde üst riitbeli bir polis ve bir asker elindeki liste defterine aracımızın plakasıru alıyor, sırurdan geçmek üzere gönderdikleri gümrük kapısındaki görevliler, sempatik bir Bu arada Galatasaray takımı biçimde "beş sıfır" diyorlardı. Teknik Direktörü Mustafa Denizli, bu sabah Bükreş'e geldikten kıSonunda 700 kilometrelik yosa bir süre sonra kaldıklan Flora lu 18 saatte aşıp Romanya'ya girOtel'de yaptığı basın toplantısın diğimizde geride sının geçemeyen da şunlan söyledi: ve geri dönen binlerce kişi kalmış"Nereden nereye geldigimizi bi tı. Giurgu ve Dereköy kapılarınliyoruz. Bu kupayı, finali kazaıı dan 7 bine yakın insan 1500'ü aşmak için dokuz maç yapmak la kın araçla geri dönmüştü. Rozım. Yedincisini oynuyonız ve ca manya'nın Türkleri geri döndürnımızı dişimize takacağız. Steaua mesindeki tek neden, maça bilet Bükreş'i bir defa izledim. Diger almamalarıydı. Oysa Romanya'maçlannı da banttan gördıim. ya girer girmez indiğimiz Bükreş'Şimdiye kadar oynadığımız rakip teki InterContinental Oteli'nde lerimizden bir gömlek daha ustün "Iranlı Ali" yarumıza yanaşıp bir ekip. Yann deplasman maçı "elimde 400'ü aşkın bilet var. 30 gibi oynayacağız ve onlann oyun dolardan satıyorum" diyordu. şekillerine karşı tedbir alacağız. Mehter marşıyla Viyana kapılanFutbolculanma inanıyorum, hep na kadar binlerce kilometreyi aşsi inanç içinde. Bütiin amacınuz rruştık da bir Bükreş'e 2 bin adaın önce gol atmak; yiyeceğimiz goi bile gönderememiştik bu çağda... değil, atacağımız gol önemli. Bunu gerçekleştirirsek yolun jansını aşmış oluruz. Steaua Bukreş'te üç dört tane artist futbolcu var. Bunlann işleri güçleri hakeme gereksiz yere faul çaldırmak. Galatasaray hiçbir Türk takımının şimdiye kadar gelmediği bir yere geldi. Şimdi bunlann psikolojik agırlığını çekiyoruz. Final tutkusunu kafamıza takmadan oynarANKARA (Cnmhnriyet Bürosak başabaş bir mücadele sürsu) Özal hükümetinin Meclisdürüriiz. ten güven istemi dün Meclis GeVatandaşlanmızın karşılaşüğı nel Kurulu'nda okundu. Güven davranış diplomatik göriilse de istemi ile ilgili görüşmeler genel üzncü. Türkler 12 ay her zaman kurulda yann yapılacak. Görüşellerini kollannı sallayarak Ro meler TV'den naklen yayınmanya'ya giriyorlar da şimdi ne lanacak. Güvenoyu görüşmesi yann den böyle olnyor? Kanımca Galatasaray'ı rahatsız etmek istiyorlar. Mubammet ve Tugay'ın sakatlığı üzncü. Bütün bunîar iizerimizde büyük bir ağırlık oluşturuyor. Galatasaray bugüne kadar korkmadan buralara geldi." Dün Cumhuriyet ekibiyle görüşen unlü antrenör Stephan Kovacs Turk takımı içi ümitli, bugünkü maçtan iyi bir sonuçla ayrılmasının mümkün olduğunu söyledi. Meclis Genel Kurulu'nda dün Başbakanlığın hükümetin güven istemine ilişkin yazısı okundu. Daha sonra Daruşma Kurulu önerisi oylanarak kabul edildi. öneriye göre naklen yayın hazırlıkları nedeniyle Meclis Genel Kurulu bugün toplanmayacak. Yarın saat 15.00'de başlayacak olan görüşmelerde siyasi parti grupları ve hükümet birer saatlik süre içinde görüşlerini dile getirecekler.