25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 NİSAN 1989 * * * * CUMHURİYET/15 International Tourism Magazine'e dava Belçıkalı film yapımReis fotoğraf çekiyor cısı Jean Pierre Dutilleux ünlü rock yıldızı Sting ile birlikte Amazon Kızılderilılerimn reisi Raoni'ye fotoğraf makınesinin nasıl kullanıldığını öğretıyor. Paris'te duzenlenen bir basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtılan Brezilya'mn Amazon bölgesınde doğa! bir park kurulması projesinı, çok sayıda ünlü sanatçı destekliyor. (Fotoğraf: AP) İstanbul Haber Servisi Turkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) "Inlernational Tourism Magazine" Dergisi'ne tazminat davası açtı. TÜRSAB Yönetim Kurulu "TÜRSAB Yönetimi Ne Yapıyor" başhklı yazının yer aJdığı International Tourism Magazine Dergisi'nde, konaklama tesislerinden TÜRSAB'ın para toplayarak otel rehberi ç.kardığı, her tesisten 350 bin lira alındığı, toplam meblağın ise 300 milyon liraya ulaştığı öne sürülüyordu. Derginin Yayın Müdürü Bülent Göncü, "TÜRSAB Yönetim Kurulu üyeleri Hilton ve Divan Oteli gibi ünlü konaklama tesislerini tek sabr halinde verdikleri otel rehberinden ne kadar kazanç sağladıklannı kamuoyuna açıklamalıdır" dedi. Belediye başkanına soruşturma TOKAT (Cumhuriyet) Tokat Valisi Recep Yazıcıoğlu, Tokat Hayvanat Bahçesini kapatarak 2 deve, 4 kurt ve 4 tilkiyi zehirleterek oldürten DYP'li Belediye Başkanı İsmet Saraçoğlu hakkında soruşturma açtı. Vali Yazıcıoğlu, İl Merkez Av Komisyonu'nun konuyu incelediğini, hazırlanacak rapora göre başkan hakkında işlem yapılacagını söyledi. Vali Recep YazıcıoSıu, komisyonun konuyu iki yönden incelediğini belirterek, hayvanat bahçesinde korumaya alınan hayv anların olup olmadığının, varsa ne olduklarının, avlanması yasaklanmış veya av mevsimi yasağı içine girmiş hayvan olup olmadığının belirleneceğini söyledi. Hayvan katliamı zooloji öğrencısi Kathy çiftlik hayvanlarının verımliliğinın arttırılmasını amaçlayan bir araştırma projesinde çalışıyor. Frannıe adlı domuz da bu projede yer alan hayvanlardan birı. Fotoğrafta mesai sırasında Frannie ve Kathy arasında bir yakınhğın doğduğu anlaşılıyor. (Fotoğraf: AP) Kathy ABD'dekı MisFrannitfye öpücük sissippı Meurer Ünıversitesi'nde Eyalet Avrupa'daki açık arttırmalarda peş peşe satış rekorları kırılıyor. Mezatçı Jacques Tajan tarafından tanıtılan bu bronz heykel 1627 yılında italyan heykeltıras Susini tarafından yapılmış. "Helen'in Kaçırılışı" adını taşıyan heykelin bugün Paris'te yapılacak açıkarttırmada 1 miryon 600 bin dolara alıcı bulması bekleniyor. (Fotograf: AP) Paris Helen'i kaçırırken HABERLERİN DEVAMI Inönü: Özal işveren gibi ANKARA (Cumhuriyet Büro Başbakan, işveren gibi işçileri su) SHP Genel Başkanı Erdal korkutmak için, kendi isteklerini Inönü, "Başbakan Turgut Özal' kabul ettirmek için aklına geleni ın sendika liderieriyle işçilerin ara söyluyor. Sendika liderleriyle işlannı açmaya kaikmasının son de çilerin arasını açmaya kalkması rece yakışıksız bir davranış" ol son derece yakışıksız bir davranış. duğunu söyledi. Inönü, "Işçileri Sendikalar, işçilerin haklarını kokendi haklarını anyorlar diye suç rumak için, işçilerin kendi isteklamak, onları korkutmak için Sa leriyle girdikleri kuruluşlardır. yın Özal aklına geleni söyluyor" Demokrasilerde onemli kuruluşlar olan sendikalann içişlerine kadedi. SHP Genel Başkanı Inönü, rışmaya hakkı yok Sayın BaşbaCumhuriyet muhabirinin son iş kanın. Başbakanın görevi bu duçi eylemleri ve Başbakanın bun rumlarda taraflara hakça olçuler lara gösterdiği tepkilerle ilgili so içinde yardımcı olmaktır. rulaıım şöyle yanıtladı: İşcilerin ücretlerinin arttınl Sayın Özal, sendika yöneti ması için yasa çerçevesinde eylemcilerinin süreleri dolduğu için iş ler yapması, sendikalann siyasetle çi eylemkrini örgütlediklerini söy uğraşmalan diye niteleniyor. Siledi. Bunu nasıl değerlendiriyor zin yorumunuz nedir? sunuz? İNÖNÜ Böyle şey olur mu? İNÖNÜ Aslında bunlar sa O zaman yaşamak istiyoruz deyın Başbakanın işveren gibi dav mek de siyaset yapmak anlamına ranmasından kaynaklanıyor. gelir. Toplum içinde herkes kenKendisi hükümet başkanı ola di durumunu açıkça söylemeye rak bu anlaşmazlıklarda yasalann başlayınca siyaset yapıyor, denive bu konudaki geleneklerin uy liyor. Herkes ister istemez siyaset gulanmasını isteyecek bir insan. yapıyor. Ünlü bir söz vardır; 'Sen Bunun ötesinde büyük kitleye gü istediğin kadar siyasetle uğraşma, ven verecek bir insan gibi davran siyaset seninle uğraşıyor' diye. ması gerektiğini unutuyor. Ama Kaldı ki biz sendikalann siyasetle uğraşma haklarını kabul ediyoruz, bu konuda değışiklikler öneriyoruz. Son yerel seçimlerde siyasal barışın içine girdiği çıkmazdan sonra, çahşma banşının bozulmas) olasılığı karşısındaki gelişmeleri halka nasıl anlalmayı düşünüyorsunuz? İNÖNÜ Çözürnün erken seçim olduğunu açıkça görüyoruz. Bu arayış içindeyiz. Çünkü hilkümetin bu politikalannı uzun sflredir izliyoruz, halk da izliyor. 15 gün önce yapılan seçimlerde de halkın büyük çoğunluğu karannı verdi, tepkisini ortaya koydu. Artık durum açık. Aynı politikaların devam ettirilmesi ile hiçbir şey elde edilemez. Başbakan buna rağmen evirip çeviriyor ve denenen şeyleri yeniden yapmaya çalışıyor. Bu da ülkenin yararına olmuyor. Erken seçim elbette bir kesin çözüm değildir. Beklenen bir olaydır ve önemli bir aşamadır. Halkm bunu gayet iyi değerlendirdiğini sanıyorum, görüyorum. Bize, 'biz görevimizi yaptık, arkasını siz getirin, iktidan değiştirin' diyorlar. Adana'da coplama (Bastarafı 1. Sayfada) güvenliği sağlanmadan işe gitmeme gibi eylemler gerçekleştirdiler. Tüpraş, TPAO ve Etibank işyerlerinde çalışan Petrolİş Sendikası'na üye 11 bin işçi ile Karabük \e tskenderun Demir Çelik Fabrikalan'nda çalışan Çelikİş Sendikası'na üye 24 bin işçi, önemli uretim kayıplarına yol açan pasif direnişlere dün de ara vermediler. Karayollan'nda çalışan Yolİş Sendikası üyelerinin eylemleri dün yoğunluk kazanırken Belediyeİş, Harbjş, Tek Gıdaİş ve Dok Gemiİş sendikalanna üye on binlerce işçi birçok işyerinde çeşitli eylemler yaptılar. bulunan şarap ve ıspırto ıabrıkasında da 150 işçi yürümek istedi. Ancak burada da panzer ve çevik kuvvetten oluşan barikatı aşamayan işçiler yarım saatlik oturma eyiemi yaptılar. Bu arada Tesİş'e bağlı işçiler de TEK işyerinde toplu viziteye çıkma eylemlerini sürdürdüler. Fethiye'de toplu olarak viziteye çıkan işçiler "ruhi bunalım" geçirdiklerini bildirdiler. Doktordan 100 işçinin 3'er günlük rapor alması dikkati çekti. Bunun üzerine TEK Genel Müdürlüğü bölgeye müfettiş yolladı. Türklş (Baştarafı 1. Sayfada) tısından ayrıldı. Başoğlu, cuma namazından sonra da komisyon toplantısına katılmadı \e kendi odasında oturmayı yeğledi. Türklş Eşgüdüm Komisyonunun yaklaşık 4.5 saat süren toplantısından sonra, hükmete götürülecek öneriler özetle şöyle belirlendi: "1. 1989 yılında enflasyon, Başbakanın söylediği gibi yüzde 4550 değil, yüzde 65 olacaktır. Onun için sözlesmelerdeki birinci yıl zamlan belirlenirken, yüzde 65 oranı dikkate alınmalıdır. Ancak eğer 1989 yılında enflasyon oranı yüzde 65'in üzerine çıkarsa. toplusozleşmelere konulacak maddelerle, yıl sonunda işçinin yilikleri doğrudan doğruya aylık mı, bir yıllık mı verileceği, sendikalann toplu pazarlık masasında belirleyecekleri bir konudur. Dolayısıyla, enflasyonun yüzde 65'in üzerinde gerçekleşmesi halinde, yitiklerin hangi dönemde giderilecegi konusu sözleşmelerde farklı farklı ifade edilebilir. 2. Ozellikle 1987 yılında imzalanan toplusözleşmelerin ilk yıl zamlan farklı farklı düzeydedir. Onun için. Türktş 19871988 yıllan yitikleri için kesin bir rakam belirleyemez. Ancak çeşitli işkollarına göre bu yılların yitikleri yüzde 80 ile yüzde 95 arasında değişmektedir. Dolayısıyla, 1989 yılında birinci yıl ücret zamlan yüzde 65 hedef enflasyon ve geçmiş iki yılın yitikleri ile birlikte toplam yüzde 160 ile yüzde 170 dolaylannda olmalıdır. Bu yüzden, Başbakanın öuerdiği yüzde 100yüzde 120 ücret zammı telaffuz bile edilmemelidir. 3. 1990 yılında enflasyon tahmini yuzde 55'tir. 1989'da imzalanacak toplusözleşmelerin ikinci yıl zamlan da yüzde 55 üzerinden hesaplanmalı. buna gayri safi milli hasıla da eklenmelidir." Adana'da Tekel Sigara Fabrikası'nda çalışan 700 kadar işçi, dün 09.00 vardiyasından önce işyeri önünde toplanarak "geç işbaşı" yapmak istedi. Tek Gıdaİş Sendikası 1 nolu Şube Başkanı Cafer Doğan ile işyeri temsilcileri Kamer Yula ve Mustafa Soylu, "işbaşı yapılmasını engelledikleri" gerekçesiyle gözaltına alındılar. Tek Gıdaİş Bölge Şube Başkanı Erhan Çiftdalöz ve işçiler, emniyet yetkililerine, arkadaşları serbest bırakılıncaya kadar işbaşı yapmayacaklannı belirterek, "Özal istifa. arkadaşlarımız bırakılsın. işbaşı yapalım" diye slogan attılar. Polis yetkilileri işçilere, işbaşı yapmalan çağnsındabulundu. Ancak sonuç alamadı. Adana'da coplama Polis. Adana'da işçileri coplayarak dağıttı. eylem olaysız sona erdi. Ikinci eylem Tekel'in Basmane semtinde bulunan Gazipaşa Yaprak Tütün Işletmeleri'nde yapıldı. Bini aşkın Tekel işçisi, saat 13.00'te kapıların açılmasıyla birlikte el çırparak dışanya çıkmaya başladılar. tşçiler, "açız", "Hakkımm isteriz" sloganlanyla yürümek için harekete geçtiler. Ancak işletmenin çevresini çevik kuvvet ve panzerlerle çeviren polis ile karşılaştılar. Bu sırada bir polis otosundan "Lütfen dağılın uygulama yapılacaktır. Mağdur olursunuz" anonsu yapıldı. Anonsa karşın sokak başına dek yüniyen işçiler, burada panzer ve çevik kuvvetten oluşan polis kordonunu aşamadı. Geriye dönen işçiler bu kez atölye kapısında ikinci polispanzer barikatı ile karşılaştılar. Bunun üzerine tumü oturan işçiler, "Açız, hakkımızı isteriz" diye bağırarak el çırpmayı sürdürdüler. Tekel'in Şaraphane semtinde İstanbui'da İstanbul anakent ve ilçe belediyeleri ile İETT'de çalışan Belediye İş Sendikası'na üye yaklaşık 25 bin işçi dün topluca viziteye çıktılar. Belediye işçileri toplusözleşmelerinin bağıtlandığını vurgulayarak kamu kesimindeki toplu sözleşme görüşmelerinde, hükumetin ve işveren sendikalannın tutumunu protesto için direnişe başlayan arkadaşlannı desteklemek amacıyia bu eyiemi gerçekleştirdiklerini bildirdiler. Pendik Tersanesi'nde çalışan Dok Gemiİş Sendikası'na üye bin 100 işçi dün sabah bir saat geç işbaşı yaptı. İstanbui'da enerji işçilerinin eylemleri de sürdü. Zeyünbumu'nda kurulu 1100 Ağjr Bakım Fabrikası'nda çalışan 350 işçi de topluca viziteye çıkarak muayene olacakları Kazhçeşme'deki SSK sağlık tesisine yürüyerek gittiler. Devlet Hava Limanları 3. Bölge Müdürluğü'ne bağlı olarak çahşan 60 işçi ve memur, servislerinin kaldınlmasını protesto etmek için topluca yürüdüler. Ecevit: Işçi eylemine tebrik tstanbul Haber Servisi DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Türk işçisinin kendi özgün buluşu olarak "Gandi yöntemleri"ni andırır barışçı ve insancıl, ama çok etkili yöntemler oluşturarak, "12 Eylülrejiminive o rejimin sivil uzantısı olan Özal hükümetini dize getirdiğini" belirtti. Ecevit, işçilerin Türk tarihinde ilk kez toplumdan kaynaklanan hak mucadelesi çığrını açtığına dikkat çekerek "Bu süreçte öncülüğü alan Türk işçi hareketini kutlanm" dedi. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit dün İstanbul İl Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında son günlerdeki işçi hareketleriyle ilgili görüşlerini açıkladı. Konuşmasında önce, bugüne kadar olan gelişmeleri ve nedenlerini özetleyen Ecevit, daha sonra işçilere ve TRT'ye ilişkin önerilerini sıralayarak hükümete bir uyarıda bulundu. DSP Genel Başkanı işçilere "Bir dönemlik toplusözleşme ferahlığıyla yetinmeyip anayasadaki ve yasadaki engellerin kaldınlması için diretmeleri" ve Polonyadaki "Dayamşma Hareketi" örneğinde olduğu gibi "Basta nufusumuzun yansını oluşturan koylüler olmak üzere tüm çalışan halk kesimlerine ozgürlük ve refah yolunu açmak için" uğraş vermeleri önerisinde bulundu. Ecevit hükümete ilişkin uyansını da şöyle dile getirdi: "Eğer Başbakan'ın uzlasmaz tavnnı yumuşatmaya başladığı izlenimi bir oyalamadan ibaret kalırsa, işçilerin yalnız geçen yıl değil, 9 yıldır uğradıklan haksızlıklan gidermekten kaçınılırsa ve işçilerin banşçıuygar direniş yöntemleri karşısına önceki gün olduğu gibi devlet güçlerinin kışkırtıcılığı ile çıkılırsa bunların doğuracağı acı sonuçlardan ANAP hükümeti sonımlu olacakür." Türk toplumunda haklar ve özgürlüklerin 12 Eylül askeri müdahalesiyle girilen döneme kadar hep yukardan verilip yine yukandan alındığına, bu nedenle de hakların ve özgürlüklerin toplumsal güvencelerinin bir türlü oluşmadığına değinen Ece\it, 12 Eylül rejiminin bu süreci sona erdirdiğini, anayasa ve yasalara da eşi görülmemiş ağırlıkta engeller yerleştirdiğini belirtti. 1963'de işçilere tanınan toplusözleşme ve grev haklarının etkisizleştiği, sendikalann işlevlerini gerçekleştiremez duruma getirildiği, böylece halk kesimlerinin hızla yoksullaşarak emek sömürüsünün görülmemiş ölçülere vardığı bu süreçte bardağı taşıran son damlanın hükümetin Karabük ve iskenderun'daki demirçelik grevini ertelemesi olduğunu söyleyen Bülent Ece\it konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sonunda Türk işçisi kendi özgün buluşu olarak Gandi yonlernlerini andırır barışçı ve insancıl, ama çok da etkili yöntemler oluşturdu ve birkaç gün içinde 12 Eylül rejimini de orejiminsivil uzantısı olan Özal hükümetini de dize getirerek Türk tarihinde ilk kez toplumdan kaynaklanan hak mücadelesi çiğnnı açtı. Hükumetin grev erteleme yetkisini 1980'den sonra ilk kez kullanarak 12 Eylül rejiminin bir oyununu açığa vurmasıyla sabn tükenen Türk işçisi mücadele bayrağuu açtı ve kısa sürede sonuç alabilecek duruma erişti." KİRALIK LIKS KAFETERYA Yenı, çalışır vaziietle. Yenikoy İskelesı Tel: 162 82 64 Ecevit, Özal'ın MESS başkanhğındaki zihniyetini başbakanlığında da sürdürdüğünü ve iktidarda bilinçli bir sömürü politikası izlediğıni belirterek "Ancak işçilerin toplu ve yaygın direnişi karşısında teslim bayrağını açmıştır" dedi. Büleni Ecevit daha sonra şöyle konuştu: "Şimdi Türkiye'nin toplumsal ve siyasal yaşamında yeni bir dönem başlamaktadır. Hakların ve özgürlüklerin yukandan verilip yukandan geri alınma süreci artık sona ermiş, hakların ve özgürlüklerin toplumdan kaynaklanması ve halk girişimiyle kazanılması sürecine geçflmiştir. Bu süreçte öncülüğü alan Türk işçi hareketini kutlanm." Bülent Ecevit konuşmasının sonunda TRT'yi de eleştirerek, dünyadaki işçi olaylarını verirken Türkiye'deki işçilerin hareketlerine yer vermediğine dikkat çekti ve "Türk işçileri seslerini kamuoyuna duyurmak için Polonya'ya mı gitsinler?" dedi. OLAYLAREN ARDENDAKI GERÇEK (Bastarafı 1. Sayfada) çe yönetimlerini istediği gibi bozup kurmak yetkisine sahiptir; yalnız yönetim birimlerini değil, delegeleri de yukandan aşağıya emrii kumanda zincirinde düzenleyip saptayabilir. Demokrasiye taban labana zıı boyle bir tüzük değişikliğinin (gerekçesi ne olursa olsun) hukuka uygunluğu ileri surülemez. Ancak hukuk dışı bir açıklama getirilebilir: Partinin merkez yönetimi halka ve partinin tabanına güvensizlik duymaktadır, eline geçirdiği iktidan elinden kaçırmamak için önlemler almaktadn. Olayın ahlaki yönüne gelince ortaya daha çarpıcı bir tablo çıkıyor: SHP Genel Merkez yönetimi bu tüzuk değişikliklerini ANAP iktidannın çıkardığı bir geçici yasanın antidemokratik maddeierine dayanarak yaparken SHP'nin son kunıltayında verilen kararları da çiğnemektedir. Sağcı bir iktidarın yarattığı "fırsat"ı kullanarak kendi partisinin temel kararlarmı antidemokratik yönde çiğneyen sol partinin merkez yönetimini siyasal ahlak açısından eleştirmemek çok güçtür. SHP Merkez Yönetimi son tüzük değişikliğiyle, partinin tabanına kuşku ve güvensizlikle baktığınt kanıtlamıştır. Bu tür "merkeziyetçilik" ile değil "sosyal demokrat", demokrat bir partinin varhğından söz açmak olanaksızdır. SHP içinde yaratılan tüzük bunalımı partiyi nereye sürükleyecektir? Kısa bir süre önce "Program ve Tüzük Kurultayı" toplanmış, partinin tuzüğünü düzenlemişti. Şimdi merkez yönetiminin bu tuzüğu değiştirmesiyle yeniden bir "olağanüstü kumltay" mı toplanacaktır? Öyle görUnüyor ki SHP Genel Merkezi'nin zorlamalanyla ana muhalefet partisı iç çalkantılara gebedir. Partinin lideri ve ağırlıklı kişileri sağduyuyu gündeme getirebilirlerse, bunalım hafif atlatılabilir. Hukuka ve demokrasiye ters düşen zorlamalarla parti içi iklidar savaşınm SHP'yefaturası ne olacaktır? Bu gibi soruların yanıtları, ancak uzun sürede ve iş işten geçtikten sonra ortaya çıkmaktadır. * * * ne işçiler, saat 11.00 sıralarında dokuz servis otobüsune binerek, SSK Dispanseri'ne gittiler. Bu nedenle Konur Sokak'ta çok geniş güvenlik önlemleri alındı. Polis kordonu altında dispansere giren işçiler, burada görevlendirilen nöbetçi hekimler tarafından muayene edildiler. îşçiler, doktorların "işbaşı" kararları uyarınca, dağınık gruplar halinde dispanserAnkara'da den aynlarak saat 14.00'te de işKarayolları 4. Bölge'de çalışan başı yaptılar. 500 kadar işçi, dün işyerine çıplak ayakla yürüyerek geldiler. İzmir'de TEK işyerlerinde çalışan işçiler de İşçi eylemlerinin ilki sabah dün toplu vizite eylemleri gerçek 07.15'te Karayolları 2. Bölge Müleştirdiler. dürlüğü önünde gerçekleşti. SerKarayolları Genel Müdürlü vis araçlarından üzerinde "açız" ğü'nde çalışan işçilerin toplu yazan atlet ve fanilalarla inen işvizite eyiemi ise polisçe en çiler, toplu olarak bölge müdürgellendi. Saat 09.00 sıralarında lüğünün önündeki Atatürk anıtı Karayolları Genel Müdürlüğü önüne gelerek 1 dakikahk saygı önünde toplanan işçiler, SSK'nın duruşunda bulundular. İşçilerin Konur Sokak'taki dispanserine yanlarında, göğüslerinde "açız" yürümek istediler. Ancak polis yazan çocuklarını da getirdikleri yürüyüşü engelledi. Bunun üzeri görüldü. Polisin uzaktan izlediği Türklş Hükümet îşçiler şap şap yürüyor nusunda bir öfteri getirdiklerini ifade etti. Yılmaz şöyle konuştu: "Yaklaşık 80 sözleşmemiz var. Bu sözleşmelerde şu ana kadar müzakeresi yapılıp anlaşmaya vanlamayan idari ve parasal konular vardır. Bu konular her iki tarafın da frene basması nedeniyle bugüne kadar halledilememiş durumdadır. Bu geceden (dün) iü'baren taraf sendikalar, kamu işveren sendikalanyla salı akşamına kadar gaza basmak suretiyle bitirme gayretinde olacaklar ve çarşamba günü işverenler sendikasına enflasyonlara karşı Türktş teklifini vereceğiz." Yılmaz, görüşmelerde sağlıklı bir yaklaşım sağlanmadığı için pasif direnişlerin Türkİş örgütlerinin aldığı kararlar uyarınca süreceğini de bildirdi. Yılmaz, "Hükümetin getirdiği teklif neydi?" somsuna, "Hesap sekli, yöntemle ilgili" karşılığını verdi. Türktş Başkanı,"Hükumetin hesaplama yönlemi sizce makul mu?" sorusuna da, "Makul olsaydı evet derdik" karşılığını verdi. (Baştarafı 1. Sayfada) Araya polis yetkilileri giriyor, "ayakkabılanm" indirsinler. İşyeri temsilcisi olmalı, önde giden bir işçi, "Arkadaşlar. ayakkabılan indirin" diyor. Ön sıradakiler indiriyorlar. Arkadakilerin uyarıdan haberi yok, boyasız ayakkabılanm öylece havada tutuyorlar. Yürüyen işçilerin arasındayız. Birine dönüp soruyoruz: Niye çıplak ayak yüriiyorsunî Kısaca yanıthyor: Dereyi gördük, paçayı sıvadık. Biri diğerini dürtüyor, yanlannda çorapla yürüyen arkadaşlarının, çorabın yırtık tarafından fırlamış baş parmağını göstererek. Gülüşuyorlar. Bir isçi, arkada ciddi ciddi yürüyen arkadaşına takılmadan edemiyor: Üşüteceksin len. Laf atılan, omudarmı silkiyor, ciddi tavnnı değiştirmeden. Şimdi yürüyen işçilerin arkasındayız. Üşüdükçe kızaran ayaklar, kıllı bıcaklar hareketli. Çamura bulaşmış onlarca taban bir görünüp, bir yitiyor. îşçiler, işyerlerine girdiler. Ulus tarafından gelecek arkadaşlannı bekliyorlar. Kimi birbirine hortum tutmuş ayaklarını yıkarken, kimi de gazetecilerle söyleşiyor. "Neden çıplak ayak ynriidüniiz?" diye sonıyoruz. Ali Ergün diyor ki, "Başbakan bize ancak bir ayakkabı parası veriyor. Ayakkabırnızı eskitmek islemiyoruz". Ali Ergün'den cesaret alaular, başlıyor konuşmaya. Bir uğultudur gidiyor: Bir ayakkabı 60 bin lira. Haklanmızı, böyle yasal yollardan alacağız. 100 bin lira ev kirası, aldığımız 140 bin lira. Hasan Ünal, paçası sıvanmış pantolonunun cebine elini atıyor. 3 bozuk yüzlük, iki 50'liği avcunun içinde tutuyor: İşte 400 lira param var. Dün bin lira borç almıştım. Kaldı bu kadar. Bir sigara alacak param bile yok. Polisler ve işyerindekiler yine kıpırdanıyor. Ulus tarafından da işçiler geliyor. Bir kısmı çıplak ayak, bir kısmı ayakkabılı yürüyor. Aralarında birbirlerine kızmıyorlar da değil. Ortalarda yürüyen çıplak ayaklı, ayakkabıyla yüruyene çıkışıyor: Sen niye çıkarmadın ayağını? Diğeri kendini savunuyor: Hasta olunım, hasta... Ulus tarafından gelenleri, daha önce gelenler işyerinin kapısında bekliyor. Birden kapıda bekleyenler alkışlamaya başlıyorlar yürüyen arkadaşlannı. "Varol", "bravo" sesleri yükseliyor. Biri, sol elindeki potinlerini ve sağ elinde kasketini sallayıp, selamlıyor kendısini alkışlayanlan. Yürüyenler de alkışa başlıyorlar. Hep birlikte işyerine giriyorlar. Bir işçi bağırıyor, "Haydi arkadaşlar işbaşına" diye. Yoğun işçi kalabalığı, seyrekleşiyor. Paçasını indiren, ayakkabısını giyen, ilerdeki barakalara giriyor birer ikişer. Yeni bir işgünü böyle başlıyor... Ednci raunt çarşanıbaya ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kamu kesiminde kiliılenen toplusözleşmeler konusunda Türkİş ile hükümet arasında sürdüriilen dünkü görüşmeler sonrasında çözüm gelecek haftaya kaldı. Bu süre içerisinde 19 nisan çarşamba gününe kadar kilitlenen toplusözleşmeler konusunda işçi ve kamu işveren sendikalan bir araya gelerek kilitlenen noktalan belirleyecekler. Türktş ve Devlet Bakam Cemil Çiçek 19 nisanda yeniden bir araya gelerek kilitlenen maddeler ve ücret zammı konusunda anlaşma zemini arayacaklar. Kamu sözleşmelerinden sorunılu Devlet Bakanı Cemi! Çiçek, dün Türkİş Genel Başkanı Şevkel Yılmaz ve Konfederasyon Eşgüdüm Komisyonu üyelerini kabul etti. Göriişmeye kamu işveren sendikalan yöneticileri de katıldılar. Yaklaşık 1.5 saat süren toplantıdan çıkarken Devlet Bakanı Cemil Çiçek, rakam üzerinde durmadıklarını belirterek şunları söyledi: "Toplantılar devam edecek. Mevcut tıkanıklığı gidermek için elden gelen gayret gösteriliyor. Temel maddelerle ilgili olarak önümüzdeki çarşamba günü hı/lı bir çalışma yapılacak. Hesap tarzıyla ilgili olarak ücret kayıplarının nasıl telafi edileceği noktasında Başbakanın ifade ettiği konu burada konuşuldu. Sistem biraz daha netleştirildi. Rakam olarak değil, sistem olarak konuştuk. Sistem olarak ücrel kayıpları telafi edilmek isteniyor. Verilen ücret zamları neyse, artı eksi bakiyeler çıkanlıyor. Enflasyon tahminlerinin üzerinde bir gerçekleşme olursa onu da yıl içinde telafi etmek üzere ana hatlanyla böyle bir sistemi kendilerine ifade etmeye çalıştık. Rakam yok yalnız." Türklş Genel Başkanı Şevket Yılmaz ise hükümet ve kamu işveren sendikalannın geçmiş iki yıl ve bu yılın enflasyon rakamlarının ücrete yansıyacak bölümü ko Saat 11 .OO'e kadar otu/ma eylemini surduren kadın ve erkek işçiler, "açız" diye bağırdılar ve ellerindeki boş tencereleri gösterdiler. F^mniyet Müdür Yardırncısı Dursun Erdoğan, polislere "işçileri gerekirse zorla dağıtmalan" emrini verdi. Polisler cop kullanarak, sürükleyerek işçileri dağıttılar. Bu arada Tek Gıda İş Sendikası 4 nolu Şube Başkanı Reha Çiftdalöz'ün de aralarında bulunduğu 20 kişi daha gözaltına alındı Polis tarafından gözaltına alınan sendika başkanları, işyeri temsilcileri \e işçiler daha sonra Yılmaz'ın açıklaması Vali Feyzi Yetkiner ve Emniyet Komisyon toplantısı sonrası bir Mudürü Bolat Bolatoğlu'nun taaçıklama yapan Şe\ket Yılmaz, limatıyla serbest bırakıldılar. pasif direniş yapan işçilerin polis tarafından coplanmasını kınadı. Karabük ve Yılmaz, şu görüşlere yer verdi: İskenderun'da grev "L'yuşmazlıklann çözümü youygulanacak lundaki çalışmalann çerçevesinin Karabük ve Iskenderun Demir belirienmesi gerekiyor. Temel huÇelik Fabrikalan'nda grev ertele kümler, idari maddeler, sosyal me karannın, Bakanlar Kurulu'n yardım ve ücret zam oranları lopca kaldınlması konusunda Çelik lusözleşme uyuşmazlıklannın esaİş Sendikası Genel Başkanı Metin sını oluşturuyor. Çözümde >önTürker, "Şu anda bir anlaşma ze tem, usül, çerçeve ne olacak? Bumini göriinmüyor. Onun için gre na bakacağız. Hesaplaraayı nasıl vimizi uygulamaya koyacağız. yapıyorlar, anlaşmaya çalışacağız. Ancak. yasa gereği grevi başlatBu noktada şunu önemle belirtmadan 6 gün önce işverene bildi mek istiyorum. tşçiyi tahrikten rimde bulunmamız gerekiyor. Ya vazgeçsinler. İşçinin üstüne copsal prosedürleri tamamladıktan la gitmesinler. Bu olaylan nefretsonra grev uygularaasına le kınıyorum. En büyük kanungececeğiz" dedi. suzluk, adaletsizlik isçiyi açlıga mahkum etmektir. Bu kanunsuzYeni Çeltek'te anlaşma luk yapıldı. yapılıyor, yenilerini Turkiye Madenİş Sendikası' eklemesinler." nın dün grev başlatacağı yeni ÇelKomisyon çalışmalannda ücrettek Kömür İşletmesi'nde anlaşma lerde yapılan aşınma üzerinde dusağlandı. 1200 işçinin çalıştığı iş rulduğunu da kaydeden Yılmaz, yeri ile ilgili imzalanan toplusöz "26 işkolunun uyuşmazlığını çözleşme ile işçilerin yevmiyelerine me çabasındayiz. 19891990 enfbirinci yıl için 1500 lira seyyanen lasyon oranlannda belirsizlik var. iyileştirme zammının üzerine. İhtilafın yüzde 100120 ücret aryüzde 95 oranında zam yapılacak. tışı ile çözülebileceğini sanmıyoBunu telaffuz bile Yevmiyelerde ikinci yıl için ise rum. etrniyorum" dedi. yüzde 60 zam öngörüldü. Aksu: Işçiyi kışkırtan yok (Baştarafı I. Sayfada) dıgı haberleri var gazetelerde. Neden böyle bir müdahale oldu? AKSL" İşçilerin yürüyüşleri eyleme dönüşmediği surece polis müdahale etmiyor. Dün Istaııbul'da işçiler yolu trafığe kapatmca polis yolu açmak için müdahale etmiş. Onun dışındaki diğer illerde de benzeri yürüyüşler var, ama böyle bir müdahale olmadı. Yani kanunsuz toplantı, gösteri yürüyüşüne dönüyor. Viziteye çıkarken, yolun kenarından yuruyüp trafiği aksatmazlarsa, bağırıp çağırmazlarsa polis müdahale etmiyor. Yolun kenanndan gidip slogan atılmazsa polis olaya kanşmayacak mı? AKSU Yani yürüyüş, kanunsuz toplantı gösteri yüruyuşü havasına burundüğü an polis müdahale etmek zorunda kalıyor. Bunlar gelip yolu trafiğe tıkayıp slogan atınca kanunsuz bir yurüyuş yapmış oluyorlar. Kanunsuz yüruyuşte müdahale etmek polisin görevi. Polis buna musaade edemez. Yürüyüş yapmak istiyorlarsa müracaat ederler. Izin verilir, yaparlar. Bakın geeenlerde kadınlar müracaat etti. Güvenlik onlemleri de aldık, yurüduler. İşçi eylemleri konusunda ne tür önlemler alıyorsunuz? AKSL' Bizim onlemimiz şu: Kanunsuzluğa donuşmediği müddetçe müdahale etmiyoruz. Ama iş eyleme dönüşünce polis müdahale etmek zorunda kalacak. Peki bu eylemleri genel olarak nasıl değeriendiriyorsunuz? AKSU Bir an önce toplu iş sözleşmelerinin yapılmasını ve bu işin son bulmasını istiyoruz. Mesele ekonomik. Meselenin çözulmesini, bir an evvel anlaşmaya vanlmasını temenni ediyorum. Başbakan işçilerin kışkırtıldığını söyledi. Siz kışkırtılmanın nereden kaynakiandığını saptadınız mı? AKSU İstedikleri ucret çoğu yerde\erildi. Başbakanımız da açıklad;. Yüzde 120'ye yakın bir zam verildi. Buna rağmen olaylar devam edince insan ister istemez bir şeyler arıyor. Saptanan bir olay var mı? AKSU Bize intikal eden bir şey yok. Ama aralanna sızmalar olabileceği duşuncesiyle araştırıyoruz. Illerdeki raporlar bilahare bakanlığımıza gelecek. Demîrçelik grevinde yasak kalktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bakanlar Kurulu, demirçelik sektöründeki grev ertelemesine ilişkin daha önce aldığı kararı kaldırdı. Hükümet Sözcüsü Mehmet Yazar, iş yaşamındaki sorunları isçiyi mağdur etmeden, ancak hükumetin benimsediği prensipler çerçevesinde çözeceklerini belirterek, "Biz işçimize güveniyoru/, demokratik ve yasal olmayan yollara rağbet etmeyeceklerdir" dedi. Bakanlar Kurulu'nun dünku toplantısı 2 saat surdü, toplantıdan sonra açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Mehmet Yazar, demirçelik sektöründeki grevin enelenmesine ilişkin karann Bakanlar Kurulu'nun kabul ettiği bir kararname ile ortadan kaldırıldığını söyledi. Yazar, imza işlemlerinin tamamlanmasından sonra en geç salı günu kararnamenin yayımlanacağını ve grev prosedürünün işleyeceğini bildirdi. Yazar, Bakanlar Kurulu'nda son günlerde meydana gelen işçi olaylarının da gundeme geldiğini, bu konuda Türkİş ile görüşmeler yapmakla görevlendirilen I>vlet Bakanı Cemil Çiçek'in bıigi verdiğini kaydederek, sorunların çözümü için alınacak önlemlerle işçinin mağdur edilmeyeceğini, söyledi. Bakanlar Kurulu toplandı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle