23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ne ilişkin yapılmışsa başarılı olmadığı görülmüştür (örnek: Bolivya). Bölgede aynca tanmsal yapıyı destekleyici kurumlann geliştirilmesi de ayrı bir gereksinimdir. Oysa bu bölgede sosyal organizasyon ve kooperatif organizasyonları yok denecek kadar azdır. Bu organizasyonların yanı sıra bankacılık hizmetlerinin bölge özellikleri goz önüne alınarak planlanıp yaşama geçirilmesi de gerekmektedir. ikincisi eğitilmiş olmasıdır. Bugün bölgede var olan çarpık toprak mülkiyeti ilişkileri nedeniyleçok geniş bir kitlenin projeden sağlayabileceği bir gelir, somut olarak görülmemektedir. Burada bölgenin sanayi yatınmları ile canlanacağı ve geniş bir istihdam alanı yaratılacağı, şu aşamada bir varsayımdan ibarettir. Bütün büyük teşvik gayretlerine karşın özel kesimin bölgeye ciddi yatınm yapmasının sağlanamamış olması bu konudaki ümitleri ktrmaktadır. GAP kime ne miktarda, nasıl yarar sağlayacaktır? Soru, bölge insanı için açık ve net bir şekilde yanıtlanmalıdır. Bölgede yüzyıllardır kuru tarım yapılmaktadır. Sulu tanma geçilmesi ile ürün deseni ve yetiştirme teknikleri değişecektir. Bu değişikliğe bölge üreticisinin uyum sağlaması için Tanm Bakanlığı bölgede yoğunlaştırılmış bir eğitimyayım faaliyeti planlamalı ve uygulamalıdır. Bugün bolgedeki Bakanlık orgütü yeni mezunların ve sürgün edilen teknik elemanların çalıştırıldığı bir yer olma özelliğindedir. Bölge bugün gerek alan, gerek işletme, gerekse üretici oranlamasında öbür bölgelere göre daha az teknik elemanın çalıştığı bir yerdir. Getirilecek ücret teşvikleri ve lojman gibi olanaklarla bölgenin çekiciliği arttırılarak bölgede bilgi birikimi olan elemanlar aynca eğitimden geçirilerek istihdam edilmelidir. 9 MART 1989 GAP Gerceği... Toprak mülkiyeti olayımn bölgede gözden geçirilmesi, optimum işletme büyüklükleri saptanarak toprakinsan ilişkilerinin çevrede yeniden ele ahnması, bölge halkının refahı için mutlak bir gereksinimdir. Buna karşılık bu yönden hiçbir girişimde bulunulmaksızın kamulaştırılmış topraklar eski sahiplerine geri verilmekte, bu yetmezmiş gibi bölgede arazi spekülasyonlarına gidilmektedir. İBRAHİM YETKİN Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı GAP bölgesi, ülkemizin sulanabilir topraklarının dörtte birine sahiptir. Bu topraklar sulandığı takdirde iki, haııa üç üriin yetiştirilebilecektir. Projenin tamamlanmasıyla bölgede 1.8 milyon hektar arazi sulamaya açılacaktır. Bu alan, Cumhuriyetten bu yana ulke çapmda sulamaya açılan toplam alandan 300 bin hektar daha fazladır. GAP projesinin yürütülmesinde amaçlanan, bölgesel kalkınma ve bölge insanının refahını arttırmak ise öncelikle öteki bölgelerimize göre çok bozuk durumda olan toprak ve insan dengesi hızla düzeltilmelidir. Güney Doğu Anadolu Bölgesi'nde tanm işletmelerinin %61.4'ü, 15 hektar arasında olup tarım alanının %10.5'i işlenmektedir. Buna karşılık 50 hektardan daha küçük alana sahip "PoO.9 işBüyiik boyutta değerlendirme gerek letmenin işlediği alan ıse "h 28.6 oranındadır. Bu çarpık toprak dağılımı, Harran ovasında daha kötüGAP sulama alanlarında sanayi destekli, bilime dür. Ovada toplam tarım işletmesinin %40.7'si 5 dayalı modern tarım sistemi gerçekleştirilmesi du hektardan küçüktür. Bu işietmeler tum ovanın anrumunda üretim değerinin günümüzdekine göre ilk cak Voöyunu kapsamaktadır. Buna karşılık 50 hekaşamada 1520 kat, ikinci aşamada 5060 kat art tardan büyük işletmeler, toplam tarım işletme satınlması miimkün olabilecektir. yısının ^04.9'unu oluştururlarken tarım arazisinin 2010 yılında tamamlanması beklenen ve ülkerniz •%32.8'ini kullanmaktadırlar. Bununla birlikte Haryıllık bütçesine denk bir maliyette olan dünyanın ran Ovasfnda mevcut 24 bin çiftçi ailesinin r en büyük su projelerinden GAP, şu an salt bir enerji o48'inin topraksız olduğu bilinmektedir. Bu gerçek durum karşısında toprak mülkiyeti olayının bölve sulama projesi olarak görülmektedir. Oysa bu tür büyük su projelerinin bölgesel kalkınma proje gede gözden geçirilmesi optimum işletme büyüksi olarak ele ahnması ve bugünden başlayarak pro lükleri saptanarak toprakinsan ilişkilerinin çevrejenin bu biçimde değerlendirilmesi gerekmektedir. de yeniden ele ahnması, bölge halkının refahı için mutlak bir gereksinimdir. Buna karşılık bu yönden Proje ekonomik boyutta tarımın modernizasyonu hiçbir girişimde bulunulmaksızın kamulaştırılmış ile sanayileşme ve her türlü ekonomik destek hiz topraklar eski sahiplerine geri verilmekte, bu yetmetlerinin geliştirilmesi ile sosyal ve kültürel açı mezmiş gibi bölgede arazi spekülasyonlarına gklildan bölge halkının gönencine (refahına) yönelik eği mektedir. tim. sağlık ve kültür hizmetlerinin standardınm yükDünyanın birçok yerinde yapılan tarım, toprak seltilmesine yönelik planlama ve uygulamalan içerecek bir biçimde düzenlenmelidir. reformlarının, eğer reform salt toprak büyüklüğü PENCERE Denektaşı... Yapılması gerekenler Bölgede kırsal yerleşme merkezleri arasında fiziksel bağlantıyı sağlayan akım sistemlerinden ulaşım, haberleşme ve enerji sistemleri yetersizdin Harran ovasında köylerin %43'üne enerji iletilebilirken bölgede yollar, ozellikle kırsal alanda yolların, ham yol niteliğinde olduğu; doğacak potansiyele yanıt verecek biçimde ulaşı ı ve haberleşmenin ele ahnması ve projeye dahil edilmesi gerekmektedir. GAP bölgesinde kırsal içme ve kullanma suyu yakın çevredeki pınarlar ve yer altı sularından sağlanmaktadır. Son zamanlarda bu konuda bir miktar ilerleme kaydedilmişse de yine de çabalar yetersiz kalmıştır. Halen bölgede yerleşim birimlerinin %19.5'i yetersiz içme suyuna sahiptir. o?o44.9>u ise tümden susuzdur. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde tanmsal makineleşme, Türkiye ortalamasının ^o4O'ı kadardır. Kullanılan tarım iş makinelerinin sayıları ve çeşıt Sonuç leri azdır. Seçmeli makineleşme (selektif mekanizasyon) uygulamalarına henüz geçilememiştir. Bu Güneydoğu Anadolu Projesi uygulaması ile arazi durum, tarım işletmelerinin bünyelerinden; maki mülkiyet düzeninde toprak ve su kaynaklannın kulneli tarım alanındaki eğitim yetersizliğinden kay lanımında, tarımsal üretim deseninde ve miktarlanaklanmaktadır. Sorunların çözümü için temel ve rında, bunun değerlendirilmesinde bir dizi değişikriler elde edilerek işletmeler düzeyinde mekanizas likler olacaktır. Olmalıdır. Bu değişiklikler ise sosyon modelleri yapılması, bu modellere göre konu yal davranışlarla değişimlere neden olacaktır. Böylacak makine setlerinin saptanması ve sağlanması lece bu değişimlere bağlı olarak yerleşim toplulukplanlanmalı, bunun yanı sıra çevrede makine eği ları arasında iç ve dış hareketliliğin oluşması kaçıtim merkezleri ivedi olarak kurulmahdır. nılmaz olarak ortaya çıkacaktır. Bu değişimin ve haGAP projesinin toplam yatırımının ^o60'ı sula reketliliğin yönlendirilmesi, disipline edilmesi için maya ilişkindir. Böylece büyük ölçekli bir yatırımın bölgede kültür etkinlikleri ve kültürel eğitim bugünbaşansı, ancak ve ancak insan öğesme bağlıdır. Bol den başlayarak planlanmalıdır. Mevcut yerleşme degedeki insarumızın projeyi benimsemesi ve proje he seni yenileşmeye itici güç sağlaması ve devam ettideflerini gerçekleştirmeye katkıda bulunacak şekilde rilmesi için planlanmış, denetlenebilen, değişimlehareket etmesi iki ana temele dayandınhr: Birinci re uyum sağlayacak öneriler üretilmeli ve uygulasi, projeden somut çıkarlarının bilincine varması, maya sokulmahdır. OKT4YAKBAL EVET/HAYIR "Bakanlığa mı, Hapise mi?.." OKURLARDAN yapan memur, şofö'r ve yardımcı hizmetler smfında görev yapan yardımcı hizmetliler aynı kurumda görev yapan ve yardımcı sağlık personeli sımfına dahil olan sağlık memuru, çevre sağlığı teknisyeni, hemsire ve ebeden daha düsük bir ücretle görev Erzurum ilinde Sağlık ve yapmaktayız. Şöyle ki yeni Sosyal Yardım Bakanlığı mezun bir sağlık memuru, Erzurum ili Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü'ne bağlı bir hemşire ve ebe 230.000 TL. maas alırken, ben ve benim sağlık ocağında genel idari durumumda bulunan memurlar hizmetler sınıfında memur ise 147.000 TL maas olarak görev yapmaktayım. almaktayız. Aynca yukarıda Bu mektubu yazmama neden anılan yardımcı sağlık olan sorun sudur: 9 yıldır personeline lojman verilmekte, de\lete hizmet etmiş lise mezunu bir devlet memuruyum, ama bizler bu haktan da yoksun bulunmaktayız. Bu sağlık ocağında yaptığımız hizmet, diğer personelle hemen durum büyük bir adaletsizlik arz etmekte ve personel hemen aynı ve hatta bizim arasında gereksiz çekişmeye görevimiz daha ağır da neden olmaktadır. Ben ve diyebilirim. benim durumumda olan devlet Bizler, yani genel idari memuru diğer kamu hizmetler sınıfında görev Sağhk ve Sosyal Yardım Bakanına açık mektup 12 mart günlerinde 'Cumhuriyet'ten ayrılmak zorunda kalmıştım. Oaha doğrusu. başyazarımız Nadir Nadi ve başka arkadaşlarla birlikte gazeteden uzaklaştınlmıştık. Bu toplumda çok garip işler oldu, çok çirkin durumlar yaşandı! Bir 12 Mart vardı, derken 12 Eylül olayı da çıkmaz mı on ytl geçer geçmez! Hem bu kez nerdeyse aradık 12 Martı; yine gazetemiz kapatıldı, yine yazarlar mahkemelere, cezaevlerine sürüklendi. Neredeyse başyazarımız bile birkaç aylığına hapse girecekti! 'Cumhuriyet'e yazı yazmak olanağını yitirince Ankara'da çıkan 'Barış' gazetesi, sütunlarını bana açtı. Dostum Yaşar Aysev'in o günlerde gösterdiği yakınlığı unutamam! Bir yıl kadar 'Barışta sürdürdüm köşe yazarlığımı... Düşle Gerçek' başlığıyla çıkan bu yazılardan bırkaçı geçen gün elime geçti. Baktım, bu yazıları bugün bile yayımlayabilirim! Ne acı ki Türkiye'de önemli bir ilerleme olmuyor. Sorunlar, konular anlam açısından hep aynı kalıyor, hatta daha da geriye gidiyor. Şimdi size 1971 yılında yayımlanan "Yol Hapise mi, Bakaniığa mı?' başlıklı yazımı sunmak istiyorum: "Sabahın sekizinde askeri polisten bir subay evime geldi ve kendisini Genelkurmaya kadar izlememi röyledi. Yaşamım boyunca üçüncü kez tutuklandığımı sandım Genelkurmayda bakanlık görevi üstlenmem önerisini alınca çok şaşırdım " Masala benziyor böyle anlatılar!.. Hapise mi, Bakanlar Kuruluna mt? Az gelişmiş ülkelerde politikayla yakından ilgilenen aydınlar ışin içinden çıkamıyorlar! Ne yaptılar da hapse girdiler, ne yaptılar da bakan koltuğuna çağnldılar? Suç işlemekle ulusa yararlı bir adam sayılmak arasında çoğu kez hiç fark yok. Konstantin Rallis, Yunanistan'daki Gizikis yönetiminde Enformasyon Bakanı'dır. Eski iktidariar onu hapse atmıştı. Bir politikacı, yarınından güvenli olamazsa, evinden çıkarken nereye götürüldüğünü bilemezse, o ülkede demokrasinin, özgürlüğün izi yoktur. Yarın ne olacak, ne oiacağım, işbaşında şu işi yaparken, falanca işi gerçekleştirirken bir darbe olursa, bütün bunların hesabı benden sorulursa halim neye varır? diye düşünmemelidir. Politıka adamları da yanılır; onlar da kötü, yanlış işler yapar Ama her an hapse gırmek, suçlanmak tehlikesiyle baş başa yaşayan bir yönetici hiçbir şey yapmamayı yeğler!.. Yunanistan da olup bitenler dlkkat çekicıdir. Papadopulos bir cuntanın lideriydi. Yıilarca sürdürdü egemenüğini. Sonunda seçim özgürlüğü de sağlamaya kalkıştı, tabii önce kendlni, Cumhurbaşkanı seçtirerek sağlama aldıktan ya da aldığını sandıktan sonra... Bir de bakıyorsunuz cuntanın ikinci plandaki üyeleri Papadopulos'u alaşağı ediveriyorlar. Yasadışı yollarla gelmiş bir başkan yasa dışı yollarla devrillr elbet! Bunda saşacak bir şey yoktur. Gizikis gelir, Papadopulos gider Gün olur Gizikis de gider yerıni başka birine bırakarak... Böyle dengesiz toplumlarda politikacılar sabah evden çıktıklarında akşam nerede olacaklarını bilemezler. Kapı çalındığında gelenlerin onları nereye götüreceğini de!.. Her cunta kendine göre bir kadro kuracaktır. Gel sen bakan ol diyecektir. Dikta yönetimlerinde bakan olmakla hapse girmek arasında önemli bir ayrım da yoktur zaten! Bu yüzden şaşırırlar Rallis gibileri hapse atılmak yerine bakanlar kuruluna girdiklerinde!.. Ama yine de korku içındedirler, görev yaparken de evde tutuklanmayı bekArkası 17. Sayfada kuruluşlarında da bulanup büyük bir memur kesimini ilgilendirmektedîr. Bizler, yani Sağlık Bakanlığı 'nda görev yapan genel idari hizmetler sınıfı memurlan diğer personelden daha ağır bir görev yapmamıza rağmen ve sağlık ocağmın, lojmanlann tüm demirbaş eşyası bize zimmetli ve sağlık ocağına gelen tüm malzeme ile ilgilenmek ve bunlarla ilgili kayıtları tutmak, gelen evrakı kaydetmek ve cevap verilmesi gereken tüm evrakı daktiloya çekmek de yine bizim görevimizdir. Bizler de diğer personel gibi lise mezunu olmamıza ve onlardan daha ağır bir görev yapmamıza rağmen bize layık görülen, diğer personelden niçin daha az olsun. Bizler dt Türkiye CumhuriyetVnin vatandasıyız, bu ülkeye Ay'dan veya başka bir gezegenden gelmedik. Yasım 29 olmasına rağmen bu az ücret ve hayat pahalılığında evlenemedim. Enflasyonun %901arda seyrettiği bir ülkede 147.000 TL ile değil geçinmek, yasamak o kadar zor ki bunu ancak yasayanlar bilir. Bu kadar düşük maasla ve böyle bir ağır görevi yerine getirmeye çalışan tüm memurlan kutlamak ve onları ödüllendirmek gerekiyor. Yukarıda anlatmaya çalıstığım sorunlanmızm ilgililer tarafmdan bir an önce incelenmesini ve gerekli düzenlemelerin yapılarak bizlerin de insanca yasıyacak kadar bir ücret düzeyine çıkarılmamız konusunda gerekli çalışmalann yapılarak haksızlığın giderilmesini, ben ve benim durumumda olan tüm memurlar adına istiyorum. Bir okur Kimi yazı bam teline bastığından gürültü koparır. Bu köşede 1 Şubat 1989 günü yayımlanan "Kürt" başlıklı yazıya ilişkin mektupların ardı arkası bir ay geçmesine karşın kesilmedi. "Kürt" sorunu üzerine konuşmak Pandora'nın kutusunu aralamak gibi bir şey; sakıncalı, korkulu, kuşkulu... 1 şubat günlü yazıda demişim ki: "Bizim devletimizde bir insanın kimliğinin başına iki 70 kondu mu ocağına incir ağacı dikilir. Birind K komünist, ikinci K Kürtçü anlamına gelir. Bu yüzden de Kürt sorunu doğru dürüst tartışıla maz; karanlığa kurşun sıkıhr; devletin bütünlüğü ve bölünmez ğiyle insan haklannın gerçekleştirilmesi arasında çelişki var sanılır. Önce bu sanı ortadan kalkmah ve bu sanıda buyüyen kor dağılmaJı" Çok değil, yirmi yıl önce bu ülkede 'sol' deyince çoğu kişinin tüyleri diken diken olurdu. Amerika'ya laf söyleyenin 'vatan haini' sayıldığı günleri unutmadık. NATO'yu eleştiren kişi, devletin temeline dınamıt koymuş sayılırdı. Tabulann yıkılması kolay mı? Kürt sorunu bugün bile dokunulmazdır; ama, takvim yaprakları yere düştükçe daha çok konuşulacaktır... • 20'nci yüzyılın başlarında Türk sorunu da bu ülkede açıkça konuşulamazdı. Niçin? Çünkü herkes Osmanlı'ydı; 'Türküm" demek, bölücülük ve yıkıcıiık anlamına gelirdi; İkinci Abdülhamit istibdadı ortalıkta kol geziyor, insan hayatını söndürüyordu. Ne var ki tarihsel dönüşümü hiçbir yasak takozu önleyemiyor. Batıda kapitalizm gelişmiş, sanayi devrimi gerçekleşmiş, ümmetten millete geçilmişken Doğuda zamanı nasıl durduracaksın? Türk Türklüğünü, Arap Araplığını, Kürt Kurtlüğünü tartışıp duracak; engellemek kimsenin elinde değil... 1980'ler Türkiyesi'nde Kürtçüiüğe en büyük yatırımı yapanlar kimlerdir? GAP'ı hızlandıranlar. Güneydoğu'da ekonomik gelişmenin attyapısını GAP oluşturuyor. Kapitalizm GAP ile atılımını gerçekleştirirken feodal ilişkileri çözmeyecek mi? Şeyh, seyyit, aşiret reisi, elinin altındaki köylerde buyurganlığını nasıl sürdürecek? Köyden telefonu açıp Stockholm'ü, Paris'i, Berlin'i bulup konuşan köylü ne yolda bilinçlenecek? Güneydoğu halkıyla Ankara'daki iktidar arasında komisyonculuk yapan milletvekili tipi, daha ne kadar süre seçim olanaklannı koruyabilecek? Dünya tarihinde milliyetçiliğin kapitalizmle birlikte boy attığını toplumbilim kitaplarında okuyan kişi için bu soruların yanıtlan bellı değil mi? Şoven duygularla Kürt olayına yaklaşmak hiçbir sorunu çözemez; gelecekteki çözümleri de güçleştirir. istanbul'da büyük sermaye. Ankara'da siyasal iktidar AT'ye girmek için çırpınıyor. AT siyaseti neredeyse devlet politikasına dönüştü. Peki, bu yaklaşımm Güneydoğu'ya dönük yüzündeki soru işaretleri niçin tartışılmıyor? Kapalı kapılar arkasında, gizli oturumlarda, buzlu camlar ardında fiskos. Çok gizli raporlar. Operasyonlar. Baskılar. Elbette devlet, bütünlüğünü parçalamak isteyen güçlere göz açtırmayacaktır; ama, bölünmezliğin ıdeolojisini, şovenliğe değil, çağdaşlığa ve insan haklarına oturtamazsak, yarınlara olumsuzluk yatınmları yapmış oluruz. Bu körlemesine gidiş Türkiye1 nin başına daha büyük belalar açacaktır. Dünyada hiçbir ülke silme aynı soydan oluşmaz; ulusun bütünlüğü ırkçılık ilkesine dayandırılamaz. Ülkeyi bölmeye ve devleti parçalamaya yönelenlere nasıl karşı çıkılıyorsa; Kürtçe konuşan yurttaşa insan haklarını tanımaya yanaşmayana da öylesine karşı çıkılmalıdır. Herkesin, gönlündeki Türk milliyetçiliğini insan haklannın denektaşında sınaması zamanıdır. İLAN DİYARBAKIR SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1988/599 Davacı Bayram Aldudak vekili Av. Cavit Torun tarafmdan davalılar Veysi Karakaş ve 23 arkadaşları aleyhine açmış olduğu ortaklığın giderilmesi davasının yapılan açık yargılaması sırasında: Davalılar Abdurrahman Hunerli, Mahmut Sadak ve MehmetAydıp'ın adreslerine çıkartılan davetiyelerin bila tebliğ iade edildiği, zabıta marifetiyle de adresleri tespit edilemediğinden davalılar Abdurrahman Hünerli, Mahmut Sadak ve Mehmet Aydın'ın, duruşmanın atılı bulunduğu 30.3.1989 günü saat 09.00'da duruşmada hazır bulunrnaları veya kandilerini bir vekille temsil ettirmeleri, aksi takdirde H.U.M.K.nun 509 VE 510. maddeleri gereğince yokluklarında karar verileceği hususu davetiye ve dava dilekçesi yerine kâim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 17.2.1989 Basın: 40806 Gün o gün değil Derlenip dürülmesin bayraklar Duyduğunuz çakalların ulumasıdır Safları sıklaştınn çocuklar Bu kavga faşizme karşı Bu kavga hürriyet kavgasıdır. MUAMMERBULUT Anısını yaşatacağız. Ailesi ve arkadaşları adına EMSAL ATICI Ölduğümde şafak vakti yarın Olmayacağım allında mezarımın Özgürlük rüzgârıyım ben Esecefcim üstünde Türkiyemin... ÖRNEK ÖĞRETMEN DOĞALGAZ SEMİNERİ "GAZ REGÜLATÖRLERİ VE SAYAÇ SİSTEMLERİ" konusunda B. Alman FOLYA ARTIKLARI SATIŞI Müessesemizde Sumermıka imalatı sırasında kullanılan yaklaşık 133x284 an. ebadında 30 mikron kalmlığında Polipropilen Folyo artıkları kapalı teklif almak suretiyle sartnamesi dahilinde 1989 yılı sonuna kadar muessesemiz teslimi kilograra fiyaüa satılacaktır. Ayda 12 ton civarında birikmekte olup halen teslime hazır 6 ton polipropilen artıgı bulunmaktadır. Satışla ilgili şartname ve numuneler muessesemizin Ankara Istanbul ve Izmir Alım Satım mDdürlUklerinden temin edilebilir. İlgilenenler 300.000.TL geçici teminatla birlikte kapalı teklif mektuplarım 20.3.1989 günü saat 17.00'ye kadar muessesemiz haberleşme servisine vermiş olacaktır. Teleks veya Fax'la yapılan teklifler ile postadaki gecikmeler dikkate alınmaz. Muessesemiz 2886 sayılı ihale kanununa tabi değildir. ERTUĞRUL BİLGİLİ'yi yıtirilişinin 9. yılında saygıyla anıyoruz. REGEL+MESSTECHNIK GMBH Firması uzmanlannca verilecek bir günlük eğitim semineri düzenlenmiştir. Yer: Odakule Toplantı Salonu Tarih: 14 Mart 1989, Saat 10.00 Bilgi ve rezervasyon için lütfen 175 37 6768'den arayınız. 19577 Man 1980 AİLESİ VE ARKADAŞLARI ADINA NİHAT BtLGİLİ GENÇ BAYAN ARANIYOR Caddebostan'da antika eşya satan işyerinde çalışacak genç bayan aranıyor SEKA BOLU MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ Basın: 18057 Tel: 355 27 04 369 20 35 1979 YIU İCRA PL 467 TEDBİR UYARINCA SK3ARA SAĞLIĞA ZARARLOR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle