13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Avrupalı "ortak dilini" arıyor Sahıbı Cumhunyet Matbaacıhk \e Gaaeıeçılık Turk Anonım Şırkeu adına Nadir \»di # Genel Yayın Muduru: Hısan Ccmal. Mucssese MUduni' Eminc Uşıklıgil. Yazı tşlerı Muduru: Okay Goacnsin, O Haber Vlerkezı Muduru Yılçın B«y«r, Sayfa Dılzenı Ydnnmenı Ali Acar. • Ttmsucıler ANKARA: Ahmtt T.n. tZMtR Hikrotl Çttiıkjya, ADANA. Celıl BışUagK;. kunbııl Hahcrk'rr Krhan *AMİdı/. l)ış Haherlcr t.r£un Balrı. [ kononıı ( Migi/ lurhan. Kuluır ( ttal l *Ur. Spor Djniînıanı \hdutkadir ^ucelman. Da/eiımc Krfık Uurha^, •\r<i*ıırm.ı ^ahm Mpav h Sendıkj }ukran kelenc. 'lır' Haberiorı Necdel l)o£an, Dı/' Va/ılar kcrFnt <,alı>kan. 0 koorümdior 4*hmel KoruUan. 9 Malı Ijler hrol Krkul. # Muhascbe. Bulenl Vf»er 9 Huı v c Planlama Ne»f>ı (Kmanhr>e<ı|!lu # k... ; V * Tonın. I l >j^nlar HllKa Alnol • Iddrı Husrun «iurrr. lilctme Ondtr (.rlık. B leı Ulcnı \aıl Inal öösonıe>üwai C umhur.>ç Maıbaaulik v« Oa2elçu]ık T \ Ş Turk OcagıOd 3941 Cajaloglu 34Î1J İM Pk 246lsıanbul Td 512 0 ! 05 (20 haıl, Tclcı 22246 Fax II) 526 60 72 0 Bumtar \nkım Zıya Gokalp Bh Inkılap S No 19 4. Td 133 II 4147. Tttex 41344 Fıx (4| 131 II 4. 428 • İMİr H Zıya Bh I3Î2S2 3, Tel 13 12 30, TdM 52359 Fax (51) 19 53 60 # Ad.nı Inonu Cad 119 S No 1 kaı 1. Tel l« 31 52 14 haı), Tde« 62155. Fax (11) 19 37 52 TAKVİM: 12 MART 1989 tmsak: 4.50 Güneş: 6.14 öğle: 12.19 İkindi: 15.36 Akşam: 18.13 Yatsı: 19.32 r APde ikinci dil: İngilizce Dış Haberler Servisi 1992 yılı yaklaşırken, çok yakında tek bir pazara dönüşecek olan Avrupa'da, yabana dil öğrenmenin cazibesi artıyor. "Newsweek" dergisine göre Avrupa'da en hızh gelişen sektörlerden biri yabancı dil öğreten kurumlar. Bu gelismenin nedeni, yıkılan gümriik engelleriyle beraber ülkeler arasındaki dil farklarının da yıkılması için belki bir baskı oluşması. Avrupa'da daha şimdiden işadamları ve bürokratlar diğer ülkelerdeki meslektaşları ile hangi dilde anlaşacaklannı düşünüyorlar. AvrupaTopluluğu'nabağlı 12 ülkedeki okulların eğitim programlannda zorunlu olarak ikinci bir dil bulunuyor, kimilerinde ise üçüncü bir dil daha öğretiliyor. Bu eğitime ek olarak trlanda'dan ttalya'ya kadar her ulkede dil öğreten kurs ve okul sayısında büyük bir artış gözleniyor. Batı Almanya'da kurulu ünlu Berlitz Dil Okulu'nun yöneticisi Wolfgang VViedeler'in de belirttiğı gibi yakında Avrupa'da hemen herkes üç dil konuşacağa benziyor. Ana dili, İngilizce ve tercih ettiği bir diğer Avnıpa lisanı. Avnıpa Topluluğu'nu modern bir Babil kulesi haline gelmekten alıkoymanın bir yolu, İngilizceyi topluluğun tek resmi dili olarak belirlemek. İngilizce halen çeşitli Avnıpa ülkelerinde en çok tercih edilen dil olma özelliğine sahip. Ticarette, bankacüıkta, bilim ve teknikte, reklamcıhkta, halkla ilişkilerde hemen hemen yalnız İngilizce deyimler kullanı lıyor. Büyük veya küçuk tum uluslararası konferansların ortak dili yine İngilizce. Ancak İngilizce "dil tekdine" tepkiler de var. AT'de genel eğilim, tüm ülkelerin ulusal gunırlanna hürmeten en az 9 dilin resmi dil olarak belirlenmesi doğrultusunda. Bu diller: İngilizce, Fransızca, Almanca, Italyanca, İspanyolca, Portekizce, Danca, Felemenkçe (Dutch) ve Yunanca. Pratikte, AT içinde hemen tum işlemler tngilizce, Fransızca ve Almanca olmak uzere uç dilde yurütülüyor. Bu dil karmaşası yıizünden, ozellikle iş dünyasındaki her Avrupalının ikinci bir dil bilmesi şart oluyor. Bu gelişmenin doğal sonucu olarak yabancı dil okullarına talep her geçen gün artıyor. Uzun yıllar dil öğTenimi ile eşanlamlı olarak kullanılan Berlitz'de ders sayısı 5 yılda iki katına çıkmış durumda, bu derslerin yüzde 56'sını ise Ingilizte oluşturuyor. Berlitz'den faydalanan şirket çahşanlarında yüzde 39'luk bir artış gözlenirken, Roma'da telefon rehberlerinin sarı sayfalarında dil okulları 16 sayfa tutuyor. Avrupa Topluluğu ise dil öğrenimini yaygınlaştırmayı preusip edinmiş durumda. İngilizce AT içinde en yaygın ikinci dil durumunda. AT'de öğrenilen yabana dillerde İngilizce yüzde 50 ile başta, onu yüzde 42 ile Fransızca, yüzde 33 ile Almanca izliyor. Hazırlanan Lingua adında bir program çerçevesinde, AT içindeki tum okullarda yabancı dil eğitimi zorunlu olacak, üniversite seviyesinde ise öğrencilere seçtikleri dilin konuşulduğu ülkede bir yıl geçiımeleri için olanaklar sağlanacak. Dil engellerini kırma>i amaçlayan Lingua programının bir diğer amacı ise tngilizcenin hâkimiyetine engel olmak. Topluluk üyesi ulkelerin ileri gelenlerine göre, 'Tehlike tngilizce değil, İngilizcenin ilk dil olması". Komşulanrun dillerini öğrenmeye çalışan Avrupalılar bunu kültürel nedenlerle değil pratik faydaları için yapıyorlar. Örneğin kimya sektöründe çalışan işadamları "kimya" Almancası öğrenmek ısterken, satıcılann konuşmayı arzu ettikleri tngilizce, teknik adamlarmkinden son derece farkh. Genç kızların düşü "mankenlik" hızlı ve uyumlu bir tempo istiyor Podyıımuıı melekleri Yaş hüçüldü, boy uzadı: 6O'lı yıllarda mankenlik yaşı 2025'ti. Şimdi mankenlik yaşı 16'sında başlıyor. 2324 yaşında bitiyor. Eskiden 1.70 boy yeterli sayılırdı. Bugün en az 1.801.82 boy gerekli podyuma çıkabilmek için. NECL SEYHUN Dün de öyleydi, bugun de... Mankenlik, gözde meslek. Gençlerin, ozellikle genç kızlann renkli duşü... Değişik ülkeler, değişik çevreler, değişik giysiler... Bol para!.. Ne çare ki geleceği yok. Mankenlik "yannsız" bir meslek. Gelip geçici, öylesine... Bu mesleğin başlangıcı da öyle pek uzaklarda değil. O ünlü, o unutulamayan, o şıklığın dorukta olduğu 50'li yıllann başında bugünkü anlamda nankenler yoktu. Mankenler vardı, ama her moaa evinin kendi prova mankenlenydi onlar. Üzerlerine elbiseler keMİır, biçilir, prova yapılırdı. Defie günü geldiğinde de gene aynı nankenler bu kıyafetleri giyer, samda davetliler karşısında >1ırurjrdi. Ne müzik vardı, ne bugüıı\u podyumlar, ne de bugünkü sunuş tarzı. Mankenler kıyafetleri sunarlardı, ama fotoğraf çektirmezlerdi. Yürumesini biliyorlardı yalmzca, poz vermesini değil. Yalnız Bettina, Sophie ve Gigi bu kuralın dışındaydı. Onlar fotoğrafçılara da poz veriyorlardı. Hem de büyük bir ustalıkla. Güzelim resimleri bugün bile hayranlıkla izleniyor geçmiş yılların modasında. Paris'te ilk manken ajansını bir Amerikalı manken kurdu. Dorian Leigh. Ardından Catherine Harle. Modellerini para sıkıntısı çeken genç sanatçılar arasından seçti Harle. Anna Karina, Françoise Dorleâc, Anny Duperey, Johanna Shimkus ve Amand;j Lear fotomodel olarak çahştılar... Sonunda bir surü genç kız girdi bu manken ajanslarına. Ama o zamanın mankenleri ile bugünküler arasında büyük farklar vardı. 6O'lı yılların başında mankenler genelde 2025 yaşlar arasındaydı. Daha gençler çok azdı. Bugün mankenlik genç kızlar için 16 yaşında başlıyor genelde... 2324 yaşında da bitiyor. 28 yaşında fotomodellik yapan bir manken parmakla gösterilecek kadar az. Dünün ve bugünün mankeni arasındaki bir fark da boy. 1960 yılında 1.70 uzun boylu sayılırdı. Bugün bir manken 1012 cm daha uzun eski meslektaşlarından... Değişen bir başka şey de mankenlerin beden ölçuleri... Eskiden 3638 beden olurdu çoğu kez mankenler. İncecik, sofistike, özel yaşanuda da iki dırhem bir çekirdek, her zaman makyajlı, her zaman saçı başı berberden çıkma... Ya bugun?.. Podyumların dışı da görülmeye değer... Sağlıklı, hayat dolu; saç baş bir yanda, makyajsız, bir ti$Ort, bir jean, dıipedüz pabuçlar... Mesut Yılmaz RiyatVa gitti ANKARA (AA) Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, İslam Konferansı ÖrgUtU'nün 18'inci bakanlar toplanımna katılmak uzere Suudi Arabıstan'm başkenij Riyad'a gitti. Bugun Arap ülkelerindeki Türk buyukelçileriyle bir koordinasyon loplantısı yapacağınt belirten Yılmaz, kanferans sırasındaki ikili gorüşmelerinde de ikili ilişkiler ve Kıbrıs gibi Turkiye'nin önem verdiği bazı sorunların göruşüleceğini bildirdi. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, bir soru tizehne de İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti'den Salman RüşdU tarafından yazılan Şeytan Ayetleri adlı kitabın yol açtığı tepkilere ilişkin bir mesaj aldığmı bildirdi. Kapris bitti, iş başladt Eski nazlı, kaprisli mankenlerin dönemi çoktan kapandı. Sabah işe başlamak için şampanyaşart koşan mankenlik öldü. Bugün işini sürdürmek isteyen manken bakımlı, kaprissiz, uysal olması gerektiğini biliyor. Omuzlarında bir çanta... Podyumlardaki havaya uzak, ama bize daha yakın "içimizden biri." Eskiden mankenler defile için kendileri boyanırlardı. Bugün ne havayı yansıtması gerektiği, derginin moda yazarı, stilist, kuaför ve makyajcı arasında enine boyuna tartışılıp oylekarara varılıyor. Zaten manken ajansa yazıldığı anda, ona uyan makyaj ve saç biçimi ajansta saptanıyor. Poz poz resimler... Boyu, kilosu, beli, kalçası, saç rengi, göz rengi, kaç numara ayakkabı giydiği. Hepsi kartında yazılı. Spor kıyafetle, abiye modelle, mayo ile resimleri... Amerikalısı, Ingilizi, Fransıza, Italyanı, Çinlisi, Hintlisi, Ugandalısı... Her gun dünyarun bir ucun Ankara?da tüp bebek başlıyor ANKARA (AA) Ankara Zekâi Tahir Burak Doğumevi bünyesınde kurulan Turkiye'nin ikinci tüp bebek merkezi yarın hasta kabulüne başlayacak. İlk merkez Ege Üniversitesi Ttp Fakultesi'ydi. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nca çeşitli üniversite ve devlet hastaneleri uzman doktorlarmdan oluşturulan tüp bebek bilim komisyonu, dun doğumevine giderek tüp bebek merkezinde inceleme yaptı. Komisyon, incelemesinden sonra tüp bebek uygulaması için doğumevine izin verilmesini kararlaştırdı. Doğumevi Başhekimi Dr. Ziya Durmuş tüp bebeğin bir hastaya, maliyetinin 1.52 milyon lıra civarında olacağmı belirttı. Güniın manken tipi: Çağdas. sportıf. dan ötekine uçuyorlar. Bir gun dünyarun bir ucunda bir defile sunuyorlar, ertesi gun bir başka ucunda. Bu, bir başka dönem, bunlar bir başka manken... Eski nazlı, kapıisli mankenlerin dönemi çoktan kapandı. Sabah işe başlamak için şampanvayı şart koşan,yorgun olduğunu ileri sürüp sık sık işi tatil eden, altına araba, odasına çıçek isteyen kaprisli mankenlerin dunyası artık çok gerilerde... Bugün bir manken işini surdürmek istiyorsa temiz, bakımlı, kaprissiz, uysal olması gerektiğini biliyor. Çünku eskisi gibi değil, geride yüzlercesi var; siyahı, beyazı, esmeri... Bir dönemlik, bir mevsimlik, bir "gençlik" daha doğrusu bir "ön gençİik" mesiek bu!.. Rüzgâr gibi geçiyor, ruzgâr gibi!.. Geriye kalan?.. Bazen bir başka meslek, yıldızlık örneğin, bazen zengin bir koca, bazen da torunlara anlatacak renkli anılar'... Bursa'da sprey yerine limon BURSA (AA) Bursa Berberler Derneği, atmosferdeki ozon tabakasırtın delinme tehlikesine karşı sprey kullanmama kararı aldı. Dernek Başkanı Refik Şengul, Bursa'daki 600 berbere gonderdiği yazıda, bundan böyle sprey kullanılmamasını isledi. Şengul, şunlart soyledt "Ozon tabakasının delinmesi hepimiz için tehliketi, yönetim kurulu olarak spreylerin kullanılmamast yolunda karar aldık, uyelere duyurduk. " \akilan PVC ozoıııı deliyor Plastik türlerinden olan PVC eski teknolojiyle üretildiği için yüksek düzeyde vinilklorür maddesi içeriyor. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Plastik tiırü olan PVC'den yapdmış maddelerin yakılmasında açığa çıkan klorlu hidrokarbonlann ozon tabakasının bozulmasında rol oynadığı bildirildi. Dokuz Eylül Üniversitesi MühendislikMimarlık Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doc. Dr. Ertugnıl Erdin, günlük yaşamımıza bir daha kolay kolay çıkmayacak şekilde girmiş bulunan piastiğin, insaat sektöründe yüzde 25, ambalaj sanayiinde yüzde 21, elektrik ve elektronik sanayiinde yuzde 15, boya, cila, yapıştırıcı sanayiinde yüzde 10, otomobil sanayiinde yüzde 7 oranlannda kullanıldığını söyledi. Bunlar hava akımlan, y'ağışlann etkisi ile sağlıklı yaşamımız için çok onemli olan su, toprak gibi diğer ortamlara taşınmaktadır. Kirienmiş sudan su iiriinleri veya içme suyu yoluyla, kirienmiş topraktan da bitkisel besin maddesi yolu ile hayvansal gıda yolu ile bize geçmektedir. Genellikle kanserojen veya toksik etkileri olan bu katkı maddelerinin termik aynşma ürünleri solunum veya besin yolu ile vücudumuza geçmektedir." Plastik turü bir madde olan PVC'nin yakılmasıyla açığa çıkan klorlu hidrokarbonlann ozon tabakasınm bozulmasında rol aldığını vurgulayan Doç. Erdin, "1986 yılında dünyada 18 milyon ton PVC üretildiği diişunülürse, Plastiklerin bileşenlerinin do plastiklerin ekolojikekonomik ğada kendiliğinden mikropların geri kazanılması için teknolojik yardımı ile çürümediğini, ancak geliştirme calışmalannın önemi ısımn etkisi ile fîziksel olarak par orta>a cjkar" dedi. Plastiklerin çalandığını kaydeden Doç. Erdin sorun olmaması için daha teknosözlerini şöyle surdurdu: loji seçimi aşamasında çözum "Bahçede, sobada, ocakta ve aramak gerektiğini vurgulayan ya çöplüklerde, kireç. ocakların Doç. Erdin şöyle konuştu: da, açık alanda plastiklerin im"Bugiin PVC eski teknolojive ha amacı ile gelişigüzel yakılma göre üretildiğinde içinde onbiıısı, sağlıklı bir plastik imha olayı de bir gibi yüksek düzeyde vinilkve ycntemi değüdir. Çünkıi bu sı lorür iceren maraul maddeler burada yandığı yerde içindeki bile lunmaktadır. Geliştirilmiş, az şenlerine gore, termik işlem sıra atıklı veya az zararlı madde kasında yandığı yerde içindeki bi lınOlı teknolojiye göre ise vinilklesenlerine göre, termik işlem sı lorür oranı milyonda bire düşürasında tuzruhu asidi, dioksin de rillmektedir. Gelişmekte olan ülnen kanserojen gazlar, kurşunlu ke olarak, gelişmiş ülkelerden bileşikJer, ozellikle kurşunoksit teknoloji transferi yaparken çok gibi maddeler açığa çıkmaktadır. ozen göstermeliyiz." Ozbekln defilesi LONDRA (AA) Dünyaca ünlü Turk moda tasarıması Rıfat Özbek'in geleneksel Turk motifleri ve elişlenyle bezenmiş ve "Osmanlı" başlığı altında sunduğu 1989 sonbahar ve kış modellerini içeren defilesi ovguyle karşılandı. İngiltere'de geçen yıl "yılın moda tasarımcıst" seçilen ve odülünu Başbakan Margaret Thatcher'dan alan Rıfat Özbek'in (32) onceki gece yapılan göz kamaştırıcı defilesinde 22 manken, 200'u aşkm giysiyî tanıttı. Bir başka hava. 50'li yıllardan şık, sofistjke bir manken Dovıma Swend'ın bir şapkasını sunuyor. Kadınlar "yılların izlerini" silmek için güzellik enstitüsüne koşuyor Kırışıklıklara karşı lazer savaşı İstanbul'da güzellik enstitüleri hızla çoğalıyor. Milyonlarca liraya yağ çözen selüloit eriten makineler ithal ediliyor. Kadınlar yeni estetik merkezlerine başlıca iki nedenle koşuyorlar: Kırışıklıklar ve kilolar... NİLAY KARMAN si i t h a l ettik si '"ithal e * t i k l e r i ' o z e l ma ya da yağlan eritme makine"Güzel olmak, göze hoş gönin lt 'ini halkın hizmetine sunduklamektir. Üstelik, nıh, fiıik ve akıl nrıı ilan ediyorlar. Daha doğrugüzelliği bir bütündür. Güzellik su estetik alanında bir talep ve önce temiz olmakla başlar ve bü teknolojidir gidiyor! yük ölçüde insan psikolojisinden Yaklaşık 30 yıl önce İstanbul'kaynaklamr. Bir de Allah'ın ver un en eski güzellik enstitusünü diği çatı güzelliği vardır, ama ka açan (Kuğu Guzellik Enstitüsu) dın ya da erkek bunlan ortaja çıkartmayı bilmiyorsa güzel olmaz." İstanbul'daki sayısız güzellik enstitüsünden kendi adıyla anılan merkezin sorumlusu Ece Erman'ın bu sözleri, estetiğin ve guzelleşmenin sihirli değnekle değil bilinçle, bilinçli olmakla gerçekleştiğini vurguluyor. İngiltere'de estetik eğitimi yaptıktan sonra 6 yıldır Türkiye'de mesleğini icra etmeye çalışan Erman, estetisyenüğin amacıru "Kadın ya da erkek tüm insanları. dış görünuşleriyle biriikte, iç huzur konusunda eğitmek" şeklinde açıklıyor. Ozellikle kadm estetiğinin sömürülmeye çok uygun bir konu olduğunu dile getiren Erman, "Zaten kozmetik sanayii de bu zaaftan ortaya çıkmıştır" şekliııdeki sözleriyle onemli bir konuya değiniyor. Gerçekten de kozmetik sanayii son yıllarda öyle atıhmlar yaptı ki buniara ilgisiz kalmak oldukça zorlaştı. "Kırışıklığı önleyen kremler, genç göriinmeyi sağlayan ampuller, goz altı serumları vb..' Güzellik operasyonn Güzellik enstitülerinde, kınşıklık ve ıstenmeyen kilolara karşı "operasyon" yapılıyor. Kozmetik sanayündeki bu atıhmlar, dünyada ve son yıllarda ISurten Akoral, talep artışını. ve sadece mimiklen olmuş kınşık rupa'da 1954 >ılından beri probTürkiye'de de bir gençleşme ve kentleşme olgusu, sosyal ilişkiler ları gidermek mümkiin olabilir, lemli cilt tedavisinde, sivilcelerin "estetik histerisi" yaratmışü. de görulen gelişme ve TV'nin et ama haıumlar unutmasın, yaşlı ve ve kınşıklıkların giderilmesinde Bu tur kremlerin ve ampul kisine bağlıyor. Ama herhalde en gevsemiş bir cilt de güzel olabilir" kullamlıyor. Biz kendi enstitülerin satışlarmın yanı sıra ozellikle önemlisi, insanların kapıldıkları diyor. raüzde lazerle tedaviye 4 yıl önce İstanbul'da yeni açılan güzellik gençlik histerisiyle, "Zarann neKırışıklıklara karşı lazer teda başladık. Bunun sağlığa hiçbir zaenstıtulerinin estetik ve vücut ba resinden dönsem kârdır" diyerek visi uygulayan Janin Karaşahin rarı yok, ama tedaviji yapan kişi kım merkezlerinin sayısı da gide kendilerini bir güzellik enstitüsü Guzellik Enstitusü'nün sorumlu bilgisizse, sadece tedavi yaptırarek artıyor. Üstelik, yeni açılan bu ne ya da estetik merkezine atıver larından Ziyııet Özkan da derin nın parası boşa gitmiş oluyor o estetik merkezlerinin hemen hep mesı... lesmiş kırışıklıklara karşı artık ya kadar." Kendilerini güzellik enstitüleri ve estetik merkezlerine atan hanımlann çoğunluğu, kınşıklıklanru gidermeyi ve zayıflamayı amaçlıyor. Peki bu kmşıklıkları gidermek mümkun mü? Kuğu Guzellik Enstitüsu sahibesi Nurten Akoral, kınşıkhkları lazer yoluyla gidermenin yüzde 50 oranında mumkün olabildiğini belirtirken, estetisyen Ece Erman, "Yaşlanmayi durdurmak söz konusu değil, ancak cilde bakmakla yaşlanma geciktirilebilir, bunun da yöntemi cildi nemli tulmaktan geçer. Belki yeni başlamış püabilecek bir şey olmadığıru söyluyor. Akoral ise, 3545 yaşlan arasında kmşıklıklann giderilmeye başlanması durumunda, lazerle 2025 seans tedavinin yeterli olduğunu, ancak 50 yaş sonrasında deri öldüğü için, cildi canlandırmanın daha uzun zaman aldığıru ifade ediyor. Lazerle cilt tedavisinin sağlığa zaran olabilir mi yolundaki sorumuza Fransa'da estetik eğitimi görmüş, İstanbul'un en eski güzellik enstitüsu sahibesi Akoral şöyle yanıt veriyor: "Lazer, Av Yine Fransa'da cilt bakımı alanında eğitim gormüş olan Ziynet özkan da lazerin problemli ciltlerin tedavisinde kullammında yaranna inanıyor, ancak bunun bilgili kişiler tarafından yapılması gerektiğini dile getiriyor. Ne var ki bu tür guzellik enstituleri, hiçbir şekilde sağlık konusunda yasal bir denetime tabi deOzellikle son zamanlarda, estetik ve vücut bakım merkezlerinin yurtdışından milyarlar ödeyerek ithal ettikleri, yağ çozen, selulitleri yok eden, metabolizmayı canlandıran ya da adaleleri çalıştırarak pasif jimnastik yaptırmayı amaçlayan makinelerin kullanımı da hiçbir şekilde denetim altında tutulmuyor. Bu tur makinelerin ithal edildiği İngiltere, Fransa, Federal Almanya ya da İsviçre gibi ülkelerde, makineleri ureten firmalar, tıbbi heyetler tarafından denetleniyor. Ayrıca vurgulanan bir diğer nokta da vucut bakım merkezlerine zayıflamak için gelen hanımların sadece bu uygulanan bakım sayesinde zayıflayamayaeakları. Merkezlerınde vücut bakımı konularında bazı aletleri kullandıklarını ifade eden Ece Erman, jimnastik konusunu dile getirirken, "Kilo vermenin jimnastikle ilgisi yok. Jimnastik sadece vücut için yararlı. Her gün 15 dakika yapılmalı. çunkü dolaşım sisttmi için yararlıdır. Merkezimizdeki makineler ise şayet bize gelen kişi verdiğimiz diyeli harfiyen yerine getiriyorsa, adaleleri sıkıştırması, selulitleri eritraesi yonünde ek bir yardım sağlar" dıyor. Öte yandan son zamanlarda, cilt ve vucut bakımına hanımlar kadar olmasa da erkeklerden de hayli talep geldiği gözleniyor. Bazı güzellik enstitüleri, hanım muşterilerinin eşlerini ve kardeşlerini salonlarına kabul ederken, bazı enstıtuler de akşam saatlerinde (18.00'den sonra) erkek muşteri aldıklarını açıklıyorlar. Sonuç olarak estetik histerisi kadın erkek herkesi sarmış gibi gozüküyor. ama onemli olan bu işi bilinçli yapmak! Turizmde yıldız gecikti tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Otel işletmelerinin denetiminin ve yıldızlamasının özel kişi ve kuruluşlar tarafından yaptırılması otelciler tarafından tepkiyle karşılanıyor. Otelciler ayrıca yıldızlamanın şu ana kadar yapılmamasım ve geciktirilmesini de eleştiriyorlar. Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Derneği Başkanı Haluk Nişlioğlu, yıldızlamanın ozelleştirilmesi ile ilgili kanunun çıktığını, ancak yönetmeliklerin hazırlanmasının sürdüğünü belirterek, "Tesisler olarak yıldızlamanın özelleştırilmesıne karşıyız. Bugüne kadar olduğu gibi yıldızlamanın devlet eliyle yapılmasını istiyoruz" dedi. Frigya sınırı genişledi ASTALYA (AA) Antalya Muzesi arkeologları larafından Elınalı ilçesinde sürdurülen kazı ialışmalarında ortaya çıkarılan eserlerin, Frigya uygarhğımn Antalya'ya kadar genişlediğini gosterdiğı bildirildi. Antalyo Muzesi yelkilileri, 1987 yılında Elmalı'da bulunan Frig mezarları ile bu uygartığm Antalya'yı da içine aldığı yolunda ilk ıpuçlarının bulunduğunu belirterek 1988 yaz sezonunda yapılan kazılarda bunun kesinliğe kavuştuğunu söylediler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle