28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 ŞUBAT 1989 EŞLEŞTİRME TAKVİMİ BELLİ OLDU HABERLER CUMHURİYET/13^ Türkîş'te 160 bin işçi geriye sayışta ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türklş'in, yerel seçimler öncesi kamu sektöründeki grevleri eşleştirme, uyuşmazlıkları birleştirme planının ilk aşaması belli oldu. Bunagöre, 160 bin işçiyi kapsayan sözleşmelerde 10 mart tarihine değin grev aşamasına gelinecek. Kamu sektöründe grev ve uyuşmazlıklara taraf olan sendikalar 14 martta, yurütülecek politikayı saptamak üzere TürkIş Genel Merkezi'nde toplanacaklar. Türklş Genel Sekreteri Emin Kul, şu aşamada Türklş'in sözleşmelerle ilgili rakamsal bazı ilke kararları almayacağım, ancak uyuşmazlıklar ve grev kararlan sonrası belli ilkeler belirlenebiieceğini söyledi. Yerel seçimier öncesi grevleri ve uyuşmazlıklan birleştirme eşgiıdüm komisyonu dün Türkİş'te toplandı. Toplantıda, Türklş'in bir an önce ilke kararlan belirlemesi yolundaki eğilim yerine, grev kararlan alındıktan ve uyuşmazlıklar tutulduktan sonra bu ilkelerin tartışılması yönündeki görüş kabul gördü. Türklş Genel Sekreteri Emin Kul, şu anda ortak ilke kararlan alınmamasının gerekçesini Cumhuriyet'e şöyle açıkladı: "Daha önce 1989 sozleşmeleriyle ilgili taleplerin hazırlanışında, hangi kıstaslann gözönüne alınacağı sendikalanmıza duyurulmuştu. Her işkolunun kendine özgii karakterieri, iıcret farklılıklan mevcuttur. Onun için bunlar aynnlılı ilke kararlan degildir. Bu konulardaki esas talep hakkı sendikalanndır. Türklş'in bu ilkelerinde, rakamsal çizgiler önerilmemiştir. Komisyon toplantısı sonrası yapılan açıklamada da 1989 ocak ayından bu yana sendikalann sürdürdükleri görüşmelerde, işçi tarafı önerilerinin kabul edilmesi yönünde bir gelişme kaydedilmediği, ücret ve ücrete ilişkin önerilere, Kamu lşveren Sendikalan 1 nca karşı bir öneri bile getirilmediği belirtildi. Açıklamada, şöyle denildi: "Yillardır süren olnmsuz ekonomik koşulların 1989 yılına sarkan taşınmaz yükünün ağıritğı altıoda bunalan çalışanlann sonınlannı çözmek yerine toplusözleşme bağıtlama çalısmalannda dahi savsaklamak yolunun seçilmesini kaygıyla karşılayan komisyonumuz, bu dayatmacı (Dlunı kar 3 7yasa ve 6 kararnamefarklı düzenlemeler getiriyor 'SözleşmelTde kargaşa Sayıştay Uzmanı Bülent Serim sayıları 100 binleri aşan yurttaşın özlük haklarını, ücretlerini ve iş güvencelerini yakından Ugilendiren uygulama için "sözleşmeli personelle ilgili düzenlemeler açısından istikrar sağlanamıyor" dedi. yasa gücünde kararnamede sözleşmeli personel uygulamasına ilişkin düzenlemeler bulunuyor. Bu araştırmada içeriklerinde sözleşmeli personel uygulamasına yer verilen yasa ve yasa gücünde kararnameler şöyle sıralanıyor: "Genel nitelikte olan yasalar: Sosyal sigortalar, devlet memurları, Türk Silahlı Kuvvetleri personeli, yükseköğretinı, yükseköğretim personeli, büyükşehir belediyeleri yasaları ile sürekli kamu görevlerinde sözleşmeli personel çalıştınlmasına ilişkin ve yükseköğretim kurumlan teşkilatına ilişkin yasalar. Kurumsal nitelikte olan yasalar: Devlet tiyatroları, odalar ve borsalar, belediye opera ve tiyatro sanatkârları, TÜBİTAK, kalkıııma planının uygulanması esas ları, Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüğü, Devlet Denetleme Kurulu, Atatürk Barajı, Adli Tıp, TAEK, Sahil Güvenlik Komutanlığı, telsiz, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurulu, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, TBMM Genel Sekreterliği, devlet istihbarat hizmetleri, Top'u Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi, Başbakanhk, KDV, Tanm Reformu Genel Müdürlüğü, kalkınmada öncelikli yörelerde sözleşmeli Hazine avukatı çalıştırılması, MSB ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklanna bağlı kurumlarda döner sermaye teşkili ve işletilmesi, uzman erbaş, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, Beden Terbiyesi ve Spor Genel Müdürlüğü, TRT, sağlık hizmetleri temel yasaları ile KDV Yasası'nda değişiklik öngören 3239 sayılı yasa. Kurumsal nitelikle olan kararnameler: Devlet Tanıtma Teşkilatı, Dışişleri Bakanlığı, DİE, DPT ve MİT karamameleri." Sayıştay uzman denetçisi Bulent Serim, 1960*1* yılların başında idarenin yeniden duzenlenmesi konusunda hazırlanan raporda, "Benzer nitelikteki görevler için benzer istihdam biçimi uygulanmalıdır" denilerek, bir hizmetin iki ayrı statüye bağlı kişilere gördürülmesine karşı çıkıldığını anımsattı ve sözleşmeli personei uygulamasındaki yasal kargaşaya ilişkin görüşlerini şöyle açıkladı: "Devlet Memurlan Yasası'nın gerekçesinde de, devlet hizmeti yünitenlerin statü farklılaşmasından ve bu konudaki dağınık mevzuattan, özellikle kuruluş \asalarındaki sözleşmeli çalıştırmaya izin veren hükümlerden yakınılmaktadır. Bunun sonucu olarak De>let Memurlan Yasası'nda tek Gend nitelikte olan kararname istihdam biçimi 'memur statüsü' ler: 233 sayılı KÎT kararnamesi. kabul edilmiştir. Sözleşmeli statüye ise istisnaen kullanılmak üzere çok dar kapsamda yer verilmiştir. Ne var ki, 657 sayılı yasanın sözleşmeli personelle ilgili düzenlemesi 1982 yılına kadar 5 kez değiştirilmiş (1327 sayılı yasa, 2 ve 12 sayılı KHK'ler, 1897 ve 2595 savılı yasalar) ve sözleşmeli statünün kapsamı adım adım genişletilmiştir. Sözleşmeli personelle ilgili düzenlemeler açısından da istikrar saglanamadığı gözlenmektedir. 1978 yılı bütçe yasasına dayanılarek sözleşmeli personelin bagjı olacağı genel esaslar çıkanlmıştır. Ne var ki bu genel esaslar çok kısa süre içinde 'kaçınılması gereken engel olarak göriilmeye başlanmıştır. Bunun sonunda kunımlarda 'kendi esasına bağlı olma' egilimi yaygınlaşmıştır. Saptayabildiğimiz kadanyla 12 yasa ve 2 KHK'de. genel esaslar dışında sözleşmeli personel çalıştırmaya izin veren düzenleme bulunmaktadır." liulvar Palas'ta grvv '! ANKARA (Cumhuriyet ^ Bürosu) 12 Eylül 1980 sonrası otelcilik sektöründeki ilk grev dün Ankara'da Bulvar Palas ji Oleli'nde başladı. 125 |V çalışanm katıldığı grevin "yasal olmadığını" iddia £ eden otel işvereni, mahkemeye başvurdu. '* İşçilerin bağlı bulunduğu * Tursanİş Sendikası ş yöneticileri ise, Lşverenin r olumsuz tutumundan yakınarak, Bulvar Palas işvereninin ote/de sendikayı. istemediğini öne sürdüler. j Bağımsız Tursantş ile ., Bulvar Palas yöneticileri •• arasındaki toplu iş sözleşmesi gorüşmelerinde >• başarı sağlanamaması i üzerine dün yürürlüğe .• konan grev kararından •• sonra, işveren de lokavt < kararı aldı. \ şısında, artık müzakere edilecek bir husus kalmadığından, gün geçirilmeksizin uvuşmazlık tutanakANKARA (Cumhuriyet Bürolannın duzenlenmesi gereğine ka su) Sayıları 100 binleri geçen rar vermistir. yurttaşın özlük haklarını, ücret1989 mart ayı sonunda yakla lerini ve iş güvencelerini yakından şık 300 bini kamu kesimi işçisini ugilendiren sözleşmeli personel Ugilendiren görüşıneler, bu neden uygulamasında "yasa kargaşası" le anlaşmazlıkla sonuçlanacak, yaşanıyor. Sözleşmeli personel kaçınılmaz grevler gündeme gele uygulamasına ilişkin olarak 37 aycektir. 10 Mart 1989 tarihine ka rı yasa ve 6 ayrı yasa gucünde kadar uyuşraazlık aşamasına gelecek rarnamede farklı düzenlemeler ve grev uygulamalanna geçilecek bulunuyor. Sayıştay uzman denetçisi Bülent Serim, "Sözleşmeişyerleri belirlenmiş olacaktır. li personelle ilgili düzenlemeler 14 Mart 1989 tarihinde ise, mer açısından istikrar sağlanamıyor" kez yürütme kurulu uyelerinin dedi. Türklş Genel Merkezi'nde komisSayıştay uzman denetçisi Büyonumuzla birlikte yapacaklan lent Serim'in yaptığı bir araştırtoplantıda, son durum degerlen maya göre genel nitelikte 8, kudirilmesi yapılarak, kararlanmız rumsal nitelikte 29 yasada, genel nitelikte 1, kurumsal nitelikte 5 kamuoyuna açıklanacaktır." Inci Baba ; hastane değiştinü htanbul Haber Servisi . tnci Baba olarak bilinen Mehmet Nabi İnceter, dün • Taksim tlkyardım Hastanesi'nden taburcu • * oldu ve hakkındaki gıyabi • tutuklama kararı vicahiye • çevrilerek Sağmalcılar •' Cezaevi'ne gönderildi. ; Ancak tnceler'in cezaevine gönderilmesinden bir süre sonra Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldığı ', gözlendi. tnceler'in bir süreT bu hastanede tedavi göreceği sanılıyor. Avukatlar "12 Eylül öncesi yaşanılanlan anayasal düzeni değiştirmeye cebren teşebbüs olarak niteleyen askeri savalar, 12 Eylül askeri harekâtım bu eylemi engelleyen, anayasal düzeni koruyan bir hareket olarak değerlendirmişler, böylelikle, 12 Eylül'e bir haklılık zemini kazandırmışlardır" dediler. ANKARA (Cumhuriyet Büro kişinin eylemi, yolda tesadüfen su) Ankara 4. Kolordu Komu sağ görüşlülerle karşılaşan ve ontanlığı (1) Nolu Askeri Mahkeme ların saldınsına uğrayınca kendisi'nde görülen Ana Devrimci Yol sini korumak için ateş eden kişidavasında okunan ortak avukat nin eylemi, sağ görüşlülerin, sol savunmasında, Askeri Savcı tara görüşlülerin bulunduğu mahallefından hazırlanan iddianamenin ye gelerek ateş etmeleri ve bunun 12 Eylül askeri darbesini aklama üzerine çıkan olaylann anayasal ya çalışan siyasal bir yorum nite düzeni değiştirmeye yönelik eyliği taşıdığı belirtildi. lemler olarak nitelendiğine de işaAvukatlar Halit Çelenk ve Ze ret edilerek, bu örnekler karşısınki Tavşancıl tarafından okunma da savcının istemleri göz önüne sma devam edilen ortak savunma alınınca ortaya vahim bir sonucun da, askeri savcıların dava sanık çıktığı kaydedildi. Ortak savunlannın anayasal düzeni yıkmaya mada, Çelin Özek'in davaya ilişteşebbüs eyleminin 12 Eylül askeri kin şu değerlendirmesine de yer hareketiyle akıbete uğratıldığını verildi: ileri sürdükleri belirtilerek, "As"Aynca, MHP'ye baglı örgütkeri savcılığın bu yaklaşımı, 12 lerin gerçekieştirdiği şiddet eylemEylül askeri hareketini aklamayı leri ile, diğer sol örgutlerin gerçekamaçlayan siyasal bir yorumdur. leştirdikleri şiddet eylemleri ara12 Eylül öncesi yaşanılanlan anasında 'fiil unsuru' açısından farkyasal düzeni değiştirmeye cebren lılık yoktur. Buna rağmen Asketeşebbüs olarak niteleyen askeri ri Yargıtay, MHP'ye baglı örgütsavcılar, 12 Eylül askeri harekâlını bu eylemi engelleyen, anaya lerin amacının anayasayı ihlal olsal düzeni koruyan bir hareket madığını öngörerek, kendilerini olarak değerlendirmişler, böyle TCK'nın 313. maddesiyle işlediklikle 12 Eylül'e bir haklılık zemi leri suç tipinin (yağma, adam öldürme gibi) cezasıyla cezalandırni kazandırmışlardır" denildi. mıştır. Kısa bir deyişle, şiddet eyOrtak savunmada, "Ülkeyi yö lemini hangi suç tipine uygun olnetemeyen, gerekli yasal düzenle duğu fiile göre degil, 'failin meleri yapamayan bir parlamen amacına' göre belirlemiştir; 'kast' to, faşist güçlerle bütünleşmiş, değerlendirilmesi yapılmışür. Huonlan koruyan bir hükümet, so kuk devleti kurallan çerçevesinde kak çatışmalannı, artan cinayet kalındıgı sürece, aynı kast degerleri seyrederek bir darbe ortamılendirilmesinin diğer örgütler açının olgunlaşmasını bekleyen bir sından da yapüması zonınlüdur." komuta heyeti söz konusuyken, devletin işlemez dunıma itilmesinden miıvekkillerimizi sorumlu tutmak büyük bir haksızlıktır" denilerek, şu görüşlere yer verildi: "Türkiye, 1970'li yıllarda giderek agıriaşan bir ekonomiksosyal ve siyasal bunalım yaşamıştır. Ülkemizi 12 Eylül öncesi ortama ve 12 Eylül'e getiren olgulan bu noktada aramak. devletin işlemezliğini bu süreçte çözümlemek gerekir. Bugün, 12 Eylül askeri harekâtının gerçekleşmesinde ABD'nin oynadığı rolü hiç kimse yadsımıyor." 12 Eylül askeri darbesinin öncelikle Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve siyasal yapısımn bağımlılık ilişkilerinin bir ürünü olduğuna işaret edilen savunmada, "Ülkemiz 12 Eylül'den önceye göre şimdi daha bağımlıdır, daha yoksuldur, daha borçludur. Ülkemiz 12 Eylül'den önceye göre daha az özgürdür, insan haklan, demokratik haklar daha çok sınırhdır. Ülkemizde hukuk, 12 Eylül öncesi ne göre daha az bağımsızdır ve ülkemizde insanlar 12 Eylül öncesine göre daha çok baskı altındadır. Bu tablo, 12 Eylül'ün hangi maksatla ve ne için yapıldığını ortaya koyan bir tablodur. 12 Eylül'le vatan millet kurtanlmamış, anayasal düzen korunmamıştır. Aksine siyasal düzen zorla değiştirilmiş, hiç de kurtanlmaya ihtiyacı olmayan vatan ve millet; baskı nın, işkencenin, yoksulluğun pençesine kurtancılar eliyle teslim edilmiştir" denildi. Ortak savunmada, anayasal düzeni değiştirmeye yönelik suçlamada yalnız failin ideolojik görüşünün ölçüt ahndığına yer verilerek, "Böylece gerçekte fiil değil, görüş. düşünce cezalandınlmaktadır. Bütün iddianame ve mutaiaa boyunca, madem ki sanıklar sol gonişlüdür, o halde gerçekleştirdikleri her eylemi anaya ı sal düzeni değiştirmek kaydıyla gerçekleşlirmişlerdir manlığıyla hareket edilmiştir" denildi. Ortak savunmada, bu mantığın sonucu olarak da, sol görüşlü öğrencilerin sağ görüşlülerce okula alınmaması sırasında çıkan olaylar, silahını temizlerken arkadaşını vuran 12 Eylül aklanmaya çalışıhyor' Ana Devrimci Yol davası Müteahhitler SSK'yu borçlu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı lmren Aykut, Libya'da iş \ yapan Türk müteahhit firmalarının çalıştırdıklan Türk işçilerinden kestikleri ' 2 milyar 773 milyon liralık SSK primini ödemediklerim bildirdi. Aykut, bu müteahhit firmalan , hakkında icra takibine i baştandığını bildirdi. n Önce otarttular, sonra capladılar KutluSargın davası için gelen 250 kadar izleyici önce polis tarafından merdivenlere oturtuldu, daha sonra kalkmaları istenerek copla dağıtıldı. Olayda 2'si kadın 10 ktşt çeşitli yerlerinden yaralandı. (Fotoğraf: Cumhuriyet) TBKP davasında polis copu ANKARA (Cnmhnriyet Bürosu) TBKP Genel Sekıeteri Haydar Kutlu ile Genel Başkan Nihat Sargın'ın yargılanmalarına Ankara DGM'de dün devam edildi. Duruşmayı izlemek için DGM'ye gelen 250 kadar izleyici, polis tarafından coplanarak dağıtıldı, 2'si bayan 10 kişi çeşitli yerlerinden yaralandı. Cop darbeleri nedeniyle yaralananlar Ankara Cumhuriyet SavcıİığVna başvururken, duruşma sonrasında 150 kadar izleyici de DGM'nin bulunduğu Çevre Sokak'ta alkış tutarak Kutlu ve Sargın'a destek verdiler. 1 yıl 3 ay 7 günden bu yana tutuklu olarak yargılanan Kutlu ve Sargın'ın dün yapılan 16. duruşması olayh geçti. Duruşmayı izlemek üzere Ankara ve çeşitli illerden gelen 250 kadar izleyici, polisin önerisi üzerine önce DGM merdivenlerinde oturarak duruşma saatini beklemeye başladı. Sabah 08.30'da meydana gelen bu olayda, polisler bu kişilere müdahale ederek "nedeo oturduklannı" sordu ve kalkmalannı, Çevre Sokak'ın başında oluşturulan polis barikatının arkasında beklemelerini istedi. "Oturraamızı siz istediniz" diyerek kalkmamakta direnen izleyicileri polis coplayarak barikatın arkasına doğru dağıtmaya başladı. Bu coplama olayında Süleyman Kara, Selabattin Sabırlı, Remzi Öztürk, Salih Artaç, Hasan Toprak, Namık Kemal Güney, Hatice Ceylan, Serap Yümaz, AB Çornk ve Zafer Maniş çeşitli yerlerinden ciddi şekilde yaralandılar. Yaralananlar daha sonra vücutlarındaki yaraların Adli Tıp Kurumu'nca saptanması için Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdular. tnsan Hakları Derneği'ne de başvuranlar, olayı antidemokratik olarak niteleyerek, dövülmelerine ilişkin emrin de DGM Savcısı Nusret Demiral tarafından verildiğini öne sürdüler. KKTC CTP Genel Sekreteri Naci Talal Lsar, Hukuk Bürosu Başkanı Hüseyin Celal ile ÇGD'nin konuğu olarak Türkiye'de bulunan yabancı gazetecilerin de izledikleri duruşma, saat 09.30 sıralarında başladı. Avukatlar, 165 yurttaş tarafından imzalanan ve duruşmaları izlemelerine olanak tanınmasını isteyen bir dilekçeyi mahkeme heyetine verdiler. Duruşrnada söz alan Haydar Kutlu da duruşmaları izlemek isteyenlerin coplanarak engellenmesinin "Yargılamanın aleniyeti ilkesi"ni ortadan kaldırdığım belirtti. Avukat Bahri Belen de Kutlu ve Sargın hakkında Ağır Ceza Mahkemesi'nde de davalar olduğunu, bu nedenle görevsizlik yönündeki istemlerinin yeniden gözden geçirilmesini istedi. DGM heyeti de ara kararında, davaların birleştirilmesi yönündeki istem için daha önce verdiği kaıarın geçerli olduğunu belirtti. Ara kararında, duruşma salonuna izleyicilerin alınması konusunda savcılığa daha önce gerekli müzekkerelerin yazıldığmı, bu konuda yeniden bir yazı yazılmasının gerekmediğini kaydederek, Kutlu ve Sargın'ın tahliye istemlerini ise reddetti. Duruşmayı izlemeye gelenler zorla dağıtıldı SporToto ; Matbaası basın , işkolunda j ANKARA (AA) Çahşma ve Sosyal GüvenliK, Bakanlığı, SporToto Teşkilat Müdürlüğü i Matbaa Şubesi işyerinin I "basın ve yayın" işkoluna , girdiğine karar verdi. î Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan işkoln < tespit kararında, yapılan incelemeler sonucu 20 işçinin çalıştığı işyerinin "basın ve yayın" işkoluna •' girdiği bildiriidi. \ Sözleşmenin uzamasına tepki IETT şoförlerî hız kesti tşSendika Servisi İETT şoförleri toplusözleşme görüşmelerinin uzaması üzerine hız kestiler. Şoförlerin "Teknik talimatname ve yasalara uyduklan" belirtilerek dün kent içinde en çok 30 km.'lik hızla seyretmeleri yolcu taşımacılığının aksamasına ve duraklarda birikmelere yol aç.tı. 2 bin 500 şoförün gaz kesme eylemi yanında lETT'de çalışan diğer işçiler de topluca viziteye çıktna eylemini sürdürdüler. Eylemler nedeniyle bazı işyeri temsilcilerinin polis tarafından ifadelerinin alındığı bildiriidi. İETT şoförlerinin ortalaması 10 yılı bulan kıdemlerine karşın ortalama aylıklarırun tüm yan ödemelerle birlikte net 140 bin lirayı ancak bulduğu bildiriidi. lETT'de çalışan 8 bin 500 işçi için Belediyefş Sendikası ile İETT Genel Müdürlüğü arasında sürdürülen toplusözleşme görüşmelerinde önceki gün parasal konulara gelindi. Belediyetş Genel Mali Sekreteri Hasan Soysal, yüksek enflasyon nedeniyle geçen sözleşme döneminden yüzde 9' alacakları bulunduğunu belirterek, "Biz ücret zammı teklifimizde bu kayıplan karşılamak için önce taban ücrete yüzde 90 zam yapılmasını bu yıl için de yüzde 100 artış sağlanmasını istedik. Toplusözleşmenin bir yıllık yapılmasını öngördük. İşveren tarafı iki yıllık toplusözleşmede dayatırsa ilgili kuruluşlarca açıklanacak enflasyon rakamlan ortalaması artı yüzde 10 oraııında ikinci yıl ücret zammını kabul edebileceğimizi bUdirdik. " dedi. Belediyelş Genel Başkanı Fuat Alan işveren tarafının toplusözleşme görüşmelerini "ağırdan aldığını" belirterek, taraflann anlaşabilmesi için yasada öngörülen 60 gtinlük sürenin 16 martta dolacağını hatırlattı. Yasal prosedürün tümüyle uygulanması durumunda toplusözleşmenin ancak nisan ayında sonuçlanabileceğine dikkat çeken Alan, "Önümüzde mahalli seçimier var. Ben Anakent Belediye Başkanı Dalan'ın seçim öncesinde düşük ücret zammı tekliflerinin yol açacagı tepkileri düşünerek toplusözleşmenin mahalli seçimlerden sonra sonuçlanmasını istedigi düşüncesindeyim. Sayın Dalan'ın bu tutumunu işçilere fazla zam düşünmedigi şeklinde degerlendiriyorum. Bizim böylesine bir planı onaylamamız mümkün degil" dedi. Hayuli ihracatta\ 2 tutuklama İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kaş'm Kalkan Limanı'ndan 1988 yılı içinde 200 milyon dolarlık , hayali ihracat yaparak devleti 200 milyarm üzerinde zarara soktuklan , gerekçesiyle 15 sanık ; hakkında açılan hayali '• ihracat davasında, ' haklarında gıyabi t tutuklama kararı bulunan "Yeni Astaş ve Ordo" nakliyat firmalarının yöneticileri, tbrahim Aracı ' ile Rıdvan Yenipazar, DGM savcılığma gelerek teslim oldular. tki nakliyeci, DGM savcılığınca tutuklandı. \argitay da hata yapar Tamsaş A.Ş. fabrikasına ilişkin kira sözleşmesi için dava açan fnci Baba hakkında önce 'lehte' karar veren Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, yapılan itiraz başvurusu üzerine bu kez önceki kararın "yanlışlıkla verildiği"ni belirterek durumu "aleyhte" yeni bir kararla düzeltti. TURAN YILMAZ ANKARA Yargıtay, kamuoyunda "Inci Baba" olarak bilinen Mehmet Nabi İnciler'in 5 milyarlık "kira davasf'nda "yanlış" karar verdi. Tamsaş AŞ fabrikası ile eklentilerinin 15 yıllık kira sözleşmesinin tapu siciline işlenmesi istemiyle dava açan Inci Baba için önce "lehte" karar veren Yargıtay, yapılan başvuru üzerine bu kez önceki kararın "yanlışlıkla verildiği"ni belirterek, durumu "aleyhte" yeni bir kararla düzeltti. Istanbul'da bir gazinodan çıkarken landı. Istanbul yolu üzerindeki Tamsaş A.Ş. fabrikası ile eklentilerinin Inci Baba'ya 15 yıl süreyle kiralandığına ilişkin sözleşmenin imzalanmasının hemen ardından, Ali Türkan iflasım istedi. tflas masasına yatırılan bu fabrika üzerindeki hakkının kaybolmamasını isteyen tnci Baba da Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemetabancayla yaralanan ve bu olay si'ne başvurarak, sözleşmenin tadan ötürü halen hastanede teda puya işlenmesini, böylece fabrikavi gören Inci Baba, fabrikanın nın satılması halinde hakkının sahibi Ali Türkan'ın mallanmn kaybolmamasının saglanmasını İflas tdaresi'nce satılması sırasın istedi. Mahkeme, fabrikanın Yeda yasalara aykırı bir dizi işlem nimahalle ilçesi sımrlan içinde olyaptığı savıyla tutuklanmış, 15 yı duğunu belirterek, bu istemin bu la kadar hapis istemiyle yargıç ilçe mahkemelerinden istenmesi önüne çıkarılmış, ancak beraat gerektiği gerekçesiyle görevsizlik etmişti. kararı verdi. tnci Baba da bunu, 1983 yılında nasıl imzalandığı Yenimahalle 1. Asliye Hukuk tartışma konusu olan bir kira söz Mahkemesi'nden istedi. Ancak leşmesinin ardından, Ali Türkan' mahkeme, iflastan sonra masaya ın girdiği "ekonomik kriz" yatırılan taşınmazın tapu kaydınedeniyle malları için "iflas na kişisel hak olan kira şerhinin karan" almasıyla başlayan bu da konulamayacağı gerekçesiyle dava, sürpriz bir gelişme ile sonuç vayı reddetti. tnci Baba buna Yargıtay'da itiraz etti. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 27 Haziran 1988 tarihinde oybırligi ile aldığı ilk kararında, tnci Baba ile Ali Türkan'ın kira sözleşmesinin tapuya şerhi konusunda anlaştıklarına işaret ederek, sonradan iflas edilmesinin anlaşmadan doğan bu hakkın tflas tdaresi'nden istenmesine engel olmayacağını belirtti ve mahkemerun ret karannı bozdu. Bu karara İflas İdaresi itiraz etti ve fabrikanın 15 yıllığına düşük bir miktar üzerinden kiraya verilmesinin mümkün olamayacağını, bu nedenle sözleşmenin sahte olduğunu savundu. Yargıtay 13. Dairesi de bu "karar diizeltmesi" istemini inceleyerek, 17 Ocak I989'da ikinci kez karar verdi. Bu kararında Yargıtay, "Kiramn tapuya şerh verilmesi sözleşmesi, kiradan ayn bir sözleşmedir. Kiramn tapuya şerhi kira sözleşmesinin unsurlanndan degildir. Şerh anlaşmasının kira sözleşmesinde yazılı olması, her iki anlaşmanın ayn ayn anlaşmalar olma niteliğini etkilemez. tflas masası kira sözleşmesi ile bağlı ve kiralanan geri alma hakkına sahip değilse de, müflisin iflastan önce üstlendiği tapuya şerh yıikümlülüğünü, başka bir ifadeyle, hak niteliğindeki bu alacağın masadan aynen yerine getirilmesini isteyemez" görüşünü savundu ve ilk kararından döndü. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, yine oybirliği ile aldığı bu karannda, daha önceki kararın "yanlışlıkla alındıgını" da belirterek, aynen şöyle dedi: "Mahkeraenin davanın reddine ilişkin karannın bu gerekçelerle onanması gerekirken evveice yanlışlıkla bozulduğu, bu defa yapılan inceleme sonunda anlaşıldığından dairemizin bozma karan kaldırılarak hükmün onanması gerekmiştir." Inci Baba'nın 5 milyarlık kira davasındaki ilk karar yanlış alındı Tutuklu yakınları açhk grevinde Olaylı iflas neydi? Ali Türkan'm iflasım istemesı uzerıne oluşturulan tflas tdaresi'ne ilışkm gelifmeler, aralannda tnci Baba'mn da bulunduğu 5 kişiyi bir dizi suç iddiasıyla yargıç önüne çıkarmışü. tflas masasına yatırılan Türkan'ın Sotokon firması için girişilen "pay kapma"savaşı, öncelikle tflas tdaresi'nin ele geçirilmesi mücadelesini ortaya çıkardı. Masaya oturan alacaklılar arasında en çok alacağı olanfirmaya 1.5 milyar lira kredi veren Emlak Bankası da yer aldı. tnci Baba'mn yam sıra 20 Aralık 1988'de Karaköy'de karşıdan karşıya geçerken plakası tespit edilemeyen bir araan çarpması sonucu ölen avukatı Enver Baruloğlu, adamı Ömur Oflaz ile İflas tdaresi görevlileri Rafet Gözüm ile İbrahün Kayur'ın yargılandıklan davanın iddianamesinde, idarenin tnci Baba tarafından "kendisirü alacakk olarak göstererek" adamlannı yapılan alacaklılar toplantısma soktuğu öne sürüldü. tddianameye göre toplantıya, "vekaleten" katılan Baruloğlu ile birlikte Gözüm ve Kayır da tflas tdaresi yönetimine getirildiler. Yeni idare, ilk olarak mallara ilişkin satış kararım iptal etti. Firmaya ait araç ve makinelerin Ankara'da bir yerde toplanması kararı da alınırken, bu isi de tnci Baba üstlendi. Kayseri ve Karaman 'da bulunan araçlar tnci Baba'mn adamlannca Ankara'ya getirilerek, tnci Baba tarafından kiralanan Tamsaş'm depolanna konuldu. Bu araçlardan bazılan ise tnci Baba 'nın esi Şükran tnciler 'in sahibi olduğu A kşah Şirketi'ne kiralandı. Bazı araçlar ise depoların kapılarındaki mühürler sökülerek tnci Baba ve adamlannca kaçırıldı. Bu araçlardan bazılan ise Milli Savunma Bakanlığı inşaatlannda Hazine'yi zarara uğrattığı gerekçesiyle yargılanan Eksiler Şirkeli sahiplerinden Ali Eksi'ye kiralandı. Yeddieminde bulunması gerekirken kiratanan dozerlerden biri Muğla'da ele geçirildi. tnci Baba bunun Akşah sirketine ait olduğunu savundu, ancak buna ilişkin faturaların sahte olduğu mali polis tarafından ortaya çıkarıldı. Bu savları içeren savcılık iddianamesi üzerine "resmi evrakta sahtekârbk, sahte fatura tanzim edip kullanmak, tcra tflas Yasası'na aykırı davranmak, emniyeti suüstimal, yeddieminiik görevini ihmal ve suiistimal, yangın çıkarmak ve resmi mühürü kaldırmak " iddialarıyla yargıç önüne çıkan sanıklar, yargılama sonunda beraat etliler. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Es.kişehir özel Tip Cezaevifide yakınlan bulunan aileler dün tnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi'nde bir basın toplantısı düzenleyerek açhk grevine başladıklarını açıkladılar. Cezaevinde bulunan yakınlarının haklannın kısıtlanması ve görüşmelerden doğan aksaklıklann giderilmemesi yüzünden böyle bir karar aldıklanm açıklayan tutuklu ve hükümlü yakınları, "Biz tutuklu ve hükümlü yakınlan 15.2.1989 tarihinde yakınlanmızı görmeye gittiğimizde 9.2.1989 tarihinden itibaren açhk grevinde olduklarını ve bu nedenle gorüşlerinin yasaklandtğını öğrendik" dediler. Bu durum hakkında bilgi almak için Cumhuriyet Savcısı Uğur tbrahim Hakkıoğlu ile görüştüklerini belirten tutuklu ve hükümlü yakınları, "Savcı, 'Çocuklarınız teröristtir, 810 kişiyi öldürmüş insanlara nasıl iyi davranınm' diyerek cezaevinde çocuklanmıza uygulanan baskı ve işkenceleri meşnı göstermeye çalışmış ve savunmuştur" dediler. İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi Başkanı Muzaffer Erdost ise, "Biz dernek olarak özünde açhk grevlerine karşıyız. Ama cezaevlerinde insanlık dışı baskılar karşısında insan olarak onurunu korumanın başka yolu kalmayınca sonınlan kamuoyuna duyurmak ve düzelmeyi saglamak için açhk grevlerini doğrudan, haklı bir tavır olarak karşılıyoruz" dedi. PTT faturaları ANKARA (AA) PTT, 300 kontörü doldurmayan tele/on abonelerine şubat dönemine ait fatura göndermiyor. PTT Genel Müdürlüğü yetkilileri, 300 kontörü doldurmayan abonelere bu barajı aştıktan sonra fatura gönderileceğini bildirdiler. Abonelerden ocak ayında, yıl içinde yapılacak 300 kontörlük konuşmaların karşılığı 30 bin lira alındıgını hatırlatan yetkililer, şubat döneminde sadece bu rakamın üzerinde konuşma yapanlara fatura gönderildiğini bildirdiler. Türkiyv'den eroin kaçıtnn şebeke UTRECHT (A A) Hollanda'nın orta kesimlerindeki Utrecht kentinde Tiırkiyeden gelen bir kamyonda 35 kg eroin ele geçirildiği ve olayia ilgili olarak çoğunluğu Türk vatandaşı 10 kişinin tutuklandığı bildiriidi. Uırecht polisi larafından yapılan açıklamada, bu operasyonla Türkiye ile Hollanda arasında katı ııyuştıırucu kaçakçılığı yapan önenıli bir şebekenin çökertildiği ve Imşka tutuklamalar da yapılabılecegi belirıildi. Araştırmaların sekteye uğramaması açısından ıııtııklananlann kiınlikleri ve Turkler'in dışındakilerin uyrukları açıklanmadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle