23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 KASIM 1989 HAVA DURUMU GenelMudurtuuunoen^ MeteontfopO nan bilgfye D&s, buUn Migelerifrıc parçahveçok ttuMkı, Marmaranın baösı ıte fuyı Egg dçında M n tflm yener yağışlı jeçecek tttfışbr yer yw eddtı ve surekli olmak üzere geneHde yajjmm, ya yw sajanak ve 9ök gürfltüfü sajarak yafet gaçecek. H M SCAKUĞI: Azalmaya fcvam edeok. RÜZGAR: Guney ve dofiu yMeıden ha0. a n sra o m kuyve*. ya& anmda kuveBi olarak esecsk. Denclerimızde rizçir. Mtrmara ve Kmdentfde y * t e ve poyraatan Ege ve Afcdenizde y U z ve punbabsıiKlan 4 4 kuvvetınde saatfe 1627 tfenc n * hda gâr guney ve dogu yörtenten hafif, a n sua ortı kuvvettt, yafrş amnesecek. DENt; Mutedil ıtalgaiı olacak. da tanrtl otank «ecek. GM Uiçfik dalg* olacak. Guruş uzaldıfr OaJça yttsettCi OS15 yer yer 225 do « km, yafe anmdı 35 km. dolaynda hAnacak. layında brtmacak. Vkn GOü noe hava. açık Çofc buluttu ve y a j m r t ı geçacct RuzAdana Adapazar; Mıyaman Afybn *0n Anlara Antakya Antalya Artvın /Vdn Bakkesr Btodk Bıngöl Bıtts Botu Buıa Çanattafc Çorum Denzü Y Y Y Y Y Y Y Y Y B CUMHURtYET/17 TÜRKIYE'DE BUGÜN 25° 12° DıyartHlot 16° 11° Edim 19° 5°Enınan 16° 7°Enunjnı 13° 4° Eslaşehır 16° 8°Gazumap 24° 18° Ginsun 21° 14" Gümuîhajıe Y 16° 7°HaM*ı 20° 10» ksparta 15° 9°lslaıibul Y 15° 9Pfem» B 14° 4 ° K m Y 13° 3°Ka5tammı Y 15° 8°Kaysari Y 16° 12° Kırtdantı B 14° 5°KuBtıya 19° 10° IMatya 19° 5°Uaı«sa 15° 9°K.Mm$ 15° 1°Mfrsn 11°4°Mg9l« 15° 6°MU$ 20° 6°N*fc 17°ir>Ortu 14° 2 ° t a 12° 3°S»msu(i B 19° 11° Y 20° 7° Y 23» W> J Helanki ^S* Lenıngrad Moskova DÛNYA'OA BUGÛN Anvnan Mtnı Batcdora Basd Bdgrat B 11° Y 24° A 22° A 25° A 22° A 11° B 15° B 9° B 12° B 12° A 12° A 11° A 24° A 30° A 30° B 12° 26° 7° 27° 11° 11° 26° Lanngrad Londra MaM «Hano Momreal MosfcM Münft OsK) Pans Prag ftyad Roma Çam Tunus A 6° B 11° A 24° 16° B 8° 4° B° 15° 6° 14° 9° 30° 19° 14° 24° 2S» 26° ANKARA...AJNKA... MÜŞERREF HEKİMOGLLl Bir gece önce Sayın Evren onuruna düzenlenen bir eğtence programını izledim; eğlendim mi bilmem? Tersine, kimi bölümter beni çok düşürvdürdü. Gözierimden, kulaklanmdan utandım birazl Böyle bir başkent gecesi yaşamak güzel değil; gece sona ererken Anrtkabir'in ışıklanndan da utanıyor insan! Ama bu gecenin sabahı da var. Sonbahar guneşi gütümsüyor, yapraklar uçuyor yollarda; devlet konser salonunun önu çok kalabalık. Her kuşaktan müzikseverier... Kimi muttu, çünkü bileti var; kimi biletsiz, guzel bir müzik olayını dinlememenin üzüntüsünü duyuyor. Venezuelalı ünlü gitarcı Aliria Diaz'ı dinlerken çok üzuldüm doğrusu güzel bir müzik olayını dısandaki gençlerle paylasamadığım için... Trilyonluk bütçeler, ama başkentin çağdaş bir konser salonu yok henüz... Diaz'ı birkaç kez dinledim: kocaman elleri var, belki benim gozümde; belki de çalarken büyüyor, sanat düzeyini, boyutlarını da sergitiyor. Eski konser salonu da başka bir geroeği sergiliyor bence, coşkusu hiç eskimiyor, kalabalığında güzel bir soluk var. insanı tazeleyen, güçlendiren bir soluk. Arabesk tırmanıştara karşı bir direnişi vurguluyor. 1990'lara doğru neretere getöik diye üzülürken 1940'ların başkentini anımsıyorum bu salonda. Tertemiz sokakları, çiçekli bahçeleri ile eski başkent çok gerilerde, ama çağdaş bir başkentte yaşamak özlemi de bastınyor giderek. Çirkinliklere karşı güzellikler üretmek çabalarını böyle yorumluyorum ben. Arabesk eytemlere çağdaş yanıtlar verenler giderek çoğalıyor. Başkentte çok şıktokantalaraçdıyor; güze! bir dekorda damak zevkinin en güzelini duyurmak çabasıyla lahmacun salgınına tepki gösteriyor kimi kişiler. Ankara Kalesi'ndeki eski evter onarılıyor, tarihsel bir köşeyi parlatmaya çalışıyorlar. Yerel yöneticiler konserier, festivaller düzenliyor; perde açılmadan önce küçuk konserier veriliyor tiyatroiarda; güzel galeriler açılıyor durmadan. Konserden sonra Doku GaJerisi'ne gittim, Orhan Peker'in karpuz dilimlerini seyrettim, Mehmet Kıyat galerisini daha da genişletmiş; sürekli sergilerte resim dünyasına değişik pencereler açmak istiyor. Orhan Peker'in karpuz dilimleri soluk renklere sıcak bir kırmızı tepki. Başka bir duvarda Nuri İyem'in kadınlan var. Güzel bir porselen gibi pahıyorlar. Sonra Mustafa Ayaz'ın kadınlan. Uzanıp yatrvermişler sere serpe, türbanlı kızlara meydan okur gibi. Derken Subutay'ın papatyaları; denizde mi açmtşlar, gökte mi bellı değil, ama birini koparıp fala bakmak geliyor içimden. Ne olacak halimiz? O güzel resimler arasında Suat Nazif Baydur'un ölüm haberi bıçak gibi saplandı yüreğime. Yaşama son vermek bana ters gelir; yaşama gücünü savasarak surdürmeyi yeğlerim. Doku'dan sonra Vakko Galerisi'nde Ayaz'ın sergisınde de tartışıldı bu konu. Kimi dostJarı ölüm kararı için gerekçe anyor, bulamıyor; hastalık mı, bunalım mı, darboğazlar mı diye soruyorlar Tam tersini söyteyenler de var. İnsan yaşamına son vermek hakkını da kullanabilmeli, bu da bir seçim diyorlar. Vaktiyle yaşamına son veren bir arkadaşımı hatırlıyorum; onu ölümden kurtarmak çabalarına çok sert tepki gösterdi: ölmeye ben karar verdım, bu kararı değiştirmek hakkını nereden buluyorsunuz siz; artık yaşamaktan tat almıyorum, onu bana verebilecek misiniz diye sordu. Veremedik doğrusu; yaşama sevinci giderek soldu, kalbi duruverdi bir gün... Suat Nazif ölümden dönmek ister miydi acaba? Cumhuriyet Kızı'nı seyrederken neier hissetti acaba? Oğlunu sevinçle mi kutladı, üzüntüyie mi, bir düş kırıklığıntn ezikliğiyle mi? Cumhuriyet Kızı karamizah türü ilginç bir oyun. Çevremizden yasamımızdan kara lekeler vurguluyor. Bir tükenmişliği, yozlaşmayı... Atatürk'ün öngörduğü Cumhuriyet Kızı portresini hayli çarpıtıyor çizgileri... Güzel oynanryor, çok alkışlanıyor, ama bir başkent gecesinin soğuğu gibi çarpıyor yüzümüze! Yollarda düşünüyorsunuz; sonra başka portreler, başka cumhuriyet kızları, Atatürk'ün kadın devrimi ile boy veren kadınlar dikiliyor karşınıza. Her dalda uzmanlaşan. kişiliği ile parlayan kadınlar Sanatçılar, doktorlar, diplomatlar, yargıçlar, plancılar, yazarlar, bilim dalında çalışanlarla yüzümuzu agartan, bizi onurlandıran kadınlar. Çağdaş düzeye gerçekten ulaşanlar. Ama bir de çağın gerisinde kalanlar, laikliğe karşı çıkanlar, dınse< politikayı savunanlar var değil mi? Atatürk devrimlerinı yozlastırmaya çaltşanlar, bu çabayı bir politikaya dönüştürenler, o politikayla alaniarda boy gösterip ülkemizin geieceğini de gölgeleyenler... Bir sonbahar günü güzel bir konser dinleyerek, güzel sergtler, oyunlar seyrederek çağdaş bir başkent ızlemi duvmak guzel; ama bu gerçekleri görmezlikten gelebilir miyiz? Başka bir yazımda da haber verdim, önümüzdeki günlerde iki müzik merkezi kuruluyor. Bilkent Üniversitesi Muzik Fakültesi'nin girişimiyle gerçekleşiyor bu olay. Merkezin biri Türkiye ve ulusiararası çoksesli muzik calışmalan yapacak, çalışanlara destek olacak; öteki Potonyalı ünlü besteci Chopin'i sevenleri bir araya getirmeyi amaçlıyor. Chopin ilk aşama; sonra Bach'ı, Beethoven'ı, Erkin ya da Saygun'u sevenler de bir araya gelebilir. Chopin merkezinin onursal başkanı Sayın Adnan Saygun. Atatürk1 ün müzik devrimini gerçekleştiren öncülerden biri ülkemizde. Saygun'lar, Erkin'ler müzik devrimi ne güzel boyutlar kattılar, ama sonra? O devrim yozlaştı; imam hatip okullan, Kuran kursları çcğaltan politika konservatuvartara ilgisiz kaldı. Teksesli politikadan hoşlananlar, çoksesli müzik sevgisini de soldurmak istedi neredeyse. Yeni kurulan merkezleh Atatürk'ün müzik devrimi doğrultusunda bir olay diye yorumluyorum ben. Arabesk müziğin tırmanışını önlemek için çağdaş, bilinçli bir altyapı olusturmak gerekiyor. Kurucu vaktın girişimini sevinçle kutluyorum. Çoksesli konserlerin ve bir Chopin müziğinin t'ıtreşimlerini duyuyorum yüreğimde. Bu 10 Kasım sabahına da başka bir bilinçle uyanıyorum. Atatürk'ün karşısında daha dik ve kararlı durmak öziemini duyuyorum. İlke ve devrimleri için yeni savaşlar vermek istiyorum. Sözde Atatürkçüleri tanıdık yeteri kadar. Atatürk'ten başka laf etmediler, ama ilke ve devrimlerini aşındırdılar durmadan. Atatürk'ü yasamımızdan silmek istediler. O ilke ve devrimleri somut olarak yaşamak isteyenler, ulusal varlığımızı o ilkelerle güvencede görenler de daha bilinçli davranmalı şimdi. Yöntemi saşırmadan, ilkelerden ödün vermeyi hoş görmeden yürümeli çagdaşlık yolunda. Yoksa aslanlı kapıda valnız kalınz qiderek. Y Y Y Y Y 16° 7°»1 Y W11°Smop Y 19°1fSıws Y 0 8 14° «°Trjtaon Y Y 14° ySınctt Y 15°10°Uş»k Y 14° S°V*ı Y 16° 6°Yo2|Ht Y Y 16° 3°Zonguldak Y BW T 14° 17» 17° 17° 18° 17° 14° 16° 18° 14° 16° 12° 14° 4° 12» 11° 12° 7° 12° 3° 11° 12° 4° 7° 2° 5° t r 3° Bu 10 Kasım Sabahı Lızbon to Cenmre Caoyır Ckkk Dubıyı FmMırt *•** B6ulutlu Gouneşj Klart Sast Yyajımırtu Kahıre* Y Y A KlNre Kopartag B B KHn Lrtoşa Y B 11° A 17° Vıyvn B 9° VtBhmgMA W ZufH A 11° BULMACA SOLOAN SAĞA: 1/ tktisat kuramında, tek bir ahanın bulundufu piyasa dununu. 2/ ABD'de bir eyalet... Divan şiirinin ölçüsü. 3/Osmanlı toprak dttzeninde yülık geliri yüz bin akçeyi aşan dirlik... Hannan yerindeki tahılın ta$ ve toprakla kanşık kalıntısı. 4/ Teker biçiminde yassı nesne. 5/ Hintli kadınların ulusal giysisi... Tantal elementinin simgesi. 6/ Resim yapımında kullanılan sentetik bir boya. 7/ Sahip... Bir bağlaç... Tarla sırun. 8/ Yapraklan sebze olarak kullanılan ve efelek de denen bitki... Koca. 9/ Sandallan asmaya yarayan ve gemilerin bordalannda bulunan dikmelere verilen ad. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Osmanlı maliye örgütünde vergi toplamakla yükümlü kamu görevlisi. 2/ Padişah ve vezir kavuklannda bulunan tüy ya da püskül biçimindeki sorguç... Çölden esen rüzgâr. 3/ tsa Peygamber'in doğum yeri olan köy... Baryumun simgesi. 4/ Sevinç belirten bir unlem... încelik, naziklik. 5/ Yemek... örtü. 6/ Afrika'nın dogusunda toplu olarak yapılan yabarul hayvan avı... Bağışlama. 7/ Kalıç... Bir nota. 8/ Kutsal ışık... Boyalann yoğunluğunu azaltmakta kullanılan kimyasal bileşimlerin genel adı. 9/ Alüminyum, bakır ve magnezyum katılnuş çitıko alaşımlanna verilen ad... Eski Mısır'da bir tanrı. TARTIŞMA Aıttalya Fesüvali'niıı Yankıları Eleştirmek kadar düşünmek de lazımdır. Bu festivalin bütçesi nereden sağlanıyor acaba? Belediyelerin ekonomik durumları bellidir, devletin yardımı da söz konusu olmamıştır. Dahası sinemayia ilgili dernek, örgüt ve kuruluşlar da ilgi ve yardım göstermemişlerdir. 26. Antalya Festivali'nin başta Ahm Portakal Film Yanşması olmak uzere birçok sanat ve kültür etkinliklerine sahne olması, olaya dışandan bakanlar bir yana, bizzat olayın içindekiler tarafından unutuldu nedense. Sayın Atillâ Dorsay'm, Sayın tzzet Gaaay'ın ki ikisi de jüri üyesi olarak görev yaptılar eleştirilerine dikkat edilirse sanat ve kültür etkinliklerinin azlığına ağırhk verdikleri görülür. Elbette konu ile ilgili altyapı olanaklarından yoksun bir kentte yapılacakların mümkün olanı yapılmıştır. Başta, tstanbul Şehir Tiyatrosu olmak üzere Levent Kırca Tiyatrosu, belediye, üniversite ve çocuk tiyatrolan bir bafta boyunca gösteri yapmışlardır. Buna koşut olarak sempozyumlar, resim sergileri, kitap imza günleri ve söyleşiler, şiir toplantıları gözlenmişür. Elbette bunlann yeterli olduğu söylencmez, ama iyi niyetli bir yaklaşımla elden gelen yapılmaya çalışılmıştır. Eleştirmek kadar düşünmek de lazımdır. Bu festivalin bütçesi nereden sağlanıyor acaba? Belediyelerin ekonomik durumları bellidir, devletin yardımı da söz konusu olmamıştır. Dahası sinemayia ilgili dernek, örgüt ve kuruluşlar da ilgi ve yardım göstermemişlerdir. Gözlenen tabloda halktan sağlanan paralarla Türk sinemasına katkı sağlanmaya çalışılmıştır. Bu hareket güzel, anlamlı olarak değerlendirileceğine, işin kolayına kaçıhp adeta alay edercesine eleştiri sergilemek doğrusu bağışlanır türde değildir. Elbette eksiklikler vardı. Ama bu eksiklikler, iyi niyetli bir yaklaşımla, yönlendirerek, uyararak hatta teşvik edilerek yapılırsa daha çok yarar sağlar. Festival sonunda Yürütme Kurulu üyeleri bir genel değerlendinne yapmışlar ve altyapı eksikliklerini giderme yolunda bir festival ya da kültür sarayının gerekliliğine işaret etmişlerdir. Diğer taraftan son gecedeki aksakhklar ele alınmış ve bunlann bir daha tekrarlanmaması için simdiden çalışmalar başlatılmıştır. bu görevler için düşünülmemişlerdir. Odulleri yürütme kurulu üyelerinin vermesinin bir sakmcasını görmek halkçılık nutukları altında halkı küçümsemek anlamına gelebilir. Sanatçılarm veya jüri üyelerinin, büyük çoğunluğu çok düzenli ve başarılı gecen bir festivalin kapanış gecesindeki bir saatlik sıkıntılan, özveri ve hoşgörü kanalında değerlendirilmiyorsa elbette bir organizasyon eksikliği olarak kabul edilebilir. Sayın Dorsay'a anımsatılması gereken bir diğer nokta daha vardır: Bu festival bir Oscar ölçeğinde değildir. Orada ödül töreni kapalı bir hacimde yapılır ve sınırlı bir izleyici kitlesi sade bir törenle karşı karşıya kalır. An 60 YIL ÖNCE CumhuriYel 1930 Türkiye Güzeli 10 KASIM 1929 Bu sene bütün railletler, güzellik müsabakalanna büyük «hemmiyet atfetmekte, gu2ellik kraliçelerini azami dikkatle intihap etmektedirler. Çünkü dediğimiz gibi bu 1930 kraliçeleri arasında bir Avrupa, bir Amerika ve bir de dünya güzellik milsabakası olmak uzere üç müsabaka yapılacaktır. Kendisi ile temas ve rnuhabere ettiğimiz "Journal" gazetesi başmuharrirlerinden, beynelmilel Sayın Dorsay'm "eşı»f" diye nitelediği Festival Yürütme Kurulu üyeleri, kendi dal ve alanlannda uzman ve fakat amatör bir anlayışla çıkar beklemeden bu işe gönül vermiş sade insanlardı. Kaldı ki "eşraf" artık Anadolu'nun içlerinde bile göze çarpmayan bir olgu oldu. Odüllerin dağıtımında sanatçılar, sıralama veya ayırt etme zorluğundan; jüri üyeleri ise herhangj bir yorumu önleme kaygısıyla cak bu festival halkın annesi durumundaki belediye tarafından tertiplenmiştir ve halkın yoğun katılımı noktasında eğlence öğelerine de yer verilmesi doğal karşılanmalıdır. "Alalurka bir sarkıcı", "bir dansöz" vb. küçümseyici bir dil kullanılması doğrusu oldukça yadırganacak bir davranıştır. ABDULLAN TEKİN Festival Yiiriitme Kuruln Üytsi 1 ^~^~^ Paris güzellik milsabakası Milli Eğitim Bakanı'na mektup Milli Eğitim Bakanlığı'nca 19 Haziran 1978 günü ve 1990 sayüı Tebliğler Dergisi'nde yayımlanan 11997 sayılı genelgeyle bütün ilk, orta, üse ve dengi okul öğretmen ve öğrencileri için başvurma kiubı olarak kabul edilen, "TDK Yayınlan, Yeni Yaam Kılavuzu" ile 1988 basımlı, "Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yflksek Kunımu, Türk Dil Kurucnu Yayınlan Imla Kılavuzu" arasındaki çelişkilere değinmek istiyorum. 1988 basımlı imla kılavuzunun Tebliğler Dergisi'nde yayunlarup yayımlanmadıgı kitaptan anlasüamamıştır. I. 1988 basımlı İmla Kılavuzunda: "Yazıhşı: onbaşı, binbaşı. Sfiylenişi: Ombası, bimbaşı gibi olması gerekir" diye kesin bir yargı vardır. II. Aynı küavuzda: "Yanlıs: Zongiıldak'ı. Mehmet'i. Doğru: Zonğuldağı, Mehmedi" biçiminde bir yargı daha vardır. Gerekçe olarak, söyleyiş ve yazıhşın farklı olmasından dolayı ortaya çıkan çelişkiler gösterilmiştir. Bunu önlemek için de bu keümeler özel isim olduklan halde yazımlan degiştirilmiştir. Öyleyse aynı dunımda olan I. örnekteki kelimeler arasında niçin bu çelişki görülmemiştir? Şimdi Sayın Bakanım, kılavuzdaki çelişkilerden birkaç örnekle açıklamaya çahştığınuz konuda sizlerden yardım bekliyoruz. Bugüne kadar bütün milli eğitim toplumunda öğrendlere verilen yazım kurallan altust olmuştur. öğrenciler, ögretmenJerinin karşısına: "Bize neden bugüne kadar yanlıs öfrettiniz?" sorusuyla çıkmaktadırlar. Sayın Bakanım, bu dururada biz öğrencilerimize eski yazım kılavuzundaki kurallan mı, yeni imla kılavuzundaki kurallan mı öğreteceğiz? Türk dilini tüm bu kargaşalıktan çıkarmak ve sınavlara hazırlanan öğrencilere hangisinin öğretileceğini belirlemek için sizlerden yardım bekliyor, saygüanmızı sunuyonız. SAMET BOZKULAK İsUnbol OKURLARDAN haiuiıit mürettibi ve bu müsabakanın jfiri f^!^ÎJ heyeti reisi M. de Woleffe, bize Paris'teki müsabakaya iştiraki, fevkalade bir hadise teşkil • 1^"^" gönderdiği mektupta diyor ki: edeceği cihetle, son derece alâka ve heyecan güzellerini bir •ÎM "Bütün Avrupa uyandıracaktır. tstanbul'da S i S S Ü Ü S i rnüsabakanın kanunisanidebu yapacağınız " yerde toplayacak olan bitmesi ve Türkiye j^jjjjjj^ Kraliçesinin mezkur ayın sonunda Güzellik müsabaiaya yeni Türkiytfnin de Paris'te bulunması lazım geldiğini arzeder vememnuniyetle Mınio iştirakini büyük kraliçenin hareketini daha evvel bana bildirmenizi rica ederim!' vfüîîlb» karşılıyorum. Hatta isterseniz GüzeUik kraliçelerinin Paris'e kadar gidip gelme seyahat «•••••• bizzat kendim tstanbula gelip, ücretleri temin edilmiştir. hera güzel memleketinizi görür, l^üT Avrupadan Jıjjjjj^ı^jjj^j hem de Türkiye Güzellik Rio dö Jeneyroya kadar seyahat masraflannın kim tarafından^temin " " ^ ^ ^ ^ ^ edildiğini de yarm yazarız. ederim. Müsabakasını tertip J^^^ Bu işi büyük bir memnuniyetle •^"•^" yapacağıma emin olunuz. Türkiye GüzeUik Kraliçesinin Kibrit lnhisarının hazırlamakta olduğu çakmak taşları yakmda piyasaya çıkanlacaktır. Taşlar pul müdürlüğünde yaptırılan hususi zarflar içine onar tane konarak zamklanmış ve esnafın bunlan açması menedümiştir. Her zarfta bulunan 10 taş onar kuruş itibarile 100 kuruşa satılacaktır. Maamafih herkesin defaten 100 kuruş verip çakmak ta$ı alamayacağı hesap edilerek baska tedbirler de alınacaktır. Fiatlann tenzili de rauhtemeldir. ¥' REDHOUSE İMZA PROCRAMI Yeni çakmak taşları ELVAN PEKTAŞ 6ÜLÇİN ALPÖGE SEVİM AK VEDAT DALOKAY MUSTAFA EREMEKTAR (Mıstık) YALVAÇ URAL TURSEM'İN REHBERÜĞİNDE 3 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet ADNAN ÖZYALÇINER AYLA ÇINAROĞLU HAKKI ÖZKAN YALVAÇ URAL TÜYAP KİTAP FUARI REDHOUSE YAYINEVİ STANDINDA SAAT 14:00 1 8 : 0 0 MEHRIZAT BEN DÜNYAU DEĞİLİM adh ilk yaprtmı 10 kastmda (14 0018 30) TÛYAP KİTAP FUARI YAZARLAR SENDİKASI STANDINDA imzalıyor. 2. imza günü 11 kasım cumartesi KADIKÖY KULTUR KITABEVVnbe {Muvahithane Cd. 37) Saat: 14.0019.00 BRIÛHTON, HASTINGS/FXETERVE CHESTLR'DE SEÇKİN DİLOKUULAMNDA YAZK\Ş> Eyüp Han Tahran'da 10 KASIM 1959 Pakistan Cumhuıbaskanı General Muhammed Eyüp Han, Iran'ı ziyaret etmek Uzere bugün Tanran'a müteveccihen uçakla Karaşi'den hareket etmiştir. Türkiye, Pakistan ve tran arasında Ortadoğu meseleleri ile Ürdun'ün Merkezi Anüaşma Teşkilatlan'na ginnesi hususlannda müzakere edilmesi muhtemel EyupHan görülmektedir. (2 ÎAX<JTTE Ö6C İMGİÜZLİSANOKULLARI DANIŞMA MERKEZİ YA DA BÜTÜN YIL IM6İÜZCE ÖÛRENİN 12 HAFTA KURİ, AİLE YANINOA KONAKLAMA YEMEKVE KITAPLACDAHİL: A Y D A 1 7 5 £ TAK5İTLE Cumhuriyet Cad 173/4B Elmadağ 80230 lstanbul Hılton Oteli Karşısı Tel. 148 39 77 148 79 43 148 28 49 Fax : 132 97 29, Tlx 27498 tusmtr lur^eııı ÜSELİ DEVRİMCİ GENÇUK Adma Gazi Olgun "Verdiği onurlu, tavizsiz devrimci mücadelesinde "öldürüldü". Tlırgut tpçioğlu mücadelemizde yaşıyor. lstanbulda faaliyete geçecek olan troleybüs işletmesinin hazırlıklarına önümüzdeki ay içinde başlanacaktır. İlk planda 50 kilometre uzunluğundaki dokuz yol güzergahında 8 ay içinde 100 adet troleybüs çalıştınlmaya başlanacaktır. Troleybüs araba, hat ve yedek parçalan ttalyamn Ansaldo Saint Georgia firmasına 4.500.000 dolara ısmarlanmıştır. lstanbulda şebekenin tesis ve işletme masrafları l.E.TT. idaresine ceman 70 milyon Türk lirasma mal olacaktır. Italyan firması ilk parti 10 adet arabayı 1960 temmuz ayı içinde teslirn edecektir. Bu suretle Edirnekapıdan EminönUne 10, Kadıköyden Bostancıya 15 dakikada gitmek kabil olacaktır. Troleybüs hazırhklan ECEVİTLERİN KATILACAĞI DSP 4. KÜRULUŞ ŞENÜĞİNDE BULUŞALIM 11 Kasım Cumartesi günü 14.00'te Sultanahmet'te Aynı gün saat 19.00'da Lütfi Kırdar Spor Sergi Sarayı'nda (Harbiye) ücretsiz kutiama şöleni. Şenliğe Katılan Sanatçıtar: Canımız, arkadaşımız Sema'nın acısını içtenlikle paylaşır, sevgili CANAN'a Allah'tan rahmet dileriz. ÜSKÜDAR AMERİKAN KIZ LÎSESİ SINIF ARKADAŞLARI Yurtsevef arkadaşımız, kardeşimiz, 19841986 Donemı Oda Başkanımız Maden Yüksek Muhendisi GEÇEIV YIL BUGÜN Cumhuriyel Galatasaray galip 10 KASIM 1988 San Kırmızılı ekip, ilk maça 30 yenildiği tsviçre'nin Xamax Neuchatel takımını lstanbul'daki rövanş macında Tanju'nun 3 ve Uğur'un 2 golüyle kupa dışı bıraktı. İlk yanda bir gol atan Galatasaray ikinci yarıda 4 gol kazandi. Galatasaray'ın bu umulmadık T»n»i başarısı nedeniyle Ali Sami Yen Stadı'nda büyük sevinç gösterileri yapıldı. M a ç t a n sonra lstanbul ve öteki kentlerde cadde ve sokaklar gösteri alanına döndü. Yurt içi, yurt dışı cenaze nakledilir. İlaçlama, malzeme, tabut, bütün işlemler hassasiyetle. süratle yapılır. İşletmede ayrıca 18 ambülans mevcuttur. Cenaze ilanlarmda, hizmet bedeli alınmaz. İSLAM CENAZE İŞLERİ 147 20 06 140 68 86 VEFATLAR İÇİN KORONER KALP Hastalığından Konınunuz Mua\?ne, Kontrol ve Tedau için ŞEVİM TUNA İZZET ALTINMEŞE OKAY TEMİZ ŞELAHATTİN ALPAY İSMAİL HAZAR FARUK TUNCEL Sunucu Ateşböceği ERCAN SeçkinY.İNCEEFEnin Odamız çalışmalarına ögrencilik yıllarından başiayarak koymuş olduğu katkılar ve verdiği mücadeleler rehberimiz ve gururumuzdur. Araımzdan ayrılışının 2. yılında saygı üe anıyoruz. TUUOB Maden Uuhendisleıi Odası Yönetim Kurulu TÜRK KALP VAKFI 194610 KASIM 1987 MotyfM, LaboretBvar. Ronlgn 175 12 44 45 • 148 58 66 Yırdın vr Btgışlannız İçin T.C.Zinat Bnkut, Ntşaol^ı Şabcsi Hesap No: 7245 Emlak Bukası, (hmanbc) Şnbcsi Hesap No: 12285
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle