17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 EKİM 1989*** * Elvis için glasnost önemli bir yeri var. Kolya Vasin, evini görmek resmi Sovyet vatandaşı Kolya Vasin'ın yaşamında, Elvis Presley'in çok Elvis'in ABD'deki uğruna, Sovyet makamlarından yurtdışına çıkış CUMHURİYET/17 Yeni adliye binasına soruşturma ANîvARA (Cumhııriyei Burosu) Başbakan Turgut Özal'ın da katılacağı bir törenle Cumhurbaşkanı Kenan E\ren tarafından yarın açılması beklenen başkentın veni adliye binasının taşınma işİemleri soruşturma konusu oldu. Binanın inşaatının henuz mamlanamadığını, en azından biriki aylık bir işınin oldu" ğunu dakaydeden Erzurumluoğiu, açılışın Cumhurbaşkanlığı seçimleri oncesinde yann gerçekleştirilmesini de"siyasi bir şov" olarak niteledi. Adalet Bakanlığı Musteşarı Arif Yüksel de, taşınma işleminin adliye personelınin kendi olanaklarıyla gerçekleştirilmesi yonunde kendilerince verılmiş herhangi bir talımatın bulunmadığını savunarak, "Biz bu bina için milyarlar harcadık. Şimdi taşınma işlemi için gereken paradan mı kaçınacağız?" dedi. BağKurlulara müjde KONYA (AA) BağKur Genel Miidüru Hilmi Sabuncu, kurumun yeni atılımlar içinde bulunduğunu bildirerek, "Sosyal yardım miktarını yukselteceğiz. Prim tahsilatımızı tam olarak gerçekleştirdiğimizde, emekli maaşlannı da SSK emeklilen duzeyine çıkaracağız" dedi. Sabuncu, Konya'daki incelemeleri sırasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, prim tahsilatında ve sağlık giderlerinde dengesizlikler bulunduğunu, 9 milyon kişiye sağiık hizmeti sağladıklarını bildirdi. Prim tahsilatından yakınan Genel Müdür Sabuncu, bu konuda şunları söyledi: "Prim lahsilatını tam yapamıyoruz. 20 milyon 13 bin BağKurlu'dan 249 bini primini tam yatırıyor. 700 bin kişi de eksik yatınyor. Gerisi hiç yanrmıyor. Prim tahsilatındaki ohımsuz sonuc, hizmetleri tam anlamıyla yerine getirmemizi eneelliyor." jlkbahar, yaz1990 1990 ılkbahar ve yaz modası kreasyonlarının sergılenmesi, Avrupa'nın unlü moda salonlannda daha şimdiden başladı. Marıo Valentino'nun sued ceket ve pantolonlardan oluşan çarpıcı kırmızı giysilen, geçen hafta Milano'da aerçekleştinlen defilelerde büyük ılgi gördu. Valentino 1990 ilkbaharında da askılı dekolteleri tercih ediyor. (Fotoğraf: Reuter) dökmuş. Uzun uğraşının sonunda başarıya ulaşan Vasın, ABD'ye vızesı alabllmek ıçin epey ter ayak bastığı İ v a n c i t m r Tayland'ın Chanburi kentinde J f a i I ^ I J f l l l rjuzenlenen geleneksel manda yarışlarına bu yıl iki yüz manda katıldı. Büyük ve küçük olmak üzere iki kategoride yarışan mandalann binıcilen bu yıl her zamankinden fartdı olarak ayakta jokeyhk yaptılar. (Fotoğraf' AP) Boston Havaalam'nda, gazetecilere kendı kendine oluşturduğu Elvis albümünü guruıia gösteriyordu. (Fotoğraf: AP) HABERLERIN DEVAMI Danıştay USAŞ davalarını usulden reddetti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay. SHP Genel Sekreteri Yardımcısı Adnan Keskin ile DYP Zonguldak Milletvekili Tevfik Ertüzün'ün, USAŞ'ın özelleştirilmesiyle ilgili olarak açtığtdavaları usulden ele aJarak reddetti. SHP'nin Danıştay'ın, açılan davayı usulden reddetmesi uzerine Idare Mahkemesi'ne yeniden dava açacağı oğrenildi. Danıştay 10. Daıresi Başkanı Şerafettin Kaya, DYP'li Ertuzunun davasında verilen görevsizlik kararının gerekçesini, "Davada Toplu Konut ve Kamu Ortaklıgı tdaresi davslı olarak gösteriliyor. Bu, USAŞ'ı özelleştiren bir kuruluştur. Yani ortada, bizim görev alanımıza giren bir Bakanlar Kurulu karan yok. Onun için bu davada görevsizlik karan vererek. dosyayı Ankara Idare Mahkemesi'ne gonderdik" diye açıkladı. ANAP'tan Ozal'a onay CANA.N GEDİK TUNCAY ÖZKAN ANKARA Başbakan Turgut Özal dun ANAP'ın ıl, ilçe ve belediye başkanları ve MKYK uyeleriyle yaptığı toplantılarda "cumhurbaşkanlığı için vize aldı." Geçen hafta ANAP'ın grup toplantısında uyguladığı anketin bir benzerinı dun ıl ve ilçe başkanlarına uygulayan Özal, "Benim gösterecegim aday ile birlik ve beraberliğinizi surdureceğinize i nansam aday olurum" dedi. Il ve ilçe başkanlarının buyuk çoğunluğu cumhuıbaşkanlığı adaylığı konusunda olumlu yanıt verdiler. ANAP'ın 4.5 saat süren ve 100'un uzerinde partilinin katıldığı genışletilmiş MKYK toplantısında ise sadece 9 ANAP'lı, Özal'ın cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıktı, Özal, MKYK toplantısından sonra, "Bu son toplantımız bize bir giiven vermiştir" dedi. Başbakan Özal başkanhğında saat 16.30'da yapılan genişletilmiş MKYK toplantısına 100'u aşkın ANAP kurucusu, bakan, MKYK üyesi ve grup yoneticisi katıldı. Eski lstanbul Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan parti kurucusu olmasına rağmen MKYK'ya katılmadı. Başbakan Turgut Özal, toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, "Bu son toplantımız, bize bir guven vermiştir'' dedi. Genisletılmis MKYK toplantısında ilk konuşmayı yapan Başbakan Özal, ANAP'ın kuruluşundan bu yana olan gelişmeleri bir kez daha anlatarak, "Ben illa cumhurbaşkanı olayım diye bir hırs içinde değilim. Memlekete nasıl daha iyi hizmet vereceksem, o makamda olmayı arzu ederim. Bu konuda sizlere de danışma geregini duydum" dedi. Başbakan Özal, cumhurbaşkanı olmasından sonra, ANAP'ta sıkıntılar doğabileceği endişesinı de dile getirerek, "Seçildikten sonra, partide sıkıntı olursa, çok pişman olurum" dedi. Özal'ın bu konuşmasından sonra genişletilmiş MKYK toplantısına katılan ANAP'lılar söz aldılar. Başbakan Özal'ın cumhurbaşkanı adayı olmasına söz aian ANAP'hlardan Milli Savunma Bakanı ve ANAP kurucusu Safa Giray ile Grup Başkanvekili Onural Şeref Bozkurt, ANAP kuruculanndan lstanbul Milletvekili Fahir Sabuniş, Bingöl Milletvekili Mehmet Ali Doğuşlu. ANAP MKYK üyesi Akın Göoen ile genei başkan adaylarından Mehmet Keçeciler, Necat Eldem, Talat tçöz ve Mehmet Aydın karşı çıktılar. Keçeciler, Başbakan özal'a "Cumhurbaşkanı adayı olmamanızı lavsiye ederim. Ancak takdir sizindir. Aday oldugunuz takdirde hepimiz oy verecegiz. Cumhurbaşkanı seçilirseniz, ANAP varlığını sürdureceklir. Bu parti allı büyük seçim sınavından geçmiştir ve sadece birini kaybetmişlir" dedi. Milli Savunma Bakanı ve ANAP kuruculanndan Safa Giray, cumhurbaşkanlığının temsıli bir görev olduğunu ifade ederek, Başbakan özal'ın partinin başında kalmasını istedi. Giray, Özal'ın cumhurbaşkanı olması halinde partide ciddi sıkıntılar yaşanacağını dile getirdi. Başbakan Özal'ın cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıkanlar özetle şu göruşleri dile getirdiler. Akın Gonea: Sizin kişiliginiz ve ismıniz ANAP ile ozleşmıştir. Millet 1987'de size ve dolayısıyla ANAP'a 1992'ye kadar yetki vermiştir. Cumhurbaşkanı adayı olursaruz bu yetki ortadan kalkar. Erken seçim koşulları doğar. Mökerrem Tascıoglu: Cumhurbaşkanı adaylığınız partimizde sıkıntılar doğurur, birçok kez ben cumhurbaşkanı adayı olmamanız konusunda görüşlerimi belirttim. Partinin geleceğinden endişeliyim. Aday olursanız secilirsiniz. Biz de size oy veririz. Mehmel Ali Doğuşlu: Cumhurbaşkanı adayı olmanız halinde ciddi sıkıntılar yaşanacaktır. Fahir Sabuniş: Başımızda kabn, partide büyük sıkıntılar yaşanır. Onursal Şeref Bozkurt: Başbakan olarak kalın. Sız şahsınız cumhurbaşkanı olmaya layıksınız, ama başımızdan giderseniz parti dağılır. GOZLEM UGUR MUMCU (Baftarafi 1. Suyfada) Evet diyenler Genişletilmiş MKYK toplantısında söz alan Turizm Bakanı IIhan Aküzum ile devlet bakanlan İşın Çelebi ve Güneş Taner, Başbakan Özal'ın cumhurbaşkanı olmasını hararetle savundular. llhan Aküzum, MenderesBayar örneğini vererek, "Sizin Çankaya'ya çıkmanız adeta kader haline gelmiştir. Bu, partimizi de güçlendirecektir. Bayar cumhurbaşkanı olduktan sonra nasıl DP içinden Menderes lider olup çıktıysa, ANAP'tan da Menderesler çıkacaktır. Cumhuriyet tarihinde Ataturk de dahil, tum cumhurbaşkanlığı seçimleri problem yaratmıştır goruşunu savundu. Aküzum, konuşmasında devamlı şunları soyledi: "Çoğunluk partisi liderinin böylesine demokratik bir fırsatı kaçırması kadar mahzurlu bir şey olmaz. En basitinden seçim meydanlannda genel başkanınıa cumhurbaşkanı seçemediniz diye sonılur, bunun hesabını veremeyiz. Devlet lecnibesine sahip zatıâliniz gibi siyasi, ekonomi bilgisine sahip bir insanın orlaya çıkması Türk milletinin de hayrınadır. Bu yuce makama gelişiniz bazı parti genel başkanlannı da çıldırtma günü olur." Aküzüm'un bu konuşması zaman zaman alkışlarla kesildi. Devlet bakanlan Güneş Taner ile işın Çelebi de "Cumhurbaşkaııı olmanız artık kaçınılmazdır" dediler. Özal'ın cumhurbaşkanı adayı olmAını isteyen diğer uyelerden bazıları Özal'dan sonra ki ANAP genel başkanının seçilme sini kongreye bırakılmasını önerdiler. Bu konuşmaları dinleyen Özal'ın başbakan ve genel başkan atanması konusunda yetki istememesi dıkkati çekti. Özal'ın cumhurbaşkanı olması yönünde konuşan diğer ANAP'lılar şunlar: "Ali Er, Kamil Tuğrul Coşkunoğlu, Eyup Aşık, Mehmet Ali Bilici, Ali Talip Özdemir, Mehmet Çevik, Şener Işleten, Mehmet Akdemir, Mustafa Dönek, Raşit Daldal, Abdulkadir Aksu, Şakir Şeker, Altan Kavak, Alaattin Fırat, Aydın Ervasi, Bahri Karakeçili, Necat Tunçsiper, Mehmet Altınsoy, Cemil Çiçek, Sait Ekinci, Yasin Bozkurt." varacağını belirterek "Bu son toplanlımız bize guven verdi" dedi. Ozal, dun ANAP Genel Merkezi'nin açılışından sonra partili il ve belediye başkanlarıyla toplantı yaptı. Edinilen bilgiye göre Özal, basına kapalı toplantıda ikinci anketi uygulayan Özal, "Artılarımı tamamladım. Ben cumhurbaşkanı olduktan sonra partinin birlik, beraberlik içinde devam etmesi benim için çok daha önemli. Bu konuda endişelerim var. Eksiler bu konudadır. Benim gostereceğim aday ile birlik beraberligimizi surdürecegimize inansam, aday olurum" dedi. Ozal, sözlerini şöyle surdürdü: Delî doktoru (Baştarafı 18. Sayfada) sındakı adının "deli doktoru" olduğunu anımsıyorum. Doktorun kendisi de biraz "deli" sayılır, delilerle uğraşa uğraşa onun da bıraz "tırlattığına" ilişkin yorumlar yapılırdı. Hele de "Bakırko> Akıl Sinir Hastanesi'nde" yatmış olmak artık ömur boyunca taşınan bir etiketti. "Aküsinir" hastalığı da yarı mistik, yarı korkulu bir olay olarak karşılanırdı. Hocaların, muskaların, yatırlann çokça işın içine karıştığı gızemli bir aları (Bugun ne kadar farklı onu da bilmiyorurn). Psikiyatri biliminin bu gizemli, korkulu dehlizden çıkıp insana ulaşması kolay olmamıştır. O donem hekimleri çok yuk taşımış, çok önyargıyla, tabuyla uğraşmışlardır. Toplumda da ozel karizmaları olmuştur. Ünlu Mazhar Osman Hoca'nın, Rasim Adasal Hoca'nın kanzmaları bugün bile yaşamaktadır. Bugün durum nice farklı. Çocuğunun "bunalımına" bir doktora giderek çozüm arayan baba, aralarındaki uyumsuzluğu doktora giderek aşmaya çalışan karıkoca, cinsel sorununu çözmek için doktordan yardım isteyen genç kadın, ülkemizde psikiyatn bilimirun nereden nereye geldiğini yansıtmıyor mu? "Deli doktorlan" artık "psikiyatr' oldu. 40 yıl oncesinin "delilerı" de toplumun insanları oldular. "Delilik korkusu" yerinı "insanların ruhsal sorunlarına" bıraktı. "Psikoloji, psikiyatri" artık korkulan terimler değil, tersıne "insanı anlamaya, insana yardım etmeye çalışmanın" adı. Psikiyatri, ülkemizde çocukluk dönemini geçirdi, olguniaştı. Ama yeteri kadar etkinleşti mi? Bu soru henuz ortada duruyor. Bakalım bu kongre nasıl bir adım olacak? Yarının önemli konusu; çocuk suçlulukları. "Aday olursam partimin hiç olmazsa 1.5 yıl normal büyük kongBaşbakan Ozal, genişletilmiş reye gidinceye kadar bizim gösteMKYK toplantısından çıkışta recegimiz bir aday etrafında topyaptığı açıklamada, ANAP'ın 6 lanmasını isterim. Buı.u şunun yıllık geçmişi döneminde çok ye için istiyorum, çok işler yaptık. tenekli insanların yetiştiğini bu Bir lek nokla kaldı. O da önütoplantıda görduğünu söyledi. müzdeki sene enflasyonu aşagı çekraektir. Bunu başarırız. 1991'den sonra da bizim partinin İl başkanlarına da bilegini kimse bükemez." Özal'ın açıklaması anket Özal, il başkanlarıyla yaptıkları toplantı sırasında grupla uyguladığı anketi aniden uyguladığını ve ilk kez boyle geniş bir toplantı yaptıklarını dile getirdi. Özal, genişletilmiş MKYK toplantısı sırasında da arkadaşlarının cumhurbaşkanı adayı olup olmaması konusunda göruşlerini aldığını, yap:ığı istişareler ışığındatir karara Ozal, anketinde aynen şu sorulara yer verdi: " 1 . Cumhurbaşkanlıgı'na aday olmamı tasvip eder misiniz? 2. Bir başka arkadaşımızın adaylığına ne dersiniz? 3. Aday olup secilirsem, göslereceğim başbakanı destekler misiniz?" ANAP Meclis grubu bugün saat 10.30'da toplanacak. EVET '1CUMHURBAŞKANLIGIM^ ADAY t OLMAMI TASVlBEDERMlSlN 2 ° '2 BıfiBAŞKAARKADAŞIMIZN ADAYLIG/NA NE DERSlNlZ ? '3ADAVOtUP SçÇlüRSEM, , GOSTERcCEGİM BAŞBAKAMI ' DESTEKtERMıSlNiZ? TURGUT HAYIR [±J Göç sorunu AGIK'te SEMİH İDİZ SOFYA Avrupa Guveniik ve Işbirliği Konferansı (AGİK) çevre toplantısı Bulgaristan için zor başladı. Bulgaristan daha ilk gunden, Turk azınlığı konusunda ağır eleştirilere hedef oldu. Almanya, Sofya yonetimine AGİK sürecinin gereklerini yerine getirmesi için çağrıda bulundu. Isveç ıse AGİK üyesi ulkelerin Sofya'da bulunmalarının, Turk azınlığını goçe zorlayan koşulları onayladıkları anlamına gelmediğini bildirdi. Toplantıda bugün konuşacak olan ABD de aynı doğrultuda goruşler bildirecek. Bulgaristan'ın, Türk ve diğer Musluman azınlıklara uyguladığı politikalar nedeniyle zedelenen uluslararası imajını duzeltmek açısından buyuk önem atfettiği AGİK çevre toplantısının açış konuşmasını yapan devlet başkanı Todor Jivkov, dünyanın siyasi değişimden geçmekte olduğuna işaret ederek bu sureç içinde çevre sorunlannda bolgesel ve global işbirliğinin önemini vurguladı. Jivkov'un bu tur genellemelere yer verdıği kısa konuşmasında şu sozleri dikkat çektı: "Bulgaristan'da bugün çeşitli alanlarda geniş kapsamlı bir yeniden yapılanma sureci devam etmektedir. Bununla, geleneklerimiz. demokratik kazanımlanmız, insanlığın ortak geçmişi ve modern uygarlığın getirdikleriyle uyumlu bir şekilde, toplumumuzun maddi ve entelektüel potansiyelinin daha da geliştirilmesi, tum Bulgar entelektüel potansiyelinin daha da geliştirilmesi, lüm Bulgar vatandaşlanna haklan açısından yeni olanaklar yaratılması ve her alanda özur kişisel gelişmeleri n sağlanması amaçlanıyor. Bu ülke, V ivana sozleşmelerini kabul eden ve bunları yasalarında uygulayan ilk üikeler arasındadır." Bulgaristan'ı ağır ifadelerle eleştiren ilk konuşma Aiman heyetı başkanı Klaus Topfer tarafından yapıldı. Topfer, Bulgaristan meclisinde geçen gunlerde kabul ediien dil ve ibadet serbestisini öneren tavsiye nitelığindeki karan ilgi ile izlediklerini belirtti. Bu kararın nasıl uygulanacağını yakından izleyeceklerini kaydeden Topfer daha sonra şoyle devam etti: "Bulgaristan'daki Türk azınlığın durumu derin bir endişe kaynağıdır. Yüz binlerce insan ülkelerini terk edince bu sonsun acılara yol açmaktadır. Hukümetim adına, bu alanda AGİK standartlarını garanti altına alması için tekrar çagnda bulunuyorura." Daha sonra konuşan İsveç heyeti başkanı ise şu goruşlere yer verdi: "Bu önemli toplantıya ev sahipliği yapmakla Bulgaristan AGİK sürecine atfettiği onemi gostermiştir. Ancak bizim burada, Sofyada bulunmamız, Bulgaristan'ın etnik Türk azınlıgının buyuk bolumunün evlerini ve ülkelerini terk etmelerine yol açan koşulları onayladığımız anlamına gelmemektedir. Son aylarda şahit oldugumuz kitlesel göç, AGİK üyesi üikeler için derin bir endişe kaynağıdır. İsveç hükumeti, AGİK V ivana kapanış belgesinin insani boyut bolümünde öngöriıldüğü prosedürler çerçevesinde, Bulgaristan hükumeti ile Turk azınlığı konusunda bir diyalog başlatmıştır." rumunu dile getirmeleri için mutîefik ülkelere telkinlerde bulunduklarını soyledi. Kısa bir sure once Türkiye giderek Edirne ve Bursa'da Bulgarıstan'dan goçmen edenler hakkında bilgi aldığını belırten Gılder. "Toplantı sırasında bu konuyu güçlu ve anlaşılır bir şekilde gundeme getireceğiz" dedi. Toplantının daha ilk gununde bu tür eleştirilere hedef olan Bulgar yetkililerinin huzursuz oldukları gozleniyor. Bu huzursuzluk onceki gun toplantının organizatorlerı tarafından düzenlenen basın toplantısında da yaşandı. Yabancı basın mensuplan daha çok çevre konularına ilişkin sorulara yer verirlerken, Turk gazetecilerin goç konusunu gundeme getirmeleri gergin bir havaya yol açtı. Bulgaristan Dışişleri Bakan Yardımcısı olan Ivan Ganev'in bir ara Turk basın mensuplan ile Bulgaristan'ı ilgilendiren konularda kavram tanışmalarına girmek istemediğini soylemesi, gerginhği daha da arttırdı. Ganev'in daha sonra, Türk basın mensuplarını Bulgaristan'da görmekten memnuniyet duyduklarını bıldirmesi ise hava>ı yumuşattı. Bu arada yabancı basın mensuplan, Turk gazeteciler tarafından sorulan sorulara ve verilen yanıtlara haberlerinde ağırlık verdiler. Zirveye orta yol (Baştarafı I. Sayfada) kabul ettiğini kaydeden Dışişleri kaynakları, aynca ikili ilişkileri ilgilendiren her konunun goruşme gundemine gelebileceğini ifade ettiler. Dışişleri'nin bu yeni yaklaşımı, Turkiye'nin "Sofya, göç anlaşmasının gundeme gelmesini kabul etmedikçe masaya oturmam" şeklındeki tavrını degiştirdiğim savunan Batılı gözlemciler tarafından "Türkiye'nin hıtumunda bir yumuşama" ve iki tarafın "orta hatta buluşmayı kabul etmesi" olarak değerlendirildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcusü Murat Sungar, Bulgaristan'ın Kuveyt'in çağrısını kabul etmesinin AGİK toplantısında kendilerine yönelebilecek eleştirileri yumuşatma amaçlı bir taktik manevra olup olamayacağı şeklindeki bir soruyu yanıtlarken "Biz öyle olmadığını düşünmek isteriz" dedi. Sungar, bu konudaki göruşlerini şöyle açıkladı: "Bulgaristan'ın 21. yüzyılın eşiğinde, bu insani meselenin halledilmeden kapanmayacağını, bu meseleye tatıuinkâr bir çozüm getirilmeden, TurkBulgar iiişkilerinin arzu edilen huviyete kavuşturulamayacağını anladığına inanmak isfiyoruz." TürkBulgar ilişkilerınin daha fazla zaman kaybedilmeksizin onanlmasının her iki tarafın da yararına olacağını söyleyen Sungar, Bulgar tarafının yeni hayal kınklıklarının ilişkilere ilave olumsuz etkiler yapacağının" idrakiyle hareket edeceğine inanmak istediklerini kaydetti. süreci açısından şöyle değerlendirdiler: Kuveyt göriişmesi, tarafların ne istediklerini birbirierinin ruzüne soylemelerine olanak verecek. Türkiye 'goç anlaşmasf gundeme gelmedikçe masaya oturmam şeklindeki tutumundan vazgeçmekle olumlu bir adım atb. Çunku son donemde, Bulgaristan dünya kamuoyunda sorunuıı çözümü için uğraşan taraf izienimi vermeye başlamıştı. Yılmaz'ın Kuveyt'in çağnsına 'e\et' demesi, iki tarafın da diyaloğa gitmesinin önemli adımını oluşturdu. AGİK sureci Avnıpa'da banş açısından büyük önem taşıyor. Bu çerçevede Sofya toplantısının herhangi bir ülke tarafından boykot edilmesi, surece gölge düşürebilir. Biz, başından beri Türkiye1 ye, Sofya'ya gelerek göruşlerini orada vurgulama seçeneğini kullanmasını onerdik. Şimdi bu egilimin ortaya çıkması da hem AGİK süreci, hem de ikili sorunun çozümü açısından sevindiricidir." Cumhurbaşkanlığının 1989 yılı bütçesi 2 milyar 927 milyon iiraymış. Bu en büyük bütçe de Özal'ın olası cumhurbaşkanlığı dönemine rastlıyor. Şans!.. Ne denir ki başka? Pembe Köşk'ün yanındaki bu yeni köşk, ANAP'ın eski Ankara İl Başkanı ve Devlet Mezarlığı müteahhidi, Ankara Milletvekili Rıfat Diker'in "RuTo" şirketi tarafından yapılıyor. Bu yeni köşk bitmek üzere... Bitmek üzere ama... Aması var. ANAP'ın dun açılan yeni genel merkez binası için GAMA şirketi neler çekmişti neler? Bina, projesine göre yapılıyorken, Özal, ikide birde "Şurayı şöyle değiştirin" diye talimatlar verip verip gitmişti. Haydi yık yap... Şimdi cumhurbaşkanlığı köşkü için de herhalde yeni değişiklikler yapılır. Şurası "cuma selamlıklan" için salon... Şurası "toplu namazJar" için şöyle büyükçe bir mescit... Şurası, Semra Hanımefendi için görkemli bir kabul salonu... Şurası Zeynep ve Asım Ekren için dubleks özel daire... Şurası Efe ve arkadaşlarına... Şurası da Ahmet Özal'a. Aşağı katta küçük Turgul'a eğlence alanı, Halil Uğur'a çocuk bahçesi... Şurası da İbrahim Tatlıses'in, Küçük Emrah'ın ara sıra kalacakları daireler. Şurada çiğ kötte partileri verilecek, şu salonda da papatya geceleri yaşanacak... Özal, cuma namazlarını bu yeni köşk binasında kılacak. "First Lady" Semra özal da yeni "hasbahçe eğlenceleri" ile "papatya partileri"r\\ bu yeni köşkte verecektir, ondan ne şüphe! 12 Eylül bayrak harekâtından "papatya devri"r\e doğru pupa yelken gidiyoruz... Cüneyt Arcayürek, "Namı 864 Rakımlı Tepe Çankaya" adlı yeni kitabında Özal'ın cumhurbaşkanlığına tırmanırken izlediği taktikleri tek tek yazıyor. Özal, Çankaya yokuşunu tırmanırken Evren'in görev sü» resini uzatıp uzatmayacağı konusunu güvenceye ajmıştı. Bundan önce de "İki Necdet Operasyonu"nda önce Üruğ'a "Paşam görev sürenizi uzatalım" önerisinde bulunmuş; Üruğ'dan "hayır" yanıtını alınca o güne kadar Evren'e bağtılığı ile tanınan Necdet Öztorun'a Genelkurmay Başkanlığı'nın arslanlı kapısını kapatıvermişti. Özal, 12 Eylül'ün askeri koruma ve kollaması altında yetiştirilmiş bir turfanda ürünüdür. 1983 seçimlerinden önce parti kurucusu olmak isteyen Atatürk'ün silah arkadaşlarını, ikinci Cumhurbaşkanı ismet inönü'nün oğlunu ve ünlü bilim adamlarını gözlerini kırpmadan tek tek veto eden 12 Eylül generallen, Özal'a Çankaya yolunu o gün kendi elleriyle açmışlardı. Özal'ın cumhurbaşkanlığı Türkiye'de içinden pek öyle kolay kolay çıkılamayacak bir bunalım dönemi başlatacaktır. Özal ile gelecek sistemin adı "başkanlık sistemi" değil, bu sistemin yozlaşmış türü olan "başkanlık sistemi"dir. "Başkancı sistem"e, Güney Amerika ülkeleri ile bazı Afrika ülkelerinde rastlanıyor. 12 Eylül askeri lideri yerini 12 Eylül askeri hükümetinin başbakan yardımcısına bırakıyor. Bir 12 Eylülcü gidiyor, bir 12 Eylülcü geliyor. Evet, öyleyse, ne duruyorsunuz, hep birlikte alkışlayalım: Ya/ya/ya/şa/şa/şa/Evren Paşa çok yaşa... SEİA'ya y e n î statü Amerikan Dışişleri'ne yakın bir kaynak, "Dışişleri, Pentagon ve tabii Beyaz Saray Türkiye'nin dostudur. Bu Ankara'da da çok iyi biliniyor. Türkiye'nin hatası, Kongre'deki dostlannın sayısını arttırmaya çalışmamak oldu. Ama bu nedenle SEİA'dan vazgeçmek yanBu göruşe gore, Türkiye 19901 lış yeri cezalandırmak olur" görüda suresi dolan SEÎA'yı uzatmak şunu savunuyor. yerine, ABD yasaları gereği SenaSEİA'nın "antlaşma"ya dönuşto tarafından onaylanması gereketürulmesi yolundaki girişimlerin cek bir antlaşma imzalanmasıru ve de VVashıngton tarafından destekbu antlaşmada "taraflar. birbirie lenmesinin "güç" olduğunu belirrinin ulusal onuruna ve çıkarına ten ABD Dışişleri Bakanlığı çevaykın olacak ve ikili ilişkilere za releri, "Beyaz Saray bunu kabul rar verecek her türhi girişimden ti etse bile Kongre'nin kendi etkintizlikle kaçınırlar" benzeri bir ifa liğini baglayıcı bir karan onaylade yer almasını isteyecek. Kaynak rnast kolay değil" dıyorlar. lar, soykırım iddialarının ikili ilişkilerde son on yıldır yarattığı tah Anlaşma ile antlaşma rıbatın önlenmesi için. antlaşma arasındaki fark metninde Ermenı sorununa doğrudan doğruya değinilmesinin de ABD \asalan gereği antlaşma istenebileceğini kaydediyorlar. (treaty) anlaşmaya (agreement) Cumhuriyet muhabirine bilgi göre çok daha baglayıcı bir niteveren konuya yakın bir kaynak, lik taşıyor. Her iki belge turunun Türkiye'nin "antlaşma" imzala Amerikan Politik Rehberi'ndeki mayı tercih etme nedenini şöyle (Eugene McCarty, 1968) tanımlan şoyle: açıkladı: "Türkiye ile ABD arasındaki siAnlaşma: Ortak bir düşünce ya yasi, ekonomik, kultürel ve aske da amaç konusunda iki ya da dari ilişkiler iki taraf için de ha çok ulke arasında sağlanan go'vazgeçilmez' özellik taşıyor. Bun ruş birliğinin ve bu çerçevedeki talan askıya alma, dondurma lürü ahhutleri gösteren belge. Belgenin yaplınmlar, Beyaz Saray'ın Erme yururluğe girmesi için ABD yöneni tasansı karşısındaki tutumunda tımı herhangi bir ulke hükumeti bir dcğişiHik olup olmamasına tarafından imzalanması yeterli. gore gundeme gelebilir. Ancak, bundan sonra böyle lasanlan enAntlaşma: İki >a da daha fazla gellemenin ve iki ülkeyi de önem ulke ile ABD >onetımi arasında verdiği işbirliği bağlarından yok ınızalanan ve taraf ulkelerin parsun bırakmanın yolıı anllaşmaya lamentoları tarafından onaylanagitmek olacaktır." rak yururluğe giren sozlcşme belgcsı antlaşma, çok önemli konuVVashington yanaşmıyor larda ozclliklc ulkeler arasında u/ıııı dönemlı ilişkileri duzenleOlc y.'indan, ABD yonetiminin mek va da ciddi bır anlaşmazlığı Turkıve'nııı Lrmeni usariM konu orıadan kaldırnıak için yapılır. (Baştarafı 1. Sayfada) mesi yoluyla hem Turkiye'nin Senator Dole'un tasarısı karşısında Beyaz Saray'ın gösterdiği "kayıtsız" tutuma olan tepkisini yansıtabileceğini, hem de Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde bundan sonra Ermeni, Kürt, Kıbrıs ve benzeri sorunlarda "pürüz" yaşanması olasılığının en aza indirgeneceğini belirtiyorlar. sunda "sert lepki" gosterme girişımlerini "SEİA dışında tutacağına" inandığı belirtiliyor. Türkiye'nin SokratesM Prof. Dr. Rasim Adasal için yapılan anma töreni, kongreye katılan herkesi çok duygulandırdı. Çok yönlu kişıliğiyle tanınan Prof. Dr. Rasim Adasal, 1983 vılında olmuştu. Kendı sesinden konuşmaları verildi, fotoğrafları gösterildi. Bir sürpriz olarak kendi sesiyle salona seslenen Prof. Dr. R. Adasal, şunları söylüyordu: "İnsaniar çeşitli yollarla yıikselebilir. Himalayalar'a çıkar ve yükselirsiniz. Ama Alpinizm'de yükselirsiniz. Başbakan olursunuz siyasette yükselirsiniz. Ama bunlann hiçbiri gerçek yükseliş değildir. Gerçek yukseliş. insanın manevi yükselişidir. İnsanın insan olarak yükselişidir." Söz alan ve öğrencileri olan bugunün unlu psikiyatri öğretim üyeleri Prof. Dr. Rasim Adasal1 ın "psikiyatri bilimıni halka yayan, yeniliklere açık, gençlere destek veren, eğitici" yanlarını duygulu sozlerle açıkladılar. Benım de yakından tamdığım Profesör Dr. Rasim Adasal, demokrasiye. ozgıırlüklere, insan haklanna içten inanmış bılge kışiliği ile bir "insan sevgisi öğreticisiydi" Bu ozeilıklenyle Rasim Adasal'ı Turkiye'nin Sokrates'i olarak anmamız gerekır duşuncesindeyim. Görüşme giindemsiz Yılmaz ile Mladenov arasında Kuveyt'te yapılacak göruşmenin herhangi bir "gündem sınırlaması" olmaksızın gerçekkşeceği oğrenildi. Cumhuriyet muhabirinin Dışişleri yetkililerinden edindiği bilgiye göre Turkiye gorüşmeye Kuveyt'in yaptığı çağrı doğrultusunda "Turk azınlığın sorunlarını gundeme getirmek uzere" gıdecek. Göruşmenin gundemli ya da gundemsiz olmasının Turkiye açısından "önem" taşımadığını vurgulayan yetkililer, "Bizim için önemli olan, Kuveyt'in çağnsında geçen Musluman ya da Bulgar azınlık sözleri yerine Türk azınlık sozünun kullanılmasıydı. Bu azınlığın vaıiığını kabul eden bir çağrıya Türkiye evel demiştir. Bulgaristan'a iletilen çağrımn yazım biçimini ise bilmiyoruz" şeklınde goruş bildiriyorlar. Gerek Dışişleri yetkilıleri, gerekse Başbakan Turgut Özal daha önce yaptıkları açıklamalarda, Kuveyi goruşmesinın saptanacak belirli bir gundenı çerçevesinde geıçekleştırileceğini ılade etmışlcrdı. Öte yandan AGİK Çevre Toplantısı'na Turkiye, daha onceden açıklandığıgıbi Buyukclçılık Musteşarı Alev Kılıc'ın başkanlığındaki uç kişilik bir heyetle katılıvor. Imzalar tek (Baştarafı 1. Sayfada) Turkiye Sofya Büyükelçiliği verici gelişme de oldu. Bir kere, Musteşarı Alev Kılıç başkanhğın Turk Buyukelçıliği'nin yuruttuğu da üç kişilik heyetle temsil edili yoğun kulis faalıyeti ve harekete yor. Toplantının açılış töreninden geçirdiği Turk lobisinin çabaları sonra AGİK uyesi ulkelerin heyet sayesinde imza sayısı buyuk bir uyeleri çeşitli ulkelerden gelen ga olasılıkla 50'nin altına duştu. Ancak tasarının salı gunu gozetecilerle sohbet ettiler. Turk gazetecilerinın sorulannı ruşülmeme olasılığı da var. Eğer yanıtlayan ABD heyeti başkanı bu beklenti gerçekleşirse o zaman Richard Smıth, toplantı sırasında vakit kazanılmış olacak. Eğer ıaGenel kurulda ilk uç konuşma Turk ve diğer Musluman azınlığın sarının Senato'da kabıılu de onyı yapan Fransa, Sovyetler Birlı durumunu gundeme getirecekle lenirse Temsıîciler Meclisi'nden geçmesi guçleşecek. ğı ve Finlandiya Turk azınlığın rını soyledi. durumuna değınmedıler. Fransız Toplantı sonunda bir ortak bilÖte yandan tasarının sahıbi heyetı başkanı, Turk gazetecilere dırınin kabul edılmesinin zorun Bob Dole ile kendısini de^tekleyen Sofya'nın. bu konuyu gundeme lu olmadığını kaydeden Smıth, senator Pare VVilson, karar tasagetırmek için uygun bir yer olma "Ancak kabul edileıek>e ve metin rısının yanlış anla>ılarak Turkiye1 dığına ınandığını soyledı. de insani buyula alıfta bulunul ye karşı ıııtelendırilmemesi gerekFinlandıya heyeti başkanı ıse muyorsa rezerv koyacağız" dedi. tiğıni dne surduler. Nulusunun konuşmasında sadece Turkiye'nin ABD heyeti uyelerınden, Dışiş çoğunluğu Ermenı olan Kalifornitoplanlıva katılma karan almasiiı leri Bakanlığı insan haklanndan ya eyaletınden seçilen VVilson ka1 dan duyduğu memnuniyelı dile soruııılu Musieşar Yardımcısı Jos rar lasarısının bu olaya Türkiye getirdi. hua G'ilder dc Turk a/ınlığın du vı karıştırmadığını öne surdu. Batı memnun Öte yandan Yılmaz ile Mladenov'un Kuveyt'te goruşecek olmaları Ankara'daki yabancı diplomatik çevrelerde olumlu karşılandı. Batı Avrupa ulkelerinin temsilcilcrı, "Diplomasi yanşında Türkiye'nin son dönemde Bulgaristandan birkaç adım geride kaldığım" savunarak, "goruşme karannı özellikle AGİK süreci açısından sevindirici" bulduklarını kaydettiler. Cumhuriyel muhabirinın sorularıııı yanıtlayan Batılı diplomatlar, Yılma7Mladenov göruşmesinın "Turk tarafının lutumunda yumuşama" gostermesi sonucu gerçekleşebileceğini kaydederek, bu gelişmeyi ikili ilişkilcr ve AGİK i i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle