25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/6 22 OCAK 1989 Kopenhag'dan Kız Danimarka'da yetişmiş, ama Türk. Görücü usulüyle evlenmek istemiyor ve evden kaçıyor. Bu durumda Danimarkalüar'a göre özgürlük ve eşitlik, Türk göçmenlerine göre ise güven ve istikrar daha önemli. Peki kim haklı? damat adayıyla evlenmek. Peki kim haklı? Araştırmacı Jacques Blum'a göKOPENHAG Yaklaşık on beş yıldır Danimarka'da yaşayan re Danimarkahlar Hıristiyan, göçbir Turk ailesi Danimarka'da ye menler de Müslüman kültur açıtişen kızlarının evlilik çağının gel * sından haklılar. İki taraf da kızın diğinı düşunerek Turkiye'den bir iyiliğini istiyor. Bir taraf için özdamat aday. buluyorlar. Kız da gürlük ve eşitlik. öbür taraf içinmaı adayını beğenmiyor. Kızın ai se guven ve istikraı daha onemli. lesi anlayışlı bir aile, "ne yapalıra" Bu ikilem başka bağlamlardan deyip Turkiye'den başka bir da dolayı da tanıdık geliyor... mat adayı buluyorlar. Kız Oani80'ler Avrupası bir yabancılar marka'da yetifinış. Gorücü usu travması yaşıyor. Bunun bir nedelüyle evlenmek istemiyor. Bu yüz ni 80'li yıllarla birlikte sel gibi geden de evden kaçıp Danimarka' len mülteci akını, öbür nedeni ise da bulunan milyonlarca sosyal ku yıllardır bu ülkelerde yaşayan göçrumdan birine sığınıyor. menlerin artan işsizlikle birlikte Kurum yetkilileri ne yapacakla göze batar hale gelmesi. Bundan rını bıîemıyorlar. Evden kaçan kız başka "misafir işçi" olarak AvruDanimarKaJı olsa ne yapacakları pa'ya çıkan yabancılar artık belli. Ancak soz konusu olan bir "misafir" sıfatını kaybedip Türk kızı olunca işler değişiyor. "göçmen" sıfatını aldılar. 20 yıl Türk kültürune saygı gösterip kı önce Avrupa'ya gelen göçmenler, zı ailesine mi teslim etsinler yok Avrupalı "hoppa" kadınlarla "gösa, "Danimarka')a gelen Dani nül eğlendirirken" nesillerini sürmarkalı gibi yasar. Türk gelenek dürmek için kendi ülkelerinden leri Tiirkiye'de kalır" deyip kıza gelinler getirdiler. Sonra çocuklan oldu. Çocukları Avrupa'da büyü mı hak versinler? Kopenhag Üniversitesi Kültur düler. Avrupa'daki okullara gittiSosyolojisi Bölumü öğretim üye ler. Onlar da nesil sürdürmek için lerinden Jacques Blıım bu soruyu kendi ülkelerini seçtiler. yaklaşık 120 kişiye yöneltmiş. Bu Yabancılar Avrupaiılar'ın vicve benzeri konularda görüşleri so dani sorununu oluşturuyorlar. Bir rulanlann yarısı Danimarkah, ya yandan sömürgecilik zamanından nsı da daha çok Müslüman ülke kalma vicdanı azap, öbür yandan lerden gelen göçmenler. Jacques kendi kültürlerinin "geri kaJmış Blum'un arastırmasına katılanlar küllürlerden gelen kara kafalı bu arasında değişik sosyal kesim ve "yabancılar" tarafından "bozulyaş grubundan insanlar bulunu ması" korkusu. Avrupa yabancıyor. Blum'un amacı Danimarka lara nereye kadar k pılarını açaİılar'ın ve göçmenlerin ahlaki sı cak? Şimdiden buralara yerleşnırları konusunda bir araştırma miş göçmenlere nereye kadar hoşyapmak. görü gösterecek? Butün bu sorulara bağlı olarak Soruya rnuhatap olan Danimarkalılar'ın tavrı açık: Türk ai başlayan tartışma, Avrupa tople, kızı istemediği bir evliliğe zor lumlarının eskisi gibi ulusal toplamamalı, evlilik aşka dayanma lumlar olmaktan çıkıp giderek "çokuluslu" daha doğrusu "çok h. Göçmenlerin özellikle de Turk azınlıklı" loplumlara donuşmeleri ler'in tavn daha da açık: Tabii ki temelinde gelişiyor. "Çok kız ailesinin dediğini yerine getir azınlıklı" buna bağlı olarak da meli. Ailenin tek istediği kızın "çok (çeşitli) kültürlii" toplumlar, mutluluğu. Kız annebabasının aynı zamandan çok dilli olarak sözünü dinlemezse sadece kendi düşünmek zorundalar. Değer yarailesi içinde değil Danimarka'da gılarını da tek bir kültürun kriterki Turkler arasında da gözden dü lerine göre değil, kriterlerin değişecek. Bu yüzden kızın yapacağı şebileceği/göreceli olduğu varsaen doğru şey kendisine bulunan yımıyla belirlemek durumundalar. Kızın iyiligi için ikilem FERRLH YILMAZ Vlııhakkak böyle oldu Alçak sesle konuştular ve kremalı kahve içtiler. Hiç birbirlerine dokunmadılar. Sonra gittiler. Ertesi gün gazete müvezzileri "Genç bir çift Prater'de intihar etti"diye bağırmadılar. HADİ ULUENGİN VİYANA Bazı şehirler, ölümün cazibesine dayanamazlar ve intihar ederler. İntihar etmeden önce de başyapıt mektuplar bırakırlar. Şehirler olürler ve mektuplar kalırlar. Viyana bu şehirlendendir. Dolayısıyla da Viyana'lar üçtürler. Onun, ölum öncesi, olum esnası ve ölum sonrası vardır. Birincisi, uzak, "re minor" Haydn sonatlarında başlar. Metternich entrikaları, usta seyi; atlar, Fransızca telaffuzlu hanedan, tarçınlı elma turtaları, ağır parfumlü kadınlar, kolay Strauss valsleri ve Ringstrasse uzerinde gezintilerle devam eder. Habsbourg'ların sonuncusunu vuran mermide biter. Bu Viyana, ölüm öncesinin şehridir. İkinci Viyana, ölümün cazibesidir. Yüzyıl başına ve intihar mektubunun yazılış surecine tekabul eder. Başyapıttır. Libido ve kokaindir. Alban Berg'in "VVojzeck" operası, Egon Schiele'nin "Sırt iislii uzanmış yeşilli kadına" deseni, Georg Trakl'in "İntihar" şiirıdir. Devamı, "Kızıl banliyo işçileri marsı" ve "Jugenstil üslubunda kitle mimarisi denemesi"dir. Bu Viyana, Freud'un psikanaliz kanepesine uzanır. Yavaştan, hem haz hem hüzünle intihar eder. Bu Viyana, dayanılmaz çekicidir. Üçüncü Viyana, birinciden ve ikinciden arta kalandır. Olum sonrasının şehridir. Şimdisidir. Bazıları ölüme, kolay Strauss valsleri ve Ringstrasse uzerinde gezintilerle avunurlar. Benim tercihim, libidodan vekokainden yanadır. Viyana'nın intihar mektuplanndan yanadır. Mayerhof sokağı taraflarındaki kahvede tarçınlı elrr.a turtası y\yor ve Oskar Kokoschka'nın Alma Mahler'e gönderdiği mektuplan okuyordum ki içeri, Kokoschka'nın metresi ve Gustav Mahler'in karısı AJma girmedi. Genç adamın bilardoda çift bant yaptığı ıstakada, yan masada, orta yaşlı Macann piyonu b dört oynadığı hamlede, şapkalı kadının "Die Presse"nin ilk sayfasını çevirdiği esnada; papyonlu garsonun schnaps getirdiği sırada; turtanın en çok tarçın koktuğu ve damakta er:diği anda, kahvenin kapısı açıldı ve içeri, Schiele'nin "Sırt üstü uzanmış yeşilli kadın"ı girdi. Belki, Klimpfin "Pencere önıinde bakan kadın"ıydı. Belki de Berg'in "Lulu"suydu. Hatta belki de, "Gece Bekçisi"nin Charlotte Rampling'iydi. Her halükârda, intihar mektubundan kalma bir kadındı. okurgibi yaptım. Bilardoya, satranca, "Die Presse"nin son sayfasına bakar gibi yaptım. Elmalı turtanın tarçınını koklar gibi yaptım. Papyonlu garsona schnaps ısmarladım. Estetik kaygılardan, libidodan ve kokainden yana tercihlerden dolavı, Schiele'nin, Klimpt'in, Berg'in, "Gece Bekçisi"nin kadınına baktım. Dikkatlebaktım. Viyana'yı yakaladım. Sonra erkek geldi. Bana, Stefan Zvveig'ın "Hissiyatlar Karmaşası"ndaki genç adammış gibi geldi. Alçak sesle konuştular ve kremalı kahveler içtiler. Hiç birbirlerine dokunmadılar. Sonra gittiler. Belki ayrı tramvaylara bindiler ve ayrı istikametlere gittiler. Belki soğuk avlulu evlere birlikte gittiler ve once Vvebern dinlediler. Miamı'nin zencileri yakmakta cok deneyımli: 1980,1982 ve 1989. Polıs yine gözaltndaki bir zencinin ölumüne yol acmış. Viyana 'dan Louisvüle ve Orlando'dan yavrum yak' Bir yanda sigara aleyhtarı kampanya, diğer yanda 50 dolara tabanca. Yanıt hep aynı: "Burası Amerika. " Amerikalılar bu cümleyi sık sık tekrarlıyorlar, ama yine aynı sıkhkta şaşırmaktan da kendilerini alamıyoriar. OKAY GÖNENSİN KENTUCKY (Louisville) / Florida (Orlando) Bir rehinci dükkânı, terk edilmiş eşyalar satılıyor; çoğunluk radyo, kaset çalar, saat, gitar ve.. silah. Tür tür tabancalar, bıçaklar. Tabancalann fiyatlan 50 dolardan başlıyor, 400 dolara kadar çıkıyor. Ve aralarında MKE damgalı bir de Kırıkkale, fıyatı 250 dolar. Yer Kentuckyin başkenti Louisville. Bir yanda sigara aleyhtan kampanya, öbür yanda 50 dolara tabanca. Yanıt hep aynı: "Burası Amerika!" Amerikalılar da sık sık "Burası Amerika" diye yineliyor, ama avnı sıkhkta şaşırıyorlar da. Genç bir öğretmen lisede ilk görevini ahyor, sınıftaki kız öğrencilerden birinin 16 yaşında ve evli, bir diğerinin 18 yaşında ve iki çocuk annesi olduğunu öğreniııce şaşırıyor... Bir istatistik yayınlanıp da Kentucky'nin eğiıim düzeyinin çok geride olduğunu oğrenince yine şaşırıyorlar... Geleceğin teknolojisinin sergilendiği EPCOT merkezi ve NASA uzay merkezini de yine meraklı, ilgili gözlerle geziyorlar. Kentucky ulkenin en ileri bölgesi değil tabii, ama hızlı gelişen bir bölge. Kendilerini en kısa biçimde "Hızlı atlanmız, giizel kızlanmız unlüdür" diye anlatıyorlar; Kentucky Derbys'nin, alanında en ünlu orgaııizasyon olmasıyla övünüyorlar. Kentucky'nin sakin yaşamı içinde bir de hareketli Türk var. Osman Şenler 32 yıl önce buraya geimiş, mühendis olmuş; bir şirketler grubunu yönetiyor. Yalnız burada değil Türkiye ve Almanya'da da danışmanlık işleri yapıyor. Osman Bey 32 yıldır burada yaşıyor, geniş ilişkileri var. Ama Adanalılığından olsa gerek Türkçesi bozulmamış çok az sayıda İngilizce sözcük karışıyor konuşmasına... Selçuk ise 7 yıldır burada. Florida'da yine bir Türke ait hediyelik eşya dükkânında çalışıyor. Türkçesinde Amerikanca sözcük ve vurgular ağırlıkta. Selçuk'u "SaT diye taruyorlar. İspanyolcanın neredevse İngilizce'den fazla konuşulduğu Florida'da Selçuk'un SaJ olması şaşırtıcı değil. Selçuk, "sal" olmuş ve kendini "yırtmış" sayıyor, Türklerin buradaki başarısından çok emin; bu nedenle Amerika'ya yerleşebilmeleri için Turkiye'deki birkaç garibe daha elini uzatıyor. tarihi ve geleceği. Disney World Walt Disney: Çizgi roman kişilerinın fonunda Amerikan tarihi EPCOT merkezinde teknoloji tarihi ve geleceği; NASA uzay merkezinde en yukanlara tırmanan gelecek; Sea World'da ise Amerikan yumuşakhğı, rahatlığı, hoşgörüsü... Ortaçağ tarihi olmayan Amerika, ne kadar tarihi varsa o kadarına sıkı sıkı sarılmış, öyle ki 1861'deki iç savaş bile en tarafsız biçimde anlatılan, kalıntılan muzelerde sergilenen, yenilen tarafın hiçbir zaman kötülenmediği bir tarih parçası. Kısa tarihine bağlı Amerika, geleceğe bakışındaki hırsını gizlemek bir yana EPCOT ve NASA merkezlerindeki etkileyici gösterilerle bunu en yoğun bir biçimde sergiliyor. Orlando'da on binlerce turist şortlan ile gezinirken, otomobille birkaç saatlik yoldaki Miamide zenciler ortalığı ateşe veriyor. 1965'te Ionangels'de ortaya çıkan slogan 25 yıl sonra hâlâ en sert zenci tepkilerinin özeti. "Burn baby burn": Yak, yavrum yak.. Miami'nin zencileri yakmakta çok deneyimli 1980, 1982 ve 1989. Yakma olaylarının gerekçesi de hep aynı. Polis yine kuşkulandığı bir zencinin olümüne yol açmış. Televizyonların haber programlannda ilk üç haber Miami yanıyor: Kaliforniya'da bir manyak ilkokul çocuklarını taradı, beş çocuk oldü; 20 yıl önce öldürülen zenci lider Martin Lutber King'i anma törenleri 12 ocak, Martin Luther King'in anısına ulusal >as ve tatil gunu. TV'lerde Martin Luther King'in eşi konuşuyor: Belki seviştiler. Belki sevişmediler. Belki de sevişemedıler ve sırtlannı dönerek kitap okudular. Belki kadın, Arthur Schnitzler ve erkek Georg Trakl okudu. Sonra belki intihar etmeye karar verdiler. Cesaret bulmak için kokain kokladılar. Taksiye bindiler ve Prater'e gittiler. Donmedolaba bilet aldılar. Yukarıdan, gece Viyana'ya baktılar. "Üçüncü Adam"da Orson Welles'i duşunduler. Birinci devri daimde atlayamadılar. tkinci devıi daimde, kabinin camını kırdılar ve uçtular. Belki böyle intihar ettiler. Her haiükârda, ben en çok böyle olmasım istedim. Ama ertesi gün, bulvarların üstunde gazete müvezzileri, "genç bir çift praterde intihar etti" diye bağırmadılar. Belki gazeteler haberi atladılar. Belki de Prater'de intihar etmediler ve Tuna'yı seçtiler. Belki mektuplan hâlâ bulunmadı. Belki başyapıt mektup bıraktılar. Muhakkak böyle oldu. Londra'dan Ingilterede kuş lıaklan EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA Geçen aralık ayında iki Türkün bavulunda kendilerini İngiltere'de bulan Türk saka kuşları geri dönüyor. Kesekâğıtları içinde tıklım tıkış gitmişlerdi, şimdi İngiliz Havayollarfnın özel kafeslerinde bırind mevki dönecekler. Günün mânâ ve eherrimiyetini anlatan konuşmalardan sonra kuşlar istedikleri yere uçacaklar. lçlerinde tekrar İngiltere'ye gelmesi gerekenler olursa, kendi bilecekleri şey. Sakalar, Avrupa'nın bu ucunda nadir. Üstelik nesli tukenmiş kuşlardan sayılıyor. O nedenle de alınıp satılması yasak. Karaborsada tanesi 100150 sterline gidiyormuş. Yani 500 bin lira kadar fiyat bıçiliyor. İngiltere'ye bavulda sokulanlar gümrükten bir geçseymiş, iki Türk 50 milyon lira kazanacakmış herhalde. Bavulda öyle birkaç değil, tam 110 kuş varmış. Ama kesekâğıdında seyahat kolay mı? 30'u sizlere ömür. Geri kalan 80 de iyi para ederdi, gümrükçuler bavullarını "biraz" hafif bulmasaydı. İki Türk 11 aralıktan beri tutuklu. Duruşmaları 8 şubatta. Hem Geçen ay bavul içinde îngiltere'ye kaçak saka sokarken yakalanan iki Türk, 8 şubat günü yargılanacaklar. İngiltere'de nesli tükenmiş kuşlardan sayılan sakalar, karaborsada 100150 sîerline gidiyor. de İngiltere Kuşları Koruma Derneğf'nin merkezinin bulunduğu kasabada yapılacak. "Vahşi hayvanlann. vaşadıklan dogal ortamdan çıkartılmasını yasaklayan" yasa uyarınca yargılanacakları sarulmıyor. "İngiltere'ye aşısız ve gizlice hayvan sokmayı yasaklayan" yasa uyannca yargılanacaklar. İngiltere, bu yasa sayesinde kuduz olaylarını parmakla sayılacak kadar azda tutmayı başarmış ender ülkelerden. Yanır.ızda ailenin dördüncü ferdi olarak 10 yıllık köpeğinızi dahi getiremiyorsunuz. Köpek gelirse 6 ay İngilizce öğrenmek zorunda. Karantinada kalacak. O altı ay içinde artık sinirleri bozulur da havlamayı unutursa vah vah. Bu yasaya rağmen, hem de deklare bile etmeden ülkeye kuş sokmaya kalkmak hem de satma amacıyla, hem de satılması bile yasak kuş sokmaya kalkmak, maazallah. İşte iki Turk herhalde bu yüzden ağır cezada yargılanacak. Yargılama Londra'ya alınırsa mutlaka basının da ilgisini çekecektir. Türkiye'de insan hakları uygulamalarından sonra, hay\an hakları uygulamalarına ilişkin yeni filmlere konu çıkacağa benzer. Stockholm 'den Siyasal partiden sosyal hızmet kurumuna raltma yönündeki son girişimlerini bunun örnekleri olarak göriiyorum." Göteborg Üniversitesi öğretim üyesi, Maksist araştırmacı Göran Therborn da SAP'nin dür.yadaki konumunu 'emsalsiz' olarak tanımladı. SAP, Japon Liberal Demokratları ile birlikte, dünyanın en başarılı siyasi örgütüydü. Therborn başarıyı İsveç'in tarihsel koşullarına, biraz da "şans"a bağladı. SAP'nin şansı, konjonktürün düşuk olduğu donemlerde iktidara gelmesiydi. Tabanı "vuran" konjonktür, kısa bir süre sonra yeniden yükselmeye başlamıştı. 1932'de de böyle olmuştu, 1982'de de. Therborn'a göre başarının bir bölümünü SAP örgütünün bazı ozelliklerinde aramak gerekiyordu. Partinin dışardan sendikalar, meslek örgütleri ve öteki derneklerle, içerden ise işçi komünleri ile beslenen işlerli yapısı, gelişmelerde büyük önem taşımıştı. İkinci neden, parti yönetiminin sağ karşısında her zaman taktik ustalık göstermesiydi. böKuunüs tutmayı başardüar" eklemesini getirdi. SAP için yeni hedefler hazırlamakla görevli Björn von Sydow, "Partinin öteki sosyal demokrat partilerden farkı, bunalım anlannda kalıcı çözümler getirmesiydi" dedi. Von Sydovv'a göre SAP, sağ ile koalisyona girmekten çekinmemişti. Peki, SAP iktidar süresi boyunca hangi alanlarda başarılı olamadı? Von Sydovv'a göre en önemli alan, sağlıktı. Erken ölüm oranı, öteki meslek gnıplanna kıyasla işçiler arasında hâlâ çok yüksekti. Gelir dağılımında belirli bir dengelenme sağlanmasına karşın, sağlık konusu yarım yüzyıllık bir iktadar döneminden sonra, sınıf ayrüıklannın önemli bir göstergesi haline gelmişti. SAP'nin çözümlemesi gereken önemli bir başka sorun, memurların işçilere kıyasla neden daha radikal olduğuydu. Parti, kendi içindeki işçileri bile yeterince etkin kılamıyordu. İsveç Sosyal Demokrat İşçi Parîisi nisan ayında yüz yaşına basıyor. Parti bu yüz yılın yarıya yakın bölümünü iktidar olarak yaşamış. YAVUZ BAYDAR STOCKHOLM Dünyanın en başarılı sosyal demokrat partisi bu yıl kuruluşunun 100. yılını kutluyor. Başarı gerçekten de yadsınacak gibi değil. Isveç Sosyal Demokrat işçi Partisi (SAP), tarih biliminde önemli bir zaman dilimi oluşturan bu yüzyılın yarıya yakın bölümünü iktidar olarak yaşamış, ülkenin yazgısına önceki yüzyıllara hiç benzemeyen bir biçim kazandırmış bulunuyor. SAP, 100. yıl kutlamalannı nisan ayında gerçekleştirecek. Partinin kuruluş günü kesin olarak bilinmiyor. Bunun nedeni, Hjalmar Branting ve arkadaşlarının, Olof Palme'nin öldürüldüğu kavşağa 150 m. mesafedeki bir binada 1925 Nisan 1889'dayaptıkları kongre sırasında, SAP'nin kuruluşuna dair karan protokole geçirmeyi unutmuş olmaJarı. Takribi kuruluş tarihi yaklaşadursun, basın ve yayın organlarında SAP ile ilgili tartışmalar, yazı dizileri, anılar ve içinde doğal olarak İsveç tarihinden kesitler sunan programlar da başladı. İsveç TV'sinin hafta içinde yayırnladığı "Sosyal Demokratlar Ne tstiyor?" başlıklı program da bunlardan biriydi. Programın ilginç yanlarından biri, Muhafazakâr Parti'nin eski lideri Ulf Adelsohn, ünlu Marksist bilimadamı Göran Therborn ve SAP 'Gelecek Araştırmalan' Grubu üyesi Björn von Sydow gibi üç farklı düşünce odağını bir araya getirmesiydi. Geleneksel olarak Avrupa muhafazakâr hareketinin bir parçasını ve SAP karşısında en güçlü kutbu oluşturan muhafazakârların eski lideri Ulf Adelsohn, iktidar yılları içinde giderek toplumsal bir hizmet kurumuna dönuşen, muhalefetin bile düşünce tarzını etkileyen SAP ile ilgili olarak övgülerini bir bir sıraJamaktan çekinmedi. "Her zaman karşılannda mücadele verdik, anlaşamadığımız vüzlerce konu var" diye başladı Adelsohn konuşmasına. Ve şöyle sürdürdü: "Ama SAP gücünii zengin bir sosyalist geleneğe dayandıran bir parti. Uluslararası alanda saygınlığını yadsımak olanaksız. SAP, İsvec'i tanm toplumundan sanayi (oplumuna dönüştürdiı. Programındaki sosyalist nitelikli hedefleri tek tek gerçekleştirdi. Sağdan da sürekli olarak ders alıyor: Arz ekonomisine geçiş ve kamu sektöriinii da Louisville'in sakin sessiz yaşamı, soğuk havası, sert yağmurundan bir saat sonra; Florida'nın ışık denizine, 30 dereceye yaklaşan rutubetli sıcağının, sokakları doldu"Biz Afrikalı Amerikalılar hakran on binlerce turistinin ve bütun larımıza sahip çıkmalıyız." gece durmayan siren seslerinin orBir de film var gunun konusu: tasına diişmek de doğal; "Burası "Mississippi Buming." Başrolunü Amerika." Gene Hackman'ın oynadığı film Florida'nın tatlı sıcağının için 1964 yıhnda Ku Klux Klan'ın cide, denize iki saat Miami'ye üç sa nayetlerini ve zencileri yakmasııu at uzaklıklaki Orlando kentine bir anlatıyor... Bir yanda Arnerikan vicdanı yitatil merkezi kurulmuş denize gerek yok, çünkü her yer havuz do ne sorguda. Öbür yanda Amerilu. Kuzey ve Güney Amerika'nın kan hoşgörüsu en geniş halinde, orta sınıfları için bir tatil merke bir diğer yanda Amerikan rüyası zi, çevresinde de en etkileyici ve en hırslı görüntüsünde... Ben, Kokokschka'nın Alma Mahler'e gönderdiği mektupları eğlendirici sunuşuyla Amerikan "Burası Amerika." DeepIinela ıslanmadan dalın 200 İsviçre Frankı verip DeepLine adlı denizaitıya binenler, rahat koltuklarına kurulup Zürih Gölü'nün derinliklerini seyredecekler. Girişimdeki önemli konu, dalma sporunun dışındakilere sualtı yaşamına katılma olanağı sağlaması. Zürih'ten tan indirildikten sonraki ilk 3 hafta 8 ile 10 daiış programlıyor. 16 kişilik izleyici topluluğuna halen isimleri belirlenmeyen iki de gemici katılacakmış. Televizyon seyredermiş gibi 80 santimlik lombozlardan çevreyi gözleyecek turistler, rahat koltuklarında gundüz veya gece 12 ayaraştırmacılığının önde gelen dınlatıcı eşliğinde Zürih Gölü'nü DOĞAN ABALIOĞLU isimlerinden Auguste Piccard'ın inceleyecekler. ZÜRİH "Bira içerken aklı aynı yoldaki oğlu Jaques Piccard 1990'larda SAP'nin hedefleri Müdür ve katılımcı Hugo F. ma geldi" diye.ı Aydın Bovsan da yapım tekniğini ustlenmişler. ne olacaktı? Von Sydovv bunları değil, gölün karşı kıyısından \Vâ 31 ton ağırhğında, 13 metre uzun Pfaffhauser, bu tadımın kişi baçevre sorunlan, sağlık, gelir farkdensvvilli Valerio L.Zampetti. lukta geliştirilen model, geçen şına 200 İsviçre Frangı (yaklaşık hlıklarının azaltılması, sermaHint Okyanusu'ndaki takımada hafta halka ve kalabalık bir gaze 250 bin TL) tutacağını, 100 metye/servet birikiminin ulkeyi tehre derinliğe kadar ineceklerini, gölardan birinde 84 dinlencesini ge teci topluluğuna tanıtıldı. İikeye sokacak bir avuç maceraçirirken düşünü gerçekleştirmeyi cıdan "kurtarılması" olarak sıraİsviçre göllerinin çoğunda akar lün dibini bulmayacaklarını, ama kafasına koymuş. Therborn'un "çok önemli" diye ladı. Adelsohn, buna AT üyeliğiyakıt motorlu deniz taşıtları ya içerdekilere 1 saat boyunca güzel nitelediği üçüncü örgütsel neden ni de ekledi. Son sözü alan TherKonu, üçlü bir topluluk tara saklandığından, bu ileriye donük dakikalar geçineceklerinden emin ise partinin içerden gelen eleştiri born ise "Geleceğin, ekonomik fından 85 yıhnda ele alınmış. De araç enerjisini günde 12 dalış ya olduklarını topluluğa açıkladı. leri yapıcı olarak değerlendirme, ağırlıklı değil, biyolojik ağırlıklı Girişimdeki önemli konu, dalep Line AG işin ticari yönünü. pabilecek güçteki akümülatörlerlehine kullanma becerisiydi. Adel politikalar üstüne kurulacağım" 31 ton ağırhğında ve 13 metre uzunluğundaki DeepLine, 100 metre derinli Winterthur'daki ünlü Sulzer AG den sağlayacak. masını bilmeyen veya dalma sposohn buna "Ve sağı her zaman öne surdü. "denizaltr'nın yapımını, sualtı ğe kadar inebiliyor. Şimdilik Deep Line AG kızak runun dışında kalan bireylere, sualtı yaşamına katılma olanağı sağlaması, hem de doğaya zarar vermeden. Gezinin ederi yarım saatlik bir helikopter turuna eşit oluyormuş. III Kimi yukanlardan, kimi aşağıdan hoşnut. Yeter ki gönüllere seçme çeşitliliği sunulsun. Pazarlamacılığın ana kurah da bu değil mi? ISTANBUL IZMIR Ancak 1964 Lozan Exposu'nda Zibro Kamin Turbo Gaz Sirkeci 513 82 84/85 Hatay 43 44 00 Auguste Piccard adını taşıyan Sobası şimdi taksitle. Zibro dünyanın ilk sualtı seyir aracıyla 337 80 16 11 41 51 Kadıköy Karşıyaka Kamin satış merkezine Cenevre Gölü içerden gösterildiÜsküdar 333 49 75 25 80 51 Konak ğinden bu yana çevre bilinci gepeşinatı ödeyin. Zibro Kamin'i BURSA 225796 Şişli 140 12 19 lişti. Kirlenme ise aynı oranda kalhemen alın. Taksitleri 131 11 16 209025 mayıp o zamanlann boyullarını ısınırken ödeyin. Fındıkzade 586 63 71 kat kat aştı. Belki bu nedenle ki228610 şilere suyun onemini ve pislik kalBakırköy 572 19 38 ANTALYA 1155 97 dırma gucünü gösterrnek, kavgaOolapdere 154 32 54 17 14 63 ya katkıyı arttırabilir. Ama bunu, Beşikias 159 10 06/07 171785 yağmurun bile kanalla toplanıp ADANA 173578 ANKARA arıtma>a iletildiği Zurih Gölü'nde değil. başka yorelerde örneğin tzGA2İANTEP 10008 Kızılay 118 54 47 mir, İzmit körfezlerinde, Marma27884 ANTAKYA Küçükesat 117 72 28 ra'da, hatta akıntısı bol Boğaz'SAMSUN 37100 Siteler 349 17 44 da ele almak gerekir göruşundeMERSİN 39210 Cebeci 319 46 89 yım. Deşarj pompalarıyla bilmem ISeçenek ISeçenek KRA105 2Seçenek 3Seçenek 2Seçenek RCA36 3.Se(enek KAYSERI 21754 kaç kilomelre öteye, gözden ırak, Keçiören 314 34 61 gonulden ırak uygulamasıyla so«4700 TL 264 700 TL PBŞinat Peşır.al 364 700 TL 235 000TL 335 000TL 435 000 TL SİVAS 32621 Ayrancı 168 08 94 runu çdzmeye çalışan İSKİ yöneİZMİT 10529 ADAPAZARI 16421 ticilerinin bir taneedinmesini sa125000 Lx7ay i250OOTLx6a» 12S0XTLx5ay Taksıt Taksıt 125OO0TLx7ay 1250O0TLx6ay 12S000TLx5ay ZONGULDAK 14214 .ıwm lık veririm. Zibro Kamin'den Yeni Yıl Fırsatı ZİBRO KAMİN SATIŞ MERKEZLERİ: • CIFTYANMALI zibro/ ITURBOI T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle