27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet MANYAS İÇİN ALARM Sahıbı Cumhurıyeı Maıbaacılık ve Gazetecilık Turk Anonım Şırkeıi adına Nıdir Nadi • Genel Yayın Muduru Hısn Cemal. Muessese Muduru: EfllhK LşakJıgü, Yızı Işlerı Muduru Okt> Contnsin. 0 Haber Merkezı Muduru: V*Hin Bayer, Sayfa Duzenı Yonetmenı Ali Ac»r. 9 Temakıler ANKARA Vaiçın Do*»». IZMİR. HikiMt Çninkayı. ADANA Ctlal TAKV1M: 22 OCAK 1989 Imsak: 5.47 Islanbul Haberkn: Erfcn Akyıldlz. Dış Haberler: EIKM B«lcı, Lkonomı: Ongu Turhaa. Kullur: Cftal listef. Spor Danışmanı AMalkadir Vucrlmaıı. Duzellmç Rrfîk Durb*>, Arajlırma Şahin Mpay, IjSendıka: !>«k«a fctftaci, Yurl Haberlerı Neolcl Ueft». D171 YaTilar: ktrem Çalışkuı. • Koordınaıor Ahmtl Korubaa, # Malı Işkı Erol Erkal, • Muhasebe: Butenl Yfnfr • Bulge Flanlama Sr»Kı Arua • Reklam A.r$c Tona. Ek Yayınlar: HMy* Akyol • Idarc: Hasryin (ivm. Işlelme: Omter Çrlik. Bılgılşlem Nail Inıl Oğle: 12.20 Ikindi: 14.51 Akşam: 17.14 Yalsı: 18.38 Sason v K»>mı l umhurıyn Maıbaacılık ve Cazrtecılık I A i 1 urk Oca|ı Cad 39 '41 t g 14334 Isl PK 246luanbul I t l 512 05 05 1211 hall Tete» 2224* Fax (1) 526 60 72 # Bumtar Aakan: /jya bökalp Blv Inkılap S No H/4. Ttl 133 11 4147. Teta 42344 Fa» (4) 133 II 41/42K # Iznir: H /ıva Blv 1352 S 2 ' 3 . Tcl 13 12 30. Telc» 52359 Fa* (51) 19 53 60 • Adaoa InrtnuCad H 9 S . N o I Kat I. Tcl 114550119731. Tetat 62155. Faı: (711 32» 056 Guneş: 7.16 Kuş Cenneti A diplomasını kaybedebilir Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, aşırı kirlenme nedeniyle Manyas KIQ Cenneti'nin uluslararası A sınıfı diplomasını iptal edebileceğini belirtti. Diploma iptali, turisîik ilgiyi de olumsuz etkileyebüir. GUNSELI ONAL ANKARA Kuş Cenneti'ndeki kirlenme, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ni de kaygılandınyor. Kuşcenneti Milli Parkı'nı (A) sınıfı diploma ile ödüllendiren ve bu diplomayı iki kez daha veren Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, "Kuş Gölü'nün ekolojik dengesini bozan etkenlerin ve özellikle kirlenmenin önlenememesi halinde, söz konusu belgenin üçüncü kez yenilenmeyecegini" bildirdi. Diplomanın süresi bu yılbitiyor. Bakanlar Komitesi'nin bu uyarısı, Orman Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı Çevre Sorunlan Raporu'nda dile getirildi. Raporda, tanm ilaçlannın, insanların olumune neden olduğu belirtildi. Çevre sorunlarırun nedenlerinden bırinin, "Kavnaklann yanlış, aşırı ve kötü kulianılması" oiduğunun vurgulandığı raporda, yanlış arazi kullanımı sonucunda, kıyıların dinlenmek için kullanılabilecek yerlerinin, beton yığınlarıyla kapatıldığı bUdirildi. Bursa ovası, Çukurova gibi bazı verimli tanm alanlannın üzerine fabrikaların kurulduğuna dikkat çekilen raporda, "Bu sebeple sanayi kuruluşlannın verimli tanm topraklannı işgal etmesi, artan nüfus ve buna bağlı olarak artan besin ihti>acı karşısında olumsuz bir durum me>dana getirebilecektir" denildi. Altyapı tesislerinin, özellikle karayollannın, peyzaj bütünluğunü ve guzelliği gösteren bazı bölgelerde, butunluğu bozacak güzergâhlardan geçirildiğinin vurgulandığı raporda, "bunun sonucunda kıyı bolgelerinde peyzaj ın yer yer bozulduğu, bazı yerlerde ise kıyılann neredeyse yolla tamamen kapatıldığı" belirtildi. Raporda, kıyılann beton yığınlarıyla kapatılması ve halkın yararlanımına sunulamayışırun da yanlış arazi kullanımının ortaya çıkardığı bir çevre sorunu olduğu bildirildi. Raporda, "Türkiye'nin primer gıda üretimi bakımından en yiiksek verim ve potansiyeline sahip sığ göl. sazlık ve benzeri sulak sahaların, arazi kazanmak amacıyla kurutulması. arazi kullanraa yönünden olumsuz bir faaliyettir. Mera olarak kullanılan arazilerin tarla haline getirilmesi de hayvancılığın verimliliğini ters yönde etkileyen bir kullanımdır" denildi. Türkiye'nin en büyük ve en önemli çevre sorununun "erozyon" ve erozyonun en önemli nedeninin toprağı tutan orman örtüsunün yok edilmesi olduğu da aynı raporda kaydediliyor. Orman Genel Müdürlüğü'nün raporunda tanm ilaçlannın çevreyi kirletici olduklan kadar doğal dengeyi bozm. kta çok etkiljj olduklan ifade edildi. RapordJ.,"Başta yırtıcı kuşlar olmak üzere birçok yabani hayvanın yok olmasına ve eko sistemlerin bozuhnasını >ol açan bu ilaçlar, aynı zamanda ehli hayvanlann, insanlann ölümüne de sebep olmaktadır" goruşü dile geürildi. Raporda, Turkiye'deki yabani hayvanların azalmasında başlıca etkenlerden birinin, kanunsuz avcılık olduğu üzerinde duruldu. Orman yangmları ile ilgili olarak da "Milli ölçüde tabiatı en fazla yaralayan afettir. Dikkatsizlikle, bazen de kasten yakılmaktadır. Getirdiği zararlar bütün tabiat için topyekunçökuştür"denildi. Modada Hint rüzgârı Biraz Meksika, biraz Aztek, biraz Afrikalı, biraz Bizans, biraz Berberi, biraz harem havası. Egzotik eğilim kendini açıkça belli ediyor. Avrupa'da ise Hippie akımının geri dönmesinden bile söz ediliyor. Klasiğe olan tutku kadar belirgin olarak bir klasikten kaçma, bir bıkkınlık belirtisi de var modada... NECLÂ SEYHUN Ne zaman Hippie"ler söz konusu olsa, dünyanın en küçük Hippie'si gelir gözlerimin önüne... Paris'te Vendome Meydanı'nda güneşli bir sabab saati yalınayak başıkabak, anııe ve baba Hippie' lerin yanında yürüyen o mini Hippie... Fransızların deyimiyle sahiden de "iiç elmt boyu". Yürümeye yeni mi başlamıştı neydi? Sırtında, eski bir çarşaftan yapıldığı izlenimini veren bir karış boyunda, omuzdan bağlı bir Hippie giysi(!). Kız mıydı, erkek miydi, o bile belli değildi, o denli küçük. Ama anne ve babasıyla düzene karşı çıkmış, topluma isyan bayrağını çekmiş yürüyordu işte. Aşağı yukarı bir yirmi yıl geçti aradan. Dünyanın neresinden gelmişti, şimdi nerededir, neler sever, neler giyer?.. Yaklaşmakta olan Hippie dalgasına yeniden kapılır mı, kimbilir?.. Çünkü böyle bir dalga var, çünkü lngiltere'de yeniden uyanıyor Hippie'lik. Çelişkili bir yaz başlamak üzere, 89 yazının başında moda, klasikten hoşlananlan mutlu edecek modellerle dolu aslında. lster eteklerde elbiselerde, ister pantolon takımlarda, hatta isterse bermudalarda olsun klasik çizgide, akıllı uslu bir sürü model. Çizgili kumaşlar ister yunlü, ister keten, ister pamuklu ya da ipekli olsun bu tür ağırbaşlı, klasik modellerle tam bir uyum sağlıyor. Beyaz yaka ve manşetler, klasik modellerin sade ve şık garnitürü. Spor modellerde ketenlerden, pamuklulardan, fantezi modellerle organzadan yapılıyor bu yakalar. Pek de şık, pek de alımlı duruyor. Özellikle klasik modellerde gözde bir garnitur de gipur danteller. 89 yazında gipur yeniden moda. Tayyör ve elbiseleri gipur dantellerle süslemek, klasik takımlara yeni bir hava veriyor. Ya yakalarda, cep kenarlarında dantel, ya bluz, tişört havasında ceketlerin içinde ya kollar dantelden ceketlerde ya ön kesimler. Ama... 89 yazının özelliği, damgası klasik çızgi değil elbette. Klasiğe olan tutku kadar, belirgin olarak bir klasikten kaçma, bir bıkkınlık belirtisi de var moda dünyasında. Moda, yeni heyecanlar arıyor. Şöyle çizgi dışı, sarsıcı, heyecan yaratıcı bir şeyler... Bu nedenle bir egzotik hava, bir ezgotik rüzgâr var dört bir yanda, dört bir yandan... Biraz Meksika, biraz Aztek havası, biraz Afrika, biraz Berberi, biraz Bizans, biraz Osmanlı, biraz Harem, biraz Hint... Renklerde, desenlerde, takılarda bir başka hava, bir başka büytl... Alışılmışın dışında. Bu hava, bu Hint rüzgârı lngiltere'de son günlerde uyanan Hippie'lik akımıyla denk düşuyor. Hippie'ler yirmi yıl aradan sonra geri dönecekler mi moda dunyasına ciddi ciddi?.. Şimdilik bir rüzgâr yalnızca. Bakalım bu egzotik rüzgâr zamanla fırtınaya dönüşecek, moda kendini "dağıtacak" mı gene?.. 89yazında egzotik ve büyülü renkler, kumaşlar ağırlık taşıyor Ölçü ve ayar fonu geUyor ANKARA (AA) Ölçü ve ayar hizmet lerinde kullanümak üzere "Ölçüler Ayar Hizmetleri Fonu" oluşturuluyor. Resmi Gazete 'de yayımlanan Ölçüler ve Ayar Yasası uyannca, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 'nca oluşturulacak fonun gelirleri, belli sürelerde ölçü aletlerinde yapılan muayeneler sırasında alman ücret ve damgalardan, bütçeden aktanlacak odeneklerden, bağış ve yardımlardan karşılanacak. Fon, ölçüler ve ayar hizmetleri için eleman yetışıirilmesi, laboratuvarlann kurulması, malzeme ve bina ahmı gibi çalışmalarda kullanılacak. Bulgaristan'da insan hakları LONDRA (AA) Bulgaristan'da "Türk Azmlığın Haklannı Koruma Komitesi" kurulduğu bildirildi. Londra 'da yayımlanan Europe Newsletter Dergisi'nde yer alan haberde, Bulgaristan'daki l milyonu aşkın Türk azmlığın durumuyla ilgili yeni gelişmelerin olabileceği kaydedildi. Haberde, Bulgaristan 'da ayrıca "Yeşil Kitlelerin Partisi" adlı bir baskı grubu daha olusturulduğu belirtildi. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ise, Bulgaristan'da kurulan insan hakları örgütlerinde Türklerin de bulunduğu yolunda gayri resmi bazı duyumlar alındığını ancak Türk azmlığın haklannı savunacak bir dernek kurulduğu yolunda bilgi bulunmadığını bildirdiler. Ûnlü modacı Scherrer'den bir tayyör takım. Gipur dantellerie süslü. Scherrer'den klasik bir pantolon takım. Lacivert beyaz çizgili kumaştan yapılmış. Af Örgütü'nün kampanyası BONN (ASKA) Uluslararası Af Örgütü 'nün Federal Almanya Temsilciliği'nin hapiste bulunan 4 Türk gazetecinin serbest bırakılması için kampanya başlattığı açıklandı. Uluslararası Af Örgütü'nün Almanya Temsilciliği'nden yapılan açıklamada, Recep Maraşlı, Erhan Tuskan, llker Demir ve Hasan Fikret Ulusoydan'ın "siyasi suç" işledikleri gerekçesiyle hapiste olduklan belirtildi. sm BezmiAlemH Meclise götürüyor GÜNDÜZİMŞİR Bezmi Âlem Vakıf Gureba Hastanesi'nin özel üniversiteve dönüşmesinde önemli rolü olan MüteveUi Heyeti Başkanı Şaban Karatuş, Dr. Asaf Ataseven ile Vakıflar Genel Müdüru Şener Macun'un, vakıflardan sorumlu Deviet Bakanı Kâzjm Oksa> tarafından Bolu'ya çağrıldığı öğrenildi. Kazım Oksay'ın mütevelli heyetin üyelerini Başbakan Turgut Ozal'ın direkti fi doğrultusunda toplantıya çağırdığı ileri surulürken, özel universiteye dönuştürülen hastanedeki, anayasa ve yasalara aykırı işlemler SHP tarafından TBMM'ye götürülecek. Usulsüz olarak Vakıflar Genel Müdürluğü'ne tayini çıkartılan ve meslek normlarından çok uzak işlerde çalıştınlmaya zorlanan Bezmi Âlem Vakıf Gureba Hastarvesi'nin personelinden bir grup, dün SHP Genel Başkanı Erdal Inönu tarafmdan kabul edildi. Personel adına konuşan Dr. Örsan Giinöz, Erdal İnönu'ye yaptığı sunuş konuşmasında bugüne kadar hastanenin özel universiteye dönüştürülmesine ilişkin işlemleri sıralayarak, bilgi verdi. Erdal İnonü ise SHP'nin baştan beri yapılan haksızlıkları ve anayasaya aykırı davranışları izlediğini belirterek şunlan söyledi. "Sizler vakıflara başvurduğunuzda başka bir işte çaltştınlma şartı herhalde >oktu. SLa mesleklerinizin dışında başka yerde çalışbrmalan da herhalde soz konusu değildi. Siz bölge mudurluğünde ne iş yapacaksınız ki? tnanılmaz bir ola>. Bu bir einayet. Belirli maksadı gerçekleşürmek için bütün vasalan. yonetmelikleri, anayasayı, hatta insan haklannı çiğneyerek >ürutiilmeye çalışılan bir ola>. Ben yargının sizin yanınızda olacağına inaruyorum. Sonuçlandığında hastalan tedavi etmek, çağdaş bir hastanede çakşmak amacına erişeceğinize inaniNorum. Bu kadar olmayacak bir şe> karşısında insan ne sö>leyeceğini şaşınyor. Her açıdan >anlış. Tutulacak tek tarafı yok. bHH Utanbul anakent belediye başkan aday adayı Prof. Dr. Nurettin Sözen de olayın şeriat üniversitesi kurulmayaçalışılmasından öte Türkİslam sentezinin universiteleştirilmesi olduğunu vurguladı. Öte yandan daha once yapılan açıklamada 300*6 yakın personelin tstanbul içi hizmet hastanelerine nakledıleceğinin belirtilmesine karşın, önceki gün personeli toplayan Vakıflar Genel Müdürluğü Personel Dairesi Başkan Yardımcısı'nın da personelden "Kadronun belirtildigi ve SSYB'nin İstanbul hastanesinde çalışmak istiyoruz" şeklinde imzalı birer dilekçe istediği oğrenildi. „ Erkekler yer açın, kacbnlar geliyor! ter gelişmekte, isterse en geri kalmış ülkelerde olsun, duzenlerinin çarpık gelişen yanlannı tartışmaktan çekinmeyerek kadın sorununa çözüm aradılar. Dünya ve ülkderinin boyytunda kadının toplumdaki yerini, erkekleeşit yeri nasıl alabileceğini tarlar, 30 ülkeden parlamenter, bilim kadıru ve gaze tıştılar. Daha banşçı, daha güzel insanların daha ŞÜKRAN KETENCİ az acılar çekeceği bir dünyanın, ancak kadının her tecilerle 120 delege ile temsil edildi. yerde ve her alandaki yerini erkeklerle eşit koşulBONN Erkekler! Yer açın kadınlar geliyor". Uluslararası toplantılarda erkeklerin gelenekleş larda almasına bağlı olduğu sonucuna vardılar. Evet, gelişmiş, az gelişmiş birinci, ikinci, üçüncü tirdiği kurallar altüst edildi. ABD, Sovyetler Birlidünyada hangi ülkede, hangi meslekte olursanız ği, Ispanya, Yugoslavya, Filipin, Kolombiya, ZamDünya kadınlanmn temsilcileri rejimi ister kaolun; "Erkekler! Aranızda kadınlara yer açmaya bia. Kadınlann temsilcileri kendi ülkelerinin sorun pitalist, ister sosyalist olsun, ekonomik ve kültühazırlıklı olun. Kadınlar düşunebileceğinizden çok larını politik hesaplar içinde olmaksızın ameliyat rel koşullan ister gelişmiş isterse çok geri düzeyde daha hızlı, bilenmiş olarak eşit koşullarda aranız masasına yatırdılar. olsun kadınının çok gecikmiş toplumsal yaşamdada yer almaya hazırlanıyor." Sorunlannı saklama, rejimlerini, düzenlerini öv ki yerini almasının hızlandınlmasındaki kararlılıkAlman Sosyal Demokrat Partisi SPD, kadmla me, birbirlerini düşman görme yerine, sevip arüa lannı açıkladılar. Kendi koşullan için en etkili yönrın oy hakkını kazanışımn 70. >ılını görkemli bir mayı, sorunlannı.açmazlanru sergilemeyi, dürüst temleri ve uluslararası ile ulusal dayanışmamn yolbiçimde kutladı. Partinin Friedrich Ebert Vakfı ara lüğü içtenliği seçtiler. larını araştırdılar. cılığı Ue düzenlenen uluslararası konferansta kadınEvet. Erkekler, ister siyasal parti, ister her tür Dünya kadınlanmn temsilcileri ister gelişmiş, is F. Almanya'da SPD'nin kadınlara oy hakkının 70. yılı nedeniyle düzenlediği toplantıda, kadınların sosyal ve politik yaşama daha aktif katılması için alınacak önlemler tartışılıyor. SPD yönetiminde kadınlara yüzde 40 kontenjan tanınması bunlardan yalnızca biri. demokratik örgütlenme, iş yaşamı, sosyal yaşam olsun her alanda en üst kademeden en alt kademelere kadar elinizde tuttuğunuz yönetme hakkım kadınlarla paylaşmaya hazırlıklı olun. Yüzyıllardır bu gücün elinizde olmasına da hiç guvenmeyin. Kadınlar yüzyıllardır kullanamadıkları haklannı kullanabilmek için çok bilinçli, bilenmiş ve kararh görünuyorlar. Ülke koşullanna ve uğraş alanlarına göre de çok çeşitli yöntemler keşfedilmiş. Korkutmak için değil paylaşma düşüncesine ahşmanız için bir tek önemli örnek: Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD geçen yılki genel kurulunda kadınlara yönetimde yüzde 40 oranında hak tarumayı karara bağladı. Bu karara göre en ust kademe parti yönetiminden en alt kademe yerel yönetimlere kadar kadınlar yüzde 40 oranında yönetimde yer alıncaya kadar boşalacak butün kadrolarda kadın adaylara öncelik verilecek. Yılda 10 bin Sovyet gemisi ANKARA (ANKA) Boğazlardan her yıl 10 bin kadar Sovyet gemisinin geçtiği bildirildi. Moskova Radyosu, TurkSovyet ekonomik ilişkilerine ilişkin bir yorumunda, ilk kez bir SovyetTürk Ortak Anonim Şirketi'nin kurulduğunu, Transport isimli bu fırmanm Türk limanlarma uğrayan ve boğazlardan geçen Sovyet gemilerine değişik hizmetleri sunacağını kaydetti. Radyo, Ankara muhabirinin Mihail Barısev imzalı yorumunda, "Turk limanlarmda her yıl 1200'den fazla Sovyet gemisinde yükleme ve hoşaltma çalışmaları yapılıyor. Boğazlardan geçen Sovyet gemilerınin yıllık sayısı ise 10 bine varıyor" dedi. Kıkççdardan bir AtamUsta geçti Kırık dökük binlerce 'antika'ya el emeği göz nuru dökmüştü. En olmadık nesneleh değerli eşyaya dönüştürebilirdi. A tam Usta artık yok. Elinin değdiği eserler birçok evi süslüyor. A N N A TURAY ~ "Kılıççılar", Kapalıçarşı'ya açüan daracık sokaklardan biri. Bir ucu Nuruosmaniye Camisi'nin kapısına, bir ucu Tahtakale'nin serbest döviz ticaretiyle uğraşan "çeynççi'Merini banndıran Ağa Sokağı'na uzanıyor. Kılıççılar Sokağı'nın her iki yanına sıralanmış küçük dükkânların hemen hepsi dökümcüymüş bir zamanlar. Sonra her şey gibi buranın esnafı da değişmiş. Şimdi çoğu kuyumcu. Dökümcülerin, uzunca bir süre neredeyse insanlann geçmesini bile engelleyen tozu, pisliği, artık sokaktan dükkânlann içine çekilmiş. Vitrinlerinde sarı döküm "turistik" eşya yan yana dizili. Çoğu beceriksizce biçimlendirilmiş Alaaddin lambalan, develer, şamdanlar ilkel ama sevimli bir görünüm taşıyorlar. Kılıççılar'ın 19 numaralı dükkânı ise her yönüyle ötekilerden farklı. Bu kuçuk dükkân Atam Usta'nın. Vitrini, içerdeki dolaplan, camekanlann ardındaki raflan, tavanı, her bir santimetre karesi, tıklım tıklım, üst üste dolu. Eski püsku, pirinç ve bakır eşya, lamba ve şamdanlar, porselenler, avizeler, sağa sola rastgele atılıvermiş duygusu uyandıran her turlü ıvır zıvır, kalın bir toz tabakasıyla kaplı. Usta'nın bir başka müşterisi. Onun Kumkapı Meryemana Kilisesi'ndeki cenaze törenine de katılan Rahmi Koç, "Atam Usta'yı 20 senedir tanıyordum. Gerç^ek bir İstanbul beyefendisiydi. Üzerine aldıgı işi zamanında ve tam layıkıyla yapardı. Evimde Atam Usta'nın emeginin geçtigi birçok eser vardır" diyor. Atam Usta'yı bir de çocukluk arkadaşı Hariton Simon'dan dinlemeli. Mösyö Hariton aynı zamanda dukkân komşusu. Dükkânına konuk oluyor, bir yandan sunduğu ıhlamuru yudumlayıp, bir yandan anlattıklannı dinliyoruz. Doğdukları köyden, Yozgat'ın İncirli köyünden 1946 yılında geldiklerini söylüyor. Yani 15 yaşlarında. Her türlü işi yapıyorlar birlikte. Atam Usta eski parçaları onarma işlemini ilk ustası Garebet Salgın'dan öğreniyor. Kılıççılar'a geliş o geliş. Değişik yerlerde çıraklık, sonra kalfalık ve derken ustahk. a^â^a^^â^*^^^â^â^â^â^â^a^â^â^*^*^â^â^â^a^a^a^aa^a^a^a™a^a^a^t^a» w^a^^^â^a^t^a^a^ala^a^^a^ala^a^^^>^a1a^alaW>^^^âMiMa^K^^^a^a^aa^a^a^»^^aWa^a^a^a»^a^aK *V t •&*tf'"'" Sp1 d^ala^v ^BBIV^İ^BBBBBBBBBBBBBBBBBBBB^B^^I^^^HBBI^^^^^^ »^H^^^^^^^^^^BV^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^P«^^^^^^^^^^^^^^^ • Böbrek hastaMna müjde tstanbul Haber Servisi Marmara Üniversitesi "Hemo dializ" ve "ürodinami" aygıtlarma kavuşıu. Hollanda Türk Tıp Vakfı tarafından universiteye bağışlanan üniteler hizmete sokuldu. Türkiye'de bugün 300 bin dolayında böbrek yetmezliği olan hasta olduğunu vurgulayan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Atıf Akdaş ünitelerin hizmete sokulmasıyla ilgili törende bir konuşma yaptı. TRT vericileri PTVnin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TRT vericilerinin personeli ile birlikte PTT'ye devrini öngören yasa Resmi Gazete 'de yayımlanarak yürürlıiğe girdi. Devir işlemleri 2 ay içinde yapılacak. Atam Uîta ve oğlu Atam Usta Kılıççılar'fri 40 yıldır değişmeyen çehresiy şimdi oğlu Arto Kaspar var. Çocuk yaşta Kılıççılar esnafının arasına gıren Atam di. Eski ve antıka eşyayı hüneıii parmaklarıyla onaran Atam Usta'nın yerinde Usta kendi geleneğini oğluna devrederek 59 yaşında hayata veda etti. Toz içindeki sarılann, bakırlann, camlann arasından yeni nikelajdan çıkmış gumüş ya da sarı kaplama mutfak eşyası, tepsi ve şekerlikler, havyar kapları pırıltılanyla gözalıyorlar. Burası "eskid"mi, "antikacı"mı, "tamirci"mi, yoksa yeni ev eşyası satan sıradan bir dukkân mı, karar verebilmek zor. Atam Usta'nın dükkân] galiba biraz hepsi. Atam Usta tam 40 yıldır Kılıççılar'ın hiç değişmeyen çehresiydi. "tdi", çünkü artık yok. 59 yaşında, bir kalp krizi sonucu öldu. 19 numaralı dukkân yıllardan beri ilk kez bir hafta süreyle kapalı kaldı. Her gün sabah saat 08.00'de Atam Usta tarafından açılan kepenkler birkaç gündür Atam Usta'nın oğlu tarafından açılıyor. Gerçek bir sanatkar olan Atam Usta, antikayla ilgilenen pekçok kişinin uğrak yeri olan bu dukkânda, kırılan, bozulan, tanıir gerektiren her türlü eski eşyaya yeniden hayat verdi. "Eski"nin değerini bilen Atam Usta, ona hünerli parmaklarıyla, sevgisiyle ve ustalığıyla dokundu, değerlendirdi. Pek çok müşterisi ve dostu vardı. Tiyatro sanatçısı Giilriz Sııruri de Atam Usta'nın değişmeyen ziyaretçilerinden biriydi. "Ne zaman Kapalıçarşı'ya gitsem, ona ugrar, oturup çayını içerdim. Bazen ufak tefek bir şeyler alır, bazen tamir ettirirdim. Elleri çok mahirdi. Ona çok giivenir, ne olursa olsun yapabileceğinden emin olurdum. Küçücük bir şeyi bile degerlendirmesini bilirdi. Bir yerierden eski bir kapak bulup almışsanız örneğin, hemen Atam Usta'ya gotürurdünüz. Ya kapağa ııygun bir tas bulur, ya da hiç aklınıza gelmeyecek başka bir şeye donuştunırdü" diyor Gülriz Sururi. Sonra, oturup saatlerce sohbet ettiklerini anlatıyor. "Eski gunlerden konuşurduk. Yozlaşan miişterilerden dert yanardı. Antikanın yerine imitasyon şeyler dolmuştu dükkânına. 'Şimdi bunları istiyorlar. lyi şeyler değil. Arz talep meselesi' derdi. Ustalığı onun en önemli yanıydı. Bazı işlerin ustaları kaybolup gidiyorlar ve yerine yenileri gelmi>or. Atam Usla işte onlardan biriydi." lşadamı Rahmi Koç da Atam Mösyö Hariton, "Onun miişterileri hep sosyetik hanımlar, şık ba>anlardı" diyor. Sonra kıs kıs gülerek devam ediyor: "Yook be kizım, ne antikası. Antika da vardı, olmayan da. İşte, bir parça biraz fazla köşede kalır, pislenir, tozlamr, olur sana antika. Sosyetikler bayılır bunlara. 'Aman Atam Usta bunu sat' diye. İşte, eskiciler evlerden bir şeyler toplar getirir, satarlar, filan. Hakikal eski şeyler de vardı ama. Hem de çok usta idi tamir işinde." "Kimse kalmadı ki arlık"' diyor Hariton Simon, sonra birdenbire aklına geliyor: "Haa bak bir de Asmalımescit'te Keğam var Karakaş Keğam. lyi antikacıdır haa..." Sigorta primleri iade edilenler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Suudi Arabistan'da çalışmış ve çalışmakta olan işçilere sigorta primleri iade ediliyor. 100 milyon dolara yaklaşan sigorta prirni iadesinden 100 bin olayında Türk işçisi yararlanıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle