19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 OCAK 1989 Yugoslavyu'da birlik çağrısı BELGRAD (A A) Yugoslavya'nın yeni Başbakanı Anıe Markoviç, ülkedeki ekonomik krizin üstesinden gelmek için birlik çağnstnda bulundu. Liberal reformcu olarak tanınan Markoviç, önceki gün iılkenin ekonomik sorunlarına ilişkin olarak yaptığı konuşmada, "Birlikte çalışmaktan başka hiçbir şansımız yok" dedi. Eski Başbakan Branko Mikuliç'in, ekonomik reform programımn parlamentoda reddedilmesi sonucu 30 aralıkta istifa etmesi üzerine, başbakanlık görevine onceki gün Markoviç atanmıştı. DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 AGIK ile veni dönem Arnavutluk haricindeki tüm Avrupa ülkeleri ile ABD ve Kanada'mn katılımıyla Viyana'da gerçekleşen toplantı, 1975 Helsinki oturumundan bu yana devatn eden yumuşama sürecinin zirveye uiaştığı bir olay oldu. HADİ ULUENGİN VİYANA Ağaç ormanın arkasına gizlendi mi? Bu önceki gün Viyana'da sona eren "Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı"nda, Türkiye kamuoyu açısından biraz böyle oldu. "Mersin sorunu" ön plana çıktı ve bunun gerisindeki orman, yani Viyana AGİK belgesiyle birlikte, siyasi ve askeri planda DoğuBatı ilişkilerinde başlayan yeni dönem, bunun Türkiye üzerindeki muhtemel etkileri geri planda kaldılar. Oysa, "butiın Avrupa ülkeleri, eksi Arnavulluk, artı ABD ve kanada" formulüyle A\usturya başkentinde gerçekleşen toplantı, 1975 Helsinki AGİK oturumundan beri iniş \e çıkışlarla devam eden yumuşama sürecinin zirveye uiaştığı nokta oldu. Siyasi planda, Doğu ve Batı bloklan, nispi bir içerik taşısa dahi, ilk kez karşılıklı angajmanlara girdiler. Askeri planda, AGİK çerçevesinde gerçekleşecek olan "Konvansiyonel İstikrar Görüşmeleri" (KİG) ile, 2. Dünya Savaşf ndan bu yana Avrupa'daki en kapsamlı silahsızlanma müzakerelerinin temeli atıldı. "Demir perde", Avrupa'nm ikiye bölundüğu "Yalta \e Postdam konferanslarından beri, ilk defa böylesine aralandı. Mihail Gorbaçov "un sözunü ettiği "Avrupa Evi"nin harcı karıştırılmaya başlandı. "Saydamlık" ve "yeniden vapılanma" siyasetleri uluslararası platforma yansıdı Yaklaşık beş yıl süren müzakerelerden sonra, dışişleri bakanlarının salı gunü Vi>ana'da imzaladıkları "nihai beİge", üç ana temayı saptadı. Bunlardan birincisini, insan hakları ve ozgurliıkler; ikincisini silahsızlanma sureci; üçüncüsunu de ekonomik ve teknolojik işbirliği oluşturdu. İlk temadaki en önemli yenilik, Doğu bloku ülkelerinin, Batı demokrasilerinin mihenk taşlarını oluşturan, dil, din, siyasi farklılık, haberleşme, yerleşirn ve seyahat özgürlukleri gibi çok çeşitli konularda oldukça açık bir dille hazırlanan belgeyi onaylamalarından kaynaklandı. Diğer bir deyişle, Viyana AGİK belgesiyle birlikte, daha once "ülkelerin iç işlerine kanşma olarak" nitelenen tabulardan bir bolumu, en azından kâğıt üzerinde yıkıldı. Viyana deklarasyonunun insan hakları bölümündeki diğer ve önemli bir yenilik ise, yine ilk kez, AGIK üyelerinin belirli ">aptınm mekanizmaları" uzerinde maları oldu. Insani konularda iki ulke arasında anlaşmazlık doğduğu ve ülkelerden birisinin bu anlaşmazlığın giderilmesi için göruşme talebinde bulunması durumunda, tarafların "makul birsüre içinde" müzakerelere başlaması >ukümlüluğü getirildi. Diğer bir yeniliği ise, insan haklarına ilişkin "Viyana sürecinin" kontrolu anlamını taşıvacak üç ayrı konferansın, 1989, 1990 ve 1991 yıllarında Paris, Kopenhag ve Moskova'da toplanması karan oluşturdu. Diğer taraftan, Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un aralık ayında Birleşmiş Milleıler'de yaptığı konuşmada, AGİK'in insan haklarına atıfta bulunarak, uluslararası nitelikte bir karar mekanizmasının oluşlurulması ihtirnalinden söz etmesi, Moskova ve dolayısıyla da diğer Doğu Avrupa ülkelerinin, artık bu konuyu ciddiye alacaklannı ortaya koydu. Yine bu bağlamda, Viyana "nihai belgesindeki" insan hakları bolümu, Türkiye açısından da Viyana Konferansı insan haklarında Doğu Blokunu yükümlülük altına soktu DUNYADA BUGUN AUSIRMEN Kamuoyunun dikkatlerinin, yerel seçimler ile Çankaya'nın yeni adayı üzerine çevrıldiği ve "türban" adıyla sunulan tesettür girişimi konusunun Anayasa Mahkemesi'ne gönderildiği bir sırada, hem Başbakan hem de Keçeciler yüksek mahkemeden iptal kararı çıkması halinde olayı halkoyuna sunacaklarını açıkladılar. Açıklamaların her ikisi de yasanın sınırlannı aşmamakla birlikte, Anayasa Mahkemesi'ne yönelik birer tehdittir. Konunun bu yönünü bir yana bırakalım, özüne gelelim. Türban dıye adlandırılan sorunun Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesı nasıl bir yanlış davranış idiyse çünkü laiklik savaşımı çok daha özgürlükçü ve kökten biçimde, çok daha değişik alanlarda verilmeliydi ve verilmelidir böyle bir konuyu halkoyuna sunmak da aynı derecede büyük bir yanlış olacaktır. Nitekirn ılginç yazı dızisini gazetemizde de okuduğunuz Dr. Hikmet Özdemir de aynı sakıncaya parmak basmış ve böyle bir davranışın ülkede çok tehlikelı gelışmeiere yol açacağını vurgulamıştır Milliyet'e verdıği demeçte. Evet, nasıl ki laiklik, insanların inançlarını yasaklayarak veya davranışlarını temel hak ve özgürlüklere aykın biçimde kısıtlayarak savunulamaz ise kamuoyunun laikliğe karşı akımlara çok duyarlılık gösterdiğı bir sırada "türban" özgürlüğü de, çok sakıncalı bir halkoylamasıyla savunulamaz. Ama bu gerçeği görüp sağduyulu davranmayı, doğalnkla beşbuçuk yıllık iktidarı süresmce Türkiye'yi maceradan maceraya sürüklemiş, her alanda teslimiyetin eşiğine getırip bırakmış ANAP'tan ve hele hele onun en gözü kara en bağnaz, Cumhuriyet ilkelerıne en karşı kanadından beklemek abestir. Durum böyle olunca, kötü alışkanlıklar akla hemen "ordunun tutumu ne olur?" scrusunu getiriyor. Başka bir deyişle laıklığin korunması görevinın orduya düştüğu sanısı bir kez daha su yüzüne çıkıyor. Ordunun laıkliğın güvencesı olup olmadığı sorusuna geçmeden önce, böyle bir seçeneğın ne denli sakıncah olduğunu vurgulamak gerek. Gerçekten eğer Türkiye Cumhuriyeti, yetmişinci yılına çeyrek kala hâlâ laikliği demokratik yöntemlerle koruyup savunamıyorsa ülkemize çok yazık olmuş demektir. Demokrasiyi ve onun "onsuz olmaz'ını demokrasi dışı yöntemlerle koruma girişiminin saçmalığı gün gibi ortadadır. Kaldı ki 12 Eylül yönetimi tüm egemenliği elinde tuttuğu süre içinde laikliğe indirdıği darbeler ile ki bu kadarını Erbakan bile bu kadar kısa süre içinde gerçekleştırmeyi düşleyemezdi artık ordunun laıkliğın güvencesı olduğu yoiundaki düşüneenin sağlam bir dayanağı olmadığını kanıtlamış bulunmaktadır. Türkiye'de eğer bir gün laiklikten yana iktidarlar ışbaşına gelirlerse, Kenan Evren'in önderliğindeki 12 Eylul'un bu alanda yol açtığı yıkımı önlemek için yıllar harcamak zorunda kalacaktır. Çünkü Türkiye, şeriat özlemi içinde olanların içte ve dışta çok iyi örgütlendikleri, içten ve dıştan büyük parasal destek sağladıkları bir aşamaya gelmıştir. Bugünkü iktıdardan bu alanda ciddi önlemler beklenemez, çünkü şenatçılann bir kolu devlete sızmışttr. Sözü edilen kadrolar, şimdı Milli Eğitim'den bir ölçüde sızmış oldukları kolluk güçlerine, idarı kadrolara ve yargıya uzanmanın çabası içındedırler. Eğer önlem almakta ve bu girışimlere karşı köktencı, kararlı, ama demokratik yöntemlerle siyasal savaşımı yurutüp başarıya erişmekte geç kalınırsa. ülkemiz, belki uzun sürmesi olanaksız, ama yıkımı korkunç olacak olan bir dönemı yaşamak zorunda kajabilir. iş o kerteye vardıktan sonra. "Ordu"nun da fazla bir etkinliğı olacağını sanmak yanlışttr. Çünkü iran örneği bize. İstem ülkelerinde ordularını yenebilecek tek gücün islamcı akımlar olduğunu çok açık bir biçimde kanıtlamış bulunuyor. Musaddık'ın 1950'lerde 'kendi ordülarının işgali altında bulunduğunu" hayıflanarak ıleri sürdüğü azgelışmiş ülkeler içinde, bu silahlı gücü yenebilecek olan tek odağın islamcılar olduğunu tarih bize kanlı bir şekilde kanıtladı. Mısır'da, Cezayir'de, Tunus'taki gelişmeler de henüz İran boyutuna varmamış olmakla birlikte. orduların islamcı güçler karşısındaki etki gücünün çok kuşku götürür olduğunu göstermiş bulunuyor. Hiç kuşkunuz olmasın ki söz konusu üç ülkenin yöneticileri de eğer ordu aracılığıyla İslamcı akımları sindirebileceklerine bir an için bile inanmış olsalardı. askerleri gözlerini kırpmadan bu odaklann üstüne gönderirlerdt. Ama olaylar onlara böyle bir yoiun çok yanlış olduğunu, çözümün başka alanlarda aranması gerektiğini göstermiş bulunuyor. Ve nitekim her üç ülke de. kendı re|imlerinın sınırları içinde kör topal bir yandan ödün verirken. bir yandan da sosyal ve ekonomik reformları gerçekleştirme yöntemini yeğlemişlerdir Bir ülkede orduyu su ya da bu nedenle sürekli sıyasetin içine çekmeye çalışmak çok yanlıştır. Hele hele silahlı kuvvetleri İslamcı akımlarla karşı karşıya getırmeye çalışmak çok tehlikeli bir davranıştır. Çünkü Islam ülkelerinde, sözü geçen şeriatçı akımlar ordulan yenecek gızli güçlerdir. Sağduyu, oiayı o noktaya varmadan çözmeye çalışmaktır. İslamcı Hareket ve Ordular AGİK NİHAİ BELGESİ TEMEL NOKTALARI Saharor olamadı aday !• İnsan haklarının ihlali söz konusu olduğunda ülkelerin bü konuda karşılıklı bilgi isteme hakkı. (Her ülke bu bilgileri vermekie yükümlüdur, aksi takdirde konu AGİK birleşimlerine getirilebilir.) 2 İşkence ve buna benzer insan\ık dışı davranışların engellenmesi, bireyin insan haklanyla bağdaşmayan psikolojik ve tıbbi uygulamalara karşı korunması, bu konularda yasal önlemler alınması. 3 Devietlerin ülke sırurları içindeki ulusal azıniıkların temel hak ve özgürlüklerini koruma ve yasal çıkarlannı gözetme yükümlülüğü. I Seyahat, ailelerin birleşmesi ile ilgili başvuı uların kısa zamanda işleme konulması ve karara bağlanması. 5 Bireyletin yurı dıştna çıkma hakktıun güvence aitına alınması (ulusal güvenlik söz konusu olduğunda ülkefcr bu hakka karşı çıkabüirier). *• Ulusal azıniıklara anadillerinde habcrleşme olanağı verilmesi. 7 Radyo ve teievizyon yayınlarını engelleyen 'parazit yayınlar'ın onlenmesi. %• Terorizmin nerede ve kim tarafından olursa otsun, her tünine karşı olmak. Uluslararas! sıkı işbıriiji ile terorizme karşı savaşılması. • Keyfı tutuklanıa ve sınır dışı edilmenin onlenmesi, tutuklu ve hukümlülere insanlık onuruna yaraşır biçimde davranjlması. 4© Ticari ve sanayi işbırlığini kolaylaşunci linlemler alınması. bu alanda bilgi aJışverişinin sağlarunass. 11 Bilımsel ve teknolojik yenilikler alanında bilgi ve deneyim alışverişi. Alternatif enerji kaynaklan, gen teknolojîsi, uyusturucu madde, AIDS, atom tesislerinin güvenliği konutarında işbirliği. 12 Çevre kirliliğine neden olan gazlann kullanımının denetimi ve azaltılması, ozon tabakasınm korunmasi için uluslararası işbirliği. 13 Hiçbir ayrım gözetmeksizin her bireye eğitim otanağı sağlanması. Batı Avrupa'nın güvenliği ve silahsızlanma konusunda Stockholm Konferansı'nda saptanan hedeflerin geliştirilmesi, konvansiyonel silahiar alanında, ulkeler arasmda istikrar ve güvenliği sağlamak amacıyla silahların karşılıklı indinrni, smırlandırılması vs. gibi onlemlerleeşitliğın sağlanmass. (Bu konuyla ilgili iki oturum 6 Mart 1989'da Viyana'da başlayacak). MOSKOVA (AA) Ünlü Sovyet fızikçi Andrei Saharov'un, onümüzdeki mart ayında yapılacak Sovyet Halk Temsilciler Meclisi adaylığı, SSCB Bilimler Akademisi tarafmdan reddedildi. Sovyet Resmi Haber Ajansı TASS, dün akademide yapılan oylamada, aday olmak için gerekli 139 oyu alamayan Saharov'un 105 oyda kaldığını duyurdu. Kendisi de udaylık için seçUmeyi başaraınayan Sovyet Uzay Araştırmalan Enstitüsu Başkanı Roald Sagdayev ise "adaylığa seçilemeyenlerin, perestroykanın en ateşli savunuculan olduğunu" belirtti. önemli bir referans niteliği kazandı. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'ın da ifade ettiği gibi, Ankara politikasının ö.ıemli bir halkasını oluşturan Bulgaristan'daki Türk azınlık sorununun artık AGİK çerçevesinde gundeme gelmesi ve Turkiye'nin Sofya'yı bu konuda "sıkıştırmasının" uluslararası planda hukuki bir temeli doğdu. Öte yandan, "Mersin krizine" zemin hazırlayan ve AGİK "nihai belgesinde", "görev yönergesi" yayımlanan "Konvansiyonel İstikrar Görüşmeleri" (KİG), yeni DoğuBatı ilişkilerinin yeni bir aşamas:m oluşturdu, onumuzdeki 6 mart tarihinde başlayacak KİG müzakerelerinin ana hatlarını belirleyen ve salı günu imzalanan "görev yönergesinin" en temel özelliği, Varşova Paktı'nın "asimetri" ilkesini kabul etmiş olmasından kaynaklandı. Türkiye ise, KİG müiakerelerinin hazırhk aşamasında en çok dişe diş mücadele veren ve bu mücadeleden başarıyla çıkan Batı ülkelerinin başında geldi. Kuzey ve TransKafkasya'daki Sovyet kuvvetlerinin KİG müzakere sahasına dahil edilmesi, buna karşılık Guney ve Güney Doğu Anadolu'daki önemli bolgelerin alan dı?ı bırakılması, Ankara diplomasisinın Viyana'da kazandığı büyuk bir başanyı oluşturdu. Son anda ve bir müttefik ülke tarafından yaratılan "Mersin krizi" ise, talihsiz bir biçimde bu başarıyı gölgeledi. Yunanistan'ın sorunu ileriki aşamada yeniden gündeme getirme olasılığı fazla olsa dahi, Ankara'nın alan konusunda Avusturya başkentinde elde etmiş clduğu başan, Turkiye'nin güvenliğini arttırabilmesi ve ord jmoder nizasvonunu gerçekleştirebilmeM için geniş perspektifler açtı. SSCB'nin güç indirimi açıklamalan sıcak karşılandı Hindistarıda eynlet seçimi YENİ DELHİ (ASKA) Hindistan 'da bugıin kritik eyalet seçimleri yapılıyor. Seçimlerin Başbakan Rajiv Gandi'nin siyasi geleceği açısından büyük bir önem laşıdığı belirtiliyor. Seçimler, Mizoran, Nagaland ve Tamil Nadu eyaletlerinde yapılacak. Siyasi gözlemciler, özellikle 55 milyon Tamil'in yaşadığı Tamil Nadu eyaletindeki seçimlere ağırlık veriyorlar. Yunanistan'>€la antiterör gücii ATİNA (AA) Yunanistan'da, "denizde teröre karşı" 150 kişilik özel bir antiteror giicü kurulması kararlaştınldı. Deniz Ticaret Bakanlığı larajından huzırlanarak devlet ve ekonomi bakanlıklarına gönderilen kararnamede. söz konusu timde yer alacak görevlilerin askerlik/erini komando olarak yapmış olmaları şart koşuluyor. Kararnamede, antiterör gücünün faaliyet alanı olarak terör saldırısı yapılabileceğine dair bilgi ya da şuphe bulunan gemiler ile limanlarm yanı sıra tersaneler de gösteriliyor. Dış Haberler Servisi SSCB Devlet Başkanı Mihail GorbaçtA tarafından yapılan yeni kuvvet indirimi açıklamalan ve Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze'nin Doğu Avrupa'daki taktik nükleer silahlardaki indirime ilişkin son demeci Batıda "memnunluk" yarattı. ABD, Fransa ve Federal Almanya yetkililerince yapılan açıklamâlarda, kararın "dünya barışı için olumlu" bir adım olduğu vurgulandı. AP'nin haberine göre ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Charles E. Redman. Viyana'daki AGİK toplantısı sonunda Sovyet Dışişleri Bakanı Şevarnadze tarafmdan yapılan indirim açıklamalarından "hoşnul" olduklarını bildirdi. Redman, "Sovyetler, bunu yaparken NATO'nun daha önceki bir girişimini i/lemiş oluyor" dedi. Charles Redman, NATO'nun Avrupa'daki nukleer silahlarınm son 20 yılın en alt düzeyinde olduğunu belirterek. "NATO ittifakı, Avrupa'da modernize ediltniş Batıdan ohııııhı tepki Sovyet lideri Gorbaçov ve Dışişleri Bakanı Şevardnadze'nin iki gün üst üste yaptıkları tek yanlı güç indirimi açıklamaiarı ABD, Fransa ve Almanya'da "barış için olumlu adımlar" olarak değerlendirildi. ANKARA Gorbaçov Bir puan daha silahiar ve stratejik caydıncılık için gerekli asgari sayıdaki nükleer silah bulundurmaya devam edeceklir" ifadesini kullandı. ABD Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ise, NATO'nun Avrupa'daki nükleer başlıklarıru 2400 adet azalttığı ifade edilerek, sadece 1400 başlığın 1983'ten bu yana Avrupa'dan çekildiği belirtildi. Fransa Dışişleri Bakanı Roland Dumas, SSCB'nin indirim kararını "olumln yönde atılnıış bir adım" olarak nitelendirdi. Federal Almanya'nın da A\rupa'da taktik nükleer silahlarda indirim yapılmasım "barışa yöne lik bir çaba" olarak gördüğü açıklandı. NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Başkomutanı Orgeneral John Galvin de önceki gece yaptığı açıklamada, Sovyetler Birliği'nin yapacağı askeri indirimlere ilişkin somut gelişmelerin bekleneceğini belirterek, son kararların "olumlu adımlar" olduğunu kaydetti. SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze, önceki gün AGİK toplantısı için bulunduğu Avusturya'nın başkenti Viyana'da düzenlediği basın toplantısında, ülkesinin Doğu Avrupa'dan iki yıl içinde taktik nukleer silahlarda indirim yapacağını açıklamıştı. Şevardnadze'nin bu açıklaması, SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov tarafından yapılan "500 askerin lerhis edilmesi. Batı Avrupa') a yönelik kuvvellerden 240 bin askerlik indirim >apılması ve Turkiye, İran, Pakistan sınırlanndan da 60 bin askerin çekilmesi" yoiundaki açıklamalannın 24 saat arkasından yapılmıştı. Türkiye öneruere ihtiyath yaklaşıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sovyeller Birliği'nin, Türkiye, iran ve Pakistan sınırlarından 60 bin asker çekeceğini açıklaması, dün Ankara'da "olumlu" bir gelişme olarak nitelendirildi. Moskova'nın, Doğu Avrupa'da taktik nükleer silah sayısında da indirime gideceği ve bu silahlarda modernizasyon gerçekleştirmeyeceğini bildirmesi ise "ihtiyatla" karşılandı. Öte yandan Viyana'da yapılan AGİK toplantısında aynı gün bir konuşma yapan Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Eduard Sevardnadze, ülkesinin Orta Avrupa'da yapacağı tek taraflı silah indirimine kısa menzilli taktik nükleer silahları da katacağını, bu arada bu silahlarda da herhangi bir modernizasyona gidilmeyeceğini açıklamıştı. Konuya ilişkin görüşlerine başvurduğumuz Dışişleri Bakanlığı çevreleri, Türkiye, İran ve Pakistan sınırlarından gevi çekileceği bildirilen askerler konusunda şunları belirttiler: "Sovyet lumenleri 1012 bin kişiden oluştuğuna göre bu 6 tümen eder ki, önemli bir rakamdır. Ancak daha önemli olan, bunlann nereden çekileceği ve Türkiye açısından önemli olan Kafkasya'dan ne kadar çekileceğidir? Bu arada söz konusu tümenlerin hangi hazırlık düzeyinde oldukları ve tam olarak nerede konuşlandınldıklan bilinmiyor. So>>etler'in bu son açıklamasının psikolojik unsuru daha ağır basıyor. 60 bin asker çekiyorum denince, KİG müzakerelerine biraz daha rahat başlanmış olacak. Olumlu bir adım, ama yine de ihtiyath olup aynntılan beklemek gerekir." % Lech Walesa pazartesi greve gidilebileceğini söyledi Dayanışma yumuşamıyor Jaruzelski "İktidar böyle bir yuvarlak masayı en kısa siirede başlalmaya hazırdır" dedi. Jaruzelski "göriişmelerin başlamasının temel koşulu Dayanışma'nın devletin sosyalist kimliğini tanımasıdır" ifadesini kullandı. Lech Walesa ise, •'İklidar ile muhalefel arasında yapılacak yuvarlak masa toplantılanna kişisel olarak katılmaya hazınm" dedi. VValesa, dün Gdansk'ta duzenlediği basın toplantısında, bu goruşmelerin yapılmasının yerinde bir karar olduğunu Dayanışma adına açıklamadan önce, bu hafVValesa Kararlı. ta sonu Gdansk'ta toplanacak kurma kararını ima ediyor. olan İşçi Hareketi Milli YönetiParti içerisinde sert tartışmalar mi'ne danışacağını söyledi. sonucu kabul edilen ve DayanışWdesa, Polonya Komünist Parma Sendikasfnın "koşullu tisi'nin "Ülkede, siyasi ve sendikal olarak" yasallaştırılmasını ongoren tasan dun tüm basın yayın or çoğunluğu koşullu olarak tanıma" kararının, bazı imkânlar yarattıganlarınca yayımlandı. ğmı bildirdi, "ancak bazı arkadaşPani Genel Sekreteri Wo]ciech lar, bu imkânlann ycterli olmadıJanızelski de bir basın toplantısı ğına inanıyorlar" dedi. duzenleyerek Dayanışma'nın yasal Öte yandan, Gdansk'ta Lenin kımlik kazanması konusunun hukumetle muhalefet arasında yapı Tersanesi'nin yönetim binası lacak "yuvarlak masa" toplantı önünde yarın bir miting düzenlesında ele alınabileceğini bildirdi. neceği bildirildi. Aramızdan ayrılışının 4. yılında can dostumuz, kardeşimiz Kolombiyu'da ynrgıç grevi BOCOTA (ASKA) Güney Amerika iilkelerinden Kolombiya'da 22 bin yargıç, 14 meslektaşlanmn öldürülmesini protesto etmek amacıyla greve gitti. Önceki gün başlayan görevin ülkenin adalet mekanizmasım felce uğrattığı belirtiliyor. Çarşamba günü başkent Bogota'nın 300 kilometre uzaklığındaki Barrancabermeja bölgesinde bir soruşturmayı yürüten 14 kişilik bir komisyon, sağcı silahlı bir grubun saldırısına uğramış ve bu saldırı sonucunda komisyonu oluşturan iki yargıç ve 12 görevli yaşammı yitirmişti. Dayanışma lideri, iküdann belirlediği sımrlar içerisinde kalmayı kabul etmeyeceklerini ve sendikanın bağımsızlığını korumaya kararlı olduklarını söyledi. Kapatılan Bağımsız Öğrenci Örgütü'nün yasallaşması için üç ayrt kentte öğrenciler gösteriler düzenledi. Gösterilerde, "Dayanışma olmadan özgürlük olmaz" sloganları atıldı. Jaruzelski Yumuşad VARŞOVA (Ajanslar) Po vtrlcrinin pazartesi gününden ililonya'da kapatılan Dayanışma baren greve başlayacaklarını Sendıkası lideri Lech VValesa, onu so>!e>ebilirim" dedi. müzdeki pazartesi günu ülke çaLech Walesa, Dayanışma'nııı, pında genel greve gidilebileceğini iktidarın kendisi için belirlediği söyledi. "sınırlar içinde kalmayı kabul 1 Ülkenin kuzeyindeki Gdansk etmeyeceğini" ve "bağımsızlığını" ta onceki gün haftahk basın top korumaya kesin olarak kararlı ollantısında konuşan \Valesa, "Her duğunu söyledi. yerde insanlann artık bıktıklarıDayanışma Sendikası lideri V a Vnı duyuvorum ve gelecek giinler lesa, bu sözu ile Polonya Komüden kaygılıyım. Çeşitli kaynaklar nist Partisi Merkez Komitesi'nin dan grev hazırlığı içinde olundu sendikal ve sivasal çoğulculuk sisğuna dair haberler ahyorum. İş temini bazı şartlara bağlı olarak OKTAY ARAYICI': özlemle anıyoruz. Dostları SAMİ AKYÜZ'ü Ölümünün 8. yılında özlem ve rahmetle anıyoruz. EKOSLOVAKYA ''Burjuva demokmsisine dönüşyok" PRAG (AP) Çekoslovakya Komünist Partisi yayın organı Rude Pravo'da dün yayımlanan baş yazıda bir haftadır sürmekte olan gösterilerin "burjuva demokrasisine dönmek isteyenlerce" düzenlendiği öne sürüldü. AİLESİ İNSAN HAKLARI DERNEĞİ GENEL MERKEZİ Meşrutiyet Cad. 17, 17 Yenişehir/Ankara adresine taşınmıştır. Tel: 125 95 47 Duvurulur. ADRES DEĞİŞİKLİĞİ ÇinVietnam ynkınlaşması PEKİM (AA) Çin'le Vietnam arasında 10 yıl süren çatışma ve gerginlik döneminden sonra Hişkileri düzeltmek amacıyla geçen hafta Pekin'e gelen Vietnam Dışişleri Bakan Yardıtncısı Dinh Nho Liem, ziyareiini tamamladı. Dinh Nho Liem, Moskova'yı ziyaret amacıyla Pekin'den ayrılırken, Yeni Çin Haber Ajansı, 1979 yılından bu yana kanlı çatışmalara sahne olan Vietnam sınırındaki askeri önlernlerin yumuşatıldığını açıkladı. Rabiırden idşiseP barış planı İsrail Savunma Bakanı İzak Rabin İntifada'nın 6 aya kadar durması halinde Arapların görüşmelerdeki temsilcilerini seçme ve özerklik haklarının tanınabileceğini söyledi. Dış Haberler Servisi ABD'nin, İsrail işgalı altındaki topraklardaki Filistin ayaklanmasını (intifada) "terörizm olarak görmediği" bildirildi. Söz konusu ifade, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Charles Redman tarafından önceki gece yapılan bir basın toplantısında basın mensuplarının bir sorusuna verilen yanıtta kullanıldı. İsrail Savunma Bakanı İzak Rabin, "kişisel" bir barış planı açıklarken ayaklanmanın durması halinde Filistinlilere özerklik vaadinde bulundu. AP'nin haberine gore hafta başında Savunma Bakanı İzak Rabin tarafından açıklanan "laş atanlara karşı daha sert önlemler" çağrısı uzerine işgal altındaki topraklarda çatışmalar yoğunlaştı. Filistin ayaklanması liderlıği tarafından yayımlanan bildiride İsrail güvenlik guçlerinin ev yıkma ve plastik mermi kullanma uygulamalarının artması, önceki gün 1 Filistinli gencin ölmesi nedeniyle genel greve gidilmesi istendi. Bu arada perşembe günü işgal altındaki topraklarda dağıtılan "Filistin Halk Ordusu" imzalı bir bildindt "İsrail askerleri ve Yahudi >erleşimcilere karsı saldırıları arttırarak onları topraklanmudan kovalım" çağrısı yapıldı. Adı ilk kez duyulan ve Filistin ayaklanması için Işgal altındaki topraklarda dün de genel grev yapıldı Rude Pravo, gösterilere katılanların çoğunluğunu gençlerin oluşturduğuna dikkat çekti ve, "Gençlerin demokrasi ve özgürlük konusunda soyut, naif düşüncelerinin doğal olduğu, ancak ülde yeni bir örgutlenme olabileceği tahmin edi kede burjuva demokrasisine geri len "Halk Ordusu"nun bildirisi konusunda dönüşün söz konusu olamayarahenüz kesin bir bilgi edinilemedi. ğını" belirtti. Öte yandan İsrail Savunma Bakanı İzak RaGazete "Charler 77" ve öteki bin, "kişisel" bir barış planı ortaya attı. Rabin'in açıkladığı planda "Filistin ayaklanma bağımsız örgütleri gösterileri diisının 3 ya da 6 ay süre içinde durması halinde zenlemeklen ötürü suçladı. Arapların kendilerini barış görüşmelerinde Çekoslovakya'nın 1968 yılında lemsil edecek (emsilcileri seçme hakkının ta Varşova Paktı uyesi beş devlet tanınması, işgal altındaki topraklarda 6/crkli rafından işgalini protesto etmek ğe giden bir surecin açılması ve sonunda iş amacıyla l9Ocak 1969'daöğreııci gal toprakları. İ rdun ve İsrail'in katılacağı bir Jan Palach'ın kendini yakmasmm konfederasyon oluşlurulması" yer alıyor. 20. yıldönümünde başlayan gösAncak Rabın'in planıııda güvenlik kuvvct teriler bir haftadır surüyor. Gös lerinin görevlerinin devam etmesi ve Yahudi tericilere polisin çok sert davranyerleşim birimlcrinin de varlığını sürdürmc dığı, önceki gun en az dokuz kişinin yaralandığı bildiriliyor. siniıı ongorulduğu kaydediliyor. MENEKŞE BAYRAMI N.D.S. DERNEĞİ Okulumuzun 133'üncü kuruluş yıldönumunü hep birlîkte kutlayalım. Yer: NDS Lisesi Tarih: 22 Ocak 1989 (yarın) Saat: 14.00'ten itibaren
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle