18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/8 18 EYLÜL 1988 Parası olmayana fondan yardım ŞAHİN ALPAY 198889 Oğretim yılı açıhrken, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel ile eğitim alanındaki bazı temel sorunlanmız üzerine bir söyleşi yaptık. 1822 Temmuz 1988 tarihinde toplanan 12. Milli Eğitim Şurası'nda alınan kararların uygulanmasıyla ilgili soruları da kapsayan bu konuşmamn bir özetini aşağıda sunuyoruz. Sayın Bakan, iilkemizde eğitimin gerek niceligi, gerekse nileligi konusunda ciddi sorunlarla karşı karşıyayu. Oysa 1980'lerde biikümellerin eğitime giderek daha az önem verdiklerini göriiyuruz. Bunun en açık kanıtı, de>let bülcesinden eğitime aynlan payın 1970'lerde yiizde 1415 düzeyinden, 1980'lerde yüzde 89 düzeyine inraesi. Son Milli Eğitim Şurası'nda bu payın en az yüzde 15 dolayında tululması yönünde bir karar oybirligiyle alındı. Bu karan uygulanabilir ğöriiyor musunuz? GÜZEL Yalnızca 1980'lerde değil, son otuz yıllık dönerade eğitirae gerekli önemin verildiğini söyleyemeyiz. Planlı dönemin başlangıcında eğitime önem verilmiş, 1960'lann baslarında eğitime koncadelesini vereceğim. Ancak 1989'un da 1988'e göre çok daha cesaret verici bir yıl olmayacağı görülüyor. Ekonomik bakımdan daha kötü bir yıl olacak demiyorum, ama birdenbire bir açılma beklemek de bir hayal olur. Eğitimde sayı ve nitelik olarak ulaşmamız gereken hedefleri tespit etmiş bulunuyoruz. Hükümetin, DPT'nin, Maliye Bakanhğı'nın, Meclisin önüne gittiğimizde, "Biz eğitimde şu hedefleri gerçekleştirraek için şu kadar paraya muhtacız; şu kadar verebilirseniz hedefe ancak şu kadar sürede varabiliriz" diyebilecek durumdayız. Önümüzdeki 3 veya 4 yıl içinde gerekli ödenekler ayrılabilirse eğitimde kalitenin şartı olan altyapıyı kurmak mümkün olacak. eğer onlar almazlarsa, acı ama Milli Eğitim Bakanhğı'nın kırılan camlann parasını ödeyecek gücü yoktur. Bazılan luzumsuz mefruşat alıyorsa, lüks tüketim yapıyorsa; bazı idareciler yolsuzluk yapıyorsa da bu durumlar istisnadır. Derneklerin bu şekilde 100 milyar lira dolayında para topladıklarını tahmin ediyoruz. Milti eğitime yapılan harcamaları bir büyük havuz olarak mütalaa etmek gerekir. Devletin bu yılki eğitim harcamaları 2 trilyona yakındır. Yaptığımız hesaplara göre halkın eğitim harcamaları bunun çok üzerine çıkmaktadır. Çünkü halk yetersiz bütçe yüzünden gittikçe kalitesi bozulan eğitim nedeniyle, "gemisini kurtaran kaptan" zihniyetiyle bir taraftan çocuğuna özel ders aldırmaya çalışırken, bir taraftan da dershanelerin elinde oyuncak oluyor. Tüm bu nedenlerle ne yapıp yapıp eğitimde mecburi halk katkısım getirmek zorundayız. biri de etaliyetli öğretmen yetistirme konuso. Milli Eğitim Şurasında bn konu hayli tartışıldı ve sontında öğretmen yetiştiren kunımlann yeniden bakanlığa bağlanması yönünde bir karar alındı. Bu karan uygulayacak mısınız? Böylelikle sorunun ballolacagına inanıyor musunuz? Son yıllarda öğretim progGÜZEL Ashnda bu konuda ramlannda bazı olumsuz gelişmebir inadımız, ısranmız yok. Yalnız ler oldu. Mantıklı ve analitik dıiben durumu kısaca özetleyeyim ve şünme yeteneğini kazandırma>3 kamuoyunun takdirine bırakayım. yönelik felsefe ve mantık dersleTürkiye'de 1970'lerin sonlarına ri, artık yalnızca lise son sınıf edekadar öğretmen ortaokullan ve Jibiyat dalında okutuluyor. Öte yanseleri bulunuyordu. Özellikle ça,"ilf //// Eğitim Bakanlığı olarak dan AT'ye tam üye olmak, dünlışkan, zeki ve kabiliyetli olduğuöğretmen yetiştiren okullar bize yaya açılmak iddiasındaki Türkina inanılan çocuklar, bu okullaye'de tarih ve coğrafya dersleri ra giriyordu. GeneUikle parasız yabağlansın, biz de öğrencileri Milli Tarih ve Milli Coğrafya adı tılı okunan bu okullar, Milli Eğiortaokul, lise disiplini ile altında çok büyük ölçüde Türkitim Bakanlığı'nın gözbebeğiydi. yetiştirelim iddiasında değiliz. Bu ye ağıriıklı olarak okutuluyor. Bu Mezunlan hemen tayin oluyor, konularda siz ne düşıinüyorsuidealist öğretmenler olarak köylere okullarda akademik özerkliği, nuz? dağılıyordu. 1960'lardan itibaren hatta YÖK'ün kabul etmediği bu sistemden yavaş yavaş uzaklaGÜZEL Son otuz yıldır idari özerkliği kabul edebiliriz. şıldı ve 1970'lerin sonunda öğretderslerde yarasanın kanadıyla, men liselerini genel lise haline geöğretmen yetiştiren kurumlar ille kurbağanın anatomisiyle çok fazEğitimde reformu gerçekleştir tirme fikri doğdu; öğretmen lisede bize bağlansın da demiyoruz; la aynntıya inildiğine dair tenkit Bazılanna göre mek zorundayız. Bu alanda geri ieri giderek ortadan kalktı. 2547 ille de bunların durumu düzelsin ler yapılmıştır. Ilk kez Vehbi Din Bakanlığı, 1970'lerinMilli Eğitiır sonlannda kalmak diğer alanlarda geri kal sayılı Yükseköğretim Kanunu ile çerler'in Eğitim Bakanlığı sırasınistiyoruz." maktan çok farklı, çok daha va olumlu bir gelişme olarak, ilkokul da önemli ölçüde ayıklamalar ya ve özellikle 1980'lerde tutucu biı him. Osmanlı İmparato'luğu'nun öğretmenlerinin de yükseköğrepıldı; Metin Emiroğiu zamanında kadrolaşmaya sahne olmuştur vc son dönemlerinden itibaren Türki nim görmeleri sağlandı, öte yandevam edildi. Örnek olarak Ame bu kadrolaşma Milli Eğitim'de çaGÜZEL Şura'nın tavsiye ka diğinin idrak edilmesi gibi çeşitli ye. gelişmiş ülkelerden geride kal dan öğretmen yetişıiren kurumlar rikan eğitim sistemi gösterildi. ğa ayak uydurmak için yapılması rarının uygulanabilmesi için ana nedenlerle. Kim ne derse desin, degerekli reformlann önündeki başdı. Tarımda modernizasyon, sana üniversitelere bağlandı. yasanın ve 2547 sayılı kanunun de mokratikleşme sürecinde önemli Halbuki Tanzimat'tan itibaren lıca engeldir. Dokuz aylık bakanyileşme alanlannda çok gerilerden Bugün karşı karşıya olduğumuz Fransız sisteminin etkisiyle Türk lık deneyiminiz ışığında bu konugelerek intibak ediyoruz. Ve şim durum şu: Başta genel liseler ol ğiştirilmesi gerekir. Şunu hemen yol aldığımızı düşünüyorum. Aneğitiminde çok sayıda genel külda ne düşnnüyorsunuz? di bizi "bilgi çağı" bekliyor. Ona mak üzere bütün ortaöğretim ku ifade edeyim ki, YÖK sisteminin cak maalesef son biriki yılda batür dersleri yer almıştır. Nitekim da geriden gelerek girmek üzere rumlanndan mezun olanlar öğret değiştirilmesi gerektiği kanısında zı örgütlü terör eylemlerini yenibu yiizden bizim ortaöğretim meGÜZEL Insanları düşünceyiz. Teknolojik açık, kapatılması men yetiştiren yüksekokullara ve yım. Esasen hükümetin genel ka den görmeye başladık. Bazen bunçok güç olan bir açık. Bilgisayar fakültelere girebiliyor. Ancak bu naati de bu istikamettcdir. Biz ların demokratikleşme sürecini lann konuştuğu 21. yüzyıl başla okullara en başansız öğrenciler gı muhalefet partilerinden farklı ola kösteklemek için kasten düzenlenYÖK sorununu çözmenin çeşitli rında biz treni yakalayamazsak, riyor; büyük çoğunlukla isteme rak Yükseköğretim Kurulu'nun miş ve şuursuz kişilerin alet edilyolları var. Benim ilk yapacağım, 21. yuzyılda gelişmiş ülkelerle ara den, sevmeden okuyorlar. Mezun bir koordinasyon mercıi olarak diği olaylar olduğunu düşünüyoYÖK Başkanı başta olmak üzere mızdaki fark, Afrika ülkeleriyle olduklarında da başka meslekle muhafazasından yanayız. Ancak rum. uygulamalardaki hatalar ve eksikaramızdaki fark kadar olacaktır. ri tercih ediyorlar. öte yandan, bildiğiniz gibi anatüm ilgililerle fikir alışyerişihde . likler konusunda muhalefetle yasa ve yasalardan gelen kısıtlaInsan gücünü, beşeri unsuru iyi bulunarak, en iyi çözümü bulmak öte yandan, üniversitelere bağlı hemfikiriz. YÖK fazla. merkeziyet malar var. Dolayısıyla Türkiye'de yetiştiremezsek, emin olunuz, hepeğitim yüksekokulları ve fakülte çi, bürokratik olmuştur. Bu da kamu sektörünün yarısına yakın ve bunu önceiikle 2547 sayılı sini yabancı sermayeye ve yabancı uzmanlara yaptırsak bile; tek ierinin yöneticilerinin büyük bö üniversite özerkliğini zedeleyici bir kısmı demek olan öğretmenkanunun değiştirilmesi noloji transferini ve üretimini ken lümü eğitimle doğrudan ilgili ol boyutlara varrruştır. YÖK sorunu leri dernekleşmeye açmak bayağı çerçevesinde gündeme getirmek. dimiz yapamadığımız sürece, açı mayan kimseler. Öğretim prog nu çözmenin çeşitli yolları var. önemli bir iştir. Ancak, belirli bir ramlan da tamamen akademik bir Yalnızca 2547 sayılı kanunda de demokratikleşme süreci içinde, Bunu da bu öğretim yılında ğı kapatmak gerçekten mümkün perspektifle hazırlanıyor. Ve ma ğişikliklerle yapılacak işler var. Türkiye'de demokratik yaoı yerolmayacaktır. gerçekleştirmeye çalışacağım." alesef. ehliyetli öğretraen yetiştir Ama daha köklü bir yaklaşım is leştiği zaman dernekleşmenin Bunun için kafamızı iki elimi me işi tüm bu nedenlerle başan tenirse, o zaman anayasanın degiş gündeme geleceğini düşünüyomesi zorunlu olur. Benim ilk ya rum. Bu da çok uzun yıllar alma zunlannın genel bilgi ve kültürü, lerinden, sıyasiideolojık fıkirlezin arasına koyup düşünmek zo lamıyor. Biz, Milli Eğitim Bakanlığı ola pacağım, YÖK Başkanı başta ol yacaktır. O zaman belirli kontrol başka ülkelere göre daha fazla rinden dolayı ayırma, idari mevrundayız. Ya 2.5 ınilyar lira verip 1 km. otoyol ya da bir endüstri rak, öğretmen yetiştiren okullar mak üzere, tüm ilgüilerle fikir ahş leri elde tutarak konuyu açmak oluyor; ama fen ve teknik konu kilere gecirme... Buna kadrolaşma meslek lisesi yapanz. Ya 10 km. bize bağlansın; biz de öğrencileri verişinde bulunarak, en iyi çözü mümkündür. Sendikalaşma konu larda uzmanlaşmış olmuyorlar. veya karşıkadrolaşma deniyor. yol yapanz ya da bundan vazge ortaokul, lise disiplini ile yetişti mü bulmak ve bunu önceiikle su da bundan çok farklı değildir. Bu genel kanaat doğrultusunda Milli Eğitim denince, bu konuya çip Güneydoğu'nun eğitim soru relim iddiasında değiliz. Bu okul 2547 sayılı kanunun değiştirilme Ben bu konulara genel olarak ders programlarını değiştirilmeye bir öğretmenler, bir de idareciler nunun halline kaynak ayırırız. larda akademik özerkliği, hatta si çerçevesinde gündeme getirmek. olumlu bakıyorum, ama ihtiyatlı başlandı. Belirli seçmeli dersler açısından bakmak gerekir. Daha getirildi, belirli derslerin saatleri önce dernekleşme konusunda söyTürkiye'nin yükseköğretim yatı YÖK'ün kabul etmediği idari Bunu da bu öğretim yılında ger olunması kanaatindeyim. azaltıldı. Bu arada sizin de belirt lediğim gibi, 1980 öncesinde eğiçekleştirmeye gayret edeceğim. Okullarda okutulan kitaplar tiğiniz gibi mantıklı ve analitik dü tim camiasırun toplumun genel istf konusunda Şu anda 80 baraj inşa ediyoruz. biri deŞura'da alınan kararlardan dal" olarak zaman zaman "skan şünmc yeteneğini kazandıran, lü tikameti doğrultusunda çeşitli nitelenebilecek konu zumlu olduğuna benim de inaıı kamplara aynldığı bir gerçektir. 1402 sayılı Sıkıyönetim YaÇok güzel otoyollar, köprüler sası uyarınca uzaklaştınlan öğre lar ortaya çıkıyor. Gecenlerde Karl dığım felsefe, mantık gibi dersler 1980 sonrası, bir bakıma bir resyapıhyor. Milletlerarası alanda tim üyelerinin görevlerine iade Marx yanında Durkheim, Freud, de gitti. torasyon dönemi sayılabilir. özelzevkle izlenecek projelerimiz var. edilmeleri yönündeydi. Bu karan Comte, Bergson, Maltbus ve Vol Siz ne yapmayı düşünüyor likle 1983 sonrasında biz, öğrettaire gibi çağımızın şekillenmesinmenler arasında hiçbir aynm yapBunların hepsi ülkeyi ekonomik uygulayacaknusınız? kararı ken de katkılan olmuş düşünür ve bi sonuz? madık. Bunu böyle götürebilirsek, GÜZEL Ben bu bakımdan ileri götüren, faydalı GÜZEL Şimdi ben kara ka hepsi aynı görüşte birleşir demek di bakanlığım bünyesinde uygulu lim adamlanıun Türkiye'ye zararlı projeler. Ama inanınız bunları yorum. Şunu da kararlı bir şekil fikirler yaydıkları iddiasım içeren ra düşünüyorum. Çünkü bir taraf istemiyorum, ama aralannda kavbir kitabın bakanlığınız tarafıngötürecek teslim edeceğimiz insan gücünü de ifade etmek isterim ki benim dan orta dereceli okullara tavsiye tan bütün kamuoyunun isteği gaya kalkacağırua>Tilıklann ortadoğrultusunda dersleri azaltma, dan düşünüyoruz. bakanlı&m müddetince kişilerin yetiştirmedikçe bunların hiçbir solsağ diye fıkirlerine göre değerts değeri yoktur." lendirilmeleri söz konusu olamaz. 1980 öncesinde yalnız Milli Idarecilere gelince, benim kriteAma idari görevlere getirilecek kirim kabiliyet ve çalışmadır. 1980 Eğitim Bakanlığı değil, bütün şilerin tayininde bazı kriterler varöncesini düşününüz. Sadece Milrımlarına ayırdığı paranın topla özerkliği kabul edebiliriz. Biz, öğ dır. Bunlar da ideoloji ile değil kabürokrasi siyasi polarizasyonun li Eğitim Bakanlığı'na değil, siyasi mı; 100 km. otoyol inşası için ğe retmen yetiştiren kurumlar ille de biliyetle ilgilidir. Üniversitelere geiçine girmiştir. Bunu birden söküp partiler istikametinde yönlendirilrekli para kadardır. 100 km. oto bize bağlansın da demiyoruz; ille lince, ben YÖK yöneticilerinin bu me bütün bürokrasiye aksetmişatmak da mümkün değildir. yoldan vazgeçmemiz ekonomik de bunların durumu düzelsin is konuda fazla katı olmadıklarını, bakımdan önemli bir kayıptır, tiyoruz. Yaklaşık 500 bin kişilik bir kitleyi tir. Belki SilahJı Kuvvetler kendikonuya olumlu baktıklannı göriisini uzak tutabilmiştir, ama üniama yükseköğretimi ihmal etmezihniyet yapısı itibarıyla bugünden versiteler, KlT'ler, TRT, bütün Kamuoyunda bir endişe var. yorum. Konuyu YÖK'ün iç işlerimiz de düşünülemez. bakaniıkiar siyasi polarizasyonun Öğretmen yetiştiren kurumlar ba ne müdahale sayılabilecek ve geyarına değiştiremeyiz." içine girmiştir. Bunu birdenbire kanlığın denetiminde olursa, 12 ne yanlış anlamalara yol açmaya Bu görüşünüzü hükümete cak şekilde gündeme getirmeyi veya üyelerinin çogunluğuna be Eylül öncesinde olduğu gibi bu edilen kitaplar listesinde yer aldı ayıklama eğilimi var. Öte yandan düşünüyorum. dir. Yaklaşık 500 bin kişilik bir nimsetme olanağına sahip misi okullann politizasyonu olasılıgı Öğretmen sorununa dönmek ğı saptandı. Tepkilere yol açan bu derslerin kuşa dönmesi tehlikesi. kitleyi zihniyet yapısı itibarıyla nın artacagmdan çekiniliyor... niz? Görünüşe göre 1 km. otoyoBu ikisi arasında bir denge tutturistiyorum. Birçoklanna göre konuda ne düşünüyorsunuz? lun, bir liseden daha degerli nldumak zorundayız. Hiç değilse yar bugünden yarına değiştiremeyiz. GÜZEL Bir okulun bir baGÜZEL Önceiikle şunu söyAdil davranmakla, zaman içinde ğu anlayışı hükümetinize eeemen. kanlığm bünyesine almması, mut Türkiye'de öğretmen sorununun temdinde, öğretmenlerin sosyo leyeyim: Çok bayağı, pornografik dımcı ders, okuma parçası, ilave eğiterek, çağın değişmesiyle, parçalar şeklinde çocukları felseGÜZEL Bu sorunuzu şöyle laka o okullann siyasi iktidar ta ekonomik statülerindeki büyük nitelikte ve fünye nasıl yapılır, ekonomiksosyal yapının değişcevaplayayım: Şu anda 80 baraj rafından istenilen şekilde yönlen gerileme yatıyor. Ögretmenler bomba nasıl patlatılır türünden fenin, mantığın, edebiyatın zevkimesiyle halledebileceğimiz bir soinşa ediyoruz. Çok güzel otoyol dirilmesi anlamına gelmez. Öt< sosyoekonomik haklannı savuna birtakım yayınların dışında kitap ne eriştirmek zorundayız. rundur. Kimsenin elinde bir sihirli lar, köprüler yapıhyor. Milletlera yandan 1980 öncesinin politizas cak meslek orgutlenmelerinden. yasaklanmasına karşıyım. Söz ko 12. Milli Eğitim Şurası'nda değnek olduğu kanaatinde değirası alanda zevkle izlenecek pro yonu yalnız öğretmen okullann sendikalardan yoksun olduklan nusu kitap, 1983 yılında tavsiye öğretim programlan komisyonu lim. Mesela, biz gittik SHP iktijelerimiz var. Bunlann hepsi ülke da değil, birçok yüksek öğretim sürece de bu durum düzelmeye listesine girmiş. Ben bundan so "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" dara geldi. Böyle bir şeyin yakın kurumunda da yaşandı. Şu anda cek. Siz bu konuda ne düşünüyoryi ekonomik bakımdan ileri götürumlu değilim gibi basit bir yak derslerinin ilkokul 1. sınıftan baş zamanda olmayacağından emiren, faydalı projeler. Ama inanı YÖK bünyesindeki üniversitelerin sunuz? laşım içinde değilim elbette. Ay laması ve isıeyenlere din eğitimi nim, ama diyelim öyle bir şey olnız, bunları teslim edeceğimiz in p ^litizasyondan daha az etkilenir GÜZEL Konuya dernekleş rıca söz konusu kitaptaki fikirle dersleri konması yönünde bir öne duğu takdirde, katiyetle birkaç san gücünü yetiştirmedikçe bun durumda olduklarını da söyleye mek ve sendikalaşmak şeklinde iki re de saygı duyulmasım isterim. riyi genel kurula getirdi. Siz bu idareciyi değiştirerek 500 binlik ların hiçbir anlamı yoktur. Hiçbir mezsiniz. ayrı açıdan bakmak mümkün. Çünkü her türlü fikre saygı duyul öneriyi "fazla aynntıya indiği" ge kitleyi değiştirmeleri mümkün dedeğere sahip değildir bunlar. MUIi Eğitim Şurası'nda yap 1980 öncesinde Türkiye'de, tam raasını isterim. Ancak Talim Ter rekcesiyle komisyona iade ettiniz. ğildir. Bunlar zaman içinde ola Başta gelen sonınlanmızdan tığınız konuşmalarda 2547 sayılı bir sendikalaşma denemez, ama biye Kurulu'nun elli yıldan beri Sizin ifadenizle, 1982 Anayasası! cak işlerdir. Yükseköğretim Kanunu'nun, amacı aşan ölçüde merkeziyetçi bir şekilde uygulanması sonucunda üniversitelerimizin idari ve bilimsd atalele sürüklendigini; YÖK Yasası'nın degiştirilmesinin zonınlu olduğunu: yöneticilerin atama ile degil secimle belirlenecegi bir sisteme geçilerek, idari ozerkliğin güçlendirilmesi gerektiğini ifadc ettiniz. Şura bu yönde bir karan benimsedi. Bu karann uygulanması için harekete gececek misi niz? TÖS vardı; sonra TÖBDER çıktı, onunla birlikte başkaları çıktı. Üzülerek ifade tdeyim ki, 1980 öncesi olaylarında bu kuruluşların rolü oldu. Ancak ben, Türkiye'nin 1980 öncesi ortamına kolay kolay döneceği kanaatinde değilim. Türkiye'nin sosyoekonomik yapısındaki değişmeler, dünyadaki ideolojik yönelimler, terör eylemlerinin kimseye hiçbir şey kazandırmadığının (birkaç fanatik çevre hariç) anlaşılması, demokrasinin kaybımn nelere sebebiyet vergelenekleşmiş olan bu tavsiye mekanizmasının yanlış olduğu kanısındayım. Bakanlığın her yeni kitabı inceleyip, bunu tavsiye edelim, bunu tavsiye etmeyelim demesi gereksizdir. Bundan sonra Talim ve Terbiye Kurulu bu şekilde tavsiyelerde bulunmayacak. Bu uygulamayı kaldınyoruz. nın 24. maddesinin tam olarak uygulanmasını öngören bu öneri, kamuoyunda çeşitli tepkilere yol açtı. Bu öneri hakkındaki kişisd göriişünüz nedir? GÜZEL Ben samimi bir şeküde, Türkiye'de din eğitimi ve öğretimi yapılmasının zaruretine inanan bı'r insanım. Bizde din öğretimi ve eğitimi devlet tarafından yapılmaktadır. Bazı rejim özellikle;i olan ülkeler dışında, din eğitimi ve öğretimine en az ağırlık veren ülkelerden biri de Türkiye'dir. Halen 4. sınıfta başlayan ve ilk vc ortaokulda haftada iki, lisede biı saat olarak okutulan "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" derslerinin iyi bir şekilde yürütüldüğü takdirde, saat ve süresi olarak yeterli olduğu kanaatindeyim. Kaldı ki, 4. sınıfta başlayan bu derslerin yetersizliği konusunda herhangi bir şikâyet bize intikai etmemiştır. Dolayısıyla herhangi bir dersin başlama yıhnı dahi tespit eden bir önerinin şurada tartışılmasını gereksiz buldum. Milli Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel eğitime 'mecburi halk katkısı' getirileceğini açıkladı "Halk yetersiz bütçe yüzünden gittikçe kalitesi bozulan eğitim nedeniyle 'gemisini kurtaran kaptan' zihniyetiyle bir taraftan çocuğuna özel ders aldırmaya çalışırken, bir taraftan da dersanelerin elinde oyuncak oluyor. Ne yapıp yapıp eğitimde mecburi halk katkısım getirmek zorundayız." solide bütçenin yüzde 14I5'inin ayrılması öngörülmüştur. Ilk planı yapanlar, eğitim sektörünün kalkınmadaki ve ülkenin modernleşmesindeki yerini görmüşlerdir. Daha sonraJarı, ne yazık ki eğitim ekonomiyi ve toplumu sürilkleyen bir sektör olarak görülmemiştir. 1980'lerde eğitime ayrılan ödenek payında azalma olduğu bir gerçektir. 1983'e gelinceye kadar konsolide bütçede Milli Eğitim Bakanlığı payınm yüzde 12 doiayında olduğunu görüyoruz. O yıldan itibaren bir gerileme oluyor. özellikle bizim iktidanmız döneminde, konsolide bütçeden eğitime ayrılan payın 1987'de yüzde 8.4'e kadar indiği görülüyor. Bunda I985'te yapılan bir değişiklikle borçların bütçe içinde gösterilmeye başlamasının da bir etkisi var. Ancak diğer sektörlerle karşılaştırıldığında eğitimde sürekli bir finansman gerilemesi olduğu bir gercek. Bunda birinci Özal hükümetinin öncelikleri arasında eğitimin yer almayışının rolü var elbette. Ancak ikinci Özal hükümeti, eğitimi en başta önem verilen konular arasına almıştır. Ne var ki 1988'de geniş ölçüde tasarrufa gitme zorunluluğu, talihsiz bir gelişme oldu. Yine de diğer sektörlerin aksine, eğitim sektöründe az da olsa bir yatırım artışı sağlayabildik. Bütçeden eğitime aynlan payı 1987'de yüzde 8.4'ten, 1988'de yüzde 8.6'ya çıkarabildik. Bu küçük ileılemeyi bıle, son beş yıldaki gerileme eğilimirün durdurulması bakımından ümit verici olarak değerlendirebiliriz. Finansman konusunda en önemli yeniliğimiz Milli Eğitim Gençlik Spor ve Sağlık Hizmetleri Vergisi Kanunu'dur. Bu vergilerden sağlayacağımız 120 milyar dolayındaki gelirle, konsolide bütçeye oranla eğitime aynlan ödeneklerin tahminen yüzde 9.3 düzeyine yükseleceğini söyleyebiliriz. Şura'da alınan karann bağlayıcı bir niteliği yok, ancak parlamento açıldığında ve bütçe konuşulurken bu karardan mutlaka söz edeceğim ve yüzde 15'i alabilme mii 12. Milli Eğitim Şurası'nda alınan başka bir karar, orta ve yükseköğretimde öğrencilerin egitira harcamalanna katkılannın sağlanması. Siz de çeşitli beyanlannızda egitime "mecburi balk katkısı"nın sağlanması gereğinden söz ediyorsunuz. "Mecburi halk katkısrndan ne anlıyorsunuz? Bu nasıl saglanacak? GÜZEL Türkiye'de bu çok hassas bir konu. Eğitime zorunlu halk katkısı dediğimiz zaman akla hemen paralı eğitim geliyor. Oysa paralı eğitim, yalnızca parası olamn okuma olanağına sahip olduğu son derece eşitsiz, sosyal adaletle bağdaşmayan bir sistem demektir. Biz böyle bir sisteme karşıyız. Ancak parası olanlardan, gönüllü katkının ötesinde zorunlu katkımn sağlanması gerektiği kanısındayım. Ve bu katkı eğitimin her kademesinde olmalıdır. örneğin, Anadolu liselerine büyük talep var ve bu okullar için büyük paralar harcıyoruz; bunlarda verilen eğitim özel okullar düzeyinde. Bu okulları neden ücretli hale getirmeyelim? Gelecek öğretim yılında parlamentonun onayı ile gerekli hukuki değişiklikleri yaparak, Anadolu liselerini paralı hale getirmeye kararhyız. Buna herkes hazır olsun. Bunun dışında, anayasal ve yasal engellerin söz konusu olmadığı öğretim kurumlannda da aileleri zora sokmayacak bir sistem düşünüyoruz. Düşündüğüm sistem şudur: ödeme gücü olmayan öğrenci velilerinden okul ücretini Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'ndan almalarını sağlayacağız. Dikkat ederseniz, muafiyet öngörmüyoruz. Zira söz konusu fonun en önemli işlevlerinden birinin eğitime katkı olduğu kanısındayım. Öte yandan, mecburi halk katkısının öğrenci koruma dernekleri ve okul aile birlikleri tarafmdan fiilen işletildiği bir gerçektir. Biz her ne kadar parayı baskı yapmadan alın, zorla almayın diyorsak da dernekler bu parayı topluyorlar. Şunu da itiraf etmek gerekir ki cem yayınevi GÜNÜMÜZDE HRİSTİYANLIK DÜNYASINDA DERİN YANKILAR UYANDIRAN KİTAP ÇIKTI KutluSargın SHP ISTANBUL IL ORGUTU CAGRISI KAZANCAKİS GÜNAHA SON CAĞRI GUROl SORGU HAYIR MİTİNGİ VEŞÖLENI SHP dcncl Başkanı LRDAL İNOM vc (ienel Sckrclerı 01 Nİ/ BANK.A1 ın katılacagı "Zunılura Hayır. Oyııın Ha\ır.. V1 iıiıiız veŞöleninc hiitüıı \aiaııdaşlanmı/ı çaj:ırı\orıı/. S U I T A N A H M E T MÜZİK SÖLENİNE KATILAN S A N AT Ç I L A R • Arif Sağ • Selda • Banu • Deniz Türkali • Sadık Gürbüz • Müjdat Gezen • Erkin Koray M E Y D A N I •1 8 E Y L Ü L P A ZAR SAA T« 1 1 . 0 0 MEHMET AÜ AYBAR 1968 TİP'DE BÖLÜNME Sanatın ve sanatçının toplumsal amaçlardan uzaklaştırılmasına karşı OKUMALISINIZ 5IIR uen • • Tel.: 336 41 02 Aylık Edebiyat Dergisi Yazışma: PK. 10 (06192) KarşıyakaAnkara Abone: Senem Paksoy adına. posta çeki no: 326828 Yılhk: 10.000. TL. Bayanlar çocuk bakarak İngiiizce öğrenmeyi AuPairlik yaparak gerçekleştirebilirsiniz. I 158 53 42 4 213 68 67
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle