Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHVRIYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Halkının sadece °?o 5 ya da % 10'u okuvup yaza bılen bır ulus, dunyadakı gehşmelerı nasıl ızleyebııırdı"' Kaldı kı medrese bunun onune de bır eiektrık frenı koymuş, yabancı dıl oğrenıp yabancı kıtaplar okunraasını da yasaklamıştır Voltaıre, "12 Şarl'ın Tanhı" (Demırbaş Şarl'ın) adlı kıtabının 213 sayfasında avnen şovle dıyebılmıştır "Turkıye'de butun bır yılda yazılanİar, Parıs'te tek bır gunde yazıtanlardan daha azdır " Neden yazılsındı, okuyabılecekler sayılı olduktan sonra 9 "Manfet ıltıfata tabıdır / Muştensız metâ zayıdır" (Bılgı ılgıve bağlıdır / Alıcısı olmayan mal boşa gıder) buluşlan dıllendırmede kullanılmak uzere uretılıyor Alım, satım, bakım, geçım, sevım sözcuklerını halkımız bu yolla yaratmış Ben, aynı yolla, ne den gosterım, dağıtım demeyeyım"' Kendı ken dını yıkama anlamında, halk, yıkanma demış Yepyenı bır olay oiduğunu oğrendığımız ışın çikarmaya ben neden "ışınım" demeyeyım9 Bunun gıbı, bu yolla atomun başka bır atoma donuşmesını ben "bozunum" sozcuğu ıle neden karşılamayayım9 Bu tur sozcukler ıçın Kıral Suud'a mı başvuralım? Sonra, eskı metmlerdekı sozcuklen yaşama kavuşturmak neden suç olsun1* tsraıl, Tevrat'takı sozcuklerı ortak dıl olarak uygulamıyor rau1 Sonra, bır yoremız ınsanlarının kullandığı sozcuklen neden hepımız kullanmayalım9 Sadece Turkçesı mıdır kaynak 7 Zıya Gokalp, gerçek (stanbul Turkçcırun Fatıh semtmde konuşulduğunu kabul etmıştı Hatta orada da Çarşamba semtınde Gıdın bakın bu semtlerde bugun kımler oturuyor1' "İndım yânn bahçesıne / Parsellenmış." Dılde Ataturk donemıne bır suçlama da uydurulan sozcukienn halka zorla kabul ettmlmesı savı ıdı Pekı, Osmanhcada medrese aynı yönteme başvurmadı mı 7 Buna karşın Osmanlıca tutmadı, uydurma denen sozcukienn yuzde doksanı tuttu "Bay, bayan" sozcuklennı halkımız devlet zoruna karşın gereğınce tutmadı Bu ıkı sözcuk yenne "sayın"ı kullanıyoruz bugün Usturuplu uydurulan (kı dıl uydurula uydurula yaratılır) sozcuklen halkımız tutuyor Osmanlı aydını, "tydınız saıd olsun" dıyordu, halkımız "Bayramınız kutlu olsun" dıyor Hangısı guzel, hangısı anamın guzel dıh' 75 EYLÜL 1988 Güzel Türkçemizin Düşmaııları Özleşıp gelışen dilimıze bır suçlama da dedenm torunu ıle, babanın çocuğu ıle anlaşamaması ve çocuklarına derslerinde yardıma olamamaları savı. Ben boyle bır olaya hiç rastlamadım: Dede bir bardak su isteyecek de torun ya da çocuk anlamayıp ya da ters anlayıp televizyonu açacak... Babanın, derslerinde çocuğuna yardım edememesi dılın değıl, bilimin değişmış olmasından. Matematık, fizik, kımya, bıyoloji... gıbı derslerin başına "modern" nitemı getırildı. Çocuğuna yardım edecek baba, önce bu bılimlerı, yeni bıçımlerı ile oğrenecek, ondan sonra yardım edecek. PENCERE Suçlu Kim?.. Ekonomı baştankara Kım soylüyor bunu' Solcu mu söyleyen' Sosyalıst m ı ' Komunıst m ı ' Sendıkacı mı' Sermaye babalannın çok sevdığı deyımle 'lelaket tellallığı" mı yapıyorlar' Hayır Ekonomının baştankara oiduğunu bu kez patronlar dıle getırıyorlar Başlayın IMF'den, Dünya Bankası'ndan, patron örgütlennın yerlılerıne gelın, tıcaret odaları sanayı odaları, borsalar ve holdıng sozcülen dıyorlar kı Ekonomı batakta' Enflasyon yüzde 100'e tırmanıyor, pıyasada durgunluk belırtılerı görülüyor Pekı, suç wmde' Adam askere gıtmış, denız aşırı bır yerde görev yapmış, ıkı yıl karısını görmemış ama eve donünce ne görsün' Beşıkte bır bebek ağlıyor Tepesı atmış Pekı, bunun babası ben mıyim? . Kadın Sevgılım, demış o da sana baba demıyor kı Beşığınde kendı kendıne oynuyor 12 Eylül'de darbeyle ışbaşına gelen sermaye ıktıdannın askerı kolu ılk elde ne yaptı' Emır komuta Solcuları topla, sosyalıstlerı ıçen at, sendıkaları kapat, sendıkacıları gözaltına al, grevlerı yasakla, komunıstlerı ıçen tık, toplusozleşmelerı zaptırapta bağla Sonra' Güdümlü bır seçtmle sıyasal ıktıdarı kravatlı sermaye mılıterlerıne aktar Haaa, aktarmadan önce butün yasaları değıştırmeyı unutma" 1961 Anayasası boldur, daralt, lukstur tırpanla1 Sendıka yasalarını değıştır, kuşa dondür' Bütün demokratık haklan btç' Kimse kımıldayamasın Vaktıyle Türkıye'nın en büyük patron sendıkasında ışçı düşmanlığı yapmış Sayın Özalın 1983 güdümlü seçımlerıyte ıktıdara oturması olayın ıkıncı aşamasıdır 1980'ler boyunca 12 Eylül re|imı ıkı aşamalı bır butunlükte yaşandı "Ucuz emek cennetı" böylece kuruldu Kravatlı sermaye mılıterlerı ulkeyı ıstedıklerı gıbı çekıp çevırdıler Başbakan bır uçak dolusu ışadamıyla Turkıye1 yı yönettı Değıl m ı ' Pekı şımdı ortaya çıkan nur topu gıbı bebek acaba kımın marıfetı' Babası kım bu veledın' • Sendıkacılar' Guldurmeyın benı Sosyal demokratlar' Iktıdarda değıller kı Kendı kendılerını toparlamaya çalışıyorlar Komunıstler' Cezaevındeler Işçıler' Haydı canım sen de Memurlar' Ne sendıkaları var, ne seslerı soluklan çtkıyor.. Öğretmenler' Öyle bırılerı yaşıyor m u ' Ekonomı baştankara Ortalık kızışıyor Suç kımde' 82 Anayasası'nda m ı ' Yoksa bu anayasa da "lüks" mu geldı' Suç demokrasıde m ı ' Ama demokrası yok kı Merak edıyorum, bu kez yenı bır 12 Eylül olursa, suçlu diye kımın üstüne yürüyecekler? Ve bizim perestroyka, tanzimat Tanzimat, dıl konusunun da gundeme gelmesını sağladı Bu da yazı turlerının değışmesı sonucu oldu Kasıde, gazel, mesnevı aynı sesı \eren pek çok sozcukle uyak (kafjye) yapılmasını gerektınyordu Hıçbır dılde bu kadar çok sözcuk olamayacağı ıçın Arapça, Farsça sozcuklerden yararlanılıyordu Eskı edebıyat hep "pohpoh"a dayanıyordu Kasıde devlet buyuklerıne, gazel sevgdıye pohpohtu O>sa Batı'y a yönelmekle değışen devlet, toplum, halk an layışlan pohpoha değıl, katıksız sevgıye, sosyal sorunlara yönelmeyı gereklı kılı>ordu Bunun ıçın de dılın herkesçe anlaşılır duruma getırılmesı sorunu ortaya çıkıyordu Fakat dılın bu duruma nasıl getınleceğı vıne bulunamıyordu Boylece cumhunyete gelındı Ataturk'un 1927 tanhlı Nutk'u Osmanlı canın son guzel orneğı oldu Ancak bugunkü kuşakların bunu anlaması ıçın çevıri yoluna gıdılmıştır Arap harflennın atılıp Latın alfabesının alınması da dılı duzeltmek ıçın kendı çapında etkılı oldu Fakat dılın anlaşılır hale sokulması ıçın yıne bır çözum bulunamadı Once "serbest uydurmacılık" yoluna gıdıldı Her yazar Arapça, Farsça sözcuklerın yenne kendı kafasına gore karşılık buluyor, tabıı bunlar anlaşılamıyordu Sonunda Dıl Kurumu ortaya çıktı Dıle yaklaşım, bu yolla bılımselleştınldı Önce dıhraızın özellıklen mcelendı Bunda eskı metınlerden, Anado lu'da konuşulan dılden, yanı yaşayan dılden yararlanıldı Başka bır yontem, dılımızın sözcuk uretme kurallanndan yararlanmak oldu Bugun bu yöntem genış olçude uygulanıyor Osmanlıca tutkunlannın uydurmaca dedıklen sözcukier bu yolla uretılenler Addan ad, sıfal, zarf, sıfattan ad, fiıl, zarf, fıılden ad, sıfat, zarf, zarf tan ad, sıfat, zarf ve fiıl, gıderek her bırı ayrı bır tumcesayılabılecek unlem Üretıne kuralları her dılde var Bunlar salonlarda bacak bacak ustüne atıp bılgıçlık tastamak ıçın değıl, >enı durumları. VEHBİ BELGİL Ataturk'un dıle en buyuk hızmetı, medreseyı kapatması oldu Bu çağdışı kalmış kuruluş, bataklığın çevreye mıkrop saçması gıbı Arapça, Farsça sozcuklen dilimıze durmadan dolduruyor, doldurulanların çıkarılmasmı engellıvordu Sonuç, Osmanlıca denen bu uydurma dılı kullanamayan, anla>amayan, yazamayan bır halkın onaya çıkması oldu • Medreselı ve onun yetıştırdıklerı, Turku hep ko tü, l.aba, kafasız, gaddar, dınsız, pıs olarak gordü Dıvan şıırı, bunun örneklerıyle dolu Nefıye göre, "Turke, Hak, çeşmeı ırfanı haram etmıştır " Fâal, Zenanname'sınde, "Nâzenın ola vucudu pâkı/Olmava Anadolu Etrâkı" tavsıyesınde bulunur Nâbı, Haynyye'sınde, oğluna. evleneceğı kadın konusunda önenlerde bulunurken, Rus, Çerkez, Abaza, Avusturyah, Fransız, Macar, Arap kızları ıle değıl, Gurcu kızı ıle evlenmesıru soyler "Olmak ıstersen eğer kım rahat/Gurcuden gayrıya etme rağbet " Yanı, Turkten hıç soz etmez Vâhıt Mahdumî adlı bırısı de "Câhılım Türkı merkepetvânm/Harı lâyufhemım, alefhârım" der (Cahılım, eşek tavırlı Türk'um/Dılı anlaşılmaz eşek'ım ot yerım ) Taşlıcalı Yahya, "Imamın bırı azmr ızını/Alır bır yaban Turk'ünün kızını" dıyor Fakırî, "Nedır bıldın rnı sen âlemde Türk'u/Ola eğrunde kurkü, başta börkü/ Ne mezhep bıle ne de dın u dıyanet/Yumaz yuzun, ne abdest u teharet " Mehmet Akıf, "Turk Arapsız\aşamaz kım kı vaşar der, delıdır/Arabın Turk ıse hem sağ kolu hem sağ elıdır" derken, bır yandan da Arnavut kökenlı olmakla övünür Eh, bö>le aşağı görulen bır ulusun dılının de nasıl bır gozle görülduğu kendılığınden ortaya çıkar Dahası, Turkçenın ınsan >apısı bır dıl olmasına karşılık, *\rapçanın Tanrı dılı, Kur'an dılı sayılmasıdır Tanrının dılı ıle Turkun dılı bır tutulur mu' 7 Işte, medreselı, bu ıkı nedenle, Turkçeyı ulkemızden sılme çabasma gınşmıştır Fakat, başarı kazanamamıştn Nedenım yıne dınde aramamız ge rekır Medrese, kadını, Turk kadınını adam saymadığından, onu kapısından ıçen sokmamıştır Bu vuzden de halk dılı Araplaşmarnış, saflığını korumuştur Kısaca, dıhmızı, o guzel Turkçemızı, yuzyıllar boyunca yaşatan, cahıl bırakılan analarımız olmuştur, o çılelı analarımız Bu arada, devletımızın kuruluş yıllarında oldukça duru olan dılımız, nedresenın ağır baskısı altında, zamanla Veysî'nın, Nergısî'ıun bır tek sozcuğu anlaşılmaz dılıne dönuştü. Sonuç Ozleşıp gelısen dilimıze bır suçlama da dedenın torunu ıle, babanın çocuğu ıle anlaşamaması ve çocuklarına derslennde yardımcı olamamalan savı Ben boyle bır olaya hıç rastlamadım Dede bır bardak su isteyecek de torun ya da çocuk anlamayıp ya da ters anlayıp televizyonu açacak Babanın, derslerinde çocuğuna yardım edememesı dılın değıl, bılımın değişmış olmasından Matematık, fizık, kımya, bıyoloji gıbı derslerın başına "modern" nitemı getırildı Çocuğuna yardım edecek baba, önce bu bılimlerı, yenı bıçımlerı ıle öğrenecek, ondan sonra yardım edecek An dıl, yanı oz Turkçe artık halkımıza mal olmuştur Şerıatı tam uygulayacak bır yönetım dahı suları gen akıtamaz Bu da Ataturk'un bılınçlı ulusal çabasıyla sağlandı Kurduğu Turk Dıl Kurumu'nu, Atatürk ve uygarlık duşmanlannın ısteğıne uyarak kapatanlar, bu gerçeğı ömürlerı boyunca anlayamayacak kışılerdır Yakınmalar Ancak bu durum, daha baştan berı yakmmalara yol açtı Yakınanlann başında padısahlar gelmıştır Fakat kultur yaşamımızın butun dızgınlerını sımsıkı ehnde tutan softa, buna hıç aldırış etmemış ve zamanla dıl kulturu, dıl cambazhğı bıçımıru almıştır Nergısî, Kanun'ul Reşad'ımn 7 sayfasında, aceleye geldığı ıçın, kıtabını, Arapça \e Farsça sozcukierle fazla dolduramadığını uzülerek belırttıkten sonra 83 sayfasında, muhayyelesının sandığında ve belleğırun dukkâncığında kalan soz cüklerle yetındığmı ekler Bunun doğal sonucu, bıreylen bırbırı ıle ve devletı ıle dıyaJog kuramayan bır ulusun oluşmasıdır OKT^y AKBAL EVET/HAYIR Hukuk Adamı... OKURLARDAN Kanser hastasının son iımidi "Aro" halde karın ağnlan, bağırsak kanamalan, nefes darlığı gıbı şıkâyetlerıne neyın sebep olduğu bulunamadı. Birçok doktorun ortak teşhisi bu rahatsızlıklannın "sınirsel" olduğu ıdı. Artık annemin bır sınır hastası olduğuna kendimızı mandırmışken, son bır tahlıl netıcesmde annente RECTUM CA (odem bağırsağı kansen) teşhisi konuldu. doktor tarafından behrtüen bır ilaç listesı verildı. Şimdı Ferruh Korkut'a soruyorum. Eğer bugun kanser hastalığmm tedavisi mumkun ıse anneme gunlerim saymaktan başka nasıl bir tedavi onenrsiniz? Bu ılacın bırçok olumlu sonuçlar verdığını televızyon, gazete gıbi araçlardan oğrenmış bulunuyorum. Umudu bıle ınsanlara yaşama gucu veren bu ılucı uç senedir kendılerıne "Hastalığmm adt: Kanser mi?" dıye sorduğumuzda bize, "Merak etmeyın, korkulacak hıçbir şey yok" deyip yanlış teşhisleri ve verdıklen yanlış ilaçlarla annemi ve benzer dığer hastalan olume her gun daha fazla yaklaştıran onlarca tıp doktoru hakkında neden soruşturma açılmıyor? Yanlış ılaçlar sonucu meydana gelmış hastalıklan bırakın, had safiıaya gelmış kanser hastalığına bıle teşhıs koyamayan doktorlar, onlan nasıl olumcullukten kurtaracaklar? Eğer bu sizin imkânlannızla olmuyorsa biz kendi ımkânlarımızı kendımiz yaratarak olumcul olmayanlan bu sıfatı almaktan kurtarmak ıçin NO eksteresinın annem ve onun gibı birçok "oütmcul" hasta uzennde denenmesine ve kendilerıne çok geç kaundığı ıçın bır fayda sağlayamazsa bıle hıç olmazsa diğer hastalann tedavısine ışık tutmastnı gonullu olarak istiyontz. NtLCÜN ÖRNEK Kartal/lstanbul İLAN T.C. ŞİŞLİ , 1. ASLIYE HUKUK HÂKİMLİĞt 1988/424 Davacı Yaşar Denurtaş vekılı tarafından, davalı Yıldız Demırtaş aieyhıne açılan boşanma davasımn yapılan duruşması sırasında Kâzun Dınk Mah 231Sokak, B blok C/2 No 6 Bornova/Izmır adresırıde ıkamet elmekte ıken davalıya ışbu davadan dolayı dava arzuhalı göndenlmış olup, davalı adresınden bır haber bırakmadan ve adresını b.ldırmeden aynlmış olduğunun bıldınldığı ve davetıyenın bıla ıkmal ıade edıldığı, bılahare yaptırüan zabıta tahkıkauna venlen cevapta, davalıyı bıldınlen adresınde tanıyan ve bılen olma dığı, bu adreste başka bır sahsın oturduğunun bıldınldığı görulmuş olmakla, dava arzuha tının ılanen yapılrnasına karar venlmış olmakla, mahkememızın bır dahakı duruşma günü olan 17 1) 1988 günu saat 9 30'da duruşmada hazır bulunması veya kendısını bır vekılle temsıl ettırmesı, duruşmaya geçerlı bır ozru bulunmadan gel medığı takdırde duruşnanın yokluğunda devam edeceğı, yapılan ışlemlere ıtıraz edemeyeceğı hususu dava dılekçesı yenne kâım olmak uzere ılan olunur Basın 9411 266978 nolu ehlıyetınu kaybettım, geçersızdır H RÜSTÜ TEZCAN "Kendılerını Osmanlı ve Islamcı nostaljısıne kaptırıp çağdaş Türk toplumunu gerıye göturme hevesı ıçınde olanları uyarmayı görev sayarız Laık egılımden gerı atılacak her adımın cumhurıyet rejımını gerıye gotureceğınden kuşkumuz olmadığını vurgülamak ıstenm" Yargıtay Bırıncı Başkanı Sayın Ahmet Coşar'ın yenı adalet yılını açış konuşması bır yandan övgülerle karşılanırken, sağcı basın, tutucu kalem sahıplerınce de yerıldı Hep boyledır; ne zaman Ataturk devrımının temel ılkelennı savunan bırı çıksa, bır Yargıtay Başkanı çıksa ona savrulmadık ağır soz kalmaz Öylelerı var, Atatürk Turkıyesı'nı şerıatçı bır duzenın egemen olduğu Zıya Ül Hak Pakıstanı'na, Suudların Arabıstanı'na döndurmek çabasında olan Bunların elıne fırsat geçse Ataturk dönemım olduğu gıbı tarıh yapraklarından sılerler Ne heykellerı kalır, ne söylevlerı, ne devrımlerı' Bu yuzden Türkıye Cumhunyetı'nın ancak Ataturk devrımıne bağlı kalarak yaşayacağını bılenler gerıcılık yandaşlarıyla sureklı savaşım halındedırler Yargıtay Başkanı Sayın Ahmet Coşar, bu yureklı ve ınançlı aydınlardan bın Kışıler bellı bır bılınç aşamasıria kolay kolay gelmez Sayın Coşar da Yargıtay yargıcı, üyesı, daha sonra da başkanı olur olmaz bu bılınce kavuşmuş değıl O, yıllardan berı yargıç olarak, yazar olarak Atatürk devrımının ılkelennı savunan bır kışı olarak tamnmıştır Gazetelerde çıkan makalelerınde. hukuka, hukuk anlayışına Ataturk'un hukuk alanındakı sağlam atılımlarına önem veren bunların yaşamsal değerıne ınanan bır yargıç Boyle bır hukuk adamının 1988 adalet yılını açarken ınançlı bır tavır almasında şaşacak bır yan yoktur Sayın Coşar 'sıvıl ve asker' adıyla ıkı turlü adaletın olamayacağını düşünenlerden Bılmem Japonya'da kı bu ulke mılıtarıst bır anlayışırt uzun süre egemenlığınde kalmıştır mahkemelerın yalnızca sıvıllerden oluştuğunu, askerı yargının bulunmadığını duydunuz m u ' Japonya'da adalet bırlığı ılkesı anayasada yer almıştır Sayın Ahmet Coşar bu konuda dıyor kı "Çağdaş hukuk anlayışı ıle bağdaşmayan bır dığer olgu da sıvıl ve askerı olmak uzere ıkı başlı yargının anayasamızın ve dolayısıyla devletımızın orgutlenmesı ıçınde yer almasıdır" Coşar, bır gerçeğı açıkça vurgulayarak tarıh karşısında demokrasıye ınanan bır hukuk adamına yakışan bır gorevı yenne getırmış olmaktadır Askerlık ıle yargıçlık bırbırıyle bağdaşamaz, asker1 lıkte bağımlılık esastır, yargıçhkta ıse bağımsızlık Bu konuda Coşar şöyle surdüruyor göruşunu "Gerek bu yönlerı ıle gerekse adını demokrası dıye koyduğumuz sıvıl toplum yapısı ve orgüttenışı ıçınde ve geleceğın Turkıyesı'nde bır askerı yargı bınmıne gerek ve gereksınme olup olmadığının şımdıden duşunulmesı gerektığı ınancındayız " Yargıtay Başkanı onemlı bır sorunu belırtmış, herkesı de bu konuda düşünmeye çağırmıştır Askerı Yargıtay Başkanı Sayın Hakkı Erkan ıse bu sozlere gereksız yere alınmış, 'Bızım komutanlarımızın hepsı hukukun ustünluğunu kabul etmış şereflı ınsanlardır Bız hıç kımseden emır almadan gorevlerımızı sürdüruruz" dıyor Hemen aklıma 12 Eylul sonrasında açılan önemlı davalar askerı mahkemelerde surerken Sayın Evren'ın DISK ve Barış davaiarı konusunda hem de kalabalıkların karşısında açıkça goruş bıldırmesı, daha doğrusu bu dava sanıklarını suçlaması geldı' Hukukun ustünluğunu kabul eden bır kışı, adalet önunde gorulen davalar konusunda fıkır açıklar mıydı7 Boylesıne açıkça baskı ya da etkı yapılınca, gızlı gızlı ne gıbı etkıler, baskılar yapılmıştır dıye duşünmemek elde mıdır'' Nıtekım Türk Hukuk Kurulu Başkanı Prof Muammer Aksoy, "Askerı mahkemeler baskı altındadır ve hâkımler güvence ıçınde çalışamamaktadırlar" demektedır Ankara Barosu Başkanı llıcak da Coşar'ın sözlerıne 'candan katıldığını' söylemektedır Adalet Bakanı Topaç ıse 'Coşar'ın duşuncelerı konusunda yorum yapmak ıstemıyorum' dıyerek herhangı bır gorüş bıldırmekten kaçınmıştır Sayın Ahmet Coşar gerçek bır hukuk adamının sağduyusuyla önemlı bır gerçeğe parmak basmıştır Belırlı konularda herkesı düşünmeye çağırmıştır Bu yureklı davranışı ıçın kendısını kutlarım ÇAĞRIPROTESTO Uluslararası yasa ve hukuk kurallarını çığneyerek kımyasal sılahlaria Kurt Halkını katlıam ve soykırıma tabi tutan gerıcı Irak rejımını lanetlıyor, Tum llerıcı, DevrimcıYurtsever guçlen, Demokrat Kamuoyu ve Insan hakları savunucularını bu vahşete ve soykırıma karşı seslerıni yukseltmeyeçağınyoruz ÇANAKKALE Û2EL E TIPI CEZAEV1 SIYASI HUKUMLULER ADINA. C.ÛZAJ» MKURUKAFA f j DARICIOĞLU T SABPTUNALI ICABOUÇM OZEL NAYMA M OZER NJUCYOL A.B EROOĞAN ŞASLAN CJ«=İABACIOĞLU T ULUĞ £ OZALP MOZTURK ICEBE Ş SAĞIR Ölumcul kanser hastalan uzennde zakkum tedavısınin uygulanmasına karşı çıkan Doç. Dr. Ferruh Korkut'un "Zakkumu ınsan uzennde deneyen doktor hakkında soruşturma açarız" bashklı yazısına açık mektuptur. Madem tedavisi mumkundur, Derhal amelıyata alındı, ama oyleyse bu msanlar niçin bırçok kanserlı hucrenın "Ölumcul" olma noktasına dek geliyorlar? Cevabmı somut bulunduğu anlaşüınca yapılaeak tek şeyın son bir örnekle \ermek ıstıyorum. gunlerim mutlu bır şekılde Son uç senedir, annem Ovan geçtrmek oiduğunu soyledıler. Aksu'nun başta Cerrahpaşa Tıp FakultesıHaydarpaşa Yoğun ısrarlanmız sonucu Numune Hastanesı, çok sayıda usulen tedavi ıçin ozel klinık ve muayenehane gondertldığimiz onkoloji olmak uzere bırçok tıp servısınde kendisine iylleştirme kuruluşuna başvurduğumuz umudu yuzde bır bıle olmadığı TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI'NA SEVAVLA ELEMAN ALJNACAKTIR Merkez Bankası Idare Merkezınde ıyı derecede Ingılızce bılen ve Malı Analız konusunda çalıştmlmak uzere, memur alınacaktır I. A. ADAVLARDA ARA1NAC4K ŞARTLAR 1 Baş\urulan kadronun gorevı ıle ılgılı konularda meslekı yuksek oğrenım görmuş olmak 2 Sınav tarıhınde otuz yaşını geçmemış olmak 3 Merkez Bankası Memuriarı Yonetmeüğı'nm 2 maddesınde belırtılen dığer şartlan haız bulunmak B. SINAV LAR Adaylar vabancı dıl ve meslekı sınava tabı tutulurlar Yabancı dıl sınavında başarı gosteremeyenler meslek sınavına kabul edılmezler Meslek smavında başarılı olanlar mulakata çağnlırlar 1. Yabancı Dil Sınavı Yabancı dıl sınavı 89 Ekım 1988 tarıhlerınde ANKARA'da İngılız dılınden yazılı ve sozlu olarak yapılacaktır 2. Meslekı Sınavlar EKONOMf (Makro Ekonomı Mıkro Ekonomı, Para BankaPara Kre dı) ve MLHASEBE (Genel Muhasebe Ilkelerı Malı Analız) konulanndan yapılacaktır II. BILGI ALMA VE BAŞVURL Bıigı almak ıstevenler, ANKARA'DA, Araştırma Planlama ve Eğıtım Genel Mudurluğu'ne şahsen başvuracaklardır Aday olmak isteyenler: 1 Ankara'da Araştırma Planlama ve Eğıtım Genel Mudurluğu'nden te mın edılerek açık ve elyazısı ıle doldurulmuş "Gorev İsteme FormıT'nu, 2 Oğrenım Belgesını, (Oğrenım belgelennde mezunıyet derecelerı yazılı olmayanların, aynca mezunıyet derecelerını go>terır bır belgeyı de yabancı dıl sınav tarıhıne kadar Genel Mudurluğumuze getırmelerı gerekmektedır ) 3 Nufus huvıyet cuzdanını, 4 4,5 x 6 cm boyutunda ıkı fotoğrafı, Araştırma Planlama ve Eğıtım Genel Mudurluğu'ne şahsen vereceklerdır III. SON BASVURU TARİHt Adayların II bolumde yazılı belgelerı 27 Eylul 1988 tarıhıne kadar Araştırma Planlama ve Eğıtım Genel Mudurluğu'ne şahsen vermelerı gerekır Posta ıle yapılan başvurular kabul edılmez NOT Belgelerı eksık olanlarm aday kaydı vapılmayacakıır IS EylM 19U ANAP'ın ALTERNATİFSİZLİK MASALI * AF ORGUTU'nön Türkiyc'ye Bakışı * Istikrar Programından Fon Ekonomisine ' Kultur ve Polilika * Geri Kalmış L'lkelerde Scçkinler * Çalışan Kadınlar * lcraalın Içindekiler Dışuıdakıler İZMİR 9. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN Esas No 1988/423 Davacı Akıf Güney tarafından 20 4 1988 tarıhınde açılan öz kardeşı 1965 D lu ZAKİR GUNEY'ın gaıplığıne karar venlmesı ıstenmış olmakla yapılan duruşma sırasında verılen ara kararı gereğınce, Davacının öz kardeşı 1965 doğumlu Veysel ve Nafia'dan olma ZAKİR GÜNEY, Izmır Bozyaka Bahar MahaUesı 2911 sokak No 19'da oturmakta ıken 1981 senesınde evden çıkıp bır daha dönmedığı ıddıa edıldığjnden ZAJkİR GÜNEY'm hayat ve mematından bılgılen olanlarm ılandan ıtıbaren bır yıl ıçınde hakımhğımıze muraçaat ederek malumatlannı bııdırmelen ılan olunur Basın 28308 ANKARA 2. İCRA HAKİMLİĞİ'NDEN Ankara Bahçelıevler 3 Cad 45 sokak adresınde Fırat Tıcaret adı altında elekmklı ev aletlen pazarlama ışı ıle ıştıgal eden borçlu Selım Suat DOYVM vekılı Av Armağan Suerman'ın konkordato talebı Ankara 2 Icra HâkımlığVnın 23 8 1988 tarıh ve 1988/931 esas 1988/865 sayılı kararı ıle kendisine ıkı aylık konkordato muhletı verılmış, komıserlık gorevı tarafıma tevdı edılmıştır Işbu ılanın gazetede neşır tanhınden ıtıbaren her alacaklının 20 gun ıçerısınde belge asıllarını da eKİemek suretıyle komıserlığe muracaalı ve alacaklarını kaydettırmelerını, toplantıya tekattum eden 10 gunluk sure ıçınde alacaklıların dosyayı tetkık edebıleceklerı, hı lafına hareket edenlerın alacaklılar toplantısına dahıl edılmeyeceklerını, alacaklılar toplantısının ıse, 30 9 1988 tarıh saat 18 OO'de Ankara 2 Icra Hâkımlığı Kalemı'ndeyapılacağı ılan olunur 6 9 1988 Basın 28163 Guneş yükselır alçalır alçahr Bır ucundan güneşı tutarsın süner Bır ucundan tutar seru sundurur Bır ucunda dağlar bır ucunda hasret Bır ucunda sevdalı ve hülyalısmdır İSMET SELEKLER (Ölum en buyuk ıkı duşman kazandı Seni yaşatacağız Ismet.) İSMET SELEKLEB ARKADAŞLARI S e r d a r Sabuncu, Selçuk Savcı SERMAYE PİYASASI KURULU UZMAN HUKUKÇU YARDIMCILIĞI GİRİŞ SINAVI 2499 Sayılı Sermaye Pıyasası Kanunu gereğınce kurulrnuş bulunan SERMAYE PİYASASI KURULU'nda görevlendınlmek üzere 22 ve 23 Ekım 1988 tarıhlerınde Ankara'da yapılaeak yanşma sınavı ıle hukukçu veya hukukçular alınacaktır Sınava katılma koşulları, sınav konulan ve başvuru şeklı hakkında Sermaye Pıyasası Kurulu Baş Hukuk Danışmanlığı'ndan bılgı alınabılır Başvurulann gereklı belgelerle bırlıkte en geç 10 Ekım 1988 tanhı mesaı saatı bıtımıne kadar Sermaye Pıyasası Kurulu'nun aşağıda gösterılen adresıne yapılması gerekmekte olup, postadakı gecıkmeler dıkkate alınmayacaktır BAŞVLRU ADRESİ SERMAYE PIYASASI KURULU Meşrutıyet Cad No 24 ANKARA Tel 131 72 90 (10 Hat) T.C BALA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No 1980/392 Davacı Alı öztürk ıle Davalı Hazme Malıyesı arasında devarn etmekte olan tapu ıptalı ve tescıl davasımn yapılan duruşmasında venlen ara kararı gereğınce, Bala ılçesı, Komurcu koyu sınırları dahılındekı vışnelık mevkunde bulunan 870 parseldekı taşınmazın Hazıne adına olan tapusunun ıptalı ıle Bala ılçesı Kömurcu köyunden Alı Ozturk kendı adına tescılı nı ıstemış bulunduğundan bu taşınmazda ustun hakları bulunanla rın bu ılanın neşn tanhınden ıtıbaren 3 (uç) ay zarfında mahkememızın 1980/392 esas sayılı dosyasına muracaatlan ılan olunur Basın 28259 T.C BURSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NDAN Dosya No 1988/2 Bursa, Gazcılar Caddesı No 54 numarada boya tıcareü yapan İRFAN KARIAL'ın konkordato talebınde bulunmakla Bursa 1 Icra Tetkık Mercu Hâkımlığı'nın 22 6 1988 tarıh ve 1988/570 Esas, 1988/614 sayılı karan ıle konkordato mehlı talebınden sonra konkordatonun onaylanması talep edılmekle H U M K'nun 509 ve 510 maddelenne göre ıtıraz edenlerın ellerındekı tüm belgelerını en geç duruşma gunu olan 14 10 1988 günü saat 09 OO'dan evvel vermelerı veya göndermelen hususu ılanen teblığ olunur Basın 28054 FAHRİYE ERGİN ıle AHMET ARICAN evlendıler 7 9 88 FETHtYE