19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER mek yararlıdır. önce 1923 yılına kadarki sosyo kesimleri yeni arayışlara soktu. Düzenin boşluklaekonomik yapının çağdışı kahşıyla bilinen ve etki rını aramaya başladılar. Sürekli baskı altında tuleri kaybolmayan dönemi... Sonra 19231945 döne tulmuş özlemlerin en çabuk elde edilme yolu üzemine bakalım: Şehirde, köy kökenli ya da köye çok rinde bulunan; vergi, altın, uyuşturucu, sınır kaçakbağımlı şehir eşrafı dediğimiz kesim, ticaret ve za çılığı, kredi talanları, hayali ithalatihracatlar gibi naatla uğraşmaktadır. Bu duruma kapalı ekonomi bir başka benzeri olan iflas ve konkordatolar da dense yeridir. Bunların zenginlik sefası konakta hortladı. Yozlaşmış tabular yıkıldı. oturmak, fayton ve kayık âlemleri gibi tutkulardır. B Firmalar ve kurumların oluşum çarpıklıkları Bu dönemde iletişim gelişmediğinden etki ve tepki ise göstermeye çalıştığımız bu eylemlerin yaşayan de yoktur. Toplum genelde özgün tarımsal yapı ve organlandır. Gerçek birikimler oluşmadığmdan, her uğraştadır. Şehircilik tanımında şehir de kurulma birinin zor açıklayacağı başka birikim kaynaklannmıştır. O zamanlar vilayet (il) dediğimiz idari di dan sözde yatırımlara girişildi. Doğal aşamalardan limde ticaret ve sanayi, henüz eşraf ve zanaatkârın geçmediğinden sıçrama yoluyla ve patlama dereceelindedir. Bazı uğraşlarda takas ticareti öncelikli sinde firmalar, şirketler kuruldu. Ne kuruluşta ve dir. Vilayet dışı ise tümden ağalann denetiminde , ne de sermaye arttınm girişimlerii>de boyutlu dekara sabanh tarıma bağımlıdır. Tarım işçisi yerine netim yapıldı. Hele iç denetim hiç yoktu. Buralarrençber, yancı, maraba gibi köylü tipleri bulunmak da görev alanlar da yasal güvence ve örgütten yoktadır. Kaynakları en azından imece usulü kullan sun bulunduklanndan hiçbir şeye karşı çıkamadımak yerine kadercilik hukum sürmektedir. Eğitim lar. Muhasebeciler, danışmanlar etkisizleştirildi. Bu ve öğTetimde ise arayış başlamıştır. 19451960 ara kunımlann büytlk çoğunluğu gerçek fizibilite (yasında savaşı yaşamamış, ancak yoksul bir toplum pabilirlik) hesaplanndan yoksun olarak yatırımlavardır. Teknolojisi olmadığından kaynaklarını iyi ra giriştiler. Yönetimleri hiçbir zaman uzmanlara kullanıp savaştan yeterince ekonomik çıkar da sağ bırakılmadı. Pederşahi yönetim devam etti. Fabrilayamamıştır. Kalkınmanın ilk temel koşulu yurti ka ve şirket yönetmeyi, çiftlik ve konak yönetmekçi birikimlerdir. Birikim olmayınca borçlanma hız le kanştırdılar. lanmıştır. Ekonomistler işte bu dönemde çok köklü hatalar yapıldığını söylerler. Hele 195058 arası; Hukuk yapısından kaynaklanan Kurtuluş Savaşı'nın asıl yükünü omuzlamış topraketkenler sız Anadolu insanı yerine göçmenlere en iyi Hazine arazilerinin verilmesi, tüketim çılgmhğında savİletişim ve ulaşım kolaylığı kırsal kökenli esnaf rulan birikimler, altyapımn onanlmasına aktanla ve zanaatkârın sonraki asamasında tüccar ve sanamama gibi derin izler bırakan hatalar oldu. Aynca yicinin şehirle ilişkisini arttırdı. İşte hukuk, bu üişgeç kalmış siyasal tartışmalann hep canlı tutulma kilerin düzenleyicisidir. Her aşamada kendini yesı, ekonomiyi geri plana itti. Zaten güç anladığı nileyemedi. Çarpıklıklara zamanında el atıp önlemız, bir yerde hiç önemsemediğimiz ekonomik mo yemedi. Boşluk arayanlara en güzel malzemeleri, dadel arayışları, tartışmalan; denemeler, yanılmalar, yanaklan verdi. Pozitif hukukun lafta kaldığmı gödüzeltmeler ve tekrar yarulmalarla geçen uzunca bir renler, bütün toplumsal hoşgörü ile tüm örfâdetleri dönemdi. Etkileşim hızlandıkça toplumda ekono yıktılar. mik dürtüler yanlış oluştu. 19601983 dönemi de 1932 yıhnda 2004 sayılı olarak çıkan "tCRA VE kaynak kullanımı ve dağılımındaki eşitsizlikleri gi tFLAS" Kanunu, zamanımıza dek yapılan değişikderemedi. Toplum katmanlannda kaynak yaratan liklerle bile henüz bir denge kurabilmiş değildir. Bu ların öncelikleri yer defiştirdi. Belli iller şehir oluryasa gerçekle yalanı ayırt edecek güce sahip değilken öburleri aynı kaldı. Şehirlerin farklı kültürlerdir. Bu durumu iyi kavrayanların, bundan yararle bölgesel değişimleri, iletişimdeki örneklerin çolanması doğaldır. ğalması, etkitepki kuramını işletti ve bu gelir böluşum dengelerini de dolaylı etkiledi. Çabuk zen Sonuç ginleşme, dengesiz yapılanmanın ürünleri oldu. BuToplum yapısındaki hizmet ve sanayi sektönı, bina karşm ekonomik önlemlerin hep geç kalması, dalgalanma süreçlerinin uzaması, piyasaya ve ge limsel anlamda yapılaşmadan ve yapıya yeni gireleceğe güveni önemli ölçüde sarstı. Zcnginleşme sü cekler bu yapıya uygun kurumlaşmadan "iflas ve recine doğal aşamada girememiş ya da girmesine konkordato"nun azalması olası değildir. Ve gelir bösosyoekonomik eksikliği nedeniyle izin verilmemiş lüşümündeki dengesizlikler devam ettiği sürece de bu olguyu hiçbir yasa önleyemez. Iflas ve Konkordatonuıı Toplum yapısındaki hizmet ve sanayi sektörü, bilimsel anlamda yapılaşmadan ve yapıya yeni girecekler bu yapıya uygun kurumlaşmadan "iflas ve konkordato"nun azalması olası değildir. Ve gelir bölüşümündeki dengesizlikler devam ettiği sürece de bu olguyu hiçbir yasa önleyemez, PENCERE Hayali Bütçe... 9 AĞUSTOS 1988 KEMAL KARGÜL Mali Müşavir Önce tanımlarla konuya açıklık getirelim: Toplumumuzda iflas öteden beri itibann yitirilmesi olarak algılanır ve söyleşilidir. Itibann yitirilmesi kavramı ise, varlığm, borçlan ödemeye yetmemesi anlamında kullamlır. Bazen de iflas ani ortaya çıkan nakit gereksinmesinin, aktif varhklardan hemen karşılanmaraasından ortaya çıkabilir. Oysa şahsın ya da fırmanın aktiflerinde kayıtlı mal varlıkları borcu karşılamaya kayden yeterli de olabilir. Ancak talep yetersizliğinden yanlış stok planlamasından, bir bütçe fıkrinin yeterince yayılmamasından ve buna bağlı etkenlerden yetersiz kalabilir. örneğin ödeme planlarının, nakit akımıyla birlikte yorumlanamamasından kısaca plan, program düşüncesinin henüz yerleşememesinden bu kıskaca itilebilir. ardında ya da içinde acaba neler vardı? ö y l e ya, borçlu bu duruma nasıl düşmüştü? Niyeti neydi? Hesapları gerçeği mi yansıtıyordu? Bir amacı mı vardı acaba?.. gibi yüzlerce soru sorulabilirdi. Ancak yine bildiğinız gibi her sorunun bir temel nedeni, bir gerekçesi vardır. Bunlara eğilmeden yeterli aydınlatma yapılamayacağını da bilirsiniz. Anlaşılmast, çözümü, aydınlatmalann boyutlanna baglıdır. Üç temel etken Bütçe ne demek? Bir devletın yıllık gelir ve gideri bir yasada belirlenir; adına Bütçe Kanunu denir. Yeni bir uygulama değil bütçe; 19'uncu yüzyılda Avrupa'ya yayılmış, demokratik gelişmeyle eşzamanlı. Eskiden kral ya da sultan hazinesini keyfince donatır, keyfince harcardı; halk yönetime katıldıkça, devlet gelirleri ve harcamaları denetim altına alındı; parlamentodaki açık tartışmalarla saptanarak yasal bir planlamaya bağlandı. Bir hükümetin niteliğini anlamak için devletin bütçesine bakmak yeterlidir. Bütçenin yüzde kaçı sağlığa aynlmış, yüzde kaçı eğıtime? Eğer Türkiye'nin 1988 bütçesındeki gibi gelırlerin yüzde 5'i eğitime, yüzde 2'si sağlığa ayrılmışsa, bakanlar ıstedikleri kadar çalışıp çabalasınlar, demeçler versinler, kıymeti harbiyesi yoktur. Çünkü parasız hiçbir şey yapılamaz. Eğer bir bütçenin yarısı borçlara öteki yarısı da devlet memurlannın aylıklarına gidiyorsa, ülkenin başbakanı istediğı kadar bağırıp çağırsın: Çağ atlıyoruz... Uygulamadaki bu görüntü ve söylentilerden konumuzun temel etkenlerini başbca: 1) Amaçtan kaynaklanan, 2) Sosyoekonomik yapıdan kaynaklanan, 3) Sistemin hukuk yapısından kaynaklanan etkenler olarak üç ana grupta irdelemek olasıdır. Amaçtan kaynaklanan etkenler Her amaçta zenOysa iflasın tersine konkordato, alacaklılarla bir ginliğe giden izler görülür. Bu öykü de zenginlik tutuzlaşma, onlardan ödenmemiş ile ödenecek borç kusuyla başlar. Zenginlik ise gizemli bir sevgili gilan için bir süre istemidir. Ve onlara ödeme şekil bidir. Âşkların, tutkuların şan ve şöhretin ele geçive koşullarını kabul ettirme önerisidir. Bu suretle rilmesi ve doyumsuzluğu için gereklidir de... Ulasıişyerini tasfıyeye tabi tutmadan devam ettirme ola lıp tutulması ve basılması gerekli bir sıçrama tahnağını bulur. tasıdır. Ya da sonsuz taleplerin yerine getirildiği yerBorçluya tanınan bu hukuksal yolla onu tekrar lerin giriş biletidir. Bu yüzden çılgınlıklar da yoekonomiye kazandırma amaçlanmıştır. Buna kar rumsuzdur. özünde görkemlilik tadı ve çalımı şın alacaklıların aynı titizlikle korunduğu söylene vardır. Ego'yu tattninde boyutlan sayılamaz bile... mez. Teminatlı alacaklıların öbürlerinden öncelik Bu biletin alınmasında her zaman gerçek para saleri vardır. önceliğe kamu ile işçi alacakları da gi yılmayabilir. Amaç ne pahasına olursa olsun, düşrince adi alacaklıların ödeme plamnda hayli geri lerin gerçekleşmesidir. Zenginlik işte!... de kalması kaçınılmaz olmaktadır. Sosyoekonomik yapıdan kaynaklanan etkenler. Bu kısa tanımlardan sonra asıl sonın, iflas ve Bu grubu ise ikiye ayırarak: A Toplumsal vaDidan konkordatolara nelerin yol açtığı, hangi etkenlerin kaynaklanan etkenler, B Bireysel ve kurumşal firrol oynadığı sorusudur. Hemen herkesi meraklan malann oluşum ve organizasyon çarpıklıklanndan dıran, kimi yerde herkesi etkileyen, kimi yerde de kaynaklanan etkenlerdir dıyebiliriz. dikodulara, bir başka kesimde zincirleme mali çöA Toplumsal yapıdan kaynaklanan etkenleri daküntüye neden olan bu hukuk tünelinin önünde ve ha ayrışık göfmek için zaman dilimlerinde incele Nafiledir. HESAPLAŞMA BURHANARPAD Çağdaş Avusturya edebiyatının önde gelen ustalarından Ödon von Horvath, eili yıl önce Paris'te tuhaf bir olayda ölmüştü. Elli sekiz yaşındaydı. Kimi boş inançlara aşırı önem veren bir yazardı. Hollandalı bir falcı, yaşamının çok önemli bir olayının Paris'te gerçekleşeceğini söylemişti. Falcının dediği, yazık ki, gerçekleşti. Bulvarda dolaşırken kasırgayla karışık bir yağmur başladı ve kurumuş bir ağaç dalı yazarın beynıni parçaladı. Hitler, Almanya'da yönetimi ele alınca, Horvath yersizyurtsuz kalmıştı. Avusturya'ya, oradan Hollanda'ya ve Çekoslovakya'ya geçti. Sonra Fransa'ya. Sınırlar arasında gezer olmuştu. Belirli bir yeri, bir evı, ayağını basabileceği sağlam bir toprak parçasından yoksundu. Tiyatro yazarı olarak seyircisini yitirmişti. Roman yazmayı denedi: Allahaz Gençlik, Çagımızın Çocuğu, Dalgalar ve daha bir iki romanı ilgi bulmadı Öİümünden bir yıl sonra İkinci Dünya Savaşı patlak verince Horvath, uzun bir süre unutuldu. Fakat son yıllarda yine ele alındı. Her şeyden önce ilginç b'r tiyatro yazarıydı. Sayısı on altıyı bulan oyunları ve iki romanı "Toplu Eserleri" başlığıyla ve dört cilt olarak yayımlandı. Oyunları yeniden repertuvarlara alındı. Edebiyat tarihçilerinin 'Brecht'in yakından izleyicisi, Oürrenmatt'la Max Fntsch'in hazıriaytcısı' diye tanımladığı Horvath'ın Alman dili edebiyatlarında ilginç bir yeri vardır. Oyunlarının ana çizgisi 'Küçük Şeytan' diye nitelediği küçük burjuvalan acımasızca yermektir. Küçük çıkarlarından başkasını düşünmeyen 'çirkin insanlan' bütün oyunlarında yermiştir. Horvath, Kleist Edebiyat ödülü'nü kazandıktan sonra Almanya'dan ayrılmak zorunda kalmıştı. Hitler çılgınını başa geçiren endüstri kralları 'Kaynaşmış ve Birleşmiş Millet!' yalanıyla bütün orta sınıfı ve bilinçsiz yığınlan avlamak çabasındaydılar. Horvath'ın kitapları alanlarda ateşe verildi. Horvath, romanlarında ilginç bir dil biçimi denedi. Kısa kısa satıriar ve kısacık ikili konuşmalarla yazdı. Tiyatro yazarlığından kopamamıştı. Allahsız Gençlik romamnın başlıca kişisi bir öğretmendir. Tarih ve coğrafya okutur. 34. doğum gününde pansiyoncu bayanın bıraktığı çiçekler arasında, öğrenci ödevlerıni gözden geçirir Ödevin sorusu ve konusu milli eğitim müfettişliğınce verilmiştir: "Niçin sömürgelerimiz olmalıdır?" "Dur bakalım, çocuklar ne diyorlar!" 'Tek bir insan herkese karşı durabilir mi? Öğrenci Bauer şöyle diyor: "Sömürgeler çok gerekli. Zira pek çok hammadde kullanıyoruz. Hammadde olmayınca, çok gelişmiş endüstrimizi gereği gibi çalıstıramayız ki, bu da memleket işçisini yine işsiz bırakacak kötü sonuçlar getirrr. Gerçi sorun sadece işçiyi ilgilendirmez. Bütün milleti ilgilendirir. İşçi de eninde sonunda milletin bir parçasıdır." öğrenci N ise şöyle yazryor: "Bütün zenciler korkak, hileci ve tembeldir." Saçma! Yazının kıyısına: "İpe sapa gelmez sözler!" diye yazmak üzereyken duraklıyorum. Ben bu sözleri son günlerde duymuş değil miydim? Neredeydi? Tamam! Buldum! Lokarttanın radyosundan duymuş, iştahım kesilmişti. Radyoda söylenmiş bir sözü ögretmen defterden silemez. Saat ondan on bire coğrafya dersim var. Dün düzeltmelerini yaptığım şu sömürge sorununu ele alacağım. Daha önce de söyiediğim gibi, ödevin konusuna karşı bir şey söylenemez. Bu yüzdendir ki, ödevleri dağıtırken sadece dilden, yazımdan (imladan) ve biçimden söz ediyorum. Sözgelişi B'ye, yazarken hep sol kenara taştığını, R'ye satırbaşlannın büyük harfle yazılacağını, Z'ye şöminenin şömniye yazıimayacağını söylüyorum. Buna karşm, defterleri geri verirken kendimi tutamayarak: '"razdıklarım çok doğru, fakat zenciler de eninde sonunda insandır!" diyorum. N'nin babası ertesi gün okula geldi: "Siz oğlum Otto'ya zencilerin de insan sayılacağını söylemişsiniz. Böyle bir düşüncenin ne demek olduğunun acaba hâlâ farkında değil misiniz? Bu davranışınız vatana yöneltilmiş bir sabotajdır. Sizin hümanizma uyuşukluğunuzun hangi gizli yollarla, hangi sinsi hilelerle masum çocuk ruhlarını delik deşik ettiğini çok iyi biliyorum." Horvath, ilginç romanı Allahsız Gençlik'te Hitler gençlik örgütlerinde yağmalar ve soygunlar için yetiştirilen bilinçsiz ve körpecik yığınların trajedisini değişik bir kurguanlatımla ele almıştır. Allahsız Gençlik'in yazıldığından günümuze yarım yüzyıl arkada kalmıştır. Ne var ki, kimi temel koşullar pek değişmemiştir. Değişik dış görünüşlere karşm. ÇAĞRI CEZAEVLERİNDE İNSANLIK ONURUNA VE İNSANCA YAŞAM KOŞULLARINA YENİDEN MÜDAHALELER GÜNDEMDE! FİRARLAR BAHANE EDlLEREK ANAP iktidarı, 1988 bütçesini dört ay önce Meclisten geçirdi. Yüzde 36 oyla parlamentonun yaklaşık yüzde 65'ini ele geçiren ANAP, Mecliste sayısal çoğunluğu yüzünden istediği gibi at oynatıyor 1988 bütçesi tartışılırken de Sayın Özal saçıp savurdu; bütçe 20 trilyon 800 milyar lirada bağlanmıştı; gelirler elbette gerçekçi biçimde hesap edilmişti; "çağ atlayan Türkiye"de yupılerin elindeki ekonomi altın Rolex saat gibi ışliyordu. Ne var ki yupi maliyesinin bütün hesapları ters, yanlış, bozuk çıktı. ANAP iktidarının 1988 bütçesi üç ay uygulandı uygulanmadı; ivedi bir karar alındı, yaklaşık 21 trilyonluk bütçe 14 trilyon 900 milyara indirildi. Çünkü bütçenin bütün hesapları hayaliydi. Bütçe de hayaliydi. İklidar burnunun ucunu görmekten yoksundu; devlet gelirlerinin yarısına yakın bölümünü "fon" adı altında hesapsız kitapsız harcıyordu; bütçesine de "hâkim" değildi. Hesabını kitabını bilen bir hükümet, Meclisten 3 ay önce çıkardığı 21 trilyonluk bütçeyı 15 trilyona indirmek zorunda kalır mı? Peki, 6 trilyonluk kısıntı ne anlam taşıyor? Özal hükümeti bu 6 trilyonu nerelere harcayacaktı da bir kalemde sildi? Fiyasko tartışmasız... Memur aylıklanyla borçlara indirgenmiş bir bütçe "iflas"ı vurgulamaz mı? Batan şirketlerı ve holdingleri kimilerine göre "devlef' kurtaracak... Devleti kim kurtaracak? Bir hükümet, gelırini giderini dengelemek için ne yapar? Sağlıklı bir planlama, adaletli bir vergi düzeni, yatırım ve harcamalarda öncelik ve sonralıklann hesabı kitabı çağımızda yönetim için gereklidir. Ancak devlet gemisi Amerika'dan getirilmiş yupilerin eline teslim edildi mi sonuç böyle olur Zam, zam, zam... Eğer zam politikasına karşın gelirler yine de giderlere yetmiyorsa, tüm dengeler bozulmuşsa, öyle bir an gelir ki zam mam da işe yaramaz olur. 3 ay önce yaptığı 21 trilyonluk devlet bütçesini, 3 ay sonra 15 trilyona indiren Özal yönetimi, 3 ay sonra yapacağı belediye seçımini 3 ay öne alabılmek için ortalığı allak bullak etmeyi siyaset sanıyor. •k Alman Faşizmi ve Gençlik TEK TtP ELBÎSE DAYATMASI ve dıger kısıtlamalar yeni baştan uygulatılmak ısteniyor. Tutuklu ve hukumlu aileleri, İnsan Hakları Savunuculan. Barolar, Odalar, Sendikalar, Partililer, Aydınlar, D. Kicle Orgütleri, Milletvekilleri TEK BİR YÜREK TEK BİR YUMRUK oldugumuzu bir kez daha hatırlatmak için platform oluşıurma çağnsı yapıyoruz. Cumhuriytı Savcıları. cezaevlerı müdurlcri, gardiyanlar sizlere sesleniyoruz. İNSANLIK DIŞI UYGULAMALARIN SİVIL DONEMDEKI ' UYGULAYICILARI SİZLER OLMAYIN, EVLATLARIMIZA SAHİP ÇIKTIK, ÇIKACAÛIZ. TEK TİP ELBİSEYİ ÖNCE BİZ KABUL ETMİYORUZ. HERŞEY ONURLL' YAŞAMIM1Z İÇİN! Bilgisayarınızdan Verim Alamıyorsanız Programlarınızı değiştirin • Muhasebe • Cari hesaplar • Stok Fatura • İrsaliye • Senet • Çek Bankalar • Üretim • Bordro Ücretsiz demonstrasyon için arayınız. ! PC ve IBM PS/2 Kullamcıları TAYAD Tutuklu ve Httkumlü Aileleri Yardımla^ma Derneği Bilgi için telefon: 521 61 10 Cınsel ilişki ile bulaşan hastalıktan kuşkunuz mu var? Lütfen bizi arayın. klonkul Iıp fokultesı Deımot3!)jı AnobJım Dal' Tel 524S487 Saol: 1200 1330 Bostancı da Bağdat Caddesi'nde kiralık daire Tel: 362 20 77 VEFAT ve TEŞEKKUR Sevgili eşim, biricik annemiz, kardeşimiz . TEKNOOATA TjrMHı H«ı K 4 Tel S087^«tSD5! 69 »1532977 İSKENCEYI DURDURUN Türkiyc Birleşmiş Milletler'in işkenceye karşı sözleşmesini imzaladı. Bu sözleşme TBMM'nce onanarak yasa haline dönüştü. Söz konusu sözleşmenin 15. maddesi işkenceyle alınmış ifadelerin mahkemelerde sanıklar aleyhine kanıt olarak kullanılamayacağı, ancak işkenceciler aleyhine delil olarak kullanılabileceği hükmUnü taşımaktadır. Bu duruma rağmen, mahkemeler bu hükmü uygulamamakta ve işkence ürünü metinleri kanıt olarak kullanmayı sürdürmektedirler. Aynı şekilde, Yüksek Yargı Organları da işkenceyle alınan ifadelerin delil olarak kullanılabileceği yönündeki kararlannı bu sözleşme hükümleri doğrultusunda düzeltmemektedirler. Bu uygulama 12 Eylül hukukunun ısrarla sürdürülmek istendiğini ortaya koymaktadır. Oysa anayasanın 90. maddesi uyannca yürürlüğe girmiş antlaşmalar yasa hükmündedir. Yasaya uymamanın haklı bir nedeni olamayacağı gibi yasal yaptmmı da vardır. Ayrıca anayasa hükümleri yargı organlarını da bağlayıcı temel hukuk kuralları arasındadır. Bu nedenlerle, yönetimi ve yargı organlannı, onaylanmış olan işkenceye karşı sözleşme hükümlerine uymaya davet ediyoruz. İşkenceye karşı olanların, işkencenin önlenmesini isteyenlerin, işkence ile alınmış ifadelerin delil olamayacağı bilincinde olanların, işkenceye karşı sözleşmenin uygulanması çağrımıza destek olmalarını bekliyoruz. Halit Çelenk Haldun Özen Yakup Kepenek Tahsin Saraç Ahmet Tahtakılıç Cevat Gera) Ahmet Abakay MTahir Hatipoğlu Ahmet Yıldız Eşref Erdem Beşer Baydar Alper Aktan Nevzat Helvacı Hiisnu Okçuoğlu Kamil Ateşogullan Etem Cankurtaran J.Hakkı ÖnaJ Mustafa Kul Arif Sağ Kenan Sönmez Vedat Altun Mehmet Kahraman Rıza Yılmaz Fikri Sağlar Ömer Türkçakal Önder Kırlı Fuat Atalay Neccar Tiirkcan Akın Birdal Yılmaz Onay Işık Kansu Ali PüsküHiioglu Mahmut T.Öngören Erşen Şansal tbrahim Yetkin Mustafa Meriç Erbil luşalp Tufan Gezer Ülku Orbay Sevgi Özel tbrahim Tezan Zeki Tavşancıl Ahmet Atak Mehdi Pektaş Mehmet Döner 6.8.1988 Cuma günü kaybettik. Acımızı bizzat gelerek veya telefon ve telgrafla paylaşan tüm akraba ve dostlarımıza teşekkürü bir borç biliriz. HÜMEYRÂ ESENLF AİLESİ Oktay.\kbal ROŞtKlAL OLMAS1N Cumhurıyet Cad 173/1 B Elmadağ 80230 Istanbul Hılton Oleli Karjısı İNGİÜZ ÜSAN OKUIİAR» DANIŞMAMERKEZİ Tel (1)148 39 77148 794313296 84 Tlx 27498 TUSMTR Fax (1)1329729 tzlenimler / 3 750 lira turseııı latti fılco uyesıC» OKTAY AKBAL'ES ROMANLARI: GARİPLER SOKAĞI / 2750 lira SUÇUMUZ İNSAN OLMAK / 2400 lira ÎNSAN BİR ORMANDIR / 2000 lira DÜŞ EKMEĞ1 / 1750 lira YAYINLAHI Bâbutli Cad. Sıhhiye Apt. No: 19, Kat: 2, CağaloğluİSTANBUL ENERJİ NAKİL HATTI YAPTIRILACAKTIR Enerji Nakil Hattının roonlajı kapalı teklif usulü ile yaptırılacaktır. 2Ihaleye katılmak için iştirak belgesi aranacaktır. tştirak belgesi almak isteyenler en son 16.8.1988 günü saat 17.00'ye kadar aşağjdaki adrese, ilgili belgeterle yazılı olarak müracaaı etmelidir. • 3 Ihaleye katılmak için şartname almak mecburidir. Şartnameler: TEK. Bogaziçi Elektrik Dağıtım Müessesesi Meşrutiyet Cad. Asmalımescit Sok. No: 63 Kat: 1 Oda No: 104 Tel: 152 34 00 / 226 TepebaşıBeyoğlu / ISTANBUL adresinden 50.000, TL. (KDV. harif) mukabilinde almabilir. 4 Teklifler en geç 31.8.1988 günü saat 10.00'a kadar aynı adreste 1 kat 110 nolu odadaki Muhaberat Servisine verilmelidir. 5 Kurumumuz 2886 Sayılı Devlet Ihale Kanunu'na tabi olmayıp ihaleyi yapmamakta veya dilediğinc kısmen veya tamamen vermekte serbesttir. TEK BOĞAZlÇt ELEKTRtK DAĞITIM MÜESSESESİ 1 Tepeören T.M. ile İçmeler T.M.Ierini irtibatlandıracak 34,5 KV. We are a leadıng chemıcal group establıshed ın jointventure wıth a multınatıonal company For marketıng and sales of products and servıces to ındustrv we are seekıng young and dynamıc chemıcal engıneers who vvould be: • Capable of assumıng terrıtorıal responsıbılıtv and authorıtv Having 2 to 4 years professıonal expenence, preferablv ın sales, Able to travel ın country and ao anlytıcal fıeld work, Determıned to develop a career in theır topics and to excel ın salesmanshıp, • ın possessıon of a drıver s lıcence Topics ınclude water treatment, antıf oams, soap and detergent, textıles, adhesıves anö paper Comprehensıve tramıng vvıll be gıven ın Turkey and abroad Remuneratıon wıiıl be commensurate wıth quaiıfıcatıons and creatıvıty Male candıtates should have compieted mılıtary servıce oblıgatıons if ınterested and vvould iıke to benefıt from this career opportunıty please send c.v wıth telephone number and possıbly mdıcatıng topic you pref er by August 17 1988 to Att Arısto Antıpas P.K. 180, ŞisJi 80222, istanbul ftppiıcatıons wıll De keot confıdentıal and promptlv answereö CHEMICAL ENGINEERS DUYURU İSTANBUL ÜNİVERSİTESt ÇOCUK SAĞLIĞI ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Üniversitemiz Çocuk Sağlığı Enstitüsu'ne 19881989 öğretim yılı güz yan yılında başlamak üzere yüksek lisans programları için sınavla öğrenci alınacaktır. Yüksek lisans giriş sınavına başvuru için öğrencilerin lisans dere' cesine sahip olmaları gerekmektedir. Ayrıca başvuru için isteklılerin sınava girecekleri bilim dalı ile yabancı dili belirten dilekçelerine 2 adet fotoğraf, mezuniyet belgelerinin onaylı benzeri, nufus huviyet cüzdanı onaylı benzeri ve erkek elemanlann askerlik durumunu belirten belge ile Enstitü Sekreterliği'ne (l.Ü. Çocuk Sağlığı Enstitüsu Müdürlüğü, Çocuk Hastanesi, Çapalsıanbul) 31 Ağustos 1988 günu mesai saati bitimir.e kadar teslirn etmeleri gerekmektedir. SINAV TARİHLERİ Yabancı dil ve bilim: 5 Eylül 1988 saat 10.00 Mulakat : 6 Eylül 1988 saat 10.00 YÜKSEK LİSANS KONTENPROGRAMLARI JANLAR KOŞUH.ARI AnaÇocuk Sağlığı Çocuk Beslenmesi Pediatrik Acil Sitogenetik 3 10 5 5 Hemşirelik, çocuk gelişimi ve egitimi ve diyetetik dallannda lisans diploması. Diyetetik dalında lisans diploması Hemşirelik dalında lisans diploması Biyoloji veya lıbbi biyoloji dallannda lisans diploması Akdeniz'in incisi seçkin dinlence beldesi KAŞ . OTEL BUGEN VILLA • HAFTAUK TURLARI • • KAMİL KOÇ otobüsleri ile gidişdönüş (Direkt) • Oda + Kahvaltı + Akşam yemeği • Tekne ile KEKOVA gezisi • KAPUTAŞ plaj turu • Tekne ile DOGAL havuz, ADALAR turu Her şey dahtt 1 kişi geOOO. peşin, 120.000. iki ay tom İst. Buro kaüıkoş, \anapbe\ SOK Ozlemhan 3 f Tel 345 0 0 8 0 Kaş: Bahçe Sok. No: 3 Tel: 176061 (Kod: 3226) Tlx: 56529 Artt.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle