20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 AĞUSTOS 1988 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 ÇinSSCB görüşmeleri PEKİN (AA) Kampuçya'da barışm sağlanması için Çin ve SSCB arasmdaki görüşmeterin ay sonuna doğru yapılacağı bildirildı. Pekin 'deki kaynaklardan edinilen biigilere göre görüşmelerde, Sovyet heyetine Dışişleri Bakan Yardımcısı tgor Rogaçov, Çin heyetine ise meslektaşı Tian Zengpei başkanhk edecek. Görüşmelerin birkaç gün süreceği belirtiliyor. Çin ve Sovyet heyetleri, Kampuçya konusunu ele almak için ilk kez bir araya gelecekler. Batılı diplomatlar, bu görüşmelerin iki ülke arasmdaki ilişkilerin normalleştirilmesi sürecinde "ileri bir adım" olduğunu ifade ediyorlar. Çin, Kampuçya'daki Vietnam yanlısı yönetime karşı direnen gruplan destekliyor. Sovyetler Birliği ise Kampuçya'da askerleri bulunan Vietnam 'a destek sağlıyor. Amman yönetimi Batı Şeria'daki 21 bin Filistinli memuru işten çıkarıyor Kral Hüseyîn meydan okuyor Acelenin Nedeni ALİSİRMEN Dış Haberler Servisi Ürdün Kralı Hüseyiıı'in Batı Şeria ile ulkesi arasmdaki idari ve hukuki bağları kesme karanmn uygulanması çerçevesinde dün Batı Şeria'daki Ürdün kuruluşlarında çalışan 21 binden fazla Filistinlinin işine Ürdün tarafından son verildiği açıklandı.ÜrdünRadyosu'aun verdiği habere gore uygulama !6 ağustosta başlayacak. Ürdün Kralı Huseyin'in kararının ardından tsrail'de bölgenin ilhak edilip edilmemesi konusunda tartışmalar başladı. Ariel Şaron Batı Şeria'nın ilhakını savunurken, lşçi Partili Bakan Mordehay Gur buna karşı çıkarak Şaron'un "her türlü barış sürecini sabote etme eğilimi içinde olduğunu" söyledi. lsrail Başbakanı tzak Şamir, Batı Şeria'nın tsrail tarafından ilhak edilmesi önerisıni reddetti. Şamir'in sözcüsu, Başbakan'ın aşın sağcı Tehiya Partisi üyesi dort parlamentere, "tsrail kanunlannı Batı Şeria'da yıirürluğe koymayacaklan şeklindeki Camp David anlaşmasına bağlı kalacaklannı" soylediğini bildirdi. Ürdün'ün Batı Şeria'daki 21 binden fazla Fılistinliyi işten cıkardığı Başbakan Zeyd Rıfai'nin başkanlığındaki kabine toplantısından sonra açıklandı. Ürdün Radyosuîiun haberinde "Bu karar, kraluğın işgal altındaki topraklar DUNYADA BUGUN Batı basımna göre Ürdün FKÖ'ye işgalaltında mento niteliğindeki Filistin Ulusal Konseyi'ni toplantıya çağırmaki îopraklarda yaşayan Filistinlilerin sorumlulu bu şaşkınlıga kanıt olarak sını ğunu tek başına yüklenemeyeceğini göstermek gosteriyor. istiyor. Amman'ın niyeti daki Filistinlilerie hukuki ve idari bağlan kesmesiyle bağlantılıdır" denildi. Ürdün, Batı Şeria ve Gazze şeridindeki 21.200 sivil gorevliye her ay 1,5 milyon dolar tutarında maaş ödüyor. İşgal altındaki topraklardaki ayaklanmayı yöneten "Birlesik Lideriiğin" Ürdün'ün Filistinli ieri işten çıkarma kararından biı gün önce yayımladığı 23 nolu bildiride, Kral Huseyin'in Batı Şeria ile bağları kesme kararı Ovgüyle karşılandı. Karar, Filistin devriminin "En buyük başansı" olarak değerlendirijdi. Bildiri "Birleşik Lideriiğin" Ürdün'ün kararı sonrasında gösterdiği ilk resmi tepki oluyor. Aynı yorumda Kral Huseyin'in "FKÖ nasıl olsa milyonlarca dolara mal olabilecek Batı Şeria'yı yönetme masraflannın altından kalkamaz ve yine biz geliriz" hesabını yapmış olabileceği kaydediliyor. Nevv York Times Gazetesi'nde yer alan bir yazıda da aynı olasılık üzerinde durulurken Kral Huseyin'in "FKÖ'nün üzerine Batı Şeria'da önemli bir yük yiikleyerek geri dönfnenin kapısını araladıgı" belirtiliyor. Kral Huseyin'in ardında birçok soru işareti bırakan karanmn, işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistin halkı tarafından da maddi sorfuçlan bakımından tereddütle karşılandığı bildiriliyor. Doğu Kudüs'te yayımlanan ElKudsGazetesi'ninyanıt aradığı soruların başlıcaları şunlar:"Ürdün'le aramızdaki köprüler açık kalacak mı? Ürünlerimizi Ürdün'e ihraç etmeye devam edebilecek miyiz? Ürdun pasaportlarımıza ne olacak? ElNahar Gazetesi işgale karşı mucadelenin yanı sıra yönetsel sorunlarla da uğraşmanın guçlüklerine dikkat çekerek Ürdün'ün yukümlülüklerini bırakmasından doğacak açıklann FKÖ tarafından doldurulmasının olanaksızlığına işaret ediyor. FKÖ yanlısı ElFecr Gazetesi ise Ürdün Kralı'nın Batı Şeria ile bağları kesmesinin .HERKESŞIMDI <> NE YAPMAYA HAZIRLANDIĞINI 21 SORUYOP, FKÖ'nün şaşkınlığı Kral Huseyin'in kararı hakkında ilgili taraflann farklı görüş ve değerlendirmeler one sürmelerinden sonra konuyla birinci dereceden ilgili FKÖ'nün resmi açıklaması merakla bekleniyor. Batılı yorumcular, FKÖ'nün bugune kadar konu hakkında resmi goruş belirtmemesine dikkat çekerken "bu beklenmedik adımla" FKÖ lıderliğinin "şaşkınlıga duştugünü" de kaydediyorlar. International Herald Tribune yazarlarından John Kifner, FKÖ lideri Arafatın, Bağdat'ta merkez konseyi ile yaptığı değerlendirmeyi de yeterli bulmayarak sürgündeki parla Nükleer terör korkusu TEL A VtV (AA) ABD ve tsrailli uzmanlar, nükleer araçlann ya da bunları üretmek için kullanılan maddelerin teröristlerin eline geçebileceğini bildirdiler. Tel Aviv Ünıversitesi'nde hukuk profesöru olan ve terorizm konusunda dersler veren Yeram Dinstein, "Bu olacak, kesin, ama ne zaman olacağı önemli" dedi. özel bir ABD araştırma kuruluşu olan Nükleer Kontrol Enstitüsu Başkanı Paul Leventhal da teröristlerin nükleer araçlarla saldırabilecekleri yerler arasında Tokyo ya da Londra'daki mali merkezlerin bulunduğunu, ancak Tel A viv ve New York'a saldırılması ihtimalinin daha büyük olduğunu söyledi. Filistin halkına karmaşa ve bolunmenin tohumlarını ektiğini belirtiyor. Le Monde Gazetesi'nde çıkan bir yorumda da Kral Huseyin'in karanmn Washington'da şaşkınlıga yol açtığı görüşü savunuluyor. Le Monde'un Amerikan resmi çevrelerinde yaptığı sondajlara göre dışişleri bakanlığı uzmanlarının en çok üstünde durduklan tez Ürdün'ün bu adımla FKÖ'ye, işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistinlilerin sorumluluğunu tek başına yüklenemeyeceğini göstermeye çalışıyor olması. Shultz planı Uluslararası gözlemciler Ürdün Kralı'nın son adınıınm Shultz planının Ortadoğu'daki destekçilerini hayalkırıklığına uğrattığını ifa de ediyorlar. Bilindiği gibi Shuliz planı barış göruşmelerinde Ürdün'e kilit bir rol yuklerken, Filistinlilere bağımsız temsil hakkı vermeyerek Ürdün heyeti içinde yer alan bir Filistin varlığını öngörüyor. Ortadoğu'da Shultz planını destekleyen tek ülke Mısır'ın Dışişleri Bakanı İsmet Abdülmecit, Ürdün'ün banş sureci içindeki önemli rolünü bir kez daha vurgulamakla yetinirken Shultz planının bir başka destekçisi lsrail Dışişleri Bakanı Şimon Peres de Ürdün'ün hâlâ barış görüşmelerindeki taraflardan biri olduğunda ısrar ediyor. Ürdün Kralı'nın "görkemli" çıkışından sonra Batı Şeria ve ülkesi arasmdaki "kopmayı" nereye kadar götüreceği merakla bekleniyor. Dukakis'in sağlığı seçim lîialzemesı WASHINGTON (AA) ABD Başkanı Ronald Reagan, Demokrat Parti'nin Rum asıllı başkan adayı Massachusetts Valisi Michael Üukakis için "Yönelecek güce sahip degil" dedi. Beyaz Saray'da önceki günkü basın toplantısında bir gazeteci Reagan'a, Dukakis'in şimdiye kadar geçirdiği rahatsızlıklan, Amerikan halkına açıklayıp açıklamaması konusundaki görüşünü sordu. Başkan Reagan kendisine bu soruyu soran gazeteciye, alaylı bir ifade ile "Bak şimdi yönetecek güce sahip olmayan bir kişiyle uğraşmayacagım" yanıtını verdi. Ronald Reagan ne demek istediğini açıklamadı. Son zamanlarda yayılan söylentilere göre Michael Dukakis, ağabeyi Stctian'ın, 1973 yılında bisiklete binerken bir sarhoş sürücünün çarpması sonucu ölmesinin ardından, depresyon geçirerek, ruhsal tedavi gördü. Bir diğer söylentiye göre ise Dukakis, 1978'de Massachusetts Valiliği önseçimlerini kaybetmesinden sonra ruhi dengesini kaybettiği için tedavi gördü. Ancak bu söylentilerin hiçbiri henüz kanıtlanmış değil. Michael Dukakis'in Basın Sözcüsü Dayton Duncan, geçen cuma günü gazetecilerin söz konusu söylentiler konusunda kendisine soru yöneltmesi üzerine, "Michael Dukakis, ruhi bir depresyon ya da rahatsızlıktan ötiirii hiçbir zaman tedavi görmemiştir" yanıtını vermişti. Reagan'ın sözlerinden birkaç saat sonra Dukakis'in doktoru, başkan adayının sağlık durumunun "mükemmel" olduğunu açıkladı. Doktor Gerald Plotkin, kısa açıklamasında, Dukakis'in ciddi bir hastalık geçirmediğini ve DUKAKİS'İN HAREKETÜ KAMPANYA9 Demokrat Partı başkan adayı Micpsikolojik tedavi görmediğini be hael Dukakis, partısinin kurultayında resmen adaylığa seçilmesinin ardından lirtti. kampanyasını hareketii bir şekilde sürdüruyor Sıkıyönetim Uanı gerginliği arttırdı Devlet Başkanı Sein Lwin tarafından önceki gün alınan sıkıyönetim karanna gerekçe olarak öğrencilerin son günlerde artan eylemleri gösteriliyor. BURMA STRASBOURG (AA) Yunanistan, Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanan terorizmle mücadele ile ilgili sözleşmeyi imzaladı. Yunanistan 'tn Strasbourg 'da imzaladığı sözleşme, uçak ve adam kaçırma, rehin alma, silahlı saldırı gibi kişi özgürlüğü ve can güvenliğine yönelik şiddet eylemlerinin faillerinin iade edilmesine olanak sağlıyor. Sözleşme, ırk, din, milliyet ya da siyasi düşünce ayrılıklarmdan dolayı takibata uğrayabilecek kişilerin iadesini ise zorunlu tutmuyor. 5 kastmda yürürlüğe girecek oiarsözleşmeyi, Avrupa Konseyi'ne üye olan Türkiye daha önce imzalamıştı. Terorizmle mücadele DlS BASIN gbc;XcU.jjorketmc Dünyada barış rüzgârları Dış Haberler Servisi Aniden gelen barış mevsimi dünyayı ısıtıyor. Ortadoğu, Asya, Afrika ve Orta Amerika'da halk sonu gelmeyen savaşlardan ve umutlardan şaşkına dönmüşken dünya geçen beş ay içinde barışçıl çözümlere yöneldi. Böylesi savaşlann aynı anda sona ermesi ender rastlanan bir durum. Dünya iyileşmeye mi yüz tuttu? Yoksa barış bir rastlantı mı? Bu savaşlann her biri kendine özgü nedenlerden ötürü çıkmaza girdiyse de tumünde barışı gerekli kılan ortak bağlanular var. Bu benzerlikler ABD ve Sov7et dış politikasındaki değişikliklerden kaynaklanıyor. Mihail Gorbacov devrimci yönetimlere "açık çek" vermekten vazgeçti. Bu nedenle ekonomik sorunlarla yüz yüze olan Vietnam, Kampuçya'dan asker çekmek üzerinde konuşmaya başladı. Sandinistler, Contralarla Thatcher'dan eleştiri CANBERRA (ANKA) Ingiltere Başbakanı Margaret Thatcher, komünizmin Pasifık ülkeleri için tehlike olmaya devam ettiğini söyledi. Avustralya'nın başkenti Canberra'da bulunan tngiltere Başbakanı, Sovyetler Birliği'nin bölgedeki askeri varlığını arttırmayı planladığım savundu. Thatcher, Sovyetler Birliği'nin Avustralya'ya önerdiği balıkçıhk anlaşmasının Avustralya için önemli olmakla birlikte, önerinin asıl Sovyetler Birliği için değer taşıyan bir sınav olduğunu öne siirdü. Bayan Thatcher, Başbakan Bob Hawke ve muhalefet lideri John Howard ile göruşmelerinde de Sovyetler lideri Mihail Gorbaçov'un başlattığı değişiklikleri olumlu bulduğunu söyledi. BANGKOK (AA) Burma'nın başkenti Rangun'da sıkıyöne' tim ilan edildi. Sıkıyönetim ilanına ilişkin açıklama, Burma Ulusal Radyosu tarafından yapıldı. Radyo, Devlet Başkanı Sein Lwin tarafından alınan karann, "Kentte sükuneti saglamak, insanlann mallanna zarar verilmesini önlemek ve egitimini siirdürmek isteyen öğrencilerin, bu isteğinin yerine getirilmesi" amacım güttüğübildirdi. Rangun'da sıkıyönetim ilan S edildiği sıralarda ise binlerce öğrencinin gösteri yapmakta olduğu bildirildi. Görgü tamklan, göstericilerin daha fazla demokrasi talebinde bulunduklanm belirttidöneminden bu yana Amerika, davrandı. görüşme masasına oturdular. ler. Kentte dün aynca birçok dükAngola'daki Küba askerlerinin Moskova ve Washington'un Fidei Casıro, Küba birliklerini kânın kapalı tutulduğu da haber Irak'ı desteklemek ve Güney Afrika'nın da Angola'dan çekmeye hazır verildi. konusundaki beraberlikleri de görünüyor. Sovyetler'in kendisi Namibya'yı terk etmesini öğrenciler, bir hafta içinde istemiştir. Kampuçya sorunu dikkate değer. Moskova, de "Afganistan macerası"na devlet ve parti başkanlığına ataAngola konusunda Küba'nın; ile ilgili olarak ABD ve Çin, bir son vererek askerlerini geri nan Sein Lvvin'in. istifa eden esKampuçya konusunda da kanlı Pol Pot rejiminin Kızıl çekiyor. Yukarıda sayılan beş ki Devlet Başkanı General Ne Vietnam'ın asker çekmesini Kmerlerinin de dahil olduğu savaşın dördü Sovyet dış Win'in iktidara geldiği yıl olan destekledi. "Direniş Koalisyonu"nu politikasındaki değişiklikten 1962'den bu yana süregelen basdestekliyor. Şu sıralarda etkilendi. kının sorumlularından biri olduBu beş savaştan hiçbirinde Endonezya'da başlayan Washington'un politikasından henüz kalıcı bir barış sağlanmış ğunu da iddia ediyorlar. General Ne VVin'in yakını olan etkilenmeler ise şöyle: Amerika görüşmelerden çıkabilecek değil, tümünde de kritik bir Sein Lvvin, polise geçen mart Tennessee katırlanndan Stinger olumlu kararlar ışığında ortam söz konusu. Irak Vietnam askerlerinin ayında gösteri duzenleyen oğrenfüzelerine kadar birçok pazarlık gücunu arttırabilmek Kampuçya'yı terk etmesinin cilere karşı vur emri vermekle suçbakımdan Afgan direniş için savaş alanında. Sovyet ardından Kızıl Kmerleri hareketine askeri yardımda askerleri geri çekilmesine karşın lanıyor. dışlayan başarıh bir hükümet bulundu. Bu politika Carter Afganistan ulusal sorunlarla iktidara gelebilir. döneminde başladı ve karşı karşıya. Ancak bu beş Reagan yönetiminin, Kongre'nin yardımları savaşın her birinde taraflar Nikaragua'da Sandinist arttırmak konusundaki ısrarı arasında kaTşılıklı görüşme hükumeti devirmek gibi Üzerine Reagan tarafından da süreci başlamış durumda. Bu gerçekleştirilmesi imkânsız bir sürdüruldu. ulkelerde yıllardır savaşta hedefi var. Reagan, Contra Reagan yönetimi tran ve Irak zehirli gaz kullamlması ölüm savaşına diplomatik alternatif arasmdaki ateşkesten çıkar saçtı (Iran ve Irak'ta olduğu umuyor. Angola, Kampuçya ve de yaratamadı. Inisiyatifi ele gibi.) Patlayan mayınlarla tek Nikaragua'daki barış süreci de alan Kongre, Oscar Arias'ın bacaklarını kaybeden çocuklar Barış Planı'nın hemenABD'nin uiun süredir kuşağı doğdu (Angola'da ardından Contralara askeri gerçekleşmesini istediği olduğu gibi.) Neyse ki sonunda yardım yapmakta gönülsüz gelişmelerdir. Carter barış umudu yeşerdi. (1.8.1988) Her şey öylesine açık seçik oluyor ki gerçeği görüp kavramamak olanaksız. Başbakan kendi ekonomik politikasının çıkmazını artık açıklıkla görmüş bulunuyor. Şimdi Turgut Bey'in bütün telaşı, halk da bu gerçeği daha da acı bir biçimde derinden duymadan oldubitti bir seçimle kendisine güya bir güvenoyu almak. Artık önümüzdeki yerel secimler, yerel boyutunu aşmış, iktidann geleceğini saptayacak bir güvenoylamasına dönüşmüş bulunuyor 1989'da Turgut Özal'ın Çankaya'ya oturma planları, ancak yerel seçimlerde ANAP'ın 1987 genel seçimlerinde aldığı oy oranının da altına düşmemesi ile gerçekleşebılir. Oktay Ekşi dostumuz, bu durumu geçen hatta "yerel cumhurbaşkanlığı seçımleri" deyımiyle gayet ınce bir biçemle dile getiriyordu. Gerçekte yakın bir gelecekte, eğer ANAP'ın hesapları tutarsa, kasımda yapılacak bir oylamada bile Özal iktidarının genel seçimlerde tutturduğu % 36 oranına ulaşması güç. Nitekim bu olasılığı görmüş olmalarındandır ki ANAP'lıların çoğu, seçimlere büyük bir kuşku ile bakmakta v© büyük bir tedirginlik içinde bulunmaktadırlar Enflasyonun % 80"e dayandığı, halkın gittikçe daha yoksullaştığı bir ortamda, acaba Sayın Özal'ın hac propagandası, oyların kendisine akmasında ne denli etkılı olacaktır? Genış topluluklar, işçiler. memurlar, köylüler, tüm ücretliler ve hatta küçük esnaf artık Özal'ın ekonomik politikasının sonucunda, bıçağın kemiğe dayandığını görüyorlar. Bu durumda, TRT'yi dilediği gibi kullanan, dinı siyasete alet eden bir Özal'ın bile topluluklara söyleyecek fazla bir şeyi kalmamış görünüyor. Bu durumda Başbakan'ın neden bu denli acele ertiği sorusu çıkıyor ortaya. Başbakan'ın acelesi, gerçekte, şu andaki durumu kendisi için çok elverişli bulmasından değil, geleceğin bugünden daha da elverissiz olacağını düşünmesinden doğuyor. Bu telaş içinde Sayın Özal hac seferini oya çevırmekten tutun da parlamento dışındaki partilere devlet yardımı yoluyla sosyal demokratların oylarını bölmeye kadar bir dizi önlemle oy oranını 1987'deki düzeyinde tutmaya çalışacak. Kısacası Sayın Özal umarsızlığın telaşı içinde ve ekonomik politikasının çıkmazının bilir.cinde. Bu durum, ekonominin kanunlarını bildiğini sürekli ileri sürenlerın iflasını sergiliyor. Gerçekten Ozal beş yıldır hükümet ediyor, sekiz yıldır ekonominin dizginlerini elinde tutuyor ve sonuçta artık ekonominin kurallarını falan hiç de bilmediğini kanıtlamış bulunuyor. Amerikalı Forbes, Kanuni Sultan Süleyman'ın balonunu Ankara semalarında uçururken, Özal ekonomisinın de balonu sönmüş bulunuyor. Artık hıç kimse Özal ve takımının ekonomi üstadı olduğunu ileri sürebilecek durumda değil. İş bununla da kalmıyor, ANAP iktidarı, eylemleriyle yalnız ekcnimiyi değil, hukuku da bilmediğini, en basit yasaları bile doğru dürüst çıkaramadığını, şirket yönetme kafasıyla anayasayla oynamasının da hukuk bilmezliğinin kanıtı olduğunu her girişimiyle ortaya koyuyor ve koymakta. Hayali ihracatçıları kurtarmak için çıkardıklan kararnameler bile öylesine hukuk bilgisinden yoksunluğun ürünleri ki, sevgili hayali ıhracatçılarını bile kurtaramıyor Önceki gün parlamentoda giriştikleri manevralar da hukuk ve anayasa kavramlarından zerrece nasipleri olmadığını gosteriyor. Anayasanın 127. maddesinın ya da herhangi bir maddesinin değıstirilmesı ıçın gerekli imza sayısını bile bilmeden komisyonda referanduma gidecek yolu açmak üzere 7 milletvekilinin imzası ile anayasa komisyonuna bir önerge vermekle yetiniyor. Genel kurulda yapılan görüşmelerde ise SHP'li Turan Beyazıt çıkıp ANAP'lılara ve hükümete kürsüden hukuk ve anayasa dersi verdiğinde ise Meclis salonunda çıt çıkmıyor. Neredeyse sinek uçsa duyulacak. Başbakan önce bir sarsılıyor, sonra da hemen arkadaşlarını toplayıp 160 imzalı bir önerge ile yanlışını düzeltiyor Eğer SHP'li Turan Beyazıt'ın konuşması olmasa, ANAP'ın manevrası bir kez daha Anayasa Mahkemesi duvarına çarpacaktı. Hoş bundan sonra da çarpmayacağı soylenemez, çünkü referandum girişi öyle hukuksal yanlışları içeriyor ki... İnsan bu manzarayı görünce şaşıp şaşıp kalıyor ve kendi kendin9 "bırakın bunların ekonominin yasaiarını bilmelerini, T.C. Anayasası'nı bile doğru dürüst bilmiyorlar" diyeceği geliyor. SHP'nin neredeyse desteğe dönen uyarısı olmasa, çocuğun yapmayacağı yanlışa düşecek olan ANAP'ın ve Özal'ın balonu bir kez daha sönüyor. Bu arada insan yine düşünmeden edemiyor: "Yasal eksiklikler, usul yanlışları konusunda ANAP'ı Meclis kürsüsünden uyaracak kadar hukukun girdisini çıktısını bilen SHP'liler, aynı uyarılan kendi kongrelerinde neden yapmazlar da en önemli ilin kongresinin iptali durumuyla karşı karşıya kalırlar ki?" Şevardnadze'den suçlama Cenevre A ntlaşması 'nı ihlal etmekle suçlayan SSCB Dışişleri Bakanı, Pakistan'ın bu tutumuna karşı tedbir alabileceklerini söyledi. MOSKOVA (AA) SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze, Pakistan'ın Afgan mücahitleri desteklemesini "uluslararası terorizm" olarak nitelendirdi. Şevardnadze, Moskova'da bulunan Pakistan Dışişleri Bakanı Y akup Han ile görüşmesi sırasında Pakistan'ın Cenevre Antlaşması'nı ihlal ettiğini söyledi ve Moskova ve Kâbü'in Pakistan'ın tutumuna karşı tedbir alabileceği konusunda Islamabad'ı uyardı. # Sovyet resmi haber ajansı TASS'ın bildirdiğine göre görüşme sırasmda Şevardnadze, Pakistan desteğindeki Afgan mücahitleri tarafından başkent Kâbil'e son iki ay içinde 200'den fazla füze atıldığını ve mucahitlere Pakistan tarafından silah yardımı yapıldığını söyledi. Şevardnadze, "Pakistan'ın bu konudaki tutumu uluslararası terorizm olarak nitelenebilir" dedi. Şevardnadze, Pakistan'ın tutumunun böyle devam edemeyeceğini kaydederek "Pakistan, Afganistan'ın içişlerine müdahalesini giderek artbrmaktadır. Sovyetler Birliği ve Afgan yönetimi, bu duruma karşı tedbir alacaktır" diye konuştu. Pakistan Dışişleri Bakanı Yakup Han ise Kremlin suçlamalarının doğru olmadığını, Pakistan'ın Cenevre Antlaşması'na sadık kaldığını bildirdi. Pakistan, Afganistan ve garantör devlet olarak ABD ve SSCB tarafından 14 nisanda imzalanan Cenevre Antlaşması'na göre 15 ağustos tarihine kadar Sovyetler Birliği, Afganistan'daki askerlerinin yarısını çekecek. Gelecek yıl 15 şubat tarihinde Sovyet askerlerinin tamamı Afganistan'dan çekilmiş olacak. Anlaşma, ayrıca ABD, SSCB ve Pakistan'ın Afganistan'ın içişlerine kanşmamalannı öngörüvor. J Pakistan'ın yaptığı uhıslararası terorizm ŞjLİ General Pinochet'den muhalefete saldırı D.ALMANYA Glasnosta daha çok vakit var Bir sure önce Doğu Almanyanın Halk kentinde yapılan dini bir konferansta, kilise gruplarının sosyal ve ekonomik reformlara ilişkin 20 maddelik bir öneri hazırladıklan bildirildi. Önerinin seçim sisteminde değişikliklere gidilmesi ve daha fazla basın özgürlüğü konulannı da içerdiği kaydedildi. Kilise yayınlan üzerindeki hükumetçe uygulanan sansüre bir son verilmesi istendi. İnsan haklan ve çevreci grupların cok küçük olduklan, ancak gizlice bildiri dağıtmayı sürdurdükleri, çevreci hareketin forumlar düzenlediği haber verildi. Sih saldırısı: 12 ölü YENİDELHİ (AA) Hindistan'm Pencap eyaletinde, Sih militanlarca 12 kişi öldürüldü. Hindistan haber ajansı UPI'nin bildirdiğine göre lndira Gandi suikastı ile ilgili 2 Sihin idam cezalarının önceki gün anayasa mahkemesince onaylanmasından sonra, çıkabilecek muhtemel Sih saldmlarına karşı federal hükümet, ülkenin kuzeyindeki güvenlik kuvvetlerini alarma geçirdi. BERLİN (Ajanslar) Doğu Almanya'da faaliyet gösteren "insan haldan" ve "çevred" hareketlerin geniş çapta gerçekleştirilen tutuklamalar ve sınır dışı uygulamaları nedeniyle önemli ölçude gerilediği bildirildi. Geçen ocak ayında muhaliflerin birçoğunun tutuklanması ve bazılarının Batı Almanya'ya sınır dışı edilmesi, bu hareketlerin çabşmalannı gizlilik içinde yürütmelerine neden oldu. Hükümetin insan haklan konusundaki tutumunu, göçmenlik ve seyahat hakkı üzerindeki kısıtlamaları ve çevre kirlenmesini protesto etmek üzere geçen yıl ve bu yıl başında adı geçen örgütler, çok sayıda kişinin katıldığı protesto gösterilen duzenlemişlerdi. AP'ye göre, Sovyet lideri Mibail Gorbaçov'un uyguladığı "glasnost" politikasının başlangıçta bu hareketler arasında benzer reformlann Doğu Almanya'da da yapılabileceği konusunda buyük umutlar yarattı. Ancak Doğu Almanya hukumet yetkilileri, "Sovyet Urzı" reformlara çok az ilgi gösterdiler. SANTIAGO (ANKA) Şili Devlet Başkanı General Augusto Pinochet, muhalefet partilerınin mevcut yönetime karşı kampanyayı finanse etmek için çeşitli kaynaklardan 32 milyon dolar yardım aldığını one sürdü. Pinochet muAP'nin görüştüğü çevreci hare halefet partilerini suçlarken, 32 ket üyelerinden biri, "Kilise grup milyon doların kaynağı konusunlan da dabil biiıün muhalefet ba da bilgi vermedi. reketlerinin ortak amacı, şu anda Hıristiyan Demokratlarla diğer anayasada yaztlı olmaktan öte bir anlam taşımayan özgürlülder ve sağ ve sol partiler ise askeri rejiinsan haklan konusunda hükü mi, General Pinochet'nin adaylımetin reformlar yapmasını sağ ğını desteklemek ve 1997'ye kadar iktidarda kalabilmesini saglamak lamak" dedi. için devlet kaynaklannı kullanmakla suçladılar. "Geçen gun muhalefet partilerınin 28 milyon dolar aldıklarıııı söylcmiştim. 28 değil, 32 milyon dolardır. Hata yaptım" diyen Şili diktatorü, bu sozleri kendisini başkanhk sarayında ziyaret eden bir grup bakır madencisine söyledi. Şili Devlet Başkanı, "Bu kesinkes doğrudur ve Komünist Partinin gizlice aldıklarıııı kapsamamaktadır" diye konııştu. 1973 yılında yaptığı askeri darbeden bu yana iktidarda bulunan Pinochet, yapılacak olan halkoylamasında tek aday olarak Şilililerden 1997'ye kadar iktidarda kalabilmek için "evt" oyu isteyecek. Halkoylamasında oylar çoğunlukla "hayır" çıkarsa, bir yıl içinde genel seçimler yapılacak. ISVEÇ Türkiye'de İnsan Haklan yürürlükte midir? Eski bakandan savunma S1OCKHOLM (AA) lsvec eski Adalet Bakanı Anna Greta Leijon dün 1986 yılında Başbakan Olof Palme'nin oldurulmesi olayıyla ilgili olarak yapılan gizli araştırma konusunda kendisini savunarak "Bir başka politikacıya düzenlenebilecek yeni bir suikasttan korktum" dedi. Özel finansmanla yapılan gizli araştırma kamuoyuna açıklanınca istifa eden Leijon, tum partilerin uye verdığı ve olayı araştıran parlamento komisyonunda bir konuşma yaptı. Leijon, gizli sorusturma sonucunda, yeni bir suıkast yapılabileceği tehlikesi bulunduğu yolunda bilgi edindiklerini belirtti. Leijon, "yeni bir suikast tehlikesi gözardı edilemezdi" diyerek kendisini savundu. Gizli araştırma, Leijon'un arkadaşı olan solcu yayıncı Ebbe Carlsson tarafından yurütulmuştü. Araştırmacılardan birınin ülkeye yasal olmayan bir dinlenıe aletini sokmaya çalışırken yakalanması üzerine olay ortaya çıkmıştı. Leijon konuşmasında, Carlsson'un, Palme cinayetiyle ilgili yeni teoriler oluşturduğunu ve cinayet döneminde başbakan için alınan güvenlik önlemleri hakkında yeni bilgiler topladığını söyleyerek şoyle dedi: "Ebbe Cartson'un, Başbakanın ölumunden önce ve cinayet anındaki güvenlik önlemleri hakkında belirli gozlemleri var. Gizli polise ciddi soruşlurmalar yapıldı. Bu kunudaki sonuçlar da haik öniınde açıklığa kavuşlurulmalıdır." MUSTAFA GÜLMEZ'in (196319*8) emniyette gözaltındayken "intihar" sonucu yaşamına son verdiğine inanmıyoruz. lşkence insanhk suçudur. Tüm işkenceciler açığa çıkartılmalı ve cezalandırılmalıdır. TURQUIE LtBERTE DEMOKRASİYE KATKI KOMİTESİ FRANSA KİRALIK ODA Tıp tdküllesı iüiı Mnıfmda okuvan bir genç aile yanında \e>a yalnız kaian UCIK'I'.'I >.ımnda kıralık oda arışot. Tel. 555 4^ 50 KKMAl. (09.00I9.00 arasO
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle