19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 TEMMUZ 1988 HABERLER CUMHURİYET/7 Ecevit'ten sola iktidar önerisi Eski DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit bugün sola iktidar yolunu açacak somut önerilerini ve çağrısını açıklayacak. Ecevit, Erzincan'ın Tercan ilçesinde yaptığı konuşmada da halkın solu iktidara getirmeye hazır olduğunu söyledi. YÜCEL SEZER ERZİNCAN (Merean) Eski DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, bugün "Tiım sol oylan pariamentoya yanatabilmek ve sola iktidar yolunu açabilmek için somut öneriierini ve çağnsını" açıklayacak. Ecevit, dün Erzincan'da yaptığı konuşmada da "Türk halkı solu iktidara getinneye hazırdır" dedi. DSP Genel Merkezi'nden dün yapılan açıklamada Bülent Ecevit'in bugün Erzincan'da düzenlenen toplantıda yapacağı konuşmada, "Tüm sol oylan parlamentoya yansıtabilmek ve sola iktidar yolunu açabilmek için somut önerilerini" açıklayacağı ve çağnda bulunacağı belırtildi. Ecevit'in bugün saat 11.00'de konusacağı bildirildi. Öte yandan Ecevit, Erzincanın Tercan ilcesinin Mercan kasabasmda dün yaptığı konuşmada da halkın "halk agırlıklı bir solu iktidara getirmeye hazır oidnguau" söyledi. Ecevit, konuşmasında özetle şu görüşlere yer verdi: "Sekir yıldır sağcı politikalann dayanılmaz acısını çeken Turk halkı, solu iktidara getirmeye hazırdır. An» nasıl bir sol? Devlet agıriıklı degil, halk ağırlıklı bir sol. Halka, 'Senin için gerekeni ben bilirim' diye tepeden bakan degil, 'Senin için en iyi olanı sen bilirsin" diye yaklaşan bir sol. Utanç verici sloganlarla kafalan • kanştınp uyuşturan degil. Türk halkından, Turk toplumunun özelUUerinden ve çağın gerçeklerinden esinlenmiş açık seçik düşiıncelerle sorunlara somut çözümler oneren bir sol. Halkı 'TürkKürt' diye 'SünniAlevi' diye ayıran degil, herkesin diline, dinine, mezhebine saygı gösterip. hepsini bir biitiin olarak kucakJayan bir sol. Laiklikten ödun vermeyen, ama dinine, töresine baglı olanlan da 'gerici' gibi veya 'sağcı' gibi görmeyen bir sol. Karşıtlannın karşısına sıkılmış yumruklarla degil, el uzatarak çıkan, kavgacı degil banscı, kutuplaştıncı degil uzlaşOncı bir sol. Türk halkı ancak böyle bir sola iktidan emanet etmeye hazırdır. Demokratik Sol Parti de halkın özlemlerine uygun böyle bir solculuk anlayışını, daha doğrusu boyle bir sosyal demokrasi anlayışını, halkın önculuğunde yeşertip geliştinnek için kuruldu." ANAP örgütüne egemen olan ve kendilerini "kutsal ittifakçı" olarak tanıtan grubu da eleştiren Ecevit, bu grubun sözculerinden birinin "Türkîüğiin ve Müslümanlıgın bir arada olabileceğini biz temin ettik" dediğıni anımsattı. Atatürk'ün Türklükle Müslümanlığın bir arada olabileceğini butun dünyaya kanıtladığını belirten Ecevit, "Bu birlikteügi sürdünnek için kutsal ittifaklara gerek yoktur. Laik ve milliyetçi olmak yeterlidir" dedi. DSP'nin siyasetinin inanç ve kültür çeşitliliğini uzlaştınp kayraştırmak olduğunu savunan Ecevit, "Milliyetçiliği ve Müslümanlığı bir parti içindeki bir hizbin tekelindeymiş gibi göstermeye kalkısmanın yararı Ecevit dün Erzincan'da yaptığı konuşmada, "Türk halkı solu iktidara getiryoktur" biçiminde konuştu. meye hazırdır" dedi. ANKARA'dan YALÇIN DOGAN 'Nadide Bir Ayı'nın Önlenemez İhracatı İsviçre'nin Ankara Büyükelcisi iki elini yana açarak, "Haydi bize bir jest yapın" diyor ve ardından ekliyor: "Neden bu kadar bürokrasi var anlamıyorum, ne olur sankl bize şu ayıyı versenlz... İster I hraç edln, Ister hibe edln, nasıl edersenlzedln, ama bu ayıyı llle bize verinl". Şu durgun yaz günlerinde başkent burokrasisini harekete geçıren, birkaç bakanlık arasında trafiğin yoğunlaşmasına neden olan ilginç bir olayyaşanıyor.lhracattebliğleriincedeninceye araştınlıyor, diplomatlar en nazik "jestlertnl" arkaarkayasıralıyor.ormancılaryabancıoldukları bir kültürün kapısını aralıyor ve herkes kollarını sıvamış "isvlçre'yeyardım" kampanyasına katılıyor. Uzun yıllardır Muğla çevresin Uzun yıllardır Muğla de bir İsviçreli çevresinde bir hanım yaşıyor. İsviçreli hanım yaşıyor. Artık Türkleşmiş olan hanım, "a Muğla ormanlannda navatanı ner dolaşırken bir gün bir deyse Türkiye" ayı yavrusuna rastlıyor. yi seçiyor Muğ AV İsviçreli hanımdan, lanmormanlann Isviçrelimadam, ayıdan da dolaşırken bir hoşlanıyor. Ayı gün bir ayı yavru büyüdükçe masraflan suna rastlıyor. Ayı artıyor. İsviçreli İsviçreli hanım hanım da ayıyı dan, İsviçreli ma ülkesine götürmek dam ayıdan hoş için böyükelçiliği lanıyor. Ayı yavru kanalıyla Türk sunu madam evi Dışişleri'ne ne taşıyor. Ayı iyi beslendikçe.ser başvunıyor. Şimdi pilip büyüyor. Orman Bakanlığı ile Büyüdükçe bir or Dışişleri arasında manın kenarında ormancılann verdiği oturan madamı 'nadide ayı'nın ihraç tehlikelerden ko yolları aranıyor. ruyor. Aradan birkaç yıl geçiyor. Ayı iyiden iyiye büyüyor ve artık "masraflan arttığı ve besleme güçlüğü" doğduğu için İsviçreli hanım ayıyı kendı ülkesinegöndermekistiyor. Hanım İsviçreliya, İsviçre'nin başkentı Bern'in sembolü ayı. Işte, bu bağlantıyia madam kendı ülkesine bir katkıda bulunmak istiyor. Bu amaçla Ankara'daki isviçre Büyüketçiliği'ne başvuruyor. Büyükelçılik harekete geçiyor. önce Dışişleri Bakanlığı'na yazı yazılıyor. Yazı yazmakyetmıyor, büyükelçi Dışişleri Bakanlığı'na bir özel ziyarette bulunarak "ayının ülkesine gönderilmesl" iznini istiyor. Dışişleri Bakanlığı düşünüyor. Kolay mı ayıyı İsviçre'yegöndermek?..önceTarım, Orman ve Köyişleri Bakanlığı'na soruluyor. Orman Bakanlığı "ayıdan anlayan özel elemanlarım" Muğla'yagöndenyor. Herkes bilıyor kı, ayıdan en iyi anlayan Orman Bakanlığı elemanlandır. Nitekim, Orman Bakanlığı elemanlan edindikleri bilgilerin ışığında bu konuda deneyimli olduklarını bir kez daha kanıtlıyor ve kimseyı yanıltmıyor. Gidip ayıyı uzun uzun inceliyor ve bir de bakıyortar ki, "Bu ayı başka ayı". Bu ayı bir "nadide" ayı. Eşine ender rastlanan ayılardan biri. Eh, Orman Bakanlığı elemanlan da y nadi DEMİREL 3 GÜNLÜKİZMİR GEZÎSlNİDEGERLENDİRDİ DYP birinci parti olmaya yakın Süleyman Demirel, "Vatandaş açım diyor, bir somun ekmeğe muhtacım diyor. Aşırı sıcaklara rağmen bize gösterilen ilgi her şeyi açıkça ortaya koyuyor. DYP birinci parti olmaya en yakın parti" dedi. tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, üç gün süren Izmir gezisinden sonra yaptığı değerlendirnıede, "Birinci parti olmaya en yakın parti DYP'dir" dedi. Demirel, sıcaklara rağmen vatandaşın kendisine buyük ilgi gösterdiğini söyledi. önceki gece Çeşme Paşalimanı'nda tTÜ"den arkadaşı mühendis Seraih Aygıt'ın evinde tzmirli işadamlan ile birlikte yemek yiyen Demirel, 12 temmuzda lstanbul'da, 17 temmuzda da Ankara'da yapılacak toplantılarla DYP'yi en kısa sürede birinci parti yapmanın yollarını arayacaklannı söyledi. Demirerin işadamlanyla birlikte yediği akşam yemeğinde, EBSO Başkanı Ersin Faralyalı ve EBSO meclis üyesi Şinasi Ertan'ın da bulunduğu öğrenildi. Demirel, bu yemekte politika yapmadıklannı, sadece sohbet ettiklerini söyledi. Dün saat 12.30'da Adnan Menderes Havaalam'na gelen Demirel, burada gazetecüerin sorulannı yanıtladı. Demirel, gözlemlerinin "DYP'nin birinci parti olmaya en yakın parti" izlenimi verdiğini belirterek şunlan söyledi: "Vatandaş 'açım' diyor, 'bir somun ekmeğe muhtacım' diyor. Aşın sıcaklara rağmen bize gösterilen ilgi ve meydanlarda vatandaşlann dertlerini duyurmak için bagırmalan her şeyi açıkça ortaya koyuyor. Bu sıcaklara ben de dayanamadım ve konuşmalanraı kısa tutmak zorunda kaldım." Demirel, DYP'nin "yaşlı" kadrolardan oluştuğu yolundaki yorumlara ilişkin bir sonıyu yanıtlarken de "E\et, kadromuzun yaşlı olduğu ileri sürülüyor, ama ilçe başkanlanmızın çoğnnun yaşı 30 civannda. Bizim siyasi sabıkamız yok" dedi. Demirel, 55 ile gönderilen heyetlerin yaptığı değerlendirmeler sonunda Ankara'da gerçekleştirilen toplantının ardından Istanbul ve tekrar Ankara'da birer toplantı daha yapılacağını söyledi. DYP lideri, bu toplantılarda ana amacm birinci parti olma sürecini en aza indirmek olduğunu sözlerine ekledi. Demirel'in Izmir gezisi sırasında güvenlik önlemleri çok sıkı idi. Gazeteciler hem DYP'den hem valilikten verilen kartlarla Demirel'i izleyebildiler. de ayıdan" iyi anlıyor doğrusu. Nedeolsa, zengin deneyleri var bu konuda. Ormancılar An kara'ya dön üyor ve'' nesli tükenmek uzere olan bir ayı İle karşı karşıya bulunduldanm" raporedıyor. Ayının "nesJltükenmekOzere", buna karşıltk İsviçreli madamın "sabn tükenmek üzere"... İsviçre'nin Ankara BüyükelçiUği iki ateş arasında. Bir yandan kendi vatandaşı bir hanım "ben artık bu ayıyı besleyemlyorum, ne becerim yetiyor ne param...'' diye feryat f igan... Öte yanda, ormancılann raporu, "Buayı nadldeayı. isviçre'ye gönderllemez"... Ne yapsın büyükelçi? Dışişleri Bakanlığı'na resmen başvuruda bulunarak "ayının, egerlstenryorsa, para karşıbğında İhraç Iznl verilmesl amacıyta" diplomatik mekanizmaları zorlamayabaşlıyor. Dışişleri Bakanlığı ile isviçre hükümeti arasında "ayı Ihracında kolaylık sağlamak" üzere resmi görüşmelere geçilıyor. Zaman zaman'' basbaşa ", zaman zaman " heyetler hallndetd'' görüşmelerin önündeki engel, ormancılann "bu ayı nadide ayı" raporu. Öyle bir rapor olmasa ayı İsviçre'ye kolaylıkla ihraç edilecek!.. Ama, değil. Bunun üzerine Dışişleri Bakanlığı Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanlığı'na başvurarak bu konuda bir toplantı öneriyor İki bakaniık yetkilileri bazen Dışişleri Bakanlığı salonlannda, bazen Orman Bakanlığı koridorlarında bir araya gelerek "ayı Ihracatını gerçeklestlrmek" amacınadönük görüş alısverişinde bulunuyor. Ancak, görülüyor ki, ayının ihracı o kadar kolay değil. En azından Dışişleri Bakanlığı ile Orman Bakanlığı aralannda anlaşmayavarsabile, konu "aldlyeticlhetlyle" HazineveDışTicaret Müsteşarlığrnı ılgilendiriyor Bu kez toplantı kapsamının biraz daha geniş tutulması ve "nadide ayı ihracı için" gerekli önlemlerın neler olabileceğinin tartışılması gündemegeliyor. Dışişleri Bakanlığı, Orman Bakanlığı veHazine Müsteşarlığıkonunun"üstdQzeyde ele alınması" kararını veriyor. İsviçre Büyükelcisi "göztemci srtatryla" toplantıya katılmak istese de "ayı ihracı bizim kendl Iç sorunumuzdur" gerekçesiyie, geri çevriliyor. İsviçre Büyükelçıliği çıkabılecek herhangi olumsuz bir kararı önlemek amacıyla, "Isterseniz hlbe edin ve Bern kentl Türkleri yıllar yılı şükranlayadetsin.lstersenlz herhangi birflyat biçln ve ayıyı bize satın'' diye tuttu'uyor. Bizimkiler ise, ıhracat tebliğlerıni harıl harıl kanştınp, "nadide bir ayının ihraç edilmeslnl mümkün kılacak maddeyl" arıyor. Üye sayısı artışında DYP önde DYP bir yılda üye sayısını yüzde 68, SHP yüzde 54, ANAP ise yüzde 11 arttırabildi. ANKARA (ANKA) Türkıye'de depolitizasyonun giderek etkinliğini kaybetmesine paralel olarak, siyasi partilerde üye statusü ile politik faaliyette bulunanlann sayısında da önemli ölçude artışlar gözleniyor. ANAP, SHP ve DYP'nin kayıtlı üye sayılannda son bir yılda yüzde 33 oranında artış gerçekleşti. En fazla üyeye &ahip olan ANAP son bir yılda üye sayısını ancak yüzde 11 oranında arttırabilirken, DYP yuzde 68, SHP ise yüzde 54 oranında artış sağladı. ANAP, SHP ve DYP tarafmdan haziran 1988 tarihi itibanyla Cumhuriyet Başsavcılığına verilen ü)^ kayıtlarıyla ilgili verilere dayanarak yapılan saptamalara göre DYP, son bir yılda kayıtlı uye sayısını yüzde 68 arttırarak 539 bin 390'dan 906 bin 327'ye çıkardı. DYP'ye 1 Ocak 30 Haziran 1988 tarihleri arasında ise 112 bin 958 kişı uye oldu. Geçen bir yıllık süre içinde 366 bin 937 kişi DYP saflarına katıldı. Son bir yıllık dönemde SHP, kayıtlı uye sayısını yüzde 54 arttırarak 531 bin 500'den 821 bin 475'e yükseltti. SHP'ye 1 ocak 30 haziran tarihleri arasında 73 bin 974 Kışi üye olurken, geçen biı yıllık süre içinde toplam 289 bin 975 kişinin parti üyeliğine kabul edildiği saptandı. ANAP ise 1.3 milyon olan üye sayısını son bir yıl içinde ancak yüzde 11 arttırabildi. ANAP, 147 bin artışla uye sayısını 1 milyon 447 bine yükseltti. Toplam uye sayısı bakımından ANAP birinci sırada yer alırken DYP ikinci, SHP ise üçüncü sırada bulunuyor. Ayıhaien Muğla'da. Birdenbire değeri arttığı k?in, "ormancılann gözetfmlnde". Türk bürokrasisi de her türlu önlemını almış durumda. Bu kadar hayali ihracatçının kol gezdiği bu memlekette, ola ki bir açiKgÖz çıkar ortaya ve bir de bakmışsınızki, "nadldeayı Bem pavyonlarındal?".. Hiçyoluyok. "Nadide ayı" önünde sonunda, nasıl olsa ihraç edilecek. "Gerekli İhraç faslı" keşfedılinceye dek, belkı bu arada Türk bürokrasisi biraz terleyecek, ama ayının ihracatı önlenemeyecek. YokönlensindeTürkisviçredostluğu şerefine kalkan kadehler mi kırılsın?.. Hacı adayları 'Mekke yolunda' tstanbul Haber Servisi Hacı adayları, kafîleler halinde yurdun çeşitli yerlerinden Mekke'ye doğru yola çıkmaya başladı. önceki gün karayolu ile hacca gidecek olan ilk kafılenin Üsküdar ve Çağlayan'dan yola çıkmasının ardından dün de Eminönü'nden kafıle hareket etti. Dün tstanbul'dan hacca gitmek ıçın sabahın erken saatlerinde Eminönü'ne gelen hacı adayları ile yakınları Unkapanı'na kadar kuyruk olan otobüslerine bindiler. Bu arada pazar günü olmasına karşın hacı adaylannın uğurlanması nedeniyle, Unkapanı ve Eminönü'nde trafik büyük ölçüde aksadı. Karaköy yönünden Eminönü'ne geçmek isteyen araçlar, Unkapanı Köprüsü uzerinde trafığin tamamıyla durması yüzünden çevre yolundan dolaşarak Atatürk Köprüsü üzerinden Edirnekapı yoluyla Eminönü'ne ulaşabildiler. v u ı « j t r ^ « # ı ı » « ' w Kursu"na katılan paraşutçüler dün Samandıra Askeri Hava Meydanı'nda düzenlenen bir törenle sertıfikalarını aldılar. İstanbul liseleri ve unıversitelennden gelen 38 bayan ve 262 erkek öğrenciden oluşan 300 kışilik grup, 18 haziran tarihinden 3 temmuza kadar Samandıra Asken Havaalam'nda 2 pilot ve 11 paraşüt öğretmem denetiminde bir paraşüt kursuna katldı. Yemek, ulaşım ve geceleme gereksınimleri THK Kadıköy Şubesi tarafından karşılanan "amatör paraşutçüler" arasından başarılı sertjfika alanlar Eskışehir Inönu'deki THK Türkkuşu kampına alınacaklar. Burada uygulanacak olan 1.5 aylık tekamul kursundan sonra isteyen paraşutçüler Türkiye Paraşüt şampıyonalarına katjlabilecekler (Fotoğraf: Tarık Ersoy) ROİflfiSfil kllFS Turic H a v a K u r u m u " Kadıköy Şubesi tarafından düzenlenen "Bölgesel Paraşüt KUTLUSARGEN DAVASI Uçüncü duruşma bugün T K P ve TÎP Genel Sekreterlerinin DGM'deki duruşmasım izlemek için 15 yabancı parlamenter, hukukçu ve politikacı Ankara'ya geliyor. ANKARA (ANKA) Türkiye Birleşik Komunist Partisi'nin (TBKP) yasal kuruluş çahşmalarını başlatmak üzere Turkiye'ye gelişlerinde tutuklanan Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Türkiye Komunist Partisi (TKP) Genel Sekreterleri Nihat Sargın ve Haydar Kullu'nun Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'ndeki üçuncu duruşması bugun yapılıyor. Duruşmada 231 sayfalık iddianamenin kalan 63 sayfalık bölumü okunacak. Nihat Sargın ve Haydar Kutlu ile birlikte tutuksuz 16 sanığın da yargılandığı davanın uçüncu duruşmasını çeşitli Avrupa ülkelerınden gelen 15 gozlemci izleyecek. Edinilen bilgiye gore, duruşmayı izlemek için Turkiye'ye gelecek yabancılar arasında, Yunanistan Adalet eski Bakanı ve PASOK Milletvekili Aleksandr Mandakis, Federal Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin Türkiye ile ilişkilerinden sorumlu bayan milletvekili Monica Dansefort, lngiltere Avukatlar Derneği Genel Sekreteri Pamela Brighton Haldane ve Barış Bolgesi Barolar Birliği temsilcileri Olivier Morice ile Jean Pierre Choqur de yer alıyor. Bu arada, Alman Sosyal Demokrat Milletvekili Monica Dansefort'un Adalet Bakanlığı ve TBMM Başkanlığı'na Kutlu Sargın duruşmasına ilıskin baş\urularda bulunacağı öğrenildi. Bir <snre önce Turkiye'ye gelerek Başbakan Özal'la sendikal haklar ve 1 Mayıs konusunda tartışan Dansefort'un, bu kez SHP ve Turkİş yönetimiyle görüşeceği, yarın bir basın toplantısı duzenleyeceğı belirtiliyor. Federal Almanya"dan: Monica Dansefort (SPD'nin Türkiye ile ilişkilerinden sorumlu milletvekili. Danimarka'dan: Eric Sıesby (hukuk profesörü, Paris'teki Turkıye'nın Dostları Girişiminde Duşunce ve Örgütlenme Ozgurlüğu Komisyonu Raportoru). Fransa1 dan: Jean Pierre Choqur (hukukçu Barış \e Bolge Barolar Birliği ile Manterre Barosu temsilcisi), Christian Ranth (avukat), Michel Coste (avukat, Fransa Avukatlar Sendikası temsilcisi). Ingiltere'den: Pamela Brighton Haldane (hukukçu, Avukatlar Derneği Genel Sekreteri), Yunanistan'dan: Aleksandr Mandakis (Adalet eski Bakanı, PASOK milletvekili). Yahulis Nikos (Preveze Belediye Başkanı), Skinan Todoros, Felios Sotiris, Kulis Vangelıs, Baksinos Dimitros, Hristodlopula Anastasia ve Yanis Dusetis (Atına Barosu temsilcisi 6 a\ukat). IZMIR'den HİKMET ÇETİHKAYA 'Çare Biziz...' İZMİR DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, "ekonomiyi nasıl düzeiteceksiniz?" diyenlere yanıt veriyor: "Çare biziz." Demirel'in, işçilerin "bu asgari ücretle nasıl geçiniriz?" sorusuna verdiği yanıt da aynı: "Çare biziz." Konuşmasını sürdürüyor Demirel: Küçük Menderes Vadisi'nde susuz 300 kılo, 400 kilo pamuk veren topraklarda ekip biçen adam yandım' diye bağırıyorsa, daha ne olsun? Bu az şey değil ki. Sonra ben çareyı söyiüyorum. Farz et ki ben çareyi bilmıyorum. Benim çareyı bılmemem, bu hadiseyi ortadan kaldırır mı? Buna akıl yatar mı? Bir bilen vardır. Evvela bu işin kötü olduğuna karar vermek lazım. Ondan sonra bileni aramak lazım. Ben de çareyi bıliyorum. Üreticilerin sorunlannı çok iyi gözlüyor Demirel. Acaba işçıler hakkında ne düşünüyor? DYP örgütü, eski Adalet Partisı il başkanlanndan Mehmet Karaoğlu'nun fabrikasında olup bitenleri Süleyman Demırel'e aktardı mı? Şimdilerde torun Mehmet Karaoğlu'nun yönettiği fabrıkada acaba neler oluyor bir bakalım... Karaoğlu fabrıkası bir süre önce iflas bayrağını çekmiş ve kapatılmıştı. Mehmet Karaoğlu, iki yıl önce kapatılan fabrikayı bir süre önce sessiz sedasız yeniden açtı. İki yıl önce işten çıkardtğı 550 işçinin, 157'sini yeniden işe aldı. Ama nasıl? İki yıl önce ayda yüz bin lira alan işçiye, şimdi haftada 13 bin 500 lira ödeyerek. Yanı ayda 54 bin lira ücretle. Bu iş nasıl olur demeyin. Burası Türkiye. İşçinin emeği sudan ucuz. Karaoğlu ışvereni, "isterseniz çalışırsınız" diyor. İki yıldır işsiz gezen 550 işçiden, 157'si durumu öğrenince hemen fabrikaya koştular. Ayda 54 bin lira ücretle çalışmaya hazır olduklarını söylediler. İşveren önce durdu ve düşündü: Sakın ola sonradan direniş filan yapmaya kalkışmayın. İşçiler şaşırdılar. Kimileri "niye yapacakmışız?" dediler. İşveren, "sıze güven olmaz" yanıtını verıp ekledi: Bizim yaptığımız iş yasaldır. İsteyen gelir çalışır. Sonra ücretimiz az diyerek karşımıza çıkmayın. Şimdi olayın iki yıl öncesine doru gıdelım. Karaoğlu fabrikası iki yıl önce işçilerin kıdem tazminatlarını ödemeden fabrikayı kapatmıştı. jşçiler Türkİş'e bağlı Türk Metatİş Sendikası'na üyeydiler. Beş kuruşsuz kapı önüne bırakılan işçiler çaresiz sendikaya sığındılar. İşveren, sendikaya, "ben bu tazminatı öderim" diyordu. Ama geçen süre içinde bir türtü ödemiyordu. Kapı önüne bırakılan işçiler, yaşamlarını sürdürmek için ne yapacaklardı? Aralannda emekliligine bir iki yıl kalmış olanlar vardı. 18 yıl Karaoğlu fabrikasında çalışıp şimdi bir başka işe girmek elbet zor olacaktı. Bu yüzden "fabrika belki bir gün açılır" diyerek çoğunluğu pazarcılık, boyacılık, şoförlük yapmaya başladı. Evet 550 işçi kıdem tazminatlarını almadan ışsiz kalıyorlardı iki yıl önce. Toplam tazminatları 750 milyon tutuyor, faizlerıyle bu sayı 1.5 milyar liraya ulaşıyordu. Sendika avukatları bugüne değin bu parayı almak ıçın bir uğraş göstermiyorlardı. Bunun için işçiler ayrı avukat tutmak zorunda kalıyorlardı. Sendika avukatlarının bu konudaki görüşü şöyleydi 17 aytık süre içinde tüm isçileri kapsayan alacak davası açılmadığından faizlerinı alamama durumuyla karşı karşıya bırakıldılar. Sendika, işverenin borcunu 750 milyon lira olarak açıklıyor. Oysa işçi alacağı faizlerle birlikte 1.5 milyan buiuyor. Karaoğlu fabrıkası işvereni Mehmet Karaoğlu, sürekli zarar ettiklerini söylüyor. Karaoğlu sömürü sözcüğünü "iğrenç" olarak nitelendirip şöyle diyor: İstıyorlarsa fabrikayı, işçi arkadaşlara devredeyim. Gelsinler çalıştırsınlar. Son söz, işçi avukatları Hasan Öztürk ve Taihir Kalyoncu'nun. Onlar da olaya şu yaklaşımı getiriyorlar: İki yıl içinde yapılan tüm hileli işlemlerin ıptali için dava açıyoruz. Faizleri işverenden alamazsak, bu kez sendikayı dava edeceğiz. Sendika işçilerin yanında yer almazsa, işçilerimizin de söylediği gibi onları 'işçi satan kişiler' olarak ilan edeceğiz. Şu anda Karaoğlu fabrikası 150 işçiyle üretiminı sürdürüyor. İşçiler kıdem tazminatlarını alacakları günü sabırsızlıkla bekliyorlar. İşçılere geçit olmadığını bildikları halde... Oksay: Devlet cami ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Devlet Bakanı Kâzıın Oksay konuşmalarını "Icraatın Manevi ve Ekonomik Cephesi" adlı kitapta topladı. Ok^ay, "Tiirkiye Cumhuriyeti Devleti bugun baraj yapar gibi Kuran kursu, cami ve dini tesisler kurmaktadır" dedi. Devlet Bakanı Oksay, 365 sayfalık kitabında bakanlığı sırasmda yaptığı çeşitli konuşmalara yer verdi. Bakanlık görevine başlarken Diyanet tşleri Başkanlığı'na gönderdiği mesaj ile başlayan kitaptaki bir konuşmasında Oksay, "Yeni yetişen gençlerimize ve insanlanmıza milli kültür, vatan, millet, bayrak, cumhuriyet ve iıısan sevgisini mutlaka hâkim kılmalıyız. Ülkemizin parlak gelecegi ve uısanlanmızın mutluluğu buna bağlıdır" goruşunü savundu. BUYUK ACIMIZ Merhum Mehmet AIi ve Süheyla Türe'nin oğulları, Nil, Pınar ve Ayşe'nin biricik babaları, Ali Doğan'm sevgili kayınpederi, Aysun'un sevgili eşi, Necla, Emel ve Aysel'in kardeşleri Yiiksek Mimar M. ATİLLA TÜRE ani bir kalp krizi sonunda genç yaşta aramızdan ayrılmıştır. Cenazesi 4 Temmuz 1988 pazartesi günü (bugün) Şişli Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. AİLESİ Not: Çelenk gönderilmemesi, arzu edenlerin T.E.V'ye bağışta bulunmaları rıca olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle