23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 NÎSAN 1988 KÜLTÜR YAŞAM PİKNİK PtYALE MADRA L' BEMİMLE T0PUK1IBUB CUMHURİYET/5 Duygunıın dîli çok önemli MÜRŞİT BALABANLHAR Elimizde bir posta adresı ve telefonda yapüan tarif üzre gazetenin arabasıyla Levent'in daracık sokaklanna girdiğimizde, "Yanuş gddik galiba" diye düşunurken, küçük bahçesi mavi parmaklıklarla çevrili beyaz evi görünce, Küitür Servisi'nden arkadaşım Lale Filoglu ve ben "Tamam burası, inelim" dedik aynı anda. Hafîf muzikte başkalanndan nasü aynlryorsa, evi de öylece aynlmıştı sokaktaki diğer evlerden. Biraz sonra sohbete başladığımızda, "BodrunTu hatırtatıyor bana, seviyonım bu renlderi" diyecekti. 1974'te "Haydi şansıra" deyıp, okulsuz hafıf müzik arenasına girdiğinde ne kadar şanssız olduğunu kısa sürede anlamıştı Sezen Aksu. Kendısinin de ılk plagı olarak görmek istedigi "Yasanmamış Ytllar"dan sonra ise şansı döndu. Bu plağı ve sonrasını biliyorum, soruyorum. "Neler yaşamadım, •eier yapmadım ki" diyor. Plaklar, müzikaller, konserler, Lak Lak Dergisi'nde "Serceden al haberi" yanlan ve evlilikler. Ama yanlış, ama doğru, yaşanmış yıllar... "Şaria söylemek, insanın konuşma fonksiyonu gibi çok dogal bir şey" diyor. "Yalnızca, biraz guzel bir sese sahip olmak. sesi daha lezzetli, daha etkili kılmayı, bütün yan annonikleriyle biriikte çıkarmayı sağlayan araç gerecleri bilmek meselesi." Türk müziği eğıtimi var, bu egitimi alan sanatçılar da var (Sezen Aksu da bunlardan biri), halk müziği eğitimi var, opera, şan tekniği var.... "Hafif müzigin oknlu yok. Bildigim kadanyla sadece Nükhet Ruacan Amerika'da okulunu bitirdi bunun. Dolayısıyla ben, okuInnda çok kısa surede ogretilebilecek bir şeyi, arayarak, Amerika'yı yeniden keşfeder gibiuzun surede bulabildim." tlk şarkılarında "dunı" bir sesi vardı Sezen Aksu'nun. Sonralan bir "renk" değişikliğine uğradı. Aldığı Türk muziği eğitiminin etkilerini konuşuyoruz bir süre. "Benim geniş bir sesim var, volümlü bir sesim var" diyor. "lsi iyi bilen birinin ısık tutma Son olarak "Sezen Aksu 88" kasetiniyayımlayan Sezen Aksu: \ yaşı... Nedir bilemiyonım, ama duyganun dili çok önemli galiba." Geçen yıl Neslihan Yargıcı ile biriikte Tarabya'da özel programlar yaprruştı Sezen Aksu. "Duygunun dili" gerçekten de önemliydi. Onu dirüemeye gelen insanlar vardı. Seçilmiş ve içine zerafet konulmuş bir mekân yaratılmıştı. Masa örtülerinden tabak, bardak, kadehe kadar Yargıcı ile biriikte karar vermişlerdi. "Ev gibi bir mekfinda verilen hoş, sıcak bir davetti o programlar. Genellikle kabare tünınde şarkılar soylüyorum oralarda. Bir anlamda ekonomik, bir anlamda benim de tat alabilecegim bir yer. Bu mayısta yine yapacağiz. Gazinolara uyum saglayamıyonım. Belki benim sağlıksızlıgımdandır, oralan reddetmiyorum, ama uyum sağlayamıyonıra. Bir de burada bana kimse 'sabneden in" demiyor. 'Hatim indirmek' (dostlan boyle söylüyormuş) serbest yani. Geçen yıl 11'de çılup 3'te sahneden indigim gıin oldu. Bir eşiğim var benim, ondan sonra herhalde uçuyorum." Bir ara kapı calınrvor. Asit (Oğlu Mithat Can'ın evdeki ismi) ve onun piyano dersi arkadaşı, Aksu'nun vokalisti Aşkım giriyor içeriye. Konu onlara geliyor, "Ben 'Çaylak'ken (kendisi için yaptığı tariflerden biri de bu.)Askım ve Harun'un (vokalisti) donanımına sahip degildim. tkisinin de mutbiş Charme'ı var. Algılamalan, yorumculuklan, artistlikleri hakikaten çok ozeffikli. lşin dektrigi bu ve bunu geçirmesini biliyorlar. Size produksiyonuna başladığımız bir parçayı dinletmek isıiyorum" diyor. El örgusu peıdeler, beyaz iş örtuler ve bıtpazarından alınmış "şık" eşyalarla suslenmiş evin başka bir bölümüne geçiyonız. Dinlerken "llginç bir ses degil m i ? " diye soruyor. "Müthiş tahat bir tenor." "İleride kendi üretimim azaldı{ı, bittiği ya da eski etkîsini yaralmadığı noktada çok saghksız bir şe> çıkabilir ortaya. Onun için şimdiden uretimimi o alana kaydırmak niyetindeyim. Çok ozellikli gençleri yakalamak istiyorum. Şarkıcılıkla ilgili ne ogrendiysem 4 yıldır Aşkım ve Harun'a aktanyonım. Ben ne berbattım 17 yaşında!" KİM KİME DUM DUMA BEiıiç AK ŞİİRLE ŞMKMIN 6PÖŞMESİ Sezen Aksu çoğu şarkısının sözlennı kendısı yazıyor "Çok sevdığım şıırter var, ama uzak duruyorum" diyor Aksu 'Ştınn kendı muzığıyle, yaptığımız şarkıyı buluşturamazsak, yanı öpuşme olmazsa olmaz. Bunu pek azında sağlayabtlıyoruz (Fotoğraf Lale Fıloğlu) SJ çok degiştiriyor insanı. Altı yıl önce Onno'yla (Tunç) çalışmaya başladığımızda, gayct nazikçe bana "Boyle şarkı soylenmez' dedi. Sesin kendi yan sesleriyle biriikte bu boşlugu (yüzünu, sinüs boşluklannm bulunduğu yeri gösteriyor) deferieodirip devreye sokunca bugunku sesimi yakaladım. İlk yakaladıgım gun dehşete kapıldık. Kendi sesimi tanıyamadım. Burada (yıne yuzunü gostenyor) o ses rezonans yapınca, başım döndu. Sooralan yine, yine degiştirrae>e çalışbk. Sonu yok yani..." Kendinı, profesyonel muzisyen, amatör söz yazarı olarak görse de çoğu şarkısının sözlerini kendisı yazıyor Sezen Aksu. "Çok sevdigim şiirler var, ama uzak doruyorum" diyor. "Nedeni de şu: Biz şiirin kendi miıziğiyle yapbğımız şarkıyı buluşturamazsak, yani öpusme olmazsa olmaz. Pek azında bunu sağlayabiliyonız." Son kasetinizde Metin Altıok'un "Kavaklar" adh şıın var dıyorum. "Dogrusu biz onun ulaşacağıtıı hiç tahmin etmcmiştik. Son TV programından sonra dinleyicimden gelen de 'Kataklar' agırlıklı. Bütun iıtsanlara şarkı söyluyorum ben. künlere ulaşıyor, formasyonu nedir, bilgisi, elbisesi. HIZLI GAZETECİ \ECDET ŞEX GEMİ LİMANPA 3 &ı/N KALACAK İLK . İKINO V£ UÇ'VNCU ZÛ&ÎTL£RL£ KARAÇİ JuR'JNA CJ^L O MAKİMALAfil 3RA Ç İ Z G İ L İ K KÂMİL M.4SARAC1 AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GOKHAS İ m 7 2 l G ü h e r ^ S u h e r P e t ü n e l toröeş'e'. 21 twm kenbnde 23 tonsen kapsayan maraton turnelennı tamamladılar Tume sıI l l l l c a ^ , ^ 3 Leonard Bemstem'ın kendılen ıçın ozel olarak ıkı piyano ve vurmalı çakjılar ıçın duzenlediği "West Sıde Storyden mülhem "Senfonık Danslan" seslendıren ve tanıtan Guher (solda) ve Suher (sağda) PekıneHer turnenın tlk duraklanndan Kuln'de hayranlanna ımza da verdiler n îçîmizdeki Şeytarf Yunancaya çevrîldi Knltür Servisi SabahatUn Ali'nin üç romarundan biri olan ve Türkiye'de ilk kez 1940 yüında yayımlanan "tçimizdeki Şeytan", ilk kez Yunancaya çevrildi ve Oceanida Yayınevi tarafından yayımlandı. Türkçeden Yunancaya Panayot Abacı tarafından çevrilen, "İçimizdeki Şeytan" üç bin adet basıldı. Yunan dilindeki ilk Sabahattin Ali çevirisi, kuşe kâğıda basıldı ve 242 sayfa olarak yayımlandı. "Içimizdeki Şeytan", Sabahattin Ali'nin "Kuyucaklı YusuF' ve "Kttrk Mantolu Madonna'yla Hareket Köşkü'nde hareket Dolmabahçe Sarayı 1. Hareket Köşkü'nde son açılan sergilerden biri de Max Liebermann, Max Slevogt ve Lovis Corint'in basma grafıklerini içeriyordu. Saraylarımızın mimari değeri, görsel ve belgesel nitelikli malzemelerle bütünleşüğinde bu yapıların yeni bir boyut kazandığını; tarih, doğa ve sanet ilişkisinin de o ölçüde vurgulandığmı gozlüyoruz. OĞUZ SOYDAN Uluslararası nitelikli yabancı sanatçılann sergi ortamı olarak yeni bir boyut kazanan Dolmabahçe Sarayı 1. Hareket Köşkü'nde Turk Alman Kültur Enstitusu ve tstanbul Resim ve Heykel Muzesinin ortaklaşa duzeniediklen Max Liebermann, Max Slevogt ve Lovis Corinth'in basmagrafıklerini içeren sergi, Alman izlenimciliğinin geçmişi ile geleceği arasında köprü oluşturmak açısından ilginçti. Corinth'in baskı grafiği çahşmalannda peyzajlar, Liebermann Slevogt ile karşılastınlamayacak kadar fazla. Peyzaj çalışmalan ancak sanatçının olgunluk dönemi eserlerinde, diğer çalışmaların yanında gelişmesini bitirebilmiş, sonra da onları geride bırakmış. Başlangıçta b a a çalışmalan Corinth'in dinlenmek için seçtiği yerlerle, ozellikle Mecklenburg'la bağıntıh olmuş. Sonralan sanatçının gezdiği >erler mekânsal olarak daralmış. \Valchsensee kıyısındaki Urfeld'de \orgun bir eün eseri olan ofort çalışmaJarının yanı sıra hafif ve saydam görunen taşbaskı eserler de yaratmış. Berlin Hayvanat Bahçesı'nden sonra Berlin şehir merkezinden manzaralan içeren taşbaskı çalışmalan, mimari ve heykeller sanatçının anlayışında butunleşiyor. Corinth'in öz portre çalışmalan da birer belge niteliğinde. Taşbaskı ve ofort teknikleriyle yapılan öz portreieri, karakalem ve yağlıboya ile yapılanların yanında kendı özellikleriyle yer alıyor. Max Liebermann, Alman edebiyatının en iyı orneklerini çok iyi tanıdığını ve onlardan fazlasıyla etkilendığini ortaya koyuyor. SanatŞAHA KALKAN ATLAR Dolmabahçe Sarayı 1 Hareket Köşkü'nde son olarak duzenlenen sergıde Alman sanatcı Max Lıebermann'ın (18471933) "Saha Kalkan Atlar" adlı tasbaskısı da ver alıyordu. Lıebermann'ın "Saha Kalkan Atlar' 1 1910 lanhli. çı, illustrasyonlannda yaşadjğı çağdan yararlanmış. Çevresındekı ınsanları okuduğu şeylerle kapbyor ve anlayışıyla edebiyata canlılık kazandırmayı hedefliyor. Max Slevogt, birçok sanatçının kitap resimleri hazırlamalarına destek vermiş. Belirgin özelliği 1914'te savaşm içine doğrudan girmek için sanatçı olarak cepheye gitmesi. Paul Casskrer ve Leo Hestenber'in tasarladıklan ve özgun grafik çalışmalarını içeren bir dergiye katünuş. Slevogt, bir bolümunü sonradan "Tarih" adlı albume aldığı taşbaskı çalışmalan yapmış. Lovis Corinth, geçirdiği ve kendisini ölümün eşiğinden dönduren hastalıktan sonra yaşadıklarını grafikle canlandırmaya çalışmış, eserlerinde yaşadığı sarsıntının şiddet'i etkileri gözlenıyor. Ancak sanatçının yaratıcılığı yoğunluğunu kaybetmemiş, tersine artmış. Işledıği motifler değişmemiş, ancak araknndaki ilişki farklılaşmış. Corinth'in baskı grafiği çalışmalarında peyzajlar, Liebermann ve Slevogfla karşılastınlamayacak kadar fazla. Tarihi mirasımızın önemli kesitini oluşturan saraylanmızın mimari değeri, görsel ve belgesel nitelikli malzemelerle bütünleştığinde bu yapıların yeni bir boyut kazandığım; tarih, doğa ve sanat ilişkisinin de o ölçüde vurgulandığını gozlüyoruz. TARİHTE BUGÜN MÜMIAZ ARIKAS 3 Nisan 13Z4'TE 8U6ÜN,ÜMLÜ AMER/MU S/NEAAA OYUUCUSU MAR.L0N g/SAMDO DOĞMUŞTU • İÜSİMÇ KlÇıLlSl DAHA ıtKKAtA AKAPGMiYf TE&tçEfrtF*, AtC&TTUHŞTİ !. UNLÛ 14C7OGS~ P&SS ALAA/ 8&4A/DO, OOĞALCI , İLBRDE tZ£N&ı ST~lLıMl 'AZZU mAAAUAYf" IIS BıfiD&J YIL19S4'TE "R(HT7MLAI£. OYÜHCU OSCAM'lNt ALul. KALAN 6/SANOO, "&4SA" EfjioeM çKş EAfDGIS. GASTtAfJAN Y£rEM£&JyLe $ YAPMAAAASI MEOENİVLE ÇÇ, ALJŞILMIŞ KAUPLARIN DfŞfNDA.. P/lAAirLS yApM/ç ve 2. osote VA// AUAISTJ. 8£A*JOO, PAIMA ZJRVEPE KALMIÇTlfZ 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 3 ıMsan 1938 193S198S biriikte üç romanından biri. "lçimizdeki Şeytan", aydının iç hesaplaşması niteliğinde bir roman. Sabahattin Ali bu romanında, Ikinci EHinya Savaşı öncesi tstanbul'unda üniversite ve sanat çevrelerindeki aydınlar arası tartışmaları, değişik düşunce akımlarını sergilemiş ve böylece bireysel gerçeklikle toplumsal gerçekliğin bir bileşimini ortaya koymuştu. Yunanistan'daki Oceanida Yayınevi, önumıizdcki aylarda Orhan Pamuk'un son romanı "Beyaz Kale"yi de yayımlayacak. sıhhati için dua edilen bu ayinde bütün Bursa Musevileri hazır bulunmuşlardır. Cemaat reisi avukat Kemal Ankara 2 (Teiefonla) Levent bir nutuk söylemiştır. Bursa 2 (Teiefonla) Ataturkün rahatsızlığı Bu nutku Ataturkün sıhhati tstanbul, tzmir, Adana ve haberleri üzerine, şehrimızdeki için beliğ bir dua takib etmiştır. diğer şehırlerdeki Türkkuşu butun teşekküller ve Parti talebelehnin uçuş talimleri için idare heyetlerı Halk Partisinde merkezden tayyarelerle toplanmışlardır. Sıhhatlerinin talebeler gondenlmektedır. duzelmesinden mutevetlıt Dün Adanaya ıki tayyarelik sevinçlerınin Buyuk Öndere Evvelkı gece Maksım bir Türkkuşu fılosu hareket bildirilmesıne karar verilmiş salonlannda ve Rektor Cemıl etmiştir. Bu sabahta ve Parti başkanı bir telgraf Bılselin huzurile verilen başoğretmen Sabiha Gökçen çekmişıir. Hukuk Fakültesi gecesi çok îzmıre gitmek uzere tayyaresıle Bursa Musevı cemaatı da bir parlak olmuş, sabaha kadar Ankaradan hareket etti ve dını ayin yapmıştır. Atatürkun nezih şekilde eğlenilmistir. uçuş meydanmda uğurlandı. Ulu Önderin sıhhatleri Sabiha Gökçen tzmire gidiyor Fakat havamn muhalefetmden ve esasen acil bir vaziyette olmadığından dolayı Sabiha Gökçenm idare ettiğı filo Eskişehirde kalmıştır. Değerli tayyarecimiz yarın Sabah tzmire hareket edecektir. Hukuk fakültesi gecesi ÎLAN İSKENDERUN 1. İCRA VE İFLAS MEMURLUĞU'NDAN Dosya No: 987/2903 Atatürk Bulvarı Besen Apartmanı No: 73 adresinde faaliyetini sürdüren Besen Pazarlama A.Ş.'nin 29.5.1987 günü saat 09.30'da iflasına tskenderun 1. Asliye Hukuk Ticaret Mahkemesı'nin 25.9.1987 gün ve 1983/498 esas ve 987/740 sayılı karan ile karar verilerek ilamın infazına memuriyetimizce başlanmıştır. Keyfiyetin t.t.K.'nunun 166'na maddeu gereğince Uaruna ve raUflis şirketten alacakblara tebliğen ilan olunuı. 15.3.1988 Basın: 16060 ÎLAN KONYA 2. ASLtYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Konya Beyşehir cad. Okul karşısı No: 44'te Bulbul Ticaret unvanı ile elektrikli ev aletleri satıcısı olarak faaliyet gösteren Davacı lsmaıl Bülbül tarafından teklif olunan Konkordatoya ilişkin telebin mahkememizce 18.3.1988 tarih ve 1988/4199 sayılı kararla kabul ve tasdikine karar verildiği l.l.K.nunun 300. maddesi uyannca ilan olunur. ,.,,* Basın:16147
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle