Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 MART 1988 HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/13 (Bajtarafi 1. Sayfada) çok işyerinde kendini belli etmeye başlamıştır. Pazarda fıleyi doldurmaktan, mutfakta tencereyi kaynatmaktan sorumlu olanların baskısı hissedilmektedir. Dipten gelen dalgaya karşı ne iktidar, ne de muhalefet kayıtsız kalabilir. Nitekim muhalefet partileri bu konuda silkelenmeye ve eytem yolları aramaya yönelmişlerdir. Turkiş yönetiminde de kıpırdantş uç vermektedir. Oyle anlaşılıyor ki tabandan gelen baskılara artık dayanamayacaklarını anlayan konfederasyon yöneticileri, sonunda bir şeyler yapmanın gereğini kavramış gözükmektedirter. Turkİş Başkanlar Kurulu'nda birbiri ardından alınmış olan eylem karariarı, gerek içerikleri gerekse koşullan açısından son derece ilginçtir. Her ne kadar kamuoyu, Türkİş'in eylem kararlarının daha sonra kâğıt üstünde kalmasına alışıksa da, son kararların belirli ölçülerde uygulanması bile çok etkili sonuçlar doğurabilecektir. Türkİş Başkanı Şevket Yılmaz'ın, Başkanlar Kurulu'ndaki şu sozleri dikkat çekicidir: "Demokrasinin ve endüstriyel ilişkiler sisteminin sağlıklı işlemediği, sağlıklı işlemesinin engellendiği her toplumda yaşanan ve görülen tablo, hızla yurdumuzda da egemen olmaya namzettir. Boyle bir sonucun sorumlusunun asla işçiler ve İşçi örgütteri olmayacağı bilinmelidir?' Enflasyon ve hayat pahalılığı, gerçek ücretleri sürekli aşındırırken işçinin yoksullaşma sürecini de hızlandırmıştır. Tabanın baskısı sendika yönetimlerini sıkıştırmaktadır. Bıçağın kemiğe dayandığı söylenebilir ve yakın gelecekte umulmadık tırmanışlara tanık otunabtlir. Sayın özal, "Davos ruhu"r,un etkisinden kendisini sıyırabılip acaba bu gerçekieri görebilecek mi? Ziraat Bankası'nın batık kredileri 150 milyar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ziraat Bankası'nın tahsili gecikmiş alacakları (batık krediler) loplamının 150 milyar liraya ulaştığı bildirildi. Bankanin sadece 14 fırma üzerinde toplam 53 milyar lira donuk kredi alacağı var. Donuk kredilerin bir kısmının usulsüz olarak açıldığı gerekçesiyle Genel Müdür Yardımcısı Sadık Kutlu'nun da aralannda bulunduğu bankanin bazı üst düzey yöneticilerinin mahkemeye verildiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, bankalar yeminli murakıplannın Ziraat Bankası ile ilgili olarak yaptığı denetimler sırasında donuk kredilerin bir bölümünün "usulsüz" olarak açıldığı belirlendi. Yeminü murakıplar kurulunun Başbakan Yardımcılığı'na sunduğu rapor üzerine Erdoğan Demirören'e ait Mou>par Tırmasına açılan 3 milyar 300 milyon liralık usulsü/ kredi nedeniyle Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sadık Kutlu, Ticari Krediler Müdürü Kazım Budak, Müdür Yardımcısı Seydi Özcan hakkında soruşturma açılması istendi. Bunun üzerine söz konusu kişilerin mahkemeye verildikleri öğrenildi. j Yüksek Denetleme Kurulu ve ban kalar yeminü murakıplarınca hazırlanan raporlara göre Ziraaı Bankası'nın dotr.ık kredi alacaklarının başlıcalan şöyîe: 1. Altınmekik A.Ş: Firmaya çeşitli tarihlerde açılan krediler geri dönmeyince 279.3 milyon liralık kredi 1985 yılı sonunda tasfiye olunacak alacaklar hesabına geçirildi. 2. Wai Motor Sasayil A.Ş: Batık durumdaki Vv'at Elektromekanik Ci hazlar ve Motor Sanayii A.Ş'ye kullandınlan toplam 697 milyon lira tutanndaki krediden umıl kesildi. 3. Translürk HoMing: Holdinge çeşitli tarihlerde açılan ve geri dönmeyen krediler toplamı 1985 yılı sonunda 860 milyon liraya ulaştı. Bu kredi, yüzde 30 basit faizle yeni bir odeme planına bağlandı. 4. Berdan Tekstil: Firma üzerindeki tahsili gecikmiş alacak tutan 9 milyar liraya ulaştı. 5. Tnıva Deri: 1 Eylül 1986 tarihi itibarıyla rırmanın yasal takibe alınan borçlan toplamı 4 milyar 609 milyon liraya ulaştı. Bankanin firma üzerindeki toplam ipoteği ise 2.7 milyar lira. 6. Mahir Turan: Mahir Turan firmasına kullandırılan 3 milyar liralık kredi de suresı içinde geri dönmedi. 7. Bahattin Gören: Firmadan tahsil edilemeyen banka alacağı toplamı faiz hariç 954 milyon liraya ulaştı. 8. Asil Çelik: Şirkete çeşitli tarihlerde açılan ve geri dönmeyen krediler toplamı faiz hariç 12.5 milyar liraya ulaştı. 9. Akpınar Zirai Aletler Firması: Firma üzerindeki tahsil edilemeyen banka alacağı toplamı, faiz hariç 854 milyon lirayı buldu. 10. Gönen Gıda: Firma Üzerindeki 3 milyar liralık tahsili gecikmiş alacak konusunda da herhangi bir gelişme sağlanamadı. (Baştarafi 1. Sayfada) gulamaya konulacak olan yer.i tedavi ücreti tarifesi ile her türlü poliklinikte 3 bin liraalınacak. Bunun yanında dört kişilik odanın yatak ücreti de 10 hin lira oldu. Üniversite hastanelerine 1987 yılı ekim ayında yapılan zamdan sonra geçen şubat ayı başında bir ücret artışı daha yapıldı. En son mart ayı başında Saglık ve Sosyal Yardım Bakanı Bülent Akarcah'nın onayı ile yayımlanan ücret tarifesinde yapılan artı Hastalara zatn darbesi şın ise daha öncekilerden fazla oldu#u dikkaıi çekti. Tıp fakültelerine gönderilen ücret tarifesinde anestezi ücretinin ameliyat ücretine dahil oimadığı, hasıane dışından istenen tetkikler için yüzde 50 daha fazla para alınacağı belirtildi. Tarifede yaalı olmayan tedavi bedellerinin ' e başhekimlerce saptanacağı öğrenildi. Tıp fakültelerinde en çok kullanılan tedavilere uygulanan fiyal artışları şöyle: 6 AYDA NEREDEN NEREYE? Eylül 87 Poikkrak muayene Acil poliMinik muayene M yttatdı oda Vojun bakım yatak ucreti Kuçük amefiyatlar Orta amelıyatiar Böyuk ameiyattar Özellıjı olan ameliyatlar Norma) ctojum Sezaryenle dojum Sunnet Fizik tedavi (her seans) Atetj^f fıtmt (buyuk) Atetueı fılmı (çocuk) tdraf taMffi 1500 7500 15.000 SSLOOO Ekim 87 Şubat 88 2.000 4000 K>000 20.000 3&0OO 70.000 100.000 170.000 «1000 70.000 »000 2.000 5.000 4.000 2500 5.000 12500 25.000 50.000 100.000 200.000 Mart 88 aooo aoooı 6.000 30000! 60000 250.000 350.000 500.000 60000a 250.000 75.000Î 4.500 10000' 10000 2500 5.000 20.000 • 12500 Asgari ücret eridi (Baştarafi 1. Sayfada) sekiz ay içinde İstanbul Ticaret Odası'nın endekslerine giren yüzde 80"lik artışla 36 bin liradan 65 bin liraya çıkması sonucunda bir aylık asgari ücretin saun alabildigı odun miktan 750 kiloya kadar geriledi. Yani asgari ücretli bir aylık maaşıyla bile bir ton odunu artık alamaz oldu. Sekiz ay içinde dayaruklı tüketim mallannın nyatlannda görülen artışlar asgari ücretünin yaşam standardını iyice geriletti. Dayaruklı tüketim malları fıyatlan sekiz ayda yüzde 5070 arasında artarken, asgari ücretli de bu ürünlerden bir tanesirü alabilmek için daha fazla para biriktirmek veya bir başka deyişle, dijer giderlerincien kesmek zorunda kaldı. Sekiz ay sonra asgari ücretlinin, "tüm paraam birikürdigmi" varsaydığıraızda 56 ekran renkli bir televizyon alabilmek için 10 ayiık maaşım buna ayırması gerektiği, bugünkti fıyatlarla ise ayru televizyonu alabilmek için 16 aylık maaşını feda etraesi gerektiği görülüyor. Aynı şekilde asgari ücretli bir buzdolabı alabilmek için sekiz ay öncesine göre artık 7 aylık verine 12 ayhk, çamaşır makinesi alabilmek için 11 aylık yerine 18 aylık ve "otomobü" satın alabilmek içinse 71 aylık maaşı yerine 113 aylık maaşını bir kenarda toplaması gerekiyor. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Snleyman özmucnr, bu yılki enflasyonun yüzde 35 olacagı varsayımıyla milli gelir içindeki ücretlilerin payının ytizde 17'ye düsecegini hesapladıklanru hatırlatarak. "Ama şimdi enflasyonun yüzde 35'in üzerine çıkacagı anlaşılıyor. O zaman ücretlUerin payı yüzde 15lere kadar gerileyebüir. Boylece Türkivei de gelir dagüımı daha da bozulacak ve gelir uçurumu çok büyüyecektir" dedi. Özmucur, milli gelir içindeki ücretlilerin payımn ABD'de yüzde 70, lngiltere'de yüzde 75, Yunanistan'da yüzde 50 civannda olduğunu da vurgulayarak "AT'ye giriş sürecimizde ücretlilerin payuun bizde yükselraesİBİ beklerken, tam Urrsi oluyor ve düsmeye devam ediyor. Ücretlilertn ınm gefir icmdeU payının da beui bir suun oiması gereÜr. Bunlar kendüiginden olan olaylar degil, hükümetin uyguladıgı ekonomik poUtikalann sonaçlandır" diye konuştu. 50.000 7&000 100.00 30.000 50.000 ».000 1.500 2300 1500 mooo: TtirkIş geliyor! (Baştarafi 1. Sayfada) ket Yılmaz acış konuşmasında "Hakadddan vc adaletsiziiklere karsı direamc haklannı kullanacaklanm" söyledi. Yümaz "Hepimiz. berkes bil•dfctk ki bfa otanıusak biçbir şe> ol•az. Memleket dorar. Gozdağı ile bsslu ile soooç almamaz, karşılık görür" dedi. "Bu ülkeyi üc beş ser•ayedann çıkar hesaplanna terk et•eyecetbniz büinmeüdir" diyen Şevkel Yılmaz, "Siyasal iktidar her çeşit nyanya ragmen çalışanlar karşı•n4a hasmane tutumunu sürtJürnektedir" diye konuştu. Türkîş Genel Başkanı Yılmaz, "Herkesi aklını bafina toplamays" davet etli ve "İşçi Oe oynamaktan derhal vazgeçiniz. Sonuçlanna kallanamazsınız" dedi. Şevket Yılmaz konuşması sırasında sık sık atılan "İşçiler el ele genel frevt" sloganlanna "Bir biitün oldu{umuz takdirde yapamayacagımız iş yoktor" karşılığını verdi. özal hükümetini eleştiren sözlerine karşılık "Seo çok yaşa baba" diye seslenilraesi Ozerine "Hep beraber, hep beraber" dedi. Şevket Yılınaz'a bir iki kez de "Laftan başka bir şey yaptıgııuz yok" şeklinde laf atıldı. Yılmaz'ın yanılı "Se«i oraya özal mı gönderdi" şeklinde oldu. Konuşmasını el hareketleri ile güçlendirmeye çalışan Yılmaz bir ara sağ elinde tuttuğu kurşun kalemi gösterip Özal'ı anımsatarak "Bu kalemi size karşı kuHanmayacagım" dedi ve kalemi yere attı. Yümaz, Başbakan özal'ın "eaflasyonu diişüreceği" vaadi ile iktidara geldi$ni ancak şimdi "Turkiye'de enflasyooun yüzde 20'lere duşunıldugu ancak bunun da yatınmlann azalması•a ve işsiziige yol açağı" şeklinde değerlendirmeler yaptığını arumsaıarak şoyle dedi: "Çevir kazı yanmasın. Bu deteriendinneye kargalar bile gıiler." Şevket Yılmaz, Özal hükümeıinin "Geniş kitlrlerin agır ekonomik güçlükler ve ber ölçünün olesindeki hayat pahalılıgı altında ezilmesine seyird kaldtgmı" belirterek "Siyasal iktidar nygnladığı geliıier politikası ile bu ezilmeyi bizzat saglaraakladır" dedi. Yılmaz konuşmasım şOyle sürdürdü: "Sömürii şartlanra kolayiaştırmak maksadıyla, devleli çalışanlar karşısnda örgntlenme, devlel gücünü. özel sermaye ile bütttnleştirme yolu•u seçmektedir. Devtetin miidahalesi dışında geuşmesi gerekli olan toplu pazarlık diizeni, siyasal iktidann açık ve aktif mödahalesi altındadır. Yöz binlerce çahşan "sözleşmeli" adi altında ekonomik hak ve menfaaüerini konıma ve geliştirme imkânhurtnı, örgütlenme hakkını, toplusözleşmekrden yararianma hakkını kaybetme tehdidi altındadır. Devlet memurlannın en dogal kakla olan sendikalaşma ve toplu pazarlık hakkı tanınmamaktı direnilmekledir. Hör sewiikaahk üketeri açıkça çignenmektedir. Çafaşan için asgari öiçulerde de olsa güvence sağlayan tüm kurumlara göz dikilmiştir. Kıdem tazminatı tehdit altındadır, işçinin gelecegi. mesleki kaderi işverenin iki dudagı arasındadır. İşçi saghğı ve güvenliğinde yürekler acısı bir tablo vardır. İşçilere ve ailelerine yönelik saglık hizmelleri tek kelime ile yoklur. Ekonomik sistemin çarpıklıklanndan ve bu çarpıklıklarda. bu kafada ısrarlı olunmasından kaynaklanan, kamu vicdanını agır şekilde rencide eden bu lablonuo Türkiye İşçi Sendikalan Koöfederasyonu, örgüt yöneticileri ve konfederasyon saflannda tek viicut, lek ses olarak buiunleşmiş milyonlarca işçi ve aileleri larafından kabul edilmesi, karşılıksız bırakılması asla, asla mümkun degildir." melerinin yaptlmamasını karariaşürdık. Bu karann alınmasından çok önce prolokole baglanmış bulunan bir SBZIeşme dışında temel ilkeleri yansıtmayan toplusözleşmeler yapılmayacak sözleşme görüşmeleri derhal kesilecektir. Toplu olarak, grevlerle mücadeleyi sürdürecegiz. Herçeşit dayanışma yontemlerini. biçimlerini gelişlirecegiz. 1 Çok kısa süre içinde lüm Türkiye de: işçinin olduğu her yerde, tüm il ve ilçelerde, aynı gün, aynı saatlerde, ailelerimizle birlikte bu gidişe "dur" diyeceğiz. Belli merkezlerde loplanıp siyasal iktidann tutumunu protesto edecegiz. HakadıkUr ve adaletsizlikler karşısında ber yoldan, direnme hakkımızı kullanacagız." Şevket Yılmaz'dan sonra Türklş'e bağlı sendikalann genel başkanlan iş kolları sıralamasına gore an arda kursüye gelerek kısa konuşmalar yaptılar. Genel başkaniar, Tiirktş'in birlik ve bütünlüğünün önemini vurgulayarak eylem kararlarından geri ddnmenin mumkün olmadığmı acıkladılar. Tüm olanaklannı kullanarak eylem kararlannı yaşama geçirmek için seferber olacaklarını anlattılar. Türktş'in İstanbul toplantısında alınan kararlann Istanbul'daki ışyeri temsilcilerine anlatılması için iki toplantı yapılacağı, daha sonra toplantıların işyerleri bazında yaygınlaştırılacağı bildirildi. 3oaooo 60000 100.000 35.000 3.0O0 aooo 1.000 5.000 500 1500 «000 7.000 750 3500 12500 10.000 EG K Gâstrostopi 4.000 15İX» 10.000 1.000 1.500 EE6 Kan grubu tayini Kan sayımı 500 1.000 750 1.000 aooo? 4500 Ecevit'in başkan adayı (Baştarafi 1. Srvfada) Genel Başkan Buient Ecevit bir konuşma yapacak. Ecevit, genel başkanlığı bırakma gerekçelerini açıklayacağı konuşmasında, tüm sosyal demokratlara birleşme çağrısında bulunacak. Ecevit, son siyasi ve ekonomik gelişmelerle ilgili olarak görüşlerini de açıklayacak. Büyük kongrede daha sonra genel başkan, merkez karar ve yönetim kurulu ile merkez disiplin kurulu üyeleri için seçim yapılacak. Bülent Ecevit'in genel başkanlığa MKYK üyesi Necdet Karababa'yı aday göstermesi bekleniyor. Büyük kongrede Karababa'mn dışında genel başkanlığa başka aday çıkması beklenmiyor. DSP Genel Başkanı Ecevit, büyük kongreden sonra yurt gezisine çıkarak partisinin yeni oluşturulan örgüt temsücileri ile taruşacak ve sosyal demokrasinin ilkelerini anlatacak. Karababa, "Sosynl demokral kesimdeki sıkıntılara çözüm bulunup bulunamayacağına" iliskin bir soruyu yanularken, sorurju tabanda çözmeye çalışacaklanru belirterek, "Başta SHP olmak üzere ANAP, DYP ve Rrfah Partisi'nde sıkışmış tüm sosyal demokratlan çatımız altında görecegiz" dedi. Karababa, SHP tabanıyla diyaloglarını sürdüreceklerini de söyledi. SHP'nin kapılarını "Dogululara, Baykalcüara, Dımhlara" ardına kadar açtıgım betirten DSP genel başkan adayı Karababa, SHP Genel Başkanı'nın istifasıyla Ugili bir sonıya karşılık, "lnönü'nün bu kadar çeşitli fiklrlere dayanamadıgını gördük" dedi. ANAP'ı çıkarlara dayalı bir parti olarak niteleyen Karababa, parti organlannın henüz belirlenmediğini, ancak "kim olursa olsun bütün arkadaşlan ile uyum içinde çaltşacağım" söyledi. Karababa, SHP ile birleşme sorununu "elbette" görüşeceğini belirterek, "Bizim, SHP'nin tavanıyla degil, tabanıyla işimlz var, nezaket gereği beni ziyarete önce onlar gdmdidirler" dedi. DSP'nin yeni genel başkan adayı Karababa, "Eeevitin SHP ile birieşmey«rek seçimlerde sol oylan böldüğü ileri süriilüyor" sorusuna ise "Kesinlikie hayır, birleşmeyi biz de istedik, ama onlar gelmedL Basın önunde birieşelim deniliyor, ikfli görüşmelerde başka şeyier söyleniyor' karşılığını verdi. Balonlan tek tek patlıyor Yılrnaz, Türklş'in yülardır sürdürdüğü mücadelede belirli bir nokuya gelindi^ini vurgulayarak "Siyasal iktidann; siyasal iktidan, kısa vadeli çıkarları öyle gerektirdiği için destekleyen, onunla bütünleşen güç odaklarının halka sunduğu umut balonlan tek tek patlıyor" dedi. Yılmaz konuşmasını şoyle tamamladı: "Milyonlarca insanımızın temsilcileri olarak yetkili kurullanmızda gelişmeleri vc alınacaV. önlemleri dikkatle tespit etmeye çalıştık. Üç gün once, belirli bazı temel ilkeleri yansıtmadıkça toplu iş sözleş Vuralharfa suçlama "Ibrahim Düzvol muhakkik degil. tnceieme yapmakla görevlendirilmis^ li" karşılığını verdi. Vuralhan, muhakkik ile inceleme yapmakla görevlendirilen kişi arasındaki farkı da "tnceiemeci, inceleme yapüktan sonra gerekli göriilürsc, muhakkik tayin edilir" şeklinde açıkladı. Vuralhan'ın suçluluğu konusunda rapor düzenlendiği yolunda basında yer alan haberler üzerine bir açıklama yapan SHP Meclis Grup BaşkanVekili Deniz Baykal, "Bakanın mutlaka görevden alınması gerektiğini" savundu. Söz konusu raporla Vuralhan tartışmalannın yeni bir aşamaya girdiğini kaydeden Baykal, "Başbakanın atadığı bir muhakkikin dahi suçladığı kişinin Milli Savunma Bakanı yapılması ayıbından Türkiye'nin kurtanlması gerektifini" kaydetti. Başbakan tarafından atanan muhakkikin Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan'ın suçluluğu konusunda rapor düzenlediği yolunda basında yer alan haberler üzerine bir açıklama yapan SHP Meclis Grup Başkan Vekili Deniz Baykal. "Bakanın mutlaka görevden alınması gerektiğini" savundu. Söz konusu raporla Vuralhan tartışmalarının yeni bir aşamaya girdiğini kaydeden Baykal, "Başbakanın atadıgı bir muhakkikin dahi suçladığı kişinin Milli Savunma Bakanı yapılması ayıbından Türkiye'nin kurtanlması gerektiğini" kaydetti. Deniz Baykal, bu konuda Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Öyle anlaşılıyor ki Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan ile ilgili tartışma yeni bir aşamaya girdi. Basında ve parlamentoda daha önceki uygulamalarıyla ilgili olarak ortaya atılan kanıt ve iddialar savsaklanarak geçiştirilmeye çalışılıyordu. Sayın Başbakan da kamuoyunu yatıştırmak için bir 'muhakkik' tayin ederek konuyu örtbas etme çabası içinde gözüküyordu. Boyle önemli iddialar karşısında Başbakanın kendi kişistl takdiriyle, boyle resmi bir muhakkikin raporuyla konunun kapatılmak istenmesi elbette kabul edilebilir bir yonlem değildir. Hukuk sistemi içinde daha etkin kunımsal denetim yollannın işletilmesi gerekirken 'muhakkik' yoluna başvurulması endişeyle karşılanmıştır. Ama, şimdi basına yansıyan haberlerden ögreniyoruz ki atanan muhakkik, Vuralhan'ın suçluluğu konusunda bir rapor düzenlemiştir. Söz konusu raporla Vuralhan yolsuzluk tartışmalan yeni bir aşamaya girmiştir. Bu aşamada yapılması gereken ilk şey Vuralhan'ı görevden alraaktır. Bu konudaki gecikmenin agır bir sorumluluk yaratacağını duşünüyorum. Hukuki denetim mekanizmalan harekete geçirilmeden Milli Savunma Bakam'nın görevden alınması mutlak bir zorunluluktur. Türkiye'yi. Başbakanca atanan bir 'muhakkik'in dahi suçlama gereğini duyduğu bir kişinin Milli Savunma Bakanı yapma ayıbından hemen kurtaralım." Nokta dergisinin bu haftaki sayısında, "Vuralhan için ön rapor: Suçlu" başlıklı haberde, Milli Savun • ma Bakanı Ercan Vuralhan'la ilgili iddiaları araştırmak üzere Başbakan Özal'ın tayin ettiği "muhakkik"in. Başbakanlık Danışmanı İbrahim Düzyol olduğu belirtildi. Derginin haberinde, Özal'ın yakını bakanın izlenimlerine göre de, "Ercan Vuralhan için \y/ılan 17 sayfalık ön raporda tbrahim Düzyol'un kanısı. Ercan Vuralhan için olumsuzdu" denilivor. Düzyol, çalışmaları için, "Çalışmalanm devam ediyor. Parça parça raporu Başbakan'a takdim ediyorum. Yol almaya çalışıyoruz" dedi, bu raporu, "araştırma raporu" olarak nitelendirdi. Başbakanlık Teftiş Kurulu eski başkanı olan İbrahim Düzyol, bu görevi sırasında Diyanet Vakfı'nın yolsu7.1uklan konusunda Diyanel İşleri Başkanı Tayyar Allıkulaç hakkında da olumsuz olduğu belirtilen bir lapor hazırlamış ve Altıkulaç bunun sonucu görevinden istifa etmek /orunda kalmıştı. Düzyol, Devlet Denetleme Kurulu'nda ve YÖK üyeliğinde de bulunmuşıu. DYP de SHP gibi Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan'ın yerinde oturmaması görüşünde. DYP Grup Başkan Vekili Koksal Toptan, muhakkikin Vuralhan'ı suçlu görmesini, şimdiye kadar öne sürülen iddiaların doğruluğunu kanıtlayan pek çok kanıttan biri olacağma dikkat çekti. Toptan, Nokta dergisinde "muhakikin Vuralhan hakkındaki raporunun olumsuz olduğu" yolunda yayımlanan haberk ilgili olarak Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Başbakaa muhakkike Vuralhan'la ilgili hangi Mdiaian incdettirdigini kesin olarak bilemiyoruz. Aacak, kesinlikie anlaşılan o ki, Vuralhan memuriyeti döneminde girdiği ilişkilerle memuriyetin gerektirdiği dikkat ve özeni gosterememiş ve halta yasalann dışına çıkmak suretiyle birtakım tşler yapmıştır. Bunu genelde kimse inkâr etmemektedir. Şayet muhakkik bu noktalan tespit etmiş ve Vuralhan'ı suçlu yahut kusuriu görmüşse, bize göre bu, şimdiye kadar öne süriilen iddialann dogrulugunu kanıtlayan pek çok kanıttan biri olur. Bize göre isin önemli yanı böylesine iddialara muhatap bir kişinin Milli Savunma BakanlıgVna getirilmemesi yahut orada tvtnlmamasıdır. Milli Savunma Bakanı. memuriyeti sırasında yaptığı işlerden doiayı muhakkik raporuyla da kusuriu bulunursa şu anda işgal ettiği makamda bir dakika durmaması lazım gelir. Boyle olmasa bik bakanın bunca iddiadan sonra yerinde kalması bakanlığının özelligi ve hassasiyeli nedeniyle zordur." DSP'nin önü öte yandan bugün yapılacak büyük kongre ile ilgili hazırlık çalışmalannın yürütüldüğü DSP genel merkezinin önü pankart bahçesine döndü. "Ordu komutansız, halk lidersiz olmaz", "Ecevit'ten başka lider tanımıyoruz", "Tüm insanlar birdir. ayı. ran düzendir" yaalı pankartlann asılı olduğu DSP Genel Merkezi'nin önünde bekleşen ve Ecevit'i gönüllerinden silemeyweklerini açıklayan partililer, Eceviı'ın genel başkanlıktan ayrılma kararını isteksiz olarak kabul etmek zorunda kaldıklarını soylediler. Ecevit'in taban çalışmalannı bitirdikten sonra yapılacak ilk genel seçimlerde yeniden DSP'nin başına dönmesini beklediklerini belirtr tiler. Bu arada eski Genel Sekreteı Nuri Korkmaz ve arkadaşlanmn ayn bir liste ile kongreye katılacaklarına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Korkmaz, "Delege seçilmemem için bölgem olan Konya'da il kongresi bile yapraadılar" dedi. öte yandan DSP lzmir örgütünün, bugün yapılacak büyük kongreye Uçe kongrelerini tamamlayamadıüı için katılamayacağı öğrenildi. (Baştarafi 1. Sayfada) Deniz Baykal, Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan'ın mutlaka görevden alınması gerekıiğini bildirirken, DYP Meclis Grup Başkan Vekili Koksal Toptan da Vuralhan'ın o makamda kalmaması gerektiğini savundu. Başbakan özal, dün akşam Ankara'ya giderken Cumhuriyet muhabirinin, Vuralhan'ın muhakkik tarafından suçlu bulunduğu yolundaki basın haberleriyle ilgili sorusuna şu karşılığı verdi: "Hani gerçek dışı haberler diyonız ya, o şimdi o raporu hazırlayan, ki hazırlıyor daha diyor, o kişi gayet düzgün bir muhakldktir. (Raporu) benden başka da kimseye vermez. Ben bir şey söylemediğime göre. o da bir şey söylemedigine göre, o Bakan kimse açıklasm bakalım da göreyim ben onu. Demek ki o vaklt gerçek dı$ı açıklama yamyorlar. Boyle bir şey yok." Saat 19.30'daTHY'runtarifeUuçağıyla Ankara'ya gideceği bildirilen Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan, Atatürk Havaalanı'nda bekleyerek Başbakan özal'ın özel uçağına bindi. Vuralhan, uçağın merdiveni başında, Cumhuriyet muhabiri kendisine "Muhakkik rapora siri suçlu bulmuş doğnı mu?" sorusuna, "Bana degil, Sayın Özal'a sonın" diyerek hızla uçağa girdi. üaser Arafat: IsrailH (Baştarafı 1. Sayfada) ABD televizyonuna Tunus'taki karargâhında verdiği demeçte, FKÖ'nün, "tsrail'in belirli sınırlar içerisinde bir devlet olarak var olma hakkının lanınması karşAgmda, işgal altındaki Arap topraklannın Arap ülkelerine geri verilmesini" öngören BM'nin 242 ve 338 sayılı kararlannı kabul edebileceğini belirtti. Arafat şöyle konuştu: "Arap ülkeleri ile tsrail, nihai bir çözüm için görüşmelerde buluntuiarken tsrail işgali altındaki lopraklarda BM deneliminde geçici bir döneme kolayca ran olabiliriz. İsrail ve ABD yönetiminin boyle bir ara döneme gereksinme duymalannı anlıyoruz." FKÖ lideri, bir süredir bölgedeki 4 Ulkenin liderleri ile görüşerek yeni barış önerilerini sunan ABD Dışişleri Bakanı George Shultz hakkında da "Dogrudan dognıva FKÖ liderligi ile baglantı kurmalı" dedi. FKÖ ile Türkiye arasındaki ilişkilerin son yıllarda çeşitli alanlarda geliştiğini belirten Kaddumi, Türkiye'nin Filistin davasına tam destek sağladığını kaydetti. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz da, Türkiye'nin öteden beri Filisıinlilerin kendi geleceğıni belirleme hakkı dahil olmak üzere, bütün meşru haklannjf tanınması gerektiği görüşiuıU savunduğunu hatırlattı. Türkiye'nin, FKÖ'yü Filistinlilerin tek meşru temsilcisi olarak tanıdığını belirten Yılmaz, FKÖ ile ilişkilerin özellikle son yıllarda geliştiğini söyledi. Dışişleri Bakanı Yılmaz, Kaddumi'nin ziyaretinin, tsrail işgali altındaki Filistin topraklannda önemli bazı gelişmelerin meydana geldığı bir döneme rastlaması açısından da özel bir önem taşıdığını kaydetti. Faruk Kaddumi'nin Ankara'daki temasları sırasında Türkiye ve FKÖ heyetleri arasında resmi görüşmeler yapılacak. Görüşmelerde, ikili ilişkiler, tsrail işgali altındaki Arap topraklannda meydana gelen son olaylar ve Ortadoğu banş girişimleri üzerinde durulacak. FKÖ Siyasi Büro Sefi Faruk Kaddumi'nin, Başbakan Turgut Özal tarafından kabul edilmesi bekleniyor. Kaddumi, 10 manta Turkiye'den ayrılacak. FKÖ Siyasi Büro Şefı Faruk Kaddumi'nin geçen yıl yapması planlanan ziyaret, Türkiye'deki genel seçimler dolayısıyla ertelenmişti. Karababa kimdir? Ecevit'le 1975 yılında Toprak ve Tarım Reformu Müsteşarlığı'ndaki görevi sırasında tanışan Necdet Karababa, 1935 Bilecik doğumlu. Ziraat Yüksek Mühendisi olan Karababa, Köyişleri BakanlıgVnın çeşitli kademelerinde görev yaptı ve müsteşarlıktaki görevinden 1986 yılında emekli oldu. Karababa 31 Mayıs 1987'deki DSP Kunıculw Kunılunda MKYK Oyeliğine seçildi. 29 Kastmda Şanlıurfa 1. bölge, 1. sıradan DSP adayı olarak seçimlere kaüldı. Özal: Rapor gerçek dı^ı Başbakan Turgut özal, Ankara'ya dönüşünde Esenboğa Havaalanı'nda gazetecilerin "Vuralhan ile ilgili iddialann araşanlması tamamlandı mı?" sorusuna, "Hayır tamamlanmadı" yamtını verdi. Başbakan. "Dergide yayımlanan dogru mu?" sorusuna da "Hayır, yanlış, gerçek dışı" biçiminde yanıtladı. Başbakan ile birlikte özel uçakla lstanbul'dan gelen Milli Savunma Bakanı Ercafı Vuralhan ise muhakkik raporu konusundaki sorulara "Başbakana sorun" yamtını verdi. Vuralhan, sadece "Ibrahim Düzyol muhakkik mi? Degil mi?" sorusuna Kaddumi Ankara'da FKÖ Siyasi Büro Şefı Faruk Kaddami, Dışişleri •Bakanı Mesu» Yılmaz'ın konugu olarak dün Ankara'ya geldi. Kaddumi, Esenboğa Havaalam'nda, Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz ve diğer yetkililer tarafından karşılandı. Kıbns'taki uçak kazası TÜRKİYE'NİN ÖNDEGELEN YAYIN SATIŞ KURULUŞU Hosteslerin cesetleri karıştı LONDRA (AA) Kıbrıs'ın Türk kesminde Beşparmak dağlarına çarparak parçalanan, Talia Havayollan'na ait uçağın iki hostesinin lngiltere'ye göııderilen cesetleri karıştı. Hosteslerden, 23 yaşındaki Andrea Pegg'in cesedinin, baş hostes Sharon Simcock'un ailesine, bir TOrk kurbamn cesedinin de Pegg'in •üerine gönderilmesi, Simcock'un Kıbru'U diger kaza karbanlan ile birlikte gömüldüğunün ortaya çıkması nedeniyle İngilıere'de hosıeslerin aileleri yeni bir şok daha yaşadılar. Türkiye'de yapılan yanlışlık, hostes Andrea Pegg'in Güney lngiltere'de Bournemouth kentinde dün düzenlenen cenaze töreni sırasında anlaşıldı. Pegg'in ailesi, Turkiye'den gönderilen tabutu açoklannda, tabutun içindeki cesedin kızlan Andrea'ya ait olmadığını üzüntüyle gordüler. Bunun üzerine cena/.e töreni için toplanmış kalabalık dağıldı ve tören ipıal edildi. Andrea Pegg'in cesedi üzerinde otopsi yapmak üzere çağnlan Dr. Nigd Venille Jones, yanlışlığın ortaya çıkması nedeniyle Andrea Pegg'in ailesinin büyük şok gecirdiğini söyledi. Doktor Jones, "Btjkdmt a U «Imaz yanlışlık zaten uzuntü içerisinde olan ailenin ıstırabını daha da arttırmıştır" dedi. Öteki ceset de yanlış Aynı kazada hayatmı kaybeden 29 yaşındaki baş hostes Sharon Simcock'un ailesi de kendilerine gelen tabutu açtıklannda Andrea Pegg'in cesedi ile karşılaştılar. Ortaya çıkan yanlışlıktan büyük üzüntü duyduklannı belirten Simcock ailesi, Turk makamlarına başvurarak lstanbul'da gömülen kızlannın cesedinin çıkarılarak kendilerine gönderilmesinı istediler. (Baştarafi 1. Sayfada) satış kredilerinin (FMS) dış bcrç tablosunda gözükmediği de belirıilerek yaklaşık 2.6 milyar dolarlık bu borcun da eklenmesiyle toplam dış borcun 40 milyar doiarı bulacağı kaydedildi. FMS kredileriyle birlikte 40 milyar dolar olan dış borçlara yurtiçi adresli döviz tevdiat hesaplannın dahil edilmediği belirlendi. Yurtiçi adresli döviz hesaplannın dış borç olarak kabul edilemeyecegini belirten yetkililer, bunlann döviz yukümlülüğü olarak kabul edilmesi gerektiğini soylediler. Buna göre, Turkjye'nin döviz yukümlülükleri toplamı ise 1987 sonu itibarıyla 44 milyar doiarı aşıyor. Dış borçlardaki aşırı artışa paralel olarak Türkiye'nin odemek zorunda olduğu yıllık borç taksidi tutarları ve faizler de ytikseliyor. Bunları Tınanse edebilmek için sürekli olarak yeni dış kredi arayışları gündeme geliyor. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'mn verilerine göre, Türkiye'nin dış borçlan toplamı 1983 yılı sonunda 18 milyar 385 mılyon dolar düze>indeydi. Aynı yıl dış borçlann ulusal gelire (gayri safi milli hasıla) oranı ise yüzde 35.7 idi. Birind özal hukumeti döneminde dış borçlar sürekli olarak artarken, ulusal gelir üzerindeki borç yükü de ağırlaştı. Bu yük, 1986 yılında yüzde 53.4'e, 1987 yılında da yüzde 57.2'ye çıktı. Ancak FMS borçlan da eklendiğinde toplam borcun ulusa! gelire oranı yüzde 61.4'e ulaşıyor. Dış borç yükünün artmasına paralel olarak yılbk borç ödemeleri de büyük boyutlara ulaştı. 1983 yılında yarısı faiz diger yansı da ana para taksidi olmak üzere 2 milyar 507 milyon dolar olan dış'borç ödemeleri toplamı, 1987 yılında 5 milyar 580 milyon dolara yükseldi. Bu rakamın bu yıl ise 7 milyar 265 milyon dolar düzeyinde gerçekleşeceği hcsaplaııdı. Buna göre, 1983 yılında ulusal gelirin yüzde 4'.87'si borç ödemeleri biçiminde dışarı transfer edilirken, bu oran 1987 yılında yüzde 8.6'ya yükseldi. Bu yıl da 68 miryar 226 milyon dolar oiması beklenen ulusal gelirin yüzde 10.6'sı borç öüctnelerine gidecek. Dışborç tletişim Pazarlama DÜNYANIN 1 NUMARALI ANSİKLOPEDİSİ AnaBritannica SUNUYOR İSTANBUL Klodfarer Cad. İletişim Han No:7 Cağaioğlu DENİ2Lİ Musaoğlu İşhanı No:14 ANKARA Bestekâr Sok. 39/9 Kavaklıdere İSTANBUL Abidei Hürriyet Cad. izzetpaşa Sok. 51/10 Şişli MERSİN Çankaya Mah., 1 5 1 . Sok, 10/11 'Yl İZMİR 857. Sok. izmiroölu İşhanı No:306 Konak DİYARBAKIR Kıbrıs Cad. Önder Apt. 6/2 DENEYİMLİ SATIŞ ELEMANLARI, GENÇ EMEKLİLER, YARIM VE TAM ZAMANLI ÇALIŞACAK ÖĞRENCİLER, Okumanın, öğrenmenin ihtiyaç olduğunu düşünüyorsanız, bu seçkin yayını tanrtıp satabileceğinize inanıyorsanız, maaş+prim yöntemiyle satış yöneticiliği, satış temsilciliği yapmak istiyorsanız 711 MART 1988 TARİHLERİ ARASINDA, ÇALIŞMA SAATLERİ İÇİNDE GEÜN GÖRÜŞELİM AnaBritannica yt beklemeksizin ve dogrudan edinmek istiyorsanız, asağıdaki adreslere başvurabilirsiniz. Klodfarer Cad. İletişim Han No: 7 CaualoğluİSTANBUL Tel: 512 17 3233 520 14 535455 Konur Sokak 24/4 YenrşerıirANKARA Tel: 125 36 00 125 20 71 YÛHtTm olarak Qörev almak SSSS ^ yazışma adresımız p K 99 Sırkecitetanbui