18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLERİN DEVAMI 30 MART 1988 DÜNYA'DA BUGUN Y 10° Y S° B 1° Betgrad Y 9° Muniı Y 9° Bertın 8 8° B 10° K 3° Bonn Y 8° Osto Brüksel Y 7" Paris Y 8° Sudapeşte Y 10° Png Y 10° Cenewe Y 7° Rıyad A 30° Y 17° Cezar» Y 19° Homa B 11° Gdde A 28° Srty» B 13° Duoayt A 2S° 8 22° FrsMırt Y 8° A 21° A 17° Ijnus Gme K 1° Hetan.ı Y 8° Katıin! Y 9° 8 9° KoanHag Y 5° Y 7» nbsfınçton S UM A 17» Zünh Lttaşa Y Amsltnlaıı Y 7° Lenngrad Altman B 12° Londra Mm A Mafrfd 8 12° Barcdm e 12» K 1° Y 9° HAVA DURUMU lefeorok*Genel Mudurlutundenafevan bflgiya gbt, yudun kuay v> doflu l«smHfi paçtt çc* buMu, Orta w Doju Karadeniz k DoOu v> G6mydo0u Anodokı bölgatonnin (kfttsu yafct. dfer yerier c Mutkı geceortc « 0 4 » y * « w Om m Doou KandeiKin iç tttMeıt *e DoOu AnnWnun dootaak. Mamaa k yudun iç M n M u f e ao*sajfcrin*>«ywjBffJrtlec6k H*ft « m edocsk. DiOar y w M e deppnegecek. RÛZGAft «ne/ « b * ytrttnlm MH. a a ara orta kunrtfc, yuıtiun dopu ImııHntdı ver y»r tamMct eseeek. Omiztonll U k «t gunartsından 3S Doju AtalenJz «• K n l e ntfte aman aman 6 kuvnJmle. M O t 1021, OoOu AMenz ve KandenbVe aman amaıt 27 <Mz R * h a ı mcek. DENİZ Mukol. DoOu AUeıtz w KnoMnie yar yar la TÜRKİYE'DE BUGUN 18° 9°0iy>t)algr Y 14° S°Mar»sa 13° P&m 8 12° 3°KMaraş 15° 5°Eninean K 7° PMersn 12° 0° Eramm K ! • * Mujla 3°4» Esk>s*ır A 13° O°Muş 14° (PGâaarrtep B 1S° 5°NıOa> 18° VSmrn Y 12° 7°0n)u V 0°GHmushmeY 7 0 ) » Rcs W 4°H*Bn K 8° O°Samsufi 20» S> tsnm A 1T= 1° Sirt 17" 3"tawBU B 13° S°Sınop 10° 3 ° l a ı * A 18° 6"Sıv3S 6° 0° Kaıs K 4° f TelonlaO 6° 1° Kasömonu B 10° 0° Trataon 10° 0° Kaysen A 9° 1° Tüncel 17" 4°törtta»fr B 10° 2 ° U ş * 14° 5°Konya A 14° 1°Van 10 3°KuW*a A12°r>>tegat 18 3°Matatya B 9° 2°2ooguWj» * 18° 5° A 12° 6° A 19" W A 17° f K Gf>1° A 9° 1° Y 12° 7» Y 12° 7» Y i r 8° Y 13° 5° B 11° 7» A 8° 0° B 13° 9° Y 14° 8° K 7» 0° A 13° 1° K 8°1» Y 10° 0* B 12° 6° M A B B A K A A A Y A S Y K K B Bokı B dolıyndıbutinıcak.VtoiGAIu'n Bıra 4 p ıtagecMtk. flüajlrgüney wbatı yon ÇanaMale B dthM.'Pifç*çokMvtlu.ya Y toden haM. toh hM n s n o r u k kuvvrtfc. a m n oınan luvvilice eseeek G V Çonım c A çaftanM oiacak. Gonfe uzattflı 35 km. dabymta bufcmacak DenDf 2:*i* B «° POLİTİKA VE OTESİ MEHMED KEMAL Halklann Ezgisi... Ünlü müzisyen Mikis Theodorakis yurdumuzdadır. Bir dostluk mesajını da yanında getirdi. Bu, ülkemize ilk gelişi değil. Birkaç kez daha gelmişliği var. Mikis Theodorakis'i biz Yunanistan'daki Albayiar Cuntası'na kafa tutuşundan biliriz. Cunta işbaşına geldiğinde takıştıklarından biri de Mikis Theodorakis olmuştu. Cunta, şarkılarını ve ezgilerini yasaklamıştı. Her ülkede cunta halkın sanatına ve sanatçısına düşmandır. Yunanistan'daki Albayiar Cuntası da böyleydi, başka ülkelerin başına zorla geçen cuntalar da böyledir. Cuntanın buyruğu: "Karar verdik ve emrediyoruz. Bu yasak bütün ülke için geçeriidir. Bestekâr Mikis Theodorakis'in müziğini ve şarkılarını söylemek ve dağıtmak yasaktır Bu emre uymayacak vatandaşlar derhal askeri mahkemeye sevk edilecek ve olağanüstü askeri durum şartları uyarınca yargılanacaklardır." Bu emir üzerine 9 Kasım 1967'de, Selanik'te bir askeri mahkerne, bestecinin plağını sattı diye tüccar Konstantinos'u yargılamış ve dört yıl hapse mahkum etmişti. Theodorakis, Oropos kampında üç yıl kaldı. O yatarken, bütün demokratlar da onun kurtanlması için var gücüyle çalışıyordu. Üç yıl tutukluluk ve gözetimden sonra buradan zorfukla kurtanlabilmişti. Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu, İnsan Hakları Komisyonu'nun verdiği, Albayiar Cuntası'nın işkenee raporunu görüşüyordu. Cuntanın başı Albay Papadopulos, konseyi oyuna getirmek için Theodorakis'in çıkmasına göz yumdu. Gazeteci J.J. ServanSchreiber'in başvurusunu ulumlu karşıladı. Soluğu Paris'te alan Theodorakis'in ilk işi bir konser vermek oldu. Bu konsere zar zor yetişen Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand gördüklerini şöyle dile gelirir: "Theodorakis'in konuşmakta olduğu salona girdiğimde ilk gözüme çarpan, konuşmacının uzun boyu ve coşkusu olmuştu. Gücünün sınıriannı yokladıktan sonra bir süre dinlenip atağa geçmeye hazırlanan görkemli bir atlete benziyordu. Kıvırcık, dağınık saçlannın çevrelediği yüzünde yorgunluktan hem şişmiş, hem de çökmüş çizgiler dikkati çekiyordu. Hızlı, coşkulu bir şekilde Yunanistan'ı, diktatörlerin zorbalığını ve aptallığını, direnişçilerin kavgasını anlatıyordu. Sözcüklerın birbirine bağlanması, ses tonu, anlatımın ritmi önceden duyulmuş bir müziği çağrıştırıyordu." Theodorakis erişilmez bir halk sanatçısıdır. Sanatı halkla kaynaşmıştır Her zaman kültürel savaşımla politik savaşımı birleşik saymıştır, arasına sınır çizmez. Bunu kendine göre şöyle açıklar: 'Ülkemizin tüketim toplumu sistemine girmesi onu uluslararası tekellere bağımlı ktlıyor. Albayiarın yerini dolann almasına izin verirsek kendimizi şu anda Batı Avrupa'nın yaşadığı durumda buluruz. Avrupa'da egemen olan albayiar değildir, tekeller ve kapitaldir. Bunlar da iktidarları sayesinde kendi kültürlerini ve ideolojilerini zorla kabul ettirirler." Şarkılarını halk savaşımının bir silahı olarak kabul ediyordu. Yunan halk şarkılarının melodik düzeyi bir zamanlar çok yüksekmiş. Ama gün geçtikçe sarkı sözlerinin kalitesi düşmüş. Yunan şiirinin tarihten gelen kalitesi düşünüldüğünde ezgi ile söz birbirini tutmaz olmuş. Kaliteli şiır öne geçmiş. ezgi geride kalmış. Şiirle müziği bir araya getiren ilk sanatçı Theodorakis olmuş. Onu eleştirenler bir akım olan naivlerin arasına sıkıştırmak isterler. Buna, üstat oldukça içerler ve şöyle der: "... Kimi politik analizlerimde gerçekten yanlış yapmış olabilirim. (...) Ama naiv damgası vurmalarına asla katlanamam. Otuz beş yıldır ilerici hareket içinde mücadele vermem, binlerce saat top'antıiara kattlmam, binlerce söylev dinlemem, söylev vermem, yer altında geçen günlerim, on kez tutuklanıp hapse atılmam, dövülüp, işkenee görüp, sürgüne yollanmam... Önce milletvekili ardından da Yunanistan'ın en büyük gençlik hareketinin başkanı sayılmam, direnişe çağrıda bulunanların ilki olmam..." Bir halk sanatçısı cuntaya karşı daha ne yapar? I vs> A aç* B tuMu K ört S «* Y Kahîre» ANKARA'dan YALÇIH DOĞAN (Baftarafı 1. Sayfada) uyle güzel ki "böyle bir ülkenin özlemini yaratıyor" insanda. "En iyi armağan kitaptır" deniyor. Mahkeme kararlarıyla kitaplar yakılıyor. "İşkenee artık yok" deniyor, işkence gören tutuklu ve sanıklann işkenee raporları adli tıp raflanndan taşıyor. "Cezaevlerine huzur getirdık" deniyor. Cezaevlerinde açlık grevlerinden insanlar ölüyor "Ülkede huzur sağlanmıştır" deniyor. Metris Cezaevi'nden 29 tutuklu kaçıyor ve ülke alarrna gecirıliyor. "Tarım ürünleri bu yıl son yıllann en iyi rekoltesini verecek" deniyor. Havaların kurak gitmesinden yaktnılarak tarımdakı ciddi sorunlar kapalı kapılar ardına sıkışıyor. Son zamlarla birlıkte bu diziye yenileri eklenıyor. Ne zaman yeni bir zam dalgası ülkeyi kaplasa, zamlar ne zaman akaryakıt fiyatlarıyla kapıyı ça|sa, Başbakan Özal hemen bir karşılaştırmaya yönelcyor: "Benzin fiyaliarı bızde daha hâlâ ucuz... Avrupa ülkelerinde mesela Almanya'da 751 lira, Fransa'da 1015 lira..." Ardından dün AMAP grubundaki konuşmasında olduğu gibi eklemeyi ihmal etmıyor "Şimdi muhalefet ben bunu söyleyince, oradaki geçim seviyesınden söz edecek..." Ama, işte tam o noktada bırakıyor ve örnek verdiği ülkelerdeki ücretlere dokunmuyor. Biz bazı ülkelerden örnekleri araştırdık. Senzin fiyatlarıyla o ülkelerdeki on yıllık bir öğretmenin ücretini ve benzin fiyatının bir öğretmenin ucreti içindeki payını hesapladık işte dökümü: Almanya'da on yıllık öğretmenin eline Türk Lirası cinsinden ayda 3 milyon 200 bin lira geçiyor. Benzin 751 lira olduğuna göre, Almanya^da bir litre benzin bir öğretmenin aylığının 4260'ta biri. Fransa'da on yıllık öğretmenin eline Türk Lirası cinsinden ayda 3 milyon lira geçiyor. Benzin 1015 lira olduğuna göre, Fransa'da bir litre benzin bir öğretmenin aylığının 2956'da biri. İngiltere'de on yıllık öğretmenin eline Türk Lirası cinsinden ayda 2 milyon 800 bin lira geçiyor. Benzin 915 lira olduğuna göre, İngiltere'de bir litre benzin bir öğretmenin aylığının 3060'ta biri. Yunanistan'da on yıllık bir öğretmenin eline Türk ürası cinsinden ayda 700 bin lira geçiyor. Benzin 750 lira olduğuna göre, Yunanistan'da bir litre benzin öğretmenin aylığının 933'te biri. Türkiye'de on yıllık bir öğretmenin eline ayda 150 bin lira geçiyor. Benzin 505 lira olduğuna göre, Türkiye'de bir litre benzin bir öğretmenin aylığının 300'de biri. Doğru, ftyatlara baktığınızda, diğer ülkelerde benzin Türkiye'ye göre öaha pahalı. Ama, Özal'ın örnek verdığı ya da vermediğı diğer Avrupa ülkelerinde benzinin bir aylık ücret içindeki oranı kat kat düşük. Yani, Türkıye dığer ülkelere gore hem daha pahalı hem de gelir düzeyi ve dolayısıyla refah çok daha düşük Elmalarla armutlar toplanınca, ortaya herkesın yaşadığının dışında bir Türkiye çıkıyor: "Güzel yalanlar ülkesi"... Güzel, çünkü keşke gerçekten karsılastırılan ülketerdeki gibi benzin fiyatı olsaydı, buna karşılık yıne örnek veriien ülkelerdeki ucretler verilseydi!.. Ama, işte değil... Kandıra'daki 168. Pıyade Alayı baskını ve Bağcılar'da bir potts memuru ' nun öldürulmesi olaytanyla ügili olduldan saviyta haMannda "yasadışı TKP/ML TJKKO adlı örgüt Cıyesi olmak ve biMiri dağıtmak"tan dava açılan 4'ü tutuklu 9 kışinın yargılanmasma başlandı. Istanbul DGM'deki dunkü duruşmada tutuklu samktar Ramazan Gurpay, ismaıl Yaman, Kemal Işitmez ve Murat Bafkaş ile tutufsuz olarak yargıianan diğer 5 sanığın sorgulan yapıldı Gözaltında tutuldukları yaklaşık 20 gun içinde çeşitlı baskılara maruz kaldıklannı belirten sanıklar, emmyet, savcılık ve sorgu hâkimliğinde alman ifadelenm kabul etmediler Denktaş'a (Baştarafı 1. Sayfada) tısında yaptığı konuşmada, Rum tarafma diyalog için özal Papandreu görüşmesinin yapılacağı haziran ayına kadar sure lanıdıklarını, gelişmc olmazsa "resmen tanınma" girişimlerinde bulunacakJannı söyledi. lngiltere Avam Kamarası Kıbrıs Türk Dostları Grubu tarafından Londra'da parlamento yakınındaki İnsaat Mühendısleri Eostirüsü Salonlan'nda duzenlenen Kıbrıs konusundaki uluslararası konferans öncesi, bina önunde çok sayıda Rum gösterici toplandı. Ellerinde Türkçe pânkartlar bulunan göstericilerden 50 kadan konferanstan önce binaya girdi. Görcvlilerin isteği üzerine binaya gelen polis, göstericileri zorla dışarı çıkarttı. 4 gösterici karakola götürüldü. Edip Emil Oymen'in haberine gore, yuvarlak masa toplantısının açış konuşmasını yapmak uzere bina önüne gelen Rauf Denktaş'a. Rum göstericiler pankart sopalannı fırlatmaya başladılar. Bu arada bir Rum genç, elindeki tahtadan haç ile Denktaş'a vurmak istedi. Siyasi Danışmanı Çavlan Suerdem'in kendisini siper ederek koruduğu Denktas ile KKTC Dışisleri ve Savunma Bakanı Kenan Atakol, isabet almadan binaya girmeyi basardı. KKTC Londra Temsilciliği Birınci Sekreteri Tahsin Ertuğoglu'na ise 3 kez vuruldu. Saldırıdan sonra, "Zorba her yerde zorbadır. Bu insanlara aamak gerekir" diyen Denktaş, şu açıklamayı yaptı: "Üzerime fıriatılan pankart sopalan ve üzerime tahta bir haçla yapılan saklın karşısında, Rum gencinin beni çarmıha gereceğini sandım. Şaka bir yana. elindeki haçla bana vurmaya kalkan gence donup baktığunda, >üzündeki nefreti gördum. Rum gençliğinin bu kadar Türk düşıtıanlığıila doldurulmus olmasından çok üzünru duydum. Bi? bu insanlarla bir arada jaşayacağız. Bunlar bize doslInk gösterecekler ve hak verecekler! Kendi gençliklerine yazık edijorlar. Bizint kendi açımızdan Rumun Kıbns'la ne istediğini anlatabilmemiz için bundan daha guzel bir fırsal olamazdı. Kendileri bu eylemleriyle Türlni ve banşı islemediklerini anlattılar. Rnmlar bu tur numayişlerle Tüm Kıbns'a sahip çıkmak istediklerini bir kez daha gosterdiler." Açış konuşmasında Rum lideri Vasiliu'ya diyalog için hazirandaki ÖzalPapandreu görüşmesine kadar süre tanıdıklarını belirten Denktaş, Rum liderinin tutumunda bir değişiklik olmadığı takdirde resmen tanınma girişimlerine baslayacaklarını söyledi. Vuralhan: lakalanmaları an meselesi (Baştarafı 1. Sayfada) operasyonlar sırasında önemli ipuçları elde ettikleri öğrenildi. Firar oiayımn ortaya çikmasından sonra ara veriien, tutuklu yakınlarımn görüşlerine dün yeniden izin verildi. Cezae\i kapısına gelen tutuklu yakınlan, nöbetçi askerlerin kum torbalan arkasına yatarak silahlarını üzerlerine doğrultmaları ve kendilerine yapılan "dıır" ihtarı üzerine, cezaevi yetkilileriyle tartıştılar. lçeri girmek isteyen yaklaşık 20 kişilik tutuklu ailesiyle tartışan bir subayın, tutuklu yakınlanna silahlı askerleri gösterip, "Zoriarsanu vururlar" dediği görüldü. Metris'te gerçıekleşen firar olayırun yankıları surerken, cumartesi ak$amı babasının evine giderek ailesince polise teslim edilen fırari Şaban Özbek'in sorgulaması dün de sürdürüldü. Kaçış olayının yönterai ve nasıl olduğu konusunda özbek'in yaptığı ayrıntılı açıklamalardan sonra Metris'te alınan güvenlik dnleralerinin sıklaşnnldığı dikkatiçekti. Cezaevinin girişi ve çevresine yerleştirilen askerlerin aralıklı olarak, silahlannda "doldurboşalt" çalışması yaptıkları gozlendi. Cezaevinde önceki gün yapılması gereken "eş" görüşüne izin verilmedi. Dun sabah cezaevi karşısındakı kahvehanede toplanan tutuklu yakınlanna sabah saatlerinde, yetkililerce görüş izni olmadığı bildirildi. Metris Askeri Cezaevi'nin kapısında dün heyecanlı anlar yaşandı. Sabah saatlerinde gorüs izni olmadığını öğrenmelerine karşın cezaevinin karşısındaki kahvehanede bekleyen tutuklu yakınları, öğle saatlerinde tekrar bir girişimde bulunduîar. Saat 11.30'da cezaevi kapısına yaklaşan tutuklu yakınları ve basm mensupları, cezaevi kapısındaki askerlerin, silahlarını kendilerine doğrulttuklannı gordüler. Askerlerin önlerindeki kum torbaları ile oluşturduklan barikatlann arkasına yatarak, silahlarını doldurup yaklaşanlann üzerine doğrultması üzerine tartışmalar çıku. Kapıya kadar yaklaşan çoğu kadm 20 kadar tutuklu yakını, cezaevi yetkilileri ile konuşmak istediklerini söylediler. Bu sırada cezaevi icinden ellerinde kurt köpekleri ile askerlerin yaklaştığı dikkati çekti. Askerlerin "dur" emrine karşın kapıya kadar gelen gruptakiler, kapı önünde bir süre bağırarak cezaevi yönetiminin bu uygulamasını protesto ettiler. Bu arada bir grup askerin de kapı girişinin hemen yanmda silahlannı "doldurboşalt" emri ile hazırladıkları dikkati çekti. Durumun gerginleşmesi üzerine, gazetecilerin de fotoğraf çektiğini gören cezaevi yetkililerince, askerlere, tutuklu ailelerine yönelik silahlarını indirmeleri emredildi. Ortalığın sakinleşmesinden sonra kapıya gelen albay rütbesindeki bir subay, görüşe izin verileceğini söyledi. Ancak tutuklu yakınlarının, "Bize neden silah çektiriyorsunuz?" şeklindeki soruları üzerine aynı subay, "Manlık birdir. Askeri zoriarsanız vururlar" yanıtını verdi. Içerdekilerin durumunu soranlara da, "Onlann ne suçtt var? Kacanlar izleniyor >e soruşlurma sürdürıiliiyor. Diğerlerinin burnu bile kanamaz" dedi. Daha sonra salı gunleri göruşu olan tutuklulann y'akınlan cezaevine alındı. Ancak beraberlerinde getirdikleri iç çamaşırları ile eşyaların içeri sokulmasına izin verilmedi. Ola CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Bufiara/ı 1. Sayfada) tîşmek, Batı Almanya'ya Buyrun, orada normal benzin 751 lira. Avrupa fiyatlarına yetişmemız gerektiğinı açıkça söyleyen özal'ın mantığına göre. benzinin normaline en azından 146 lira daha zam gerekiyor. Demokratik özgürlükler alabildiğince kısıtlı olsun, ne çıkar? Yeter kı piyasa ekonomisinde akaryakıt fıyatları da serbest bırakılmalı. Bu karara vardı varacak havada. Sonunda benzinı de bakkallarda gunü birlik yükselen fiyatlara çevirecek, öyie görünüyor Ama Batı Almanya'yı yakalayacak. Kalemşörlerinin gözü aydın olsun, Özal'a bol alkış tutacakları yeni bir öğe daha gündeme geliyor. Sadece akaryakıtta mı Avrupa nın gerisindeyiz? Hıç olur mu canım efendim; örneğin demırçelik, çimento, buyrun PETKİM ürünleri. Hiç gazete kâğtdını unutur mu Başbakan? Bizde kilosu 636 liraysa dışarda 900. Batıyta aramızı kapatmak için basına yeni bir maddi darbe için ağız yapıyor. Özal'a bakılırsa dünyada bu yıl enflasyon artacakmış, biz niye geri kalalım demeye getiriyor neredeyse. Yetişiriz, hatta geçeriz B^tılılan. Hazırtık tamam: Elektnk, Tekel ve akaryakıtta önümuzdeki günlerde yine vur beline tüketicinin. Özallı kalkınmayı bir türlü kafalarına sığdıramayanların sındiremeyenlerin karşısında kale gibi duruyor Özal1 ın felsefesi: "Libere mallarda dış piyasalara uyacağız. yapacağımız bir şey yok!" Türkçesi, sürekli zam. Zamcı babanın yeni duyurumlarına kızarak istersen dön, sağ yanına bir lahavle çek, dilersen dön sol yanına bir tövbe estağfurullah deyiver. Ne yaparsan yap nafile, almış başını gidiyor, tutabılirsen tut, ama olanaksız. ANAP grubu dün sabah zamlarla hafif bir tedirginlik ıçine düşmüşşe, onları uyutmanın formülünü Özal bulmuş: İki. iki buçuk saat sürekli konuş, rakamlar sırala, rakamları harmanlayıp tutarsız hedefler göster. Altta kalanın canı çıkarmış, çıksın. ANAP grubundan alkışlarla perde iniyor. Balıdaki akaryakıt fıyatlarını vermeye başlayınca Özal, iktidar milletvekillerınde bir mınldanma, aralarında konuşmalar göruldü. Ama Avrupa'ya yetişmeye çalışırsak halimız duman mı demek istiyorlardı, yoksa amman yetişelim diye Özal'ı kışkırtıyoriar mıydı, anlaşılamadı. Bu çizgiler Özal'ın TV kamerasının parlak ışıkları altında kürsüde yaptığı tiradın ana hatları. Bir de halkın düşüncelerini, eğilimlerini yansıtan muhalefet gruplarındakı seslere kulak verelim. inönü gibi sözcükleri kuyumcu terazisine vuran insandan bugüne dek duymadığımız vurgulamalar, yargılar not defterimize akıyor: "Insaf ölçulerının dışına çıkıldığını söylemek yetmiyor Özal'ın zamları anlatırken söylediklerı karşısında 'aklını yitirmiş' olduğunu ister istemez söylüyoruz. Başbakan görülmemiş fütursuzlukla ve saygısızlıkla zamların gerekçelenni anlatıyor. Görülmemiş saygısızlıkla devletin zarar ettiğini, vatandaştan alacağını söylüyor. Yıllardır devletin başında. Devletin neden zarar ettiğinin hesabını vermeli. Bu yol sizi çok yakında kayalara çarptıracak. Bunlan 'son uyarı' diye dinleyinız. Vatandaşlar Özal'ı dinlerken dayanamayıp TV'lerı kıracak. Anayasayı bir kez ihlal etmeyi olağan karşılayan bir başbakandan sonra hırsızlıktan yakalanan kışı hâkimden bir kez yaptığı için affını isterse?.. Ya da anayasaya bir kez ihlal geçeriidir diye madde koymalı. Başbakan çılgınlık' yapıyorsa, ona herkes uymamalı. O, bir istisnadır. Başımızdaki adam böyle çılgınca sözler söylerse başımıza neler gelebileceğini bilemeyiz." Demırel daha başka üslupla aynı havada: "Sız ne barış istiyorsunuz, ne de huzur. Kavga istiyorsunuz, kavga. Oyuncu yasayia Mecliste çoğunluk yok, sıraları ışgal edenler var. Ne yaptığını ne söylediğini bilemez hale gelmiştir. İşçı, köylu açız diye feryat ediyor, hukümet Abant'ta yiyip içiyor, yüz mılyarlık makarn arabalan alma niyetinde. Bunlar 'kendıleri' için vardır, bir ellerı balda bir elleri yağda, isterler ki sefa sürsünler. Bugün 'örtülü ara rejim' yaşanıyor. 12 Eylül kan dökmeyi önlemek ıçın yapılmış, ancak dönmüş dolaşmış bu iktidan milletin başına bela etmiştir." Sade ınsanın aklından geçirip söyleyemediğı yenir yutulur cinsten olamayan, sertin ötesinde ırdelemeler. Hayrola Başbakanımız, hep basında arar durursunuz, ulusu temsilen siyasetin sağında solunda amigolar mı çıkıyor? Ne dersinız?.. yı televızyondan öğrenerek Maraştan gelen ve Metris Askeri Cezaevi'nde oğlu asker olan Mehmet Töremen adlı babaya da ziyaret için izin verildi. Firar olayından sonra ilk kez cezaevine giren tutuklu yakınlarından Sevgi Erdogan, E20 koguşunda kalan DevSol saruklarından eşi İbrahim Erdogan'ı ziyaret etti. Erdoğan, goruşten sonra, "kütuphane ve havalandırmamn, gazete girişinin, atölyelert giriş çıkıslann jasaklandıgım" öğrendiğini soyledi. Bu arada tutuklu yakınlarından edinilen bilgiye göre, dun sabah saatlerinde görüşün yasaklanmasııu protesto için tutuklu ve hükümlüler slogan attılar. Cezaevi idaresinin görüş yasağını kaldıracağına dair bir bilgi vermemesi üzerine genişleyen protesto gösterisi, mazgallann tekraelenmesi şekline dönüştu. Kaçış olayının meydana geldiği E15 ve E16 koğuşlarmın bulunduğu E blokta kalan tutuklu ve hükümlulerin de diğer bolumlere dağıtıldığı öğrenildi. Cezaevi yetkilileri, göriişlerin normale döndüğünü belirterek, daha önceden uygulanan takvim içinde tutuklu yakınlanrun gönişe gelebileceklerini belirttüer. Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan, cezaevinden kaçan 29 firariden 28'inin yakalanmasının an meselesi olduğunu soyledi. ANKA'nın haberine göre,firarilerincezaevinden çıktıktan sonra değişik yCnlere dağılmıs olabiieceklerini belirten Vuralhan, "ÇeşJtli ipuçlan mcvcut. Bu ipuçlanndan >oja çıkarak çok >önlu araştırma devam ediyor. Yakalanmalan an meseiesidir. Çorap soküğıi gibi ele gecirilecekler. Yurtdışına kaçma girişimmde bulunulduguna dair bir ipucu bulunamadı. Çorap sökugü gibi ele gecirilecekler" dedi. Sayın Prof. Ayşe Baysal'a Beslenme ve Diyetetik bilim dalı öğretimi geçen yüz yılda Amerika'da başlamış olabilir. Bilim ve teknoloji, bilımsel beslenmenin uygulandığı ülkelerde gelişebilir. Amerika ve Japonya da başta sayılabilir. Oralardakı uzmanlar televizyona çıkıp mercimek mı öneriyorlar? Bol proteinlı etleri, salamları. jambonları, ıstakoz, karides. havyarları kimler yiyor? Meyhane beslenmesine geünce: Çilingır sofrasında mercimeğin yeri yoktur. Toprak Ofis'in elinde mercimek stoku var diye bir beslenme uzmanının ortaya düşüp evleri ayda bir et görmeyen ınsanlara mercimek yiyın diye seslenmesi ne oluyor? Sayın Baysal, sızı tanıyanlar kırsal kökenli ve Hasanoğlan (ya da ivriz) Köy Enstitüsü çıkışlı olduğunuzu söylediler. Kız Teknik Yuksek Okulu'nu bitirdikten sonra birkaç kez Amenkaya gıttiğınızı de bıliyoruz. Bilginizi, görgünüzü arttınp master yapmışsınız. Bunları halkımız için yararlı işlerde kullanmak gerekir. Cumhurıyet'in 37 yıllık okuru olmanıza ve 'kimsenin almaya korktuğu dönemde öğrenci kantıninden gazete aldırttığınıza' sevindik. Korku dönemınde siz alırken gazetedekiler de yazıyordu. Bu ortak bağ her zarnan güçlü olacaktır. Mercimek arayı açmasın!.. Saygılanmla. Dışişleri kınadı Dısişleri Bakanlı^ı Denktas'a yapılan saldırıyı kınadı. Dışişleri Bakanlığı sözcusii İnal Batn, "Üziınlü dnyduğumaz bu olayı yaratanlar haklanda dünya kamuoyn gerekli hükmü verectktir" dedi. Başbakan Özal olayı gazelecilerden ögrendiğini bildirdi ve Denktas'a yapılan saldırı için "Bir sürii maoyak, deli var ne yapalım? Her zaman vardır bunlar" dedi. İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, BBC'ye verdiği demeçte, Kıbrıs konusunda arabulucuk yapmayacağını söyledi. Kıbrıs'm "de facto" bölünmüşlüğunün çok uzun sürdüğünü, bu yüzden de sorunun artık zaman geçirilmeden çözümlenmesinde yarar gördüğunü belirtti. TJC MîllîPiyango Çekîldi Milli Piyango'nun Ankara'da yapılan 29 Mart 1988 çekiüşinde ıkramiye kazanan numaraların tam listesi: 500 MİLYON 334456 250 MİLYON 968011 100 MİLYON 380210 50 MİLYON 674987 25 MİLYON 399124 701700 10 MİLYON 156851 329525 526408 665575 5 MİLYON 021159 124408 155837 219991 452007 542031 614398 719781 959800 969192 2 MİLYON 014299 017005 287062 479028 536259 539813 567527 576792 596171 618799 752081 763342 837302 868147 885898 1 MİLYON 009010 016546 021298 041842 044511 079360 104999 107300 114650 122830 142365 149514 161788 174222 174514 189038 190895 193262 203945 205200 211711 216697 229425 230483 240452 242723 251068 252554 268621 283504 286619 292635 305715 309223 317692 335057 350628 352949 376267 3865*3 396361 405581 422235 435389 435593 436803 445783 460651 463635 466971 476717 481863 507246 508292 519141 520792 521264 530867 534461 535222 547690 554999 556392 562804 565247 581184 589260 593979 597953 600118 605429 610188 636033 653049 654034 659212 674744 684557 688793 697557 748604 753421 758757 782151 790214 802353 816934 818947 822245 852236 861931 863906 871289 892077 912168 939704 949202 962165 971642 972616 100 BİN 10171 11416 13051 13571 15894 16503 19079 21574 22570 23344 26771 27635 33067 33289 37973 43546 60256 61815 64310 66132 70079 71216 76042 82284 88501 88622 91532 92365 93871 95350 50 BİN 0102 0393 04600955 1111 2001 2246 2260 2446 2792 4718 4780 4845 4999 5045 6744 7044 9670 9672 9853 20 BİN 031 297 491 924 10 BİN 43 55 71 82 AMORTİ 3 5 St. Giles College'da İngilizce LondraBrightonEastbourne BARAT 1.14744881.1484357 ISTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ İSKİ İSTANBUL SU VE KANALİZASYON İDARESÎ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İNŞAAT İHALESİ Asağıda özelb'kleri belirtilen kapaiı zarf ile teklif alma yöntemindeki ihale ile ilgilenenler, ihale dosyasını ISKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ATIKSU ARITMA İNŞAAT DAİRE BAŞKANLIGI'NDA görebüir ve dosya jcdelini İSKJ GENEL MÜDÜRLÜCÜ merkez veznesine yatırarak alabilirler. tsteklilerin şartnameye uygun hazırlayacaklan kapaiı teklif mektuplannı aşagıda belirtilen tarihte saat 11.00'e kadar asağıda belirtilen adreste GENEL EVRAK MÜDÜRLÜĞÜ'ne, giriş, tarih ve numarasını içeren alındı makbuzu karşıhğında teslim etmeleri gerekmektedir. Teklif zarfları saat 14.00'te İhale Komisyon Bajkanlığı'nca açılacaktır. İSKİ NO: TEKLİF VERME TARİHİ GEÇİCİ TEMİNAT İHALE TARİHİ DOSYA BEDELİ 7 koyluyü 1 *t !•• •• ÇALl^ANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL w ÎŞÎN ADI KEŞÎFBEDELİ K3476 Heybeliada Atıksu Deniz Desarjı, Pom.lst. ve Ana Toplayıcılan Insaaü 1.200.000.000 TL 19.4.1988 36.0O0.OO0TL 21.4.1988 100.000 TL K3478 Kınalıada Atıksu Deniz Desarjı, Pom.lst. ve Ana Toplayıcılan Insaatı 910.000.000 TL 19.4.1988 27.3O0.OO0TL 21.4.1988 100.000 TL K3903 Anadolukavağı Atıksu Deniz Desarjı ve Pompa Ist.lnş. 135.000.000 TL 19.4.1988 4.050.000 TL 21.4.1988 25.000 TL Not: 1 Postadaki gecikmeler dikkate alınmaz. 2 İSKİ 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na tabi olmayıp ihaJeyi yapıp yapmamakta, diledığine kısmen veya tamamen yapmakta, uygun bedelin tespit ve takdirinde serbesttir. ADRESİ: İSKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Aksaray Meydaru 34410 AksarayİSTANBUL TEL : 523 18 64 99 (36 Hat) TELEX : 31293 ISUtr FAX : 90 (1) 521 16 22 Basm: 15995 (Baştarafı 1. Sayfada) tanlar daha sonra da iki koyiüyu aiarak kaçtüar. Olaylarla ilgili gönışlerini açıklayan bir üst düzey güvenlik yetkilisi, Yağızoymak ve Kayaboyun köyündeki olaylann Nevruz bayramının son günü olan önceki gece yapıldığına dıkkat çekti. Kıdem Tazminati HakkınT Bonn'da eylem Bonn'da PKK militanı 30 kadar kişi dun öğle sulannda Alman haber ajansı DPA'nuı basın merkezindeki bürosunu basarak kısa bir sure işgal etti. Ellerinde pankartlarla DPA bürosunu basan militanlar, Federal A!manya'da son aylarda gerçekleşen tutuklamaları protesto ettiler. Ancak Alman polisi bu kez PKK eylemine çok sert yanıt verdi. Amsterdam'da ise sayılan 30'u bulan bir grup bölücü, Federal Almanya Konsolosluğu'nda iki saatlik bir oturma eylemi yaptı. VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Şirketimizin kurucularından Rahmetli Refik Bezmen'in damadı, eski Yönetim Kurulu üyemiz, Şirketimiz hissedarlarından, değerli insan ZEKİ EKEMEN 28.3.1988 günü vefat etmiştir. Merhumun cenazesi 30.3.1988 Çarşamba günü öğle namazını müteakip Şişli Camii'nden alınarak Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki Aile Kabristanı'na defnedilecektir. Merhuma Tanrı'dan rahmet, kederli ailesine ve yakınlanna başsağlığı dileriz. 1980 yılında bir limiled şirketin kurucu orlagı oldum. Daha sonra, 1983 yılında bir bu>ıik kurulusun iştiraki olarak re hisselerimizj de devrederek bumi'lerinc katıldık. Şimdi ise SSK'lı olarak aynı limited şirkelle gore>imi sürduruyoruın. 1 Emekli oldugum zaman kıdem lazminatı konusunda bir anlasmazlık çıkar mı? 1980 jılında limiled şirketin kuruluşundan bu >ana mı >oksa gruba kalılış tarihimiz olan 1983 yılından sonrası için mi kıdem la/minaıı hakkım dogar? Bu bonuda >argının yorumu nedir? G.D. ANKARA YANIT: 1 Oncelikle limited şirket onaklarımn, kendi şirketlerinde düzenli ve surekli olarak çalışması şirketle araiarmda bir "ış akdı" ilişkisini doğurar mu? Bu sorunun yanıtını ayn görüşlere sahip iki yargı kararı vereeekîir. (1. Karar):"Limiled ortaklıkta ücretli miidür olarak çalışan (ortakmüdür) durumundaki kişileıin çalışmalan hizmet akdi olarak nilelendirilemez. Ortak miidiir gerçekle kendi işini gören kimse durumundadır ve çalışmalan sonuç olarak Sosyal Sigortalar kanunu'nun 3. Maddesinin 1/K fıkrasında anılan bağımsız calışanlannki ile özdeştir." (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 26.11.1974 Tarih, 5234 Esas ve 6836 Karar) (2. Karar): "Davacının. davalı limited şirketle bir (1) hisseye sahip hissedar olduğu anlaşılmaktadır. Ancak şirketin pazarlama işlerini ücret karşıhğında ifa ettiği de dosyadaki bilgı ve belgelerden ve iş mufettişi raporundan gorülmektedir. Bu şekilde ilişkinin gerek çalışma ve gerekse ucret ödeme bakımından düzenli vesureklilik arz etmesi itibanyle hizmei akti olarak kabulü gerekirT" (Yargıtay 09. Hukuk Dairesi 16.12.1985 Tarih. 11269 Esas ve 11945 Karar) Her iki limited şirketteki çalışmalarınızın "Bir hizmet akdi"ne dayalı olduğu kesinlik kazandığında, kıdem tazminati konusu da açıklığa kavuşacaktır. "İşyerini devralan işveren. işçiye karşı önceki ve kendi dönemindeki hizmet surelerinin loplamı uzerinden sorumludur. İş Kanununun 1927 sayılı Yasa ile değişik 14'2. maddesi gereğince işverenin kendisinden onceki işverenleriıı sınırlı sorumluluğu yanında. işçiye karşı önceki »e kendi döneminde geçen tüm hizmet siıresinden sorumludur. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 22.3.1978 Tarih, 3486 Esas ve 3971 Karar). İZMİR 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt HÂKİMLİĞİ'NDEN 1987/747 Davacı Mesrure Dolu tarafından davalı Şaban Dolu aleyhine açılan boşanma davası sebebiyle: Izmir Bahçelievler, 510. Sokak No: 13 adresinde bulunduğu bildirilen davalı Şaban Dolu'ya çıkaıtılan tebligat bizzat kendisine tebliğ edilmemiş ve zabıtaca yapılan araştırmada da davaJının o yerle ilişkisinin olmadığı ve Almanya'da bulunduğu bildirildiği sebebiyle adına dava dilekçesinin ve duruşma gününün tebliğine karar verilmiştir. Abdurrahman ve Habibe oğlu, 1929 doğumlu Şaban Dolu'nun duruşmanın yapılacağı Izmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 23.5.1988 günü saat 9.25'te hazır bulunması veya bir vekille temsil ettirmesi, duruşmada hazır bulunmadığı takdirde tahkikata ve yargılamaya yokluğunda devam edileceği ve hüküm verileceği davetiye yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 25.3.1988 Basın: 16144 MENSUCAT SANTRAL T.A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle