28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
75 MART 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 SÎNEMA ATİLL DORSAY 1. ANKAKA FİLM ŞENLİĞI'NDEIN İZLENİMLER KİM KİME DUM DUMA BEH/Ç AK bv Kfif£ (JB Ok kahve'de ie. kadtna. okvdvav ki Okvmuf. Şiz. okudunvzmof Dkyazla gelen siııema heyecanı Ankara'mn Metropol, Kızüırmak gibi gerçekten rahat salonlannda filmleri izliyonız. Mahmut T. öngören, ikinci gecenin Fransız filmi "Panik Rüzgân"mn yönetmeni Bernard Stora'yı sahnede seyircilere sunuyor. Ankaraltlar, bir gece Once Ann Zacharias'ta olduğu gibi, uzun yıllardır ilk kez biraz sonra görecekleri bir fılmin yaratıcısmı selamlıyorlar. ANKARA Ankara'ya ilkyaz geliverdi. Ve buraya taşıdiğunız tüm kalın giysiiçr işe yaramaz hale düştü. BaşkeMİüer, her zaman olduğu gibi siyısal tanışmalardan, onlardan başlanru alabüdiklerinde ise çevTe sorunlanndan söz edip duruyorlar... Yeni TRT genel müdürOnUn kim olacağı kadar, hava kirlıliğinin geçen yülara kıyasla büyük ölçude azalması veya Adalet Sarayı'nın tüm çağdaş senircjlik kurallannın tersine niye kentin göbegine yapıldığı gibi sorular da, Ankarahları sürekli meşgul ediyor... Konuşma konulannın arasında ilk kez yapılan Ankara Film Şenliğı de yer alıyor elbette... Ama oldukça alçakgönüllü biçimde... Ankaralılar, henüz lstanbullu sanatseverlerin yaşadığı Sinema Gunleri koşuşturmasmdan ve fırtınasından oldukça uzak, sakin ve soğukkanlı biçimde izliyoriar şenliğı... öylesine soğukkanlı biçimde ki insan acaba Ankara için bir sinema şenligi gerekli miydi kuşkusuna bile kapılmıyor değil... Aslında Ankara'da sinema yaşamında açık bir canlanma var. Gerçi biraz eski kuşak Ankaralılar, üst üste yıkılıp gitmiş eskinin salonlanm, Büyor... Ciddi biçimde iştetilen Metropol, Kızılırmak, Akün, Derya ve yakın zamanda kendilerine çeki düzen veren Talip, Menekşe gibi salonları hiç boş bırakmvyorlar... Ankara Film Şenligi'nden hemen sonra gösterime girecek olan "1980" veya "Kadının Adı Vok" gibi filmler daha şiradiden heyecanla bekleniyor, üzerlerinde tarüşılıyor. Peki, Ankara Film Şenligi nereden çıkmış, kimin aklına gelmis? Her zaman olduğu gibi bir avuç sanat âsığının, kendilerine iş ve dert arayan bir avuç gönüllünun!.. Mülkiyeliler Derneği'nin Alper Aktan ve Ahmet Bahadır Boso gibi yöneticüeri, Bilım ve Sanat dergisinin sahibi İlhan Alkan ve Bilar A.Ş. Başkanı Aziz Nesin düsünmüşler başkentimizi bir sinema senliğine kavuşturmayı... Işin "hamallıgıar' ise yine bir avuç insan yüklenmis, hemen hemen amatör koşullar ve amatör bir heyecanla: Mahmnt TaH dostumuz, Önıer Tuncer, Bahriyc Haaım gibi... Ve önceleri sıfıra yakın bir butçe ve cck sırurlı olanaklarla bu ışe girişilmiş. Allahtan şenligm başlamasına yakın, basta Kultür Bakanlığı'mn yardımı olmak üzere kimı dddi yardımlar sağlanmış dasenlik rayina oturabilmiş... Ve Ankara'mn Metropol veya KıZJİırmak gibi gerçekten rahat, güzel salonlarında kimi filmleri izliyonız. Mahmnt T. Öngören, ikinci gecenin Fransız filmi "Panik RuzgârT'nın yönetmeni Bernard Stora'yı sahnede seyircilere sunuyor. Ve Ankaralılar, bir gece önce Ann Zacharias'* ta olduğu gibi, uzun yıllardır ilk kez biraz sonra görecekleri bir filmin yaratıcısını selamlayabıliyorlar. Bir sinema şenligi nm en güzel yanlanndan biri de bu değil mi? Ertesi gün ltalyan sinema ustası Ermanno Olmi'nin toplu gösterisinden birkaç film izliyor ve yıllar önce "Nalın Ağaa"yla Cannes'da büyük ödül kazanan bu ilginç yönetmenin belgeselle belli bir şiirin, dinsel inanmışlıkla Italyan operasından gelme lirik öğelerin birbirıne kanştığı sinemasının tadına varmaya çalışıyoruz. Her şey yolunda mı Ankara Film Şenliği'nde? Kuşkusuz değil. Öncelikle seyirci ilgisinin beklenenin altında kaldığı söylenebilir. Salonlar hiçbir zaman dolmadıği gibi kimi seanslarda (özellikle sabah seanslannda) 1015 kişiye film oynatıldığı da oiuyor. Konuştuğumuz öğrencüer, 2000 lira olan bilet fiyatlannın pahalılıgından söz ediyorlar, öğrenci indirimi olmamasını elestiriyorlar. Profesyonel bir kadroya verilmeyen, tümüyle amatör gençlerin eline bırakılan anında çeviri tam bir sorun halınde... Şenlik düzenleyıcilerinin baştan kimi yanlıslar yaptığı gözleniyor. önceu'kle programın çok parlak ve çekici olmadığı, istenen filmlerin yerine geJenlerle, bulunanlarla yetinildiğj söylenebilir. Ancak bir ilk şenlik için bu biraz da kaçırulmaz değil mi? Aynca Ankara gibi sinema bilet fiyatlannın daha düne kadar belediye denetımi altında ve oldukça düşük olduğu, daha 23 aydır 1500 liraya geçildiği bir memur ve öğrenci kentinde, çok da parlak adlarla donanmış otmayan bir şenlik için 2000 lira fiyat koymak ve öğrenci indirimi de yapmamak kuşkusuz bir yanlışhk... Çevirı sorunu, tanıtım sorunu, açılış niminin secimi gibi konular da var... Ancak Ankaralılar kuşku yok ki bir sinema şenliğini ve böyle bir şenlik aracılığıyla bcan anemalarda asla göremeyecekleri degişik filmleri görmeyi hak ediyorlar. Sanırım kimsc Ankara böyle bir şenliğe layık değildir diyemez... Ben, gelecek yıllardar başlayarak her şeyin yerli yerine oturacağına ve Ankara Film Şenligi'nin uluslararası bir düzeye çıkacağma inanıyorum. ALDI GİTTl. tUtm D B 1 M 1 Ankara Fılm Şenlı ji'nde sunutan Sovyet filmleri arasında Andrey Mıhatkov Könçaiovski'nm 1979 yapımı "Sibtrya Destanı" adtı yapıtı da yer alıyor "Si; bırya Destanı". 1979 Cannes Senlıji'nde seçıcı kurul ö2el ödülune defler oörütmüştü yük Sinema'yı, Ankara veya Çankaya'yı özlemle aruyor, hele hele "dünyanın ea güzei sfaıemalanndan biri" olan An'ya TRT'nin, Çağdaş Sahne'ye ise Devlet Tiyatroları'nın el koymasını bir türlü bağışlamıyorlar. öyle ya, sinema salonu faciası sünip giderken, devlet kunıluşlannın yeni mekânlar, yeni olanaklar yaratmak yerine var olan salonlara el koyması anlaşılabilir mi? Ancak "öl*o 61raüş, kalan saglar ise Ankaralılann otmus"... Gerçekten de, Ankara seyircisi sinemaya büyük ilgi gösten HIZLI GAZETECt yECDET TAHKER, 0/<? Alfm /KMAToflE AiT OIMAJ/NA KA(?5<N, PANAMA \Qiit f* OLUMYORPV S SA61API6I K0LAİUK P l : \fER6i, PFN'Z ELV£RİŞÜÜK İSE. PÖMANU4 Eri UC GEM AÇ ONIMR OLPVKFİUPİNtiLERdtn 'JCUZU YOK m. OLMAZ OLUR MU ?. VAR..TÜRIC Güzel değil, doğru görüntü Görüntü yönetmeninin görevi, güzel resimler çekmek değildir. Görev, doğru görüntüyü bulmaktır. Görüntü estetik dışı olabilir. Hikâyenin dramaturjisine uygunsa, doğru ve güzel olur. Film, doğru • görüntüler toplamıdır. Görüntü yönetmenliği... Bir fîlmin karşımza, perdeye gelen hemen tüm estetik niteliklerinden sorumlu, yönetmenin kafasındakinin pelikül (film) Uzerinde somutlaşmasırun aracı, adı zaman zaman tümüyle bılinmezliktengelinen. ama kimi Batı örneklerinde olduğu gibi, yönetmen derccesinde önemsenen ve efsaneleşen sanatçı... Bir görüntü yönetmeniyle konuşmak istedik bu hafta... Bunun için de sinemaya geçeli görecelikle kısa bir süre olduğu halde, çevirdiği bir avuç fılmle dikkati çeken, Antalya'da bir Altın Portakal alan, üstelik daha önce sinema uzerine konuşmalarımızda, bu aianda sürekli okuduğu, düşündüğü, kendi kendine sorular sorduğu ortaya çıkan Aytekin Çakmıkçfyı seçtik. tşte son yıllann bu ilginç kamera ustasırun söyledikleri. Göriintü yönetmenligine nasıl başladınız? ÇAKMAKÇI Asistanlık, f otoğrafçıhk, laborantIık ve reklam kameramanlığından sonra, bu mesleğın tatmin noktasırun sinemada görüntü yönetmenliği olduğunu düşündurn. 1984'ün ilk aylannda "Aa" tilmiyle ışe başladım. O günden beri yaklaşık 40 fılm yaptım. Başhcalan "Yılanlann Öcn", "Kan", "Sen Türkiileri• Sdyle", "Suçumuz İnsan Oimak", "Gönese Köprii", J "M>hâB Bey", "Biri ve Digerieri", "Prenses', "tpekçe" vb. Bu filmleri çekerken büyük bir potansiyeli, bundan once çektiğirn fılmlerden aldığımı söylemeliyim. Günümüz TürV sinemasında görnntn yönetmeninin yeri lam olarak nedir? Filmin gidişi ve kalitesi Kzerinde ne gibi bir etkisi olabilir? ÇAKMAKÇI Göruntu yönetmeninin görevini düşundüğumuzde, zaten bunun yanm verilmiş olmaktadır. Görüntü yönetmeninin görevi, güzel resimler çekmek, peyzajlar sergilemek değildir. Göre\, dcrğru göruntüyu bulmaktır. Görüntü estetik dışı olabilir. Eğer hikâyenin dramaturjisine uygunsa, doğru ve guzel olur. Fılm doğru göruntuler toplamıdır. Kaygı salt oyuncuyu güzel çekmek veya doğayı yüceltmek değildir. Örneğin, oyuncunun nostaljik bir sahne içinde yorumu gerekıyorsa, oyuncuyu güzel çıkaracağım diye göze hoş gelen estetiği vurgulamak, oyuncunun yorumunu ve yönetmenin mizansenini sabote etmek olur. Sirin sinema kununıyla tfgilendiğinizi, sinema uzerine okııdugunuzu, hatta sinemada semloloji deutn belalı konu>la Ugilendiginizi duydum... ÇAKMAKÇI Fılmin yönetmenin dünyası olduğunu kabui ederek yola çıktığımız zaman ve yönetmene görsel olarak o dünyayı suıunak faturasım sırtlandığımızda, yalnız tekniğin yetmediğinı, düsünsel iletişimin de gerekli olduğunn görürüz. Bunu yakalamak için okumanın ve arasnrmamn yararlı olduğuna inaruyorum. Meslege geçmeden Türk filmi izler miydSniz? Begendiginız göruntu yönetmenleri var mıydı? ÇAKMAKÇI Mesleğe geçmeden önce yas olarak sınemanın bilincinde degildim. Çok genç başladım. Mesleğe girdikten sonra dünya standartlanna göre teknik yetersizlik içindeki görüntü yönetmenlerimizin bireysel uğraşılarla mucizeler yaratuğıru gördum. Sayısız ustanın yanında çalışarak her birinden yadsıyamayacağım deneyimler aldım. Ve o deneyimler bana bugunkü kendi anlayışıma göre görüntü yönetmenliğindeki üretimimde yararlı oldu. Çalıştığim ustalardan, dönem olarak uzunca çalıştığtm Kriton tlyadis, Gani Turmnlı, Kaya Ererez, donemlerine göre görsel anlatımda üstün per formans vererek, biz genç yetisenlere bugünlerin ışıgını ve heyecamnı verdiler. Sonyülann kamera ustası Aytekin Çaktnakçu ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACl AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA\ Kapılar erkek yönetmenlere aralandı MEHMET BASUTÇU PARİS Kadın Filmleri Şenligi'nin perdelerine, on yıl boyunca iyi kötu yuzlerce film yansıdı. Ancak hepstnin ortak noktası, olmazsa olmaz nitetikleri, bir kadın yönetmenin imzasını taşımalanydı. İlk yıllarda, hem işlenen konuların hem de savunulan görüşlerın ya da iletilen bildirilerin belirli bir feminist çizgiyi izlemesi aranmıyor değildi gerçi, ama yavaş yavaş, sen ve katıksız feminızm yerini daha yumuşak bir yaklaşıma bıraknuş. Böylece, 1984'te Paris'in yakın banliyösü Creteil'e taşınan, şenlik giderek getişmiş ve uluslararası planda kadm yönetmenler için özgün ve vazgeçilmez bir şenliğe dönüşmOştü. Bu yıl, 1220 mart tarihleri arasında onuncu kez etkinlik gösteren Kadın Filmleri Şenligi'nin, bu onemli yasgününü, kuşkusuz yeni ve iz bırakacak bir atılımla kutlaması gerekiyordu. Ve sonuçta kapılar erkek yönetmenlerin fılmlerine de aralanıverdi... Ancak radikal feministleri üzecek kadar gözüpek bir adım değil bu. Çünkü, söz konusu erkek yönetmenler, Musluman Arap dünyasındaki kadın sorunlanna değinen ve "Arap Sioemasında Kadınıa Yeri" adlı bir toplu gösıeri çevresinde toplanan filmlerin yönetmenleri... 1985'ten bu yana Creteil'de, Türk sinemasımn yeni ömeklerim izleyemiyoruz ama o yıl birincilik ödülü alan Bilge Olgac'ın filmi "Kaşık Döşnam" sesini duyurraayı sürdürüyor. On yıl boyunca şenlikte gösterildikten sonra Fransa'da dagıtımcı bulmuş filmlerden oluşan bir toplu gösteri kapsamında yer alan "Kaşık DuşmaDi". tam on iki kez seyirci karşısına çıkacak... Şenliğin açılışı, kırkıncı yaşını kutlayan Ingiliz asıllı oyuncu Jane Birkin'i konu alan, Agnes Varda'nın fümi "Agnes V. Tafafından Jane B." (Jane B. Par Agnes V.) ile yapıldı. Kultür Merkezi'nin büyük salonu merdivenlere dek dolmuştu. Degişik skeçlerle noktalanan özgün bir "söyleşi" biçimindeki bu çalışma, belgesel sinemayla öyküiü sinema arasındaki sınırları düzenlı olarak çiğneyen, taptaze, sevimli bir deneme. Agnes Varda, Fransa'da yaşayan Jane Birkin'i olduğu gibi, gunlük giysileri içinde, kendi evinde filme alırken, birden, Birkin'in düşlerini ya da korkulannı sahneye koymaya başlıyor... Jane Birkin, en sevmediği (tsparyol dansözü), çok beğendiği (Laurel) ya da hıçbir zaman çıkamayacağı (Jeanoe D'arc) rollerde buluveriyor kendini "Bu İngiliz aksanımla bana nasıl Jeanne D'arc'ı oynaOrlar ki" diyor Jane B., "Sen de, onun koouşnudığı, ornegin oduo alevinde yakıldığı sahneyi yoruralargn" yanıtıru veŞBHJ6İN AÇtUŞ FİLMİ Kadın Filmlen Şenlijı'nın açılışı, Fransız yönetmen Agnes Vardanın (sotdaj Ingıia asıllı oyuncu Jane Birkin'i (sağda) konu alan "Agnes V Tarafından jane B." adlı fılmıyie yapıldı riyor Agnes V. ve Jeanne D'arc'uı yakılışıru izliyonız... Kadın Filmleri Şenliği'nin yarışmalı bölümünde, Güney Afrika sinemasmdan Sovyet sinemasına dek uzanan on ülkelik bir yelpazede toplanan on üç kadm filmi yer alıyor. Aynca belgesel nitelikli kısa ya da orta uzunlukta filmler de programlanmış. Çoğu Ugjnç ve başanlı çalışmaJar olan bu "gercegin sineması" örnekleri, bir noktada, Creteıl başlarken, son bulan "Cinena du Reel" şenliğinin devamj niteliğinde sanki. Kaldı ki, Beaubourg Kültür Merkezi'nde onuncu yaşı kutlanan bu şenlikte venlen ödülu paylajan "Beynıl: Son Aile Filmi"nin (Beirut: The Last Home Movie) yönetmeni Jennifer Fox da Creteil'in konuklan arasında. Lubnan'daki savaşı kabul etmek istemeyen, büyük bahçesı içinde bombalardan ve kurşunlardan bir oranda uzak kalan asırlık aile konağında eski yaşamını sürdurmeye çabalayan bir ailenin günluk yaşaniısını göruntüleyea bu film, belgesel niteliğirü belirli bir estetik düzeyle bağdaştıran ilginç bir yapıt. Ve her gün, şenligi konuk eden geniş kültür mer " kezi bınasının ortasındaki taş boşluğa serilmiş minderler uzerine bağdaş kuran ya da uzanan, klasik feminist giyim kuşam biçimini çoktan sandıklara kaldırmış, son raodayı izleyen zevkli giyimleriyle dişiliklerinin çekiciliğıni yadsımayan yuzlerce meraldı kadm izleyici, gördükleri filmlerin yonetmenleriyle, "Kanada hapishanelerinde kadınlann yaşaım", "dnseUik ve çocuk sabibi olma" ya da "Islan ve kadın" gibi degişik konularda tartışacaklar... Creteü'de avTica, bugüne dek sesini dünyaya duyuramamış, gerçekleştirdiği altı fılme karşın ülkesinde bile ilgı dışı kalmıs bir Sovyet kadın yönetmenin, Kira Muratova'nın sinemasını da yakından izleyip tanıyabileceğiz. Annesi Romanyalı, babası da Rus otan Muratova'nın, çalkantılı yaşamı ve çifte kültürüyle beslediği filmler, çalıştığı Odessa Stüdyolan'nın yöneticüeri tarafından beğenilmediği için, yıllar boyunca raflarda tozlanıp kalmıs. "Glasnost " polıtıkasının sonucu olarak yeniden "keşfedüen yetenekkr"den biri olan Muratova'nın yapıtlannın tümü, böylece, ilk olarak Creteil'de Batı dunyasına açılraış olu>or. 10. ULUSLARARASI CRETEİL KADEN FtLMLERl ŞENLtCl'NDEN NOTLAR TARİHTE BUGÜN MIMTAZ ARIKA\ 18 Mart BUYUK YAN/L&NIN MIM4RI!. 1869 'PA 8O6ÛAJ, £SK/ &OĞMUŞTU. BA8ASI Ye AĞABeyrPE POLJtİKACJ OtAM CHAMBEISLA/N, MUH<4FAZ4*ÂG PARp 'PEA/ ADAYL/Ğ/Nf KOYUP MİLL£7VeK/Ü SEÇiLE/Ze/C, 4V/IM K4MA&4Sf'MA MiÇT/. ONUN BAŞ8AKANLIĞI, HİTLEIS.''İ İK.TIDAR. YfLLAK/yLA ÇAKtŞMAfCTAYP/ (İ9S7İ34O).. BU NEDEULE O&7AYA OUÛU yUMUŞAMA POÜTİMSfNt I LA SÜ&DÜB.eN VE H/TZM/Ç'Le DOSTtUJC Ç g , 8ÜBıü. YANILGIYA OÜŞTÜĞÜNÛ BİRAZ. GEÇ ANLIYAG4KTI. HİTLE& A[/euPA'Y( İSGALE S/iÇ£AYWCA /STfFA EO£C£*:rt / 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 18 Mart 1938 haricindedir. Baytariye ve ziraate ait meseleler ve bu arada pamuk, silo ve buğday işleri de ruznamede yer almıştır. Kongrenin esası Atatürkün direktifleri dahilinde çizilmiş olan hükümet programındaki zîraî kalkınmaya aid esasların tahakkuku için düşünulen çarelerin tesbitidir. Kongreyi Başvekil Celâl Bayar mühim bir nutukla açacaktır. Bir komisyon tarafından esaslan hazırlanmış olan toprak kanunu da ruznamenin başlıca mevzulan arasındadır. Büyük ziraat kongresi 18 nisanda toplanacak Ankara 17 (telefonla) Büyük ziraat kongresi nisamn 18 inci pazartesi günü toplanacaktır. Kongrede Meclis ziraat ve iktisad encümeni azalarile arzu eden diğer meb'uslar, Ziraat Vekâleti ve enstitülerinin mütehassts ve profesörleri, doçentleri, şefleri, Ziraat Vekâleti müdürleri, haralar, fîdanlıklar bakteriyolojihane ve saire gibi Vekâletin alâkadar müesseselerinden müdür ve mülehassıslar, her valiâyet ziraat odası tarafından seçilecek çiftçilikle meşgul birer kişi ve hayvan yetiştihcilerinden mümessiller bulunacaktır. Hazırlanan ruznameye göre orman kısmı kongre mevzuu FAZIL ÇIL ILACI KAYSERİ 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN Dos>a No: 1986/13651987/1027 Da\acı Özgurcan TaSi vekilı AN . Mehmet Aftmışyedioğlu tarafından davalılar Saıt Yurttaş \e Kadnve (Soyadı belirsiz) aleyhine açılan ı/alei suyuu da\asının yapılan açık \argilamas1 sonunda; Da\a konusu Ka>serı Merkez 2 Bolge Reşadı>e mahallesi, Erd\es Bdediyesı Gu\ercın!ık mevki, pafıa 8. parsel 1309'daiayıllı lasınmnzın T.M.K.nun 628/2 maddesi gereğince aleni müzaşede sureuvle saıılarak taraflar arasında şuyuun giüerilmesine karar verilmiş olup, bu gayri menkulde hissesı bulunan Kadriye'nin adresi meçhul olduğundan iianen tebligat yapılmasına karar \erilmiş olmakla; Mahkememizın 21 12.1987 tarih \e 1986/1365 esa«. 1987/1027 savılı karan ıle yukarıda ada, pafta \e parsel numarası yazılı lasınmazın hissedarı bulunan Kadrne'nin H.U M.K.nun 4?" maddoi y'. reğincc ilan tarihinden itibaren 8 gun içerisinde da\a\ı tem\iz cııııcdi|ı lakdırdc karaıın kcsinleşeceğı ilan olunur. 4.2.1988 SORGUN SULH HUKUK MAHKEMESİNDEN Dosya No: 1986 1040 Da\acısı Akkız Turguı vekilı \\. Erdoğan Şahin tarafından da\alılar Faıma Turan ve da\a arkadaşları aleyhine Sorgun ilçesı Gumuska\ak ko>u hudııllan içinde kain 302.655 ve 690 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açmı; olduğu lzalei Şuyu davasının mahkememizde vapılan duruşma.M siraMnda verilen ara karan gereğınce: Davalılardan Sorgan ılçesi Bahadın kasabasından Selamı Turan ve Emrah Turan'ın adreslerı lesbıı edilemedığinden keza kolluk kuvvetlerince de tesbıt edilemedığinden duruşma gunu olan 7.4 1988 tarihinden once Sorgun Sulh Hukuk Mahkemesf nde hazır bulunmaları veya kendilerinı bir vekille lemsit etıırmeleri. duruşma>a celmedıklerı takdırde a>rıca gıvap karan çıkarıılmadan gıvabında de\aın olunacağı tebligat vasasman 29 ve devamı maddeleri uyarın>.a da\eiıve verine geçmek u/ere iianen leblıj olunııı ' ' Basın: 13S16 . ..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle