19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ŞUBA T 1988 HABERLER CUMHURİYET/9 Ana DevYol davası 8. yılını doldurdu 6 Askeri savcılığın 8 yıldır esas hakkındaki mütalaasmı hazırlamadığı DevYol davasında samklar mahkeme heyetini "Adaletsiz ve 12 Eylül'cü davranmakla" suçladılar. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Turkıye'de halen devam eden en eski siyasi dava olan ana DevYol davası 8. yüını doldururken, askeri sa\cılıkça hazırlanması gereken esas hakkındaki mutalaa henüz tamamlanamadı. DevYol davasının tutuklu sarukları, kendilerini yargılayan askeri mahkeme heyetini, "adaletsiz" ve "12 Eylul yoneliminden daha 12 Eylulcıi davranmakla" suçladılar Soruşturmasına, 12 Eylul 1980 ön Mahkemeye 12 EylüFcü suçlaması cesinde başlanan, 63'ü tutuklu yaklaşık 700 sanığm yargılandığı ana DevYol davasına Ankara 4. Kolordu Komutanlığı (1) Noiu Askeri Mahkemesi'nde dun de tahlıye istemlerinin görüşülmesıyle devım edildi. SHP Dıyarbakır mılletvekih Fuat Atalay ile Insan Hakları Dernegi Ankara Şube Başkam Muzaffer tlhan Erdost'un da izledıklerı dunku duruşmada, söz alan DevYol Merkez Komite uyesi, tutuklu sanık Oğuzhan Müfruoğtu, "Türkiye'nin işkence sözleşmesine imza attıgı bir donemde biz, ber satın işkence lekelerine da>alı belgeler nedeni) le 8 >ıldır tutuklu bulunuyonız. Tum iddiaiar, iskenceye dayalıdır" dedi. 8 yıllık tutukluİuk dönemini "işkence ve basiu ile birlikte geçirdiklerini" one suren Muftüoğlu, "Uayak yiyerek duruşmaya geldiğimiz gunler oldu. Size yansrthk, sizler de 'Bızım sorunumuz değil' dediniz. Baskdan protesto için açhk grevleri yaptık, sizler de bilirsiniz, açhk grevindeki bir kişi 2530 gun sonra olume çok yaklaşır, bizler ise 42 gun surdurduk bunu. Bu nedenle tedavisi mümkıin olmayan bir şekilde viıcudumuzu sakatladık" dedi. Mahkeme heyetim, "12 Eylul standartlannı uygun yargdamayı sürdnnnekle" suçlayan Muftuoğlu, tutukluluklarını tutsaklığa benzeterek, "Biz anayasa>ı ihlal etmekle suçlanıyonız, ama anayasa geregi, hâlâ sıkıyonetim mahkemelerinin gorev yapması anayasajı ihlaldir, bu nedenle asıl siz anayasayı ihlal ediyorsunuz" ıddıasında bulundu. Idam istemiyle yargılanan tutuklu sanık Yaşar Kambur ıse "Oyle bir dunıma geldik ki artık tahliye istemeye yıizumuz >"armıyor. O kadar çok istedik ve reddedildik ki sadece bu duramu belirtmekle vetinivonım" dedı. Meiih Pekdemir de sıkıyonetim mahkemelerinin bağımsız olmadığını, bu mahkemelerden 12 Eylul yönetiminin istediğı kararlann çıktığım öne surdü. Pakdemir, kendilerine eşitSLZİik ve adaletsiz davranıldığını, bu nedenle mahkeme heyetinin, 12 Eylul yönetiminden daha çok 12 Eylülcü davrandığını öne sUrerek "Mahkeme heyeti bir yargı kuramn gibi degil, bir infaz kunımu gibi davranmaktadır" dedi Tahliye istemlerini gönlşen mahkeme heyeti, bu istemleri reddetti ve askeri savcüığa da esas hakkındaki mutalaasını hazırlaması için yeniden sure verdi. DUYDUK/GORDUK YALÇ3NPEK3EN AysePi kıırtardık, şimdi rahatız (II) Okurlar "Mehmet Kerküklü ne oldu?" diye soruyorlar. Ne olsun; iyilik sağlık... Kar yağarken gökyüzünü seyrederek uykuya dalıyor, böbrekleri ağrıyor ama sorun değil... 23 şubatta yeri ayrıldı. Hastaneye yatacak. Çağ atlayan "Türkiye'de yaz aylarını açık havada geçirmeyi düşünüyor... ok dikkatli ve ilgüi okurlar var, soruyorlar: "Mehmet Kerküklü ne oldu" diye. Mehmet Kerküklü, 21 Ocak 1988 tarihinde bu köşede yer alan "Aysel'i kurtardık, şimdi rahatız" başfflclı yazımızın kahramanı... Fazla dikkatli ve ilgili olmayan okurlar için anımsatayım; bu vatandaş, Bulgaristan'daki zulüme karşın, ülkemizdeki özgürlükler nedeniyle evsiz, barksız kalmış bir kişiydi. Yasadışı yollarla evinden çıkanlmış; kimse kanşmarruş, sokakta kalmış; kimse kanşmarruş, karakola, mahkemeye başvurmuş kimse kanşmarruşü. Ama yine de haline şükrediyordu. Çünkü Mehmet Kerküklü'nün adı hâlâ Mehmet Kerküklü idi. Oysa Aysel'in başına neler gelmişti vb. Şimdi gelelim sorulan soruya... "Mehmet Kerküklü ne oldu?.." Ne olsun, iyilik sağlık... Kar yağışı ile birlikte telefon etti. Anımsanacağı gibi ilk yazıda çatısı yan yanya açık, terk edılmiş bir evde kaldığmı ve buradan özgür bir Türk vatandaşı olarak gökyüzünü seyrettiğini belirtmiştik... olduğuydu. "Kefenin cebi yok" diyordu parti ileri gelenlerinden biri... Başka biri ahyordu sözü; "Kim oe götürmös ki... Hepsi burada kalacak..." Üçüncü biri aülıyordu; "Bu mal mülk bize emanetti. Biraz oyalanmamız için verilmişti" vb. Mehmet Kerküklü çok sevindi. Anladığma göre cömert insanlar arasındaydı. Madem ki, "kefenin cebi yoktu," madem ki, "buradan öteki dünyaya bir şey götttrülmöyordn" madem ki "bu mallar emanetti..." Mehmet Kerküklü de bu emaneti biraz taşımak, biraz oyalanmak istiyordu. Ezilip büzülerek durumunu açıkladı. Evsiz barksızdı. Resmen açıktaydı. Karnı aç değildi, ama neyle doyurduğunu bir bilselerdi... Bir sürü haksızlığa uğramıştı. "FJhamdülillah da Mttslümandı..." Cömert Müslümanlann önce ka$lan çatıldı. Biraz önce "Kefenin cebi yok" diyen zat, "Siz tbrabim Etem Hazreüerini bOir misiııiz?" şeklinde bir giriş yaptı... Durum aynı Durum değişmemişti. Soylediğine göre gece kar yağarken gökyüzünü seyretmek kadar güzel bir görünüm yoktu. Fakat bu güzellik bir süre sonra ıslaklığa dönüşüyor ve sular çatının aralıklarından uzerine akıyordu. Yine de haline şükrediyordu Mehmet Kerküklu... Evet, vücudunda birçok hastalık belinnişti ve en önemlisi böbrekleri dayanılmaz bir şekilde ağrıyordu, ama Cerrahpaşa Hastanesi'nde yeri aynlmıştı. Kendisine verilen randevuya göre 23 şubatta (şunun şurasında 20 gün kaldı) hastaneye yatınlacak ve tedavi edilecekti. Ne ki, iki aydan fazla süren bu dönemde Kerküklü, boş durmuyordu. Bir yandan arzuhalcilik yaparak geçimini sağlarken, bir yandan da 150 bin liralık geliriyle kirabk ev bulmaktan umudunu kestiği için kendisine yardım edebüecek bir makam anyordu. öyle ya memlekette Fakir Fukara Fonları kurulmuştu. Sık sık "tcraatıo tçinden" de vatandaşlann ne kadar mutlu olduğu gösteriliyordu. Kimsenin bir yakınması kalmamıştı. Yakınan bir tek Mehmet Kerküklü kalmıştı... Onu da "tcraaün tçine" çıkarmıyorlardı. Ne yapsın. O da gitti, "kraaüB Içine" girdi... Ne veli, ne nebi Ve ardından anlatmaya girişti; "O mübarek bir padtşahb... Bütun vartıiını fakir fukaraya dagıttı. Bir don gömlek kaldı. Ondan sonra velilik mertebesinf erişti..." öyküyü dinleyince Kerküklü ne diyeceğini şaşırdı... "Ammn efendim" diyebildi, "Ben hastavun. Böbreklerim agnyor, ayağım tntmoyor, fbrahim Etem Hazretleri Oe aramızda da bir pantolonla bir ceket kaldı. Onlan da cıkarsam ben de don gömlek kalırun..." Biraz önce, "Bn dttnya malı bize emanet" diyen zat aldı sözü; "Siz" dedi, "Hazreti Eyttp AJeyhiasekmı bilir misiııiz?.." Ve hikâyeyi anlattı: "Hazreti Eyüp'ttn vücodnnda yaralar çıkmıştı. Üstelik yarası kurtlannuşü. Zaman zaman kurtlar yere dttşiyordo. Eyüp Aleyhissdam o knrtlan alıp yerden yarasuunttzerinekoynyordn. 'Bu kurtlann nasibı de bu yaralardır' diye düşündügii için..." Mehmet Kerküklü artık dayanamadı. "Beykr" dedi, "Ben ne veU, ne de nebi obnaya geldim. Ben başunı sokacak bir ev istiyornm. Hepsi o kadar . " Sonra partiden çıktı gitti. Şimdi 23 şubatı bekliyor... 23 şubatta Cerrahpaşa Hastanesi'ne yatıp, biraz kemiklerini ısıtacak ve Allah kısmet ederse, kışı orada geçirecek... "Çag atlayan Türkiye"de yaz aylanru açık havada geçirmeyi düşünüyor... Mehmet Kerküklü'nün durumunu merak edenlere saygıyla sunulur... İ i f İ U P f l İ f l İ i f n r Otoğanüstü Hai Bölge Valtliğı kapsamı ve çevrestndekı H vahlennin lcjşlen Bakanı Kalemlı ile yaptıkları "Güneydoğu zırvesı". j y I j l j C 1 J I U I J U I j m e genelinde asayişın lyıye gıtöfii görüsu açıklanarak tamamlantiı Içışlen Bakanı Mustafa Kalemlı. ıkı gün suren toplantının kapanış konuşmasında, Olajjanüstu Hal Bölgesı'ndekı ve çevresındekı ıllerle Istanbul un genel guvenlık ve asayış durumunun d&öeriendınldığını söyledı unumuzdekı dönem için alınacak ek önıemlenn de uzennde duruldujjunu belırten Kalemlı, ' Olağanüstu Mal Bölge Vaiılığı kapsamına dahıl ılier ile mucavır ıller ve olağanustü hal uygulanan Istanbul'da ve ülke genelinde, bırkaç münfent ve mevzıı olaya rağmen huzur ve asayişın daha lyıye gıttığı müşahade edılmıştır" dedı Içışlen Bakanı Kalemlı bölgenın kalkınmasına ılışkın dıjer bakanlıklardan çıkan tıkamklıklann, Içişlen Bakaniıjı nın devreye gırmesıyle çözulmesıne çalışılacağını da vurguladı (Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu) PKK'h sanık: ANAPTA KONGREKULÎSI izmir Hareketçi ve liberaller birleşti TUREY KOSE ANAP'ta 21 şubatta yapılacak ıl kongresı öncesınde kuhsler yoğunlaşırken, ılk olarak liberaller ile hareketçilerır desteklediği Galip Halıcı'run adayhğı açıklandı. Anakent Beledıye Başkanı Burhan Özfatura ıse beledıye başkan vekili Yusuf Uz'u aday olması için ikna etmeye çalışıyor. Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, "sorunsuz" bir il yönetirri oluşturcak, kongreye tek İıste ile gidilmesi ıçın çaba göslerdı Bu çabalardan sonuç alınamazken, ilk olarak Anakent Beledıye Başkanı Burhan Özfatura'nın eski genel sekreteri Galip Halıcı'nın adayhğı açıklandı. Halıcı, bugun bir basın toplantısı düzenleyerek adaylığım resmen açıklayacağını bıldirırken, hareketçilerin destekledigi MHP'nin son tzmir tl Başkanı Metin Öney, Halıcı lehine aday olmaktan vazgeçti Galip Halıcı, beledıyede görevliyken Özfatura ile arasının açılması uzerine emekliye aynlmıştı. Ancak Halıcı'nın il başkan aday adayı olarak adı geçmeye başlayınca, Özfatura bu kuskunluğu giderme gereğını duydu. Halıcı'nın evine gıderek kendisiyle göruştukten sonra, bir de onuruna yemek verdı. Özfatura bu çabalarıyla Halıcı'nın adaylığım onlemeye çalışırken, başarılı olamadı. Halıcı'yı parti ıçindekı bazı liberaller ve hareketçıler destekliyor. Bu gruplara mensup partılıler, "Özfatora'ya karşıyız. İl kongresinde ders verecegiz" dedıler. İlçe kongrelerinden başanyla çıkan Özfatura, kendi görüşlerı doğrultusunda bir il yönetımı oluşturmak için de kolları sıvadı. Halıcı'nın karşısına, Belediye Başkan Vekili Yusuf Uz'u çıkarmak için çalışma lanna hız verdı. Aktif poliükaya gırmek istemedığını belirten Uz, "Bunu kerelerce söyledim. Ben istemiyorum. Başkan ısrar ederse, ısrar etmiş olur, teşekkur ederim" dedi. Uz'un kararını değıştırmemesi durumunda, Suha Baykal'ın görevden alınmasından sonra merkez ilçe belediye başkanlığına atanan Huseyin ÖzdOek ile ANAP meıkez ilçe başkanı Fevzı Kahraman'ın ıl başkanı adayı olarak adı geçıyor. Tabanda etkili olduğunu savunan Kahraman, Özdilek'in adaylığına karşı çıkarken Huseyin Ozdilek, "Yerel poütikada uiasılabilecek en yuksek yer y başkanlığıdır" diyerek ısteklı olduğunu açıkladı. Yerel seçimlerde Özfatura'mn karşısında aday olacağını açıklayan eski mületvekili Süha Tanık ise, "il kongresi isine girmedigini" soyledi. Tanık, butun adayları izlediğini belırterek, "Ben ada> olmayacagım, once aday ol, sonra belediye başkanlıgını duşun, dognı olmaz. Delegeye saygısızlık olur. Bulün arkadaşlar parti için çalışıyor" dedi. Dişlerimi söktüler DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Çobanhk yaptığı sırada PKK adına eylem yaptığı gerekçesıyle DGM'de yargılanan A.Vahit Demir, dunkü duruşmada poliste verdıği ıfadesinı kabul etmeyerek, "İki ay boyunca işkence gördüm. Dişlerimi söktüler. Dayanacak gucum kalmadığı için ifadeyi kabul ettim" dedı. "PKK orgutune uye olmak, yardım ve yataklık vapmak" savıyla 16 tutuklu sanığın yargılandığı yeni dava dün DGM'de başladı. A.Vahit Demir için ölüm, 15 saruk için 35 yıl arasında değişen hapis cezalanmn istendiği duruşmada sanıklardan Şemsettin Lysal. Nasri Çiftçi, Eshat Taşar, Mehmet Beduk, Cimşit Tonın, Ismail Demir, Salih Demir, Taha Akbaş, Yaşin Saraç, Mustafa Yüce ve Taha Yaşar'ın tahlıyelenne karar verildi. Dünkü duruşmada ilk sorgulaması yapılan ve Hakkâri'nin Şemdinli ilçesinde çobanhk yaptığım söyleyen A.Vahit Demir, PKK adına eylemlere katıldığı, adam kaçırdığı yolunda daha önce hazırhk soruşturmasında verdiği ifadeyı kabul etmedi. Demir, 1986 yılında Hakkâri'nin Şemdinli ilçesınde çobanlık yaptığı sırada PKK mihtanlan tarafından kaçınldığını ve 1,5 yıl ellerinde kaldığını belirtirken bu sure içensinde hep geri hizmette çalıştınlarak kendisine aşçılık yaptınldığım belirtti. Diğer samklar da ilk sorgulamalarnda PKK örgüluyle ilişkilerinın olmadığını, yardım ve yataklık yapmadıklanm belirterek tahliyelerini istediler. llerı bir tarıhe ertelenen duruşmada tutuklu sanıklardan A.Vahit Demir, Halit Şen, Şükrü Uysal, Mustafa Keskin ve tlyas Çiftçi'nin tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Cömert Müslümanlar Parti merkezinde gayet iyi karşılandı. Ortalıkta çok güzel şeyler anlatılıyordu. En önemli konu da tslamda cömertliğin ne kadar önemli Mugla 2 grup var ÖZCAN ÖZGÜR ANAP Mugla il kongresi 6 jubatt» yapılacak. ÎI başkanhgı için ilk asamada 3 aday ortaya çıkmıştı. Eski MSP U bajkanı Tonuı Dotaa'iB çckilroesi ile aday sayıs ikiye indi. 614 A»ı>y««n oy kulUnacagı seçımde, 186 delege ile Fethiye bası çekiyor. Muhafazaktrlann destcfi&ddd SdaU lytMHr, adayhktao cdrildigini açıklayan T m Do|*a'ı yanına çekti. Adaylann en güclüsü, liberalkrin hazırlamaku oldugu listeain başında yer alan Meb•et Ercaa. Ercan'ı, ANAP mülrtvekükri Akmtt AJtutaş ve Şikri Zeybek de destekliyor. En çok ddegeye sahip Felhiye'nin ilçe bajkanı » * ö t t k , Mehmet Ercan'a oy vereceklerini açıkladı. Ancak özek'in tabanına ne ölçude hikim olacajb. tartışma konusu. Çüoku mületvekili ojmak icin ilçe baskanugifidan utifa eden Süleyman inanç, Selahj lyibüir'den yana tavır koydu. tnanç'ın Fetbiye'deki dincUer arasında önemli bir yeri var. Bahkesir Söz tabanın RECEP ASLANDUR 7 şubatta yapılacak ANAP il kongresi oldukça renkli gcçecek. Belli bir aguiıgı oldugu yadsınmayan S&kymaacdarla KbcraUer kongreye iddiah hazıruuuyoT. Her iki gnıp da kendine yandas arama peşinde. Erdek ilçe başkanı Hatan Tanceti, geçen günlerde bir batın toplantuı düzenleyerek Süleymancılann adayı Srit Oeaktaa'ı dcstdrJediiim açıkladj. Bunun uzerine hemen liberaller atağa geçti ve halen il başkarüığuu yürütmekte olan Sadık Ç»nkçı ile il genel meclisi Uyesi başkan vekili AMallak Urmz da bir basın topkntıtı duzenleyip, eski il başkanı Nadfr Kanaiat'ııı yanmda otduklannı duyurduiar, Süleymancılar, merkez flçede gflçlil, ancak çevre Uçelerde Nadır Karaagaç'ın önde oldugu belirtiliyor. Karaagaç'ın adayüjı kesin ama kendisinden çok yandaşlan çalışıyor. Bdediye Başkanı ZİTacttiB Taa ise Suievmancılardan yana oldugunu gizlemiyor. Cem Karaea \ argılanclı Istanbul Haber Servisi Hafif muzik sanatçısı Cem Karaca'nın yurtdışında bulunduğu 1981 yılı ve öncesinde, "Türkiye aleyhinde milli menfaatlere zarer verici davranışlarda" bulunduğu savıyla yargılanmasına başlandı. Istanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndekı ilk duruşmada TCY'nın 140. maddesi gereğince 524 yıl arasında hapsı istenen Cem Karaca'nın sorgusu yapıldı. Karaea, sorgusunda, 1979 yılında yurtdışına çıktığını, aynı yılın eylul ayında geri dönduğunu, 1980 tarihinde yeniden çıklığını ve geçen yıl geri dönduğünü anlattı. Yurtdışında bulunduğu sırada Turkiye aleyhinde herhangı bir faaliyette bulunmadığım vurgulayan Karaea suçsuz olduğunu söyiedi. Avukatı lurgut Kazan da davanın TCY'nin 173. maddesi gereğince yasal izin alınmadan açüdığım bıldirdı ve "10 saürdan ibaret iddianame ancak 6 ay 10 gunde yazılabilmiştir. Ve bu kadar uzun bir sure beklenmesine rağmen, dava şartı verine getirilmemiştir. Demek ki, isnat, hukuka aykın ve haksız olduğu gibi, açılan dava da haksızdır. Hukuka ve yasaya aykındır" diye konuştu. Mahkeme, yargılamarun durdurulması ıstemıni, tanık Selda Bağcan'ın dınlenmesinden sonra görüşülmesini kararlaştırdı. Duruşrna ileri bir tanhe bırakıldı. KARACA 524 yıl hapsı ısteniyor BUAYAKKAB» SÜMERBAMÇ1A RU AYAK K A B \ 5.000TL 9.900TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle