18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ŞUBAT 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYE7/5 BEHIÇ AK YAYIN DÜNTASINDA İNCELEME ARAŞTIRMA • YÖNETEN ŞAHİN ALPAY KÎM KİME DUM DUMA Islamcı akmı gtiçleniyor mu? lalamiyet re SİyaaeU Türkiye örneği Gencay Şaylan, V Yayınları Ankara 1987, 159 s. BİNNAZ TOPRAK Osmanlı Devleti'nde Tanzimat sonrası Banlılaşma harekeline tepki olaraJc ortaya çıkan lslaracı akım, Türk siyasal yaşarmnda günümüze değin önemini sürdılrmuştür. İmparatorluğun çöküş yıllannda "devleti kurtanna" misyonunu yüklenen aydınlar arasında lslamcı kesimin belirli bir ağırlığı olduğu bir gerçek. Çöküntünün sebebini Batı taklitçiliğine dayandıran Islamcılar, devleti yeniden güçlendirmek için Batıdan leknoloji transferini yeterli görmüş, buna karşın Batı uygarhğının tümüyle kabul edümesine karşı çıkmışlardır. Cumhuriyet'le birlikte Batılılaşma devletin temel fdsefesini oluşturmuş, resmi tarih yazmında imparatorluğun yıkılış faturası Islam taassubuna çıkanlmıştır. Buna 1920 ve 1930'lardaki iç isyanlar da eklenince, "din" ve "gericilik" eşanlamh kullanılmaya başlamıştır. ö t e yandan yeni bir devlet kuran Cumhuriyet aydınlan geçmişe özlemden kaynaklanabilecek tehlıkeleri bertaraf edebilmek için toplu hafızayı zayıflatmayı, Osmanlı/lslam kültür ve medeniyetine yabancı, unutkan bir toplum yaratmayı amaçlamışlardır. Tekparti döneminin pagan milliyetçiliği yeni nesillere dini kapamış, yüzyılı aşkın bir süredir Türk siyasal yaşamındaki önemine rağmen lslamcı siyasal gelişmeler üzerine bilinenler sınırlı kalmıştır. Günümüz Türkiyesi'nde dinin Türk toplumundaki işlevleri, siyasetteki ağırlığı ve çeşitli dinsel gruplar üzerine çok az inceleme mevcuııur. Son yıllarda ilericilikgericilik ikilemine düşmeksizin yapüan araştırma Yazar, kitabının önsözünde, belirli bir varsayımı sınamadığı için çalışmasının geleneksel anlamda akademik bir inceleme sayılarnayacağını belirtiyor. Ama yine de hiç olmazsa akademik çevrelerde okuyucu dipnot ve kaynakça arıyor. Şaylan araştırmasına, İslamcı akımın son yıllarda giderek güç kazandığını vurgulayarak başhyor. Günümüz basınmda çıkan yazı ve yorumkonuma oturtmakta. Öte yandan tran devrimi ve lranlrak savaşı, dini uluslararası platformda da aktüel bir konuma sokuyor. Esnek laiklik Burada vurgulanması gereken iki önemli unsur beliriyor: Depolitize edilmiş bir toplumda dinsel akımlar etkınliklerini bir ölçüde sürdurebil* dikleri için çoğu kişiye tehlikeli görünebiliyor. Öte yandan 1980 sonrası laiklik anlayışı devlet katında önemli değişikliklere uğratılıyor. "Dışardan sızacak yabancı ideolojiler"e karşı "Türklslam sentezi" fikri resmi ideotojinin bir parçasını oluşturuyor v; din işlevsel bir konuma getiriliyor. önerilen yeni toplum modelinde laiklik daha esnek bir bağlamda değerlendiriliyor. Bu kadar karmaşık ve çok az araştınlmış bir konuyu derli toplu sunduğu için yazan kutlamak gerek. Konuyu daha derinlemesine öğrenmek isteyenler açısından, yazann da kabul ettiği gibi, kitabın kuşkusuz birçok eksiği var. örneğin tslamcı akımı bir bütün olarak ele almak yerine, bu aVım içindeki çeşitli grup ve örgütlenmeler arasındaki farklılıkları ortaya çıkarmak son derece önemli. Ancak bu tek bir araştırmacının üstesinden gelemeyecegi kadar kapsamlı bir çalışmayı gerektirmekte. Şaylan'ın önyargılardan uzak, sağduyulu kitabı uroanz Türkiye'de bugüne kadar din ve siyaset üzerine yapılan marjinal nitelikteki araştırmalara yeni bir soluk katar. • Doç.Dr. Bianu Toprak, Bofcaziçi Üniversitesi öğretim uyesidir. GENCAY SAYLAN îslamiyet ve Siyaset "Şaylan'ın önyargılardan uzak, sağduyulu kitabı umarız Türkiye'de bugüne kadar din ve siyaset üzerine yapılan marjinal nitelikteki araştırmalara yeni bir soluk katar." lar da laiklik sorununun siyasal gundemin ilk sıralarında yer aldığım kanıtlar nitelikte. islamcı akımların siyasette daha ağırlıklı bir rol oynadıklan ve laiklik ilkesine önemli bir tehdit oluşturduklan sayı en azından 1950'den beri ileri sürülmektedir. 12 Eylül'ün yarattıgı kısıtlı siyasal ortamda görünürdeki tek örgütlü hareket olması lslamcı akımı gücünün ötesirde bir PIKNİK PİY4LE MADRA BLLERl" VE N V SARâ/LARI VE UÇUC BÖCE BALKONLARI sayısında bir artış görülüyorsa da bu alanda katedilecek uzun bir yol olduğu bir gerçek. Gencay Şaylan"ın Îslamiyet ve Siyaset: Türkiye Örnegi adh kitabı bu yönde atılmış önemli bir adım. Çokpartili siyasal yaşamla birlikte sık sık gündeme gelen laiklik sorunu ve giderek çoğulcu bir yapı edinen lslamcı akımlar üzerine bilgi edinmek isteyenlere gerçekten yararlı bir çalışma. Felsefeyi felsefeyle açıklamak Demokrito* /Arittotelen, İlkçağ'da Doğa Felgefeleri, Arda Denkel, Kalamış Yaymcılık, Istanbul 1997, 318 s. AHMET ARSLAN tlkçağ felsefesi tarihi, özellikle de onun başlangıçlarından Aristoteies'e kadar ki "helenik" dönemı, felsefe tarihinin, hatta entelektüel tarihin en heyecan verici dönemlerinden birini oluşrurur. Bu dönemde yer alan filozoflann kendileri ve çeşitli alanlarda ortaya attıkları problemler, bu problemlere getirdikleri cevaplar, geliştirdikleri sistemler, onlan geliştirirken yarattıkları kavram ve terminolojiler, felsefenin daha sonraki tarihinde sürekli olarak kendisine döneceği bitmez tükenmez bir duşunce malzernesi ve zenginliğini ifade eder. Bunlar içinde de özellikle ikisi, Sokratesöncesi felsefenin en bilimsel zihniyetli, en sistemli düsürürü olan Demokritosia, Sokratessonrası Atina felsefesinin en evrensel ve ansiklopedik dehası Aristoteles, varlık, olus, doğa, hareket ve degişim anlama ve açıklama tarzlan bakımından birbirlerine karşıt, fakat aynı ölçüde işlenmiş sistemli ve tutarlı iki felsefî dünya tasanmıru temsil ederler. Şimdiye kadar bilgi, bilim, dil felsefesi, varhk ve doğa felsefesi alanlannda çeşitli çalışmalarını bildiğimiz, kitap ve yazılannı zevkle okuduğumuz Arda Denkel, son kitabı olan Demokritos/Aristoteles, tlkçağ Doj» Febefeleri adlı eserinde iste budfineme ve bu iki büyük fılozofa eğümiş bulunuyor. Eser, esas itibariyle iki kısımdan meydana gelmektedir. Birinci kısım Yiınan'da, felsefenin başlangıçlanndan Aristoteies'e kadarki gelişimini hikâye etmekte, ikinci kısım ise özel olarak Aristoteles üzerine derinlemesine bir incelemeyi içermektedir. Bu bakımdan bir felsefe tarihi niteliğindedir. Ancak alışılagelen felsefe tarihlerinden epeyi farklıdır. Çünkü ne aynı cümleden olmak üzere yazar, felsefenin Yiınanistan'da ortaya çıkışına Uiskin larihselkültürel sorunlan tartışmadığı gibi, gerek bu başlangıç döneminde gerekse daha sonra ortaya atılan çeşitli kozmogoni kuramlarını, kozmoloji sistemlerini de dolaylı değinmeler dışında ele almamaktadır. şünce ikümi içinde gezdlrirken, öte yandan madde, uzam, boşluk, değişme, yasa vb. gibi temel felsefî ve bilimsel kavramlarla ilgili olarak çağdaş filozof ve bilim adamlanrun (örneğin Descartes ve Heisenberg) görüsleriyle karşüaştırmalara girmekten de geri kalmamaktadır. H1ZLI GAZETECİ mcDET Heyecan verici hikâye Denkel'in bu çalışmasının önemli bir özeilik ve meziyetini, Yunan'da fiziksel varlığın ve değişmenin doğasına ilişkin heyecan verici hikâyeyi Özgün bir katkı Denkel'ı bu eseri kaleme alırken yöneten gjzil (kendisi için değil, bizim için) postUlalardan birisini "redüksiyonist" temayüllerin geçersiz veya yetersiz olduğuna ilişkin görüşünün oluşturduğu anlaşılmaktadır. O, bizim de kendisine büyük ölçüde katıldığımız bir tavırla, felsefîkuramsal bir düşüncenin ortaya çıkışıru yine felsefîkuramsal bir olguyla açıklamak eğilimindedir. Felsefede altyapı, üstyapı kavramlanna iltifat etmemekte, felsefî problemlerin, cevaplaıın, sistemlerin fılozofların psikolojilerinden, sosyal sınıflanndan, toplumdaki ekonomiksosyal gelişimlerden vb. çok, bizzat felsefî ilgi ve kaygılardan, felsefî problemlerden nasıl kuramsal, mamıksal bir zorunlulukla çıktıklanm son derece inandınci ve başarüı bir bıçimde göstermektedir. Febefeye Oişkin olmakla kalmayan, içeriği felsefe olan: felsefe literatürümüze, ilkçağ felsefe tarihi kitaphğımıza, Demokritos ve özellikle Aristoteles hakkındaki utanç verici ölçüde az bilgimize önemli, özgün bir felsefî katkı niteliği taşıyan bu eserin layık olduğu ilgiyi görmesini umanm. • Doç.Dr. Ahmtt Arslan, Ege Üniversitesi ögretim üyesidır. "Felsefeye ilişkin olmayan, içeriği felsefe olan; felsefe literatürümüze, ilkçağ felsefe tarihi kitaphğımıza, Demokritos ve özellikle Aristoteles hakkındaki utanç verici ölçüde az bilgimize özgün bir katkı niteliği taşıyan bir eser. Aristoteles de dahil olmak üzere ele aldığı fizoloflan tüm cepheleri üe incelemeyi amaçlamamaktadır. Sadece dönemin '"odaktakı tartışması" olduğu duşünülen fiziksel varlığın doğası ve değtşim olgusuna ilişkin sorunlan kuşatmak istemektedir. Denkel, kendi kendine koyduğu bu "periferik" olmayan "halis" felsefî hedefiyle tutarb olarak da konuyla doğrudan ilgisi olmakla birlikte detişimin nedenleri, eregi, degişmeain manb^ı, evrendeki zorunluluk veya ereksellik gibi sorunlan bile bir tarafa bırakmaya razı olmak tadır. Yianlanrken doğrudan do|ruya antik kaynaklara başvurması teşkil etmektedir. Yazar bir yandan Aristotelesin kendisinden, çeşitli eserlerinden, Demokritos'tan, diğer Sokratesöncesi filozoflann kendilerinder., bu arada önenüi ilkçağ felsefe tarihçilerinden sık sık ve bol bol alıntı verirken, öte yandan kendi kişisel yorum ve değerlendirmelerini yapmaktan da çekinmemektedir. Yine eserin lehine kaydedilmesi gereken önemli bir nokta olarak bir yandan bizi ilkçağ düşünce dünyasının kendisine has problematiği ve dü ÇİZGtLtK KÂMtL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞÖJR KEMAL GÖKHAJS KISAKISA BASIN AHLAK KURALLARI VE YASALARI/Mahmut özgen, lstanbul 1988, 205 s. Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Mahmut Ihsan özgen'in kitabı Türk basın hukukunun temel kurallanru, basrnın kendi kendini denetlemesi alanında başka ülkelerin deneyimlerini ve Türkiye'de bu alandaki çalışmalan içeren, konusunda yararlı bir başvuru kaynağı. IBNİ HALDUN'UN İLİM VE FİKİR DÜNYASI/Ahmet Arslan, Kültür ve Turizm Bakanhğı Yaymı, Ankara 1987, 543 s. Doç. Dr. Ahrriet Arslan'ın yeni kitabı ortaçağ tslam dünyasının büyük düşünürü Ibni Haldun'unfikirdünyasını, özellikle felsefenin ilişkileri üzerine görüşlerini incdiyor. Arslan'a göre, tbni Haldun'un bu konudaki temel tezi, bilgi ve inancın alanlarınm birbirinden ayn olduğu ve bunlann "birbirlerinin alanına tecavüz etmeksizin" yaşayabilecekleri. BÜYÜK BİR DEVLETİN DOĞUŞU OSMANLILAR: 13001481 / Ernst Werner, 2. Cilt, Çev. Yılmaz Öner, Alan Yaymcılık, Ocak 1988, 258 s. Ernst Werner AP ve DYP lideri eski Başbakan Süleyman Demird'in Islamköy'den Güniz Sokağı'na uzanan yaşarrura ve 25 yıllık siyaset hayatıru ana çizgılen ile anlatıyor. PALMİRO TOGLİATTİ; YAŞAMISAVAŞIMI/ Marcella ve Maurizio Ferrara, Çev. Kerem Kurtgözü, Yarın Yaymlan, Ocak 1988, 332 s. Kırk yıla yakın bir süre ttalyan Komünist Partisi'nin liderliğini yapan ünlü ltalyan siyasetçi ve kuramcı Togliatti'nin (18931964) iki gazeteci tarafından yaalan biyografisi, 1953 yılına kadar olan dönemi kapsamakta. TİP TARlHİ/M.Ali Aybar, BDS Yayınlan, Ocak 1988, 306 s. Mehmet Ali Aybar. sekiz yıl başkanlığını yaptığı Türkiye Işçi Partisi'nin tarihini yazdı. BDS Yayınları tarafından beş cilt halinde yayımlanacak olan TİP Tarihi'nin, partinin kuruluşundan parlamenıoya girişine kadarki dönemi kapsayaı. birinci cildi çıktı. İkinci cilt, 1965 seçimleri ve sonrasını, üçüncü cilt TİP ile ilgili belgeleri, dördüncü ve beşinci ciltler de " T İ P hareketinin teorisini" kapsayacak. TARİKTE BUGÜN »n MTAZ ARIK4\ 4 Şubat KUZGUN ACAR'IN ANÎ ÖLÜMUL 137i 't>A 8UGÜM, ÜHLÜ , BİR. KAZA SONUCU M6RPIVENDEM PÜÇSe&C 46 YAŞ/MDA ÖLPÛ. GÛZEL SAUATIAR. 4/cAfr£MiSİ EYtc£L Böuiviy'Nü Bin'/seu SANATÇI, 1961 PARİS BİENNAU 'NP£ VE 1S6Z DEVLSTRE GLASNOST: ASIL NEYİ İSTÎYORUM?/Mihail Gorbaçov, Çev. Tuba Tarcan ÇandarAhmet Cemal, Dönemli Yayıncılık, Aralık 1987, 200 s. İki Alman gazetecinin Sovyet lideri Gorbaçov'un yaptığı çeşitli konuşmalardan derlenen parçalarla oluşturdukları kitap, sosyalizmin anavatanı Sovyetler Birliği'nde yaşanmakta olan "yenilenme" çabalarının niteliği konusunda Türk okurlara birinci elden bilgi veriyor. Kitaba yazdığı sunuş yazısında Mehmet Ali Birand şöyle diyor: "Gorbaçov'un başarılı olması istikrar içinde bir Sovyetler Birliği yaratacağı için dünya barışına olumlu katkı yaratacaktır. Gorbaçov'un başarısızlığı, bir supergücün çalkantılara yuvarlanması gibi son derece tehlikeli bir süred başlatabilir!' GÜNİZ SOKAĞI/Hulusi Turgut, ABC Yayınlarv, Kasım 1987, 202 s. Gazeteci Hulusi Turgut'un kitabı '. SOYUr HEYKELISRİYLE ACÂR, &UULA£Dfl; TAHTA, Çil/l, TEL, KAETAL ........ . jmjı^ Qig; MALZ£ME(E£ '. YAPITLAR.IMPAKİ KOMPOZtSpiUAMıZM, SAUAT GÜÇÛUÜ ZOYAN ÖZ£.UJKLE/£ Yandcı, İshatnl^ol Manifctfuracılar Ç kf rö/ief <j.alıçny\as( : "Kuf/ar " HEGEL/Tülin Bumin, Alan Yayıncılık, 1987, İ65 s. Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi Dr. Tülin Bumin'in Hegel üzerine incelemesi "Bilinç Problemi, KöleEfendi Diyalektiği, Praksis Felsefesi" altbaşlığmı taşıyor. Bumin kitabını sunarken şöyle diyor: "Fransız felsefesi için Hegel'i keşfetmek felsefî düşüncenin ufkunu yeniden çizmeyi gerektirecek bir olay olmuştu... Hegel üzerine düşünmenin Fransız kültürü için olduğu kadar bizim için de, kendi toplumumuz, tarihimiz, kültürumüz üzerinde düşünmek bakımından uyarıcı olacağını umuyorum" TÜRK ANAYASÂ HUKUKU/Ergun Özbudun, Yetkin Yayınları, Ankara 1986, 421 s. Türk Siyasi llimler Derneği Başka nı Prof. Dr. Ergun Özbudun'un yeni kitabı, 1982 Anayasası ilekurulan Türk anayasa sisteminin başlıca kurumlarını, 1961 rejimiyle karşılaştırarak ayrıntılı bir şekilde inceliyor. Prof. Özbudun kitabını sunarken şunları söylüyor: "Okuyucu kitapta pozitif hukuk yanının ağır bastığını, anayasa kurum ve kurallarının şekillenmesinde ve işleyişinde etkili olan siyasal faktörlerin tartışılmasına pek fazla girilmemiş olduğunu hemen fark edecektir... Kitabın pozitif anayasa hukuku üzerinde yoğunlaşması, daha çok pratik nedenlerden ka> naklanıyor" Mehmet Ali Aybar 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 4 Şubat 1938 ve ticaret erbabına yeni direktifler vermiş, yapılacak işleri izah etmistir. Marmara mmtakasınm esaslı gelir kaynaklarım teşkil eden tütüncülük, kozacılık, çeltik ziraaıi, zeytin ve zeytinyağcılık, bağcılık ayn ayrı ele alınmış ve Vekâlet bu mahsullerin en verimli hale getirilmesi için esaslı şekilde meşgul olmaya başlamıştır. Bu arada tütüncülere kredi 19381988 temini ciheti elealındtğı gibi, emniyetle satabümeleri de temin olunmuştur. Bugünlerde Marmara mıntakasmda tütün üzerinde hararetli satışlar olacağı anlaşılıyor. Koza istihsalini çoğaltmak için yeni tedbirler almacaktır. Memleket ihtiyacına kâfi olan ipekli dokuma tezgâhlartnın ithali maksadile yapılan müracaatler tetkik olunmaktadır. TİP TARİHİ 1 iTurkıye Isçı Panısı) Alınacak yeni iktisadî tedbirler Büyük şefimiz Atatürkün yüksek direktiflerile bir turzm mıntakası haline getirilmesine çalışılan Marmara havzasının iküsadende ileri kalktnması için esaslı tedbirler alınmakladır Bu mmtaka halkmın daha ileri bir refah seviyesine kavuşması yolunda atılan adımlar, müspet neticeler vermek üzeredir. Alınacak tedbirlerin tatbikaıile bizzat İktı. ıd Vekili Şakir Kesebir meşgul olmaktadır. İktisad Vekili Şakir Kesebir, şehrimizde iktisadî mehafilin başında bulunan devair ve müessesat amirlerile temastan sonra bu mınta,kanm ikinci büyük şehri olan Bursada ds aynı şekilde temaslar yaprnış BÜYÜK BİR DEVLETİN DOĞÜŞÜ Haİh Ayakianmdlan i e Askert Fcodalunı CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'NDEN HABERLER AYIN EN ÇOK SATAN KİTAPLAR1/GENEL 29.12.198727.1.1988 %n 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Kttf 156.006 19a002 070.001 021.300 217.002 004.090 021.299 052.027 004.049 097.495 ntabm Adı/Yuın Glasrtot/Asıl Neyi istiyonjm/M.Gorbaçov Tarih En Buyuk VargıçASktay Akbal Casus tocısı/Petef WrtQht Gurbet/Nirtat Behram TİP (Türkiye işçi Partisi) Tarihi/Mehmet Ali /tybar Oünya Sorunlan Dıasi4 Guvercin/Patrick Suskind 100 Soruda Türkiye'de Bankacılık Safak Türküsü/Nevzat Çelik Hayır/Adalet Afjaofllu TÜRKİYE DENİZCİLİK İSLETMELERİ GENEI MÜDÜRLÜĞÜ DENİZYOLLARI İŞLETMESİ'NDEN 1 İşletmemiz gemilerinin, 1988 yılı Alanya Turistik Hattı programları çerçevesinde yapacaklan 10 adet sefer için, uğranılacak olan limanlarda programı işletmemizce belirlenmiş şehir turlan yaptınlacak olup, acentelerden kapalı zarf içinde leklif almak sureti ile ihaleye çıkanlacaktır. 2 Bu hatta uğranılacak olan limanlar DİKİLİ, MARMARİS, ALANYA, ANTALYA, FETHİYE, BODRUM, KUŞADAS1 ve İZMİR limanlan olup, teklifler tüm limanlar için verilecektir. 3 Şehir turlan ihale teminatı 3.000.000. TL.sı olup, istekliler teminat akçelerini veya banka teminal mektuplarını, Denizyolları İşletmesi Müdürlüğü'ne yalıracaklar, alacakları vezne makbuzlannı teklif mektupları ile birlikte kapalı zarf içine koyacaklardır. 4 Şartname içeriğinde, kapalı zarfa koymak Sureti ile verilecek olan teklifler 18 Şubat 1988 günü saai: 14.0015.00 arasında, Denizyolları işletmesi Müdürlüğiı, Salıpazarıİstanbul adresine teslim edilecektir. 5 Bu ihaleye ait şartnameler Denizyolları İşletmesi Yolcu, Yük ve Acenteler Strvisinden 3500. TL + KDV karşılığında temin edilebitir. 6 Teşekkülümüz, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na tabi olmayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine \ermekle serbesttir. d i Doğu Alman tarihçi Werner'in Osmanlı devletinin doğuş dönemini konu alan tarunmış incelemesinin ikinci cildi, "Halk Ayaklanmalan ve Askeri Feodalizm"in cevirisi de yayımlandı. tkinci ciltte ek olarak, Werner'in bu basım için hazırladığı önsöz yanında kendisiyle yapılan bir görüşmeye de yer veriliyor. Basın: 11691
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle