19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER beylere göre haksızlık yapümıyordu; sosyal adaletçi, ileri yasa da zaten böyle olmahydı! Ote yandan, Taşçıoğlu'nun da açıkça söylediği gibi, "Yasa çok sert çıktığından", daha sonra bu sertliğin yumuşatılması düşünülmüş, SSK ve Bakanlık, kendilerine göre yorum yaparak genelgelerle 19821986 yıllan arasında beUi gün eksik prim odeyenlere, yetkileri dışına pkarak bir yasa koyucugibi süper emeklilik olanağı getirmiş, öbür emeklilere bu olanağı tanımamıştır. Aynca 5. maddenin kesin buyruk niteliği taşıyan "zaman aşımı içerisindeki süreler için prime esas en üst kazancın üzerüıde ücret aldığım belgelemek" koşulunu hiçbir işçiden istememiştir. Böylece yasa hükümleri açıkça çiğnenmiş, süper emekhhği diledikleri yöne cekmişlerdir. Ancak Sayın Taşçıoğlu, tüm b«ılara karşın bir süre sonra, "Yaptığımız işin eksiklerini gördük ve yeni değişikliğe gerek olduğunu anladık. Yeni düzenlemeyi yeniden iktidara gelir sek ilk görüşeceğimiz yasa maddesi olarak yürürlüğe koyacağız" demek cesaretini de göstermiştir. Gerçi Taşçıoğlu, bu dönem bakan olamamıştır, ama milletyekili seçilmiştir ve grup başkan vekili olmuştur. Üstelik partisi ANAP iktidara gelmiş, aynca hükümet programında süper emeklilikteki sorunlar için önlem ahnacağı sözü verilmiştir. Şimdi ilk yasa maddesi olarak sosyal adalet ve eşitlik ilkelerine ters düşen bu aksaklıkların giderilmesini bekliyoruz. de 76 + 34.000) 108.214 lirayı ancak bulabilmektedir. Buna karşıhk 2. derecenin 3. kademesinden emekli olan devlet görevlisinin göstergesi, 1165 olmasına karşın, buna örneğin 1650 ek gösterge de eklenerek toplam emeklilik göstergesi 2815 olabilmektedir. 70 katsayı üzerinden 25 yılhk bu memurun emekli ayhğı, sosyal yardım zammı ile birlikte 177.935 lira ohnaktadır. Bu basit örnek dışında birçok 1. derecedeki emekli memunın, ek göstergelerin alabildiğine büyümesi sonucu, emekli ayhklan astronomik rakamlara çıkmakta, işçi emeklileri ile arada derin uçurumlar yaratmaktadır. Işte bunu çok iyi bilen hükümet, işçilere de bu olanağı sağlamak istemiş, ancak teknisyenler hükümeti çok büyük yanılgıya düşürmüş, bunun sonucu olarak da bu olanaktan sadece 1. derecenin son kademesi emeklileri yararlandırılmış, sosyal adalet ve eşitlik ilkeleri çiğnenmiştir. Ancak hükümetin bu yanlışhklarını anlaması ve bu aksaklıklann giderileceğini programında belirtmesi de umut vericidir. Madenki devlet görevlilerinin ilk dört derecedeki emeklilerine öbür emeklilerden ayncahk tanınarak, bunlann emekli maaşlan ek göstergelerle çok yüksek düzeye getirilmiş, o halde ilk dört derecedeki işçi emeklilerine de aynı haklar tanınmah, süper emeklilikten ilk dört derecenin tum kademelerindeki işçi emeklileri yararlandınlmalıdır. Yurtdışında çalışan işçiler de süper emeklilikte unutulmamahdır. Ancak o zaman bu yasanın, ileri ve sosyal adaletçi bir yasa olduğu görüşüne katılmamız mümkün olacaktır. 1 ŞUBAT 1988 | Süper Emeklilik Mademki devlet görevlilerinin ilk dört derecedeki emeklilerine öbür emeklilerden ayncalık tanınarak, bunlann emekli maaşlan ek göstergelerle çokyüksek düzeye getirilmiş, o halde ilk dört derecedeki işçi emeklilerine de aynı haklar tanınmalı, süper emeklilikten ilk dört derecenin tüm kademelerindeki işçi emeklileri yararlandınlmalıdır. Yurtdışında çalışan işçiler de süper emeklilikte unutulmamalıdır. TEOMAN PEKİNDAĞ SSK'dan Emekli Uzman 25 Arahk 1987 günü TBMM'de okunan "hükümet programı"nda, "süper emeklilik uygulamasında ortaya çıkan sorunlann, gerekli önletnler alınarak giderileceği" belirtilmektedir. Kamuoyunda, "süper emeklilik" olarak bilinen 506 sayıh Sosyal Sigortalar Kanunu'nun b a a maddelerinin değiştirilmesine ve bu kanuna ek ve geçici maddeler eklenmesine dair 3395 sayıh yasa, 9 Temmuz 1987 günlü 19512 sayıh Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve pek çok eleştirilere neden olmuştur. Bu eleştirilerin en önemlilerini ise şöyle sıralayabiliriz: • Bu yasa her şeyden önce yasa tekniğinden yoksundur. Yasa, henüz yürürlüğe ginneden, işçilerin emeklilik için SSK'ya başvurmalannı öngörmüş ve birtakım kanşıklıklara, haksızhğa neden olmuştur. • Normal gösterge tablosundan emekli olanla•ra bağlanacak ayhk oranı yüzde 60 olmasına karşın, üst gösterge tablosundan emekli olanlara ayhk bağlama oranı yüzde 50 olarak saptanmıştır. • Yasa, sigortahlara ve emeklilere büyük mali yük getirmektedir. SSK, yüksek verimli ve sürekli bir gelir kaynağma kavuşacak, işçilerin eline geçen para daha da azalacak, parası olan borçlanıp yüksek gelir alacak. • Emekliliğine çok az süre kalmış olanlar, süper emeklilikten hak kaybıyla yararlanacak. • Yurtdışmda çalışan işçiler de bu olanaktan yararlanamayacak. • Birinci derecenin son (9.) kademesinden (1400 gösterge üzerinden) ayhk alanlar süper emeklilikten yararlanacak, bunun dışındakiler örneğin; 1395, 1390 gibi göstergelerden ayhk alanlar süper emeklilikten yararlanamayacaktır. Kuşkusuz tüm bu ve başka eleştirilerin her biri ayn bir önem taşımaktadır. Ancak bize göre bu yasanın, anayasamızm sosyal adalet ve eşitlik ilkelerine aykın en önemli yanı, bu son şıkta dile getirdiğimiz konu; bir başka anlatımla, 3395 sayılı yasanın geçici 5. maddesinin hemen başında yer alan, gösterge tablosunun en üst göstergesinden ayhk alanların süper emeklilikten yararlanacağı yargısıdır. CUMHURtYET'TEJV OKURLARA... OKAY GÖNENStN Gelişmişlik U Muhalefet seyirci kaldı Yasa tasarısının TBMM Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonu'nda görüşühnesi sırasında Devlet Bakam Vehbi Dinçerler tarafından bu tasannın ileri ve sosyal adaletçi bir tasan olduğu ileri sürülürken, muhalefet temsilcilerinden önemli bir eleştiri ve tepki gelmemiş; teknik konulara, tasarı boşluklanna, işçiler aleyhindeki maddelere karşı çıkılmamışttr. Komisyonda gözlemci olarak bulunan Türktş temsilcisinin bile eleştirileri, daha az önemli olan başka konulara yönelmiş, böylece salt 1400 göstergede olan işçiler süper emeklilikten yararlandınlmıştır. Anayasarruz uyarınca Anayasa Mahkemesi'ne doğrudan başvuru hakkı bulunan ana muhalefet partisi SHP bile konuyu parti meclisi grubuna getirmemiş, yasa TBMM'de görüşülürken kimi önerilerinin ANAP'ça onaylanması nedeniyle SHP gmbu, Anayasa Mahkemesi'ne başvurmamıştır. Oysa yasanın en önemli çarpıkhğı, emekli isçilere tanıdığı süper olanağı, geçici 5. madde ile salt tavanla sınırh tutmasıydı. Ama hükümet üyelerine göre haksızhk yalnız tavandan emekli ayhğı alan işçilereydi ve bu da giderilmişti. Dinçerler'le aynı görüşü paylaşan Mükerrem Taşçıoğlu'na göre de tavanın altındaki kademelerden emekli olan işçiler için haksızlık söz konusu değildi! Evet, ömrii boyu en yüksek iicretten prim ödemiş, ancak emekh ayhğının hesaplanmasına katılan yıllar icinde yalnız bir ay, evet yalnız bir (sözgelimi bir haftalık rapor yuzünden) ay, çeşitli nedenlerle biraz düşük ücret almış ve emeklilik göstergesi 1395'e, 1390'a, 1370'e düşmüş işçi emeklilerine, bakan İlk dört derece Süper Emeklilik Yasası bize göre, ilk dört dereceden yüksek emekli maaşı alan memur emeklilerine özenilerek gündeme getirilmiş, çalışırken bu devlet memurlarından daha yüksek ücret alan işçilerin haksızlığa uğramalan önlenmek istenmiştir. Mükerrem Taşçıoğlu'nun şöyle bir demeci bulunmaktadır: "Bilindiği gibi ilk defa bu yıl başından itibaren (1987 yılı) ilk dört derece hariç diğer bütun kademelerde işçi emeklileri, memur emeklilerinden daha fazla ücret alabilme olanağma kavuşmuştur." Görülmektedir ki, ilk dört derecedeki memur emeklileri, ilk dört derecedeki işçi emeklilerinden çok fazla emekli ayhğı almaktadır. Çünkü bu dört derecedeki emekli memurların emekli baremlerine bir de ek gösterge ekienmektedir. İşte bu ek göstergeler, devlet görevlilerini süper emekli yapabilmektedir. Oysa işçi emeklilerinin ek göstergeleri bulunmamaktadır. Örneğin, 1. derecenin 8. kademesinden (1395 göstergeden) emekli ayhğı alan bir işçinin 25 yılhk (hiç eksiksiz 9000 günlük) hizmeti karşılığı aldığı emekli ayhğı, sosyal yardım zammı dahil (1395 x 70 katsayı x yüz zun zamandır gelişmişliğin ölçütlerinden biri, toplumların düzenli okuma eğilimleridir. Televizyonların gelişmesiyle de her ülkede gazete tuketimi yakından izlenir, okuriann ya da yayınlann azalması, o toplum için kaygı verici işaretier olarak nitelenir olmuştur. Batı'da bugün hedef surekli daha çok yayın, daha çok okurdur; bu arada tekelleşme de toplumdaki çoğulculuğun düşmanı olarak görüldüğünden ekonomideki tekelleşme süreçlerinin basında yaşanmaması, çoksesliliğin korunması için >mücadele konusudur. Şu anda ülkemizde günlük gazete tanımına girebilecek 13 ulusal, Tde yerel gazete yayımlanmaktadır. Bunlann toplam 3.5 milyonluk brüt tirajı en çok 3 milyonluk net satışı bulunmaktadır. Bu durumda her 1000 kişiye 64 gazete düşmektedir. Aynı koşullara bağlı olduğumuzu varsaydığımız Batılı ülkelerde yayımlanan toplam gazete sayılannı ve her 1000 kişiye düşen tirajı gördüğümüzde ne kadar geri olduğumuz bir kez daha net biçimde görülüyor: Yerel ve ulusal gazeteler 1000 kişiye düşen baskı Ulke Ispanya İtalya Fransa Hollanda Belçika Avusturya Avustralya Batı Almanya İsviçre Norveç İsveç Finlandiya Japonya İngiltere Kanada Sonuç Kuşkusuz süper emekliliği daha geniş kapsamh isteyenler de bulunmaktadır. Ancak 4. derecenin altındaki devlet memurlan, kendi göstergeleri üzerinden emekli olurlarken, 4. derecenin altındaki işçi emeklileri için de süper emeklilik istemek ne derece sosyal adalet ve eşitlik ilkeleri ile bağdasabilecektir? Aynca SSK'run mali gücü buna elverir mi? Tüm işçi ve memur emeklilerinin yasarn düzeylerinin yükselmesi en büyük dileğimizdir. Ancak ben, süper emekliliği ilk dört derecenin altındaki işçiler için düşünemiyonım ve isteyemiyorum. Çünkü işçi ile memuru ayn ayn kefelere koyamıyorum. Güvenoyu almış hükümetten, süper emeklilikle ilgili adaletli, yanhşsız bir yeni yasa tasansı hazırlamalannı, TBMM'den de (iktidarıyla muhalefetiyle) bu yeni süper emeklilik yasasını en kısa sürede çıkarmalannı bekliyoruz. 71 91 120 80 106 ABD 80 140 431 180 162 180 98 192 95 2.471 1.300 87 92 184 306 356 356 356 411 542 563 572 577 666 719 727 745 OKEff AKBAL EVET7HAYIR Yalan Haber Nedir? Yalanın tanımtnı yargıçlar yapacakmtş. Hangi haberde, hangi yaztda 'yalan' vardır, bunu saptamak zor iştir. Oyle haberler vardır ki doğrudur, ama iktidar sahipleri o doğrunun yaygınlaşmasınt istemezler. Bu yüzden hoşlanna gitmeyen bir haberi okurlanna duyuran gazeteciyi ya da o haberi yorumlayan yazarı adalet önüne gönderirler. Çoğu kez yargıçlar haberde ya da yazıda 'suç' ögesi göremezler. Böylece adalet makamları boş yere uğraştınlmış olur. Bir süre önce bu sütunda 'yalan' bir olayı duyurarak kamuda telaş yarattığım savıyla sıkıyönetim savcılığında birkaç kez ifade verdiğimi yazmıştım. Eski dosyaları karıştırırken, bu kcnuda başka bir somşturmayta ilgili belgeler elime geçti. 12 Eyiül sonrasında nedense sık sık sıkıyönetim ya da sivil savcılıklara çağrılıp birçok yazımla ilgili ifade vermiştim. Kimilerini de unutmuşum! Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcıltğı'nın 31 Mayıs 1985 tarihti "kmuşturmaya yer o/mad/ğ/"na dair bir karannı tlginç bir belge olarak okurtanma sunmakta yarar görüyorum. 21 Şubat 1985'te "Gsnçler Biza Sesleniyor" başlıklı bir yazımla işlediğim iddia edilen suç şu: "Sıkıyönetim bölgesinde maksadı mahsusa müstenid, kamunun telaş ve heyecanını doğuracak asılsız haber yaymak"... Sıkıyönetim Askeri Savcısı Muhteşem Savaşan'ın imzasını taşıyan kararı bir belge olarak duyurmak istiyorum: "Yukanda müsnet suç ve açık kimliği yazılı sanık hakkında yapılan hazırlık soruşturmast sonucunda: İstanbul'da münteşir Cumhuriyet gazetesinin 21 Şubat 1985 tarihli nüshasının 2. sayfasında "Gençler Bize Sesleniyor II" başlıklı ve sanık Oktay Akbal tarafından yazılan yazıda yer alan ve kendisinin Ankara Gazi Üniversitesi öğrencisi olduğunu sfyleyip Cvmhuriyet gazetesi okuduğu için tehdit edildiğini belirten bir okuyucu mektubunun yayımlanmasını ihbar kabul eden Ankara Devlet Güvenlik Mahkemasi Cumhuriyet Savcılığı, tehdit suçundan soruşturma başlatmış ve ancak mahalli karakol, Cumhuriyet gazetesi okuduğu için tehdit edildiğini söyleyerek müracaatta bulunan herhangi bir kimse bulunmadığını beyan etmesi üzerine bu defa bu yazının yazarı Oktay Akbal'ın sıkıyönetim bölgesinde kamunun telaş ve heyecanını yaratacak asılsız haber yaymak suçunu işlediğini belirterek görevsizlik kararı ile suç dosyasını savcılığımıza intikal ettirmiştir. Sanık Oktay Akbal'ın kaleme aldığı "Evet Hayır" sütununda yer alan soruşturma konusu yazıda gerçekten Ankara'da Gazi Üniversitesi'nde okuyan bir oğrendnin Cumhuriyet gazetesi okuduğu için bir kısım şahıslar tarafından tehdit edildiği belirtilmektedir. Bu konuda sanık sıfatıyla Hadesine muracaat edilen yazar Oktay Akbal, Gençlik Yılı olması sebebıyle gençlerin sorunlarma değinen haberlere yazısında ağıriık verdiğini ve bu arada çok sayıda kendisine ulasan mektup arasında önemli gördüklerini yayımlayarak ilgililerin bu konuda dikkatini çekmek istediğini, bu mektubun belgesel niteliği bulunmaması sebebiyle saklamadığını, kamunun telaş ve heyecanını yaratmak kastıyla değil, bilakis sorunlann bir an önce çözüme kavuşturulmasını sağlamak için tartışmaya açtığını, esasen bir gazetenin okunmasının, okuyan kişiyi tehdide bıraktığının yazılmasının bu gazetenin tirajını menfi yönde etkileyeceği için yazmanın doğru olmadığını, buna rağmen yukanda söylediği şekilde sırf olayların daha büyük boyutlara ulaşmasını engellemek kastını belirtmiştir. Sanığın yazısında yer alan mektubun telaş ve heyecanını doğuracak asılsız bir haber olduğu mevcut deliller muvacehesinde söylenemez. Zira Cumhuriyet gazetesi okuduğu için tehdide maruz kaldığını belirten bir şahsın tehdit edildiğini ilgili makamlara duyurmamış olması, böyle bir tehdidin olmadığı anlamma gelmeyoceği gibi, haber niteliği itibariyle te/âş ve heyecan yaratacak nitelikte degildir. Esasen 1402 Sayılı Kanunun 16/2 maddesinde yer alan suçun oluşabilmesi için, kamunun telaş ve heyecanını yaratacak asılsız haberin maksadı mahsusa müstenit olarak yayılması da gereklidir. Sanık sorgusunda amacınm, Gençlik Yılında gençliğin sorunlannı dile getirmek ve ilgililerin bu konuda dikkatini çekmek için bu habere sütununda yer verdiğini, amacının halkın telâs ve heyecanını yaratmak olmadığını belirtmiştir. Yukanda sayılan nedenlerle, müsnet suçun maddi ve manevi unsurlan açısından oluşmadığı kanaatine varılmakla, sanık Oktay Akbal hakkında sıkıyönetim bölgesinde maksadı mahsusa müstenit kamunun telâş ve heyecanını doğuracak şekilde asılsız havadis yaymak suçundan 353 Sayılı kanunun 105 ve 107. maddesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi." Yalan haber yaymak, kamuda telâş ve heyecan yaratmak, her türlü yoruma uygun bir suçlamadır. Böyle bir durumu saptamak öncelikle iyi bir hukukçu olmaya, aynca basının görev ve sorumluluğuna saygılı davranmaya bağlıdır. Basını yalan haber yasasıyla korkutmak, sindirmek girişimleri ile karşı karşıyayız. Ama bu ülkede sivil olsun, asker olsun; hukuk nedir, basın nedir bilenler, gerçeklere saygı duyanlar da vardır. Okurlarıma sunduğum belge bunun bir kanıtıdır. Bayanlar çocuk bakarak İngilizceyi öğrenmeyı ancak Aupairlik yaparak gerçekleştirebiiirsiniz. 158 53 42 1727 yaşlarında bayanlar Ingıltere'de çocuğa bak karşılığmda İngilizce öeren 158 53 42 Bugün İngiltere'de her 2 evden birine gazete girmektedir. Bizde her sabah evlere gelen gazete hesabı bulunmamaktadır, ama yapılsa bunda da ne kadar geriye düşeceğimiz ortadadır. Fransa'da bugünlerde Le Matin gazetesinin kapanması ve bazı yayınlann el değiştirmesi nedeniyle basındaki gerileme, her düzeyde tartışılmakta, çözümler aranmaktadır. Bu çabalara hükümet de katılmaktadır ve Kültür ve İletişim Bakanlığı 29 ocağı "Yazılı Basın Günü" ilan etmiştir, Milli Eğitim Bakanlığı bütün liselerde gençleri basına ısındıracak çalışmalar düzenlemiş, sokaklara gazete okumayı teşvik eden afişler asıimıştır. Türk basınım da yeni bir krizin beklediği ortadayken kimse hükümetten böyle destekler beklememekte, tam tersine olumsuz koşullan daha da derinleştirecek kararlardan kaygılanmaktadır. Belli anlayışlann sonu, yukardaki rakamlardır; az gazete, az okur, az gelişmişlik... Anlayış farklarının derinliğini gcjsteren bir olay geçen haftalarda DCT Erste Bürgermeısta' Klaus von Almanya'da yaşandı. Dohnanyı hai den Tcxt des als lruer^ıe* fur das Frankfurter Altgemcine Magazm Frankfurter mıt Ruth von der *cnge gçfuhnen Gesprichs ntcht atıtonsıert Dıes w*r u u Allgemeine'nin her bu mr Hem«iİM*g de* Hefts 411 uctu bekannt Un:nıueiö*j tor der Austıefccuma ücretsiz olarak rung dmes Mıgazms hat von Dobnanyt der Rcdaktıon teiefonısch erklârt, die verdiği hafta sonu ekini gedruckte Fassung des Intervıc»i gebe 15 ocakta okurlan das Gesprich nıcttı nchtıg wieder Eıne VcfofTenlhchung seı fur ıhn poluısch und bulamadılar ve ertesi menschİKrh nachieıîıg D*e Frankfurtcr AUgcmcıne Zttlung respckhert. da& der gün gazetenin 1. Haroburgrr BurgcmieısteT den Text des Intervteus vor seıoer VerölTenliichung sayfasında yayımlanan priifcn wollte. damıi cr nıcht uruutrefTcnd ınterpretıert *erde Den GnınduızFR bir açıklamayla durumu eıncs verantwortlıchen Jounutumus folgtnd. hat %w dcshalb un«r İuk*uCB»hgıe. öğrendiler. Gazetenin betrâchılıcher »ırtschafıbcner N»chteıle bir muhabiri bu ekte das Hefl 411 nıcfal aasgHıefert Wır bttten uıuere Lescr und unsere Inserenıcn um yayımlanmak üzere VeraindB» • v^ Hamburg Belediye G.k.H. Başkam ile bir söyleşi yapar, ekin sorumlulanna verir ve ek basıtır; ekier clağıtıma çıkacakken Hamburg Belediye Başkam, gazetenin yazı işlehne tefefon ederek söyleşinin basıimış olan metninin görüşmeyi doğru aktarmadığınt, bunun yayıntnın kendisine siyasal ve insani açıdan zarar vereceğini söyler. Gazetenin açıklamasında bu gelişme aktarıldıktan sonra şöyle denmektedir: Frankfurter Allgemeine gazetesi, Hamburg Belediye Başkanının sözlehnin yanltş bir biçimde yorumlanmaması için, söyleşinin metnini yayınından önce kontrol etmesini saygıyla karştlamaktadır Gazete bu nedenle, sorumluluk sahibi bir gazeteciliğin temel ilkelerine uygun olarak, ekonomik zararfanna karşın 411 sayıh eki dağıtmamtştır. Okuyuculanmtzdan ve ilan sahiplerinden aniayış rica ediyoruz. Bu anlayış, yasayla, konseyle, zorla olur mu? F t ıniandı\a ile lurkıye arasıntlakı ucareıın gelüjurilmeM konuMiiKİd go>u:rıJıklen ılgı için Türktrade Semineri'ne katılanlara teşekkurederiz. Bu toplantının biz konuklara olduğu kadar siz Turk ev sahiplerimize de yararlı olduğunu umuyoruz. İşbirliğimizin geiecekte de devamını ilgiyle bekliyoruz. FINNAIRTEKIMAL ASANSOR SANAYI VE TICARET A.Ş.>KUMPUPRODUCTS*POLAR«WILH. SCHAUMAN'UNION BANK OF FINLANDNOKIA OY TURKKABLO A.O. FINLANDIYA DIŞ TICARET DERNEGI P O BOX SF00101 HELSINKI, Tlx 121696 trade SF İ TA P KU LÜBU LA HISTORIA OFFICIAL* 6 ÖDÜLLÜ DEV FİLM 1985 CANNES EN İYİ KADİN OYUNCU KIUSELER BIRLICI ODULU 1986 EN İYİ YABANCI RLM OSCAR'I ,CHICAGO,TORONTO, KARTACA FİLM ŞENLIKLERINDE "BUYUK ÖDUL" LUISPUENZO • v m TURKIYE DIŞ TICARET OERNEGI Oiım Bınası, BEŞIKTAŞ. Tel 174382829 SİNEMASlVK CUMHURfYFT İHSAN HACIMURATOĞLU OLMEDIM! Özgurluk ruzgârıyım ben eseceğım ulkemın uzerınde UNUTMADIKANIYORUZ Aılesı ve arkadaşlan adına Ayten Hacımuraloğlu RlüSMI TARİII N0RMA ALEANDRO YALNIZ MODA SINEMASI'NDA ŞUBAT AYI BOYUNCA PERŞ CUMA 21 30 PAZAR 18 30 CUMT.11.00 SEANSUVRİNDA I * RUVI COSTERILMEYECEKTIP | ı 2 8 i e a n s l a r 1 1 0 0 / 1 S O O / 1 5 Î ( H 8 S O / Î 1 SO 19581980 MERAL'tMİZ İÇİN HEPİMİZDEN HEPİNİZE TEŞEKKÜR Canımız annemiz, kıymetli eşim, hayat arkadaşım, asil yengemiz MERAL KATIRCIOĞLU'nun ani rahatsızlığını teşhis ve tedavi eden Cerrehpaja Tıp Fakültesi Doğum ve Kadın Hastalıkları Anabilim Dah Başkam VEFAT VE TEŞEKKÜR Uşak eşrafından rahmetli Kadir CAN ve Htctr CAN'ın kızlan Enver CAN ve Kadriye tLCAN'ın kardeşleri Zevnep Dflek SARICI ve Ayş« SÜZER'in biricik anneleri Mendnk SARJCTmn çok kıymetli kayınvalidesi Miuiir Oxan ve Kadir Rahmi SARICI'nın fedakfir ve feragatkâr anneanneleri SARICI ailesinin değerli dttnttrleri 41 yıllık vefakârfedakârelemdidemelek hayat arkadaşım Can kardeşımiz MAJMJEL (\aşar) DEMİR (19611988) Senı kalbimize gomduk. Biz yaşadıkça sen de yaşayacaksın. Arkadaşlan adına OSMAN ÖZDEMİR proiDr.TURGAY ATASÜ Doç.Dr. DERtN KÖSEBAY Doç.Dr. CEVDET ŞA1NİOĞLU Uz.Dr. CtHAT ŞEN Dr. FEHMİ SARI Dr. CANAN DAVUT Dr. HEMİ ELKABEŞ Anst.Dr. MEHMET ÖZTÜRK Amel.Hemş. Yurdagül Giirses, can kardeşimiz sekreter Nebahat Öztunç, servis Hemş. Gürscl Zurnacı, Nezahat Özdemir, Aysun Pahşi, Filiz Demirtaş, Aycan Korucu ile Havva Advije ve Emine Hanım. Başbemşire Türk&n Şenkon, arkadajımız Lale Dinçer, Ekrem Saygın, Nureltin Göksu, Niyazi Bilici ve Aliye Erdem ile bize destek olan, hastamızı gerek ziyaret ederek gerekse telefonla arayan "geçmiş olsun" diyen tüm dost ve arkadaşlanmıza yakınlanmıza teşekkür ederiz. OKHAN, ODHAN ve DOGAN KATIRCIOĞLU MELİHASÜZER 14 Ocak 1988 perşembe günü yakalanmış olduğu amansız hastalıktan kurtulamayarak vefat etmiş ve cenazesi 15 Ocak Cuma günü öğle namazını müteakip Bostanlı Camii'nden alınarak Bornova mezaruğma defnedilmiştir. Bu büyük acımızda bizleri yalnız bırakmayarak bütün hastaneilaç vesair masraflannı karşılayan, her yönde olduğu gibi sosyal hizmeüerde de öncü olan ALI AKTAŞ'ı Ölümünün 5'inci yılında sevgiyle anıypruz. GARBİS ALTINOĞLU / GÜZEL ASLANER TÜRKİYE İŞ BANKASI'NA Hastalığı sırasında yakın ilgilerini esirgemeyen Prof. Dr. Mustafa EMİNOGLU'na, iyi kalpü oğlum Doçent DT. Adcaı GÜLER'e, Prof. Dr. Yüdu ERHAN, Prof. Dr. öxdca GÜNEL, Doçent Dr. Banu Çiçek BtLKAYA, Doçent Dr. Yücel BATURA, Doçent Dr. Ertiirk ERDİNÇ, Dr. Y«vm GÜNEŞ, özel Sağlık Hastanesi personeli ve Başhemşire Oy« GEGİN ile; bu acüı günlerimizde bizlerden bir an olsun yardım ve alâkalanıu esirgemeyen, Kardeşim Prof. Dr. NaO TARIAROCLU Ue Kızırn Müt. Dr. Mualla TARTAKOGLÜ'na cenaze törenine iştirak eden, telefonla ve telgrafla acımızı paylaşan Türk Eğitim Vakfı'na bağışta bulunan ve çelenk gönderen akraba ve dostlanmıza alenen teşekkür etmeyi bir borç bilirim. AtLESİ ADINA KEMALETTÎN SÜZER İLAN KONKORDATO KOMİSERLİĞÎNDEN Kırıkkale ilçesi Güzeltepe Mahallesi Ankara Caddesi Baykal tşhanı No: 12'de Doğanay Video ve Oto alım satım işi ile iştigal eden Saim Doğanay tarafından korkordato muhlet lalebi Kırıkkale lcra Tetkik Mercii Hâkimliği'nin 8.1.1988 tarih 1988/16 Esas 1988/1 karar sayılı ilamı ile kabul edilerek iki ayhk mühlet verilmiş ve komiserlik gorevi tarafıma tevdü edilmiştir. Iş bu ilanın gazetede neşir tarihinden itibaren her alacaklının 20 gun ıçinde belge asıllannı da eklemek suretiyle komiserliğe muracaat ile alacaklarını kayıt ettirmeleri, toplantıya tekaddüm eden 10 günluk süre içinde alacaklıların dosyayı tetkik edebilecekleri, hilafına hareket edenlerin alacaklılar müzakeresine dahil edilmeyeceklerini alacaklılar toplantısımn ise 3.3.1988 günu saat 16.00'da Kırıkkale icra Tetkik Mercii duruşma salonunda yapılacağı ilan olunur. HAMZA KAYALAK KORKORDATO KOMtSERl 2. Asliye Hukuk Mahkemesi Zabıl Katibi ALAATTİN DEIVIİRCİ Olurrunun 6. >ılında saygı \e onurla anıyoruz. Yaşamı mucadelemize ornek olsun. KEMALIZMİN DRAMI Vedat Nedim Tör 2. bası, 700 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlulstanbul Artvinli arkadaşlan adına M. ALİ GÜMÜŞKAYAHİKMET AKÇİÇEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle