18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Diyalog için üç olumlu aclını DAVOS (Cumburiyet) Türk ve Yunan başbakanlannm Davos zirvesi, iki ülke arasında beklenmedik bir yakınlaşma ve somut bir diyalog mekanizmasının kurulmasına yönelik ilke kararları ile sonuçlandı. Başbakan Turgut Özal, sorunların çözümü için "bir altyapı" oluşturulacağını belirtirken Yunanistan Basbakanı Andreas Papandreu, "TürkYunan ilişkilerinde, yeni bir dönemin başladığım" söyledi. Her iki başbakan da bu yil Ankara ve Atina'ya karşıhklı bircr ziyaret yapacaklannı açıkladılar. özal ve Papandreu'nun bu sabah, kahvaltıda yeniden bir araya gelecekleri bildirildi. Onak bildirinin yayımlanmasından sonra ilk somut adım Türk ve Yunan bankacılarının karşilıklı ziyaret tarihlerinin belirlenmesiyle atıldı. özal ve Papandreu yakınlaşması, Ankara ile Atina arasmda kırmızı telefon hattı çekilmesi ve yılda en az bir kez görüşmeye ve ülkelerini karşilıklı ziyaret etmeye kadar uzandı. Aynca Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunların çözümü için biri siyasal, diğeri ekonomik, ticari, turizm, haberleşme ve kültürel nitelikte olmak üzere iki komisyonun kurulması kararlaştınldı. Görüşmeden sonra Türk gazetecilerine bir basıc toplantısı düzenleyen Başbakan Turgut özal, "Ortak basın bildirisi yanlış anlamaya imkân verebilir. Biz, şu meseleyi çözdiik demiyoruz. Sadece o meselelerin çözümü için bir altyapı oiuşturuldugunu ve bu altyapı tizerinde zaman isteyen sabırlı çaiışmalar gerektigini söyliiyonız" biçiminde konuştu. Ortak bildirinin açıklanmasından sonra Papandreu, Yunan gazetecilerine bir değerlendirme yaptı. Papandreu "TörkYunan ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığım" söyledi. Başbakan özal'ın içten davranmasını bir "sürpriz" olarak niteleyen Papandreu "Başbakan Özal, gerçekfen içten ve güven verici bir kişilige sahip" dedi. Papandreu da Özal'la görüsmelerinde belli başlı sorunlan ele almadıklannı belirterek "Davos'ta iki ülkenin yaklaşımlannı sağlayacak konulan göriiştük. Yunan tarafında hiçbir siyasi degişiklik söz konusu degüdir" biçiminde konuştu. özal ile yaptığı her iki görüşmeyi de çok yapıcı olarak niteleyen Papandreu, özal ile bu sabah kahvaltıda yeniden bir araya geleceklerini açıkladı. Bu arada önemli bir gelişme olarak değerlendirilen iki ülke başbakanlarının karşilıklı ziyaretleri konusuna da değinerek kendisinin Ankara'yı, özal'ın da Atina'yı bu yıl içinde ziyaret edeceklerini sozlerine ekledi. 1 ŞUBAT 1988 CUMHURİYET7 Bayram havası Toplantılardan sonra Başbakan Turgut özal'ın Davos kongre salonunda verdiği kokteyle Papandreu da katıldı. Tam bir bayram havası içinde geçen kokteylde 40 dakika kadar kalan Papandreu, ,Türk bayrakları altında bir yandan rakı içip döner yedi, bir yandan Türk müziği diniedi. Değişik konularda sohbetle geçen kokteyl sırasında Papandreu Özal'ı Atina'ya davet etti. Özal da bu yıl içinde Atina'ya gidecegini açıkladı. Her iki başbakan bugün üçüncü kez biraraya gelecek. Varılan anlaşmaya göre Özal ve Papandreu bu sabah saat 10.00'da Türk ve Yunan gazetecileri ile işadamlarının katılacagı kahvaltıda bir araya gelecekler. Türk bankacılar Atina'da ö t e yandan dün yayımlanan ortak bildirinin ilk somut adımı ortak bildirinin yayımlanmasından birkaç saat sonra gerçekleşti. 18 nisanda Türk bankacıların Atina'ya gitmeleri kararlaştırıldı. Buna karşılık 20 mayısta da Yunan bankacılannın lstanbul'u ziyaretleri konusunda görüşbirliği oluştu. Türkiye'den Atina'ya gidecek bankacılar arasında 15 bankacı içinde Konutbank Genel Müdürü Bülent Şemiler'in, Ziraat Bankası Genel Müdürü Coşkun Ulusoy'un, Vakıflar Bankası Genel Müdürü tsmet Alver'in, Garanti Bankası Genel Müdürü lbrahim Betil'in, Pamukbank Genel Müdürü Bülent Şenver'in de yer alacaklan öğrenildi. Her iki ülkenin bankacılarının birbirlerinde karşilıklı turizm yatınmlarını özendirmeye kararlı oldukları belirtildi. Türk şirketlerinin Yunan adalannda, Yunan şirketlerinin de Türk kıyılarında ortak turizm yatırımlarına girişmeleri planlandı. Bu arada iki ülke başbakanları arasında kurulacak direkt telefonun renginin "mavi" olması iki başbakan tarafından da kabul edildi. Aralarında kurulacak direkt telefon renginin "neden mavi olacağı" konusundaki bir soruya Başbakan özal "Ege'nin rengi mavi de ondan" karşılığını verdi. Özal: Meseleler çözülmüş değil Başbakan Turgut özal, "ortak bildiri "nin okunmasından sonra Türk gazetecilerin katıldığı basın toplantısında, "Meseleler çözülmüş değildir. Ama meselelerin' çözümü için oluşturulan altyapı üzerinde çaiışmalar yürütülecektir. İki ülkenin birbirine yaklaşması zaman alacaktır. Bu yaklaşma bürokraside, basında askeri personel arasında olabilir" diye konuştu. APEM SAĞLAM DAVOS Başbakan Tnrgut özal, Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu ile ortaklasa düzenlediğj ve Türkçe, Rumca ve îngifizce olarak okunan "ortak bildiri"den sonra Türk gazetecilerin katıldığı bir basın toplantısı düzenledi. özal, görüşmelerin "samimi, açık ve yapıcı" geçtiğini belirttikten sonra şöyle konuştu: "Şimdi ortak bildiriyi oknyunca fu zehaba kapdmımak gerek; çünİrii meseleler çöziım bulmuş değil. Yanlış anlamaya imkân vermeyelim. Zaten, dikkat edilirse, biz bildiride 90 meseleyi çözdiik demiyoruz. Sadece o meselelere ait görüşlerin ortaya çıktıgını söyliiyonız. Toplantı, hıvayı yumuşaımak, Ueride çözüm İçin altyapıyı olaşturmak amacıyla •dun atmaya yöneliktir. Meseleler rözülmüş değildir. Ama meselelerin çözümü için oluşturulan altyapı uzerinde çauşmalann yüriıtülecegine işaret edilmektedir. İki ülkenin birbirine yaklaşması zaman alacaktır. Bu yaklaşma, bürokraside. basında, askeri personel arasında olabilir. En kolay anlaşscak olanlar da işadamlandır. BUdiride başbakanlann birbirterini dyarel edeceklerine ilişkin bir cümle vardır. Bu ziyaref için Vunanistan'a once ben giderim. Benim bu konuda hiçbir art düsüncem yoklur. Bundan sonra gayret ve sabır gösterirsek, iyi yol alınz. Aynca bir iki toplantı yaparsak meseleler çözülür demiyorum. Ama belli bir noktaya geJebiliriz diyonım." özal, daha sonra gazetecilerin çeşitli sorulannı yanıtladı. Başbakana yöneltilen sorular ve yanıtlan aynen şoyle: Daha sonra gazetecilerin sorulannı yanıtlayan özal, komisyonların işleyişiyle ilgili bir soruyu, "Şu anda henüz belli değil. Ama çeşitli seviyelerde ve çeşitli kişilerin katılacağı komisyonlar olabilir. Üst düzeyde de olabilir, başka düzeyde de olur. Bu komisyonların başına Devlet Bakanı Adnan Kahveci'yi getirmeyi düşünüyorum" diye yanıtladı. özal, Papandreu ile görüşmesinde Kıbrıs konusunun da gündeme geldiğini belirterek, "Yunanistan, Kıbrıs'tan Türk askerlerinin çekilmesini istedi. Biz de burada yine Kıbrıs konusunda BM Genel Sekreteri'nin çalışmalarına yardımcı olunması gerektiğini ve meselelerin toplumlararası görüşmelerle çözülmesi gerektiğini bir defa daha söyledik" dedi. Ege ve Kıbns gibi iki önemli konuda laraflar düşuncelerini değiftirmediklerine göre, ortak bildiri metniyle yansıyan yakınlasmayı nasıl açıklıyorsunuz? ÖZAL tşin tabiatına bakmak lazım. İki ülke arasındaki problemler, bugüne kadar büyüyerek devam etti. Şimdi biz, bu problernlerin büyümesini istemediğimizi söylüyoruz. Karşılıklı görüş aynlıklan vardır. Ama sabır ve anlaşma prensibi ve iyiniyet esastır. Bugün çözüm bulacağjz demiyorum. Önümüzdeki üç beş senede de çözüm olmayabilir. Daha uzun sürebilir. Ama >nemli olan, meselelerin çözümü için bir altyapı oluşlurulmasıdır. Işte, biz burada bunu yaptık. Ortak bildiri nasıl hazırlandı? DAVOS (Cumtauriyet) Ortak bildirini hazırlanraa sureci her iki başbakanın öncekı gün bir saat süre ile basba$a görüşmelerinden sonra daıuşmanJarına üzerindeki konulan not ettirmeleriyle ba^ladı. özal ve Papandreu uzmanlarından konuştuklan konularla ilgili olarak ortak bildiri hazırlanmasıru ıstediler. Başbakanlann bu istekleri üzerine önceki gece Türk ve Yunan heyetleri bir araya geierek çalışmalara başladıiar. Taslak melın geç saatlerde şekillenroeye başJadı. Heyetler dün sabah saat 09.00'da yeniden bir araya geldiier ve ortak bildiri çalışmasını birlikte ytlrüttüler. Ortak bUdirinin hazırlanmasından Cem Duna ile Kiryos Roudousakis. başbakan dış politika danışmanı oimanın geregi çok yoruldular. Saat 11 OO'de özal ile Papandreu Davos "taki kongre salonunda ikinci kez bir araya geldiier. Bir gün önceki bulusmanın tersine, bu kez çok sıkı önlemler almdığı göziendı. tçeriye delegeler ve akredite gazetecUer dahil hiç kimsenın alınmaması dikkat çdkti. Ortak bildiri metnini hanrlayan teknisyenler zaman zaman kendi basbakanlanna giderek anlaşmaya vanlamayan konularda, cümle ve sözcOklere kadar talimat aldılar. Bir yandan ortak bildiri çalışması sürerken, bir yandan özal Papandreu görüşmesi devam etti. özal, Papandreu görtlşmesi özetlenen koşullarda zaman zaman basbaşa, zaman zaman heyetlerin odaya girip çıkmalanyla surdfi. tki ba$bakanın görüşmesi sona erdikten sonra ortak metnin Türkçe, Rumca ve (ngilızce yazımına geçildi. Bu metinlerin hazırlanması ve çoğalulması da yanm saati aştı. Metinlerin çoğaltılması sırasında iki başbakanın çeşitli konularda sohbet ettikleri bildirildi. özaJPapandreu buluşmasından yaklasık 3,5 saat sonra her iki başbakan ortak bir basın toplantısı düzenJeyerek hazjrlanan ortak bildiriyi ayn ayn okudular. Toplantı salonundan basın toplanüsırun düzenlendiği salona birlikte gden iki başbakan, çok sayıda televizyon ekibi ve gazeteci tarafından karsılandı. Çözüm için zaman (Bastarafı 1. Sayfada) si zaruridir. Bu görüş farklılıkları arasındaki mesafenin kapatılması, zaman, iyi niyet ve çok çalışma gerektirecektir. 3) Başbakanlar, T^irkYunan ilişkileri konusundaki göruşlerini, tarihi bir perspektiften başlayarak, zaman içinde bozulmasına da değinmek suretiyle açıklamışlardır. İki başbakan, ülkelerini bir savaşın eşiğine getiren son Ege krizj" üzerinde durmuşlar, aynı zamanda aralarındakı mesaj reatisi sonucunda doğan iyimserliklerini belirtmişlerdir. Başbakanlar, bundan boyle bir krizin tekrar çıkmaması ve iki tarafın gayretlerini, aralarında barışçı ve kalıcı ilişkiler kurulması üzerinde yoğunlaştırmaları hususunda mutabık kalmışlardır. 4) Başbakanlar, iki ülke arasındaki meselelerle ilgili olarak, toplumlarının çeşitli kesimlennde katı tu(umların yerleşmiş oldugu hususunda görüş birliğine varmışlardır. tki başbakan, okul kitaplarının da bu dıırıımda olduğunu kaydetmişlerdir. Öte >andan iki başbakan, resmi şahsiyetlerin ahiren yaptıkları bazı beyanların, iki ulke arasındaki ilişkilerin gelişmesine yardımcı olmadığını uzuntüyle karşılanıışlardır. 5) tki başbakan, ikili ve boigesel sorunlara ılışkın karşilıklı pozisyonlarını yeniden ortaya koymuşlardır. 6) Bununla bırlıkte. ıkı başbakan kalıcı çözumler geliştirmeye uygun bir ortam yaratmak amacıyla iki ulke arasında buzların eritilmesi ve vakınlaşmanın sağlanması için kararlılık, sürekli gayret ve tarafların ortak bir zemine doğru hareket etmesi suretiyle güvenin gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulamışlardır. 7) Başbakanlar iki komite kurmayı kararlaştırmışlardır. Bu komitelerden biri, ekonomik işbiriiği, ortak tesebbüs, ticaret, turizm, haberleşme, İcültürel mübadele gibi işbiriiği imkânlarını araştıracak, diğeri sorun alanlarıru tammlayacak, görüş farklılıklan arasındaki mesafeyi kapatma imkânlarını araştıracak, kalıcı çözümlere doğru hareket edecektir. Bu komitelerin çalışmalannda kaydedilecek gelişmeler, başbakanlar tarafından gözden geçirilecekür. Başbakanlar bu cümleden olarak, sivil ve askeri şahsiyetler, iş adamları ve basıh mensuplan arasında temasların başlatılması, teşvik edilmesi ve arttınlmasına, bir iş konseyi veya ortak ticaret ve sanayi odası kurulmasına karar vermişlerdir. 8) Başbakanlar, yılda en az bir defa buluşmayı ve birbirlerinin ülkesine karşilıklı ziyaretler yapmayj ve ayrıca bir direkt telefon hattı kurmayı kabul etmişlerdir. Başbakanlar, ıKi ülkenin uluslararası kuruluşlar nezdindeki büyükelçilerinin işbirliğini geliştirmek amacıyla temaslarım çoğaltmalannı karariajiırmışlardır. 9) Nihayet iki başbakan, aralarındaki görüşmelerin açık ve samimi şekilde geçmesinden otürü memnunluklanru ifade etmişler, aralarında iyi ilişkiler ve güven yaranîması için kararlılık, zaman ve çok çalışma gerekeceği hususundaki inançlanm tekrarlamışlardır. AT'ye tiyelik Türkiye'nin AT'ye tam üyeliği konusunda, Yunanistan 'm tavn ne oldu? ÖZAL Bizim AT'ye tam üyeliğimiziği çok ayrıntılı konuşmuş değiliz. AT ile belli bir sürecimiz var. Ama benim yaptığım konuşmadan anladığım, Yunanistan'ın düşünuldüğü gibi bize en önemli engel olarak ortaya çıkmayacağıdır. En önemli engel, Yunanistan olmadığına göre kimdir? ÖZAL Şimdi onu karıştırmayın. Bize engel olmak isteyenlerin sayısı çoktur. Ben, Yunanistan'ın samldığı gibi asıl büyük engeli oluşturmayacağını söylüyorum. tki buluşmayı birlikte düsünduğünüzde, nasıl bir genel değerlendirme yapıyorsunuz? ÖZAL Bundan daha fazlası için pek düşünmüyordum. Zannediyorum, maksimuma varılmıştır. Başbakan Turgut özal, daha sonra Davos'taki forumda, ikinci konferansım verdi. Kalabalık bir dinleyici topluluğunun hazır bulunduğu konferansta özal, İranIrak savaşına ve genel olarak Ortadoğu sorununa dönıik göruşlerini açıkladı. Özal'ın konuşması, daha sonra kendisi tarafından tüm kongre üyelerine ve tüm gazetecilere verilen bir kokteyl ile sonuçlandı. ÖZAL'IN KOKTEYU Başbakan Özal'ın Davos'ta verdığı kokteyle Papandreu da katıldı Ikı başbakan döner yedi. rakı içti. (Fotoğrafıar zeyde de olur. Bu komisyonların başına Devlet Bakanı Adnan Kahveci'yi getirmeyi düşünüyorum. Komisyonlarda aynca Planlama, Hazine gibi kuruluşlarımız da yer alabilir. Askerler karftlıkh hangi düzeyde gidip gelecek? ÖZAL Her düzeyde olabilir. Hatırlarsanız bizim Genelkurmay Başkanımız geçen sene bir başka bloğa gitti. Moskova'ya gitti. Şimdi neden iki NATO ülkesi arasında bu tür heyetler gidip geimesin? Papandreu ile bir daha ne zaman bir araya geleceksiniz? ÖZAL Önümüzdeki aylarda, Brüksel'de bir NATO toplantısı var. Belki orada bir araya geliriz. Ayrıca, dışişleri bakanlanmız ya da musteşarlarımız çeşitli uluslararasj topIantılarda bir araya gelebilirler. Yunanistan 'm Türklere vize kaldırması söz konusu mu? ÖZAL Vize meselesini konuşma dık. Türkiye Balkan Konferansı'na katüacak mı? Papandreu 'nun burada arabuluculuk yapması söz konusu mu? ÖZAL Balkan Konferansı'na biz katılacağız. Arabulucuya intiyaç yok. Ama aramızdaki bu görüşmeyi herhalde Balkan Konferansı'nda da konuşuruz. Papandreu Ege 'de çözüm için Lahey Adalet Divanı 'na gidibnesini istedi mi? ÖZAL Bilinen öneriyi getirdi. Biz de fikrimizi söyledik. Detaya inmedik. Onlar da biz de bu konuda dü şüncemizi değiştirmedik. Kahveci'ye görev Ziyaret için bir zaman var mı? ÖZAL Hayır, yok. Bir zaman tespit etmedik. İki komisyon olusturulacağı belirtiliyor, bunlar nasıl çahsacak? ÖZAL Şu anda henüz belli değil. Ama çeşitli seviyelerde ve çeşitli kişilerin katılacaği komisyonlar olabilir. Üst düzeyde de olabilir başka dü Kıbrıs konusu Ktbns'la ilgili bir önerigeldi mi Yunanistan 'dan? ÖZAL yunanistan, Kıbrıs'tan Türk askerlerinin çekilmesini istedi. Biz de burada yine Kıbrıs konusunda BM Genel Sekreteri'nin çalışmalarına yardımcı olunması gerektiğini ve meselelerin toplumlararası görüşmelerle çözülmesi gerektiğini bir defa daha söyledik. i Papandreu: Savaşa hayır anlaşması STELYO BERBERAKİS DAVOS Yunanistan Başbakanı Ptpandreu, Başbakan Özal'la yaptığı ortak basın toplantısı sonrasında Yunanlı gazetecilerin sorulannı yanıtladı ve görüşmeleri, "savaşa hayır" anlaşması olarak özetledi. Papandreu, geçen mart ayında iki ülke arasında doruğa varan bunalımın, ilişkilerin dönüm noktası olduğunu belirtti. Papandreu, soruları yanıtlarken, "İki ülke arasındaki anlaşmazlık konulanna hiç değinmedik. Hiçbir sorunu çözmedik. Bu konuda hiçbir gayret de göstermedik zaten. Lahey konusu doğal olarak gümdeme geldi. Ama Sayın Özal çok temkinli harekel etti. Lahey Adalet Divanı konusundaki göruşlerini bana aktardı. Dolayısıyla konu (Lahey) rafa kaldırıldı. Bir kez daha göruşülmesi konusunda da mutabakata vardık" diye konuştu. Papandreu, daha sonra Kıbns konusunun da gündeme getirildiğini, bu konuda Kıbns (Rum) hükümetinin kendisine "yeşil tşık" yakmış olmasına karsuı, bu sorunun TürkYünan sorunu olmadığı için salt Yunanistan'ın önermiş olduğu "Kıbns'ın ber iki taraftan da silahsızlandınlmasım" Özal'a söylediğini açıkladı. Papandreu, özal'ın bu konuda 'hayır' yanıt vermemesine karşın durumu inceleyeceği izleniminı yarattığmı sozlerine ekledi. Papandreu'nun dünkü basın toplantısında Başbakan Özal'dan söz ederken sık sık iitifat etmesi dikkatleri çekti. Papandreu, Özal'ın özellıkle "azınlıklar konusundaki" tutumuyla kendisinde.hayretler uy^ndırdığım söyledi ve "Öad'm bu denli içlen ve açık göriişlü olduğunu buraya gelmeden önce bilmiyordum" şeklinde konuştu. Bu arada Papandreu'nun niçin bundan iki yıl önce yapılan Davos toplantısında Özal ile görüşmediğine ilişkin bir soruyu ise: "O zaınanlar mart krid doğmamşti. Mart krizi bir tivatro oyunu degildi. İki ülke de sava$ eşiğine gdmişti. Allı ayda bir DAVOS'tan YALÇIN DOĞAN Ancak, "sorunlann ele alınması amactyla" komisyonlann oluşturulmasından söz ediliyor. Yani, bir yöntem belirieniyor. Başbakanlann oncülüğünde ve zaman zaman aralarında kurulacak direkt telefon bağlantısıyla. dıle getirilet>ilecek araytşlar vurgulanıyor. Bu, kuşkusuz ki ileri bir adım. Davos buluşması olabilecek en iyi çözümü getiriyor. Başlangıçta taraflarda egemen olan "sis Davos'ta dağılryor. Yürekler ferahlıyor. Papandreu için uluslararası politikada çok ünlü bir niteleme var: "Ne yapacağı önceden kestirUemeyen politikact". Gerçekten, Papandreu Davos buluşmasında birbiriyte taban tabar\a celisen iki ayn sonucu da gerçekleştırebilirdi. Görüşmeyi torpilleyebilir ve iş artık, bugüne kadar gekJiği gibi yine ağız dalaşına dökülürdu. Ya da bundan sonra olabi\eceği gibi, sorunlan çözmek değil, ama çözüm arayısına yöneJmek olabilirdi. Papandreu, ikinciyi yeğledi. Burada akJa şu soru geliyor: 1981 'den bu yana Türkiye'ye karşı sürekli sert tepki gosteren Yunanistan Başbakanı, ne oldu da şimdi sorunlan çözme yönünde atılacak adımları benimsedı? Bu konuda elbette çok çeşitli spekülasyon yapılabilir. önümüzdeki aylarda yapılacak Yunan seçimleri örneği... Ama, Türkiye'deki bir genel seçimde Yunanistan faktörü ne kadar ağırlık taşıyorsa, Yunanistan daki bir seçimde de Türkiye faktörü işte ancak o kadar pay taşıyabilir. O zaman AT ve NATO'ya yönelmek, Papandreu'nun buralarda uyguladığı dış politikaya yönelmek galiba daha doğru. NATO ve A r d e Papandreu "surekli sert tepkileriyle ve anlasmazlıklanyla" ün kazanıyor. Ama, galiba "kazandığı bu ün" kendisine ve Yunanistan'a artık bir katkı sağlamryor. Sert tepkiyle dikkat çekmek, dış politikada artık katkı getirmiyor. Ve Papandreu belki de bambaşka bir ortamı yaratmaya yöneliyor. Sert tepkiden vazgeçip bundan elli yıl kadar önce Atatürk ile Venizelos arasına gerçekteştihlmiş olan tarihsel diyaloğu yeniden canlandırmak istiyor oabilir. Sürekli sert tepki göstermekten böylesi ne tarihsel bir uzlaşmaya adım atmak, belki kendisine "daha farklı ve kalıcı bir ün" getirebilir. • * * Hiç ilgisi yok, ama bir küçük parantez açmadan geçemryoruz. Önceki gece verilen baloya dönelim. Özal'ın kafası Papandreu ile dolu, "buradan ne çıkar, ne çıkmaz" hesaplarıyla dolu. Tam o sırada ilginç birşey oluyor. Bir bütün günun yoğunluğu içinde DYP ve SHP'nin MiK Savunma Bakanı Ercan Vuralhan ile ilgili verdikleri gensorunun haberi Özal'a ancak gecenin 23.00ünde baloda iletiliyor. Özal, Papandreu'dan sıyrtlıp, aniden öfkeleniyor ve şunları söylüyor "Şahıslaria uğraşmak yanlışbr. Nasıl yapariar böyje birseyi. Biz de şimdi Erdal inönü'nün dosyalarını açanz. Inönü'nün ODTÜ'de rektörken yaphktannı dökeriz ortaya. Eğer biz de şa/ttsJarta uğrasmaya başlarsak, onlarda çok daha fazla ağır şeyler bulunız. Aytpür böyie şeyler.'' • * * Davos'ta kar lapa lapa yağıyor. "Çağ atlayan" İsviçre'de lapa lapa karın getirdiği mutluluk, karlar aJtında yürüyüş, diplomasinin havasına yansıyor. Anadolu Iiselerine hazırlık kurslarımız, Cahit Bozkulak yönetiminde CevizliDragos şubesinde. 352 40 42 352 60 94 H.Paşa giriş gümrüğüne ait 512336 nolu gümrük makbuzu ve 14261 nolu lahliye ordinosu zayi olmuştur. Hükümsüzdur. EMlN TtCARET DAVUT EMİN Yunanistan Başbakanı Papandreu, iki ülke arasında diyalog sürecini başlatan görüşmenin ardmdan, Başbakan Özal'la vardıkları anlaşmanın "savaşa hayır" anlaşması olduğunu söyledi. seferberiik yapacak değiliz. Mart krizi TürkYunan ilişkilerinde tarihi bir dönüm noktasını oluşturmustur" şeklindc konuştu. Papandreu, Davos'ta Özal ile yaptığı görüşmelerini özetlerken bu görüşmelerin "savaşa hayır" anlaşmasım getirdığıni ve iki ulke arasındaki sorunlann daha mantıklı bir biçimde ele alınarak, özellikle iki ülkeyi birbirine yakiaştıracak öğelerm hareket noktası olarak ele alınacağını söyledi. Papandreu, daha sonra Ankara ile Atina arasında kurulmasına karar verilen kırmızı telefon hattı için şunları söyledi: "I Ikelerimiz sık sık zor durumlar geçiriyor. Bu zor dönemlerde Başbakanlann karşilıklı ve direkt olarak görüşmesi gerektiğinde goriiş biriiğine vardık. Son Ege krizinde son gunlerde bazı resmi kişiler tarafından yapılan açıklamaiar ilişkileri yeniden bozuk bir sürece atabilecek düzeydeydi. tşle bu gibi durumlarda başbakanlann birbiritriyle konuşmasında büyük yarar oiacak. Başbakan Özal'ın son günlerde yapılan bazı açıklamalan göz onünde bulundurmayıp, Yunan hükümetinin asıl siyas«(inin açıklanmısını beklemesi de bunun bir orneğidir. Bu gibi anlaşmalar iki ülke arasındaki zorlukları giderebilir." Papandreu, Uavos'ta Türkiye ile sistemaıik bir diyaloğa baslanmadığını da yineledi. Davos görüşmelerinden her bir soruna yapay bir "çözüm" bulunmasından kaçınıldığını sozlerine ekledi. Papandreu, Batı Trakya'daki son uid>larla ilgili başka bir soruyu yamtlarken, bu olaylar konusunda bilgi sahibi olduğunu, bu konuyu da Başbakan Özal ile görüştuğünu ve sonuç olarak kendisi gibi Özal'ın da Batı Trakya'daki son olaylann "provokasyon olduğu" görüşünde mutabakata varıldığını söyledi. Bu arada ortak bildiride adı geçen "bazı çevrelerin" TurkYunan ilişkilerindeki anlaşmazlıkları "istismar" eıtikleri ifadesine ilişkin bir soruyu yanıtlarken bu cevreleri "yabancı güçler" olarak tanımladı. Papandreu tahkımname ile ilgili soruları yanıtlarken "Maalesef Türkiye'yi bu konuda ikna edemedik. Bunu açıkça bdirtmek lâzım. İkna edemedik.." şeklinde konuşıu. P.ı pandrou Özal ile "savaşa bay/r" adım verdiği anlaşmasından başka hiçbir guvencenin var olmadığını ve bu anlaşmanın uygulanıp uygulanamayacağını "zamanın göstereceğini" söyledi. "Yeter ki iyi niyet ve karşilıklı anlayı; olsun" şeklinde konuşan Papandreu, tarafiar arasında basın. işadamları ve kültürel konularda da ! > •birliğine başlanacağını söyledi. Bu arada Türkiye ile Yunanistan arasında ortak ticaret ve sanayi odasının kurulmasına da karar verildiğini be lirten Papandreu, "Her alanda karşilıklı işbiriiği, halklann birbirini tanımasına yarduncı olabifecektir" dedv. Papandreu, Davos görüşmelerinin, iki ülke arasındaki sorunlann savaş zoruyla olmaması gerektiğini ve sorunlann kahcı bir bigmdc çözümlenmesi için taraflar arasında iyi ilişkiler, gayret ve anlayışın şart olduğunu söyledi. TürkYunan ilişkilerinde yeni bir sayfanın açıldığinı ve karsılıklı bir şekilde her bir konudaki görüşlerin aktanlmasındaki yararlardan söz etti ve "Aramızdaki sorunlann çozümü kaç yılı gerektirir bilemem ama bu anlaşma uygulanırsa. bekleyeceğimiz bu yıllar mutlaka barışcı yıllar olacaklır" şeklinde konuştu. Papandreu, Özal ile vardığı bu anlaşmanın özel sektörü de olumlu etkileyeceğini ve birçok alanda yararlar sağlanacağıru söyledi. Papandreu, Özal ile yaptığı Davos görüşmelerini ne NATO'dan ne de başka bir yeröen baskı görmeksizin gerçekleştirdiğiıü söyledi ve "Sayın Özal'ın da adına konuşabilirim ki ne bana, ne de Sayın Özal'a baskı yapacak çe>reler yoklur" ifadesini kullandı. Papandreu, Özal'ın Türkiye'nin AT'ye girişi konusunda kendisinden "hiçbir yardım" talep etmediğini söyledi. Papandreu, Türkiye ile Yunanistan savunma harcamaiarı konusunda da görüştüklerini ve bu konuda da "başanh oiacaklannı" söylemekle yetindi. Papandreu son olarak "Kıbns'lan bir bolüm Türk askeri çekilirse bu Yunaniscan'ı latmin eder mi?" sorusunu "Ne olursa iyi oiyetle olması Uuımdır" dedi. Papandreu daha sonra, "Yunanistan biiindiği gibi Kıbns sorununu uluslararası bir sorun olarak kabul ediyor. Bu bir TürkYunan sorunu değildir. Ancak Turk askerlerinin daha doğrusu yabancı askerlerin adadan çekilmesi ve Kıbns adasınduki garanlörlügun nasıl, kimler larafından ve hangi biçimde olabilecegi konusunda Yunanislan'ın bazı sorıılan var" şeklinde konuşiu. (Bastarafı l. Sayfada) tin diğer uyeteri, dillerinin ucuna kadar gelen gorüşlerini saklamaya özen gösteriyor. Hatta, önceki gece, Davos'ta tüm delegeler için düzenlenen geleneksel baloda Özal, zaman zaman dalgınlaşıyor. Dalgınlıöı heyecanına kanşıyor. Belli ki sürekli Papandreu ile görüşmeyi düşünuyor. Zaman zaman görüşmeye dönük sorulara neredeyse heyecandan ses tonu titreyerek, "lyikiı, bekalrn" karşılığını vermekle yetiniyor. Ortada bir "memnuniyet" dolaşıyor. Ama, bunun "hiç olmazse bir günlüğüne" gizli kalması varılacak siyasal nokta açısından daha önemli görülüyor. önceki gün bir saatlik baş başa konuşmada Özal ile Papandreu, aslında "birbitierinitanmayı"deniyor. Doğrudan doğruya aralarındaki sorunlara girmekten çok, birbirini tanımaya çalışmak, çözum yolunda birbirine engel çıkarmamak ön planda geliyor. Bu nedenle de sanıldığının tam tersine, baş başa görüşmenin neredeyse dörtte üçü Yunanistan ekonomısi, Türkiye ekonomisi, dünya ekonomisindeki gelişmelere aynlıyor. Hatta, böylesi' ne önemli bir görüşmenin, "havadan sudan konularla" başlaması için her iki başbakan sanki özen gösteriyor. Gerçekte, "iki başbakan değil, iki insan" karşı karşıya geliyor. Birbirini anlamaya çalışan, ama birbirini sürekli kollayan, gözünü çöpten sakınan. ama kendi siyasal tutumunudeğistirmeyen 'ikibaşbakan, iki insan" karşı karşıya geliyor. Görüşmenin havası aşağı yukarı bu. Somut sorunların çok ötesinde, psikolojik yakınlaşma "iki insana" daha cazip geliyor. Çünkü, siyasal çözüm yolunda atılacak adımlarda, "psJkolojik yakınlaşmanın" önemı ikisi tarafından da daha iyi kavranıyor. Ortaya çok ilginç bir ortak bildiri çıkıyor. Bildiride somut bir çözüm yok. Hatta, hangi sorunlann ele alınacağına ilişkin bir işaret de yok. Muhalefetin tepkisi Sctğlar: Diyalog yararlı Mitsotakis: Coşkuyla karşıladım Haber Merkezi Türkiye ve Yunanistan Başbakanlarının Davos1 taki göriismeleriyle sağlanan gelişmeler, her iki Ulkede de ana muhalefet parti temsücileri tarafından sevinçle karsılandı. Ozal ve Papandren görüşmelerinden memnuniyet duyduklannı beürten SHP Genel Sekreteri Fikri Sajlar dün Ankara'da düzenlediği basıa toplantısında kendisine yöneltilen bir soru üzerine, başlayan diyaloğun, iki ülke arasındaki sorunlann çözümünde yararlı olmasını diledi. Sağlar, "Ancak, neler konuşulduğunu bilmedigimiz içia yorum y»;>mak zor. Diyaloglar, taviz verilmedigi, Türkiye'nin bugüne kadar guttügü politikadan taviz verilmtdigi sarece basanlı olabilir" dedi. Yunanistan anamuhalefet partisi YDP'nin lideri Konstantin Mitsotakis de Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlann barışsal yollarla çözümünü öngören bu anlaşmayt coşku ile karşıladığını belirtti. Mitsotakis, Papandreu'nun 7 yıl bekledikten sonra Türkiye ile banş yöntemleri haricinde bir yöntemle anlasamayacağı karusına vardığıru one sürerek, Davos'taki bu anlaşmayla Türk ve Yunan halklarının yakmlaşacaklarını söyledi. Sosyalist PASOK hükümetine her fırsatta sert muhalefet yapmayı alışkanlık haline getirmiş olan sağ eğilimli YDP'nin Mitsotakis kanalıyla duyurulan bu açıklamasından sonra, Papandreu'nun Atina'ya dönüşunde büyük bir coşku ve sevgi gösterisiyle karşılanması bekleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle