27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 KASIM 1988 HABERLER CUMHURİYET/9 'Türkiye yanık kokuyor' ENFLASYON REÇETESİ 1 Açık fînansmanı kaldırmak. 2 Borçlanma işini hizaya sokmak. 3 Bütçeyi akılcı bir şekilde yapmak. 4 Sanayiyi üretim, işletme bazında teşvik etmek. tstanbul Haber Servia Genç Işadamları Derneği'nin Hilton Oteli'nde düzenlediği sohbet toplantısına katılan Demirel genç işadamlannı bilgisayar gibi gördüğunü, hepsinin kafasında Türkiye1 nin yarıru için bir proje olması gerektiğini söyledi. Hak aramanın çağdaşlaşma olduğunu, bu çabanın Tanzimat'ın ilanından bu yana Türkiye'de var oiduğunu belirten Demirel, bir soru üzerine "1 Agustos Genelgesi ve hapishanelerdeki açlık grevleri" konusunda şunlan söyledi: "Kaza ve kader kurbanı olarak hapishanelere düşmiiş bu memleketin çocukian, bu ülkede kaybolmuş, yilirilmiş insanlar degillerdir." Doğru Yol Partisi Genel Başkam Süleyman Demirel dün sabah tstanbul Hilton Oteli'nde Genç tşadamlan Derneği'nin düzenlediği sohbet toplantısına katıldı ve öğlen dernek uyeleriyle yemek yedi. Demirel üç saat süren sohbet toplantısında Turkiye'nin "nereden geldigi ve nerede oldugu" konusunun üzerinde durdu. Turkiye'nin, zenginleşme merdivenlerinin henüz alt basamaklarında olduğunu; ilerleme, çağdaşlaşma yolunda bu basamakları korkmadan, inancını yıtirmeden, ama hayale de kapılmadan yavaş yavaş çıkması gerektiğini belirten Demirel şöyle dedi: "Çağdaşlık arayan Törkiye bo arayışına devam etmelidir. Bu çaba Tanzimat'tan bu yana var. Türkiye niye çağdaşlaşmak istemiştir? Aradığı haktır. Halkın hükümranlıgının olmadıgı bir ülkede cağdaşlaşmadan söz edilemez. Bir ulkenin bagımsızlıgı yelerii deHEPİNİZE GÖREV DÛ$ÜY0H Genç işadamiannın düzenlediği sohbet toplantjsına katılan Demirel, "Herbirinıa bilgisayar sayıyorum Yenı ıstıhdam sahaları açmak ıçin hepınıze görev düsüyor" dedı. (Fotoğraf: Uğur GCınyuz) Demirel GençIşadamları Derneği'nin konuğuydu GUNLEREV KOPUGU AHMET TAN yollannı nasıl sıralıyorsunuz?" sorusuna da "Türkiye'de siyaset kanşbnlmış haie getirildi" diyerek şu ı yanıtı verdi: t "Türkiye her on senede bir siyasi kadrolannın budanmasına tahamntül edemez. Bana gore Türk demokrasisi tıkalıdır. Her şeyden önce seçimler hur olarak yapılmadı. Hükümel devletin gücünü kullanarak iktidar olmuştur. Elinde fukara fonu, tapular, Ziraat Bankası, dozerier, tekfon direkleri, ililçe vaatleriyle iktidara gelmiştir. Halkın gerçek duygulannı temsil etmemektedir. 3 ay sonrası için de bir siyasi tahmin yapmak zordur. Bir istikrar yoktur. Zeminler kaygan, istikrar yapaydır." işadamiannın sorularından sonra Demirel'e "1 Agustos Genelgesi ve hapisbanelerde, dışarda süren açlık grevleri" konusunda ne duşunduğü soruldu. Demirel'in yanıtı soyle oldu: "Kaza ve kader kurbanı olarak hapishanelere düşmüş bu memleketin çocukian, bu ulkede kaybolmuş, yilirilmiş insanlar degildir. Ceza intikam almak değil, ıslah etmektir. Bu ülkenin vatandaşı olan kaza ve kader kurbanlanna insan muamelesi yapılmalıdır. Bu, devletin şeref borcudur. Çünkü adamın kendisine vapılanlara karşı eli kolu bagiıdır ve kimse de yardımına gidemiyor. Sonra bu kişiler devletin himayesi altındadır. Onlan himaye eden devlet, onlan kınp dökmemelidir. Bu sadece insanlık onuru, Birieşmiş Milletler İnsanlar Haklan Beyannamesi açısından değil, bu ulkenin vatandaşlan olmalan açısından da bir milli vecibedir. Bu meseledeki şikâyetler ortadan kalkacaktır. Kimse kulagını tıkayamaz. Keza işkence konusunda da, bu ulkede kimsenin başına işkence olayı gelmemelidir. Çünkü işkence insanlık ayıbıdır ve hangi devirde yapılıyorsa o devir siyaseten suçludur. Cezai açıdan da suçlu olabilir. Emir vermemiş olabilir, ama ben görmedim, duymadım diyemez. Göriip duysaydı. Dicle kenannda bir kuzu kaybolsa Hazreti Ömerden sonılurdu." TRT Gözümüze Bant Çekecek Ozal ışbaşına geldiği sıralarda 'EnflasyoDYP Genel Başkan Yardımcısı Esat Kıratlıoğlu 12 Eylül'e dek Turgut Özal ile çok yakın nu düşürmezsek komünistler davetiyelerini arkadaşmış. Ancak çok muhabbet tez ayrılık almışlardır. Enflasyonun memleket kalkıngetirmiş. Şımdılerde Özal, Kıratlıoğlu'nu mah masına fayda götüreceğini söyleyen kemelerde sürüm surüm süründürmeyi ve so sahtekârdır' demişti. Şimdi kendisi söylüyor. Güzel bir özeleştıri. yup soğana çevirmeyi kafasına koymuş. Siyasi gidişat? 100 milyonluk hakaret davası açması, bu Ne memlekette, ne de partisi içinde deyüzdenmiş: mokrasi falan umurunda değil. Her şeye aile Sayın Özal'ı nasıl bilirdiniz? cek hâkim olmak amacındalar Ahmet Özal'ın Çok yakın arkadaştık. durumunu alın. İşigücü yok gibi görünüyor. Ne kadar yakın? Birbirimize TurgutEsat diyecek kadar. Ama işi devleti yönetecek prenslerı tayin etmek, yönlendirmek. Semra Hanımı alın, her bahane Sonra? ile ortada. Bakan tayınlerını o Bürokrasinin en üst kadeyapıyor. Hatta Başbakanın gömelerindeydik. Birlikte akşam revde kalıp kalmaması kararı biyemekleri yerdik. Ama şimdi le bizzat Özal'ın dediğıne göre aramız çok bozuldu. Hakaret ondan geçiyor. Bir kardeş. sahettiğimi öne surüp mahkemenede, işlerin ortasında. Ötekiye verdi. 100 milyon lira istiyor. nin de sahne arkasında, işlerin Belki ısmariadığı yemekiçinde olduğu biliniyor. lerin parasını geri almak istiyordur? Yani? (Gülerek)... Ama hesapla Yanisi yok. Amaçları ve n o da öderdi, ben de öderdim.. uygulamaları Türkiye'yi kraliy6t Aslında çok hoş sohbet insanailesi gibi yönetmek. işler yüdır. Zararsız bir insan görünürrümezse, ABD'ye iltica etmezdu. Demek ki yanılmışız. lerse şaşırmak gerek. Nasıl? Sayın Demirel'e yaptıgı Sayın Evren ile ilgili devefasızlık örneği. Zincirbozan'ğerlendirmenlz nedlr? da tutulan Süleyman Bey'den parti icazeti' aldı, sonra onun Bize fazla sempati ile bakiçin 'Zaman tünelinde kaldı' mıyor. Konuşmalannda bize iğdedi, diyebildi. ne batırıyor. Tarafsızlık sıfatını Siyasal lider olarak nasıl buluyorsunuz? taşımakta zorlandığı izlenimi veriyor. Demokrasi yalnızca ağzında. Kendisine İkinci kez kısa dönem için yeniden sesoru sormaya başlayanın ipini kesiyor. çilmesinden söz ediliyor? Bir anınız var mı? Valla, biz cumhurbaskanını halkın seçme Rahmetli Enerji Bakanı İbrahim Deriner, sinden yanayız. Sayın Demırel'ı uyarmıştı. 'Bu adamı Elektrik TRT'den hâlâ şikayetçi misiniz? Etüd İşleri'nin başına getirmeyin. Onun ger Görünen o ki, TPT bizden şikayetçi ki, biçek yüzü farklıdır. Siz onu bilmezsiniz' de ze söz hakkı tanımıyor. ANAP'lı biri hapşırsa, mişti. Demek ki rahmetlinin bir bildiğı vardı. haber yapıyor. Sıra bize gelince, ya es geçiyor. Keşke sağ olsaydı da sorsaydık bildiğini.. Neredeyse gözlerimize siyah bant rekip öyle Ekonomik gidlşatı nasıl yorumlu gösterecek. Muzırfalan mı buluyorfer kendileyorsunuz? ri için Özal için nedir, anlamıyoruz. Kıratlı Parti'den Kıratlıoğlu gildir. Kendi içinde halkın hükumranlıgı olmalıdır. Hâkimiyet kayitsız şartsızrailletindirprensibi yaşamalıdır. Bir ülke halkı hak, adalel, hürriyet, refah istemiyorsa bunlar gerçekleşmez. Verildigi kadar olur. Bu arzulan kamçılamak lazım. Türkiye'de halkın 'bir lokma bir hırka'ya razı olmaması, üzerindeki örtüyü kaldırması 1950 yılında olmuştur." Çağdaşlaşmayı, hukukun ustünluğü, halkın hükümranlık hakkı, adaletin bağımsızlığı, eğitim eşitliği ve hakkı, sosyal devlet ilkelerinin yaşama geçmesi ve bunlann sonucunda refahın, mutluluğun sağjanması olarak tarumlayan Derairel. "Vatandaşın hakkını verin. Hakkı liıtuf haline getirmeyin. Vatandaşı hakkı için dilenme durnmuna getirmeyin. Onunınu korumak, karnını do>urmak kadar onemlidir" dedi. Ülkenin bugun içinde bulunduğu ekonomik koşulları eleştiren Süieyman Demirel genç işadamlarına şöyle seslendi: "Yeni istihdam sahaları açmak için hepinize görev düşüyor. Bugünkü gidişat yanık koku>or. Bu koku. gidişabn iyi olmadıgını gösteriyor. Ekonomik durumu düzeltmek için, kaynak bulabilmek için vatandaşın avurtlannın çökmesi gerekmez. Her birinizi bilgisayar sayıyorum. Her birinizin ülkenin kalkınması, gelişmesi için kafasında bir projesi olmalıdır. Yoksa da duşünün." Süleyman Demirel, toplantının sorular bölurnünde de Jefi Kamhi'nin dernek adına sorduğu "Sizce enflasyonu önlemenin yolu ne dir?" sorusuna da şu yanıtl verdı: "Enflasyon toplum içinde bir defada birden çok delik açan bir güvedir. Bir beladır. Bir çok bozukJuğun göstergesidir. Bize nasıl düşüreceksiniz diyoriar. Biz yıllarca iktidarda kaldık ve enflasyonla savaştık. Yüzde 10'lar, yüzde Der düzeyinde tuttuk. Yaptığımız ortada. O geçmişti, şimdi ne yaparsınız derseniz: Önce açık finansmanı kaldınnz, sonra borçlanma işini bir hizaya sokanz, butçeyi akılcı bir şekilde yapanz, sonra sanayiyi üretim, işletme bazında teşvik ederiz. Başaramazsak 'Ey ahali, biz, sizi enflasyondan kurtaralım derken canavar kafesten çıktı bizi de yedi'der, başkasının gelip yapmasını isteriz." Süleyman Demirel, "İlkenin siyasal sorunlan nelerdir ve çözüm arlamentodan Yerel Seçim Parti içi sorunlar tartışıldı SHPHi Tütüncü, 'özal her şeyi yapıyor, ANAP sadece bakıyor' deyince, ANAP'lı İslimyeli de SHP'deki son gelişmelere değindi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Maliye Bakanlığı bütçesi parti içi sürtüşmelerden, televizyon, habercilik tekniğine kadar uzanan kapsamlı ve renkli tartışmalara sahne oldu. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Maliye Bakanlığı bütçesi üzerinde söz alan SHP'li Enis Tütüncü, "Özal her şeyi lek başına yapıyor, ANAP ise sadece bakıyor" ifadesini kullanınca, ANAP'lı Fenni İslimyeli, isim vermeden SHP Genel Sekreter Yardımcısı Ah Topuz'un son parti içi çıkışını anımsattı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Maliye Bakanlığı bütçesi görüşülürken, Bakan Alptemoçin, kısa bir takdim konuşması yaptı. Daha sonra söz alan SHP'li Enis Tütüncü, vergi gelirlerindeki artış hedefinin ytızde 67.2 oranında tutulmasına işaret ederek, "89'da enflasyon yüzde 70'in altına inmeyecegine göre hükiimet ya vergi toplamak istemiyor veya vergi toplamaktan umidini kesmiş durumda" dedi. Bankaların gelırlerinden ödedikleri vergi yükünün yüzde 10 dolayında olduğunu anımsatan Tutuncü, gayrimenkul gelirlerinden vergi alınmamasını eleştirdi. Tütüncü, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özal her şeyi tek başına yaptı. Kendi pişirdi, halk zam yedi. ANAP ise sadece baktı." Tütüncü'nün bu sözleri uzerine komisyon üyesi ANAP'lılar tepki gösterdiler. ANAP'lı Mehmet Kahraman, "Bunu biz söylesek hakaret davası acarsınız" dedi. Tütüncü ise, "Sayın Özal'ı ne zaman eleştirdiniz, ne zaman yanlış yapıyorsunuz dediniz, bugüne kadarki enflasyonun sorumlusu kim?" diye sordu. Komisyon Başkanı Kemal Akkaya ise, "O iç meseledir. Ona girmeyiniz" diye mudahale etti. Bu arada ANAPMı Hazım Kutay, "Havanda su dövüvorsunuz" diyerek, komisyonu terk etti. Tutuncü, sözlerini şöyle bağladı: "Sayın Özal'uı son açıklamalan diliyle mantığı arasındaki irtibatın koptugunu gösteriyor. Benden sonra tufan diyerek kendisini Çankaya'ya atma düşüncesini ortaya koyuyor." Tutuncü'den sonra söz alan ANAPMı Fenni İslimyeli sözlerini, "Ben de şimdi bir parti yöneticisinin son günlerdeki işgal açıklamalannı soylesem bir nezaketsizlik örneği vermiş olurum" diye Maliye Bakanlığı bütçesi DSP ve RP'ye TTden propaganda olanağı ANAP'ta Veysel Atasoy'un istifasına neden olan iki turlu seçim sistemi tartışması yerel seçimlerden sonraya ertelendi. FARUK BİLDİRİCİ ANKARA ANAP'ta iki turlu yerel seçim sistemi tartışmasının 26 Mart 1989'da yapılacak yerel seçimler sonrasına ertelenmesi benimsendi. Yerel seçim öncesinde DSP ve RP'ye de radyo ile televizyondan propaganda yapma olanağı tanınması düşünulüyor. ANAP'ın yeni Seçim lşleri Başkam tlker Tuncay, seçim yasalarında yapılacak değişiklikler için SHP ve DYP'ye diyalog çağnsında bulunabileceğini söyledi. Seçim sistemi konusunda çalışmalar yürüten Tuncay, Cumhuriyet muhabirinin sorularına şu yamtları verdi: iki turiu seçim sistemini neden ertelediniz? TUNCAY İki turlu seçimin memleketin yaranna olacağına inanıyorum. Ancak üzerinde tartışılması gereken bu sistemin hazırlıklarının mahalli seçime kadar yetişemeyeceğini düşündüğtımüz için mahalli seçim sonrasına erteledik. Zaten aslında sadece iki turlu seçim sistemi değil, seçim sisteminin tamamen revizyondan geçirilmesi gerekli. İki milletvekili çıkaran illerde barajın yüzde 40'a indirilmesi önerinizi Medise hemen getirecek misiniz? TUNCAY Şimdilik getirmeyeceğiz. Baraj değişikliğini daha sonra Milletvekili Seçimi Kanunu'nda yapılacak değişiklikle birlikte gündeme getirmeyi düşunüyoruz. Şimdi sadece Mahalli Seçim Kanunu gelecek. Gtada amacımız, sadece bir adaletsizliği duzeltmek. Mesela bir şehirde A partisi yüzde 48, B partisi yuzde 18, C partisi de yuzde 16 oy alıyor. Yuzde 18 alan da yuzde 48 alan da birer milletvekili çıkarıyor. Bu adalet mi? Yerel seçimlerde radyo ve TV'den propaganda hakkı tanınacak mı? TUNCAY Henüz kesinleşmedi. Ama Hazine yardımı alan RP ve DSP'ye 10'ar dakika, TBMM'de grubu bulunan DYP'ye 20 dakika, ana muhalefet partisi olan SHP'ye 30 dakika, iktidar partisi olan ANAP'a da 40 dakika verilebilir. Bu henuz kesinleşmedi, inceliyoruz. Yerel secimde izleyeceginiz politika nasıl olacak? TUNCAY Vatandaşlara en sempatik gelen adayları seçmeyi düşunuyoruz. Zaten yaptırdığımız bir araştırmada vatandaşlar bekâr aday istemiyor. Adayların evli, mazbut, babacan tavırlı ve tarafsız olmasını istiyor. Biz de öyle adaylar bulacağız. Teşkilatımızın isteklerine önem vereceğiz. DYP'nin gelecek programı da belli ANAP'lılar yakacak' atağında Plan ve Bütçe Komisyonu'nun ANAP'lı üyeleri bugünkü oturumda yakacak yardımının 86 bin liradan 100 bin ya da daha yukarı çıkanlmasım isteyecekler. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM'Plan ve Butçe Komisyonu'nda dun Maliye Bakanlığı butçesinin görüşülmesiyle tamamlanan 1989 mali yılı butçe tasarısı üzerindeki görüşmelere 9 aralık tarihinden itibaren genel kurulda devam edilecek. Bugun bütçenin fasıllannın görüşulmesi sırasında, yakacak vardtmının akıbeti de belli olacak. Plan ve Butçe Komisyonu'nun ANAP'lı u>eleri, enflasyondaki yukselme nedeniyle yeni bütçede 86 bin lira olarak belirlenen yakacak yardımının 100 bin liraya, hatta daha da uzerine çıkartılmasını istiyorlar. ANAP'lı uyelerin, yakacak \ardımının arttırılması üzerinde hemfıkir oldukları belırtiliyor. Ancak arttırmanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusu, Ba^bakan Özal'ın "olur"una bağlı. ANAP'lı üyelerden gelen siyasi baskılar üzerine Maliye ve Gümrük Bakanı Ahraet Kurtcebe Alptemoçin, dün gece konutta Başbakan Özal ile bir araya geldi. Özal ile Alptemoçin'in bütçe üzerindeki son çalışmaları yaparak memurlara yeni bir zam olanağını gozden geçirdikleri sanılıyor. Ancak, hukumete yakın kaynaklar "dar bütçe" olarak tanımlanan 1989 butçesinden memurlala yeni olanaklar tanınmasının mümkün olamadığını kaydediyorlar. Aynı yetkililer, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda ANAP'lıların bugun bir temenni önergesi vermeterinin politik bir hareket olacağmı ve bunun hükümeti bağlayacağını da vurgulayarak, "Sayın Başbakan eğer olur'unu vermezse böyle bir önergenin verilmesi çok zor" dediler. Başbakan Özal'ın memurlaıa yılbaşı itibanyla genel bir zam verilmesi yerine değişik meslek gruplarında hükümetin elinde bulunan yetki ile maaş ayarlamaları gerçekleştirmesi göruşünde olduğu belirtiliyor. AA'mn haberine gore her >ıl Bakanlar Kurulu'na Butçe Kanunu ile verilen, genel butçeye gircn kuruluşların butcelerınden kesinti vapma yetkisinin, yiızde 8'den daha da yukarıyaçekılerek yakacak için kavnak yaratılması da du;>unuluyor. Butçede, komisyon uyelerinin sadece "katsayı" üzerinde değişiklik yapma yetkileri bulunuyor. Yakacak yardımı ise ancak BakanJar Kurulu kararıyla yükscltilebiliyor. Plan \e Butçe Konıisyonu"Tida yakacak parasınm 86'dan 100 bine çıkanlması için temenni kararı alınabilecek, uyelcr bu amaçla yuzde 8'lik keiintınin yukseltilmesi yolunda önerge hazırladılar. Edinilen bilgiye gore, yakacak yardımının 100 bin liraya yüksellilmesiyle butçeye 336 milyar lira bir ek yük gelecek. Yuzde 8'lik odenek kesintisinin 1 puan yukseltilmesi halinde ise, 328 milyar lıra civarında ilave miktar, Maliye ve Gümruk Bakanlığı butçesinin yedek odenek tertibine aktarılabilecek. Kesınfinin yüzde 2 fazla olması halinde, bu ilave miktar 650 milyar liranın üzerine çıkıyor. 6 başladı. Devlet başkanlanna yöneltilen eleştirileri ve küçültücu beyanlanna karşı çıkan İslimyeli, "Burada gayet insafla hareket elmek zorundayız" dedi. İslimyeli, cumhurbaşkanlığı göruşmeleri sırasında TRT tarafından çekilen haber filminin yayımnda kendi gorüntusüne yer verilmediğini aııcak kendi görüşlerinin aktanldığını belirterek, "Bu fotomontaj degil, fikri montajdır" diye konuştu. İslimyeli TKT idaresine üzüntülerini ilettiğini belirtti. DYP'li Aykon Doğan, Maliye Bakanlığı'nın ekonomi içindeki etkinliğinin azaldığıru belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bankalann gercek künımlar vergisi yiikü yüzde 910 dvanndadır. Banka patronlan televizyonlara çıkıp Maliye Bakam'nın işini yapmaya çalışıyorlar, verginizi ödeyin diyoriar. Onlara sorulmaz mı, 'Ağam senin kurumlann ne kadar vergi ödedi?' diye." Mahfuz, Kahire ye Ali Baba Kahvesi insanların alışkanlıklarının tutsağı olmalan sık görülen bir durum. Bu yıl Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Mısırlı yazar Necip Mahfuz da alışkanlık tutsağı insanların önde gelen örnekle Mahfuz, Gülçin rinden biri olsa gerek, gazeteci arkadaşımız Gülçin Telci Necip Mahfuz'u Kahire'de kırk yıldır her gün gittiği kahvede buldu. Necip Mahfuz, kendisiyle yaşıt olan 'Ali Baba" kahvesine her sabah gelip gazetelerini burada okuyormuş. "Mazbut" kahveleri yudumlanırken Gülçin Telci, Mahfuz'u Türkiye'ye çağırdı, ama Günün haberi Telci'yle ödülünü almak için bile Kahire'yi terketmeyeceği yanıtını aldı; Necip Mahfuz buna karşılık kızlarının Türkiye'yi bir kez ziyaret ettiklerini, bu davete karşılık yine onların gelebileceğinı söyledi. Necip İngiliz Topuz'u Her mıllet ve her solcu parti, layık olduğu "Topuz'u bulur. inanmayan buyurur dünkü bir AA haberine: ' İşçi partisinde solcu avı. Partiye sızan aşırı solcu ları temizleme harekâtı başladı. LONDRA (AA) Övül Tezişler bildiriyor İnglltere İşçi Partisi Yönetim Kurulu, partiye sızan ve partiyi ele geçirmeye çalıştıklan öne sürulen aşın solculann atılmasını sağlamak amacıyla tüm parti teşkilatını kapsayan birsorusturma başlattı. İşçi Partisi Genel Sekreteri Larry Whitty'nin yürüteceği soruşturma sonucu, partiye sızan aşırı solculann Troçkist olduklarının belirlenmesi halinde partiden atılmaları bekleniyor. İşçi Partisi, Liverpool kenti parti teşkilatı başta olmak üzere geçen yıldan bu yana 50 aşırı solcu üyeyi partiden atmıştı." Darısı bizimkinin başına... Mahfuz, Nobel Ödülü'nü kazandıktan sonra beklendiği gibi kitaplarının satışı hızla artmış, ama onu en mutlu eden olay, yasaklanmış bazı kitaplarına Hüsnü Mübarek'in talimatıyla af çıkanlmış olması. Konuşmayı da fazla sevmeyen Mahfuz, ünlü El Ahram Gazetesi'ndeki haftalık yazılarını sürdürüyor. Makyaj meraklısı 'Babâ* Devlet ana mıdır, baba mı? Anglosakson ülkeler "ana" olduğu kanaatindeler. Feministler ilk zaferlerinı belki de ülkelerine "Motherland" diyerek kazandılar. Biz erkek toplum olduğumuz için "baba" olduğu görüşündeyiz. Oysa kı, Kemal Tahir gibi "devlet ana" dememız gerek. Çünkü devlet baba olsaydı "göz boyamaya" bu kadar meraklı olmazdı. Bizım devletimiz makyaja çok düşkün. İşi gücü makyaj olan bir baba (Tanrı saklasın) düşünülebilir mi? Ama kaldınmlara pembe fondöten sürmekten, işçi yasalarına, mavi tül çekmeye, anayasaya şal örtmeye kadar her türlü hanımsı faalıyet devlette. Devlet anamız yalnız kperidekılerin gözlerini boyamak üzere göz boyamıyor, öteki ülkelerin gözlerini de boyuyor. "insan haklan" konusunda devlet adına devlet adamlarımız nutuk atıyorlar. Ama Birieşmiş Milletler'in gündeminde yıllardır bekleyen uluslararası insan haklan sözleşmelerine imza atmıyorlar. Ya da atıyorlar ama yürürlüğe sokmak için TBMM onayından geçirtmiyorlar. New York'ta Birleşmiş Milletler nezdinde Türkiye Daimı Temsilciliği Danışmanı Prof. Dr. İlhan Lütem'e kulak verelim: " 1972 de imza attığımız ırk aynmının ortadan kaldırılması sözleşmesi 16 yıldır onay bekliyor. Sırf imza atmış olmak ise devletimizi bağlamıyor." BM İnsan Haklan Dairesi'nde yıllardır hizmet vermiş. Prof. Lütem, yıllar yılı ülkelerin nabızlarını tutmuş birisi olarak devam ediyor "Irk aynmı sözleşmesini 124 ülke onayladı... Biz hâlâ yokuz... Aralanna katılmak istediğimiz topluluklar bizi sandığımızdan daha dikkatle izliyorlar." Prof. Lütem, demeye getiriyor ki, içeride göz boyamak mümkün. ama dışarıda devlet anamızın göz boyaması onu palyaço durumuna düşürebilir. Sahi BM ırk ayrımı sözleşmesini niye onaylamıyoruz? Çarık "Çankları giyip halka gideceğiz." Öyle ya pabucunuz dama aııimıştt. Demiret: ANAP'ta Topuz' keyfi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Sekreter Yardımcısı Ali Topuz'un "SHP'nin solun işgali altında olduğu" yolundaki görüşlerini ANAP yöneticileri değerlendirdiler. ANAP Genel Başkan Başyardımcısı Oltan Sungurln, "SHP'de bazı şahıslar, desteklememeleri gereken bazı gruplan himaye ediyoriar" derken, eski Basyardımcı Mehmet Keçeciler ise "SHP yönetiminin Ali Topuz'u itham etmek verine hâdiseyi ciddi manada değerlendirmesi gerekir" biçiminde konuştu. Sakarya Milletvekili Yalçın Koçak, "Şu anda bizim ekraegimize yag süriiyoriar" dedi. Gaziantep Milletvekili Ahmet Günebakan da "SHP'nin solculann işgali altında oldugu" iddiasının doğru olduğunu söyledi. SHP'deki gelişmeleri değerlendiren Oltan Sungurlu, Cumhuriyet muhabirine, "SHP'nin büyük sıkınülan var. Temenni ederim ki, bu sıkıntılar sağlıklı bir gelişmeye yol açsın" dedi. Sungurlu, sözlerini, "Onlar bir kavga yapıyorlar, bu kavgada yer almak istemiyoruz. Ama SHP'de bazı şahıslar, hiç desteklememeleri gereken bazı gruplan himaye ediyoriar" şeklinde sürdürdü. Şinasi Nahit Berker Topuz'u itham yerine Mehmet Keçeciler, Ali Topuz'un daha önce kapatılan CHP kadrolannda yer alan tecrübeli bir siyasetci olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Şüphesiz bu gelişmeler SHP'nin iç işleyişi ile Ugilidir. Ama Sayın Ali Topuz'un dedigi gibiyse, SHP'nin önemli illerdeki örgütleri solculann işgaündeyse ve mutedil insanlar buralara giremiyorlarsa, bu fevkalade dikkate değer bir gelişmedir. SHP yönetiminin burada Ali Topuz'u itham etmek yerine bu hâdiseyi otunıp ciddi manada değeriendirmesi gerekir. Türkiye'de geçmişi hatırlatacak her lürlu siyasi gelisme akamate uğramaya mahkumdur. Aslında bu gelişme ANAP'ın işine yarar gibi basit bir hesap yapmıyorum. Turkiye'nin demokrasi çizgisindeki en buyük şanssızlığı secimleri kazanabilecek bir muhalefet partisine sahip olamamasıdır. Bu gelişmeler SHP'nin seçim sansını azaltır." ANAP Sakarya Milletvekili Yalçın Koçak da "Şu anda bizim ekmeğimize yağ süriiyoriar" dedi. "Valandaş böylece perde kalkınca geride neler yattığını göriiyor" diyerek, "Bu tarnşmayı başlatanları tebrik ediyorum. SHP'de bolücülerin bannmamasını istedikleri için de gönülden bir kez daha lebrik ediyorum" şeklinde konuştu. ANAP Gaziantep Milletvekili Ahmel Gunebakan, Topuz'un "SHP'nin solculann işgali altında oldugu" göruşunün doğru olduğunu savunarak, "Bakın Meclisle bile milktvekilleri çıkıp kürsüden açıkça konuşuyorlar. SHP'deki durum oradan bile anlasılıyor" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle