26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibı Cumhunyct Matbaacılık ve Gazetecılik Türk Anonım Şırketı adına Nadir Nadi • Gtnd Yayin Müdürü Huııı Omml, Müessesc MUdürü. EmiiH l>»klıgi!, Yazı Işlerı Müdttrü Ok«j Göscasia, # HabCT Merkczı Müduru Yılç» Bajcr, Sayfa Düzenı Yönctmeoı: Ali Atar, • Temsılcıler ANKARA Yıiçıa Dofaa. İZMİR Hikaw< Çttiakır*, ADANA. Cctal tstanbul Haberlerı Eraaa AkyiMız. D15 Habcrlcr Ergva Baki. Ekonomı Ctngiz Turiıaa, Kulıılr Cttal Oslcr, Spor Danışmanı Abdulkadir Yucrlmaa. Düzehme Rtfik Darbaş, BılımEğmm Şahıa Alpay, IşSendıka Şukraa Kcleaci, Yurl Habtrlcrı Nrcdd DofM, Dızı Yazılar Kmm Çılışku, # Koordınalör Akmet K o n b u , • Maiı Ijlcr: Erol Erkul, • Muhasebc Bakaı Yta« • Buıçt Planlama. S«vgı Anıa * Reklam Ajje Tona. Ek Yayınlar Halya Akyol 0 Idarc Hıuryia Ganr. Uletmc Onder Çrlik. Bılgılşlem Naii laal. Basan w Yayan. C u m h u n y n VUtbaacılık vt G u e u c ı l ı k T A Ş. TOrk O a * C«d 39/41 Catalotlu 54ÎJ4 I H PK 246lsıınbul Ttl SI2 05 05 (20 h « ) . Teltx 22246 Fax (I) 526 60 72 0 Burolar Aakara: Zıya G o k ı l p Bl> Inkılap S N o 19/4. Td IJ3 11 414". Ttkx 42344 F u (4) 133 II 41 428 • I m i r H Zıva Blv 1352 S 2 3 Tcl 13 12 30 Ttloı 52359 F«j (51) 13 12 30 # A d m ı : Inonu Cad 119 S No I kjı I Tel ] 14550119""31 Tdcı 62155. Fıx (711328 0 5 * TAKVİM: 2 KASIM 1988 tmsak: 5.02 Guneş: 6.28 Öğle: 11.52 Ikindı: 14.40 Akşam: 17.07 Yatsı: 18.27 Bu ne YOK, bu ne Bilkent! YÖK BUNALIMI NEDİR? 3 GENCAY ŞAYLAN ~ Kartpostalla YÖK'te eğitim kalitesi düşerken Doğramacı özgür ortamlı, akademik kaliteli Bilkent modelini kuruyoraşıyu davet ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nca hazırlanan kartpostallarla anne ve babalara çocuklarının aşı dönemleri bildirilecek. Temel Sağlık Hizmeüeri Genel Müdürluğü'nce bastırılan 1 milyon kartpostalın, sağlık ocakları ve aşı birimlerine gönderilmesine önümüzdeki günlerde başlanacak. 1)YÖK, Türkiye'de üniversiteleri ve yükseköğretim sistemini 8 yıldır ciddi bir bunahma soktu. 2) Bu bunalımın en büyük zararı akademik düzey ve kalitedeki düşme oldu. 3) Üniversite ve öğrenci sayısı artarken, Türkiye geleceğinde yetişmiş elemana düşük kaliteyle "ipotek" kondu. 4) YÖK bunalımının aşılmasında ana sorun "akademik düzeyin nasıl yükseltileceğiniri'tartışılmasıdır. YÖK düzeni 8 yıla yakın bir suredir yürurlüktedir. Türkiye'de siyasal yaşamın goreli bir yumuşamaya girdiğ] 1983 yılından beri de sürekli ve yoğun eleştirilere konu olmuştur. Muhalefet partileri, YÖK sistemine karşı şiddetli bir eleştiri kampanyası yürütmüşler, iktidar da YÖK'e söylem duzeyinde pek sahip çıkmamıştır. YÖK kendini daha çok Profesör Doğramacı aracıhğı ile kamuoyunda savunmaya çalışmıştır. 8 yıldır suren tartışmalara, eleştiri ve savunmalara bakıldığında Profesör Doğramacı açısından ilginç bir durumun ortaya çıktığı soylenebilir. Profesör Doğramaa, kamuoyu önundeki tartışmalarda YÖK sistemine kesin bir biçimde sahip çıkmış ve her türlü eleştirinin geçersızliğıni kanıtlamak için çok çeşitli yollara başvurmuştur. Ancak bunun yanında Profesör Doğramacı'rıın YÖK sisteminin akademik standartlan ne ölçüde gerilettiğinin farkında olduğu yolunda bir izlenim edinilmektedir. Profesör Doğramaa, tartışmanın özerklik kavramı etrafında odaklaşması için adeta özel gayretler YÖK Başkanı Doğramacı, YÖK sistemi kötü değilse niçin başka bir sisteme dayalı Bilkent Üniversitesi'ni kurdu? Öğrencilerin örgütlenmesi, kılık kıya/eti, hatta sakalı Bilkent'te serbestken YOK'te neden yasak? Tüm ünîversitelerin kullanacağı YÖK merkezi kütüphane ve bilgisayarı niçin Bilkent'te kuruldu? sarf etmiş, akademik standartlann gundeme gelmesini pek istememiştir. Bundan da önemli olarak Profesör Doğramaa Bilkent Üniversitesi'ni kurmuştur. Eğer YÖK, Başkarunın ileri surdüğü gibi mükemmel bir sisteın ise yeni bir özelvakıf üniversitesi kurmak için onca gayret neden gösterilmiştir? Bilkent, YÖK üniversiteleri için yasaklanmış (sakal bırakmadan öğrencilerin örgütlenip yönetime katılmasına kadar) birçok uygulamayı gerçekleştirmiştir. Bundan çok daha önemli olarak Bilkent, çok yüksek maaşlar (YÖK sısteminde çalışan öğretim üyesi maaşının 34 katı kadar) ödeyerek en parlak hocaları bünyesinde toplanmaya çahşmış, tum üniversitelerin kullanacağı merkezi YÖK kutuphane ve dokumantasyon servisi Bilkent içinde kurulmuştur. Kısaca ifade etmek gerekirse mevcut üniversite, akademik yönden çökerken Doğramacı Bilkent çerçevesinde bu çöküntüyü önlemeye ya da durdurmaya yönelmiştir. YÖK düzeni yoğun eleştirilere karşın bugüne kadar varlığıru surdürebilmiştir. Bunun nedeni bu sistemın 12 Eylül'ün simgelerinden biri haline gelmesidir. örneğin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in bu konuda çok duyaıh olduğu ve YÖK Yasası'nda bir değişiklik istemediği bilinmektedir. Ancak görünen odur ki artık YÖK düzeni köklü bir değişime gitmektedir. Başka bir deyişle 12 Eylül'ün simgesi olma özelliği YÖK'ü kurtaramayacaktır. Çünkü bu zamana kadar YÖK'e sahip çıkmamakla beraber bu konuda bir girişimde bulunmaktan kaçınan iktidar da sistemin değişmesi gerektiğinden söz etmeye başlamıştır. Milli Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel'in YÖK ile ilgilı tutumu çok açıktır. Bakan bu konuşmadan 1 ay kadar sonra TKT Televizyonu'nda, YÖK konusunda yapılan açıkoturumda şunları söylemiştir: "Hükümet programında da bir değerlendirme yapıp sonuçlara göre YÖK Kanunu degiştirilecektir denmektedir... Hükümet prog ramında da YÖK Kanunu'nun değiştirilmesiıfi koymuşuz." YÖK ile tartışmaların, başlangıçta da belirtildiği gibi özerklik noktasında yoğunlaştığı görülmektedir. Ancak sorun salt bir ozerlik tartışmasımn ötesine uzanmış bulunmaktadır. Türkiye'de yukseköğrenim sistemi ve üniversiteler ciddi bir bunahma girmişlerdir. Bu bunalımı, kısaca akademik düzey ve kalitede düşme olarak tanımlamak mümkündür. Üniversite sayısı 29 olmuş, öğrenci ve mezun sayıları buyük sıçramalar göstermiştir. Ama eğer gerçekten bir kalite gerilemesi söz konusu ise bu say.lar hiçbir şey ifade etmeyecek; sistem giderek daha yetersiz muhendis, avukat, tıp doktoru ya da özetle aydm yetiştirecek ve bunun Türkiye'nin geleceğine ipotek koyma ile eşaıılamlı olduğu söylenebilecektır. O halde yapılması gereken ilk iş, üniversite öğrem'mınde akademik kalitenin hangi düzenlemelerle tekrar nasıl yükselebileceğini tartışmak olmalıdır. Kuşkusuz özerklik böyle bir gelişme için başlangıç koşuludur, ama özerkliğin sözü edilen soruna bir çözüm getirmeyeceği açıktır. TV3, 1989'da hizmete giriyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DPT 1989 programma göre televizyonun eğitim amaçlı üçuncü kanalı, gelecek yıl hizmete girecek. Yayınları ılk yıl nüfusun sadece yıizde 25'i izleyebilecek. 1989 programma göre TV3 şebekesi gelecek yıl beş ana verici ile yayına girecek. Toplam cihaz gücu 100 kilowat olacak. Bu vericiler yine beş yardımcı verici ile desteklenecek. Yayınlar, alan olarak Türkiye'nin toplam yüzde 9'unu kapsayacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara'da düzenlenen Balkan Eskrim Şampiyonası'ndan sonra önceki gun kafılesinden ayrılarak iltica eden Romen eskrim antrenörü ve hakemi Donia Priscantia hakkmda yürütülen soruşturmanın devam ettiği bildirildi. önceki geceyi Emniyet Genel Müdürluğü'nde geçiren Priscantia'nın Avusturalya'ya gitmek istediği belirtiliyor. Avustralya'nın Ankara Büyükelçiliği'ne yakın kaynaklar, Priscantia hakkmda büyükelçilik nezdinde henüz herhangi bir girişimde bulunulmadığını söylediler. İlticacı Romen BİTTİ UUULJLJ YOKTE UCRETLER YETERSİZ 350 dolara profesörlük Ağır yük, üniversitelerdeki baskı ve merkezi denetim ile partizan kadrolaşma öğretim üyeleri üzerinde negatif bir güdülenmeye neden olmaktadır. Bunlar kadar önemli bir diğer husus da maaşlann yetersizliğidir. Ashnda bu yetersizlik sadece bugünün sorunu değildir, ama son yıllarda giderek ağırlaştığı açıktır. örneğin ODTÜ Matematik Bölümu profesörlerinden Halim Dogrusöz ve arkadaşları tarafından yapılan, yayınlanmamış bir çalışma>ra göre ODTÜ1 de profesör maaşı son 25 yıl içinde, 196388 arasında 4.100 puandan 1.300 puana, doçent maaşı da 3.600 puandan 1.200 puana duşmüştür. Gerçek ücretlerdeki düşmeyi yansıtan bu bulgu yeteri ölçüde çarpıa gözükmektedir. Gerçekten de bugün 1. derecerun 4. kademesinde görev yapan bir profesörün (tam zamanlı) 600.000 lira civarmda maaş aldığı bilinmektedir. Bunun dolar karşılığı ise (1 dolar=1.700 TL.) 350 dolar düzeyinde bulunmaktadır. Artık dünyada 350 dolar aylık maaşa üniversite profesöru çalıştıran bir ulke kalmamış gibidir. Bu çok yetersiz maas duzeyinin yetenekli mezunların akademisyenliğe yönelmesini önlediği açıktır Bu nedenle yeni kadrolar, zaten dışanda ıyı iş bulma şansı yüksek olmayan ve bir taraftaıı da kadrolaşma hareketi içinde yer alan kişilerce doldurulmaktadır. öğretim üyeleri açısından bir diğer sorun da yabancı ülkelerde çalışma olanağı ya da akademisyenlerin meslek jargonu ile "sabatical" olanaklandır. YÖK sistemi altında, öğretim üyelerinin kendi olanakları ile bulduklan dış üniversitelere gitme olanakları büyuk ölçüde kısıtlanmış gözükmektedir. Eğitimöğretimin aksayacağı gerekçesi ile izin verilmemektedir. Akademisyenlik mesleğinde en ağır basan güdünün yüksek gelir elde etme olmadığı açıktır. Mesleğin toplumsal saygınlığı, hiyerarşinin yokluğu ve bireysel bağımsızlık, yaratıcı bir iş yapma gibi özellikler genç ve yetenekli ınsanları bu mesleğe çekmektedir. Ancak Türkiye'de artık bu dengenin bozulduğu açıktır. Maaslar çok yetersiz hale gelirken bireysel bağımsızlık ve otonomi büyük ölçüde yok edilmiştir. 2 bin yılhk mermer mektup tZMlR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Balıkesir'e bağlı Pamukçu Köyü yakmlarmda î.ö. 209 yılına ait mermer taş üzerine yazılı bir mektup bulundu. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümu öğretim üyelerinden Doç. Dr. Hasan Malay bu mektuplarla birlikte Anadolu tarihinin birçok karanlık yönünün aydmlanacağmı söyledi. 51 satırlık mektup geçen aylarda bir tarlada rastlantı sonucu bulundu. Mektubun bölgedeki bir tapınakta dikili olabileceği belirtildi. BİLKENT GENCÜ6İ Serbest bir ortamda akademik duzeyi yüksek bilimsel çalışma. Doğramacı, Bılkent'e "öz", YÖK'e "üvey eviat" muamelesı yapıyor. Öğrenci çok, öğretici az Elektrik bölümünde öğretim üyesi başma düşen öğrenci (o yıl fiilen ders veren öğretim üyeleri hesaplanarak) sayısı 19.7 iken 1985 yılında 30.8'e yükselmistir. Aynı oranlar insaat bölümünde 15.9'dan 35.5'e; makine bölümünde YÖK sistemi, yukanda da değinildiği gibi öğretim üyesi 21.5'ten 30.6'ya; kimya bölümünde 21.5'ten 30.6'ya; makaybını karşılamak ve kadrolaşmayı sağlamak için hızla den bölümünde 29.7'den 29.0"a; metalurji bölümünde öğretim üyesi sayısını çoğaltmaya girişmiştir. Örneğin 17.9'dan 29.9"a; bügisayar bölümünde 16^'den 34.3'e yükYÖK sisteminin bir diğer özelliği de öğrenci sayısında 198384 ders yılında profesör sayısı 1.823, doçent sayısı selmistir. özellikle Anadolu üniversitelerinde izlenen kadyaptığı hızlı artıştır. Kuşkusuz bir yukseköğrenim siste 2.596 ve yardımcı docent sayısı 2.407 iken 198788 ders rolaşma ODTÜ gibi gelişmiş ve akademik gelenekleri yermi, toplumdaki tüm genç nüfus için eğitimöğretim ola yılında bu sayılar sırası ile 2.015, 3.421 ve 3.495 olmuş leşmiş üniversitelerde ytirümediğinden öğrenci sayısımn nağı saglayacak bir kapasiteye sahip olmalıdır. Ancak uni tur. Başka bir deyişle 4 yıl içinde profesör sayısı 10.5, do artması ve öğretim üyesi sayısımn azalması öğretim kaversitenin, esas olarak kaliteye yönelik bir öğretim kunı çent sayısı 31.7 ve yardımcı doçent sayısı 45.2 puanlık bir litesinde çok olumsuz bir gelişmeye yol açmıştır. örnemu olduğu akıidan çıkanlmamalıdır. Batırun gelişmiş ül artış göstermiştir Görüldüğü gibi özellikle yardımcı do ğin inşaat bölümünün ana bilim dalları olan geoteknik, keleri bu sorunu yaygın yüksek meslek okullan ile çöz çent sayısındaki büyük artışa karşın oran her üç akade yapı statiği ve ulaştırma gibi dersler verilemez hale gelmüşler, fazla talebi üniversiteye kanalize etmekten kaçın mik rütbe açısından öğrenci artış oranından daha az ol miştir. mışlardır. Türkiye'de YÖK ise bunun tam tersmi yapmış, muştur. İşin vahim tarafı yukanda belirlenen durumun gideüniversitelere giderek fazla öğrenci alarak bu kurumlan 'Görüldüğü gibi öğrenci/öğretim üyesi oranındaki de rek olumsuzlaşma eğilimi göstermesidir. örneğin ODTÜ meslek yüksekokulu haline getirmiş bulunmaktadır. ğişme akademik kalite açısından ciddi kuşkulan günde Mühendislik Fakültesi Elektrik Bölümü'nde öğretim üyesi Örneğin YÖK'ün kendi raporlanna göre 198384 yı me getirmektedir. Bu durum özellikle gelişmiş üniversi başına duşen öğrenci sayısı 198687 ders yılında 38.9'a; iında 287.447 olan kayıtlı lisans öğrencisi sayısı 198788 telerde çok daha vahim boyutlara erişmektedir. örneğin inşaat bölümünde 46.7'ye; makine bölümünde 46.4'e; ders yılında 435.986'ya yükselmiştir. Bu 51.6 puanlık bir ODTÜ Mühendish'k Fakültesi bölümlerinde öğretim üyesi kimyada 118.4'e; metalurji'de 42.1'e; bilgisayarda 50.3'e artış anlamına gelmektedir. Üniversitelerin yetişmiş ve ye başına düşen öğrenci sayısı 1979 yılına göre çok yuksel yükselmistir. Benzer olumsuz gelişmem'n butun gelişmiş terli hocalar açısından ciddi bir kan kaybına uğraması miş bulunmaktadır. üniversitelerimiz için geçerli olduğu açıktır. öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı hızla artarken, eğitimin kalitesi olumsuz etkileniyor, bazı dersler verilemez hale geliyor. söz konusu iken öğrenci sayısındaki bu artış öğretimdeki kalitenin ne yönde değiştiği hakkmda bir fikir verebilmektedir. İstanbul Hava YoUan'na Boeing İstanbul Haber Servisi tstanbul Hava Yollan'mn Amerika'dan satm aldığı 3 adet Boeing 737400 tipi uçaklardan ilki Türkiye'ye getirildi. 170 kişilik uçağın dünden itibaren IstanbulDüsseldorf arasında sefere konulduğu bildirildi. Dünyamn yeni uçağı olarak. tanımlanan Boeing 737400 tipi uçağın tanesinin 30 milyon dolara (60 milyar lira) satm alındtğı belirtildi. Yeşil Barış toplatüdı İstanbul Haber Servisi Yeşil Barış Dergisi'nin kasım sayısı İstanbul DGM'ce "bölücülük propagandası yapıldığı" gerekçesiyle TCK'nın 142. maddesi uyannca toplatüdı. Derginin sahibi Ibrahim Eren, toplattırma karanyla ilgili olarak düzenlediği basın toplantısında, "Demokratik Yeşil Parti'nin kurulabilme hakkı aşamasında cezalandınldığını" söyledi. Eren, "Toplattırmaya gerekçe olarak Demokratik Yeşil Parti program taslağında, Kürt vatandaşlarımızla ilgili paragraf gerekçe gösterildi. Bölücü olsaydık Kürtleri vatandaş değil, halk sayardık" dedi. 89 da bıırç güzelleri Pirelli'nin her yıl çıkardığı sanatsal ağırlıklı özel takvim, 1989 yılında burçların antik kompozisyonlanyla süslenmiş, aylar da burçlara göre düzenlenmiş. Haber Merkezi Pirelli'nin "starii" takvimi 1989'da yıldızlardan mesaj getiriyor. Yeni yılda astrolojik bir düzenlemeye gore hazırlanan takvim, tam anlamıyla bir "burçlar" takvimi. Yıldız ve burç meraklılan için heyecan verici bir olay. Tüm dünyada 40 bin adet basılan takvim, koleksiyon meraklılarınm ilgiyle beklediğı bir ürün. 1989 takvimini hazırlama sorumluluğunu 1984'ten bu yana görevi sürdürmekte olan sanat direktöru Mart>n Walsh'a verildi. Yaklaşım ve stil yonunden yeni standartlar yaratan 1989 Pirelli takvimini geçmişteki 25 takvimden ayıran önemli bir özellik, zamanın normal aylara göre değil, burç aylarına, yani astrolojik sureçlere gore bdirlenmesi. Örneğin takvimin 1. vaprağı Koç Burcu ve 23 aralık 20 ocak gunlerine ayrılmış. Modellerin dikkatle düzenlenmiş pozları, doğal güzelliğin, mitolojik oğelerle butunleşmesini simgeliyor. Her burcun güzeli adeta "antik bir heykeli" ammsatıyor. Resimlerin yaratıcısı olan fotoğrafçı Joyce Tenneson yalnız kadın olmasıyla degü, bu çahşmasında Polaroid film kullanmasıyla da ilginç bir farkulık sergiliyor. Ancak bu Polaroid basit ve ucuz bildiğimiz turden bir Polaroid makine değil. Tam aksine, Joyce fotoğraflarını, Polaroid fotoğraf makinesinin en ileri bir modeli ile New York'taki özel stüdyosunda gerçekleştirmiş bulunuyor. 9 Üniversitetiye iş olanağı ANKARA (ANKA) Üniversite gençliğine sürekli ya da geçici iş bulunması için universiteler bünyesinde "Istihdam Danışma Merkezi" adıyla yeni birimler kurulacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan proje çerçevesinde ilk istihdam danışma merkezi bugün Hacettepe Üniversitesi'nde açılacak. İstanbul, Ege, 9 Eylül ve 19 Mayıs üniversitelerinde de yakında istihdam danışma merkezleri açılacağı bildirildi. TERAZİ BURCU (24 eylül 23 ekım) Denge ve cazıbe OtiLAK BURCU (23 aralık20 ocak) Saf ve ıçe donük 1964'ten beri 25 yıldır sürekli yayımlanan Pirelli takvimlerinin içeriği hep bir "sır" olarak saklanıyor ve ancak takvim basılınca meydana çıkıyor. lngiltere'de kuçuk bir "sanatçılar ekibi" tarafından ürelilen takvim, her yıl değişik bir sanat anlayışının urünü olarak biçimleniyor. Pirelli takvimlerinin eski sayıları da günümuzde aranan birer "yapıf'a dönüştü. 1960'ların özgür düşünce akırnı içinde yetişmiş ve bu fotoğraflan belleklerine yerleştirmiş olan eskinin gençleri ve şimdinin anababaJarı Pirelu'ye başvurarak eski takvimlerin birer kopyalarının basılmasını istiyorlar. KOÇ BURCU (21 mart 20 nısan) Ateşli, hareketi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle