23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 EKİM 1988 HABERLER CUMHURÎYET/7 Iraklı Kürtler çatıştı EVSANLAR Irak'a dönüş hazırlığı yapan 120 peşmergeye arkadaşlan karşı çıkınca taşlı sopalı kavga başladı. Sığınmacılardan 495'i Irak'a döndü. CENGİZ MUMAY ERGÜN AKSOY DİY ARBAKIR Dicle nehri kıyısında kurulu Kürt sığınmacılann banndığı kampta dün sabah Irak'a dönmek isteyenlerle, bunlara karşı çıkanlar arasında kavga çıktı. Olaylarda 6 polis ve iki Kürt sığınmacı yaralandı. Dün sabah saat 07.30 sıralarında daha önceden Irak'a dönmek istediklerini belirterek Türk makamlarına başvuran sığınmacılar gidiş hazırbklanna başlarken olay çıktı. Irak'a dönmek isteyen yaklaşık 120 kişiden oluşan Kürt sığmmacılara diğer peşmergeler, "Biz Saddam'ın zulmünden kaçtık, siz oraya gitmek istiyorsnnuz" diye karşı çıktüar. Karşılıklı bağnşmalar üzerine çıkan taşlı sopalı kavgayı polis havaya ateş açarak önlemek istedı. Ancak bir türlü son verilemeyen çatışma üzerine 12 bin kişinin yaşadığı kampa takviye jandarma ve polisler gönderildi. Geri dönmek isteyenlerle karşı çıkanların kavgasında 8 yaralı var GORUŞ Saat, eğer birisini bekliyorsanız niçin çabuk yürümez? Malum; Heyecandan... Fikret Adil Heyecan T edildiler. Irak'a dönmek isteyen, ancak çıkan kavga sonunda yaralanan Muhammed Yusjıf adlı peşmerge, olaylann kendilerine karşı çıkan gruplar tarafından çıkanldığım belirtti. Muhammed Yusuf, Saddam'ın affına inandığmı, bu nedenle gitmek istediğini söyledi. ö t e yandan, olayla ilgili olarak hastaneye kaldınlan yaralı peşmergelerden Salih Abdal'ın olayın elebaşısı olduğu öğrenildi. Olayla ilgili olarak kimlikleri belirlenemeyen üç peşmerge gözaltına alındı. FÜSUN ÖZBİLGEN Tıyatrocu, senarist, aktörvepolitikacıHalilErgünanlattı: Sinema (Auahkorusun)PBtB da getirebilir Hem tiyatro hem de sinemacı olarak iki sanat dalı arasındaki benzerlikler ve farfclan nasıl değeriendiriyorsunuz? Hangisi daha zevkli bir uğraş? Oyunculuğu bir bütün olarak ele alıyorum. Sanat çalışmalarıma öncelikle oyuncu olarak katıldığım için ve oyunculuğu bir bilimsel tutum olarak gördüğüm için sinema ya da tiyatrodaki oyunculuk benim için farklı değil. Ama teknik farklılıklar var. Hangisini daha çok severek yapıyorsunuz? Doğrusu tiyatroyu çok özledim, ama sinema benim için daha hevecan verici. Sinema nasıl ve neden başladı? 1968'li yılların 70'li yılların yorgunluğu sonucu kendi kasabama, iznik'e dönüş yapmıştım. Güney Film'in programı Yılmaz Güney'in hapse girmesi nedeniyle sekteye uğramıştı. Arkadaşlar bu film programının tamamlanması için benden de yardım istediier. Ben de İzin filminde aktör olarak sinemaya merhaba dedim. Yll 19741975. Sonra hangi filmlerde, hangi rolleri oynadtntz? Aklıma ilk gelenler Yarış, Merhaba, Erdoğan Tokath'nın Güneşe Köprü ile 72. Koğuş, Ömer Kavur'un yönettiği Kırık Bir Aşk Hlkâyesi, Yavuz Öz HALIL ERGUN KIMDIR? 7946 yılında iznik'te doğdu. Bursa ve lstanbul'da lise öğrenimini yaptıktan sonra Ankara'da Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okudu. Bursa Oda Tiyatrosu'nda başlattığı tiyatro çalışmalannı SBF Tiyatro Kulübü, Ankara Deneme Sahnesi ve Halk Oyvnculan'nda sürdürdu. 1969'da Vasıf Öngören ve arkadaşlan ile birtikte Ankara Birliği Sahnesi'ni kurdu. 1975 yılında Yılmaz Güney'in senaryosunu yazdığı İzin adlı filmle sinema oyunculuğuna Bu arada DSP'nm üyesi olabaşladı. Kırlangıç Fırtınası verak politika yapmaya başladı Merhaba filmlerinde aktör ola ve DSP İznik örgütunü kurdu. rak oynadığı gibi senaristliğini Bir ay önce DSP'den istifa edede yaptı. O günden bu yana rek SHP'ye katıldı. SHP iznik aktör ve senarist olarak sine ilçesinde aktif bir üye olarak ma çalışmalarını yürütüyor. çalışmalannı sürdurüyor. Yılmaz Güney'in hukuki ve özel durumu bir yana bu film Türkiye'de yaşayan teknik elemanlar ve sanatçılar tarafından yasal koşullarda gerçekleştirilmiş bir filmdi. Türk sinemasının dışarda yüzünü ağartan bir filmde oynamış olmaktan onur duyuyorum. Türk sineması eskiden Yeşjlçam'ın biraz da istihza ile seyredilen "kör kız, zengin oğlan" gibi değişmeyen sahte senaryolarına dayanıyordu. Sonra bir seks filmleri furyası geldi ve son yıllarbilinebilir olaylara ve ınsan ilişkilerine, hatta Yeşilçam'ın kullandığı bütün trüklere ve öykülere çağdaş bir perspektif, yeni bir bakış açısı getirmektir. Yoksa hayat yeniden çok değişik hikâyeler sunmayacak bıze. Fakir kız, zengin oğlan hikâyesi de yapılır, ama aslolan bu olaya sanatın insan hayatındaki işlevini düşünerek nasıl bir yorum ve uygulama getireceğimizdir. Tabıi bütün bunlar ülkemizin politik, kültürel ve ekonomik koşulları gözönüne alınarak değerlendirilmeli. Biz sinema sanatçıları daha işin başında hayatlyet kazanmak için kendi kendimizi sansür ile işe başlıyoruz. Varın gerisini siz hesaplayın. Sinema para getiren bir meslek mi? Genç delikanlılar ve genç kızlar hep bir gün sinema artisti olmak hayaliyle yaşarlar. Bu duygu para mı yoksa kolay şöhret olma amacından mı kaynaklanıyor? Genç bir delikanlı iken sinema oyuncusu olma hayalleri kurar mıydınız? Bu tür hayalier ne ölçüde gerçekleşebiliyor? Eğer kendinize rağmen ağır faturalar ödemeyi göze alıyorsanız, sinemayı bir vitrin olarak düşünüyorsanız, Allah korusun sinema para getirebilir. Ben böyle hayalier kurmadım. İlk gençlik yıllanm Türkiye'deki çok çalkantılı günlere denk gelir. Yorumladığım ve düşündüğüm şeyler vardı. Acı çektiğim veya isyan ettiğim şeyler veya çok mutlu olduğum durumlar vardı. Bunları bir anlatım yoluyla insanlarla paylaşmak istedim. Tiyatroya merakım böyle başladı. Sonra sanat ve kültür dünyasının derin labirentlerine daldım. 495 kişi daha döndü Türkiye'ye sığınan Kürtlerden 495 kişi daha dün Irak'a döndü. Hakkâri'nin Yüksekova üçesindeki Suüstü ve Uzunsırt kamplanndan kendi isteğiyle ülkderine dönmek isteyen toplam 372 sığınman otobüslerle Habur sırur kapısına getirildi. Burada son bir incelemeden geçen sığınmacılar daha sonra Irak'a gectiler. 6ÖNKRİLDİLER Geri dönuşlen kavgaya yol açan sığınmacılar otobüsle Habur'a gönderildi (Fotoğraf: polis memunı ile Salih Abdal ve Mohajnmed Yusnf adlı iki peşmerge taş ve sopa darbeleriyle yaralanarak Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldınldılar. Bu arada, Kürt sığınmacılar tarafından linç edilmek istenen Irak'a dönmek isteyen üç kişi kamp dışına çıkanldı. Ancak ailelerinin hayati tehlike içinde bulunduklarını belirterek dönmekte ısrar eden uç peşmerge, güveniik güçleri eşliğinde yeniden çadırlarına götürüldüler. Polis kamptaki tüm çadırları kuşattı. Olaganüstü Hal Bölge Valiliği'ne ait Puma helikopteri de saat 10.00 sıralarında çadırkent üzerinde alçak uçuş yaptı. Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu'nun da içinde olduğu sanılan helikopter daha sonra Mardin yönüne doğru gıttı. Kamp alanında olaylar sırasın da gazeteciler ve kampta çalışan kamu görevlileri dahil hiç kimse içeri alınmadı. Sağlık memurları ile hemşireler olaylann yatıştığı saat 10.30 sıralarında özel araçlarla kamptaki görev yerlerine götürü'düler. Gerginlik sürerken, polis örgütündeki tüm ekipler kampa geldi. Gece çalışan ekipler görevi bırakamazken, gündüz ekiplerinin de katıhmıyla güveniik gücü arttınldı. Bu arada, polis panzerleri ve Yaklaşık bir saat süren kavga itfaiye araçlan da kampa geldi. sonunda Mecit Guzel, Hasan Hü Polis kavgayı önlemek için gözseyin Koca, Necmettin Duran, Ni yaşartıcı ve sis bombası kullandı. yazi Memgili, Seyfettin Uzun ve Çadırlardan dışan çıkma yasağı birisinin kimliği belirlenemeyen 6 uygulandı. Diyarbakır yakınlarındaki Iraklı vatandaşlardan 123'ü de aynı sınır kapasından Irak makamlanna teslim edildiler. Bu arada Kıbns Rum yönetiminin geçen mart ayında Batıya geçmek amacıyla lran'dan Güney Kıbns'a gelen Iraklı mükecileri tran'a geri Saat 11.30'dan itibaren de göndereceği bildirildi. kampın çevresi çevik kuvvet ekipleri tarafından sanldı. Bu arada, Insan Haklan Derneği yönetiIrak'a dönmek isteyen Kürt sığın cileri, incelemelerde bulunmak maalar toplanarak sivil otobüs üzere gittikleri Dicle peşmerge lere bindirildiler. Sığınmacılar kampına, Olaganüstü Hal ValiliHabur'a götürülerek Irak'a teslim ği izin vermediği için giremediler. İstanbul Emniyeti'nde atamatedirginliği süreceği belirtildi. Emniyet Ami raporunun ciddiyetten uzak oldu nu şunu yaptı denilmiş, tahkikat yapdmış. Birkaçı bununla Ogili sarinin altındaki başkomiser, komi ğunu söylediler. myorum. Bir bölumu ise ceşiüi seser, komiser muavini ve polis metstanbul'dan tayin edilen üst beplerle açılan başka tahkikatlarmuru düzeyindeki yaklasık 50 kigörevlilerden bazıİarının ise sağla ilgilidir bu tayinlerin. Gidenleşinin de tayinlerinin çıktığı, bu kilık nedenlerini öne sürerek tayinrin arasında bir de lstanbul'da şilerin de bir an önce İstanbul lerinin durdurulması için başvuçok uzun süre kalmış kişiler var. Emniyet örgütüyle ilişkilerinin keruda bulunacakları saptandı. 20 seneden beri adam burada. sileceği öğrenildi. İstanbul Emniyet Müdürü Mesela bir kadın şube miidürii Tayinleri çıkan üst düzey görevlilerin büyük bölümü, kararı Hamdi Ardah, atama ve tayinler var, 15 senedir tsUnbuI'da. Ol'tenzih edUdik, kiiçültüldük" de kendi tasarrufunun bulunma maz ki, değil mi? Ama bunda besözleriyle karşüadılar. Emniyetdığını, kimlerin nereye tayin edilBinı bir tasarrafnın yoktur. Zaten örgütünün İstanbul kanadındaki diğini ancak dün (Cuma) sabah gidenler de neden gittiklerini bioperasyonu kendilerinin cezalan öğrenebildiğini söyledi. Ardah, liyorlar. Kimsenin itiraz ettiği önceki gün Emniyet Genel Mü dınlmasına yönelik bir girişim atama ve tayinleri üç grupta top yok. Tebliğ edilenlerden hiç kimse sesini bile çıkarmadı." dCrlüğü'nden tstanbul'a gönderi olarak kabul ettiklerini belirten layarak şöyle konuştu: len atama ve tayinlerin 42 kişiyle görevlilerden bazıları atanmalarıö t e yandan, tstanbul'dan baş"Tayinlerin bir bölümü MÎT kalmayacağı ve daha aJt düzeyde na neden olduğu belirtilen MİT raporuyla Ugili. Adlan gecmiş, şn ka illere tayin edilen görevlilerin Istanbul Haber Servisi tstan bul Emniyet Müdürlüğü'ndeki atama ve tayinler, çeşitli tepkilere neden oldu. Emniyet müdür yardımcısı, şube müdürü, müdür yardımcısı ve emniyet amiri rütbelerini taşıyan ve tstanbul'daki görevlerinden alınan kişilerin çoğu olayı " t e n z i h edildik, küçttltüldnk" biçiminde yorumlarken, atananlann önemli bir bölümü teblıgatlan akr almaz iHşkilerini keserek makamlanndan aynldılar. yenne, biri polis başmüfettişi, yedisi şube müdürü, altısı ise emniyet amiri olmak üzere 14 kişinin tayini tstanbul'a yapıldı. tstanbul'a atananlann adlan şöyle: Polis başmüfettişi E. Emin Şişman İstanbul Emniyet Müdür YardımcıhğYna, Çanakkale Şube Müduru Mehmet Akdemir İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığı'na, Bursa Şube Müdürü Ahmet Köse tstanbul Şube Müdürlüğüne, Ankara Şube Müdürü Murat Aykaç şube müdürlüğüne, Emniyet Genel Müdürlüğü kadrosunda Şube Müdürü Haşmet Yöreli şube müdürlüğüne,' Kahramanmaraş Şube Müdürü tbrahim Kaya şube müdürlüğüne, Hatay Şube Müdürü Vedat Kaymış şube müdürlüğüne, Çanakkale Şube Müdürü Ömer Geyik şube müdürlüğüne, Didim Emniyet Amiri Recep Akuasoylu şube müdürlüğüne, Ankara Emniyet Amiri Kadir Kuş emniyet amirliğine, Ayvalık Emniyet Amiri Alaattin Kırmacı emniyet amirliğine, Sakarya Emniyet Amiri Aydın Yıldınm emniyet amirliğine, tstanbul Polis Eğitim Merkezi Emniyet Amiri Sabahattin Tür emniyet amirliğine, tstanbul Kemalettin Eröge Polis Okulu'ndan Emniyet Amiri Hidayet Kopacak emniyet amirliğine atandılar. tstanbul Emniyet Müdürü Hamdi Ardalı, geçen hafta içinde tstanbul'daki tayinleri saglamak ve düzenlemek için Ankara'ya gittiği yolundaki savları şöyle yanıtladr. "Ankara'j a gidiş nedrnim, kızunın yurtdışına çıkışıyla ilgilidir. Bu arada Sabah gazetesine yapılan saldın nedenivle o işimi de yanm bırakarak tstanbul'a döndüm. Bu olayda benim herhangi bir tasarnıfum yoktur." Bıırsa Cezaevi'nde milletvekili incelenıesi Yol filmi Türkiye'de hiç gösterilemeyince hüzün duydum. Bir Türk filmi Cannes'da birincilik ödülü alıyor ve siz sanatçı olarak kendi seyircinizle bu anlamda buluşmnnın tadını yaşıyamıyorsunuz. kan'ın yönettiği Maden, Şerif Gören'in Yol ve Katırcılar, Bilge Olgaç'ın Kaşık Düşmanı, Gülüşan ve Kızın Adı Fatma, Lürfü Akat'la Kuma ve Yerle Gök Arasında... Yol filmi Cannes Film Festivali'nde birincilik ödülü aldı. Sonra filmin gösterimi Türkiye^de yasaklandı, daha doğrusu galiba Türkiye'de hiç gösterilemedi, o zaman ne hissettiniz? Hüzün tabiı... Bir Türk filmi dünyanın en büyük film festivallerinden birinde birincilik ödülü alıyor ve siz sanatçı olarak kendi seyircinizle bu anlamda buluşmanın tadını yaşayamıyorsunuz. da dış ülkelerde ödüller alan yeni bir sinema türü bu eski anlayışı değiştirmeye başladı. Bu ortamda sinemaya ilişkin görüş ve anlayışınız nedir? Değişme yaşamın aslıdır. Kan ter içinde de olsa dinamik ve değişken bir toplumda yaşıyoruz. Elbette sinema sanatı bundan nasibini almak zorunda idi. Üstelik Türkiye'de 1960 sonrası kültur, sanat ve düşünce hayatında yaşanan toplumsal hareketlilik konusunda en geç gemiye binen Türk sinemasıdır. Sinemadakı değişme konular, dramatik yapılarla ilgili değil. Olmaması gerekir. Aslolan BURSA (Cumhuriyet Bürosu) Bursa özel Tip Cezaevi'nde 30 eylül gunü meydana gelen 'loplu dayak" olayından sonra sol göriışlü hükümlulerin başlattığı açlık grevi 9. gününü doldurdu. SHPli 5 milletvekili dün Ankara'dan Bursa'ya gelerek cezaevinde incelemelerde bulundu. Genel merkez tarafından görevlendirildikleri bildirilen Fehmi Işıklar, Mehmet Mogoltay, Fuat Erçetin, Kâzım Özev ve tbrahim Aksoy dün sabah Adalet Bakanı Mehmet Topaç'ı telefonla arayarak Bursa özel Tip Cezaevi'nde incelemeler yapmak istediklerini belirttiler. Bakan Topaç'ın kendilerine telefonda, "Bursa Cumhuriyet Savcılığı'na, giriş için talimat vereceğini" söylemesi üzerine savcılığa giden heyet uzun çabalardan sonra ancak saat 16.00 sularında cezaevine girebildi. E r z u r u m u n Dumlu bucaŞma bağlı Yeşilyayla Köyü'nde 1918 yılında Ermeni çeteierî tarafından katledikleri saptanan Turklere ait toplu mezar dun yapılan bir kazıyla ortaya çıkanldı Saat 07.00 sıralarında başlayan ve yaklasık 10 saat süren kazı sonunda 100 kişinin iskeleüeri.bulundu. Atatürk Üniversitesi Fen ve Edeblyat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç Dr. Enver Konukçu başkanlığmda bilimsel yöntemlerde yapılan kazılarda kadın, çocuk, yaşlı kişilere ait kafa ve iskelet kemiklerinin yanı sıra Kuran'ı Kenm yaprakları kattedilenlere ait giysi parçaları, AyYıldızlı tutün tabakası, Osmanlı döneminde giyilen iki fes parçası ve Rus yapısı mermı ve kovanlar da bulundu. 8u Türklerin samanlık olarak kullanılan binaya sokulmayarak katlediidiği belirlendi. Toplu mezardan çıkarılan Türklerin kemikleri aynı yerde yapılacak mezariığa gömülecek. Erzurum Valisi, yerleri saptanan 8 toplu mezarın önümüzdeki günlerde açılacağını, Erzurum'da bir Soykırım Müzesi kurulacağını söyledi. (Fotoğraf: AA) EfHIPIIİ Kimse beni klasik politika biçimleri içinde görmek istemesin Ben sanatsal çalışmalarımın dışında İznik'te yaşıyorum. Evim ve ailem orada. Yaşadığım yöreye bayılıyorum. O zaman politik tasarruflanmı orada yoğunlaştırtnak doğaldır. Önce DSP'li sonra SHP'li olmanın nedenlerini nasıl açıklryorsunuz? Sanki ben politik bir ikbal anyormuşum gibi değil mi? Öyle değil... Ben 68 kuşağındanım. Yaşanan acı ve kahırlı deneylerden sonra ülkemde eksiksiz bir demokrasinin gerçek BMIB'den HtKMET ÇETİMKAYA Ozel Tip Cezaevleri Kaynıyor IZMİR Çanakkale, Eskişehir, Bursa, Aydın özel tip cezaevlerınde tedirginlik sürüyor. Sol görüşlü hükümlüler, "dayak ve baskılan" protesto ediyor. Ay^jın'da hastalanan hükümlüyü hastaneye gönderme yetkisi doktorun elinde değil. Cezaevi müdürünün onayı gerekli. Aydın E Tipi Cezaevi'nde yatan inkılap Dal adlı hükümlü, kan kanseri. Hâlâ Devlet Hastanesi'ne kaldırılmadı. Cezaevi revirinde tedavi görüyor. Kısaca özel tip cezaevleri kaynıyor... Bir mektup var elimizde. Cezaevindeki oğulun, babaya yazdığı mektup. İsterseniz birlikte okuyalım: "Canım babacığım, İlk önce her zamanki gibi merhaba diyeyim. Bu mektubu içinde yaşadığımız koşullarda karşı karşıya kaldığımız ciddi bir saldırıdan dolayı kaleme alıyorum. Bu saldın tüzük ve tek tip elbise ile sınırlı olmayan, ama an a halka olarak bunların öne çıktığı Adalet Bakanlığı'nın yeni bir uygulamayı yürürlüğe koymasıyla başladı. Ben bu gelişmeleri cezaevlerinde ' tahliyeler durduruldu ' olarak formüle edebiliyorum ve gerceği de bu. Bundan bir süre önce haziran ayının içinde Ankara'da Adalet Bakanı, cezaevleri genel müdürü ve müdür yardımcıları ile bakanlık müfettişlerinin yanında 11 ilin cezaevleri 1. müdürleri ve savcılarının bir toplantısı oldu. Yakın bir geçmişte bu toplantının içeriğini ve sonuçlarını burada yaptlan idare ile konuşmalardan çıkarmıştık. Süreç o toplantı karaıiarının uygulanması aşamasını getirmeye başladı. Bundan iki gün önce A. Bakanlığı'nın bir resmi yazısının cezaevine geldiğini öğrendik. O da bugün basında çıktı1 ağustos tarihli yeni uygulama içerikliydi. Yeni tüzük uygulaması ana halka olarak tek tip elbisenin yeniden uygulanmasının yanında birçok kısıtlamayı örneğin havalandırma saatlerinin azaltılması, saç kesme vr> bir uygulamaya' yasallık' tanıyor. Cezaevleri Genel Müdüıiüğü 7.7.1988 tarih ve 23487 sayılı cezaevlerınde disiplinin sağlanması ve farklı uygulamaların önlenmesi konusunda tüzüğün 139. maddesi hükmü ile hükümlü ve tutuklulara tek tip elbiseyi zorunlu olarak giydirin1 diyor. Giymeyenlerin de 'tüzüğün 157'nci maddesi gereği' cezalandırılmasını istiyor (Bu madde kınamadan hücre cezasına kadar nizamlara aykırılık gerekçesiyle infaz yakan maddedir). Bu cezaevine 6.8.1988'de yollanmış. Bu yazı da bizlere 1. Müdür Behzat Demir imzasıyla verildi. Bu, neden bir yeni saldırıdır? Neden tahliyeleri durduruyor? cak arkadaş var. Sayıları 50den fazla olan bu arkadaşlar, ilk anda cezalarla tahliye haklarından olacak. Yalnız bizim koğuşta 10 gün içinde çıkacak 45 kişi var. İdare sürekli giyin diye baskı yapıyor. Ama bizler giymeyeceğiz diye açık tavrımızı koyduk ve yakında tahliye olacak arkadaşların da çoğu şimdilik kabul etmedi ve etmeyecekler. Amaç bizlerı infazla vurup bölmek. Bu aynı zamanda çok ciddi sonuçları da taşıyor. Her tahliyesi yaklaşan arkadaşı bu uygulamaya sokarak ezmektir. Kendi ağızları bunu şu şekilde söylüyor: 'Ağır cezalılar için nasılsa cezanın önemi yok.' Ama buna rağmen toplu bir infaz yakmanın ağır sonuçlarını da dar gidecek olan bu sürecin sorumlusu biz olmayacağız. Sorumlu, yalan ve demagojik açıklama sahipleri olacak. Ne yeni tüzük ne tek tip elbise ne de yaşamsal haklarımıza en küçük bir saldırıya tahammülümüz yok. Bunu söyledik. İnsanca yaşamak için insanca olmayan dayatmalara göğüs gereceğiz. Bu gelişmeler bakanlıktan Arif Yüksel ve Cezaevleri Genel Müdürlüğü'nden müfettiş Hüseyin Turgut eliyle bir operasyon havası ile yönlendiriliyor Bu da bilinen bir durum. Ama bu baylar şunu bilmiyor, tüm cezaevlerinde olacağı gibi burada da bu antidemokratik, baskıcı ve gerici uygulamalar sökmeyecek, bunlara izin verilmeyecek. Şimdi uygulanan yöntemler içinde çıplak zor olmayabilir, ama bu hiç olmayacağı anlamına gelmiyor. Ayrıca görüşmeden önce birçok yasak ve ceza ile görüşmemlz de engellenebilir. Bu anlamda genel bir bilgilendirme için bunlan anlatıyorum. Zaten şimdiden yaşamsal birçok konu kısıtlanmış ve yasaklanmış durumda. Dışarıdan gelen koliler verilrniyor. Kantinde yumurta satışı yasaklandı, sosyal faaliyetlerin tümü durduruldu ve koğuşlar arası hiçbir sosyal faaliyet yaptırılmıyor, En ciddisi acil hastalar hastaneye yollanmıyor Dergiler verilmiyor ya da kısıtlanıyor, günlük basın çok geç ulaştınlıyor. Yanı birçok alanda başlayan kısrtlama ve yasak hızla yayılıyor. Bugün yollanan bir listeye 'Tek tip elbise giymıyoruz' diye imza attık ve vereceğiz Her an cezalar gelebilir. Ve bu süreç yarın kimin ne olacağını bilmediği bir gelişme dizisini de başlatabilir. İnsanca yaşamdan yana her türlü anlayışla açık açık düşüncemizi ilettik. Çok açık ki bugün yine ana halka tek tip elbisedir... ...Kendinize iyi bakın, çünkü sizlerle güçlüyüm. Görüşmek üzere diyeyim. Selam ve sevgiler, özlemle kucaklarım " Sanat, sinema, oyunculuk, senaristlik derken bunlar kendinizi anlatmaya yetmiyor mu da politika ile de ilgi kurdunuz? Politika yaparken amacıntz neydi? Soframızdaki ekmek dilimi buram buram politika kokarken, sanat ve kültür meselesınin politikadan ayrılığı düşünülebiiir mi? İnsanlık tarihine baktığınız zaman hayatın bütün kurumları gibi sanat ve kültürün de bal gibi politikadan gectiğini görüyor Çanakkale, Eskişehir, Bursa, Aydın özel tip cezaevlerinde tedirginlik surüyor. Sol görüşlü hükümlüler "dayak ve baskılan" protesto ediyor. Aydın E tipi cezaevinde yatan İnkılap Dal adlı hükümlü kan kanseri. HaJâ devtet hastanesine kakhnlmadı. Cezaevi revMnde tedavi görüyor. göze alamıyorlar. Gerçekten o zaman kimin ne yapacağı belli de olmaz. Şimdiden korkunç bir öfke birikti zaten. A. Bakanı 'Dayak, işkence yok' diyor. Bugün infaz silahını böyle kullanmanın açıklaması herhalde 'Gönüllülük temel alındı' diye açıklanamaz. Ayrıca dikkat edilirse bu saldırının uzeri çok örtülmeye çalışıldı. Yine Bakan, 'Cezaevlerini lüks otel yapacağız' diyordu, 'Elbise sörunu isteyene göre olacak' diyordu. Evet, çerçevesi disiplin silahı ile çevrili bir gönüllülük ve böyle lüks cezaevleri! Bu uygulanan yöntem tek kelimeyle 'zor'dur ve açık 'baskı'dır. Günümüzün işkence yöntemidir! Hayır! Tek tip elbiseyi giymeyeceğiz. Bundaki kararımız çok açık. Sonuna ka Yepyeni bir rüzgâr estireceğine inandığım için DSP'de yerimi aldım, ama gelişen koşullar içinde düşüncelerin hayata geçmediğini gördüm. O zaman geniş halk yığınlarının buluşmaya başladığı SHP'de politika yapmaya başladım. sunuz. Bu anlamda çağımızda her düşünen insanın, özel olarak gerçek sanatçıların seçımıni yapmak zorunda olduklarına inanıyorum. Kimden ve neden yanasınız? Barış, demokrasi, özgürlükten yana mısınız, savaştan yana mısınız? Örneğin neden ve nasıl sinema yapıyorsunuz? Ben yaşam tarzı olarak seçtiğim sanatçılıkta bu soruları hep kendime sordum. Ve her zaman ülkemin politik durumu ile ilgilendim ve iç içe oldum. Bu ilgilenmenin ancak belli bir siyasi organizasyon içinde sonuç verebileceğine inandığımdan partili olmayı seçtim. Neden İznik'ten başladınız politikaya? leşmesı konusunda sarsılmaz bir karar sahibi oldum. Kuruluş aşamasında ve sonrasında DSP'nin örgüöenme ve kitleler konusunda söyledikleri ve buna bağlı olarak yepyeni bir rüzgâr eseceğine inandığımdan DSP'de yerimi aldım. Ama gelişen koşullar içinde parti içinde bu düşüncelerin hayata geçmediğini gördüm. O zaman orada olmanın anlamı kalmamıştı. Üstelik geniş halk yığınları SHP'de buluşmaya başlamışlardı. Baştaki düşüncelete gene sonuna kadar sahip çıkarak SHP içinde politik çalışmalarımı yürütmeye karar verdim. Bir sinemacı ve tanınan bir kişi olarak Darti örgütü içinde nasıl bir iıgi ve tutum la karsılaşıyorsunuz? Ben kasabada herkes gibi, bir sıradan ınsan gibi yaşıyorum. Eski bir ailenin çocuğuyum. Hemşerilerim beni kasabadan bir sanatçı çıkmasının gururu ile çok severler. Başka partiler bu anlamdaki seçimime alınsalar bile bu ilgi ve sevgileri değişmez. Ama yıllardan gelen kasaba politikacılığı alışkanlıkları ve bunların bana yansıması sorunlar getirebiliyor. Mesela Gülüşan filminde çıplak sahnelerde oynadınız. Kasaba kultürü içinde bu tür yaklaşımlar eleştiri konusu olabilir. Bu da politik yaşamı etkilemez mi? Bu Türkiye ölçeğinde böyle. Üstelik benim kasabam herşeye karşın hoşgörülü bir kasabadır. Bir sorun getırse bile ben sanat ve sanatçılık anlayışımdan ödün vermem. Demokrasiyı savunmak, demokrat ilişkileri kurmakla mümkündür. lleriye giderken ve gitmek isterken elbette faturalar ödeyeceğiz. Bu, doğru olanı yapmaktan, insanı, hele bir sanatçıyı hiç alıkoymamalı. Üstelik ben porno yıldızı değilim. Politikacının klasik bir tanımı vardır, siyah takım elbiseleri içinde nutuk atar, siz böyle bir kalıba girebiliyor musunuz? Nutuk atmak sinema diliyle komik bir çekim sahnesi gibi gelmiyor mu? Oldum olası bazı özel günlerde veya politik çalışmalarda siyasilerin lacili biçimciliklerine ve nutuksal vurgulamalarına gülmüşümdür. Böyle bir sıkıntıyı nasıl taşıdıklahnı düşünmüşümdür. Bu ülkenin her alanda yepyeni şeyler söylenmesine ihtiyacı var. Tabii bu yeni şeyler, yeni biçimler de getirecektir. Saygılı ve disiplinli davranmayı hiçbir zaman kenara koymadan kimse beni klasik politika biçimleri içinde görmek istemesin. Üstelik ben bir nefer gibi politik çalışma yapan bir adamım. İki gündür cezaevinde tek tip elbise giyen ya da giymeyenlerin listeleri toplanmaya çalışılıyor. Sürekli Ankara'dan yetkililer idareyi arıyor ve hemen giydirin, giymeyenleri üç gün ara ile kınamadan hücreye kadar cezalarla cezalandırın diyormuş. Bunu idarenin kendisi açık açık söylüyor. Bu hesapla yuvarlak hesap 20 günde bırakalım yakında çıkacak arkadaşlan ki bu çok önemlidir hepimizin infazı yanacak. Tek tip elbisenin ne anlama geldiğini anlatmayacağım. Kendileri de disiplin adı altında yeni bir saldınyı başlattıklarını ilan ediyorlar. İnsanları kişiliksizleştirmeye yönelen bu gerici ve antidemokratik uygulamalar şimdi infaz silahını ağırlıklı kullanarak uygulamaya yeniden sokuyor. Çok sayıda yakında çıka
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle